metrbüse bindim vee

akbile bastım .

tarihte birgündü... çok uzun zaman önceydi .. sokakta yine halılar atılmış çoluk çocuk herkesin elinde fırçalar ve arap sabunları vardı. yokuş aşağıya olan sokağımızda tatlı bir heyecan oluyordu. o zamanla asfaltta yeni dökülmüştü .mis gibi yol.. velasıl ergenlik döneminin verdiği tüm aktivitesel olaylar bünyemi sarmıştı.. her yumuşak ve kaygan olan şey bana amı ifade ediyordu. sündüz teyzenin halılarını yıkarken deniz adında bir kızda vardı yanında. yeğeniymiş.. çok tatlıydı .. onunda ergenlik zamanı olduğu çok belliydi. elinde arap sabunu diğer elinde fırça ile bana bakarken gözlerinin parladığını görmemek imkansızdı. halıyı yıkamama yardım edebilir miyim dedim elimdeki şarap kadehiyle .. hemen ayağaı kalkıp eteğini düzeltti ve şalını omzuna atarak tabiki bu teklifi nasıl geri çevirebilirdim zaten dedi. hemen çıktık the marmara otelin en ucuz odalarından bir tanesine. benim elimde şarap kadehi kızın elinde arap sabunu .. tabi locaya böyle girince herkes şaşırdı. buyrun beyfendi gündoğan kuru temizlik nasıl yardımcı olabiliriz dedi resepsiyonist. eğildim kulağına usulca bende fazla para yok güzel bir oda ayarla halıları orda yıkarız dedim. kız hunharca yüzme güldü ve sokağın ortasında sündüz teyzenin yanında kızı gibtim. deniz işte o gündür beni her gördüğünde eyvallah demiştir. hatırladınız mı o şarkıyı deniz a. hadi yoluna eyvallah mutlu ol gülüm inşallah şlarkısı benim için yazılmıştır.. bu anektodu siz değerli gibimtrak okuyucalarıma armağan ediyorum. telif hakkı bulut'tadır..