1. 51.
    +14 -10
    Nutuk'ta yer alan dil ve üslûp özellikleriyle, Atatürk'ün Türk çocukları için bu konuda ileri sürdüğü görüş arasında da tam bir uygunluk göze çarpar. Atatürk, Türk çocuğunun nasıl konuşması, nasıl yazması gerektiğini açıklayan bir sohbetinde şöyle diyor: "Türk çocuklarını eğitirken, onları, kafalardaki kabiliyetleri, Türk karakterindeki sağlamlıkları, Türk duygularındaki yükseklik ve geniş likleri, kendilerini hiç zorlamadan naturel bir tarzda ve olduğu gibi ifadeye alıştırmak.

    Bunlar yapılınca netice şu olacaktır: Türk çocuğu konuşurken onun beyan ve anlatış tarzı, Türk çocuğu yazarken onun ifade ve üslûbu, kendisini dinleyenleri onun yürüdüğü yola zütürebilecek; bu kabiliyeti sayesinde Türk çocuğu, kendini dinleyen veya yazısını okuyanları peşine takarak yüksek bir Türk ülküsüne iletebilecek, ulaştırabilecektir."

    işte Nutuk, kendisini hitabet san'atının doruğuna çıkaran bu dil ve üslûp mükemmelliği ile, böyle bir ülküye de örneklik ve öncülük edebilecek niteliktedir.

    Nutuk, ilk defa 1927 yılında, biri asıl metin, diğeri belgeler olmak üzere Arap harfleriyle iki cilt olarak yayınlanmıştır.' Aynı yıl, tek cilt halinde lüks bir baskısı da yaptırılmıştır. Yazı inkılâbından sonra, bu ilk metnin okunması güçleştiğinden, 1934 yılında, Millî Eğitim Bakanlığı'nca üç cilt olarak yeniden bastırılmıştır. Cumhuriyet'in onbeşinci yıldönümü dolayısıyla 1938'de yalnız Nutuk bölümü tek cilt olarak yayınlanmıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra, 1960'ta Millî Eğitim Bakanlığı'nca, Türk inkılâp Tarihi Enstitüsü yayınları arasında çıkarılan üç ciltlik Nutuk, 1981'de ondördüncü baskısına ulaşmıştır. Atatürk'ün doğumunun 100. Yıldönümü'ne armağan olarak, 1981 yılında, yine üç cilt halinde Mobil Şirketi'nce bastırılmış olan metin de üzerinde durulmaya değer.

    Yukarıda belirtildiği gibi, Nutuk'ta Millî Edebiyat devrinin işleyip geliştirdiği oldukça sadeleşmiş bir Osmanlı Türkçesi yer almıştır. Ancak, dilimizin, Cumhuriyet'ten sonra Türkçeleşme şartları bakımından çok hızlı bir tempoyla yol almış olması, eserin genç kuşaklarca anlaşılmasını güçleştirmiş ve sadeleştirilmiş yeni baskılarının yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere 1963-1981 yılları arasında, resmî veya özel bazı kuruluşlarla, bazı şahıslar tarafından, özellikle belgeler dışında kalan Nutuk bölümü tam veya kısaltılmış olarak günümüz Türkçesi'ne aktarılarak yayınlanmıştır.

    Eldeki Nutuk çevirileri, metnin özüne bağlılık ve dil yapıları bakımından incelendiğinde, görülen durum şudur: Ya eserin aslına kelimesi kelimesine bağlı kalan bir aktarma yapıldığı ve kelime kadrosu bakımından da eski şekiller ağırlıkta olduğu için, eserde bugünkü dil örgüsüne ve üslûp zevkine ters düşen, dolayısıyla metnin anlaşılmasını güçleştiren bazı tıkanmalar ortaya çıkmıştır. Yahut da eserin aslındaki cümleleleri, anlamlarını bozacak şekilde kısaltıp parçalama ve herkesçe bilinen kelimelere bile yakışıksız yeni yeni karşılıklar arama gayreti yüzünden, Atatürk'ün birleştirici ve bütünleştirici kültür dili anlayışına ters düşen ve özünden koparak Osmanlıcası kadar anlaşılmaz duruma gelmiş bulunan, aşırı dil yapısında Söylev metinleri ortaya çıkmıştır.

    Bu yüzdendir ki, Atatürk'ün doğumunun 100. Yılını Kutlama Koordinasyon Kurulu'nca, Nutuk'un bütün aydınların ve gençliğin hiçbir sözlüğe başvurmadan severek okuyup anlayabilecekleri yeni bir çevirisinin yapılmasına karar verilmiştir. Eldeki metin, işte böyle bir ihtiyacı karşılama amacına dayanmaktadır.

    Nutuk'u günümüz Türkçesine aktarırken, Atatürk'ün sağlığında basılmış ve yazma nüshası ile de dikkatli bir karşılaştırmadan geçirilmiş olan 1927 baskısı esas alınmıştır. Çevirme işinde, eserin aslı ile olan bağlantısı koparılmadan, şu veya bu yöndeki aşırı bir dil anlayışına da ağırlık verilmeden, doğrudan doğruya yaygın ve yerleşmiş ölçülere dayanan ortak yazı dili temel alınmıştır.

    Türkçemiz'deki altmış yıllık değişme ve gelişmenin bir sonucu olarak, dilde Osmanlıcasıyla Türkçesi yanyana yaşayan kelimelerde, bunların kullanılış yerleri, yaygınlık durumları ve taşıdıkları anlam dolgunlukları ile üslûp incelikleri dikkate alınarak, herhangi bir şekilcilik saplantısına düşülmeden, bazan biri, bazan diğeri tercih edilebilmiştir. Yerine göre çok yaygınlaşmış ve dilimizin malı olmuş bağımsızlık kelimesi de kullanılmıştır. "Ya istiklâl, ya ölüm" vecizesindeki istiklâl" kelimesi de korunmuştur. Hattâ, Atatürk'ün özel bir değer vererek altlarını çizmiş olduğu konuşmalarda, bildiri ve karar metinlerinde bu kelimenin değiştirilmeden bırakılması, metnin özüne daha uygun düşmüştür. Taarruz kelimesi gereken yerlerde saldırı kelimesiyle karşılanabildiği halde, askerî bir terim olarak, elbette olduğu gibi bırakılmıştır. zararlı kuruluşlar için, örgüt ve örgütlenme kelimelerine yer verilirken, başka yerlerde eserin aslındaki teşkilât ve teşkilâtlanma şekillerinin devam ettirilmesi gereği duyulmuştur. Arasıra göze ilişebilecek olan bu gibi ikili durumlar, yukarıda açıklanan hususla ve bazı yeni kelimelerin daha her yerde yeterince anlam dolgunluğu ve deyimleşme özelliği kazanamamış olmasıyla ilgilidir.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 52.
    +13 -9
    tarihinin gelmiş geçmiş en büyük adamlarından, türk olması maksadıyla da değil, karakter olarak, lider olarak, insan olarak tüm bir tarihe örnek

    olabilecek bir insandır, atamızdır, her türk'ün evvela tanıması bilmesi gereken liderdir.

    ''Ne mutlu türk'üm diyene!''
    ···
  3. 53.
    +6 -2
    ah be atam sen bu ülleyi bizlere bu hale gelsin diye bırakmadın senin emanetine sahip cıkamadiğımız icin asıl suclu biziz cok buyuk adamsın atam
    ···
  4. 54.
    +7 -3
    3g (g)eldikleri (g)ibi (g)iderler en sevdiğim sözdür. Ata'm

    edit : şakirtin biri eksi vermiş ananın dıbına sok onu o.ç
    ···
  5. 55.
    +6 -2
    ne zaman kalpakli bir fotografini gorsem vatan sevgisini kanli canli olarak gordugum an olur o an. Bogazim dugumlenir, ic cekerim, utanirim... bir ton duyguyu boyle bana saniyeler icinde yasatan yenilmez sovalyemizdir o bizim... Allah ondan razi olsun...
    ···
  6. 56.
    +7 -3
    bursa söylevi

    "türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''

    6 şubat 1933 / bursa atatürk köşkü
    ···
  7. 57.
    +7 -3
    atatürk'ün öldüğü gün i̇stanbul üniversitesinde ders okutan alman profesör derse girdiğinde öğrencilerin üzgün halini görünce yüreği parça parça olmuş üniversite rektörüne telefon ederek;
    -bugün ders veremeyeceğim ne yapayım? diye sordu.
    -sizin memleketinizde büyük bir adam ölünce ne yapılıyorsa onu yapın. dedi. yabancı profesörün cevabı şu oldu :
    -almanyada hiç bu kadar büyük adam ölmedi
    ···
  8. 58.
    +6 -2
    seri eksileyen huur çocukları mevcut sözlükte.. modlar işe yarasın bulsun huur çocuğu militanları silsin amk.. pc başında züt büyütmesin feyzolar..
    ···
  9. 59.
    +9 -5
    hastanede diger bebeklerle karismami engelleyip babamin kim oldugunu bilmemi saglayan biricik hasta bakici <3
    ···
  10. 60.
    +4
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒░▒▒▒▓▒▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒▒
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒░░▒▒░░▒▒▒▓█▓▓▓▓▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒▓▓░░░░░▒▓█▓█▓█▓▓▓▓█▓▓▓▓▓███▓▓▓▓▒▒▒
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░▒▒▓▓▒░░░░░▒▒▓▓█▓█▓▓▓▓▓▓▓█▓██▓██▓▓▓▓▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▓▒▒░░░░░░▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▓███████▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░░░░░░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒░░▒▓█▓▓▓▓▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓░░▒▒░░░░░░░░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓░░▒░░░░░░░░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒▓▓▒▒▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░░▒▒▒░░▒░░░░░░▒▒▒▓▓▓██
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒░░░░░░░░░░░░░░░▒░▒░▒▒▒▒▒▒▒░░░░░▒░▒▓████▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒░░░░░░░░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░▒▓▓▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓█▒░░░░░░░░░░░░▒░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░░▒▒▓▒▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓░░░░░░░░▒░░▒▒░░░▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒░░░░░░░▒█▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▒░▒▒▓█████▒▒▒▒░▒▒▓████████▓▓█▓▓░░░░░░▒▓▓▓
    ▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓░▒▓▓▓▓▓███▓▓▓▓▒▒▓█████▓▓████▓▒▒▒░░░░░▒██░
    ▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓░░███▒█████░░▒▒▒▒████░░▓▓▓▒▒█▓▒░▒░░░░░░░
    ▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░▒▒▓███▒░░▒▒▒▓▓█▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░▒▒▒
    ▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░▒▒▒░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░▒▒▒▒▒
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓░░░░░░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░▒▒▒▒▒▒░
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒░░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▒▒▒▒▒▒▒▓░░░▒▒▒░▒▒▒▒██▒▒▒░▒▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▓
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▒▒▒▒▒▒▓▒░░░▒▒▒▒▒▓▒▒▓█▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓░░▒▓███▓▒▓▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒░░░░▒█▓▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒░░░▒░░▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▒▓▓
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▒▒▒▓█▓▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▓█▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▒▒▒▒
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▓▒▒▒░░▒▒▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▒▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▓░▓
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▓▓▒▒▒░▒▒▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▒▒▓▓▒▓▒▓▓▓█▓█▓░░░█
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▓▒▒░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓█▓▓▓██▓█░░░░██
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓███▒▒▒▒░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓███▓███▒░░░░░▒██
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓██▓██████▓▓▓▓▓▓█▓▓▓▓▓▓▓▓█░░░░░░░░░░▒███
    ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓███████████░░▒▓█▓█▓▓▓▓▓█░░░░░░░░░░░▒████████████████████
    ▓▓▓▓▓▓▓█████████████████░░░░█▒▒▓▓▓▓▒░░░░░░░░░░▓▓█████████████████████
    ████████████████████████░░░░ ░▓▒▓▓░░░░░░░░▒██▓▓██████████████████████
    ████████████████████████░░░░░ ░░▒░░ ░ █████████████████████████████
    ████████████████████████░░░░ ░░░██▒░ ░▓███████████████████████████
    ███████████████████████▓░░░▒█░████████░░░▒▒▒▒███████████████████▓████
    ███████████████████████░░░░▓████▒▓██▒▒░░░░░░█████████████████████████
    ██████████████████████▓░░░█▓▒████▓▒▒░░ ░ ░░██████████████████████████
    ████▓█████████████████▒░░░████▓░░▒░░░░ ░█████████████████████▓▓▓███
    ██▓▓█████████████████▓▓███████▒░▒░░ ░ ░███████████████████▓██▓▓▓▓▓▓
    ▓▓▓█████████████████████▒█▓▓█▓█▒░░░ ░██████████████████████▓▓▓▓▓▓█
    ▓▓▓████████████████▓█░███▓█▓███░░░░ ░░▓████████████████████▓▓▓▓▓▓▓██
    ▓▓█████████████████▓▒█░███░█▓█░░░░░░░░█████████████████████▓▓▓▓▓▓▓███
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      -6
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓████████
      ▓▒▒▓▓▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓███████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒░▒░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒█████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░▒░░░░░░░▒▒▒▒▒▒▒▒░▓████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░░░░░░░▒▒▒░░▓███
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░▒▒░░░▒░░░░▒▒░▓███
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒░░░▒▒▒░▒▒▒▒▒▒███
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒▒▒░░░░░▒▒▒▒░▓██
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░▒░▒▒▒░░░░░▒▒▒░▒██
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒░▒░░░░░▒░░░░▒▒▒░░░▒▒▒▒▒░▓█
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▒▓▓▓▒▒▒▒▒▒░▒▒░░░░░░▒░░░░░░▒▒░░░▒▒▒░░▒█
      ▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░░░▒▒▒░░░░░░░░░░░░▓
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒▒░▒▒▒░▒░░░░░░░▒░▒
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒░░░▒░▒░░░░░
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒░░░░░░░▒▒▓▓▓▓▓▓▓▒▒░░░░▒▒▒▒▒▒▒
      ▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓██▓▓▒▒▓█▓▓▓▒▒▒░░▒▒▓▓▓███▓
      ▒▒▒▓▒▓▓▒▒▓▓▓▓▓▓██▓██████░▒███▓▒▓▓▓▓▓▒▒░░▒██▓▓▓▓▓▒▒
      ▓▒▒▒▒▒▒▒▓▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▓▓░░░▒█▓▓▓▓▓▒▓▒▒░░░▓▓▓▒▒▒░░░░
      ▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▒▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒░░░██▓█▓██▒░▓
      ▓▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒▒▒░░████░▒██▓█
      ▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▓▓▓▒▒▒▒░░▒██▒░▓████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒░░▒▒░░▓████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒░▒▒░░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒░░▒▓▓▒█████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒░░░░░▒▒▒▒▒░░▒▒▒▓▒▒▒▒▒▓▒▒░░░▒▒▒█████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒░░▒▒▒▒░░▒▒▒▒▒▒▒▓▒▓▒▒▒▒░░▒░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▒▒░▒▒▒▒▒░░▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒░░▓██████
      ▓▓▓▓▒▓▓▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒░░██████
      ▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░░▒▒▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒▓▓▒▒▒▒░░█████
      ▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒░▒▒▒▒▓▒▒░░░▓████
      ▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░░▒▓▒▓█▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▒▒░░▓████
      ▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒▒▒▒██▓▓▓██████▓▓▓▓▒░▒█████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▓▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▒▓▓████▓▓▓▓▒██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓████▓▒░░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▓▒▓▒▒▓▓▓▓░░░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▒░░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▓▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒▒▓▒▓▒▓▓▓▓▒▒░░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▒▓▒▓▓▓▓▒▒▓▒▒▒▒▒▓▓▓▒▓░░██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒░▒▒▒▒▓▒▒██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓███▓▒▒▒▒▓░▓██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▓▓▓██▓▓▒▓██████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▒▒▒▒▒░░░░░▒█▓▒▒███████
      ▓▓█▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▒▒▓▓▓▒▓▓▓▓▓▓▒▒▒░░░▒▓▓▒████████
      ▓█▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒░▓████████
      ▓██▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▓▒▒▒▒▒▓▓▓▒▓▓▓▓▓████▓▒░▓██▓██████
      ▓██▓▓▓▓▓▓█▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▓▓▓▓▓▒▒░▒██▓███████
      ▓██▓▓▓▓▓█▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▒░▒▒▒▒▒███████████
      ▓███▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒▒▓████████████
      ▓▓██▓▓▓▓██▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▒░▒░▓████▓████████
      ▓▓██▓▓▓▓▓█▓█▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▓█████████████
      ▓▓▓▓▓▓█████▓███▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▒▒▒▒▒░▓█████████████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▓▓▓█▓███▓▓▓▓▓▓▓▓▓▒▒▒▒▓▒▒▒▒████████▓█████
      ██▓▓▓▓▓▓▓▓█▓▓▓▓▓███████▓▓▓█▓▓▓▓▓▓▒▓███████████████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓███▓█▓▓▓█████████████████████████████████
      ▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓▓█▓████████████████████████████
      Tümünü Göster
      ···
  11. 61.
    +4
    din değil arap düşmanıydı bence. trablusgarp'a gittiğinde bunların ne mal olduğunu görmüş olacak ki din adı altında ülkenin arap kültürünün etkisi altına girmesini engellemeye çalıştı. bugünkü halimize bakınca ileri görüşlülüğüne hayran olmamak elde değil.
    ···
  12. 62.
    +9 -5
    Son entrym ATAM için
    ···
    1. 1.
      0
      Son entryn bu olmasın, gel hadi :(
      ···
    2. 2.
      0
      Geri gel be pnp meydanı çomarlara, gericilere ve Atatürk düşmanlarına bıraktın gel geri.
      ···
    3. 3.
      +1
      Nereye gittin dalyarak gel şuraya gibmiyim belanı
      ···
    4. 4.
      -3
      Ahahahahahahaha XD.
      ···
    5. 5.
      0
      Oha benim'de lan ..
      ···
    6. 6.
      0
      Gel şuraya buralar sensiz olmaz aq
      ···
    7. 7.
      0
      Senin de aminakoyim sende yavsak çıktın bıraktın buralarda bizi.
      ···
    8. 8.
      0
      geri dön artık yoldaş kendini özlettin
      ···
    9. 9.
      0
      Neredesin lan gelsene şuraya
      ···
    10. 10.
      0
      Nereye gittin hocam? Gel hemen
      ···
    11. diğerleri 8
  13. 63.
    +5 -1
    Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, istanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep aynı cevherin damarlarıdır. Bu damarlar, birbirini tanısın. Türk milletinin toplumsal düzenini bozmaya yönelik çabalar boğulmaya mahkûmdur. Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir.

    Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
    ···
  14. 64.
    +6 -3
    upupupupupupup
    ···
  15. 65.
    +6 -3
    upupuppupupup
    ···
  16. 66.
    +6 -3
    Dünyanın en büyük anti emperyalisti. Rahat uyu atam.
    ···
    1. 1.
      0
      yıllarca fetullahın kucağında gezip bop eşbaşkanıyım diye hava atanların atatürk'ü sevmemesinin esas sebebi...
      ···
  17. 67.
    +6 -3
    adam gibi adam!
    ···
  18. 68.
    +7 -4
    bastığı toprağa kurban olduğum ...
    ···
  19. 69.
    +7 -4
    Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!

    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


    Mustafa Kemal Atatürk
    20 Ekim 1927
    ···
  20. 70.
    +5 -2
    ah atam ah gibtiler ülkeyi şimdi sen olucaktın ki kanlarında boğucaktın onları.. alın lan şukularızı panpalar girilen entry sayısı içler acısı zaten
    ···