Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/PbpkCq9RqGo) Barış Manço-Dönence

Barış Ağabeyimin, sevdiğim , arada sırada dinlediğim bir şarkısıdır.

---
Saat 21.00 gibi, arkadaşlar aradı.

Bir yerde oturduklarını söyledi . Tam olarak adını bilmiyorum ama, nargile kafe gibi düşünün, açık alan, önünüzde tavla var, altınızda Osmanlı koltukları tarzı bir şey var(Ortamı hayal edin diye söylüyorum.).
Çağırdı işte. Ben de gelebilirsem geleceğimi söyledim. Ailemden izin alıp , yola koyuldum.

10 dakika kadar sonra
B=Ben C=Caner Ca=Cansu S=Selin

B:Selamlar.
C:Ve aleyküm selam, hoşgeldin kardeşim.
Ca:Hoşgeldin Caann(Ve yılışık bir sırıtma).
S:Hoşgeldin, Can.
B:Hoşbuldum , gençler.

Selin, Caner'in sevgilisi oluyor. Kendisi çok sevdiğim bir kız değil. Mümkün olduğunca, böylelerinden uzak durmaya çalışıyorum. Yani Cansu'dan olduğu gibi.

Ca:Baaaak , yeni küpelerim nasıl ?
Diyerek , küpelerini gösterdi. Umursamadım, umursuyormuş gibi yaptım.
B:Güzelmiş.

Bunun gibi saçma muhabbetlerden sonra, eve dağılmanın zamanı geldiğini anlayıp, hadi kalkalım dedik. Eve gelip, yattım. Yarın sabah, okul için erken kalkmam gerekiyordu.

Saat 7.00 da alarm çaldı. Rutin olarak, duş , kıyafet, yemek üçlüsünü yapıp, evden çıktım.
Okula gelip sınıfa girdim. Derslerden sonra, Cansu kendisini gezdirip, gezdiremeyeceğimi sordu. Kabul ettim.

Cansu gün boyunca, yanımda kuyruk gibi gezdi. Biraz garipsedim ama kafasında birşeylerin dolaştığını belli ediyordu. Okul bitti ve benimle birlikte motogiblete bindi.
Nereye gidelim diye sordum, A*** Tepesi'ne dedi. Peki, o halde sıkı tutun, dedim.
Biraz gazladıktan sonra, oraya geldik. Manzara olan bir yer seçip, oraya oturduk.

Ca:Ne güzel değil mi manzara ?
B:Evet, öyle.
Birşeylerin altını hazırladığını anlamıştım.
Ca:Birlikte birşeyler mi yapsak ?
B:Ne gibi ?
Ca:Birlikte dolaşmak gibi.
Bingo! Altını hazırladığı şey buydu.
Salağa yatarak...

B:Dolaşıyoruz işte, daha ne istiyorsun.
Ca:Hep dolaşsak.

Beyin fonksiyonları durdu sanırım o an.
Hafiften tebessüm ettim(Yorgunca atılan tebessümlerden).

B:Neyden bahsediyorsun?
Ca:Yaa şey, ben seni biraz seviyor olabilirim.

Sanki bilmiyordum.
B:Aaa, öyle mi ?
Ca:Şeyy, evet.

Midem bulandı, hep böyle oluyor zaten(Anlatırken bile bulandı.).
B:iyiymiş.
Yine yüz vermedim.
Ca:Beni ne zaman seveceksin?
B:Sen düzeldiğin zaman.

Düzelmekten kastım, hiç olmadığı gibi olduğu zaman. Yani, bu sırnaşıklığını bıraktığı zaman.
Ca:Ne yapmamı bekliyorsun, "seni seviyorum" diye bağırmamı mı ?

Bağırmaması ve bunu ondan duymamam benim için daha iyiydi.
B:Evet.
Ayağa kalkıp;
Ca:SENi SEViYORUM.
Herkes bize bakmıştı. Umrumda değildi fakat, beni sübyancı diye içeri alabilirlerdi.
B:Cesaretini beğendim, ama ben seni sevmiyorum.

Verdiğim tepkiyi beklemiyordu, daha çok, bende seni seviyorum diyip, sarılmamı bekliyordu.

Ca:O zaman , kimi seviyorsun ?
B:Hiç kimseyi.
Doğruydu, sevebileceğim birisini bulamamıştım. Farklı olduğu için sevdiğim Çağla bile, sisteme kanmıştı. Artık, midemi bulandıran bir insan haline gelmişti.

Ca:imkansız, herkes birini sever.
B:Ben herkes değilim.
Ca:Hep bunu yapıyorsun Can. Kendine bir duvar örmüşsün, kendini onun içinde saklıyorsun.

Kendimi onun içinde saklamıyordum fakat doğruydu. Bu beni birazcık kızdırmıştı.

B:Peki, bin bakalım motogiblete.
Ca:Niye?
B:Gidiyoruz...

Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/3s_J_mj2b70) Anathema-Lost Control

En sevdiğim şarkılardan birisi. Bu şarkı size anlattığım zamanları anlatıyor(neredeyse).
---
Saat 6 gibi eve geldim. inanıyorum ki, bu gece uyuyamayacaktı. Neyse, benim problemim değildi. Ama insanları iliklerine kadar heyecanlandırdığımı bilmek beni mutlu ediyordu.

Ailemle biraz muhabbet ettikten sonra, derslerime döndüm. Seneye YGS vardı. Ona çalışmam gerekiyordu. Yaklaşık 1.30 saat ders yaptıktan sonra, saatin 9 olduğunu fark ettim. Biraz daha çalışabilir miyim diye kendimi kontrol ettim. Çalışamayacağımı anlayınca, Lost'un bir bölümünü izledim ve yattım.

Alarmın çalmasıyla uyandım. işlerimi hallettikten sonra, evden çıktım(Hepsini tekrar yazmaya üşendim.).
Cansu'yu alıp, okula sürdüm. 5-6 dakika sonra okula geldik. Dersin başlamasını bekledik. Ders bittiğinde, Caner geldi.
B:Ben C:Caner

C:Ne var ne yok birader ?
B:Ne olsun Caner(Soru şeklinde değil de , daha çok samimi konuşma gibi düşünün.)?
C:Birader, birşeyler yapmayı düşünüyoruz çıkışta. Sen de katılır mısın ?
B:Ne gibi şeyler?
C:Bilmiyorum, daha kararlaştırmadık. Ama Paintball atmayı düşünüyorduk.
B:Kim kim?
C:Ben, Selin, Hakan, Tuğçe, Burak , Buket , Yeşim bir de Sude.
B:Peki, benle Cansu'yu da yaz.

Hep yapıyordum bunu. insanların adına kararlar alıyordum ve insanlar da buna uyuyordu.
Liderlik yeteneğim olduğunu belli ediyordum.

C:Tamamdır, ben sana detayları mesaj olarak atarım.

Okul bitti.
Cansu yanıma geldi.

Ca:iyice beni sahiplendin sende(Aptal bir sırıtışla birlikte).

Nasıl anlatacağımı bilmiyorum ama, gevşek olmayan, kaba olmayan, hafiften ukala bir tebessüm vardır. işte o şekilde güldüm.

Güzel bir parka sürdüm(Botanik parkı gibi bir yer, çok fazla insan olmaz oralarda.). Onunla konuşmak için.

Kendimi anlatmam iyi oldu. Sanki, içimi dökmüş gibi hissettim. Bana acıması benim için iyiydi. Nerede kesmem gerektiğini anlamıştım.

Banka oturduk.
Ca:Niye geldik buraya?
B:Hiç.

Elimi saçlarının içine daldırdım.

Ailesinden ötürü, şımarık bir kızdı. Fazla şımartırsam sonuçlarının kötü olacağını biliyordum.

Hafiften güldü. O an gülüşünün hoşuma gittiğini anladım.
Boynuna ufak bir buse kondurdum. Başını yukarı doğru kaldırdı.
Hoşuna gittiği belli oluyordu. Bacaklarından tutup, kaldırıp, bacaklarıma oturttum.
Biraz şımardı. Cilve yapmaya başladı. Pokerface ifademi bozmayıp, biraz duraksadım. Yapmayı kesti. Belinden kavradım, kendime çektim. gibime yaklaştırmıştım onu. Ona nedense yakın hissetmiştim. Kalçalarından kavrayıp, dudaklarına tutkulu ama kısa bir öpücük kondurdum.

Onu kendime yakın hissediyordum. Böyle olmamalıydı, böyle hissetmemeliydim...

Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/_oHKP4EG6ww) Taladro-Kan

Söylenecek fazla söz yok, şarkı ile ilgili.

---
Onu kendime yakın hissediyordum. Böyle olmamalıydı, böyle hissetmemeliydim...

---
Üstümdeyken, belinden tutup, aşşağı indirdim. Zayıf olup, hormonlarıma kanmamalıydım. Bir kere sevmediğimle yaptım, bir daha yapmam.

B:Hadi gidelim.
Ca:Nereye?
Yaptığım şeyden dolayı, biraz bozulmuştu.
B:Paintball'a.

Aslında biraz daha vardı fakat ben bu durumdan bir an önce uzaklaşmak istiyordum.
Dağın tekine geldik. gibmeseler bari diye düşünmedim değil. Çok ıssız bir yerdi. Doğrusu, orayı nasıl bulacağımı şaşırdım.
Zor bela bulduktan sonra, onların daha gelmediğini anlamıştım.

Bir masaya oturup, onları beklemeye başladık.

Ca:Neden öyle yaptın?

Bu anın geleceğini biliyordum. Ne de olsa, sürekli kaçamazdım.

B:Bilmem.
Kendimi yine saklıyordum.
Ca:Nasıl bilmem?
Bir şekilde kaçmalıydım.
B:Bilmiyorum işte, hesap sorman anlamsız.
Dişli bir kızdı. Tabii ki, dişliliği bana sökmezdi.
Ca:Üfff...

10 dakika kadar sonra, iki taksi geldi.
içinden bizimkiler ve yılışıklar indi.
C=Caner Ca=Cansu H=Hakan S=Selin T=Tuğçe Bu=Burak Y=Yeşim Su=Sude

C:Selamun aleyküm birader.
B:Ve aleyküm selam.
H:Napıyon Can?
Hakan biraz gevşek bir çocuktu. Birşey demediğim için, araya duvar koymuyordu. Ama bir gün diyecektim.
B:Ne yapayım, Hakan ?
---
T:Aşkım, saha nerde ?
Sevgilisi gibi gevşek olan bir kız. Rahatlıkla sevgilisini satıp, başka erkeklere kuyruk kıvırtacak bir insan.
Eminim ki, Hakan, bu kızla, ciks yapmak için çıkıyor.
---
Bu:Bebeğim, sen benim takımımdan ol, ben seni korurum.
Su:Tamam aşkım.
---
Selin ile Caner, bizim yanımıza oturdu. Yılışık takımı da, önümüze geçti.
C:Biz takım olalım, onlar kolay lokma.
B:Bakalım dostum, yılışıklar diye, kolay lokma olarak düşünmemek gerek.

Gerçekten de kolay lokmalar. Hiç bir şey bilmediklerini o kadar belli ediyorlardı ki, kelimeler yetmez.

Bir süre sonra, elimi Cansu'nun omzuna atıp;
B:Cansu, benim arkamdan gel tamam mı?
Biraz daha kolumun altına girerek...
Ca:Olur, tamam.

Biraz sonra, bizim gireceğimiz seans geldi. Herşey tamam olduktan sonra, sahaya girdik. Takımları kararlaştırıp, yerimizi aldık. Güzel bir çatışmadan sonra, hükmen galip sayıldık.
Hafiften, gır gır şamata dinledikten sonra, evlere gitmenin zamanı gelmişti.

Cansuyu alıp, motogiblete bindim. Onu evine bıraktıktan sonra, ben de evime geçtim.

Rutin işleri hallettikten sonra, yatağa yattım. Bir süre sonra, mesaj geldi.

Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/wk7F2ciVaXY) Serin-Al zütür

Pek bilinmeyen bir Rapçidir. Dinlemelisiniz.

---
Telefonun ekranında, "Cansu'dan yeni bir mesaj" yazıyordu.
Mesajı açtığmda, hep duyduğum şeyi gördüm.
"Seni hala çözemedim."
Beni hala çözememen çok normal premses. Sana hala kendimi açmadım.
"Normal" yolladım ve uykuya dalmaya başladım.

Alarm çaldığında uyandım. Rutin işleri hallettikten sonra, yola koyuldum. Okula vardım ve sınıfa girdim. Sırama oturdum . Biraz sonra Hoca ile birlikte Cansu içeri girdi. Sıraya doğru yöneldi;
Ca:Sınavlar 10 gün sonra başlıyormuş.
B:Yani ?
Ca:Nasıl yani ? Sınav diyorum, 10 gün sonra diyorum.
Derslerime düzenli baktığım için, bu tarz triplere girenlerden hiç olmadım. iyi ki olmamışım diyorum.
"Bir saniye, gerçek liseli problemleri başladı mı yani?" diye içimden söylendim.
Doğru ya, şu okulu bir türlü gerçekten kafama takamamıştım. Hep, takmamam gerekenlerin içinde kaybolmuştum. Şuan da , düşüncelerimin içinde kaybolduğum gibi.

Dersi yine can kulağıyla dinleyip, önemli düşündüğüm yerleri not aldım. Hoca anlatamasa bile, ben ondan bilgileri söküp alıyormuş gibi hissediyordum.

Okul bittikten sonra, eve geçtim. Biraz yatakta yattıktan sonra, ödevleri yapmaya başladım(Artık bunları atlayacağım.). Ödevden sonra, bilgisayarın başına geçtim. Akşama kadar araştırma yaptım. Artık kafamın dolduğunu anlayınca, oyun açtım. Geceye kadar oynadıktan sonra, yatmam gerektiğini hissedip, yatağa uzadım. Üstümü bile örtmeden uyuya kalmışım.
Sabah, alarmdan sesiyle uyandım. Rutin işleri hallettikten sonra, okula geçtim.

Aradan bir kaç ders geçti, öğle arası geldi. Sınıfın yılışığı(Kızlar böylelerini çok sever.) Fatih, yanıma geldi:
F=Fatih B=Ben
F:Ödevi yaptın mı ?
B:Evet yaptım.
F:Versene , hoca kontrol edecekmiş.

Sınıfta hafiften bir savaş havası vardı. Belli ediyordu, hocanın kontrol edeceği.

B:Hayır.
F:Nasıl hayır?

Sınıfın yılışığı, hafiften üzerime yürümüştü. Neyine güveniyordu bu çocuk?
Üzerime yürüdüğünü anlayınca, bir hışımla ayağa kalktım.
Yakasından tutup, ileri ittim.
B:Bir daha, üzerime yürürsen, seni itmekle kalmam.

Ben, ondan çok güçlüydüm. Onun özgüveni , sadece çevresinde ki huurlardan geliyordu.

F:NE YAPARSIN LAN?
Bana, bağırdı. Çileden çıkmama bir nedendi bu.
Cansu'nun yanından geçip, yanına yaklaştım.

B:Yanlış kişiyle oynuyorsun.
F:YANLIŞ KiŞi Mi? CANSU'NUN GÖTÜNDEN AYRILMAYAN BiRiSiNDEN Mi KORKUCAM LAN BEN? BiR DE SEÇTiĞi KIZA BAK, GÖTÜM BiLE DAHA GÜZEL.

Bardağa düşen damlalar, bardağa ulaşmamaya başlamıştı. Bardak taşmıştı artık.

Aparkatla kroşe karışımı bir yumruk attım. Çenesine doğru. Direkt geri sendeledi, gard almadan, bana vurmaya başladı. Kickbox ve muay thai eğitim vardı. Bilmediği için, kolay lokma sandı. Gardımı aldım, attığı yumruklar canımı yakıyordu. Ama bu yumruklar sadece canımı yakıyordu. Biraz sonra, sinirimle tanışacaktı.

Gardımı bir an açıp, böbreğine sağ elimle bir yumruk attım. Geri çekildi, böbreğini tutmaya başladı. Verdiği büyük açıktan yararlanıp, sağ dirseğimle elmacık kemiğine vurdum. Yere düştü. Yüzünü tutmaya başladı.

B:Bir daha, sakın bana artistlik yapma(Kelime kelime okuyun.).

Cansu beni sınıftan dışarı sürükleyip, bahçeye zütürdü.

Ca:Çok boş kavga oldu. Farkındasın değil mi?

Evet, çok boş bir kavgaydı.

B:Üzerime yürüdü.

Biraz sonra , hocalar disipline çağırdı. Aileleri aramışlar.

Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/w5AKamp-Gyk) Hayki-Ölüm nasıl kokar söyle

ilk defa beni ağlatan şarkıdır. Kelimelerin her birini, yüreğinizden geçirmeye çalışın.
---
Biraz sonra , hocalar disipline çağırdı. Aileleri aramışlar.
---
Tombul bir müdür yardımcımız vardı. Aklınıza gelmiştir, eğer sizin de olduysa. işte ben onları hiç sevemedim. Özünde adam olmayan, şerefsiz olan onlardır işte.

Onun odasına girdik. Fatih koltukta, beni dövdüler edasında oturuyordu. Hiç kimseye acımayan ben, kişiliği yüzünden ona acımıştım.

M=Müdür Yardımcısı Ba=Babam O=Onun Babası

M:Evet evladım, nolduğunu anlat.
insanlarda, motorcudur o , güvenilmez düşüncesi vardır. Her zaman bizim serseri olduğumuzu düşünürler. Bu , "m" de onlardandı.

Olayı baştan anlattım. Kendisinin ağır yılışık olduğunu, üzerime yürüdüğünü ve hakaret ettiğini anlattım.
M:Bak evladım, bu senin ikinci kavgan oluyor.
Birincisini, okulda anneme küfür eden çocukla etmiştim.
-
B:Yani?
M:Yani, ben sana o kavga ettiğin zaman da, ikinci bir kavga istemediğimi söylemiştim. Eğer olursa, uzaklaştırma yazacağımı söylemiştim.

Ayağa kalktım. Babama baktım. Babamın çok fazla kızdığını gördüm. Sakin ol dercesine, göz kırptım ve konuşmaya başladım.

B:1. O kavga da haklı olan bendim. Aile değerlerime küfür edip, yumruk atmıştı. Kavga başlatan oydu.
2. Özgürlüğümü kısıtlamaya yönelik hareket yaptı, ki bu yaptığı şey, mahkemeye çıkabilecek cinsten bir şeydi.

3. Madem aile değerlerini boş kavga olarak görüyorsunuz, o halde, elime bir mikrofon veriyorsunuz, ben de oradan yedi ceddinize kadar küfür ediyorum.

4. Bu olayı kapatmak için, başka olaylardan bahsediyorsunuz. Konuşmamız gereken, bu çocuğun alacağı uzaklaştırma. Eskiden benim ettiğim haklı kavgalar değil.
diyip, oturdum.

Afallayıp kalmıştı. işte ben bunlara, sadece öğretmenliğe puanı yetenler diyorum.

M:Hadi, sarılın da barışın , dedi.
B:Anlamıyorsun değil mi? Ben, haklı olduğum bir olayda, haksız gibi davranmam. Bu yaptığını yapmayı bırak.
M:O zaman, sınıflara hadi.

"Ne güzel kaçtı... " çok kötü bir küfürü hak ediyordu. Ben yine de saygılıydım. Saygıdan kaybetmiştim zaten herşeyi.

Kantin de biraz oturdum. Ders bitince, Cansu'yu gördüm. Müdür Yardımcı'sının kapısının önündeydi. El salladım, yanıma geldi. Ne oldu ne bitti gibi sorular sordu. Ben de anlattım. Biraz sonra, Babam o odadan çıktı. Cansu'ya biraz bekle diyip, yanına gittim.

B:Ne oldu baba ?

Bölüm öncesi şarkı;(bkz: https://youtu.be/5jTIIsL1ggo) Ceza-Ben Ağlamazken
---
B:Ne oldu baba ?
---
Ba:Birşey olduğu yok oğlum. Özür dilediler.
B:Ben varken niye özür dilemediler?
Bu soru gibi değil de, daha çok hesap sorma gibi diyebiliriz(Babamdan değil.).
Ba:Böyleler bunlar, boşver oğlum sen.

Konuşma bitince, sınıfa geçtim. Sırama oturup, Cansu'yu sağ omzundan sağ elimle çektim. Kendime doğru yaklaştırdım.
B:Okul çıkışı gezelim(Sessiz bir şekilde.).
Ca:Tamam, Can'ım(Canım mı, Can'ım mı anlamadım.).

2 ders sonra, okuldan çıktık. Onu alıp, nargile kafeye zütürdüm. 2 tane kabinünolu(Böyle demek daha samimi geliyor.)nargile istedik. Gelene kadar, havadan sudan bahsettik.

Nargileler geldi, adam közleri koydu. Elime marpuçu alıp, hızlı hızlı bir kaç nefes çektim. Cansu'nunki ne de aynısını yapıp, marpuçu uzattım:

Ca:Teşekkür ederim.
B:Rica ederim.

Güzel gelmeye başlamıştı. Onu kendime yakın hissediyordum. "Artık hayatıma onu sokabilir miyim ?" bu soru kafamda bir kaç kez yankılandı.

Bir nefes nargile çekip üfledim.

B:Cansu
Ca:Efendim?

Bir nefes daha çektim. Aynı zamanda gözlerine odaklandım.
Meraklı gözlerle bana bakması, çok etkiliyordu beni.
Sürtük gibi değil de, daha çok masum bir kız gibi bakıyordu.
Sanırım beni ona çeken de buydu.

B:Sanırım, ben seni seviyorum.

Şaşırmıştı, duygularını hiç belli etmeyen bir insan, sevdiğini söylüyor. Onun için gerçekten şaşırtıcıydı bu.

Ca:Ciddi misin ?
Sanki her zaman şaka yaparmışım gibi...
B:Evet.(Biraz duraksayıp.)Artık benim ol.
Yanıma doğru yaklaşıp, göğsüme yattı.
Ca:Ben hep senindim.

Mutlu hissettirdi bana. Garip duygular hissettim o an.
---
Ellerimi saçına attım. Birazcık saçlarını okşadım. Alttan bana baktığını hissettim. Gözlerinin güldüğünü gördüm. Mutlu olduğunu hissettim. Benimleyken hep mutluydu ama bu farklı bir mutluluktu.
Yavaşca yüzüne yaklaştım. Göz kontağı devam ederken, birden kontağı bozup, dudaklarına baktım. Dudaklarını emdiğini gördüm. Aramızda 30 santim kadar vardı.
Dudaklarına yaklaşıp, mesafeyi 5 santime azalttım. Nefes alışverişlerini hissedebiliyordum.
Nefes alışverişleri hızlanmıştı.

Biraz daha yaklaştım. Artık dudaklar birbirine değiyordu. Yavaştan öpmeye başladım. Dudaklar birleştiğine emin olduğunda, dilimi ağzının içine saldım.

Öpüşme bittiğinde(Zamanı gelince, detaylı yazacağım.) nargileden bir nefes aldım.
Hiç konuşmuyorduk, sanki tatmin olmuştuk. Konuşmamıza gerek yoktu. Gözler zaten konuşuyordu. 1 saat kadar oturduktan sonra, hadi kalkalım diye kolundan tuttum. Eve zütürüyordum onu.

---

Beyler, benim ve hikaye hakkında görüşlerinizi merak ediyorum.
Ek olarak hayalinizde küçük Can nasıl birisi?

Bölüm öncesi müzik;( https://youtu.be/2P3bCurXqcc ) No1-Romeo ve Juliet

içimde kopanı anlatan bir şarkı. Önce şarkıyı dinleyin. Sonra bunu şarkıyla birlikte okuyun.

---
Bir süre öpüştükten sonra, kalçasından kavrayıp, kendime bastırdım. Kendimi kaybetmeye başladığımı hissettim. Kavramayı bıraktım. Tepki vermeyi kestim.
---
Üstümden indirip, lavaboya gittim. Midem bulanıyordu. Kusacaktım. "Kusup her bir şeyi tak mu edeyim?" diye düşündüm. Nefret etmeye başladım kendimden. "Homociksuel miyim ulan ben, niye hep böyle oluyor?" diye düşündüm. Bir iki kere yüksek sesle öksürdüm. Aynaya baktığımda, yüzümü gördüm. Uzun süredir görmediğim yüzü gördüm. Kıpkırmızı bir yüz. Hayatını anlatan bir yüz. işte o an yaklaştığını anladım. Yaklaşıyordu.
Artık zamanı gelmişti.
---
Cansu arkadan gelip, sırtıma elini koydu.
Ca:Ne oldu,Can?
Gözleri dolmuştu. Bu kadar zayıf olmasına şaşıyordum. "Onların ağzında gümüş kaşıkla doğduğunu düşünüyordum." Belki de ağlamayı zayıflık olarak gördüğüm için ben zayıfımdır. Ağlamamak asıl zayıflıktır belki de.

B:Hiç birşey, hiç birşey olmadı bana.
Ca:Yüzüne bak, nasıl birşey olmadı.

Beni sahipleniyordu. Yapmamalıydı...

Elimi yüzümü yıkadım. Filmi izlemeye geri koyulduk(Sözde). Birşeyler yapmam gerektiğini düşündüm.
Ayağa kalkıp, Cansu'yu belinden kaldırdım. Kalçalarından tutup, kendime yasladım.
Boynunu yavaşça öperken, koltuğa yatırdım. Kafası bana takılmıştı. Beni anlayamıyordu. Tanıyamıyordu.
Benim içimde kaybolmasını istemiyordum.
---
Bacaklarını iki elimle kaldırıp, kollarıma aldım. Bacakları açıktı. Oraya pozisyon alıp, yaslandım. Bacaklarını bacaklarıma sabitlediğime emin olduktan sonra, kollarının altından kollarımı soktum. Boynundan biraz öptüm. Ellerimi sırtına atıp, sütyen kopçasını açmak için yeltendim. Birbirlerine bastırarak, kolayca açtım. Sonra birden geri çekildi:

Ca:Be-Ben yapamam.
Kurtarmıştı aslında beni.
B:(Sessiz ve sakince)Neden?
Aslında, onun için de nedeni yoktu. Sadece, içinde bir yerlerde yatan babasının prensesi ona yapmamasını söylüyordu.
Ca:işte.

Geri çekildim. Başımı yere doğru eğdim.
B:Peki.
Gözleri doldu.
B:Seni ne zaman evine bırakayım.
"gibtir git." diyormuşum gibi algıladı bunu. Biraz bozuldu, geri çekildi.
Ca:Şimdi.
---

Kapısının önüne geldim.
B:Görüşmek üzere.
Ca:Bir gün seni çözeceğim.
B:Hıh, peki(Sahte bir tebessüm.).

Sinirli atılan adımlarla birlikte evine yürüdü.
---
Yola çıktım. işte şimdi kararsızdım. Kararsız olmak, çok korktuğum birşeydi.
"Nereye gideceğini bilmeyen insan, ölüme gider."
Beynimde bu söz tekrarlandı. Tekrar, tekrar ve tekrar.
Yavaş yavaş yalnız kalıyordum.
Birisine ihtiyacım var mıydı, bu yolda?
"Bu zamana kadar, yalnız geldim. Bundan sonra da yalnız giderim."
"Yani, sevgilim yoksa nolmuş?"
Değil mi? Sanki sevgili çok önemliymiş gibi.
Ama beni kontrolde tutan şey, bir kızdı. Sinirlenirsem kontolden çıkabilirdim. Sinirlenmelimiydim yoksa sinirlenmemelimiydim ?
Sinirden bahsedince sinirimin arttığını hissettim. Sinirim arttı. Kendimi tutmayı kestim. Gözlerim doldu. Ağlamayacaktım.
"Sadece zayıflar ağlar." Zayıf olmayı kestim, geriye kaydım. Sırtımı eğip, kafamı camın arkasına sakladım. Vitesi 3e atıp, deviri 7nin üstüne çıkardım. Gazı hakkıyla açmaya başladım. Gözlerim yanıyordu. Gözlerim çok yanıyordu. Biraz daha hızlandım.
"Piste mi çevirmeye çalışıyorum, yolu?" "Boşver, bazen kafa dağıtmak gerekir."
Diyip, yoluma konsantre oldum.
---
Oluşan portreyi merak ettiğimi söylemiştim. Sanırım görmediniz.

Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/RQa1nXW1Q9U ) Karacal-Sesinde ki yalnızlık

Yalnızlığı anlatan, güzel bir şarkı.
---
Cebimde titreşim hissettim. Gazı yavaş yavaş azalttım. Yavaş yavaş hızım düştü. Yavaş yavaş sinirim azaldı. Bana bir hayatım olduğunu hatırlattı. Bütün vitesleri yavaş yavaş düştüm.
Arayan Caner'di. Telefonu açtım.

C:Selamun aleyküm birader.
B:Ve aleyküm selam.
C:Birader, okul gezisi varmış. Gidelim mi?

Biraz ani oldu. Düşünmem gerekiyordu.
B:Ne zaman dostum?
C:Birkaç güne. Sanırım, Salı günü.
B:Erkek, kız mı?
C:Evet.
B:Tamam, düşüneceğim.

Cansu'yla gitmeyi düşündüm. Salıya kadar onu ikna ederdim. Eve gidip, ortalığı topladım. Birşeyler yaptıktan sonra, yattım. Sabah alarm sesiyle uyandım. Rutin işleri hallettikten sonra, okula gittim. Selin'e rica ettim, Caner'in yanına oturmak için. "Tamam." diyip, Cansu'nun yanına geçti:
C:Ne oldu dostum?
B:Bir kaç problem yaşadık.
Sormadı, anlatmak istersem anlatacağımı biliyordu.
Gezinin kaç gün olacağını sordum, 3 gün cevabını aldım.
Demek ki, 3 gün boyunca Cansu'yla aynı odada kalacaktım.
---
Bir yolunu bulup Cansu'yla barıştım. Pek hatırlamıyorum oraları.
Cansu tekrar, saçlarını okşamama izin verecek duruma gelmişti. Tekrar tontişim(Denmesinin nedeni, çoğu yaşıtlarımdan büyük olmam. ilerde açıklayacağım.) diyordu.
Günler geçti, zaman gezi zamanı oldu.
---
Annemin elini öpüp, babama sarılıp , dikkatli ol öğütlerinden sonra evden çıktım.

Bir süre yürüyüp, Cansu'nun evine vardım. Kapıyı çaldım, içeri buyurdular.
A=Annesi Ba=Babası Ca=Cansu
A:Oğlum dikkat edin oralarda.
Ba:Kızım sana emanet Can.
Ellerim kenetlenmiş bir şekilde onlara bakıp, kafamı aşşağı yukarı salladım.
B:Kızım, Can'ın yanından sakın ayrılma.
Ca:Tamam baba.
A:Dikkat et kızım oralara. Can'ı it kopukla uğraştırma.
Ca:Anladım anneciğim.
Uğraştırmadan kastı, kavga ettirme. Kavgada rahatlıkla karşımdakini indirebilirdim. Ama işin içine bir kız ve bir silah(Bıçak, sopa) girince, işler değişir.
---
Birlikte evden çıktık. Canerlerle okulda buluşacaktık. O da Selin'le birlikte kalacaktı.
Ailelerin rahat olması işime geliyordu. Tabii ki, bu rahatlıkta bana olan güvenlerinden geliyordu. Beni 10 yıla yakın zamandır tanıyorlardı. Sevdiklerini her daim koruyacak bir insan olduğumu biliyorlardı. Efendi olduğum için(veya öyle göründüğüm için(Kişiden kişiye değişir.)), bana çok güveniyorlardı.

Cansu koluma girdi. Gözlerine baktım, resmen gülüyorlardı. Tebessüm edip, biraz daha bana yaklaştırdım.
Güzel bir kahkaha attı.

---
Okula geldik. Canerleri görüp, yanlarına gittik.
S=Selin C=Caner
B:Selamun aleyküm kardeşim.
C:Ve aleyküm selam.
Ca:Selam, Canım.
S:Selaam.

Bir süre havadan sudan konuştuktan sonra, otobüs geldi. Arkalı önlü 2 koltuğu aldık.
Cansu'ya cam kenarını verdim. Sonra, kucağına yattım. O da saçlarımla oynamaya başladı.
B:Yapma bebeğim.
Ca:Neden, hihihi?
Çok tatlı gülmüştü. Resmen beni kendisine çekti.
B:Biliyorsun.
Saçımla oynayan insanlara bir sempati beslerim. Yanlışlıkla birisi dokunursa, ona biraz yaklaşırım.
B:Biliyorsun, hoşlanmıyorum.
Ca:Yüzün hiç öyle söylemiyor.

"Hasgibtir, duygularımı anlayabiliyor mu artık?"

Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/dhmV5OC5xO0 ) Karaçalı - Sesindeki Haziran

Sinirlenmeme neden olan şarkılardan birisi.
---
Bir süre sonra Cansu beni öperek uyandırdı. Geldiğimizi söyledi.
---
Toplanıp otobüsün dışına çıktık. Tur rehberi birşeylerden bahsediyordu ama dinlemeye niyetim yoktu. Dağınık saçlı Cansu önümde dururken gidip bir tur rehberini izleyecek halim yoktu(Fotoğrafını aradım ama bulamadım.). Sol kolumu Cansu'nun omzuna atıp, kendime çektim. Boynuna doğru yaklaşıp, kokusunu doyasıya içime çekerken bir buse kondurdum.

---
Bu arada, bakışmalarımı yaklaşık olarak anlatan bir gif buldum. Genelde bunun gibi oluyor ama bundan daha etkili anlar. http://25.media.tumblr.co...rua178Rc1rd3ps0o1_500.gif

Tatmin edici değil ama yeterli.
---
Canerleri bulup, önümüzde onlar arkada biz gezmeye başladık. Tur rehberi birşeyler anlatıyordu ama, sanki hiçbirimiz onu dinlemiyordu. Cansu'yu her 10 dakikada bir kendi içime daha da sokuyordum. Sevmeyi özlemişim gibi...

Gezi bittiğinde, artık herkes yorulduğunda, odalara geçilmesine karar kılındı. Saat bana göre erkendi fakat yorulmuştum. Uzun zamandan sonra zihin olarak değil de , bedenen olarak yorulmuştum. Cansu'yu hemen yanıma çektim. Diyaloga başladık:
B:Gezi boyunca birlikte kalıyoruz.
Ca:Hihihi, nedenmiş o?
B:Burası tekin yer değil biliyorsun. Sen bana emanetsin. Seni başkasına emanet edemem.
BAHANE BAHANE BAHANE!
Ca:Peki , sen iste yeterki(Sinsi ama tatlı bir tebessüm attı.).

Nasıl izin verdiklerini sormayın. Uzun mesele...
---
Odalara girdik. Altıma eşofmanımı , üstüme dar bir tişört giydim. Yatağın yorganını kaldırırdıktan sonra yatağa girdim. Yorgan sevdiğim gibi kalın ve büyüktü(Beni tanımanız için bu tarz detaylara giriyorum.). Bir süre tavanı izledikten sonra kapı çaldı. Cansu içerisine kafasını uzatıp:
Ca:Ya aşkım ben uyuyamıyorum.
O yorganın içinde uyuyamama şansı yoktu.
B:Peki bebeğim, yanıma gel.
"Bu sofradan ben de faydalanırım."
Sanki istediği oyuncak alınmış çocuk gibi hoplaya zıplaya yanıma geldi. Attığı tebessüm herşeye değerdi.
Sırtını bana yasladı. Kalçasına benimkine değiyordu.
---
Beyler sizin yorumlarınızı bekliyorum. Siz olmasanız da ben bu hikayeyi yazacağım fakat, hergün belki 1 part atarım. Siz olunca çoğu işimi bırakıp yazmaya çalışıyorum.

Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/hKb3Ay-VgBE ) Arman Yekta & Rizzo Guerta & impala - Hatıra

Unuttuğunuz anıları tekrar hatırlamanıza neden olacak bir şarkı.
---
Sanki istediği oyuncak alınmış çocuk gibi hoplaya zıplaya yanıma geldi. Attığı tebessüm herşeye değerdi.
Sırtını bana yasladı. Kalçasına benimkine değiyordu.
---
Orda hissettiklerim hormonal azgınlıktan ziyade, güven duygusuydu. Güvende hissettim.
Kollarımı üstüne atıp kendime çektim. Güldüğünü gördüm. Yüzüme tebessümü yerleştirdikten sonra yanağına bir öpücük kondurdum. Uyumam gerektiğini düşünüp, gözlerimi kapattım.

Saat 7 gibi uyandım. Cansu saçlarıyla ilgileniyordu. Uyandığımı gördüğünde:
Ca:Günaydın Tontişim.
B:Günaydın.

"Evlilik hayatı böyle mi acaba?" (tırnak içindekiler düşüncelerim.)

Yataktan kalktım, duşa yürüdüm. Cansu'nun yanından geçerken karnıma dokundu. Yüzüne bir gülümse koyup, ne demeye çalıştığını anlamamı umdu(Hamileyim demiyor.).
Duşu aldıktan sonra, kıyafetlerimi giyindim. Saçlarıyla ilgilenmesini bitirdikten sonra Cansu yanıma geldi.

Çenemden tutup kendine çevirdi. Bana yaklaşıp, dudaklarımdan öptü. Birkaç saniye öpüştükten sonra geri çekildim.

B:Ne zaman çıkıyoruz?
Ca:8de yemek verilecekmiş. Yemekhaneye gideceğiz.
B:Yani bir saatimiz var.
Ca:Neden ki
B:(Sinsi bir tebessüm)Hiç.
---
Bir süre oynaştıktan sonra çıkma vaktimizin geldiğini anladık. Koluma takıp odadan çıktım.
Yemeklerimizi aldıktan sonra Canerler için 4 kişilik yere oturduk. Yemeğe tam başlıyorken, onlar geldi. Selam verip oturdular. Muhabbet sohbet derken yemekleri bitirdik.
Toplanma zamanı geldi.
---
Tur Rehberi=TR
Tr:Bugün, *** ve ***'yı gezeceğiz(Toplu konuşuyor.).
Saat 4te buraya geri döneceğiz. Saat 4te de buraları gezeceğiz.
---
B:Birader, biz kaçalım.
C:Nereye?
B:Bu gezi benim hiç ilgimi çekmedi. Buraları gezeceğiz biz.
C:Aynen birader, bizim de ilgimizi çekmedi. Biz de ayrılacağız. Size iyi gezmeler.
---
Ca:Nereye aşkım?
B:Yalnız gezelim biraz değil mi(Tebessüm.)?
Ca:Odamıza gidelim ya. Yorgunum ben biraz.
B:Gideriz sonra. Kaçmıyor ya.

Biraz oraları gezdik. Takıcımıdır nedir, onlara baktık. Yüzük beğendi bize. Elime taktım, yakışmadı. Anısı olsun diye aldım. Yüzük hala duruyor.

Bir süre geçtikten sonra sahile gidelim dedim. Açıkcası başka şehirlerin de sahillerini merak ediyordum. Sahilde güzel bir yerdeki banka oturduk. Bir süre suyu izledikten sonra;

Ca:Can!
B:Efendim?
Ca:Ben seni merak ediyorum.
Güldüm.
B:Peki, sor bakalım neyi merak ediyorsan.
Ca:Bebeğim, nasıl bu kadar soğuk kanlı olabiliyorsun?

Herşeyi tecrübe ettiğimden dolayı.

B:Bilmem. Kişiliğimden dolayı galiba.
Ca:Neden birlikte olmaktan kaçıyorsun?
Neden kaçıyorum lan? Ben de bilmiyorum.
B:Seni düşündüğümden.
Memnun olmuş halleri vardı.
B:Yeterli mi bukadar cevap?
Ca:Yeter(Mutlu bir yüz ifadesi).
Ca:Hadi odaya geçelim.
---
Poşetleri bıraktıktan sonra televizyonu açtı. Yanıma oturup ellerini açarak sarıldı, yanağıma sulu bir öpücük koydu(Nefret ederim.).

B:Ya n'apıyorsun?
Kucağıma otururken...
Ca:Hiiç(ciksi bir gülüş.).

Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/g3Nias1zJk8 ) impala & Stabil - Korkma

Cesaret veren güzel bir şarkı.
---
B:Ya n'apıyorsun?
Kucağıma otururken...
Ca:Hiiç(ciksi bir gülüş.).
---
(Öpüşmeleri yazmaktan sıkıldım artık.)
Yüzüme doğru yaklaşıp, dudaklarımı öptü. Gözlerini gözlerime kenetleyip ellerini pantolonumda gezdirmeye başladı. Ellerimle kalçasını arkadan kavradım. Pantolonumun bir düğmesini çözüp, fermuarını açtı. Aynı zamanda ben de onun pantolonunu çıkarmaya başladım. Düğmelerini çözdükten sonra kucağımdayken kaldırıp, yatağa doğru yatırdım.

Penisim onun vajinasına geliyordu. Sıcaklığının tamdıbını hissediyordum. Kafamı göğüslerine sokup içinde bir nefes aldım. Oradan çıkıp, üstündeki gömleği çıkarmak için yeltendim. Düğmelerini teker teker çözdüm. Siyah sütyenini tamamen karşımda görünce, pantolonuna indim. Pantolonunu yavaşça çıkardıktan sonra kendiminkini çıkardım. Tişörtümü de çıkartıp yanına gittim. Pozisyonumu alıp arkadan ellerimle sütyen kopçasını açtım. Sütyenini hiç ellemeden, altına geçtim. Yavaşca çıkartmaya başladım. Ellerimle yavaşca çıkartırken, yüzüne baktım. Hadi der gibi bir ifadesi vardı. Kadınların doğasını bildiğim için aynı şekilde devam ettim.

Sütyenini de elime almak için yeltendim. Cansu birden doğrulup, alttan küçük Can'ı eliyle kavradı. "Ooo, güzelmiş." dedi. Gülmekle yetindim. Baksırımı elinden bırakıp, dans ederek çıkardım(Bilginiz olsun;kızlar bu tarz şeylerden çok hoşlanır.). Karşısına birden küçük Can fırlayınca, biraz şaşırdığını gördüm(Aklıma geldikçe gülerim.). "Uuuppss... " gibi birşey söyledi. Tekrar gülüp yanına yaklaştım.

Vajinasına elimi atıp birazcık okşadım. iniltiler duymaya başladığımda, elim oradayken, memelere yumuldum. Uçlarını dillemeye başladım. iniltilerin arttığını ve hızlandığını hissettim. Memelerini bırakıp, vajinasına yöneldim. Kloritisini biraz okşadıktan sonra dillemeye başladım. Parmaklarımı vajinasına sokup çıkartıyordum. Elimi hızlandırıp daha hızlı dillemeye başladım. Kafamı bastırmaya başlayınca bırakıp prezervatifi elime aldım.

Biraz sakso çektirdikten sonra penisime taktım. Sağ bacağını kaldırıp omzuma koydum. Penisimi yuvaya yerleştirip ileri geri yapmaya başladım. Bir süre o pozisyonda kaldıktan sonra yatağa sırtüstü yatıp kucağıma aldım. Belini dikleştirip içine aldı. Gövdesini bana doğru yaklaştırıp kalçasını dışarı çıkardı. Ellerimle kalçasını kavrayıp zıplamasında yardımcı oldum. Bir süre üzerimde zıpladıktan sonra ellerimle kalçasını havada tutup hızlı hızlı girip çıkmaya başladım(Sporcu olup ciks yapanlar ne demek istediğimi anlayacaktır.). iniltileri yavaş yavaş çığlığa dönüşmeye başlamıştı. Sessiz olmasını söyleyip içinden hiç çıkmadan yavaşca sırt üstü yatırdım. Belinden tutup ellerimi kullanarak işe devam ettim. Bir süre sonra boşalmaya başladı(O suyun fışkırması efsane bir sahne.). Bir süre daha devam ettikten sonra ben de boşalmaya başladım. Boşalmam bitince üstüne yığıldım. ikimiz de nefes nefeseydik.

Bölüm öncesi şarkı; ( https://youtu.be/6EiNyDlT3jU ) Rizzo Guerta - Yalnızlık

Yalnızlığı anlatan güzel şarkılardan birisi. Beate Cem Adrian katılınca ayrı bir güzel olmuş.
---
Duştan çıktıktan sonra yanında üstümü giyindim. Koltuğa oturup saçlarını nasıl yaptığına baktım. Yüzünün güldüğünü gördüm. Mutlu olduğunu hissettim. Aynadan benim ona baktığımı fark edip kafasını yere eğerek güldü. Şu beni kendisine çeken gülüşü attı.

B:Nereye gidiyoruz Tatlılık?
Ca:Lünapark!
Gözleri parladı.
B:Nerde ki Lünapark?
Ca:Sorarız.
B:iyi hazırlan da çıkalım.
---
Ca:Şu şeylere binelim, hani sallanıyor ya.
B:Gondol mu?
Ca:Evet birde çarpışan arabalara binelim.

Mutlu görmek hoşuma gitmeye başlamıştı.
---
Beni şaşırtan şey, kendi şehrimizde hiç lünaparka gitmek istememişti. Belki de yüz bulamadığı içindir...
(Lünaparkı atlıyorum. Gereksiz bana göre.(Zamanı nasıl geçirdiğimizi merak edenler için anlatıyorum.))
---
Saat 4e yaklaşmıştı. Yemekhaneye gidip yemekleri aldık. Yemekleri yedikten sonra Canerleri bulup, birlikte buluşma alanına ilerledik.
Buluşma alanına geldiğimizde Tur rehberinin konuştuğunu gördük:

TR:Şimdi, buraları(isim veriyor.) gezeceğiz.
---
Biz Cansu'yla gittiğimiz yeri zaten gezmiştik. Bunu anlamak çok uzun sürmedi. Biz de sinemaya girelim dedik. Saçma sapan bir filme girdik. O kadar berbattı ki, hatırlamıyorum.

Biraz daha saçma sapan dolaştıktan sonra yatma zamanının geldiğini anlayıp odalara gittik.
(Gezi muhabbetini atlıyorum. Önemli olay kalmadı anlatılacak.)
---
Tekrar şehrimize döndüğümüzde içimden bir "Oh be" çektim. Bunaltmıştı beni o şehrin havası. "Evim evim, güzel evim." diye düşündüm. Biraz sonra Cansu'nun ailesinin bizi almaya geldiğini gördüm.
---
Babası=Ba A=annesi Ben=B Cansu=Ca
B:Getirdiğiniz için teşekkürler.
A:Ne demek evladım.
Kadın öyle diyince bir pişmanlık hissettim. Senin kızınla yattım diyemedim.
Ba:Seni çok bunalttı mı?
Ca:Ya baba, ben çocuk muyum artık?
B:(Hıh diye gülerek... )Hayır, bunaltmadı.
---
Eve girdiğimde ev halkına selam verdim. Hoşgeldin oğlum faslından sonra olanları anlattım(Herşeyi değil * .).
---
Duşumu alıp bilgisayar başına geçtim. Bir süre sonra bir mesaj geldi.
Kimden:Cansum
Mesaj:Yılbaşında ne yapıyoruz?

"Hay Allah, başımıza iş aldık."