Evet beyler ilk yaptığım şey yönetimi planlamak oldu. Önümüze hiçbir engel çıkmayacaktı çünkü müdür bizzat izin vermişti. Tek yapmam gereken sağlam bir temelli yönetim şekli bulmaktı...

ilk olarak bu seneki 12.sınıfları gibtir ettim kafamda seneye 12.sınıf olacak bu senenin 11 lerine en büyük çabayı sarf etmem gerekiyodu. Şimdi size planlamayı anlatıyım...

ilk olarak her sınıfla bi kişi başkanlık yapacaktı. Mesela 9 sınıflara Ozan yapacaktı. 10.sınıflara Ahmet başkan olacaktı. 11.sınıflarda ise Emre olacaktı. Kimse kimsenin sınıflarına karışmayacak ve her türlü sorunu kendi başkanlarına iletecekti. Gelelim daha ince ayrıntılara...

Her sınıf şubelere ayrıldığı için tabiki her şubenin de bi önderi olması gerekiyordu. 9-A nın kendi önderi, 9-B nin kendi önderi gibi...

Her şube içinde sayıya göre ikiye ayrıldı mesela 9-A şubesinde 40 kişi var bu sayı ikiye ayrılıyor 20 - 20 oluyor. işte bu 20 kişiyi bi kişi temsil edecek diğer 20 kişiye başka bi kişi temsilcilik edecekti. Mantıken kaymakamlık gibi. Ama ikiside şube önderine sorumluydu.

Tabi bu demek oluyorki yönetim olarak en alt tabakadan en üst tabakaya doğru şöyleydi :

- Sınıf Temsilcileri
( şubenin ikiye bölünüp düzene sokulmasında görev alan iki kişi , şube önderine karşı rapor veriyor.)

- Şube Önderleri
( her şubede önderlik yaparak temsilcileri kontrol ediyor ve üstlere rapor veriyor.)

- Şube Grup Başkanı
( Şube önderleri arasında seçilen bi kişi oluyor ve bu şube önderlerine başkanlık ediyor. Üstüne rapor veriyor. Sadece kendi sınıflar başkanına sorumlu.)

- Sınıflar Başkanı
( Bunlar şubelerin en üst sorumlu kişileriydi her bi sınıf grubunun en üst makamıydı. Bunlar asıl düzeni sağlamakta yükümlüydü. Sadece en üst makam yani Genel Okul Başkanı karşı sorumluydular. 9'larda Ozan, 10'larda Ahmet,11'lerde Emre gibi)

- Genel Okul Başkanı
(Bütün makamlarda en üst rütbe ve yetki bundaydı kimseye karşı sorumlu değildi. Düzeni sağlamak onun göreviydi. Tabiki bu bendim... )

işte yönetim buydu ve en kısa sürede işleyişe başladı...

Evet beyler sistem gün geçtikçe tıkır tıkır işliyordu...

Okulda uçan sinekten bile haberim vardı bu sayede...

12.sınıflar tabiki korkuyordu çünkü onlarda ilk defa böyle birşeye şahit oluyordu. O günden itibaren tuvaletlerde bi kere bile sigara içilmedi söz dinlendi. Sistem tıkır tıkırdı...

Tabi bazı aksilikler de olacaktı demi amk. Ekgib olmasa şaşırırım zaten...

Yine normal bi günde bi haber geldi. Tuvalette sigara içiliyomuş tabi ben bunu duyar duymaz koridoru kapattırdım. Amacım onları yakalamaktı. Tabi sabredemeyip tuvalete 30 kişi eşliğinde daldım...

6-7 kişilerdi hatırladığım kadarıyla. 12.sınıf oldukları belliydi. Tabi yermisin yemezmisin. Tuvalette kamera olmayan yerde bunları çok güzel dövdük beyler. Tamam sigara içilir ama bu işin artık bi düzeyi vardı. Size yemin ederim muallakler bi içiyolar ama ortam leyla hani. Ulan zütverenler bari içiyonuz bu zıkkımı havalandırmayı açın da anlaşılmayın. Eee bizden kaçarmı kaçmazzzz... Ben rahattım amk ders saatinde tuvalete diye çıkardım sigara odasına geçer orda içerdim şerefsizim ehehehhe. Ama haketmiştim ben bunları. Sıfırdan başlayıp bi imparatorluk kurmuştum amk dile kolay kimin harcı bunu yapmak.

Tabi günler günleri kovaladı...

Koskoca sene bitti ve karneler alındı. Herkes bi tatil peşinde. Bende tabi bi tatili haketmiştim. Hem rahatlamak hemde karı kız kesmek için Antalya - Lara'ya gittim... Tabi orda da bikaç aksilik peşimi bırakmadı...

Denizde ayak baş parmağımı yengeç kaptı amk o baya beni kötü yaptıydı. Ulan onca kişi arasında neden beni bulduydu onu da hala çözemedim.

Tabi yazın boy ve kilo artışım doruk noktasına geldi...

Yaşıtlarımdan daha kalıplı ve daha uzundum... Bu benim özgüvenime de katkı sağlamıştı. E aklımda okul vardı çünkü saltanatıma kaldığım yerden devam etmek istiyordum...

Orası benim tek gerçekliğim olmuştu...

Özellikle bu sene çok önemli olacaktı çünkü artık tam anlamıyla düzen ve itaat sağlanacaktı. Bunun sebebi zaten kontrolü bizde olan 11.sınıfların 12.sınıf olacak olmasıydı. Yani artık gerçek anlamda hiçbir engel yoktu...

Evet canlarım anca vakit bulabildim aralıksız sizinleyim bu gece bitirecem...

Yazı dibine kadar yaşamıştım panpalar. içtim , sıçtım her taku yedim amk. Tabi bi yandan da gözüm okulda hani özledim ehehehe. Boy ve kilo bakımından oldukça iyiydim. Vücudum baya yerindeydi hani omuzlar falan baya genişti benim anlayacağınız...

Neyse okullar açıldı...

Yine en çok sevdiğim yerdeydim. Burda 0 dan başlayıp bi saltanat kurmuştum resmen. 3.seneme girmiştim artık dile kolay 3 sene bitivermişti...

11.sınf olmuştum artık yani yeni bi katta yeni bi sınıfa aynı insanlarla geçtik. Tabi herkesin yeri belli geçen sene neyleyse şimdide öyle oturduk.

ilk işim bütün sınıf önderlerini ve temsilcilerini çağırmak oldu...

Onlarla topluca konuştum ve bu seneki amaçlarımızı açıkladım. Sonra okula yeni gelen 9.sınıfları ziyaret ettim. Onlar da geldikleri okulda böyle bi düzen ve yönetim olduğunu ôğrenince hem şaşırıp hem de sevindiler. Sevinmelerinin nedeni kimse onları çömez diye ezemeyecekti. Bunları onlara teker teker anlattım ve tabiki arkamdaki yaverlerle ehehehe. Hemen sonra müdürün yanına çıkıp bi çayını içiyim dedim ki...

Müdüt yerinde duruyodu fakat yeni bi yardımcı gelmişti...

Bu müdür yardımcısı beni mafyalıkla suçlayıp emniyete bile ihbar edecek kadar şerefsiz bi insandı tabi ben onu oda beni tanımıyordu. Evet panpalar bi zaman organize şube müdürlüğünde ifade vermeye gittiğim bile oldu.

Tanışmamız zaten acı bi şekilde olacaktı o herifle...

Ben müdürün yanına gittim ve selamün aleyküm hocammmm diye sıcak bi selam verdim.

Müdür beni görünce tabi ayağa kalktı ve oooo kimler gelmiş oğlum büyüdün lan sen şuna bak bize tepeden bakıyo diyip sıcak bi kahkaha patlattı.

Aramızda sanki bi abi kardeş gibi bi bağ vardı beyler. Evet size garip gelir çünkü hiçbiriniz müdür le belkide bu kadar samimi değildiniz o yüzden anlıyorum sizi. Neyse bu hemen çay söyledi bana ve " bak shutzstaffell ciğim bu müdür yardımcımız refik bey okulumuza yeni geldi " bi yandan da bana sigarasından uzattı. Malboro içiyodu pekekent ehehehe. Tabi ben yaktım bi yandan da hoşgeldiniz hocam okulumuza diyorum ağzımdam duman saça saça ehehehehe. Bu refik denen gavat şok oldu beyler. Puahahahah bakışını bi görseydiniz çıldırırdınız. Adam küçük dilini yuttu benim müdürün yanında sigara yaktığımı görünce. Beyler şaka bi yana cidden o kadar taşaklıydım lisedeyken. Hanginiz müdürün yanında sigara içtiniz ki ?

"Hocam bu samimiyet sizce doğrumu ? "

Diye sordu amk kanguru kafalı huur çocuğu. Tabi benim canım müdür beyim lafı orda koydu geçirdi...

"Refik hocam bu öğencimiz okulda şuana kadar hiçbir müdürün yada hocanın sağlayamadığı düzeni sağladı. Onun sayesinde ne bir kavga ne de bir disiplin olayı oldu koskoca okulda. Ona çok şey borçluyuz...

Tabi benim züt tavanda amk ehehehe. Ulan bi duruşum değişti ki anlatamam ehehehe. Tabi müdürün dedikleri çok hoşuma gitmişti bi yandan da doğruydu panpalar. Okulda aramaları ben ve sınıf grup başkanları yapıyorduk hocalar yapmıyordu. Siz düşünün...

"Ona mı kalmış okul düzenini sağlamak hocam. " demezmi bide dıbına kodumun kertenkelesi.

E tabi benim de bi hamle yapmam lazımdı. Sigarayı küllükte söndürürken bi yandan ağzımdan şu sözler çıktı...

"Biz düzeni müdür beyin izniyle kurduk refik hocam. Bu düzen her şekilde uygulanacak. Uymayanlar düşünsün... "

Yani sanane yarraammmmm dedim kısaca beyler ehehehe. Müdür beyle bi kere daha tokalaşıp refik beye kafamla selam verip çıktım.

En son gözucuyla baktığımda kıpkırmızıydı suratı eheheh...

Geçtim sınıfıma oturdum sırama...

Ait olduğum yerdeydim...

Hemen bizim oğlanlara bütün sınıflara yeni bir müdür yardımcısı geldiğini haber vermelerini ve herkesin aynı şekilde düzende kalmasını bu işin bizi asla engellemeyeceğini söylemelerini istedim.

Ne kadar rahat görünsemde içimde bi sıkıntı vardı bu adam hakkında. işler kolay kolay taka saramazdı tabi. Bütün hocalar bu düzeni biliyordu ve onlarda memnundu. Ama ne biliyim içimde bi sıkıntı vardı beyler...

Ve o sıkıntı gerçek oldu okul karıştı...

Daha 2 hafta geçmişti ki...

Arama yapacakmış bizim Refik zütvereni. Ulan dedim noluyo amk bide bize haber gelmedi kendi başına nasıl iş görüyo bu diye. Müdürün yanına gitmek için kalkarken sınıfa bi anda patırtıyla girdi bu refik...

Herkes yerinde kalsın arama yapılacak işte bilmem ne sanarsın fbı operasyon yapıyo amk ehehehe. Ben istifimi hiç bozmadım. Herkesin gözü bende onlarda şaşkın bu durumdan. ifadesizce hocaya baktım ama sinir bozucu bi ciddiyetle baktım... Bakışlarımı yakalayınca bana doğru geldi ilk seni arayacam dedi...

Herkes şok içerisinde resmen başkanı arıyolardı...

Çok pis bozuldum bu duruma ve sakince ama oldukça ciddi bi şekilde

" aramaları biz yapıyoduk hocam niye zahmet ettiniz ? " dedim.

" ne diyon lan sen gevşek dalga mı geçiyon lan sen benle !! " diye cevap verdi bağırarak.

" bakın hocam yanlış yapıyorsunuz" dedim bende.

" koskoca okulda mafya mı kesiliyosun bana bu havalar sökermi lan senin gibi kaç maymunu terbiye ettim lan ben." demezmi...

Sınıftan bi uğultu yükselti...

Herkesin gözü bendeydi acaba ne yapacak diye. Sonuçta koskoca namı büyük başkana maymun demişti.

Kıpkırmızı oldum beyler. Ellerim titremeye başladı... Bütün vücudum bende bağımsız hareket ediyordu... Sinir bedenimi ele geçiriyordu...

Arkada aramaya gelen hocalar bile bozulmuştu bu lafa suratlarından belliydi.

Şuan bile öğretmenler en değerli vazifeyi yaptığını savunurum ben panpalar. Ama bunun gibi herifler ögrencileri ezmek için gelirler okula. Öğretme gibi bi amaçları yoktur kafalarında. Okula gelme amaçları öğrencileri dövmek ve ego kasmaktır...

O an otomatik olarak ona doğru yürümeye başladı vücudum... Pusuda bekleyen aslan gibi yavaş yavaş ona doğru gittim o ise ifadesizce bana bakıyodu. Ben bununla bi 15 cm mesafe kalana kadar yaklaştım...

" bana kimse maymun diyemez ! dedirtmem. Laflarınıza dikkat edin edin... " dedim yavaşca fısıldayarak.

"Banamı dikleniyon lan sen !!! " diye bana tokat atmazmı beyler...

Bana tokat atmıştı...

O an sınıftan baya büyük bi uğultu yükseldi...

Geriye doğru sendeledim sadece. Normalde yapışmam lazım yere ama dediğim gibi vücudum oldukça iyiydi bana pek tık dememişti...

Etraf kararmaya başladı...


Herkesin gözü bende... Ağızlar açık , millet şok...

O an sonunun ne olacağı umrumda değildi...

Sadece yaptım...

Bunun yakasına iki elimle yapıştım herif zaten küçük bişeydi.

"Laaannnn" diye kükredim ve bunu tahtaya ittim ama baya baya sert ittim. Bu küt diye yapıştı tahtaya...

O an zaten etrafımda kim varsa beni tutmak için uzanmıştı...

Ozan , Ahmet , Emre , Onur , Hüseyin , Erdal... Daha ismini saymadıklarım beni tutmak için çabalıyolardı...

Ağzımdan tükürükler çıka çıka bağırıyodum...

O an dehşete kalıpmıştım okuldan atmaları falan zerre umrumda değildi amk. O bin kurusu bana tokat atamazdı. Atıyosa kırardım o elini. Tabi araya girmişlerdi. Beni en mantıklı yere zütürder.

Müdürün yanına...

Yemek yiyip bi sigara içip geliyorum bu gece durmadan devam... Sizleri seviyorum...

Beyler bakın benimde kendime göre dertlerim işlerim uğraşmam gereken bazı meselelerim var. Evet dün gece yemek yedikten sonra yazacaktım bazı olaylardan dolayı aksadı. inanmayan ve dinlemek istemeyen gibtirsin gitsin amk. Dün için affedin bazı olaylar oldu sözlük falan gelmedi aklıma açıkçası. Beklettim biliyorum kusura bakmayın geldim yazıyorum...

Evet soluğu müdürün yanında almıştım. Benden önce arkadaşlarım olayı tam tdıbına anlattı. Müdür ayağa kalktı bana öyle bir tokat attı ki...

"Oğlum sen ne yaptığının farkında mısın ? Ulan müdür yardımcısının boğazına yapışmak ne gerizekalı. Ne tak yicen şimdi."

Ama ses çıkartamadım sonuna kadar haklıydı. Sinirimin kurbanı olmuştum...

Odadan herkesin çıkmasını istedi belli ki benle başbaşa konuşacaktı.

O anda zaten bende içimdeki siniri müdüre döktüm.

"Hocam hani biz anlaşmıştık niye şimdi böyle yaptınız her şey çok güzel giderken. Bizim bir yanlış yapmayacağımızı siz bilmiyormuydunuz. Neden o herifi başımıza saldınız. Ben size tamamen güvence vermiştim ama siz böyle yapınca çok ayıp oldu hocam. Adam daha geleli 2 hafta olmuş okulda arama yapıyor ve bana tokat atıyor. Bunun neresi mantıklı siz söyleyin... "

Hem ağlamaklı hemde sinirden patlayan bi tonda söylemiştim bu sözleri çünkü her şey taka sarmıştı. 3 senenin emeği boşa gitmişti. Artık bu işin içinden çıkış yoktu...

O sırada müdür beni sigarada odasına zütürdü...

Artık son sigaraları içecektim bu okulda...

Hani çok garip bir duyguydu 3 sene uğraşmıştım ama herifin biri gelip tüm hayatımı gibmişti...

O an ne kadar zavallı biri olduğumu anladım. Okuldaki bu itibarım benim gözümü kör etmişti. Okul benim tek gerçekliğim olmuştu. Bu okul dışında ben hiç kimseydim...

Artık okuldan atılacağım belliydi amk. Yani bir kurtulma imkanım yoktu ama ben yine de sordum :

" hocam yok mu bir çaresi gözünüzü seveyim her şey bir anda bitmemeli siz de biliyorsunuz çok emeğim var benim bu okulda. "

Müdürün ağzından şu acı sözler döküldü...

" tek çaren başka okula nakil olmak."

O lafı duyduktan sonra zaten hüngür hüngür ağlamaya başladım. Yapamazdım bu saatten sonra yapamazdım başka okulda.

Çünkü burası benim evim gibi olmuştu ve bu evin babası gibi görüyordum kendimi. Şimdi nasıl çekip giderdim hiçbir şey olmamış gibi amk kolaymıydı o kadar...

Tabii ben bunları düşünürken müdür yardımcısı denen o huur çocuğu aramayı bitirmiş ve müdürün odasına gitmiş benim atılma işlemlerimi konuşacak müdürle huur çocuğu.

Artık beni bekleyen sona yaklaşıyorum. Hiçbir kurtulma çarem yoktu. Tamamen zavallı birisi olmaya doğru gidiyordum...

O anda aklıma biri geldi...

Belki o konuşursa bu işleri düzeltebilirdi...

Ama asıl mesele onu okula getirmekti...

Bana babamdan daha çok babalık yapan adama , namı diğer Deli ibrahim'e gidecektim...

Hemen okuldan çıkıp mekana gidip ibrahim amca ile konuşmam gerekiyordu. O belki konuşup atılmamı engelleyebilirdi. En azından uzaklaştırma cezası alsam bile çok iyi olurdu.

Tabii hızla sigara odasından çıktım. Bir de ne göreyim.

Bütün lafı geçen erkekler yani okulda itibarı olan ve tanınan bütün erkekler müdürün kapısındaydı. Gördüğüm kadarıyla yarısı içerde müdürle bir şey konuşuyorlardı.

Yavaş yavaş oraya doğru ilerledim...

Beni gördüler ve hepsi birden bana baktı. Gözlerindeki korku açıkça görünüyordu. Hepsi bana doğru ilerledi bazıları beni gözleriyle bazıları da elleriyle selamladı. Ama bu işin bir yolu olmadığını kendileri de biliyorlardı...

Kendilerince konuşup ikna etme çabasındaydılar...

Benim fark etmedim diğer ayrıntı ise aslında bütün okulun o katta olmasıydı. Herkesin gözü müdürün odasındaydı. Kalabalığı yararak odaya girdim. Tabii girer girmez sinirim tavan yaptı amk. huur çocuğu refik bana gözlerini dikmiş bakıyordu. Onun suratını görünce dalmamak için zor tuttum kendimi. Aslında onun suratında kimsenin görmediği sadece benim gördüğüm bir zafer gülümsemesi vardı. Sırtlan gibi bakıyodu bana amk keli.

Neyse ben içeri geçince herkes bi sustu. Sonra ben en köşeye geçip oturdum ve dinlemeye başladım...

Sağ olsunlar bizim erkekler beni öyle bir savundu ki gözlerimden yaş akmaması için kendimi zor tuttum. Insana böyle kara gününde yardım edecek dostları olması çok güzel bir şeydi. Hepsi bir ağızdan beni tükürükler saçarak savunuyorlardı. Karşılarında bir müdür ve müdür yardımcısı varmış gibi davranımıyorlardı. Aksine esip gürlüyorlardı.

Sonra müdürü ve müdür yardımcısına şaşkına çevirecek o sözü söylediler bir ağızdan.

" shutzstaffell giderse bizde gideriz hocam... "

Tamam her şey iyi hoş ama bu kadarını ben de beklemiyodum amk. Hepsi birden sırf benim için okuldan atılmayı göze alıyorlardı.

E mecburen bişey söylemem gerekiyordu...

"Lan saçmalamayın manyak mısınız öyle bir şey yok tamam herkes bir sakin olsun gitmek falan yok ben ne işlem yapılırsa ona saygı duyup gereğini yapacam. Kimse benim için gidecem falan demesin."

Desem de yine bir uğultu koptu kalabalıktan...

Her biri ayrı bir şey söylüyordu ama hepsinin ortak olduğu tek nokta benim gittiğim takdirde hepsinin okuldan ayrılacağıydı.

Bahsettiğim öğrenci sayısı yaklaşık 40 falandı. Hani az bişeyde değil aynı anda 40 kişinin okuldan atıldığı nerede görülmüş amk.

Lan belki de bu tehdit cidden işe yarayabilirdi he...

ibrahim amcaya da gerek kalmazdı hem.

Bir an umutlanmışım... Herşeyin düzelebileceğine.

@569 kardeşim tamam bi insana yalanlama da bulunursun da bu senin yaptığın ayıp bişey. Ben ömer seyfettin değilim ki kurmaca hikaye yazayım amk. Hani neden kurmaca bi olay üzerine kendimi bu kadar yorayım anlamadım. Senden tek ricam samimiyetime inanıp benim yaşadığım bu olaya yalan diye çamur atmaman. okumak veya okumamak yine sana kalmış...

Ne kadar umutlansamda gerçekler acıydı beyler. Bir tak yemiştim ve bunun cezasını çekecektim...

işlemler yapıldı...

Artık hiçbir şey olan ve itibarı sadece okulda geçerli olan bir insandım...

Okuldan yavaş adımlarla çıktım ilk işim bir paket sigara almaktı. Zaten çok yağmur yağıyordu kendimi hemen kapalı bir yere atmam gerekiyordu. Sigaramı alıp dolmuşa binip en rahat ettiğim yere gittim...

Deli ibrahim'in kahvesi...

Kendime bol sucuklu bir tost yaptım. Onu güzelce yedikten sonra arkadaki odaya çekildim , sigaramı yaktım...

Ne olduysa o an oldu ve gözlerimden yaşlar boşalmaya başladı...

Ben kimdim ? Ne ara bu hallere düşmüştüm ? O üç sene önceki zavallı ne ara bu kadar vahşi bir insana dönüşmüştü. Ne ara gözü sadece itibar, şan ve şöhret olan bir varlığa dönüşmüştü. Içimden o acı keşke ile başlayan cümle çıktı...

" keşke bunları hiç yaşamamış olsaydım hep o saf ve temiz yürekli çocuk olarak kalsaydım... "

Sonra bir sigara daha yakıp "vay beeee" diye iç geçirdim...

Ulan Gökhan'ın benimle alay etmesini bile özlemiştim...

Farkında olmadan 3 sene içerisinde ben Gökhan gibi olmuştum. Acaba bütün bu hırs sırf onun gibi olabilmekmiydi ? Sırf onun gibi lafı geçen birimi olmaktı mesele ?

Değer miydi bütün bunlara...

Evet değmezdi bütün bu olanlara ama ben bu yola girmiştim. Bu benim yolumdu istesemde istemesem de...

Bir şeyler yapmam lazımdı. Bu kadar kolay bitemez di. Ben bu itibarı her şeyi bir anda bitsin diye yapmamıştım.

Evet artık o eski shutzstaffell yoktu durum ne kadar acı olsa da...

Zaman yeniden ayağa kalkma zamanıydı...

Hemen telefonu alıp Ozan'a mesaj attım.

" okulda toplayabildiğin herkesi topla ve okulum arkasındaki parkın oraya getir söylemem gereken önemli bir şey var."

Sigaramı söndürüp dolaptan Tofaş'ın anahtarını alıp okulun yolunu tuttum...