lisedeyken siktim de sikildim de

@787 kardeşim baktım kimse yok giyiniyordum ben de. gece girecektim

@791 dümdüz yazıyorsun derken panpa anlatımım mı kötü?

arkadaşlar sizin için tekrardan çıkardım kıyafetlerimi planımı erteledim. o kadar da rochan man parfümümü üzerime boca etmiştim olsun.

adem esmerliğini ön plana çıkarması için açık renk giyinmişti. yanında ise yanından ayırmadığı ve bugün yanımıza fönlü saçları, mavi kalemli gözleri, pembe rujla süslenmiş etli dudaklarıyla geldiği selen vardı.

selen in üzerinde yeşil bir mont ve dıbını zütünü belli edecek dapdaracık bir kot pantolon giymişti. topuklarını iyice yere vurarak geliyordu. yanımıza gelince gülümsedi. ama ondan önce şeyma davrandı.

şeyma: " ooo siz siparişleri vermişsiniz.o zaman bende bir mocha alayım" dedi.

ben bir şey demedim sadece gülümsedim. ezgi benim gerginliğimi ve şaşkınlığımı anladığı için kulağıma "ben çağırdım dedi.

vay amk huursu. sanki yalnız kalınca gibeceğiz. ancak şeyma nın gelmesi benimkini hareketlendirmişti sonra da selen gelerek combo olmuştu ve benim malafat pantolunu zorluyordu.

her kalktığında babaannemi düşündüğüm için farklılık olsun istedim şişman ananemi düşündüm ve gibim içeriye göçtü.

@815 her kelimeyi her jargonu ekşiye aitse inci diye bir kavram olmaz. nickini gördüm ve devam ediyorum.

herkes siparişlerini filan aldı, aynı masada toplandık. şeyma nın yanında ki çocuk şeymaya huursuymuş gibi davranıyordu. onu takmamalar yüzüne filan bakmama ama kızı ellemekten çekinmiyordu. bu durum beni sinirlendiriyordu.

şeyma ise çocuğa iyice sokuluyor, koluna dokunuyor yüzüne bakması için baskı yapıyordu. adem duruşunu sağlamlaştırdı. selen ise iyice ona sokuldu. adem burnunu selenin saçlarının arasında dolaştırdı ve kokusunu içine çekiyordu.

herkes klagib şu manita ayağına yatmaştı. ben sap gibiydim. diğerleri beni ezgiyle zannediyordu ancak ezgiyle uzaktık aramız.

acilen atak yapmam lazımdı..

sandalye ağırdı ve kimseye belli etmeden sandalyeyi ezgiye yaklaştırmalıydım. gıdım gıdım ilerledim ezginin yanına, sandalyeyi sürterken zeminden anlamsız sesler çıktığından grubun odak noktası olmuştum.

neyse ki adem gibi tipler bu tür durumlarda çok işe yarıyordu. dikkatleri üzerlerine çekmede üstlerine yoktur. adem:

-siz ne zaman geldiniz diye sordu adem benle ezgiyi kastederek.

yanıtı ben verdim." çok fazla olmadı ya bizde yeni siparişleri vermiştik zaten."

ademin asıl ne soracağını çok iyi biliyordum. o yüzden lafı değiştirip konuyu dağıtmalıydım yoksa cafe de herkese karşı mahcup olacaktım.

beynim son hızda çalışıyordu ve konuyu dağıtmanın bir yolunu arıyordum. aha dedim.

-ya adem bugün selen ile bahçeden çıkarken ki yürüyüşünüz olay oldu tüm okul size baktı.

adem içinden bu yavşak ne diyor diye düşünmüştür. ne alakaydı değil mi? lan ben hala düşünüyorum alakasını bulamadım.

adem "elbette ben ve aşkım varsak her zaman bir olay vardır." diyince hınzırca gülümsedi.

bu hınzır gülüşün arkasında ki gerçeği görmeye çalıştım ve aklıma gelen tüh be şerefsiz bari bugün kızı gibme dedim içimden.

bugün yine selene rahat yok düşüncesini aklımdan çıkarmak istedim ancak olmadı. ezgi koluma yavaşça dokundu ve ezgi:

-ne oldu nereye daldın öyle?

çok zeki bir profil çizdiğimi düşünerekten "hiçççç" dedim. ezgi biraz daha bana bakmaya devam ederek gözlerini şeymanın sevgilisine dikti.

@837 nickine özdeşleşseydin biraz be kardeşim, ne zaman atacağımı filan söylemiştim böyle yaparaktan da konuyu dağıtmayın.

@846 lisede ki anılarımı anlatıyorum kardeşim neyse senin kapasiteni aştı söylediklerim

arkadaşlar çok kısa bir tüttürme molası verelim. sizde için bir kahve filan yapın yerinize kurulun hemen geleceğim.

gececi tayfaya selam olsun arkadaşlar kafam biraz dumanlı dinleyen varsa birkaç part gireceğim.

şeymanın sevgilisi gerçekten yakışıklıydı, bembeyaz teni ile koyu kahve saçları tezatlık oluştursa da şeymanın seveceği tiptendi. ezgi de artık o çocuğu kesmeye başlamıştı. kendimi tutamayarak titrek bir sesle adını sordum.

ona yakışacak cool bir sesle "enes dedi ya senin kardeşim" dedi soruyu bana yönelterek.

-halil şeyma nın sınıf arkadaşıyım dedim. lan neden demiştim şimdi bunu şeymayı sahiplenir gibi. zaten biliyordu çocuk, hafif kıllandı.

adem yine o süper özelliğini kullanarak tüm dikkati kendine çekti."okullar açılmasına az kaldı, benim evde toplanıp ders çalışırız biraz, döneme hazırlık yaparız."

ibine biliyordum senin hangi tür hazırlıklar yapacağını. adem i kıskanmıyor değildim düşündüğünü pat diye söyleyip istediğini elde etme huyunu.

yazık selenime diyeceğim ancak selen gayet memnun. hatta lafa ilk o atladı. selen:

- evet ya uff bu dönem matematiği yükseltmem lazım dedi çalışmak iyi olacak.

içimden evet selenciğim çalışman iyi olacak hemde rahat rahat çalışırsın. adem sana daha iyi anlatır evinde.

kafayı yiyecektim çok sinirliydim ancak nedenini anlayamıyordum..

sözlükte bir ağırlaşma var sanki arkadaşlar sizde de oluyor mu?

gececi tayfaya selam olsun konuşmak muhabbet etmek isteyen varsa buyurun konuşalım.

herkese selam olsun bugün biraz erken başlayalım, muhabbet etmek isteyen pm atabilir. her zaman cevap veririm. özel olarak buluşmak isteyen de yazabilir bir şeyler içebiliriz. yaş fark etmez reşit olsun yeter.

cafe de biraz daha muhabbet döndükten sonra cuma günü ademin evinde ders çalışmak için sözleştik. üç gün sonra okullar açılacaktı ve döneme hazırlık için hep beraber ders çalışacaktık.

cuma günü olmuştu ve erkenden hazırlanmaya başladım. genelde bisse spor tarzı gömlek giyerdim. altıma da koyu kot giymiştim. babamın bana hediye ettiği fransız parfümünü üzerime boca etmiştim. babam iş adamı ancak helal kazanmaya özen gösterir ve dincidir(babam çok seyahat eder.)

saçlarımı da şekil vermeye çalıştım, bu tipe bu saç bile fazla dedim ve çıktım yola. ademin evine ilk ben gelmiştim. sonra baştan aşağı siyah süper mini kıyafetle selen gelmişti. bir insan ders çalışmak için tabiri caizse düğün kıyafeti giyer miydi?

sonra şeyma ve sevgilisi gelmişti. en son ise ezgi gelmişti. ezgi saçlarını geriye toplamış yaşının aksine alnı pürüzsüz bir kızdı.

siyah daracık bir tayt giymişti. tayt bacaklarını sarıyor ve güzel ele oturası zütünü daha da belirginleştiriyordu. ezgi kapıdan geçerken o sık kalçalarını sallıyordu bana nispet yaparcasına.

ezgi geldi ve kahverengi deri koltuklara kendini bırakıp bacak bacak üstüne atmıştı. koltuğun rahatlığından iyice gömülmüştü. kendini serbest bıraktığından taytın arasına saklanmış bana göz kırpan amı herkesi selamlıyordu. orada büzülmüş gibiydi dışarı çıkmak istiyordu besbelli.

ezgi uzun bacaklarını sallıyordu stres olmuşcasına. her sallandığında ve tepindiğinde o bembeyaz süt gibi memeleri ve pespembe halkalarla korunmuş meme uçları tişörte meydan okuyordu.

bacağının üst kısmı yayılmıştı ellemek, öpmek ve ısırmak geliyordu içimden ama dizginlerimi bırakmıyordum. adem test kitabını uzatırken ayağa kalkmamıştı ama öne uzandığından taytın örttüğü o dipdiri pürüzsüz zütü gözlerimi şaşı bırakacaktı.

zütüne şamarı çakmamak için de zor tuttum ancak o biçimli yuvarlak züt yanaklarını yastık olarak kullanmak istiyordum. evet evet bunu istiyordum.

benim alet dikilecek gibi oldu ama içimden babaanneni seviyorsan lütfen kalkma lütfen kalkma dedim. zaten stresten yine içeriye göçtü.

ancak birazdan selen ile ademin yapacakları benim malafatın pantolonu yırtabileceği olasılığını düşünmekten kendimi alamıyordum.

@954 yok kardeşim işim var birazdan çıkacağım gece girerim.

şimdilik çıkacağım sonra ise partları yağdırcam arkadaşlar beklemeyeceksiniz artık. hem uzun hem hızlı yazacağım artık ancak şimdi çıkmam gerekiyor. takibiyetiniz için teşekkür ve yeni gelenlere de selam olsun.

arkadaşlar yeni eve geldim daha gece olmadı ama akşamcı tayfaya selam olsun beni beğenen beğenmeyen seven sevmeyen herkese selam ve teşekkürümü gönderiyorum. başlayalım birazdan.