+1
-1
insanın elle oynama veya herhangi bir şeyle kendi kendini cinsel yönden tatmin etmesi.
islâm'a göre kendi kendini tatminin hükmü, kişinin içinde bulunduğu şartlar gözönüne alınmadan değerlendirilemez. Bu açıdan, önce insanın biyolojik ve ruhi yaratılışı ve yaşadığı ortamı iyi değerlendirmek gerekir. Herşeyi çift çift yaratan yüce Allah, insanı da neslinin devamı ve huzuru için, birbirine kaynaşmaya elverişli ve birbirini çekici iki cins olarak yaratmış ve onların ihtiyaçlarını da karşılıklı yaratmıştır. insanın bu ihtiyacını giderme yolu olarak evlilik müessesesini helâl ve gerekli kılan Allah Teâlâ, bunun dışındaki yolların insan yaratılışına aykırı olduğunu bildirmiştir. islâm insanları kadın-erkek ayrımı gözetmeksizin evliliğe teşvik ederken evlilik dışı ilişkileri şiddetle cezalandırmaktadır. Bekârlığın ortadan kaldırılmasını sürekli öğütleyen islâm, müslümanlara aralarındaki bekarları evlendirme yükümlülüğünü getirmektedir. islâm'ın teklif etliği toplum modelinde sorumluluk yüklenebileceği erkek ve kadınlar evlenerek yuva kurarlar; evlenmeye gücü yetmeyenler de sabreder ve isteklerine gem yardımcı olması için oruç tutarlar. Bu, Hz. Peygamber'in bekarlara tavsiye ettiği bir yoldur (Buharî, Savm, 10).
Ekonomik olarak dayanışmalı bir islâm toplumunda evlenmeye gücü yetmeyen kişiler de toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayla bu olumsuz durumdan kurtulup evlenme imkânı bulacağı muhakkaktır. Bekârlığı tercih eden kitle azınlık durumundadır. islâm'da toplum ailelerden meydana gelir. Ayrıca islâm toplumunda kadın-erkek ilişkileri en az seviyededir. Bu sebeple insanın (bekar dahi olsa) rasgele, okulda, çarşıda, sokakta cinsel yönden huzurlu bir toplumdur. Böyle bir toplumda insanın kendi kendini tatmin gibi çirkin bir yola ihtiyaç duymayacağı açıktır. Ancak, islam'ın öngördüğü vasıflardan uzak olan günümüz toplumlarında. bir müslümanın durumu ile islâm toplumunun şartlarını ayrıştırmak gerekir. Müslümanlar küfür toplumunda yaşamaktalar, bu sebeple inandıkları değerleri göz ardı edilmekte, hatta ayaklar altına alınmaktadır. insanlar bu toplumda sokağa çıktıklarında, çarşıda pazarda, işyerinde, okulda. otobüste sürekli olarak cinsel saldırılarla karşı karşıyalar. Hatta birçok (tamamina yakını) müslüman, televizyonun inanmayan bir azınlığın kontrolünde olduğu için evinde dahi bu saldırılara muhataptır. Günahtır diye gitmediği, uzak durduğu en çirkin görüntüler oturma odasına, yatak odasına kadar girmiştir. Müslüman gençlerin çoğunluğunun da ekonomik yönden zayıf ailelerden gelmesi, günümüz şartlarında evlenmeyi zorlaştıran bir olaydır. Böyle bir toplumda, müslümanlar "güçsüz bekârla evlendirme" sorumluluğunu yerine getirmiyor iseler o toplumda yaşamak zorunda olan bir müslümanın kendi kendini tatmin etmesi haram mıdır, helâl mıdır?
"Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar yerilemezler. Bu sınırları aşmak isteyenler; işte bunlar, aşın gidenlerdir" (el-Müminûn, 23/5-7) ayeti ile benzer anlam taşıyan (el-Meâric, 71/29-31) ayetlerine göre, bu fiil "sınırları aşmak" "aşırı gitmek" olarak değerlendirilip, haram sayılabilir mi? islâm âlimlerinin çoğunluğu, buradaki aşırı gitmek sözünden eş ve cariye dışına bir başka kadınla birleşmeyi anlamışlar ve istimnâyı bu birinci derecede haramların arasında saymamışlardır.