/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 76.
    0
    birazcık heyecanlıyım.

    ilk defa öpüşeceğim için tabii ki. sabah saat 7:00'de evden çıktım. saat 7:45'te merdivenlerdeydim. saat 8:00'de de o geldi.

    kendisini biraz gergin gördüm. ilk defa böyle bir şey yapacağı için de gerilmiş olabilir. daha önce hiç öpüşmemiş bir kız vardı karşımda.

    geldi, yanıma oturdu. kolumu attım omzuna, saçlarındaki şampuan kokusunu içime çektim. önce yanağından sonra dudağının yanından sonra işe dudağından öptüm. karşılık verdi.

    bulutların üzerindeyim o an, gözlerim kapalı. inanılmaz bir mutluluk var içimd-

    yok lan. bu ne dıbına koyim diyerek kızı izliyorum. kız gözlerini kapatmış, biraz önce yazdıklarımı hissediyor. ben ise ne işim var lan burada, insan insanı giber mi sorularıyla kalakaldım. duygusal bir insan olsam da alışmam lazımdı böyle materyalist zevklere. bakış açım materyalist olsa da hislerim duygusalda kalmıştı. ama bundan sonra olmak istediğim kişi materyalist durumlardan zevk almalıydı. ben bu olmalıydım.

    orada 45 dakika kadar öpüştük. öpüşmeyi ben abartmışım aq diyorum kendi kendime. daha önce öpüşmüş arkadaşlarım çok farklı anlatmışlardı olayı.

    bak şimdi böyle dünyanın en zevkli şeyi, bildiğin uçuyosun baba o an, aklına hiçbir şey gelmi-

    gibtir lan. bildiğin yumuşak ıslak bir şeyi öpmek işte. kim kimi koparıyor kendi payının dıbına koyim yani.

    neyse ilk defa meme ve züt elleyişim de o ana tekabül ediyor. zütü güzel diyordum harbi on numara züt var kızda. hala yazarım ara sıra senin züt güzel diye.

    hatta bir kere kızılayda burhan'la yürürken oğlum öndeki kızın züt de çok hoş lan bak dedim ve onun ilk ellediğim züt olan su'ya ait olduğunu farkettiğimde bayağı şaşırmış, bir o kadar da gururlanmıştım.

    aynı günün akşamı da kıza mesaj attım zütünden tanıdım seni diye. sonra şimdi allah için zütün güzel yazdım kıza. niye allah için yazdım hiçbir fikrim yok. çarpılacağım amk.

    kuzenimin düğünü var. kız istemeye başka bir şehire gidilecek. babam da istersen sen kal, ders çalışırsın dedi. ben de gibiş düşünüyorum tabi ama kuzenimin düğününe gitmezsem ayıp olur diye gittim.

    okulun açılmasına az kaldı. ehliyet aldım. her yere arabayla gidiyorum artık. okula da ara sıra arabayla gideceğimi düşünüyorum.

    eliz yine mesaj atıyor. bu dönemde berk, ben, eliz ve eliz'in dershaneden arkadaşı buluşuyoruz. kız stoya beyazı, vampir gibi bir şey. biz sohbet ederken eliz saçma uçuk hayallerinden bahsediyor, kız da bence çok saçma biraz gerçekçi ol falan diye eliz'e gömüyor. sonra biraz kızla sohbet etmeye başladık. eliz araya girmeye çalışıyor. onunla sohbetimizi bir cümlelik tutup tekrar kızla sohbet etmeye devam ediyorum. eliz'le o kızı bir daha bir arada görmedim.

    okulun açıldığı hafta meme fotoğrafı'nı bir kez daha atmadığı için su'dan ayrıldım. istediğim kıvama geliyorum yavaş yavaş.

    bir gün kantinden bizim kata çıkarken alt dönemlerden sınıf kapısının önünde bir kız gördüm.

    aşırı güzel bir kız. böyle minnacık, tam hayallerimi süsleyen bir fizik ve yüze sahip. yanımda berk vardı bu kim la dedim. berk'cim de piyasaya hakimiyetinden olsa gerek kızın instagram nickini söyledi direkt. bu çocuk piyasaya hakimdi de biraz büyümesi lazımdı işte. yoksa yakışıklı çocuk.

    arsenal - galatasaray 4-1 biten maçtan önce instagram'dan kızı takip ettim. salak beni takip ettikten sonra çoook eski bir fotoğrafımı beğendi yanlışlıkla.

    instagram'ında snapchat'i yazıyor, bir ekleyim bakalım.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    0
    uyudum, ama güzel uyuyamadım.

    ertesi gün o şekilde geçse de aynı konular gündeme geliyordu. sürekli tartışmalar çıkıyor aramızda, eliz de ben üzerine gittikçe salağa yatıyordu.

    salağa yatılmasından da hiç haz etmem. zaten bisssürü şeyden haz etmediğimi farkettiniz. galiba biraz cins bir adamım.

    o günün akşamı kavga ettik. gece saat 1 gibi. sonra küs bir şekilde uyuduk.

    ertesi gün sabahtan eliz yine en ön sırasına geçmiş, aşırı derecede üzgündü. her ne kadar yanına gitmek istesem de gitmedim. ben yine sabaha kadar uyumamıştım. çıkışta da dershanem vardı. ama 2 saat boşluk olduğu için uyuyarak değerlendirmek istedim o boşluğu.

    uyudum da, uyandığımda sınıfta kimse kalmamıştı. dershaneye gittim, sonra da eve döndüm.

    aşırı derecede sıkıcı bir 12 şubat 2014 galatasaray antalyaspor maçı izlerken, daha fazla dayanamayıp eliz'e barışalım mı? diye mesaj attım. o da galiba mesaj atmamı bekliyormuş arka arkaya bir sürü uzun mesajlar geldi. aklımda kalan bir tanesinde sarılma şiddetine göre affedebilirim yazıyordu. daha sonra ciddi bir mesaj attı:

    dün gece senle kavga etmeden önce tam senin hakkında farklı düşünmeye başlamıştım ki, beni öylece ortada bıraktın. gece uyumadım, biraz bir şeyler yazdım. müzik dinledim. sabah olmuş

    canım sen bana çok ters davranıyorsun bazen hiç sevmediğim hareketleri yaparak. ben de sana daha ters davranıyorum öyle olunca. sonumuz iyi değil gibi sanki...
    ···
  3. 78.
    0
    gibko hissetmek standartım oldu o günlerde.

    bu hikayenin başından beri çok defa söylediğim üzere belirsizliği sevmem. buna son vermemin vakti geliyor yavaştan.

    eliz, kararını ver. ne olacaksa olsun. aramızda hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam edemezsin. dediğim her anda konuyu değiştirdi.

    en sonunda sinirlendim ve sinirden gözüm dönmüş bir şekilde artık beklemiyorum. bitti, bu saatten sonra arkadaşın olarak görürsün görmezsin o senin problemin diyerek buna bir son verdim.

    evet, bitmişti. aramızdaki her şeyi bitirmiştim. aranızda ne varmış ki zaten gibko diyorsanız, haklısınız beyler. olan bu kadardı, yazdım.

    hikayemizin sonuna gelmiyoruz daha. zaten 2014 yılının martındayız. mantıken şurada 2 yıl 4 aylık daha mevzuyu yazabilirim di mi ama zaaaaaa xd.

    velhasıl kelam mart ayının ortalarına doğru okulla birlikte bir sempozyuma katılmaya gittik. şehrimdeki bir üniversitede olacaktı bu sempozyum ve otobüsle gidiyorduk. ben normalde hiç yapmayacağım bir şekilde koridor tarafında oturuyordum. yanımda tuğrul, arkamda (daha önce bahsettim mi hatırlamıyorum) arzu (veya merve tam hatırlamıyorum) ve sezgin var.

    bu arada araya küçük bir hikaye sıkıştırmak isterim.

    --minik hikaye--

    kuzey eliz'den hep nefret ederdi. sebebini bir türlü öğrenemedim. sezgin de bir dönem kuzey'i ciddi ciddi seviyordu. kuzey'in eliz'den nefret etme sebebi kuzey'in beni sevmesiymiş.

    sezgin'le kuzey'in arası oluyor gibi olduğu anlarda kuzey amerika'ya gitti. zaten sınıfta kuzey arzu ve sezgin beraber takılırlardı hep. kuzey amerika'ya gidince sezgin'le arzu sevgili olmuşlar amk asdasdasd. o dönemde de sevgililermiş yalnız ben hala yakın arkadaşlar sanıyorum. masum düşüncelerim henüz kirlenmedi. ama az kaldı. arkadaş ayağı züt ayağı lafının reel olduğunu kabul etmeye başlıyorum.

    --minik hikaye--

    otobüsle gidiyoruz. tuğrul eliz'le olan mevzumu bilmiyor. sezgin de arzu da merve de zaten biliyorlar.

    20 yaşımda adamım. hayatımda geçirdiğim en büyük şoklardan biri, en üzüldüğüm anlardan biri olabilir.

    ''baknickime, oğlum şunlar serhat'la eliz değil mi lan el ele?

    onlardı. onlar. arka sırada dönen sohbet sesszileşti. bir sessizlik oldu.
    onlar galiba kankadedim.ama tam bakmadın kanka bir baksanadiyor.baktım kankadiyorum. ama bak lan oğlum yaafalan diyor. saçma absürt bir ortamda duruyorum yani. en sonoğlum onlar işte uzatma lan ne büyüttün'' dedim de sustu. tarihini unutamayacağım bir gün yine. aynı gün chelsea - galatasaray maçı var.

    eliz gibkosu yüzüme bakamıyor sempozyumda. bakmasın zaten, gözümle giberim onu. o an herhangi bir sebebim olsa ağzını burnunu eline verirdim. sadece onun değil, serhat'ın, ve mümkünse ayırmaya çalışan herkesin. bu sinirle çok yaşamam ben zaten. o sinirle nasıl oturdum orada bilmiyorum. kalktık tuğrul'la 1 saat sonra. yakınlardaki avm'ye gidip akşamki maçı konuştuk.

    malumunuz, chelsea bize 2-0 koydu. işte o akşam, o gece, babamın kısa marlboro'sından 2 tane alıp iç çeke çeke içtiğim gece. sigaraya başladığım gün.
    Tümünü Göster
    ···
  4. 79.
    0
    Rez belki okurum
    ···
  5. 80.
    0
    okula gitmiyorum.

    böyle bir 3 gün evde takıldım. o kadar üzgünüm ki ferre izleyesem bir otsbir çekesim bile gelmiyor. yıllardır böyle bir sürtüklük görmedim.

    artık tüm kızları kendime potansiyel düşman ve gibilmekten başka bir taka yaramayacak varlıklar olarak görüyordum. 3 gün sonra evden çıktığımda yüzümde nefret dolu bir ifadeyle etraftaki kızları inceliyordum. okula ilk teneffüste geldim ve merdivenleri çıkarken eliz'le serhat'ı gördüm. çifte doğru gülümsedim, gülümseyen ben değilim sanki, o gün, o an içimde bir şeytan beslediğimi farkettim. mutlu bir gülümseme değil, siz bittiniz oğlum gülümsemesiydi.

    eliz'e yapabileceğim bir şey yok gibi görünüyordu. eliz'in bana karşı boş olmadığını her zaman biliyordum. o günden sonra onu kullanmanın vakti geldiğine kanaat ettim. sadece biraz hazırlık dönemi geçirecektim.

    eliz'le serhat tahmin ettiğim gibi 3 hafta içinde ayrıldılar. serhat'ın kendisini yeterince sevmediğini düşünüyormuş. gib sanıyor ki herkes onu benim sevdiğim gibi sevecek.

    11. sınıfta mart'tan haziran'a kadar hiçbir şey yapmadım. gibik pgibolojimi anlatarak kimseyi karamsar bir havaya sokma niyetim yok daha fazla. aynı gibik pgibolojiyle geçti.

    zaten okula nadiren uğrayıp 44,5 gün devamsızlıkla bitirdim. o dönemlerde sürekli kulağımda red alert 2'den hell march 2 çalıyordu.

    --spoiler--

    https://www.youtube.com/watch?v=WBOD8qeCBuc

    --spoiler--

    malum sınav senesi başlayacak, kafamda sınava dair hiçbir şey yok. 4 senelik lise hayatımda okula odaklı olduğum herhangi bir dönem yok. sınav da gibimde değil açıkcası.

    kardeşimin sınıf arkadaşının ablası dershane arıyormuş, benim dershaneme gitmişler konuşmuşlar anlaşmışlar. kızı hiç görmedim.

    temmuz ayında dershanenin ilk günü ilk derse geç kalmışlığın verdiği salaklık ve yeni uyanmışlığın verdiği mahmurlukla dershanenin önüne geldiğimde 2 kız gördüm dershaneye giren. zaten butik dershane olduğu için sınıf 5 kişiydi.

    kızın birisi şişman, ötekinde de zütüne kadar bir şort ve mükemmel ötesi bir züt vardı. bu ne biçim züt lan böyle diye uyku mahmurluğumu üzerimden atmış, hedefe doğru kilitlenmiş stinger füzesi gibi kontrolsüz bir şekilde dershaneye doğru gidiyordum. sınıfa çıktığımda o kızın kardeşimin arkadaşının ablası olduğunu öğrendim. sınıfa girdiğimde direkt olarak coolluğumdan ödün vermeden arka sıraya geçtim. zaten sayılar anlatıldığı için kitap falan çıkartmıyor, hoca soruyu yazarken cevabını söyleyerek zeki ve ciksi olduğumu belli etmeye çalışıyordum. öyle de oldu zaten. şu anda hatırlayamadığım bir espri yaptığımda arkasını dönüp güldü. hatırlamadığıma göre güzel espridir, gib sok bi espri olsa kesin hatırlarım zaten.

    teneffüste hep beraber sohbet ettik. hoca bir kitap önerdi, dershane çıkışı 3 kişi kitapçıya gittik. sonra öteki şişman kız ayrıldı, ikimiz kaldık. kızın adı da su bu arada.

    su'yla bayağı sohbet ettik, bayağı uzun da yürüdük. zaten aynı yerde oturduğumuzdan, duraklarımız aynıydı. ama bu bir arkadaşıyla buluşacakmış, o yüzden orada vedalaştık.

    bu sefer olacak gibiydi. zaten üzerinde bazı pgibolojik deneyler uygulayacağım bir kızdan fazlası değildi.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 81.
    0
    dershanede takılıyorum yine.

    çıkışta bu sefer buğra'yla buluşacağım. su da bir arkadaşıyla buluşacakmış ama 2 saat sonra. dedim beraber oturalım, sen kalkarsın arkadaşın gelince.

    neyse biz gittik bir yerde oturuyoruz. buğra da geç kalacağım diye haber verdi. o sırada su'yla bayağı sohbet ettik. telefon numaralarımızı aldıktan sonra buğra geldi. o sırada dedim ki arkadaşın da buraya gelsin beraber oturalım.

    öyle de oldu zaten. arkadaşını tanıştırırken adını sorduğumda eliz demesi dışında olumsuz bir durum oluşmadı.

    ertesi gün yazışmaya başladık. güzel yazışıyoruz. her şey yolunda. bir yürümeme bakar yani. ama bu sefer nokta atışlı yürüyeceğim. istediğim neyse onu elde etmek için biraz sabırlı davranmam gerekir, keskin nişancı modu.

    bir gece buna eliz'i anlattım. bayağı ayrıntılı, kızı hala seviyormuş izlenimi bırakmak için. benden umudunu kaybetmeye başlasın, onu arkadaşı olarak görüyorum sansın diye. bayağı bayağı yazdım kıza. deney başlamıştı. ertesi gün saçma bir şey oldu.

    dıbına koduğum telefonuma keylogger mı yükledi ne yaptı bilmiyorum ama eliz mesaj attı. tam bir kızla konuşmaya başlasam bu mesaj atıyor. iyice paranoyak oldum o dönemde aq.

    ertesi gün sınıfımızdan bir grup insanla beraber buluştuk. gittim eliz'in yanına oturdum. kolumu da omzuna attım naber ya falan diye gayet yavşak takılıyorum. hiçbir şey olmamış gibi o kadar güzel davrandım ki anlatamam. birlikte fotoğraf falan çekiniyoruz. selfie'ler havada uçuşuyor. akşam da mesaj attı fotoğraflarımız çok güzeldi bana atar mısın * diye. atayım güzelim atayım.

    o gün sezgin bizde kalıyor, ertesi gün de direksiyon sınavına gireceğim. gibik ehliyet yok diye arabada camları açamıyorum polis görecek diye aq.

    akşam sezgin buğra ben oturduğumuzdan su'yla yazışma fırsatım olmadı. altın vuruş için ertesi gün akşamı bekliyorum.

    direksiyon sınavını geçtim. akşama doğru bu konuyu su'yla paylaştım ve yazışmaya başladık. saat 11 gibi falan facetime yapalım mı ya dedim. kamera açıldı. asıl sohbet orada başladı ve minik minik müstehcen konulara girerek kızın bilinçaltına çalıştım. sabah saat 5'te sevgili olmuş, ilk bulduğumuz fırsatta öpüşeceğimize kadar gelmiştik.

    bir sabah dershane merdivenlerinde ders saatinden 1,5 saat önce buluşma kararı aldık.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    Rezervasyon
    ···
  8. 83.
    0
    gotünle mi yaziyon az hızlı mk
    ···
  9. 84.
    0
    bu günlük bu kadar. zaten kasapmert okuyor şimdilik sadece. az uyuyayım da 11'de uyanacağım zaten... iyi sabahlar panpalar.
    ···
  10. 85.
    0
    Devam panpa bende hikayeyi takibe aldım
    ···
  11. 86.
    0
    3 saniyede okudum hepsini amk
    ···
  12. 87.
    0
    abdülREZzak
    ···
  13. 88.
    0
    reserve
    ···
  14. 89.
    0
    devam panpa
    ···
  15. 90.
    0
    devam panpa takipteyım
    ···
  16. 91.
    0
    şimdilik heyecansız, ileriye dönük potansiyelli bir hikayeye benziyor. bazı yerlerde sıktın ama aksiyon gelecek galiba panpa
    ···
  17. 92.
    0
    takipteyım panpa devam et guzel gidiyo
    ···
  18. 93.
    0
    okur muyum şüpheli
    ···
  19. 94.
    0
    bugün 2 part daha yazayım da yarın erken uyanacağım mazur görün beyler.
    ···
  20. 95.
    0
    kişiliğimi oturtamamanın sancılarını yaşıyorum.

    kimim ulan ben? nasıl biriyim? iyi ve kötü nedir? kafamda bunları sorgulamamak istiyorum. aklım bırak ulan kötü olsan noolur bu saatten sonra derken vicdanım ''nooldu lan o aşk böceğine? eliz'in sana yaşattığı acıları başkalarının hayatları üzerinde oyun oynayarak mı unutacaksın? egon tatmin olmayacak mı hiçbir zaman?''

    sahi, ego problemimden bahsetmiş miydim?

    ilköğretimde şişman ve güzel kızlar tarafından reddedilen çocuk olduğumdan mı bilmiyorum. aşağılık kompleksim lisenin başında mevcuttu. tipim yerine oturup ciksi ve yakışıklı çocuk olunca güç beni tatmin etmedi. çok istediğim eliz'i de alamayınca egom daha çok sarsıldı. herkesi gibeceğim modumda takılmaya başladığım zamanlara başlayalı çok olmuyor.

    ben bilir kişi miyim? ben uzman mıyım? ben kimim lan? açıkcası bilmiyorum.

    pazar günüydü. ırmak'la sevgili oluşumuzun üzerinden 9 gün civarı geçmişti. benim sabahtan dershanem vardı, onun öğleden sonra. mesajlaşıyoruz tabii ki. bana öyle bir cümle söyledi ki, düşüncelerimden sıyrılıp gibimin derdiyle ilgilenmeme sebep oldu.

    çok bitkin hissediyorum bugün. evde de kimse yok. nasıl yemek yiyeceğim ya ben...

    kafamda bir kaç senaryo dolaştı ve hepsinin sonu gol sevinçleriyle, çimde kaymalarla, drogba'dan efsane bir goooool çığlıklarıyla bitiyordu.

    ben seni dershane çıkışı alır evine bırakırım.

    zahmet etme falan dese de saçmalama ya falan dedim.

    babam eve gelince baba ben kütüphaneye gideyim de orada ders çalışırım. dedim. arabayı alıp kızın dershanesinin önüne gittim.

    hayatımda sadece o anda 16 yaşında kızlarda gözü olup kız mesleğin önüne arabayı çeken 25-30 yaşlarındaki şahinci çakallara benzettim kendim. kendi kendime de güldüm.

    arabayı tarif ettikten sonra geldi bu. üzerinde bir tane kapişonlu vardı. kız içinde kayboluyordu. altında da kot pantolonu vardı.

    ee evi tarif et bakalım.
    ···