Geldim eve bir şeyler söyledim burgerden klagib yedim yemeğimi pcde takılıyorum telefona baktım mesaj yok. Boşver dedim kendi kendime, umursama. Pcye odaklanmış o senin bu benim derken kapı çaldı, Kim amk bu saatte dedim, Kim o dedim ses çıkmadı, bi daha sordum ses yok, açtım kapıyı baktım melis, durdum öylece kaldım. Ne oldu dedim salak bir ses tonuyla, özlediğime inanmadın dimi dedi, evet dedim. içeri gelebilir miyim dedi hayır dedim iyi o zaman burda otururum sabaha kadar dedi, ailen merak eder dedim. Ebrularda kalacağım diye biliyorlar dedi. iyi o zaman bekle dedim, biri sorarsa hikayeci evden attı der seni rezil ederim dedi, geç içeri dedim. Geçti, niye geldin dedim, doğum günümü kutlamadık dedi. Cenkten mesaj gelmedi mi dedim. Bir şey demedi salona geçti.

Oturdu, ne ikram ediyorsun dedi, yüzsüzlüğün sınırını aşıyorsun dedim. Bu kadar kin tutma dedi. Şaka filan mı yapıyorsun dedim. Ne alaka dedi. Hayatımı neye çevirdin farkında değilsin sadece, benden önce günaydın dediğin kişiler oldu dedim. Evet öyle dedi. Sinirlerim artmıştı yine, tamam ona git o zaman dedim, ne yapacağız bilmiyordum çünkü, benim için bir filmin yok mu dedi, yok dedim. iyi ben bilgisayarına geçiyim bulurum bir film dedi, sevgilim bekliyor pcde olmaz dedim. Beni unutamazsın ki sen dedi, işte sorun buydu, onu unutamayacağımı bilmesiydi, neden gittin dedim, olmayacaktı dedi. Neden dedim. Bilmiyorum çok boşlukta hissettim kendimi dedi. Bende günlerdir öyleyim ama aşkı başkasında aramadım dedim. Bende aramadım dedi, bana iyi geceler diyip gibtiri çektikten sonra 2 saat vakit ayırdıkların benden önce günaydın dediklerin ne oldu dedim

Melis kapattı telefonunu direk ben kapatmadım, o kurallara uyardı, ben yine uymadım. Sende kapatsana dedi, yok dedim. O günde geçti, Melis yine akşam çıkmak istemedi, özel gününde bu o yüzdendir dedim geçiştirdim, işte aklım kaldığı için 1-2 aksaklık çıktı, patron sert bir dille uyardı, kendimi işime verdim sonrasında, mesajlaştık gece, özel bir nedeni var mı dedim. Üstüne gittim bayağı kestirip attı, iyi geceler dedi. Yazdım cevap vermedi, sinirime dokundu bu, geçiştirdim yine kendimi teselli ede ede.

Sonra sinirlendim ne kadar mesajımız varsa sildim. Mesajlar bölümü boş kaldı diğer gün baktığında fırça atacaktı, bende uygun bir dille ona kızdığımı anlatıp kurtulacaktım. Okula gittik diğer gün, istemedi telefonumu, bu sefer soğuktu biraz, 2.derste arama yaptı yine soktuğumun müdür yardımcısı, Melis'in telefonu da açıktı benimde, fakat telefonlar üst üste gelince Melis'in telefonunu benim telefonum zanetti, benim telefonumda kilit vardı, Melis'inkinde de vardı, fakat açtı telefonu, evet benim telefonum değildi, Melis'in telefonuydu baktığımda, gittim koşarak, benim telefonum değil o dedim, mesajlarını okucam dedi, kan beynime sıçradı, aldım telefonu elinden benim telefonum değil dedim gösterdim telefonumu, kilidi açtım baktı mesajlara, mesajlar boş afferim hazırlıklısın dedi. Elimde ki telefonu istedi, mesajları okumaya hakkınız yok dedim. Buna sen karışamazsın dedi. Kendi telefonumu da aldım, Melis'in telefonunu bi cebime, kendi telefonumu bi cebime geçtim oturdum. Ver telefonları dedi, yok dedim. Atarım dedi, atamazsın dedim. Yetki benim dedi, yetkiyle yapacağın bir şey yapmadım dedim.

Konuşmaya çalıştı, sözüm devam edecekken garson geldi. Kahveleri uzattı, gözlerim dolmuştu. Melis'inde benden farkı yoktu. Acıyarak gitti. Çok seviyorum ben seni dedim. Geri adım attım. Aynı şeyi sen yapsan bu kadar uğraşsan benim için affetmezdim ama sen beni bir kere affet ne olur dedim. Bakıyordu öylece, bu sefer o başladı konuşmaya, o lunaparkta gördüğün kuzenimdi, bunu baştan belirteyim dedi. içim biraz rahatlamıştı. Kahvemden bir yudum aldım. Oldu, hiçbir şey düşünemedim, beni aldattığın halde seni sevmeyi bırakamadığım, seni düşünmeyi bırakamadığım için kendime o kadar kızdım ki, bende senden vazgeçemedim, bende seni çok seviyorum, bende çıkamadım evden, bende bakamadım yüzüne dedi. Gözünden 1-2 damla yaş süzüldü, benimde gözümde ki yaş artık naz yapmayı bırakmış süzülmeye başlamıştı.

Çalmak istedim o kapıyı, seni seviyorum diye bağırmak istedim deli gibi, ikisini de yapamadım indim bir şeyler içtim. Boğazımda kaldı, eve geldim yine kapattım kendimi odama, Nur yazdı cevap vermedim, yazdıkça yazdı, lütfen yazma dedim. Okul açılana kadar kendimi kapattım odama ruh gibi yaşadım ne basketbol ne başka bir şey hepsi yalan oldu. hiçbir plan yapmadım, bende kabullendim. Annem üstüme çok düştü. Babam ne yannan yediğimin farkındaydı geldi bir gün konuştuk.

Tamam her şeyi anladımda Melisin nasıl haberi oldu dedi.
Kız söylemiş dedim.
Ulan madem bir şey yapacaksın tam yap nasıl kazanıcaksın o kızı geri dedi.
Kazanamadım baba işte bitti, kapandı konu dedim.

gibtir gitin kibarcasını söylemiştim o da anlamış olucak ki gitti.

Aldım kızı zütürdüm. Sıkı sıkı da tutuyorum ulan bir daha düşmesin diye, kız bile şaşırdı, geldik, annesi içeri davet etti saat olmuş 21.30, çekinerek girdim içeri, babasıyla biraz lafladık, bu sezon ne olur filan, ben dedim şampiyon filan olamayız, afferim dedi, sinirlenmiştim belli etmedim, dedim bir 10 sene sonra her şey değişir, suçlu suçsuz haklı haksız bulunur, sonra her şey değişir filan, siz düze çıkamazsınız bir daha dedi, görücez dedim. Sonra her şey hazırdı. Aşağı indik. Melis'i öyle bir sakınıyorum ki, babası annesi filan memnun, damatı bulduk diye espri yapıyorlar.

Mesaj attım Melis'e anlattıım her şeyi çıkıcaz dışarı dedim. Kabul etti. Sensiz bir gece bile çok zor Hikayecimm dedi. Melisim dedim. Güldü, sarıldı bana. O akşamı birlikte geçirdik eve bıraktım yine balkondan bakan yüz yoktu bu sefer, eve gidene kadar melisle mesajlaştım. Bir de babamdan fırça yedim nerdesin diye, anlattım anlayışlı karşıladı. Yattım uyudum diğer gün okula gittim. Baktım bu 2 lavuk yine bizim sınıfta, bana bir şey demediler geçtim oturdum melis'in yanına konuşurken dikkatimi çeken şey bunların Melis'e bakmasıydı, direk gidip dalmadım.

Bir yandan ağlıyorum bir yandan koşuyorum, Melis geçiyor sadece aklımdan o sırada ayağım takıldı yere düştüm. Tuttular kolumdan "Neden kaçıyorsun oğlum?" diye sordu polis. "Siz niye kovalıyorsunuz?" dedim. "Sen kaçtığın için." dedi. "Niye arıyorsunuz beni." dedim şüpheli bir şekilde. "Ailen arıyor seni biz değil." dedi. "Bir de o vardı dimi." dedim. "Başka ne var?" dedi. "Ailemin yanına gitmek istiyorum." dedim. zütürdüler beni perişan olmuşlar, annem de babamda. Sarıldılar filan, bir kaç soru, çektik gittik. Girdim duşa olanları düşündüm. Melis'e mesaj atamazdım. Atsamda cevap vermezdi. Kapısına dayanacaktım. Duştan çıktım üstümü giyindim bir de cevap vermem gereken ailem vardı.

"Seni çok seviyorum ben sensiz yapamıyorum gel uzatma şu işi." dedim. Nasıl seviyosun dedi. Deliler gibi seviyorum sensiz vakit geçmiyor, güneş açmıyor, gün aymıyor, geceleri iyi geçmiyor. Gözlerim görmüyor gibisinden aklıma ne geldiyse salladım, kız neye uğradığını şaşırdı. Kalbimi dinlemiştim ve pişman değildim. Cevap olumsuz gelecek gibiydi ama peşinden koşacaktım ve sarıldı, sıkı sıkı sarıldı. Karşılık verdim. Bende sarıldım sıkıca, söz veriyorum bir daha olmayacak dedim. Evine bıraktım, utangaçtım hala, sevdiğime karşı utangaçtım ders almamıştım. Koskoca yaz vardı önümüzde Melisle, Basketbola da başlamıştım maçlarda başlayacaktı.

Babam şaşırdığımı görünce kim dercesine göz kırptı, Melis arıyor bir dakika dedim odama gittim açtım. "Ne oldu?" diye sordum Nur ağlayarak "Evde tekim, çok kötü bir şey oldu hikayeci nolur gel." filan diyor. "Bu saatte gelemem dedim." ağlaması şiddetlendi. "Annem ve babam 2 günlük iş için şehir dışında ne olursun, yalnızım kime haber vereceğimi şaşırdım." dedi. Babası galericiydi, annesi de onun yanında çalışıyordu sanırım. "Ne oldu anlatır mısın." dedim soğukkanlı bir sesle. "Nolursun gel." dedi telefonu kapattı, sövdüm ama ne sövdüm ulan, çağıran sensin, telefonu kapatan sensin, aldım montumu üstüme, bizimkilere meliste özel bir eşyam kalmış diyip çıktım. Babam bende geliyorum filan dedi. Baba özel diyince tamam dikkat et dedi gece 11 olmuş, sokaklar ıssız böyle düşünmesi anormal değil babamın. Neyse bir yandan melisle mesajlaş bir yandan Nurun evine doğru yürü derken kapıya geldim ve çaldım kapıyı.

beyler yarım saat müsade edin bi kahvaltı yapıp geliyorum malum daha işe gidicem.

Beni yatağıma zütür aşkım dedi. Tam bilmiyordum ama zorda olsa buldum yatağı, yatağın üstüne bıraktım, bende onun üstündeydim. Hiçbir şeyi bırakmadı, ne beni öpmeyi, ne de yine beni zehirleyen o sözlerini, gibimde bile değildi kimse önce yazlık montumu sonra tişörtümü çıkardı. Bende onun üstündekileri çıkardım, sütyenle kalmıştı ve ben sütyeni çıkarmayı bilmiyordum, göğüsleri çok büyük değildi, normaldi hatta küçük bile denilebilir. "istiyor musun?" diye sordu. Bir şey söylemedim çıkardı sütyenini bende daha önce gördüklerimi yaptım. yalamaya çalışıyordum. Hafif inliyordu. Pijamasını tamamen çıkardım. Beyaz bir külodu vardı onu da çıkardım. Kılsın yeni traş edilmiş olan amcığı karşımdaydı, napacağımı bilmiyordum yalamaya çalıştım. Garip bir kokusu vardı ve ben 16 yaşında ki halimle iğrendim, yine de devam ettim. Çünkü Nur keyif alıyordu bundan

Eee yarın okulda napıyoruz dedi, bilmiyorum ki uzaklaştırma alıcam ben yarın büyük ihtimal dedim anlattım buna da olayı, ilk kez ağzından küfür duydum o gün, o bile şiddetli değildi. Melek gibiydi lan. Sen canını sıkma dedim. Nasıl sıkmam laf atıp durdular omuzu da onlar attı dedi. Kalktım ayağa neden söylemedin dedim. işte bu yüzden dedi. Neden dedim sinirle, bak olayın geçmesine rağmen sinirle ayağa kalkıyosun olay anında çok kötü şeyler olabilirdi dedi, alacağım cezaya değerdi en azından dedim, aslına böyle değildi benim o bebeyi dövme şansım yoktu, benden büyüktü 1, benden kalıplıydı 2. ama benim bir huyum vardı ben asla kavgada korkmazdım, bu beni çok avantajlı yapardı çoğu zaman rakibim kendine güvenmiyorsa 1-2 yumruktan sonra karşılık veremezdi.

en sonunda yine ağzına aldı ve boşaldım. Sarıldı bana boşaldıktan sonra yediğim yannanın büyüklüğünü anladım ama çok geçti. Saate baktım gece 3'tü, gidiyim diyemedim kız kendini kötü hissetmesin diye uzandım, kafasını göğüslerime koydu hiçbir zevk almadım, aklıma melis geldi ve kendime sövdüm. Diğer gün benden önce kalkmıştı, bir şeyler hazırlamış yedim ve çekip gittim telefon pantolonun cebindeydi,

Babama anlatmadım ki dedi, sonradan hee dün üzgündüm sordu normalde sana çatıcaktı ama konuyu duyunca daha çok sevdi seni dedi. Güldüm, gelmiş dedim oda şaşırdı çıktık dışarı baktım babamla Melis'in babası konuşuyor. iş artık ciddileşiyordu, iyi mi yapıyordum kötü mü yapıyordum fikrim yoktu. Eve gittiğimde babam tebrik etti beni, iyi bir ailenin kızını bulmuşsun ama kavgayla çözme bu işleri dedi, tamam dedim geçiştirdim aslında tamam değildi. Gelip bir daha bulaşacaklardı, müdür yardımcısının tavrından güç alacaklardı biliyordum. Moralim bozuk gibiydi, Melis'e dışarı çıkalım mı diye mesaj attım. Kabul etti gezdik. 9 gibi eve bıraktım. Sokağına başına geldiğimde baktım babası arıyo açtım buyrun dedim, bekle sokağın başında dedi, tamam bekliyorum diyemeden kapattı telefonu aklıma iyi ihtimal geldi.

-Ben bu kızı üzmüştüm beni gibecekti.
-Beni yaptığımdan dolayı tebrik edecekti.

Fakat ikisi de olmadı.

*Bensizliğe dayanamadığın için mi geliyorsun yoksa eğlenmek için mi dedi.
istersen gittiğimizde hiç dışarı çıkmayabiliriz, havuza denize girmeyiz, sadece seninle konuşurum dedim.

Mesajı almıştı, bir öpücük daha kondurdu, iyi ki tanımışım seni dedi. Bende seni iyi ki tanımışım dedim. Nereye kadar gidecek ilişkimiz dedi, istediğim soruyu almıştım, gerçi ben girecektim konuya, nişan vs vs için çok çok erkendi, lise biter bitmez nişanlanmak istiyorum dedim. Çok geç dedi, şimdi de çok erken dedim. Senin şüphelerin var dedi. Hayır dedim, asla şüphelerim yok. Sadece çok erken. ikna oldu oda, Lise sonunda nişanlanacaktık. Ne zaman evleniriz dedi, bilmiyorum dedim. Nasıl bilmiyosun dedi. Üniversite bitsin askerliği yapıp geliyim evleniriz dedim.

Yüzünü ekşitti, askerlik deme bana dedi, çok değil, biraz ayrı kalırız birbirimizden sonrasında hep birlikte oluruz dedim. Gitmesen olmaz mı dedi, olmaz hem çok var askerliğe düşünme bunları dedim. Ben seninle gelecek düşündüğüm için düşünüyorum bunları dedi. Biliyorum dedim. Çocuğumuza isim düşündüm dedi, ne dedim. Timuçin dedi, hoşuma gitmedi değil kabul ettim, hoş isim dedim. Kızımıza isim düşündün mü dedi, hayır dedim. Sen istemiyorsun bence benimle evlenmeyi dedi, alakası yok dedim. Ayrılmak istiyorsan ayrılalım dedi.

Gidecek misin dedim. Sende geliceksin ya dedi, böyle kandırmışlardı kızı belliki, gelemiyorum dedim neden dedi, öyle işte nedeni yok beklerim ben seni dedim, Nur var dedi endişeli bir ses tonuyla, içimden nurun dıbına koyim dedim. Dışımdan yüzüne bile bakmam okul bitiyor zaten az bir şey kaldı eve kapanırım sen yokken dedim. Sana güveniyorum dedi. Bir kaç konuşmadan sonra annesiyle de vedalaşıp gibtirip gittim evime, diğer gece uğurlamaya gidicektim bunları, okulda melis yoktu, ebru konuşmak istedi. giblemedim. Neden konuşmak istiyordu orası muamma, Nur geldi, ne yüzle geliyorsun dıbına kodum dicektim, neden geldin dedim. Canım sıkıldı dedi, sevgiline ayıp gider misin dedim. Gitti.

Bir cumartesi günü yatıyorum telefonum çaldı baktım kayınpeder arıyor. Esas duruşa geçerek açtım telefonu hikayeci oğlum dedi donuk bir sesle, dedim aha bir şey oldu, şu hastaneye gelir misin dedi, neden diye sormadım, geliyorum hemen dedim, yüzümü bile yıkamadan gittim. Baktım kapıda beni bekliyor. Yarı buruk, buyrun dedim. Gel içeri geçelim dedi, benimle özel bir şey konuşmak istese asla hastanede yapmazdı bunu hepimiz biliyoruz. Belli ki bir şey olmuştu. Devam ettim onunla bi girdim. Melis'in kolu kırılmış. Yağan kara, kaygan olan yere, dünyada ki her şeye küfür ettim, ulan sanki benim kolum kırılmıştı olamazdı böyle bir şey o kadar acı çeker gibi gözüküyordu ki izlemedim geçtim oturdum, elim ayağım titriyor kayınpeder oturdu o gayet rahattı, nasıl bu kadar rahatsınız demedim, huylanır diye ama o benim rahatsız olduğumu anlamış ki sıkma canını geçer dedi. nefes alış verişim bile değişmişti.

Babasının dükkanına yakındık, dedim gel babandan izin alalım gel. Neden dedi, şart koştu bana dedim. Tamam gidelim öyleyse seni bir daha kaybetmeyeyim dedi. Gittik beni bir gördü adam. Kalktı ayağa ne oldu dedi. Anlattım bende, sende disiplin durumu ne dedi, yırttım yine dedim. Bundan sonra kavga etme bizlere söyle dedi Melis'e baktı. Ne işin var dercesine Melis konuşmadan ben girdim lafa, ben getirdim, 2sinin napacağı belli olmaz dedim. Aslında alakası yoktu. inandırmak için söyledim mazallah giber neden aldın kızımı dersten ders daha önemli diye, uydurduk bir şey. Aldım izni, yorma kendini bugün, erkenden bekliyorum kızımı hatta hiç çıkmayın dedi.

Bilmiyorum dedi, o zaman neden ısrar ettin bu kadar dedim, bilmiyorum dedi. Uzatmadım özel döneminde herhalde bu diye geçiştirdim kendi kendime, diğer gün kıyamet koptu yine okulda, yine cimcik yedim, sorun şu beyler, ebrunun numarasını kaydetmem. Allam ettim kullem ettim barıştım, zaten konu o kadar büyük değildi. Günler geçiyordu işte, Melis ile ilişkimiz öpüşmede kalıyordu. Benim için sorun yoktu. Günler geçtikte o kız arkadaşlarıyla ben erkek arkadaşlarımla takılmaya başladım sınıfta, Nur'da berat adında bir binle çıkmaya başladı, sınıfın içinde ulu orta öpüşüyorlardı, benim Melis'e asla yapmayacağım bir şeydi bu, ulu orta kimsenin önünde öpmezdim onu, reklam malzeme edemezdim kimseye, o sadece benimdi, neyse bir gün egemen diye bir çocuk geldi, kanka seninkini rahatsız ediyolar gelsene dedi.

Kendi babamı geçtim, ona rezil olamazdım. Dün biliyorsun uzaklaştırma alacağını söylemiştim fakat kamera kayıtlarını izledik, madur sen gibi duruyosun dedi. Adam beni rezil ediyordu resmen, evet hocam kaşım açıldı dedim. Aslında kaşı açılan ben değil yanımdaykiydi yani ben resmen disiplin cezası için uğraşıyordum. Lavukta nefes alış verişini değiştirdi zaten. Sinirlendiği belliydi, neyse geçelim bunları dedi. Yanımda ki 2 lavuğu söyledi, babalara bakarak konuşmaya devam etti, bunlar 12 sınıf, ceza versek ne vermesek ne dedi. Melis'in babası o hikayeciye de ceza veremezsin dedi. Adam olayı tatlıya bağlayalım dedi. Konu kapandı. Gülerek döndüm sınıfa Melis'e döndüm, babana niye anlattın dedim.