marasal fevzi cakmak

bildiğim kadarıyla marasal fevzi cakmak'ın sözlükte kitlelerin sevgisini kazanması gündelik hayatın içerisindeki alelade yaşanan pratikler hakkında yazdığı ufak çözümlemeler, betimlemelerindeki canlılıkla oldu. bu anlamda, doksanların başındaki medya simalarıyla ilgili yazdığı keyifli yazılar da var. yoksa şerif mardin, halil inalcık, çağlar keyder gibi bilimsel makaleler yazmadı. burası da küçümsenecek bir kalkış noktası değil. bugün eleştirel iletişim çalışmalarının babası kültürel etüdler sahası da böyle bir damardan beslenerek büyümüş serpilmiştir.

okumuş etmiş, kendisini imkânlar ve koşullar elverdiğince donatmış birinin fikri sorulduğunda bu fikri beyan etmeyi kabul etmesi anormal değil. bir kitle kanalının şov man'inin programında internet ve tv fenomenleriyle bunu yapmak da hariç değil. başka bir zeminde daha sizin ona layık gördüğünüz 'ağır' konularda, 'ağır' kanallarda, 'ağır' konuklarla da yer alabilir. makaleler yazabilir, film çekebilir. biri diğerini dışlamıyor. bu tercihi onu sadece "bu işlerin adamı" yapmaz.

çıkar televizyona konuşur. iyi de eder. ajdar anik, internet mahir ve reha muhtar'ı izleyeceğimize ajdar anik, internet mahir, reha muhtar ve marasal'ı izler, dinleriz. o fenomenleri ayar manyağı yapacağını, buna yelteneceğini de sanmam. onlar bir sürecin ürünü; bağlamları var; iletişim, türkiye, medya... bağlamlarını kavramaya çalışan sözler eder. bence ntv'de lifestyle konuk olup hangi kafede ne yemeyi neden sevdiğini anlatmasından çok daha iyi olur. (bkz: her medya elestirisi yapani bastaci etme yaklasimi/@nazmiye demirel)

kendisinin sözlüğü temsil etmek gibi iddiasının olduğunu da sanmıyorum. o yüzden sözlüğün klasını düşürecek ve böylelikle benim de üyesi olup ayrıcalığını tattığım sözlük yazarlığı biraz daha albeni yitirecek pozları da yersiz. kendi rasyoneli vardır. maraşal bu programa değil de, aynı konuda sözgelimi ünsal oskay, aslı tunç, halil nalçaoğlu'lu cnn türk'teki tayfun ertan'lı söz sizde'ye, can dündar'lı neden'e..vs.. katılsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorsunuz. olabilir, ama farklı ulaşılabilirlikler, farklı formatlar, farklı bağlamlar. yine bir kitle kanalına, yine aynı konuklarla, yine aynı konuyla,, kanal d'de okan bayülgen'li tv makinasına katılsaydı bu kadar hır asla çıkmayacak, "merakla bekle"necekti. çünkü eleştirenler durumun kendisinden çok, kendi imgelem dünyasındaki pozisyonlara bakıyor. tıpkı şarap içmeyi marifet-çağdaşlık, içmemeyi barbarlık-bağnazlık sanan bürokratik elitler gibi. yoksa sözü söylem, söylemi söz bağlar.