-
251.
+9evet adam gibi okuyanlar yorumları alalım nasıl gidiyor.. devam diyen olursa iftara kadar devam etcem
-
252.
0reserved
-
253.
0reserved
-
254.
+1sonu hüsransa okumayak
-
255.
0Reserve reservrd
-
256.
0inanmıyorum ama güzel gidiyo
-
257.
0rezerve
-
258.
+1devam devam
-
259.
0ramiz dayı'nın ezel'e kumarı öğretme şeklinden, konuşmalarından çalıntı yapmışsın gibi geliyor ama güzel hikaye.
-
260.
+2@218 senin söylediğin dizi panpa benim yaşadıklarım gerçek.. ezel güzel bir diziydi ordaki karakterlerin benzerleri elbette gerçek hayatta olabilir. kumar heryerde kumardır panpa.. kurallar aynıdır..
-
261.
+2yeni part geliyor beyler sıkı tutunun..
-
262.
+5benim tamamen tesadüf sandığım şey aslında mükemmel bir kurguydu..ve maharet işiydi..
sami dayı kağıtları kurmuştu kime ne gelmesini istediği şekilde kurgulamıştı hemde saniyeler içinde..
o kadar hızlıydı ki anlamak imkansızdı.. gençliğini hayal bile edemiyordum,,
gördün mü yeğen? dedi..
hiçbirşey göremedim dayı dedim..
"göreceksin yeğen göreceksin"
bana kağıt kurmayı öğretecekti.. yani paraya giden yolu.. -
263.
+4derslere başlamıştık.. çok zor gibi görünsede yapılabilirdi...
ama tamamen beceremeden yapmak çok tehlikeliydi..ve bunun bilincindeydi..
bana tüm korkularımı sildirdi.. her zaman inkar et yeğen diyordu..
eğer kabul edersen o anda işini bitirirler diyordu..
evet o zaman anlamıştım..bu hile işi bambaşka iki kapıya çıkıyordu..
birincisi mezarlık ,belkide olmayan bir mezar. ağaç dibi, deniz dibi,,
ikincisi ise lüks bir hayatın kapısı.. -
264.
+2sürekli çalışıyordum.. kağıtlar sanki bedenimden bir parçaydı..
hani kolunuzdaki saate vucüdunuz alışır, saati takmadığınız zaman birşeyin ekgib olduğunu hissedirsiniz.
kendimden geçmiştim devamlı antremandaydım.. öğrenmem lazımdı bu işi..bu bir kutsamaydı sanki.. diğerlerinden bir adım önde olacaktınız..
parmaklarım birbirine girmişti artık yorgunluktan kağıt karmaktan..
ama iyiye gidiyordum..
sami dayı sürekli "olacak evlat olacak" diyordu. -
265.
0rezerved
-
266.
+4sami dayı bana papaz ver kendine as al diye ödevler yaptırıyordu...
tabi aralarda ki vuruşlar çok önemliydi.. rakibi son kağıt gelene kadar geri dönüşü olmayan çıkmaz bir sokağa çekmeniz gerekliydi.. bunlarada çalışıyordum..
dediği herşeyi yapıyordum.. hatalarımı söylüyordu.. kağıtlara fazla bakıyorsun diyordu.. bunu en aza indirmek gerekliydi...
çünkü kağıtlara bakmak dikkatleri üzerine çekiyordu..ve yakalanmak için ortam yaratıyordu..
çok kişili oyunlarda yani masada 7-8 kişi olduğu zaman genelde dikkatler dağınnıktır ve bu iş için en güzel ortamdır..
"kurtlar puslu havayı sever" - 267.
-
268.
+3yeterli diyerek aldı kağıtları elimden..
birden heyecanlanmıştım... sınav zamanı gelmişti.. öğrendiklerimi banknotlara çevirme vakti gelip çatmıştı..
ufak oyunların döndüğü mekanlara zütürüyordu gene beni sami dayı..
sıkılıyordum.. o kadar emek vererek öğrenmiştim yerden çektiğim paralar çok komik geliyordu.. halbuki bu numarayla dünyaları kaldırabilirdim..
kör sami : ufak oyunların olduğu yerde kimse bilmez bu işleri yeğen dedi.. riskin yok buralarda sürekli kazanırsın diyordu..
ben yüzümü ekşiterek off puff çekiyordum.. -
269.
+1anlat panpa dinliyoz
-
270.
+4masaya oturunca küçük lokmalara bakmazdım hiç. gözüm hep masanın ensesi kalın kalantoruna dikilirdi..
o ensesi kalın adamı 2-3 defa çarptığım zaman zaten o masadan alınabilecek herşeyi almış olursun.. ondan aldığım paranın bir kısmınıda masada oyunu en zayıf ve güçsüz elemanına kaybederdim..
çünkü "aptala yenilen daha aptaldır" imajı vererek milletin benden korkmamasını sadece şansım olduğunu görmesini istiyordum..
eğer şans harici birşeylerin döndüğünün farkına varılırsa olaylar hiç istemediğiniz gibi sonuçlanabilirdi.