Kendi kendime düşünüyorum parayı bunlardan vurmam lazım ama nasıl?

Yine bigün okan’ın evinde oturuyoruz. Tanımadığım bi dünya eleman var kızlı erkekli. Fatih kolejinden. Çocuklar dedi batak atalım mı? Dedim yemeğine bi yapalım gelin. Ben öyle diyince ‘’ooo iddia varsa poker de atabiliriz’’ dedi.

Bu zengin veletleri beni daha önce hiç girmediğim ortamlarla tanıştırdı binler. Hayatında doğru düzgün denize girmemiş ben Çeşme’de havuz partilerine gider oldum. Urla’da kiralanan bi villada rus giber oldum, inanılmaz mekanlara girip beş kuruş hesap ödemeden kalkar oldum, babamın ayda kazandığı parayı bi haftasonunda harcayan tiplerle düşer kalkar oldum. Gözük açıldı, dengem bozuldu Ballıkuyu nerdeydii bunların yaşadığı hayat nerdeydi amk .

https://www.youtube.com/w...E3pODz28&spfreload=10 bu arada 9. sınıfta çalıştığım taka burası işte. tiplere bakın amk

Beyler bi mola vermek isityorum. 4 yıl okudum liseyi ama okulun içinde olan olayları pek anlatmıyorum, gerek yok. Dersleri pek takan bi adam değildim. Genelde kışın kaloriferin kenarında yazın da klimanın karşısındaki sırada, ders boyunca oturur kitap okur yada uyurdum. O anlarda yapılabilecek en iyi iki şey buydu. Sınıfta pek güzel kızlar da yoktu. Olsa da karı kız hiçbi zaman ilk sıralarımda olmadı. Canım isterse, fırsatım olursa giberdim. Tüm olay denk gelip gelmemesiydi yani. Hiçbi zaman bi kızı gibmek için abidik gubidik numaralar yapmadım, hala da yapmam.

moruk sana tavsiye vereyim mi. alksjda adam oldum tavsiye de veriyorum amk. Şaka bi yana korkma amk. Yani kavgadan kaç, uyuşturucu ortamından kaç, bela olan karılardan kızlardan kaç ama gezmekten, hiç bilmediğin bi şehre dalmaktan falan korkma. Bambaşka bi his o amk.

Okulda dersler efsane gidiyor, hocalarla ingilizce tartışıyorum böyle ne bileyim türlü türlü artislikler, millete ingilizce falan öğretiyorum ders aralarında. Gereksiz yere tahtaya kalkıp serbest sunum falan yapıyorum. Osmanlı Devletini de anlattım lan hatta binler. Avrupalı çocuklara ‘’zamanında ananızı gibmişiz’’ bakışı ata ata sunum yaptım. Gurur duyun muallakler. Bi de gurbette olunca insan daha bi gaza geliyor amk. Her şeyi özlüyosun. En çok demli bi çay içmeyi özlüyodum ben , hala da özlerim ya amk.

olum cehenneme VIP bilet almışsın amk gezdiğin yerlerden fotoğraflar var mı

olm bizimde bi ara ihlasbankta paralar batmıştı kesin ondada vardır senin bi parmağın senin aq

Moruk benim bi huyum var, uçakta bıçak falan geçiremediğim için gittiğim her yerde ilk önce ufak bi çakı alırım.Bu güne kadar kavgadan kaçmışlığım yok ama bikaç şehirde ciddi tehlikeler atlatmışlığım var. O yüzden biraz tedbir amaçlı. Kendimi daha çok güvende hissediyorum işte. Neyse yılbaşı gecesi iki üç mekan değiştirdim aynı bölgede, yanımda saçma sapan tanımadığım insanlar var onlar da facebook’tan bi organizasyon yapıp buluşmuşlar zaten. Yalnızlığın dibi bu olsa gerek amk. Neyse bu grupla takıldık ettik, mekan değiştirirken sokakta bizim gruptaki elamanlardan biri biraz arkada kaldı. Dediler sallıyorum ‘’ xx nerde amk? ’’ döndük geriye.

Çocuk birinin boğazını kitlemiş göğsüne doğru bastırıyor, öyle bekliyolar amk. ikisi de sarhoş. Ulan o esnada motorcu kılıklı 1.90 lık 4-5 tane eleman bi kalktı ayağa, kaldırımda oturuyolarmış görmemişim amk. ‘’ kavgaya karışmayın’’ ayağı yaptılar bize. Ama hareketler falan sert. Bende yannan var gibi lafa atladım. ‘’ayırmaya geldik zaten, oturup izlemicez sizin gibi’’ dedim. Eleman üstüme geldi , çektim çakıyı vuramadan indirdi herif beni. Ulan böyle bişey yok. 4-5 kişi üstümde, kıpırdayamaz bi haldeyim ben. Her yerden yumruk, tekme tokat bişeyler geliyor. Benim beraber geldiğim gruptan bi kişi bile dahil olmadı kavgaya. Ne dahil oluyolar, ne kaçıyo huur çocukları. Sadece kenardan izliyo muallakler. Neyse moruklar kavga bitti, herifler gibtirdi gitti

Neyse kafamda standartlarımı belirledim. Yurtta değil evde kalıcak(zenginlik), bizim bölümden olmıcak, hatta mümkünse binadan. (kavga gürültü vs olursa kafam rahat olsun), arkadaş grubu genelde kızlardan olucak(bişey olursa dayak yemeyelim). Sonra bu standartlara uyan bi kız aradım. Bulmam çok kısa sürdü zaten.

helal bin züt varmış türkiyeye gelirsen gebze yede beklerimm oturur kova yaparız:D kovayı çalmassın dimi bin

Neyse uzatmayalım Lviv’den Kiev’e trenle , Kiev’den de Saint Petersburg’a uçakla geçtim. Bi ülke daha geçmiştim. Bi sorun yoktu pasaport kontrollerinde. Hoş uluslararası arama çıkarmaları için daha büyük paraların kaybolması gerektiğini sonradan öğrendim ama yine de bu sefer yakalandım amk diyodum kendi kendime. Neyse ; Petersburg’u Amsterdam’a benzettim, kanallar falan. Güzel, temiz şehir. Bu arada Rusça pratiklere devam ettim, ingilizce konuşmayı azalttım yavaş yavaş. Üç-beş türkle tanıştım Peters’de oturan. Numaralarını aldım verdim. Yılbaşına Petersburg’da girdim. Yine yılbaşı günü kendi adıma büyük bi kavgaya karıştım.

Ulan bakıyorum sağa sola okan bini ağlıyo gibi, iki tane ülkücü eleman var, simsiyah paltoları olmuş toz toprak yarrağa dönmüş. Burak yanıma doğru koşuyo. Bu dediklerim ve tüm kavga maksimum 10-15 saniye sürmüştür bak, saatlerce sürmüş gibi geldi gerçi. Neyse abi , beni şu sol kasık altından, afedersin gibimin dört-beş santim üstünden bıçaklamışlar. Ayağa kalkamıyorum, enteresan bi acı var. Bi koşuşturdu bizimkiler taksiye falan bindik. Taksici de diyo ki ‘’koltuklar kan olmasın’’. Karataş hastanesine gittik hemen, almadılar niyeyse bilmiyorum. Alsancak devlete indik ordan. Acilden girdim falan. 2 gece hastanede 1 hafta da evde yattım.

eksilemek için giriyorum.

gib gibi bi yurtta kalmaya başladım, dersler lehçe. Hiçbir şey anlamadım. Dersleri boşladım, yurda gitmemeye başladım. Pgibopatlığına, buz gibi havada sokakta falan yattım kaç defa. Delirmenin kenarlarında gezdim hep. Nasıl bi hayat lan bu? Niye böyle oldu amk? Ne güzel geçinip gidiyodum izmir'de. iyi de arkadaşlarım vardı. Okulum da iyiydi, derslere çalışıp iyi bi üniversite de kazanabilirdim. Neymiş efendim, onları kardeş olarak görmüşmüşüm. gibtir. Bırak millet ne tak yiyosa yesin, baksana dalgana amk. Bakmadım. Her geçen gün daha çok kafayı sıyırdım. Sayamayacağım kadar tikim oldu, hala da var. Bütün gün yurtta düşünüyorum. Ne yapabilirim? nasıl nomale dönebilirim? Her bi gibi kendi ellerimle mahvetmiştim. Önce bi intihar etmeyi düşündüm. Bu konuyu epey düşündüm, daha sonra gezmeye karar verdim. Gezebildiğim kadar gezeyim paramın bittiği, gücümün tükendiği yerde de kendimi atarım yüksek bi yerden dedim. Okulu bıraktım, yurtta kendime bi çanta yaptım. Beni 4-5 kişi durmadan sıkıştıran alman grubuna saldırdım. Birinin yanağını ufak çakıyla amcık gibi açtım. Otostopla Polonyanın güneyinden , Çek cumh, Fransa, Belçika, Hollanda , Belçika, Fransa, ispanya, Portekiz yatım. Uçakla Bratislava'ya geçtim. Oradan balkanlara indim. Tüm balkanları gezdim. Param sıfıra yakındı. Bi gün telefonum çaldı.

Neyse konser bitti ama evlere dönemiyoruz doğal olarak. O zamanlar baykuş(otobüs) varmıydı bilmiyorum ama varsa da biz bilmiyoduk. Sonuç olarak Büyükpark’ta sabahlamaya karar verdik. Saat 4 gibi okan bini zuladan iki tane sarılmış esrar çıkardı. O zamana kadar çok olmasa da içmişliğim vardı tabi ama diğerleri içmediği için muhabbetini yapmamıştım. Varoşta büyümenin ezikliği işte. Zengin arkadaşlarım beni ‘’serseri’’ diye tanımasınlar istiyodum. ilerde en büyük huur çocukluğunu ben yapıcaktım halbuki.

Esrarı görünce kızlar da bi heyecanlandı, zaten son zamanlarda ‘’deneyelim bi ara’’ diyip duruyolardı . Yaktık, içtik muhabbet falan işte. Herkes bişeyler anltıyo dertli dertli , ben zengin olma hayalleri kuruyorum aq. içimden diyorum anasını gibicem bu izmirin ama nasıl?

insanlar saf moruk, salak. Yada çok dürüst, bilmiyorum. Kadın o güne kadar beni sadece 2 defa gördü. Biri yemek yemeye geldiğinde biri de bira içtiğimizde. Sonuç olarak kadın ‘okey’ dedi, kartımın fotoğrafını çekip kadına gönderdim, hesabıma para göndersin diye. istese biletimi kendisi de alabilirdi ama almadı. Hem krakow’dan polonyaya gitmem gerekti uçağa binmem için hem Londra’da inince Blackpool’e gitmem için de para da lazım olucaktı.

50’li yaşlarındaki yârim bana hiç düşünmeden 450 euro göndermişti. O zamanlar bulduğum bilet fiyatı tek yön 190-200 euro civarıydı yanlış hatırlamıyosam. Belki 10-20 euro aşağı/yukarı da olabilir. Bunun üstüne Krakow- Varşova 20 euro olsa, Londra’dan Blackpool’e ulaşmam da 50 euro’dan fazlaydı. Bu para rahat rahat yeterde artardı bana. Bu dediklerim şu geçtiğimiz yaz yaşanıyor. 6 ay önce falan işte. (kadının bana güvenmesi %50 yalnızlığındansa %50 de çalışkanlığımı görmesi ve ikna olmasıdır diyorum muhtemelen)

Ufak bi ara: Aslında sağdan soldan arakladığım yada bi dümenine getirip aldığım paralar ufak paralar. Hayatımı değiştirmedi. Ama hepsinin toplamında yaptığım şeyler hayatımı değiştirdi. Damlaya damlaya göl olur derler ya o hesap. Bukowski’nin bi sözü aklıma geldi ‘’ ben dünyayı istiyordum, daha aşağısı kesmezdi beni. Ya hepsini alırdım ya hiç’’. Aynen böyle düşünüyodum ama, büyük parayı vurana kadar hayatta kalmak için ufak tefek dümenler de çevirmem lazımdı.

@al bi cuhara... dikkatli bi binsin kardeş. doğru türk klavyesi. Ama Türkiye'de yaşamıyorum. Hayat garip moruk 2 dakikada tüm dünyan değişebilir, buna inanıyorum ben. Ayrıca dengeli insan delidir buko ;)

Neyse bu altı kişiden aptal aptal uçanlar oldu, eli 8-J rest çekiyor adam falan. Kaldık 3 kişi. Bu arada oyuna başlayalı 1,5 saati geçti. Yavaş oynuyoruz. Herkesin önündeki para eşit sayılır. Masada kalanlar Atahan, Ben, bi de eco dedikleri bi eleman. Neyse uzatmayalım, eco’yu da yolduk biz, atahan’la başbaşa kaldık. 2 saate yakın oldu. Atahan dedi bölüşelim parayı bitmez bu oyun. Dedim okey. 120-120 bölüştük. 40’ı okanın. 2 saatte 80lira kazanmıştım . Bunu daha sık yapmam lazımdı, mümkünse her gün. Neyse numaralarımızı aldık verdik, facebook’tan falan ekleştik, o günü kapattık.