Lise üç'ün ikinci dönemindeydik o zamanlar unutamadığım tek ayardır anlatacağım.

Ders: Edebiyat
Hoca: 40 yaşında bayan ama at gibi 25 lik karı gibi
Öğlenden sonraki ilk ders.

Herneyse çok uzatmadan bitiriyim. Yine her zaman ki gibi hoca dersini anlatıyor yazıyor çiziyor falan
bende arka sırada kafamı masaya koymus sıra altından telefonla takılıyorum.
Hocamızın huyudur 5-10 dk kala eğer konularda diğer sınıflarla aynıysak yada öndeysek bizi serbest bırakırdı.
Yine o günlerden birsiydi. Hoca serbest bıraktığı zaman kafayı kaldırır geyik yapardık gerek hocayla gerek arkadaşlarla.

Neyse işte hocayla muhabbet ediyoruz hep beraber (çok kafa kadındı) işte ilişki muhabbetleri dönüyor.
Kızlara nasıl çocuk yakışıklı mı?
Erkeklere nasıl kız güzel mi? diye sorardı oyle ara sıra yine aynı muhabbet biz konusuyorduk diye bana sordu.

Hoca:H Ben:B

H:Eee gibik sence yan sınıftaki elif (elif uydurma gerçek ismi hatırlamıyorum) nasıl güzel mi?
B:Ne biliyim hocam kız işte nefes alsın yeter.
dedim ve sınıfta küçük çaplı bir kıkırdama oluştu arkasından yapıştırdı lafı
H:Haklısın senin kriterlerini biliyoruz.

Öldüm öldüm dirildim o an dıbına koyim diyecek hiç bişey bulamadım bulsam sokacam lafı ama ağzıma tıkadı
saygı duydum dıbına koyim zaten severdim hocayı hala severim ama o gün beni çok fena züt etmişti sınıftaki hökürmeler hala kulaklarımda yankılanıyor.