-
12.
0@10 entry nick
-
11.
0güzel kardeşim zaten kafam olmuş bi dünya amk yazıları zar zor seçiyorum şimdi nası okuyim bunu sen söyle bana?? merak da ettim ama bin hayretsin yav
-
10.
0olum bunu yazanında okuyanında...
-
9.
0sizi zaten ciddiye alıp ciddi bir şey anlatan da kabahat aq. aranızda bir tane liseli olmayan ciddi elaman olur diye düşünmüştüm de... yok aq. illa her şeyin esprisi her şeyin taşağı lazım size. gün olur da belki düzelirsiniz, ya da başınıza böyle bir şey gelir de anca o zaman anlarsınız yavşaklar.
-
8.
0yu kant tok to mi lak tet yu madafaka
aym litil gans... tır yu nov -
7.
0haykirarak agladim
-
6.
0noluyo lan. birden paragraflar karşıma çıkınca fena oldum amk
-
5.
0dıbına koyım biz de insanız bu ne boyle
-
4.
-1okuyani gibsinler.
-
3.
0bagırma huur
- 2.
-
1.
+11 -1herkes her zaman aynı değil. bazı insanlar vardır, hep gülmeye güldürmeye çalışır da vardır bir ton dertleri. vardır her gece içmelerinde bir nedeni. yıllardır içimde tutarım, bir acı gibidir kalbimde. hep saklarım, kimseye göstermem. söylemem. anlatmam. konuşmam. ama içime derttir, birilerine anlatsam belki geçer derim hep...Tümünü Göster
evet muallakler belki bunu bir bloğa yazsam, daha doğru olur. ama bana samimiyetsiz geliyor. açmıyorum blog falan. bunu belki o entel zütoş ekşicilerin sitesine yazsam, çok da beğenilir. onlar çok bayılır böyle şeylere. itiraf başlığı falan. evet itiraf edeceğim.
ben de liseli oldum zamanında. liseliydim, kanım hızlı akardı. hep geyik taşak yine o dönemler... ah ah çocukça taşak geçmenin tadını bile özlemişim lan aslında. bir kız vardı, çok tatlı çok güzel bir kızdı. böyle sapsarı saçları, masmavi gözleri vardı. bizim sınıfta bir arkadaşı vardı, hep tenefüslerde gelirdi onunla sohbet etmeye. ilk kez o zaman görmüştüm, ondan sonra da bir daha gözümü alamadım. hep o, hep o'na baktım. gözüm kimseyi görmedi, kimse bilmezdi. gider gizliden gizliye ağlardım. bir güne bir gün cesaretimi toplayıp konuşamadım, gidip anlatamadım. hem gitsem ne diyecektim lan ? öyleydi, içime attım.
seneler geçti. lisenin sonuna geldik. ben hala gidip konuşacağım... konuşacağım... konuşacağım. ama olmuyordu bir türlü. gidip durdurup " pardon bir saniye bakar mısınız ? " demeye asla zütüm yemedi. ve günlerden bir gün, böyle uzunca bakıştık. dayanamadım birkaç adım attım ona. güldü böyle. ben de güldüm. anladım... terslemeyecekti beni. gidip her şeyi anlattım o'na. o'nu ilk gördüğüm günü, o günden sonra ona karşı olan tüm hislerimi, her şeyimi... anlattım dıbına koyim. anlatırken de 3-4 tane bira içmiştim, çömeziz ya güneş altı bira. kafa güzel. anlatırken, sonlara gelince ağlamıştım artık. yanaklarımdan tutup göz yaşlarımı silmişti... sonra bana bakıp gözleri dolu bir şekilde, gülümseyip " bekle beni " demişti.
papatyaları çok severdi. papatyalar... okul bitmeden birkaç kez o'na öyle papatyalar vermiştim. gülüyordu, seviyordu da beni. o da benim gibiydi, söyleyemiyordu hiçbir şeyi. " bekle ! " dedi " bekle beni " dedi. öss'den sonra ciddi ciddi konuşacaktık onunla. sözleşmiştikte. o zamanlar cep telefonu, icq var ama pek az kişide var. haziran 28'de, beşiktaş iskelesinde buluşacaktık. saat 3'te. ellerimde papatyalarla bekliyordum onu... gelmedi. unuttu diyemedim... burda değildir dedim. başına kötü bir şey gelmesini hiç düşünmedim...
hem bilirdi, o papatyaları çok severdi. benim getireceğimi de bilirdi. gelirdi... vapurdan inen binlerce insan gördüm, o gün orda 8-9 saat bekledim. o gelmedi... sonra aynı sınıftaki arkadaşını gördüm ertesi günü. muhabbetimiz de pek yoktu onunla. ama asıktı suratı, beni görünce iyice beter oldu. koştu sarıldı bana. ağlaya ağlaya trafik kazası geçirdiğini, kurtulmasının mucize olduğunu söyledi. yoğun bakımdaydı papatyam, almıyorlardı da beni içeri... her gün bir demet papatya bırakırdım odasının önüne. 2 ay sonra beyin ölümü gerçekleşti.
her yıl haziran 28'i bulur, ben saat 3'te onun mezarına giderim. beklerim... ona güzel şeyler anlatırım. toprağını öper, papatyalar ekerim. onları göz yaşlarımla sularım. papatyaları çok severdin sen derdim. derdimi hiç söylemediğim için kendimi de yerim, bir kere seni seviyorum diye suratına söyleyemedim. hep vicdan azabı çektim. saat 3'te giderim, yeni güneş doğana kadar orda kalır, ağlaya ağlaya dönerim evime... papatyaları sen çok severdin...
özet : eğer birini gerçekten seviyorsanız, gidin, yakasından da olsa tutun. söyleyin o'na. daha çok geç olmasın. sonra böyle çaresiz, derbeder alkolik biri olarak kalıyorsunuz. okuyanın da okumayanın da canı sağolsun.
-
oglun basardi baba
-
günaydın kelimesi icat edilmeseydi maxosman
-
aga bak teletabiyi gördük namiki gördük
-
enguzelhalinle ifşa
-
cfrkn günaydın başlığına kabul ediliyor
-
cayda lipton o anayin
-
rammstain bu muymuş
-
cfrkn ne haber dost
-
1075 başlık 1315 trend
-
axento yalakalığı
-
axento çevresine
-
su karıyı bile
-
kendine layık bişey buldun mu spastik dostum
-
31 spor bu ne rezillik la
-
zuahdjdksöcçax
-
erkek dediğin kıllı sakallı ayı gibi bişi olur aga
-
melek entryi sil şifreyi randomla çıkış yap
-
uçan kedi bu muymuş la
-
odlek topal ordek official
-
piyo kız senin yanında domalsa
-
bi ara riyakas diye bi çocuk vardı
-
testo taylan burası sefalet atolyem ev ziyareti
-
acaba arada bir onun aklina düşüyor muyum
-
napalım kanzi iş güç uğraşıyoz işte
-
kayra sözlüğün yarısı allahsız yarısı da kitapsız
-
hayatt artıgı ne haber dosstum
-
sözlüğün son bitki örtüsü
-
kanzi görecelik teorisi falan
-
nişanlım rabia
-
lipton karınla barışta gibtir git sozlukten amk
- / 3