ilk Batılılar Japonya kıyılarına 16.yüzyılda Muromaçi döneminde ulaştılar. Ülkeye ateşli silahları tanıtan Portekizli tacirler 1543'te Japonya'nın güneybatısında küçük bir adaya yerleştiler. Sonraki birkaç yıl içinde bunları, Saint Francis Xaviar önderliğinde Cizvit misyonerleri ve ispanyol gruplar takip etti. Hollandalı ve ingiliz tacirler de Japon topraklarına yerleştiler.
Avrupalıların bu akınlarının Japonya üzerinde çok derin etkileri oldu. Bu misyonerler özellikle Japonya'nın güneyinde çok sayıda kişinin inanç değiştirmesine sebep oldular. Şogunluk Hrıstiyanlığın birlikte geldiği ateşli silahlar kadar patlayıcı bir potansiyel teşkil edebileceğini fark etti. Sonunda Hrıstiyanlık yasaklandı ve Togukava Şogunluğu, Nagasaki Limanı'ndaki küçük Dejima adası içinde yaşayan bir avuç Hollandalı tüccar, Nagasaki'de yaşayan Çinliler ve arasıra Kore Lee Hanedanlığı'ndan gelen resmi elçiler dışında yabancıların ülkeye girişini yasakladı. Yaklaşık 250 yıl boyunca Japonya'nın dış dünya ile tek bağlantısı bu insanlardı. 18. yüzyılın sonlarından itibaren açılma yönünde giderek artan baskılar 19. yüzyılın ortalarında meyvelerini verdi. 1853 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin dört gemilik bir filosu Tokyo Körfezi'ne demir attı. Bir sonraki yıl aynı ziyareti gerçekleştiren Amerikan filosu bu ikinci ziyaretinde, bu kez iki ülke arasında bir dostluk anlaşmasına imza attı. Bunu, hemen Rusya, ingiltere ve Hollanda izledi. Bu Japonya'nın içe kapalı geçirdiği dönemin bittiğini haber veriyordu. Dört yıl sonra dostluk anlaşmasını ticaret anlaşmalarını izledi. Bu aşamada kervana Fransa da katıldı.
ikili anlaşmalar feodal dönemin de sonunu getirdi. Ülke önce kargaşaya sürüklendi. 10 yıl kadar süren kargaşanın ardından Tokugava Şogunluğu tarihe karışırken, 1868 tarihi itibariyle Meiji Restorasyonu dönemi başladı. Hakimiyet imparatora geçti.
Meiji dönemi Japonya'nın modern tarihinin de başlamasını haber verir. Bu dönemde Japonya Batı'nın yüzyıllar içinde kurduğu modern sanayileri, politik kurumları, kısacası modern bir toplumu 20-30 yılda yaratıverdi. Başkent Kyoto'dan bir önceki başkent olan Edo'ya taşındı. Ancak adı Tokyo olarak değiştirildi. Tokyo, "doğu başkenti" anlamındadır. Yüzyılların birikimi çok geçmeden kendini gösterdi. Ülke her bakımdan gelişmeye ve genişlemeye başladı. Bu gerektiğinde savaş anldıbına da geliyordu. 1894-1895 yıllarında Çin ile yapılan savaşı Japonya kazandı ve Tayvan'ı ele geçirdi. Japonya 1904-1905 yıllarında Rusya ile yapılan savaşı da kazandı Güney Sahalin'i eline geçirdi. Aynı yıl Kore'nin yönetimini aldı, bu ülke 1910'da ilhak edildi.Bundan iki yıl sonra da imaparator Meiji öldü. Bundan sonraki dönemde ülke büyümesini sürdürmekle birlikte ekonomik durgunluklar, siyasi çalkantılar ülkeyi kaosa sürükledi.
Egemen güçler arasındaki çekişmeler, ülkeyi ikinci Dünya Savaşı'nın tam ortasına taşıdı. 1945 Ağustos'unda imaparator'un emriyle halk silahlarını bıraktı, ülke teslim oldu. Ülke altı yıl kadar müttefiklerin kontrolünde kaldı. Bu dönemde ülkenin ekonomik ve toplumsal yapısını değiştirecek, reform nitelikli bir dizi yapılanmaya gidildi. Tarım alanları yeniden paylaştırıldı. Zaibatsu denilen aile şirketleri dağıtıldı. işçilere ve kadınlara çeşitli haklar tanındı, 1947'de liberal bir anayasa ilan edildi. 1951 San Francisco Barış Antlaşması ile Japonya dış ilişkiler kurma hakkını yeniden kazandı. Bu tarihten itibaren yaklaşık 15 yılda ülke yeniden uluslararası rekabet gücüne ulaştı. 1964 Tokyo Olimpiyatları ülkenin uluslararası arenaya kabul edilişinin ve ülkenin yeniden ayağa kalkmasının tescili niteliğindeydi. Bütün dünyayı etkileyen sosyal olaylar Japonya'da kurumların geliştirilmesi sonucunu doğurdu. Bundan sonraki dönemin en önemli olayları ise 1972'de Okinava'nın Amerikan yönetiminden tekrar Japonya'ya geçmesi ve Çin ile bir uzlaşmaya varılmasıdır. Bu tarihten sonra Japonya özellikle uluslararası ekonomik ve mali piyasa v kuruluşların baş aktörlerinden biri haline geldi.
iMPARATOR MEiJi DÖNEMi
•
Meiji ,japon imparatorudur. Meiji restorasyonu diye bilinen japonya'nın dışa açıldığı, batılı yaşama adapte olduğu dönemin imparatoru. küçük yaşta tahta geçmiştir, son samuray filminde konu edilen imparator kendisidir. abdulhamid'le diplomatik ilişkileri başlatmıştır. filmdeki gibi korkak görünüşlü değildir. ismi mutsuhito olup meiji diye anılır.
•
asıl adı mutsuhito. 1867-1912 arası japon imparator. ikinci abdülhamid gibi batılılaşmaya ve modernleşmeye çok önem vermiş bir hükümdar. beş maddelik ant'ı imzalamış:
•
feodal toprak düzeninin kaldırılması : iltizamın kaldırılması gibi
•
yeni okul sistemi kurulması: modern okullar
•
kabine sistemi kurulması
•
meiji anayasası
•
parlemento kurulması
•
meiji japonyasında batılı kıyafetlerinin kullanımı devlet memurları, askerleri ve saray mensupları için zorunlu hale getirlimiş, güçlü ordu, zengin ekonomi, medeniyet ve aydınlanma sloganları reform progrdıbını temsil hale gelmiştir.
•
kıyafet değişikliği ilk bakışta fazla önemli gibi durmasa da aslında çok önemli bir değişikliktir. bu meiji japonyasında kıyafet değişikliği batılılaşma politikası olarak görülmüştür. kıyafet değişikliği olarak kimonoların değişime uğraması erkek kimonosunun kalkıp pantalon ceketin gelmesi, saçların değişime uğraması örnek verilebilir
yalnız kadınlardaki değişim erkeklere oranla biraz daha yadırganan bir kavram olmuştur. çünkü kadının bir anne ve ev kadını görüntüsü bu değişimle değişmiştir
•
meiji japonyasında birey tam olarak hem tam japon hem de batılı formlarını ayrı ayrı bazen de aynı işlevler için kullanılmasından oluşan iki karakterlilik yaşamaktadır. fakat tam batılılık söz konusudur şöyle ki gündüz kimono giyen bir kadın akşam diskoda mini etek giymektedir ayrıca japon kıyafetleri resmi ve töresel törenlerde hala kullanılmaktadır
•
kısacası meiji yönetimi kamusal davranış kuralları koyarak çağdaş medeniyete erişebileceğini düşünmüştür, bu da atatürk'ün yaptığı inkılaplarla benzerlik arz etmektedir
http://tarihdersnotlari.b...eiji-restorasyonu/4263837