-
101.
+5Kapıda bekliyordu. Baktı çok yakışmış, dedi. Sen seçtin filan dedim sarıldık indik kahvaltıya, annesi babası kahvaltıyı yapmışlardı, biz önce odaya sonra havuza geçiyoruz dediler, tamam dedik. Bizde denize girelim dedi. Kabul ettim kahvaltıyı yaparken bir kaç hayal daha kurduk. Sonrasında annesi ve babasının havuza geçtiğini görünce bizde odalara çekildik bilerek oyalandım. Geldi yeniden, biraz daha şımardıktan sonra indik denize, açılalım dedi, kabul etmedim, korkuyor musun dedi evet dedim. Güldü, sana bir şey olursa sorumlusu benim dedim. Tamam o zaman açılmayız dedi. Girdik denize, aile bireylerinin olmayışından dolayı rahatız, rahat rahat öpüyor beni, karşılık veriyorum.
Fakat sorun şu ki, birazdan herhangi bir amca, burda çoluk çocuk var diyebilirdi, açılalım dedim. Anladı açıldık, tuzlu tuzlu biraz daha öpüştükten sonra çıkalım dedi, derinlerden dönelim ama çıkmayalım dedim, neden dedi, biraz bekle dedim, çavuş dikilmiş amk. Nereye çıkıyosun. Anladı sanırım güldü, utandım biraz ama belli etmedim sonra çıktık uzandık şezlonglara Durmadan bir şeyler diyordu, bense güneşin etkisiyle iyice mayışmıştım. O sırada 2 kız geldi. Kafamı kaldırdım. Melis hemen atladı. Buyrun ben yardımcı olayım diye, 2 rustu beyler bunlar birinin annesi Türkmüş ordan Türkçe biliyor diğeri hiçbir şey bilmiyor aklıma bizim fırlama geldi. -
102.
+5Kafamı çevirdim bakmadım bile onlara, yarım türkçesiyle bir şeyler anlattı annesi Türk olan, annnem Türk diye başladı, sonrasında attım kendimi şezlonga bir daha bakmadım bunlara korkuyordum amk Melisten yalan yok, sonrasında Melis afferim dedi gülerek, aynısını erkeklere karşı bekliyorum dedim. Ne alaka dedi, şuralarda bir yerlerde Cenk olmasın dedim. Kapattık sanıyodum o konuyu dedi. Kalp bu kalp kapanmaz öyle kolay kolay dedim. Haklısın bende Nur'u unutamadım hala dedi, ben Nur'un evine 2 kere gitmedim dedim, benim 2 yaptığım senin 1 yaptığın etmez dedi, hala benden önce Günaydın dediğin var mı dedim, ve şunu belirtiyim asla unutamam hala o günaydını, allah kimsenin başına vermesin. Size değil bir başkasına günaydın diyerek güne başlaması, bazıları için lan ne olucak diye düşünülebilir ama özellikle şuan sevgilisi olan panpalarım bir empati yaparsa anlayacaklar.
Tatilimiz zehir oluyor dedi, tatil yapmak için gelmedim ben buraya senin için geldim dedim, anladım ama beni üzüyorsun dedi. Tamam dedim sadece, yorulmuştum. Hikayeci tamam yaptığım çok yanlıştı ama nolur uzatma dedi. Uzatmam dedim. Bunu hareketlerinle de göstersen biraz olmaz mı dedi. Olmaz dedim. iyi tamam ben bir şey demiyorum dedi. Çekildi şezlonguna, Hiçbir şey demedim biraz daha uzandık, Hadi kalkalım dedim, gözlerinin yaşlı olduğu belliydi, olur dedi. Savunma mekanizması buydu kadınların, ağlamak. -
103.
+5Yerimde duramıyordum, neyse çıktı bizimki, canı acıyor belli, gittim sarılıcam korkarak sarılıyorum, babası burda 1, kolu acır 2, sarılma denmeyecek şekilde sarıldım, kızgınca babasına baktı neden söyledin dercesine, sonra babasına gitti. Neyse eve bıraktık melisi ben eve gidicektim, Mesajlaşmada zor gözüküyordu. Babası geçti arabaya atla dedi, bende geçtim arabaya aynı şekil. Biz tatile çıkacağız ailecek dedi. Ulan darbe üstüne darbe geliyordu. Direk yapıştırdım cevabı eee tabi çıkamazsınız Melis'in kolu kırıldı dedim. Yok çıkacağız dedi. Yok melis'in kolu kırıldı dedim. Çoktan kararlaştırdık dedi. O zaman Melis bizde kalsın der demez tip tip baktı. Meliste geliyor dedi. Nasıl ya kolu kırık değil mi dedim, 15 günle birleştireceğiz, alçısı o kadar ciddi değil dedi. Bir de tatilin sonunda mı geleceksiniz dedim hesap sorar bir ses tonuyla.
-
104.
+5Neyse gittik okula, kaç gündür yok Melis sordular anlattım, sınavlara girdik, bittiler son haftaya giriyorduk artık, okula filan gitmedim, biri bişey sorar, cevaplarım birisi bişey aklına yazar Melis'e söyler diye, evden de çıkmadım, Nur mesaj atmaya başladı. Bu sefer kimsenin haberi olmaz dedi en son, neyden haberi olmaz dedim mesaj olarak, bize gelsene dedi. gibtir git kızım salak salak konuşma dedim, sonra attığı mesajlara cevap vermedim, Melis'in olmadığı günlerde bizim mahalledekilerle takıldım genelde, Melisle de telefonda konuştuk ilk günler, sonrasında azaldı bu telefonda konuşmalar, bende kötü şeyler düşünmeyerek aklımı yormayarak iyi düşünmeye çalıştım. Konuşurken sesi iyi geliyordu, babası ordaydı sonuçta.
-
105.
+5Özledim işte dedi, ben özlemedim yazdım. iyi geceler yazdı cevap filan vermedim, 10 yıl karşılıklı satranç oynasak bir gib değişmezdi biliyordum, Babam 10 günlüğüne annenle şehir dışına çıkacağız dedi. Dedim hayırdır, gelince görürsün her şeyi dedi. Herhalde her şeyimizi kaybettik dedim. Çıkardı 500 lira verdi, idaire etsin seni dedi, ulan hangi durumumuz kötüydü, var bende dedim, kalsın sende durumumuz düzeliyor dedi. iyi dedim eyvallah. 10 günü aşabilir durmadan hazır yiceksin, idaireli kullan paranı dedi. Döner yerdim en kötü fazlaydı para ama sanki ödüllendirmişti beni, eyvallah baba saolasın dedim onları uğurladıktan sonra basketbola gittim, hazırlık maçı yapacağız filan dediler tarih 26 nisan, akşam 18.00 dedim o tarihi ileri veya geri alamıyo muyuz koç, yok dedi niye gelemez misin, gelirim dedim ama iyi oynayamam. Oynarsın dedi. Anlatmadım bir şey tamam dedim sadece.
Okulda sınavlar başlamıştı, neyse 26 nisan geldi, geceden kutlamadım, kutlayıp kutlamayacağım belli de değildi. Okulda herkes tek tek gitti, kutladı, ben hiçbir şey demedim, üzdü mü bu onu bilmiyorum ama ben daha çok üzülmüştüm, eve gittim üstümü değiştim gittim bizim antrenmana, ordan hareket edecektik, basit bir hazırlık maçı, çok dolmuştum, stres atarım diyordum herhalde, Gittik başladı maç, tribünlere baktım şöyle bir kimse yoktu, ilk çeyrekte 20 sayı fark yedik, aldığım tüm topları kaptırdım tribünlere baktım Ebru, Melis orda, sanki hissetmiştim geleceklerini. -
106.
+5Açmadım bile ne konuşuyorlar diye, ellerim titredi, beynim gitti, kalbime m16 silahı ile ateş ettiler, defalarca ama ölmedim, can çekişiyordum. Açmak istedim ama korktum, çok korktum elim gitmedi, evde bir şey unutmuşum ben gideyim dedim. Annesine ayıp olmasın diye, annesi mutfaktaydı ama ne konuştuğumuzu duymuştu sonuçta arkamdan geldi. Kolumdan tuttu nolur dur dedi. Evden alacağımı alıyım söz gelicem dedim. Söz verdin dedi, sözümü değiştirsem dedim nasıl dedi sana yazıcam olarak dedim. Tamam bekliyorum lütfen seni seviyorum dedi. Asansöre bi attım kendimi başladım ağlamaya, kapıyı bi açtım bizim kayınpeder karşımda ne oldu hikayeci diyemeden koşarak çıktım binadan eve doğru koştum eve girdim annem evdeydi ne oldu oğlum dedi kapımı kilitledim hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Annem geldi anne ne olursun git dedim.
-
107.
+5Konuştuk bir süre sonrasında hiç beklemediği bir şey söyledim, telefonunu getirir misin dedim ama kilidini bile açma dedim getirirken sadece getir dedim. Şaşırdı kaldı. Nerden çıktı şimdi bu dedi. Sen getir dedim. Getirdi kilidinin şifresini biliyordum girdim ve yanlış beyler, açar mısın dedim. Yanımda ama diyerek ekledim. Açtı telefonu girdim mesajlara
Ahmet
Cenk
Bu isimleri gördüm. -
108.
+5Tabii ileri gidemedim yine, gitmekte istemedim, kötü şeyler düşünemedim amk, aşık olunca düşünemiyor insan, hani yannan bile acıyıp aşağıdan baskı yapmıyor. Şöyle bir şeyde söyliyim, bir kere giberseniz devamı da gelir sevdiğiniz kızla bunu da unutmayın, neyse beyler okul başladı fakaat bir sorun vardı, Melis okula telefon getirmiyordu. Ben getirip yine verip teftiş ediliyordum fakat o hiç getirmemeye başladı. Eskiden getiriyordu istemiyordum ama getirmemesi hemde tatilden sonra beni acayip meraklandırdı, ona şimdi getir desem telefonu mesajları silip getirecekti. Bir kaç gün daha gözledim aynı bu şekil getirmemeye devam etti. Bu 1-2 gün içinde Ebruyla rahat rahat konuştum kıskanmadı beni ebrudan bende bundan güç alıp konuştum ve teşekkür ettim defalarca.
-
109.
+5iş aradım, okuldan çıkış saatim 16.00'ı buluyordu, eve geliş derken 16.30'da filan işe gidebilirdim ancak ve geceye kadar çalışamazdım, Melis'e vakit ayırmam lazımdı. 4 saat filan çalışabilirdim yani, çoğu yerden red yedim bu yüzden en sonunda bir büfe buldum. Gittim konuştum sahibiyle, iyi bir adam olduğu belliydi. Beni görünce şaşırdı.
Söyle delikanlı dedi.
Ne var ne yok anlattım, gel yarın işe başla, alacağın ücret çok olmaz baştan belirtiyim dedi. Olsun dedim, çıktım, en azından günlük Melisle geçireceğim vaktin parasını karşılardı, babama aktardım detayları, üzüldü ama belli etmedi. Sık dişini yaza kadar dedi. Gururla da baktı, yazın ne olacaksa diye düşünmeye başladım.
Okula gitmeme bir gün kala işe başladım, Melis'e de mesaj yoluyla anlattım her şeyi, salak bir kız değildi anlamıştı her şeyi, benim içinse yapma hikayeci dedi. Senin için değil ne alakası var filan dedim. Ziyarete gelebilir miyim filan dedi. Patron ne der bilmem ki dedim. O olayda öyle kapanmış oldu, genelde tepsileri filan toplardım, servisi yapardım. Ara sıra tost basardım, görevim bunlardan ibaretti, bir fırlama vardı yaşı 19du o zamanlar hala konuşuruz, Boş vakitlerimizde hep bize ruslara naptığını anlatırdı, gerçek miydi bilmiyorum. Hep taktik verirdi bize, ulan bunların erkekleri ayyaş, karılarına vakit ayıramıyorlar, karıya 2 tatlı söz söyle açıyor bacaklarını sana, kaç tanesinin bacağını açtım filan yardırırdı. Hala bilmiyorum doğru mu söylüyordu yalan mı. -
110.
+5Yoksa Cenkle mutlu muydu, Erenlerle takılıyorduk yine, yeni yeni açılıyordu artık lunaparklar bu sefer ben organize ettim gittik lunaparka, Gondolda bu sefer haykırarak gülüyordum, yıkılmayacaktım. Gondoldan indik, Eren sigarasını çıkardı ver lan bir dal dedim, verdi. Yaktım içtim öksürdüm. Taşak konusu oldum, ebru bile şaşkındu, mutlu gibiydim, çok iyi rol yapıyordum. Sonra Ebruya seni eve bırakayım dedim. Neden dedi evimiz ters dedi, gel dedim. Tuttum kolundan gelmek istemedi ilk başlarda sonradan geldi yürüyorduk. Melis'in hal ve hareketlerini öğrenmek istedim, nasıl napıyor, sevgilisi var mı, söyledim dürüstçe, öğrenmeye çalışırım dedi. Döndüm evime.
Nurla mesajlaştım, açıkça söyledim, Melis'in yokluğunda mesaj atıyorum diye, fuck buddy gibiydik, hiçbir gib demeden kabul ediyordu beni, sevgilisi olduğu halde, benimde umrumda değildi dıbına koyim, sevgilisi olduğu halde gelip bana yavşıyorsa, bende erkek olarak karşılığını verirdim, sevgilim filanda yoktu.
En sonunda açtım mesaj penceresini evet beyler istediğini yapmış cevap bile vermemiştim bu mesajına. Yazsam mı yazmasam mı diye düşünürken ebru mesaj attı, konuşmaları özetle anlattı. -
111.
+5Yani onu kabul edecekti beynim ve kalbim, gece konuşmadık, çok özlemiştim bende satrancı kontrol ettim. Tek tek taşlarına filan baktım yerindeydi, koydum yerine mutlu mutlu yattım uyudum. Melis okula gidecekti diğer gün, okuldan alma fikrine kapıldım fakat istemedi bir yanım, hazmedemiyordum. Kendisi gelsin dedim, mesaj attı geliyorum diye, hazırladım satrancı, geldi tokalaştım yine sarılmak istese bile, tamam başlıyoruz dedi. Geçtik içeri annem bile şaşırmıştı ne ayak bunlar diye.Tümünü Göster
Oynarken oyunu bırakıp ona odaklandım sadece, çok seviyordum evet, kabul etmesi lazımdı kalbin, ben ona baktıkça kalbim eriyip gidiyordu, heyecanlı heyecanlı düşünmesi, oynadım diyip beni kendime getirmesi, aptal aptal hamleler yapıp bir çok taşımı yemesini sağladım. Taşlarım azalınca baktım mat olucam oyunu uzatmak için ciddiyete bindirdim bende, öğrenmiş sayılırdı oyunu. 1,5 saat boyunda oynadık. Uzattım da uzattım oyunu, en sonunda mat etti beni, seni kazandım dedi.
Kazandın dedim, kalbimde onu geri kazanmıştı o aralıkta, 1,5 saat boyunca sevdiğiniz kişiye baktığınızı düşünün, sessizce, onun heyecanlı mimiklerini gördüğünüzü, güldüğünü, üzüldüğünü gördüğünüzü, çok güzel bir şeydi.
kapıyı kapattı geldi sarıldı, çok özledim seni bırakma beni dedi. Bende sarıldım doyasıya, saçlarını kokladım bir daha kokusunu içime çekemeyecekmişim gibi, öptüm doyasıya bir daha göremeyecekmişim gibi, sen askere gidince napacağım ben sensiz dedi.
Çok var daha dedim, olsun napacağım dedi. Bende sensiz olacağım dedim. Tamam boşver konuyu can sıkıcı dedim. Hak vermiş olacak ki, başka konuya geçti. Okulda bir çok kişi seni konuşuyor filan dedi, nedenini sordum, Berat meselesi dedi. Berat'ın abileri varmış, gider özür dilerim dedim, ki dilemem lazım mıydı lazımdı. Tüm sinirimi ondan çıkarmıştım, o özürümü kabul edecek miydi etmeyecek miydi bilmiyordum. Bir kaç öpüşme sarılma derken Melis'i bıraktım yine evine eve geldim. Babamla annem bir şeyler konuşuyor dedim ne oldu.
Babam baktı bana gel bir şeyler konuşacağız önemli dedi. Ne diye sordum, ailecek bir karar vermemiz lazım, önemli dedi. Taşıncak mıyız acaba diye düşününce bile korktum fakat öyle olmadı. Babam işlerinin yolunda gitmediğini, bu yüzden kemeri biraz sıkmamız gerektiğini söyledi bize, anneme göre hava hoştu da benim kız arkadaşım vardı amk. -
112.
+5Melis mutluydu, Cenkle sevgili olma aşamasındalardı, bunları duyunca teşekkür ettim, basketbola başlarım yarın diye düşündüm, gittim basketbola da, yanlış hatırlamıyorsam cumartesiydi, beyler günleri karıştırıyor olabilirim, aklımda kalanları yazıyorum, koç istemedi önce, yalvardım bırakmayacaksın dedi, bırakmıcam dedim. Antrenmanda tüm stresimi atıyordum. Bizim takım ne oldu sana ne bu hırs gibisinden takılıyodu, koçta şaşırmıştı, umrumda değildi, eve uzun zaman sonra rahat gelmiştim. Okula filan gittim 20 nisan oldu, kalmıştı 6 gün, kötü hissettim kendimi, uzun zamandır konuşmuyorduk, konuşuyor olsak ben ona nereye zütürüyüm meleğimi doğum gününde diye soruyor olurdum, veya arkadaşlarla süpriz hazırlardık ne bileyim ama yoktu. konuşmuyorduk.
Okulda notlarım normalken eksilere düşecekti belliydi bu, yavaş yavaş sınavlarda başlıyordu. gibimde de değildi, sınıf tekrarı filan yapmazdım. Bırakır okulu babamla bir iş kurardım. 22 Nisan gecesi bir mesaj geldi, ben yine tavana bakarken, yine Melis'i düşünürken geldi o mesaj. Melisten mesaj vardı, özledim seni çok özledim diye, hayırdır nerden çıkmıştı bu, tamam 1-1di ben hata yapmıştım o hata yapmıştı sonra o son dakikada gol atıp benim umutlarımı bitirmiş, hayatımın dıbına koymuştu, şimdi basit miydi, ben seni eledim ama seni seviyorum demek, değildi, emeğim vardı lan en basitinden, bir şey yazsam mı yazmasam mı derken tam telefonu bıraktım elimden, hayırdır nerden çıktı yazdım. -
113.
+54 saat filan ağladım babam geldi, aç kapıyı dedi, yok dedim, aç kapıyı dedi, baba git ne olur dedim, aç kapıyı hikayeci dedi bağırarak cevap verdim. Uzatmadı, babama ve anneme bağırarak asla cevap vermedim, çünkü onlar benim için çok değerliydi, onların yokluğunda yaşayamazdım biliyordum, ergenliğime dair 2 şeyde gurur duymuşumdur biri Melistir biri de aileme karşı olan saygımdır ama bu sefer bağırmıştım. Telefonuma bakmadım uyuyakalmışım. Okula gitmedim, kayınpeder aradı açsam mı açmasam mı diye düşünürken açmadım, çağrı biter bitmez baktım telefona pek çok mesaj var kapattım telefonu kayınpeder üst üste aramasın diye kapatmıştım telefonu. Gerçi daha çok ayıp olmuştu ama.
-
114.
+5Vay amk kaç paket bitirmiştim bu hikayeyle. Melis i yengem, nuru da en ağır huur çocuğu gibi görüp resmen hikayeyi yaşamıştım amk...
-
115.
+6 -1Kayınpeder bana tüm sahalar senin, ben kendi yarı alanıma çekildim, istediğin atağı yap, ama topu kaptırırsan kontradan belanı giberim diyordu resmen. Okulda adımız çıkmıştı ve ilk atak Matematik hocasından geldi, yerlerimizi ayırmaya çalıştı. itiraz ettim, hatta olay kavga derecesine gidicekti Melis bırak gidiyim der gibi bakıyordu ama bırakmadım yine müdür yardımcısına yolladı, adam zaten bana kıl, ailelerimiz biliyor filan dedim yine ayrılmadım Melisten, Meliste mutluydu, günler günleri kovaladı kar yağdı, dersler bitmeye başladı, köpek gibi ders çalışıyordum. Melis'i kırmamak için üzmemek için, çünkü yüzü azcık düşerse kayınpeder benim belamı giberdi, buda onun mutlu olacağı şeylerden bir tanesiydi.
-
116.
+7 -2Ama merak etme hikayeci, bende yedim bir tak sende karşılıklıydı dedi. işte beyleerr, ne olursa olsun bu mesaj beni aklardı başladım yazmaya bende, bence çok yanlıştı nur, lütfen bir daha konuşmayalım dedim. Bak hikayeci dedi, ben senin için bu kadar mıydım filan sinirlendim. Melis bana ne anlattıysa anlattım, tamam öyle olabilir ama ben kimsede bulamadım sende bulduğumu nolur sensiz yapamıyorum dedi. 15 dakika filan konuştuk, bu sırada hiç cevap veremedim melis'e. Oda bir şeyler olduğunu anlamıştı ki, Nurla mı konuşuyorsun yine diye mesaj attı, evet diye mesaj attım. 5 saniye geçmeden allah belanı versin diye mesaj aldım.
Garip bi mutluluk geldi bana, önemsiyordu lan beni, önemsiyordu. Yalan mı söyleyim, bir daha konuşmak istemediğimi söyledim diye yazdım gönderdim iletilmedi, telefonunu kapatmıştı büyük ihtimal. iyi yannan yedin hikayeci diye aradım lan arayınca ne değişecekse aradığını kişiye ulaşılamıyor. Duvara yine telefon gelicekti de, lazımdı bana bu, lazımdı, Melisim için lazımdı. -
117.
+5Gondoldaydık, ayağa kalkıp inesim geldi Eren ne oluyor lan diyemeden Melis'i gördü, söylemiştim bir kaç kez, aynı okulda okumuyorduk. Dur dedi, başladım ağlamaya herkesin içinde ağlıyorum hüngür hüngür amk, kızlar dediler gondoldan mı korktu filan. Ben cevap vermiyorum Eren anlatılacak bir durum değil filan dedi, gondol durdu ben ağlayınca korktuğumu zannettiler bizim tayfa full indi. Kararsız kaldım, çocuğu bulup ağzını burnunu dağıtsa mıydım yoksa eve mi gitseydim, dedim ne olucaksa olsun. Bulucam bunları dövücem çocuğu amaç bu, baktım gondola biniyolar koştum binicem tuttu biri beni, sen az önce ağlamıyo muydun dedi. Nedeni başkaydı dedim. Binemezsin dedi benden 2 yaş filan büyüktü, sen misin lan buranın patronu dedim.
-
118.
+5Değilim ama binemezsin dedi, baktım gondol hareketleniyor, binemedim, tam vurucam beni tutana, Melis gülüyor filan, yanında ki lavukta aynı şekil, tamam gibtir git dedim, bak edebini takın dedi üstüme gelince Erenler araya girdi, abi dur morali bozuk filan adam anlayışlıydı, izledikçe gözlerim doluyordu, gülen yüzü, savrulan saçları, yüzünde ki korku. Çektim gittim, Eren arkamdan geliyordu. Serkanda geldi ardından başlıcam yine ağlamaya, "Bırakın beni." dedim. Eren Serkan'a baktı. "Tut şunu ben geliyorum." dedi. Serkan beni tutuyo dur kardeşim filan. Kızları uğruladı Eren döndü. Sizin ev boş dimi dedi. Boş dedim yürüyün dedi, ne kadar para varsa birleştirdik aldık bir şeyler. O gün ilk kez alkolle tanıştım.
-
119.
+6 -1Yolda giderken Eren'e rastladım nasıl oldun dedi, barıştık dedim yüzünden belli oluyor dedi Serkan geldi lafladık biraz, sonra eve geçtim mesajlaştık, birbirimizi nasıl sevdiğimizi, kelimelere döküyorduk. Her şey değişmişti benim için. Sanki Melis bir doktordu ve kalp masajı yapıp beni hayata döndürmüştü. Mutluluk çok başka bir şeydi hele paylaşabileceğin birisi varsa çok çok başka bir şeydi, O gece de öyle geçti, günler günleri kovaladı okul geldi, bölümleri sayısal seçince aynı sınıfa düştük Melisle, keza Nur'da bizim sınıftaydı ve yeni gelen bir arkadaşımız vardı Ebru, tahmin edeceğiniz gibi, Ebru lunaparkta ki ebruydu, beni görünce güldü, yanımda oturan Melis'in bana baktığını farkettim. Ben Ebruya bakmıyormuş gibi yaptım, tenefüs oldu. Ebru yanıma doğru geliyordu. inşallah pot kırmaz diye dua ediyordum.
-
120.
+5Eve geldim ev güzeldi odama girdim kokuyordu havalandırdım 2-3 saat hazır bir şeyler söyledim. Yedim, telefonu elime aldım bir mesaj, aveadan, attım telefonu yere, melisi de geri getiremezdi artık bana gibimde olur muydu, olmazdı. Günler akıp giderken arkadaşlar gel dedi dışarı çıkalım, nereye gidicez dedim. Lunapark filan derken kabul ettim, babamı filan arayıp haber verdim, söz vermiştim çünkü bir yere çıkarsam haber verecektim. Gittik lunaparka 2 kız 3 erkek, kızlardan birinin adı ebru, diğeri neslihan, ikisi de iyi kızdı bizim tayfada ben, eren ve serkandı, Eren ve Serkan benim çocukluk arkadaşımdı. Takılıyoruz işte gondollar derken Melis'i gördüm yanında bir erkek yaşıtı. O anda her şey dondu kaldı.