1. 26.
    0
    buraya tekrar geliyorum köle. geliniz efendim
    ···
  2. 27.
    0
    burası benim dünyam
    ···
  3. 28.
    0
    burayı asıl kullanalı yıl oldu köle, ve ruhum bir çok devinimden geçti. köreldiniz efendim. insanlara karışmaktan döndüm köle. dönebildiniz, efendim. bunlar, dönebilme arzusunun gittiğini anladığımda oldu köle. gücünüz nefeste değildi, efendim. güç neydeydi köle? bizi yaşama davet eden her şey güç demekti, öyle sanardık oysa k,.
    sanmalardan döndüm köle. sanmalara ait olduğumu anlamak mı yakıyor ruhumu yoksa kendimi eleştirebilmem güçlü mü hissettiriyor.
    bilinmez efendim.
    oysa geçmişte ne kadarda korkuyorduk. korkularımız bizi itekleyen şeyler mi?
    rasyonalize hayattan kaçıyor musunuz, efendim?
    hayır, köle. freud haklı değil. korku bizlere bişeyler yapmaya zorluyor.
    kan kokusu istiyorsunuz.
    kan insana aittir ben düşünselliğe karışıyorum. ruhum sarmalamıyor artık bedenimi. karanlıklardan doğan güneş söndüğünde, yapmayı arzu ettiklerimiz bizi terk ettiğinde beden ve eski düşün sellerinin izinden başka ne kalır ki köle.
    hoş geldiniz efendim.
    çarmıhları hazırlayın köle. bu sefer bir tek isa olmayacak çarmıhta
    ···
  4. 29.
    0
    insana rastladım insanlar arasında. gelebilmek yahut gidebilmekten mefhum. durmaktan ziyade anın geçişinde hapsolmuş. zamanı eylemlerine pay etmişlerdi. ruhum huzura erdi sandım. aslında uykunun tatlı haline kanmayı iş edinmişim kendime.
    uyandığımda her şey gerçekti efendim.
    evet köle sen gerçekliğime aitsin, rüyalarımda ve sokaklarda yer yok sana.
    ···
  5. 30.
    0
    karanlıklardan saçılan ışıklara bir sadakat besler oldu insan. ışığı umudundan öte olamadı
    ···
  6. 31.
    0
    ve burada kendi mezarlığım yatıyor köle. artık neyi neyden beslediğimi unuttum. bunlar uyandığında rüyasından eskisini hatırlayamayan insanın yakarışlarından öte değil.
    ağıt yakaduranlardan olmaya meyledemeyecek kadar kelimeleriniz birbirine zincirli, efendim.
    ···
  7. 32.
    0
    bir çok insan geçti bunlar başladığından beri.
    ruhunuz, efendim; yüreğinizle birliğe koşuyor.
    ···
  8. 33.
    0
    çay koydum az evvel, üzerine demlikte kalmış günlük yaş tarçınları da koydum. sürekli demlenerek tükenmeleri için.
    hayatı, hayatınıza yedirmeye çalışmanız, uyanışınızın habercisidir; efendim
    ···
  9. 34.
    0
    hükümranlığım doğduğun anlarda ölüyor, köle.
    bundandır ki köleliğimin efendiliğiniz. köle olmasa efendinin anlamından geriye ne kalırdı ki.
    ···
  10. 35.
    0
    söyle bana köle, efendine, efendiliğinden ve doğruluğundan dolayı söyle; bir köle görmek, mutlu ya da kederli hissettirir mi seni?
    bana köleden ötesi lazım gelir, efendim; tıpkı herkese kendisinden ötesi gerektiği gibi.
    o zaman varlığının buraya aitliği bundan mı geliyor köle?
    zincirlerimden geliyor efendim
    ···
  11. 36.
    0
    hangi zincirler köle?
    kendimin kendime ördükleri, efendim.
    kader ortada yok, köle!
    ···
  12. 37.
    0
    köle gel ve git. sen vsrken daha anlasilir her sey.
    anlamak icin asagilik olmak gerekir efendim.
    ···
  13. 38.
    0
    nerelerden nerelere sürüldük farına varamadık. rüzgar estiğince şişti yelkenlerimiz. işte en acı farkındalıklarımız bundan ve bu olsa gerek.
    rotanın neresi olduğunun mühim olmadığı bir apolar dünya düşleme ihtiyacını bundan duydum zannımca
    ···
  14. 39.
    0
    isayı çarmıhtan kurtarmaya korkuyorum ve biliyorum ki isa bir bin
    ···
  15. 40.
    0
    kanlanan gözlerimin kapanmasına ramak kalmış, bir bedevinin kutuplara olan yolculuğa henüz bitmiş. bak, isa inmiş de çarmıhtan yükseliyor göğe. damarlarımdaki kan donmuş, akamaz olmuş öğü seyretmeye başlayalı.
    ortada sandık çevresinde 7 kişi. kokan cesedi hangi günah gömebilir ki? sekizinci çarmıhta.
    bir nefes gibi geldiler. fırtına gibi sarstılar önce. sonrasında kasırga gibi yıktılar bedeni. ruh mu? ruh ise rüzgar ile savruldu her bir köşeye.
    ben dünden bugüne neydim? yarından ötesine ne olacağım? bu an, bir sınır; yaşanmışlar ile yaşanacakların arasında. ihtimaller gelecekten geçmişe sirayet etmiş.

    her şeye rağmen biliyorum; isanın yalancı bir bin olduğunu. babasının ise, her dediğince ve gerçekle hatalı olduğunu
    ···
  16. 41.
    0
    her gün biraz daha kopuyorum insanlardan, başka bir yandan yaklaşıyorum. kopmak mümkün mü ki insandan.
    köle! nerdesin?
    ···
  17. 42.
    0
    yaşamdan gayrı ne var ki elimde
    sanırım iki yıllık başlığımın cevabı bu
    ···
  18. 43.
    0
    hala burada mıyım?
    ···
  19. 44.
    0
    başımın üstünden vızıldıyarak geçen mermilerden korkum toprağa daha da yapışmama vesile oldu. kurşunlardan kaçmak için yapıştığımda ıslak ve soğuk toprağın kokusunu daha da almaya başladım. korkunun her hali üzerimdeydi. ciğerlerim uzun koşularımın ardından tükenmiş gibiydi, boğazımdan damağıma doğru kan tadı geliyordu. yorulmuştum.
    üzerimdeki üniforma hangi tarafın üniforması olduğunu unutmuştum artık, tek amacım üstümdeki üniforma dışında başka şey giyen silahlı insanları öldürmekti; çünkü yaşamak için bunu yapmam gerekiyordu.
    ölümle kumar oynamaya zaruri bir sanat olarak bakıyorum artık. başımın üstünden geçtiğini hissettiğim mermiler ve geçtiğini gördüğüm izli mermilerin hayatımı bitirmesine izin vermemeliydim.
    omuzunda rütbesini gösteren şekilli bir adam bana ve ben gibilere bakıp \"ileri\" manasına gelen işareti verdi. işte, bu ileri komutu, ölüme gitme manasına geliyordu. ölüme yakın olmadığım zamanlarda ölümü bir şaka sanardım. şimdi o şakanın içerisindeyim. yapmam gerek koşmam gerektiğinde silahımı kullanmaktı. hayatta kalmak mı? yoo! işte ona hakkım yok. kim için savaşıyorum, savaşsam veya savaşmasam neler değişecek... tüm bu soruların manipülasyonundan kendimi azad ettim.
    işte! ateş hattının en önündeyim. hücum emri geldi! beni iğrenç kokan ölülerden, kulağımı hiç eden patlamalardan ve hep konuşan rütbelilerden kurtulmamı sağlayacak kurşunuma doğru koşacağım şimdi. belki bir top mermisi ya da el bombası... umrumda değil. ölümün şekli değil kendisi mutlak.
    artık bu şaka bitsin!
    ···
  20. 45.
    0
    baş koymuşum ben bu yola. hangi yola, efendim. sahi hangi yola, köle!
    ···