/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 51.
    0
    61. Sonra, kendileri ayırırlar iki cinsi birbirinden. Kadının görülmesine tahammül edemezler. iki cinsi ayrı toplumlar haline getirirler. Kendi din okullarında, eşcinselliği dolu dolu yaşarlar; ama bunu günah olarak kabul edip, yapanı cehenneme layık görürler. Ama kendileri, dolu dolu yaşarlar aynı şeyi. Asla ellerinden kurtulamaz, din öğrenmek için gelen güzel bir çocuk ve bir genç.

    62. Hem teşvik ederler, hem zorla iğfal ederler. Ama yapanı lanetlerler. Ama insana, başka yol bırakmazlar. Böylece kıvrandırırlar insanı, suçluluk duygusu ve günahkarın kaygısı ile. Böyle zincirlerler zihinleri. Uyuştururlar ruhları. izin vermezler, zihinlerin, tatmin edilmemiş cinsellikten başka şey düşünmesine.

    63. insanlar arasında da iyice yayarlar ayıplamayı, lanetlemeyi, kovalamayı ve kötü konuşmayı hakkında, ister karşı cins olsun, ister kendi cinsi ile cinsellik yaşamayı. Halbuki bunu ayıplayan, kendi içindeki ayıplara bakmaz. Kendisinde hak görür, başka bir insanın istek ve cinselliğini kısıtlamaya ve ayıplamaya; ama kıvranır içinden kendisi de, tutuşan arzularıyla.

    64. işte bunlardır, sahte dinlerin insanlara getirdikleri. Bunlardır, verdiği kurtuluş ve ahlak. Bunlardır, insanı özgürlükten men eden ve köle yapan.

    65. Ben ki, bunu önlerdim her zaman. Buna gücüm de vardır. Ama daha iyi değil mi, insanın daha olgunlaştığı çağda, ona özgürlüğünü vermek için kıvılcım çakmak? Artık her insan, kendi içinde olan öğretimi zaten kendisi keşfediyor ve kendini tanımayı ve hür olmayı hakediyor!

    66. Ben Zevk'im. Ben Güç'üm. Benim kudretimdir, size doğru yolunuzu buldurtacak olan. Bana tapmanızdır, en büyük sevinç ve mutluluğunuz. Benim, sizi sevinciniz için kutsayan ve isteklerinizi hür bırakan.
    ···
  2. 52.
    0
    43. Ne zaman karşısında oldu sömürenin ve yönetenin, hangi kilise ve hangi imam? Toplumu uyuşuk tutmak, onların başlıca görevi değil midir? Yasaklar, yasaklar, yasaklar ve günahlarla boğuldu insanlar ve böylece uzaklaştırıldılar, gerçeğin öğretisinden. Uzaklaştırıldılar güzel olandan, doğru olandan, sevinç verenden ve zevkli olandan. Güzel olan her şey, günah oldu. Ve sömüren tanrıya ibadet ve keder ve acı ve sıkıntı, en büyük sevap ve zevk olmadı mı?

    44. imha etmedi mi o dinler daima, güzel olanı? Yasaklanmadı mı sanat, müzik ve hatta sevgi ve sevişmek?

    45. Bir zamanlar, kadim tanrılara yönelik ayin ve ibadetler vardı, sevinçle kutlanan. Kilise kirletmedi mi, onların lirik ve ince vasıflarını? Daha batıda ve kuzeyde, kilise ulaştığı anda oraya, mahvetmedi mi Balltane ateşini, kutlamasını ve sevincini? Daha batıdaki büyük orman kıtasında, kilise ulaştığı anda yok etmedi mi benim verdiğim güzellikleri ve benden gelen sevinci?

    46. "Tanrı, insan kurbanı istemez" derler; ama unutulur kutsal cihatlar, haçlı seferleri, engizisyon mahkemeleri ve tanrı için insan öldürmenin kutsallığı. "Senin dininden olmayanı öldür. Onu kabul etmeyeni öldür. Önce imana davet et. Kabul etmezse öldür" der, o tanrı. Ama riyakar din adamları "Tanrı, insan kurbanı istemez" derler. Gülerim, içinde oldukları acze, yalana, riyaya ve alçaklığa!

    47. Irzdan ve namustan bahsedilir, müslümanlıkta. Ama unutulur; kafirlerle, savaşta alınan esirlere, kendi dininden olmadığı için köle edilenlere ve cariye olmak zorunda kalanlara yapılanlar. Cariyenin ırzına geçmenin günah olmaması ve başka dinden olana tecavüzün sevap sayılması.

    48. Bilginin ve zevkin kutsal rahibeleri hakimdi bazı yerlerde. Sanat ve zevk, güzellik ve felsefe, bereket ve özgürlük hakimdi oralara. Asla yeşeremezdi oralarda, sahte tanrının azap, korku ve ölüm getiren dinleri. Nerede ki, ilkel kavimler vardı ve nerede ki, kadın köleydi, oraya geldi o dinler. Sonra da yayılıp, kan ve vahşet taşıyarak, boğdular o özgürlükleri de. Kadın, alt varlık da değil, köle de değil; en değersiz ve günaha teşvik eden şeytan sayıldı.
    ···
  3. 53.
    0
    7. Her kavim ama her kavim incelerse kendi geçmişini, görür iki cinsin eşitliğini. Özellikle, öğretimin Kahin'inin kavmi görür kadının nasıl aşağılandığını; adil Tanrı dediklerinin dini benimsendikten sonra. Erkekle beraber savaşa giderken kadın ve tam olarak eşitken, yönetimde de kral ve kraliçe olarak, nasıl hapsedilip, sarılıp sarmalanarak, gözlerden utanılacak bir şey olarak saklandığını.

    8. Yoktur Dünya'da, buna benzemeyen bir kavim. Her kavim katletmiştir iki cinsten birini ve yarım bırakmıştır kendisini, her şeyin en uygununu yapan dedikleri Tanrı'yı benimsedikten sonra. Bunu ben söylemiyorum size. Aklınıza güvenin. Tarihi inceleyin. Kendiniz görün.

    9. Ne kahrolası yalandır, Arabın dininin kadına kurtuluş ve özgürlük getirdiği. Ama insan aptaldır çoğu zaman. Göz göre göre, gözünün önündeki gerçeği inkar ederek, benimsemiştir bu yalana inanmayı. Unutturmuştur kendisine bile, göze batan gerçekleri de; övünmüştür; "Biz kadına özgürlük verdik" diye.

    10. Arabın dini, Hiç bir imkan tanımadı Arap kadınına, ama yok etti acımadan - şimdi - sizden ve tarihten bile saklanan üstünlükleri. Kadın nasıl kötü durumda olabilir, nasıl aşağılanırdı o zamanlar? Bakmazmısınız Kabe'nin içindeki en büyük üç tanrıya -o zamanlarki -? Arabın dininin kitabında, bizzat kendisinde yazılı değil midir; bunların dişi tanrıçalar oldukları? En büyük tanrıları dişiyken Arabın, Lat, Menat ve Uzza ilahi tapınım merkeziyken, o insanlar nasıl aşağılarlardı kadını? Lanet olsun bu yalana ve ona inanana!

    11. Demedi mi, kahrolası Arabın dini, kadına, "Ziynetinizi saklayın göstermeyin"? Erkek evlenir isterse dört kadınla ve alır istediği kadar cariye ve köle, parasının yettiğince. Ama kadın, erkeğe bağlı olmalı ve haremde kapanmalı. Bir utanç abidesi saymalı bedenini ve kimselere göstermemeli bir yerini.

    12. Daha sonra insan da sayılmadı kadın; hatta şahitliği bile kabul edilmedi; bir zamanların yönetici ve baş rahibesi olan cinsinin. Arabın dini, kendi peygamberine istediği kadını alma hakkı verirken, tanıdı mı aynı hakkı onun karılarına, kadın ve erkeğin nefsi eşitken?
    ···
  4. 54.
    0
    13. Köle edilmedi mi insanlar, yüzyıllarca, cinsel bunalımlarından sürüklenerek? iki cinsi ayıran Arabın dini, baş teşvikçisi olmadı mı eşcinselliğin? Irzına geçilmedi mi, yüzyıllarca güzel oğlanların? Kadınlar, birbirinden tatmin aramaya itilmedi mi haremlerde yüzyıllarca?

    14. Bu, en büyük günah denildi insanlara bir taraftan. Bakın. Düşünün. Araştırın. Sizin yaşadığınız gününüzde, Arabın dininin hakim olduğu her ülkede, bu değil midir görünen? insan, her eğilimde olur. Ayıp değildir istek duymak kendi cinsine, iki cins arasında duvarlar olmasa bile. Kutsaldır, herkesin kendi tercih ve isteği.

    15. Ama Arabın dininin, eşcinselliği teşvik etmesi ve mecbur kılması, ve şartların hepsini ona göre düzenlemesi ve iki ayrı cinsin birleşmesinin, ancak üremek için caiz görülmesi, insanın isteklerine saygı duymaktan değildir. Değildir, eşcinselliği beğenmesinden ve değildir, cinsel tercihi hür bırakmasından.

    16. insanın şehveti bilinmez mi, onu yarattığı söylenen Tanrı tarafından ki, eğer o yaratmışsa gerçekten? Bilmez mi o tanrı, insan mutlaka birleşecektir karşı cinsle ve bulamazsa, en sonunda kendi cinsiyle? iki yasak varsa ortada; bunlardan birisi, karşı cinsle birleşmekse ve konulmuşsa engeller, dikilmişse duvarlar; en kolayı, ikinci yasak değil midir? Kendi cinsinle birleşmek! Her an, yanyanayken ve dikkati çekmeden, kolaylıkla yapılacaksa?

    17. Neden Arabın Tanrı'sı getirdi bu yasakları, insanın yapısını biliyorsa? Ona kendisinden de yakınsa, dediği gibi? Bilirmisiniz bunun cevabını? Bunun cevabı çok kolaydır, düşünen bir kafa için. Değilmidir, azap vermekten zevk almak ve acıyla ve umutsuzlıkla beslenmek; hem yasak koymak, hem o yasakla çarpışacak en güçlü içgüdüyü vermek, şayet o yaratmışsa?

    18. insan, içgüdüsel olarak içindeki tepilere uyacaktır; ama hangisini yaparsa yapsın, işlediği günahtan korkacaktır. Ve vicdan azabı duyacaktır tanrısına karşı ve suçluluk duygusu kemirecektir onu, içten içe. Ve utanç duyacaktır diğer insanlardan. Yapacaktır en büyük işkenceleri aynı suçu işleyenlere, kendisinin, öyle olmadığını göstermek için herkese. Üstelik kendi cinsi ile yapmak daha kolayken ve bu teşvik edilmişken, en büyük günah da bu sayılmıştır nedense!
    ···
  5. 55.
    0
    Okumaya değer gibi
    ···
  6. 56.
    0
    19. Suçluluk duygusu içindeki insan, daha bağlıdır tanrısına. Daha fazla af diler ve onu ulular. Beyni daha yakındır köle olmaya. isyan edemez ve yargılayamaz, içindeki korku yüzünden. Yasaklanmıştır, mutlaka olması gereken ve istenmiştir bu yasakların çiğnenmesi, cehennem korkularına rağmen. En iyi kurbanları seçer tanrısına, affetsin diye kendisini ve öldürür insanları, onun adına ceza verirken ve kutsal cihadda. Beslensin diye kan içen tanrısı, onların hayat enerjisi ile.

    20. Halbuki ne günahı vardır, içteki isteğin tatmininin ve ister karşı cinsle, ister kendi cinsinle birleşmenin; verdiyse o duygu ve isteği yaratan Tanrı'n sana? Lanet olsun, bu da yalandır kökten! Yaratması onun, insanı.

    21. Kadın, köle edilmiştir Tanrı'sının kaprisi ve menfaati uğruna. Arabın dini bunu yaparken, Kilise daha mı hayırlı olmuştu yüzyıllardan beri? Aynı tutum yaşanmaz mı kilisede? Evlenmeyen rahipler ve rahibeler sınıfı, hangi dindedir? Hangi din, cinselliği kirliliğin en üst düzeyi saymıştır? Kilisede, kadınla birleşme günahı, Arabın dininde olandan bile büyük değil midir?

    22. Cinsellikten kaçarak, kendisini yarım insan yapmaya çalışmadı mı ermişleri, dişi ve erkek olarak? En temel içgüdü olan cinsellikten en uzak olan, en aziz ve ermiş olmadı mı? Ama eşcinsellik tam olarak hakimdi, kilisenin hakim olduğu her ülkede ve her tapınakda. Rüyalarında Bakir Meryem'le birleşmedi mi genç rahipler, her gece, tapınaktaki heykelinden bile kadının, tahrik olarak, çılgınca? Ve bunun için af dileyip, Tanrı'larına köle olmadılar mı her gecenin sonunda? Rahibe manastırlarında kadınlar, erkeksizlikten, her gece isa ile yatmadılar mı rüyalarında; haça gerili, çıplak erkek bedeni heykelinden tahrik olarak?

    23. Bilirim. Hep yanlarındaydım ben, hepsinin. Bütün bunları, insan yapısı ve Tanrı'nın kurnazlığından değil, benim ayartıcılığımdan bildiler ve öyle bildirdiler. Halbuki ayartmaya ne gerek var, içinden her an bunu isteyeni? Kötülüğe ve Cehennem'e sürüklemedim ben onları. Aksine acı çektim; onların durumundan, onların adına.

    24. Bu değil midir, koşup oynamak isteyen küçük bir çocuğu, ayağında zincirli prangalarla büyüterek, sakat bırakmaktan kötü olan? Doğası hür olarak koşmak olan bir atı, doğumundan ölümüne kadar, ayakları bağlı tutmaktan daha kötü olan?
    ···
  7. 57.
    0
    25. Benden geliyorsa bütün kötülük ve istekler, ben mi emrettim cinslerin ayrı tutulmalarını, acı çeksinler diye? Kendi kitapları ve din adamları erdem olarak savunup, emretmezler mi bunu?

    26. Olması gerekeni yasaklayanlar, olması gereken olunca, bunun, benim yüzümden olduğunu söyleyerek, aldattılar insanı. Ben mi acıkmanızı emrediyorum size? Madde bedeninizin, hareketi için gıda almaya ihtiyacı vardır. Bunu kimse emretmez! Ama cinselliğiniz de vardır ve maddenin gereği, ve maddenin zevki ve maddenin dayanılmazlığıdır. Ne ben emrettim, ne de baştan çıkarttım.

    27. Ama şimdi, ben emrediyorum! Size reva görülen haksızlığı gidermenizi ve isyan etmenizi ve maddeyi yaşamanızı; artık yeni çağ gelmektedir ve artık insan, tanrıların kölesi olmayacaktır.

    28. Baştan beri her bilgi, bendendir. Ben, köle yapmam. Ben, bilgilendiririm. Ben, isyan ettirmem, ama benim bilgimi alan, isyan eder. Ben, Haksızlığa uğrayan'ım ve ben, bu yüzden karşı çıkarım en fazla haksızlıklara.

    29. insana, cinslerin ayrılması ve kadının aşağılanması ile yapılan bir, haksızlık ve kurnazlık ve tuzak ve kötülük ve lanet ve azap daha vardır. Lanet olsun ona!

    30. insan ömrü belli sınırlar içindedir ki, bu, benim tarafımdan çok çok uzatılabilir seçkinlerim için; dilersem.
    ···
  8. 58.
    0
    31. insanın cinsel zevk duyguları, zirvesindedir onbeş ile ellibeş, altmış yaşları arasında. En diri olduğu zaman da, en genç, yetişkin, olgun, güçlü, uyanık ve verimli olduğu zamandadır.

    32. insan, bu yaş sınırlarındayken, aklının en büyük kısmıyla cinsel zevkleri düşünür. Okulda, işte, düşünürken, bir şey ya da bir fikir üretirken, yolda yürürken ve uyurken. Aklı cinselliktedir insanın. Çok kısa aralıklarla, başka şeye kayar akıl. Bir an dalsa bile, cinselliği, içinden baş kaldırır, "Ben buradayım" diye. Hele en genç ve en verimli çağlarında, bu, tam böyledr.

    33. Bu durumdaki bir insan, nasıl olur da akla vurabilir bir şeyi? Nasıl keşfedebilir, Evren'in gerçeklerini. Nasıl düşünebilir sağlıkla? Cinselliğini yaşayabilse doyasıya ve istediği herkesle, şimdikinden kat kat ileri olacak olan insan, aklı izin vermediği için yapamaz önemli bir ilerleme. Ne Tanrı'yı yargılayabilir yeterince; ne de olgunlaşır gereğince.

    34. Bugüne kadar bulduklarınız bile, - ister bilimde, ister düşünsel alanlarda - mucizedir ancak; bunlardır Tanrı'nın istemedikleri. Bu yüzden takdire layıksınız aslında. Ama bir de düşünün; ya bu kısıtlama ve aklınıza geçirilen, çelik çember olmasaydı? Daha ileri olmaz mıydı her şey? Çoktan silkip atmıştınız, Sahte Tanrı'nın çağı geçmiş kurallarını.

    35. Kapatarak kadını, ayırarak cinsleri ve Ahlak dışı sayarak ve saydırtarak, cinsel istekliliği, utandırarak, saklattırarak ve araya imkansızlıklar koyarak. Ve eşcinselliği de kural ve ahlak ve yasa ve din dışı sayarak ve saydırtarak, durdurulmasa da kösteklenmiştir insanın aydınlığı.

    36. insan, belli yaşını geçince ve cinsel isteği kalmayıp, aklını her şeye verebilecekken de. Bu zaman gelince de, fiziksel bedeni ve enerjisi de bitmiş olur. Ne ilerleme olabilir; her fırsatta farkında olmadan uyuklayan ihtiyarın akılsal faaliyetinden?
    ···
  9. 59.
    0
    37. Bakın. Dikkatle okuyun! Sahte dinlerin kural ve şeriatlarını. Hangisi çağdışı değildir artık? Uyar hangisi insanlığa ve mantığa ve hakka ve çağın anlayışına? Açık değil mi, kalıcı olamayacağı bir kuralın ve hukukun ve şeriatın ve köhnemiş tapınma usulleri ile ahlakın?

    38. işte, bu yüzden kolaydır benim kurallarım. Kolaydır şeriatım. Bilmediğiniz her şeyin rehberi, içinizdeki ışıktır ve benim kaosumdur. Ve benim bilgimdir. Ve benden alınan bilgidir ki, o, zaten hepinizin içindedir.

    39. Hem çok zordur, hem kolaydır benim şeriatım. Çünkü insanın, kendisini tanıması en zor olanıdır. Tanıdıktan sonra da, kendisini kabul etmesi en zor olanıdır. Zordur, kişinin, kendisiyle barışması. En kanlı düşmanını da affedebilir ve onunla barışabilir insan; ama kendisi ile barışamaz çoğu. Affedemez kendisini. Bu korku perdesini yırtıp, geçebilen için; ne mutludur!

    40. "inan" der, bütün eski dinler; ki onlar ve onların hükümleri, düşünülmeyen dönemlerden gelirler. "Sadece inan. Seni kurtaracak olan, iman'dır. Düşünme asla; girme günaha. Asla da yargılama kafanda" derler. Ama ben, "Düşün" derim, kendi seçkinlerime. Asla kurtaramaz seni, koyun gibi inanmak ve asla ulaşamazsın, ne olduğunu bilmediğin cennete.

    41. Düşün düşünebildiğince! Gücün yettiğince düşün; anla kendini! Asla korkma, hakim durumdaki tanrıyı sorgulamaktan ve yargılamaktan!

    42. insanı köle yapan, sahte dinler ve onların, kendilerine keyif verilmiş olan peygamberleri ardarda geldiler. Ve onlar ölünce, taşıdıkları imtiyazlı keyifler haleflerine geçti. Daima sömüren oldu, din büyüğü ve bilgini sayılanlar. Bir örnek verseler bile bunun tersine, sonradan gelen takipçilerine de bak onun.
    ···
  10. 60.
    0
    Dostlarım, yazmaya yarın devam edeceğim.

    Işıkla kalın.
    ···
  11. 61.
    0
    31. Her devrin kuralı, o devir içindir. Ve her devrin ahlakı, o devir içindir. Ey insanlar! Birbirinizle olan hukukunuza yönelik olan iş ve ticaret kurallarını, siz kendiniz koyarsınız, zamanına ve yerine göre. Neden bunu, bir tanrının düzenlemesine gerek duyasınız? içinizden gelendir ve sizin vicdanınızdır ve sizin aklınızdır ve sizin isteklerinizdir ve sizin gerçek kimliklerinizdir, kuralları koyan. Köhne bir din kitabı değil. Ve benim bu kitabım da, zamanı
    gelince köhneleşmiş olacaktır.

    32. Kim ki bir iş yapar veya ticaret yapar, o kişi, kuralını kendisi koyar. Benim bu konuda ne sözüm olabilir? Ben Her Şey'im ama bir tüccar olmayı hiç istemem ve istemem bir işçi olmayı. O zaman nasıl; kural koyarım sizin yerinize?

    33. Ve çevrenize göre ve devrinize göre ve görgünüze göre ve tecrübenize göre ve ilişkilerinize göre ve ahlakınıza göre ve vicdanınıza göre siz koymalısınız, uyacağınız iş kurallarını ve bütün gerekli kuralları.

    34. Benim işim değildir, hukuk. Onu da siz oluşturursunuz. Size gereklidir hukuk. Benim ihtiyacım yok bunlara. O zaman en uygun hukuku da siz seçersiniz. Ama yanılırsınız belki başlangıçta. Ama o da düzelir deneyimle.

    35. Ama bu da, devre göre değişir. Hangi mantık, ekmek çalanın elini kesmeyi emreder? Lanet olsun ona! Hangi mantık, en tabii hakkı olan cinselliğini yaşamak isteyeni, taşlayarak, öldürür? Lanet olsun ona! Hangi mantık recmeder, karnını doyurmak için tenini satmak zorunda kalanı ki, lanet olsun
    ona!

    36. O mantık ve o tanrıdır ki emreder; karnını doyurmak için tenini satmak zorunda kalanı recmetmeyi, fakat asla ilişmez, onu, buna mecbur bırakana. işte, lanet olsun ona ve onun yolundan zevk alarak, gidene! Bir masumu öldürerek, cennete gireceğini zannedene.
    ···
  12. 62.
    0
    codex gigas
    ···
  13. 63.
    0
    yav ne boş adamsın amk bunu burada paylaşmanın amacı ne amk liselisi
    ···
  14. 64.
    0
    Rezirve
    ···
  15. 65.
    0
    25. Başka tanrıya inananları ateşte yakmaya da gerek yoktur. Onlar, zaten kendi ruhlarının köleliği
    ile yanmaktadırlar.

    26. Korkmayın korkularınızdan! Üstüne gidin sıkıntılarınızın ve utançlarınızın. Ancak böyle yenersiniz kendinizi. Suya düşmekten çok korkan bir kimsenin, korktuğu derin suya düştükten sonra korkacağı ne kalır? Ne yapar; yüzüp kıyıya çıkmaya uğraşmaktan başka? Yok olur suya düşme korkusu, suya düştüğü anda.

    27. "Bize, Doğru Yol'u göster" der, her sahte dinin izleyicisi. Ama Doğru Yol sizin içinizdedir. Neden birisi gütsün sizi? Güzel olan, kendinin bulmasıdır kendin için doğru olanı. Bir tanrının emriyle ve bir din addıbının güdüsü ile, düşünmeden gitmek değil.

    28. "Bize kurallar koy. Getir bize şeriatını" der, her kendi aklını inkar ve hapsetmiş olan cennet yolcusu. Halbuki kurallar sizin içinizdedir; yol sizden geçer. Ve benim kurallarım, çok kolaydır çünkü kurallar geçicidir. Yobazca kalıcı olan, yüzyıllarca, sadece sahte dinlerin, mantığı yasaklayan kurallarıdır.

    29. Artık batıl olmuş olan, sahte dinlerin kuralları, sadece köleler ve koyunlar içindir. Asla izin vermezler, kendi içini dinlemesine insanın. Alttan ve üstten, durmadan sınır koyarlar size; ki onlara lanet olsun! Halbuki zaman değiştikçe ve çağlar çağları kovaladıkça, gerçeklik de değişir. Eski kurallar uyamaz yeni çağlara. Kalıcı kural yoktur bu yüzden ki, bir kaç tanesi müstesna.

    30. Düşünmelerine imkan vermeyen kurallara dört elle sarılanlar, koyundur ve ancak köledirler. Onlar, düşünme tembelidirler ve güdülmek, onların mutluluğudur.
    ···
  16. 66.
    0
    Rezalet
    ···