-
201.
+1bugüne kadar herşeyi anlatıcam işte moruk. Şuan yaptığım şeylerin daha doğrusu bir haftadır yaptıklarımın aksiyonu yok. Anlatıcam işte bişeyler
-
202.
+1@hanbur babamla konuşmuyorum. 2 yıldan fazla oldu. 2yıl 4 ay hatta.
hamile kız gözde. ankara'da okuyormuş öyle duymuştum en son. Onu da duyalı epey oldu en az 1 yıl. -
203.
+1@kerimfenasi41 kardeş ilerde Türkiyeye dönme planlarım var. Hatta yakın zamanda. Hemde büyük dönüyorum amk. Kafamda deli planlar var ileriye yönelik. Hem iyi bi hayat(kariyer ,statü açısından) hemde iyi paralarla oynıcaz kısmetse.
-
-
1.
0hayırlısı.Ama Ege'ye gitme bence, anladığım kadarıyla çok fazla düşmanın var o civarlarda
-
1.
-
204.
+1@kerimfenasi41 again. olum binlik öyle sonradan kazanılacak bişey mi bilmiyorum bak şimdi ilk binlik anımı anlatıcam arada.
-
-
1.
+1sonradan da kazanılıyor eskiden aklıma hiç binlik gelmezdi, şimdi geliyor da tek başıma girmem öyle işlere başım belaya girerse üzerine yıkabileceğim veya cezasını beraber çekebileceğim insan lazım. Neyse anlat sen merakla bekliyorum
-
1.
-
205.
+12Yıl 1999-2000 falan . 6-7 yaşındayım. Ballıkuyu'da oturuyoruz o zamanlar. Akrabamız mı ne ölmüştü Tire' nin bi köyüne gitmiştik. Tire 'de izmir'in dışında bi ilçe. Neyse vardık köye, hayvan gibi kalabalık bi eve. Millet ağlıyor, zırlıyor falan. Gece oldu çocukların hepsi bi odaya doldu hepimiz yattık. 10 çocuk falan. Böyle geceyarısı benim tuvaletim geldi. Kalktım, odadan çıkcam, çıkamıyorum. Köy evlerinin tuvaleti evin dışında olur ya böyle bi 20 metre falan. O karanlıkta gitmeye korkuyorum amk. Neyse dedim, çıkardım gibimi benden 2-3 yaş büyük teyzemin kızının bacaklarının arasına yavaş yavaş işedim. Sonra yattım uyudum. Sabah oldu teyzemler odaya girdi. Teyzemin kızı utana sıkıla altıma yapmışım anne dedi. O gün anladım. binlik güzel şey.
-
-
1.
0Yok artık mk
-
2.
0Tire'nin hangi köyüne gitmiştiniz lan ? Ben tireliyim
-
1.
-
206.
+2yok zaten istanbul var kafamda.
-
207.
+3Havalar soğudu, zütümüz donuyor dıbına kodumun yerinde. Tüm gün kaloriferlere zütümü dayayıp planımı tüm incelikleriyle tasarlıyorum. Bildiğin öss çalışır gibi bunlara çalışıyodum amk. ilk iş araba anahtarının kopyasını yaptırmaktı. Türkiye’de ruhsat falan istiyolar mı bunun için bilmiyorum ama Polonya’da istemiyolardı.
Neyse arabaya yedek anahtar yaptırmaya gidiyodum. Gittim çat çut hemen 2 kopya yaptırdım. Okuldaki dolabıma sakladım. Bu tarz işlerin nerde döndüğünü öğrenmek için okulun ‘’hızlı’’ çocuklarıyla vakit geçirmeye başladım. Bildiğin bizdeki sanayi gibi olan yerleri de gezdim. Salak gibi burada araba yarışları yok mu yaa? Falan gibi bi cümle kurdum. Çocuklar gib gib baktılar amk. Neyse, bu bahsettiğim grup Salvia içen (esrarın daha ağırı) Polonyalı, Rus karışımı bi gruptu. 8-10 kişi vardı hepsi. Bunların arasına girdim, ot içtim yine epey bi süre. 15-20 gün hep bunlarla takıldım okulda. Hanna durumdan biraz kıllandı. Honey Onların ana dili Rusça, onlarla pratik yapmak daha faydalı diyodum. Cidden de yarı ingilizce, yarı Rusça konuşuyodum. Bu arada bitime kaldı tam 2,5 ay.
Honey : canım, tatlım anlamında. ağzıma o kadar yapıştı ki o ara bu laf, erkeklere falan diyodum bi ara. -
-
1.
0lan 1 sigara versene tatlım :Afs.aFs:f.
-
1.
-
208.
+2Bu grupla da dışarı çıkmaya başladık. Bunların takıldığı ortamlar biraz daha apaçi kaçıyodu ama cidden Rusça’ma faydalı oluyodu muallakler. Bide eğlenceli tiplerdi lan, gülüyoduk bayaa yani. Arada hanna’da bize dahil oluyodu. Gruba ateş eden bikaç tane rus kız da dahil oldu. gibmedim ama onları düşünerek Hanna’ya kaymışlığım var.
-
209.
+2Dersler ağırlaşmaya başladı ama kim gibler dersleri. Bu arada beyler fotoğrafını gönderdiğim arabanın piyasa değeri 40-45 bin civarlarlarına denk gelen bi fiyat Polonya’da. Neyse anahtarı kopyalattıktan sonra araba konusunda pusuya yatmaya devam ettim. 1 aya yakın hiçbişey olmadı ben paso araştırıyorum, getto diye tabir edilen varoşlara girip çıkıyorum, bu tarz adamları arıyorum. Yemeden içmeden kesildim resmen amk okula doğru dürüst uğramaz oldum. Hep beni araba parçacısına ulaştıracak birilerini aradım durdum.
-
210.
+3Kasım ayının sonlarına doğru 35 yaşlarında bi adam buldum.(Türk bi barmen sayesinde) O kısmı her ihtimale karşı geçiyorum. Çünkü çocuk bildiğim kadarıyla hala polonyada ve aynı yerde çalışıyor) Neyse bizim herif yannan gibi 20 santim bi televizyondan saçma sapan bi program izliyodu mekanına vardığımda amk. Uzun ,dazlak , korkunç bi herif. Ama tipi falan böyle bildiğin bizim sanayicilere benziyor.
-
211.
+4Dedim benim bi arabam var elden çıkartmam lazım. Ama araba benim üstüme değil. (önceden hazırlanmıştım, Rusça konuşuyorum, konuşmaya çalışıyorum diyim) Neyse adama marka, model ıvır zıvır tüm bilgileri verdim. Plaka yada herhangi resmi bilgi vermedim(polise ihbar etme ihtimaline karşı) Çünkü bu bin dazlağın belkide adı çıkmıştı o bölgede. Polis peşindeydi belki. Bu herif de kendini temize çıkarmak için ‘’ aha bakın bana araba parçalatmak için geldi, bende size ihbar ettim’’ diyecekti. Her ihtimali göz önünde bulundurmalıydım. Oyunu iyice pgibopat oynamalıydım. Neyse herif şimdi git 4-5 gün sonra gel dedi.
-
212.
+2sigara molası.
-
213.
+3Aralık ayının 1’i gibi gittim tekrar mekanına dazlağın. Fiyat konuşmak için çağırmıştı beni. Oturdum, soda içtik. Fiyat 26.000 zloty kardeş dedi kısaca. 16 milyar civarı bi para. içimden ‘’hasgibtir’’ dedim. Bi on saniye hiç konuşamadım sonra şoktan çıktım. Beklediğimden çok daha fazla bi fiyattı. Klagib Türk mantığıyla hiç bozuntuya vermedim. Sonra ‘’çok düşük’’ dedim. O da ‘’işine gelirse yarram ‘’ anlamında bişeyler dedi. 33 bin zloty istedim ben. Yani 20 milyardan çok az fazla. Uzatmayalım ite kaka 30.500 zloty’ye anlaştık. Arabayı getireceğim günden bikaç gün önce sana haber vericem dedim. Çıktım gittim. (Yazarken bile gerildim amk)
Not: 30.500 zloty= 18-19 milyar. -
214.
+2ilk bir hafta gayet normal takıldım. Okula, barlara, cafelere gittim. Kütüphane’de ders çalıştım. Hanna’yla yemeğe çıktım. Eve erzak depoladım. Bikaç yeni arkadaş edindim Hanna sayesinde. O kızlar da yeni gelmişti polonya’ya. Saçma sapan bi dil programı için gelmişlerdi. Krakow’da çok tarihi bi yer moruk. Hatta ikinci dünya savaşında en çok hasar alan ülke Polonya derler, ne kadar doğru bilmiyorum. Bu kızları gezdirdik ettik biz, iyi kızlardı yani. Yedik, içtik eğlendik, Hanna’yla çılgın ciksler yaptık. Bir hafta böyle geçti.
-
215.
+2Aralık ayının ikinci haftası Hanna’ya kızları ‘’Tuz madenlerine zütürelim’’ dedim. Tuz madeni dediğim de yerin altında tüneller, heykeller falan var. Saçma sapan biyer bana göre amk. Tuz madenleri yaklaşık 1 saatlik yolda ama hem araç park edicek doğru düzgün biyer yok hemde yolları bozuk. Otobüsle gitmeye karar verdik(uzun uğraşlarım sonucu). Slav ülkelerinin yolları hep bozuk bu arada amk.
Neyse ; Cuma günüydü yanlış hatırlamıyosam. Cuma sabahı Tuz madenlerine gitmek için sözleştik. Bu muhabbeti yaptığımızda günlerden Çarşamba’ydı. Ertesi gün bizim dazlağın mekanına gittim. Yarın sabah erkenden burda olucam, eğer seni bulamazsam arabayı unut. Almanya’ya gitmem lazım çok acil dedim. Okey moruk dedi. Ordan eve geçtim. Sanki ertesi gün Tuz madenlerine gidecek gibi çantamı hazırladım. Sabahı bekledim -
216.
+3Geceyarısı kalktım. Telefonla konuşuyor gibi yapıyorum, çok yüksek sesle bağırarak. Kulaklık takılı kulağımda. Türkçe konuşuyorum ama, Hanna’nın bi yannan anladığı yok. Neyse uyandı bu. Noluyo falan dedi. Dedim sus içeri geç. Konuşmaya devam ettim, daha doğrusu konuşuyo gibi yapmaya devam ettim. 3-4 dakika sonra yatağa döndüm. Hanna uyumamış gözleri faltaşı gibi açık beni bekliyodu garibim. Yazık kız nerden görsün öyle hayvan gibi bağrışmalar, resmen ağzımdan salyalar akıttım rol yapayım derken amk. ‘’babamla tartıştım’’ dedim. Babam’la aramın iyi olmadığını biliyodu. Pek üstelemedi, sarıldı , yattık. Sabah 7.30 da bekçi yannanı gibi ayaktaydım.
-
217.
+3Hanna’yı uyandırdım. Ben gelmek istemiyorum, sizin de tadınızı kaçırmayayım dedim. Zaten gece iyi uyuyamadım, yatıcamdiye de ekledim. Bikaç kere söylendi ama pek de üstelemedi. Giyindi kahvaltı bile etmeden çıktı. Çantamı, pasaportumu ve dazlağa vereceğim hediyeyi de aldıktan sonra okuldaki dolabımdan bir gün önce aldığım araba anahtarıyla evden çıktım. Yeni bi hikaye başlıyodu ve haz alıyodum tüm bunları yaparken. Eğer herşey planladığım gibi giderse Türkiye’deki vurgunumdan daha fazla para kaldırıcaktım. Hatta ingiliz karıya çevirdiğim dümeni eklesen bile hepsinden fazla param olucaktı. Neyse o heyecanla evden çıktım. Bir parça eşya bile bırakmadım orda.
-
218.
+3dıbına koduğumun krakow’una kar yağmamış ama yerler buz. Dazlağın mekanına varana kadar 8317 tane kaza 350 tane ölüm tehlikesi atlattım resmen. Araba kayıyor bildiğin. Neyse vardım mekana. ‘’Hemen gitmem lazım para hazır mı ?’’ dedim. ilk önce arabaya bi baktı, bişeylerini inceledi. Sonra çıkardı cebinden parayı tek tek elime saydı. Parayı cebime koydum. Çantamı sırtıma taktım. Arka koltuktaki hediyemi dazlağa verdim. Evet tahmin ettiğiniz gibi hediyem televizyondu. Bikaç entry önce dazlağın televizyonundan bahsetmiştim. Dazlak gibi hayatı risklerle dolu bi adamın gib kadar televizyonla takılmasına el vermemişti bu hassas yüreğim. Orta boyuttaki lcd ekran televizyonu çıkardım, masasının üstüne koydum. Güldü bin, sarılır gibi yaptık hafiften vedalaştık. gibmişim dazlağa hediye almayı, maksat binlik yapmaktı.
Cebimde para, sırtımda çanta Krakow’un hayvani boyuttaki otogarına doğru yola çıktım. -
219.
+7Hanna’nın tuz madenlerine gidip gelmesi minumum 7-8 saatti. Direk eve geçip arabanın olmadığını fark etse bile şüphelenmezdi hemen benden. Televizyonun olmadığını görürse bi ihtimal ama onu da kullanmıyoduk, kiler gibi bi yerde duruyodu televizyon. Bu arada hiç televizyon izlemem lan ben, en iyi özelliğim bu galiba koca hayatta amk hehe. Otogar’a gittim demiştim en son hemen Lviv’e bilet aldım(Ukrayna) Saat 11.40’a. Hayret verici bi şekilde otobüs tam saatinde kalktı. Slav ülkelerinde hiçbişey tam saatinde olmaz beyler, takunu yiyim Türkiyenin o konuda amk. Neyse yolculuk sınır geçmesini saymzsak 4-4,30 saat sürecekti.
zütümü yaya yaya sınıra kadar gittim. Bu arada paranın bir kısmını Euro bir kısmını dolar yaptırmıştım 3-4 farklı Money change ofisin’den beyler. Polonya sınırını geçerken hafiften tırsmadım değil açıkçası. Ne kadar düşük bi ihtimal de olsa Hanna bişeyini unutup eve dönmüş olabilirdi. Herşeyi farkedip, polise gitmiş de olabilirdi. Neyse ki Mörfi’nin kanunları orda işlemedi. gibimi sallayarak sınırı geçtim. Ukrayna’lı oçlar 20-25 dakika uğraştırsa da ordan da geçtim. Artık Ukrayna’daydım. Anasını gibmiştim ortalığın. Lviv otogarında inip, merkeze giden sarı dolmuşlara bindim. Merkezdeki opera binasının tam karşısındaki parka oturdum. Seyyar satıcıdan kahve aldım. Sigaramı yakıp sağa sola bakınmaya başladım
Tarih 17 aralık beyler. Meşhur akp soygununun yıldönümü. Güzel ironi oldu amk. Aynı kafadaymışım heriflerle. -
-
1.
+6 -1yaz ulan heykelini diktircem senin
-
1.
-
220.
+3Var mı hala uyanık olan? muhabbete devam edebiliriz
-
-
1.
0uyumadın,@kominist imam'ın dediği gibi uyutmadın
-
1.