/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    karunların şehri çok eskidir. insanların şehrinden çok daha eski. kutsal tepelerinden yükselen pas rengi binaları duyduğuma göre karunların en eski yapıtlarındandı. bu şehrin bir adı yoktu. bir isme ihtiyacı yoktu. yüzlerce şehir inşa etmiş olmalarına rağmen, bu en büyüğü ve en kalabalık olanıydı. gezegendeki tüm karun'lar önünde sonunda buraya gelirlerdi. birleşmeden hemen önce...

    şehir, atik bir şehirdi. eski mısırdan bile daha eskiydi ama yine de insanlığa göre düşünüldüğünde çok garip kalıyordu. gözün alabildiğince kızıl kiremitten yapılan evlerin kubbeleri görünüyordu. kurumuş kızıl toprağın üstüne kurulu evler çok karanlık ve havasız görünüyordu.

    yapıtlarına baktığınızda antiklik veya muazzam bir bilgelik göremezdiniz. sadece genç bir uygarlık diye düşünürdünüz. ama o genç uygarlık on binlerce yıldır yaşıyordu.

    hava aracının hızlanmasıyla, insan şehrine yaklaştık. tepelerin sınırına kurulmuştu ve aslında genç olan oydu. dünya yılına göre sadece 10 yıldır oradaydı. insan şehri, muazzam büyüklükteki köprüleriyle, doğal şelalelerin döndürdüğü hidrolik ekipmanlarıyla, gökdelenleriyle ve ormanların ortasını yaran yollarıyla göz kamaştırıyordu.

    karun şehriyle tam kontrast oluşturan bu şehirdeki binalar uzundu. yönetim kulesi ise, kristal rengi gökyüzünü yaracak kadar uzanıyordu. şehirdeki diğer binaların on katı uzunluktaydı ve kilometrelerce uzaktan görünüyordu. lily gözlerini kuleden alamıyordu.

    hava limanı kulenin hemen dibindeydi. indiğimizde, yürüyerek hemen kuleye geçebilirdik ama yine de bizi karşıladılar. hemen yerin üstünde ilerleyen aracı kontrol eden adam, iki eliyle birden yön verme çubuğuna sarılmıştı. yanında ise, araç yavaşladığında vakur bir tavırla inen, yönetici valtarly vardı.

    valtarly, gezenenin yöneticisiydi. genç yaşında çok yükseklere gelen, hırslı biriydi. dalgalı siyah saçları ve kahverengi gözleriyle yakışıklı sayılabilecek biriydi.

    bize bir gülümseme bahşetti ve "merhaba" diye başladı. "sizi gördüğüme sevindim" kendisini formaliteden tanıtmak zahmetine girmedi. zaten buna gerek yoktu. biz onu biliyorduk, o bizi biliyordu. bu hareketiyle de ritüellerin dışına çıkan, pratik bir adam olduğu söylemlerinin de haklı olduğunu göstermiş oldu.

    lily yöneticinin elini ellerine aldı ve ona o vampirimsi bakışını attı. büyük, kapkara göz bebekleri genişçe yöneticiye bakarken, ağzına hafif bir gülümseme yerleşti.

    lily ufak bir kadındı. kısa, kahverengi saçları ve çocuksu bir ifadesi vardı. istediği zaman çok kırılgan ve yardıma muhtaç gözükebilmek gibi bir yeteneği vardı. istediği zaman...

    o görünüşüyle insanları kandırırdı. eğer onun bir telepat olduğunu bilselerdi, en derin sırlarının arasında dolandığını düşünürlerdi. aslında bu bakışı atarak, onlarla oyun oynuyor tabii. lily gerçekten okumaya geçtiği zaman, kaskatı kesilir, o büyük gözleri daralır ve bazen titrediğini görebilirsiniz.

    tabii çoğu insan bunu bilmediği için, bilinçlerinin lily tarafından tarandığını düşünür ve hemen başka yöne bakmaya veya elini bırakmaya çalışırlar.

    valtarly öyle değildi ama. o sadece gülümsedi ve lily'nin bakışını karşıladı. ardından sıra bana geldi. elini tuttuğumda, okuyordum. klagib açılış prosedürüm ve belki de kötü bir huy. yakın olabileceğim bir çok insan bu ilk karşılaşmadan sonra benden çekiniyor. benim yeteneğim, lily'ninkine kıyasla neredeyse bir hiç. ben sadece duyguları okuyabiliyorum. tabii getirisi az olunca, zütürüsü de az oluyor. benim işim lily'e göre çok daha kolay.

    valtarly, bana el sıkışı gibi, sağlam ve samimi geldi. arkasında başka bir motivasyon yoktu. yada varsa, benim yakalayamayacağım kadar geride saklıyordu. ayrıca yardımcısıyla da el sıkıştık. orta yaşlarda, sarı saçlı ve ortalama boylardaki bu adam da içten geldi.

    valtarly, herkesi araca davet etti ve biz de yerimizi aldık. kalktığımızda "yolculuktan sonra baya yorulmuşsunuzdur, şehir turunu erteleyelim ve sizi odanıza zütüreyim. iyice dinlenin ve sonra bir şeyler içmek için bize katılın. o zaman, sorunumuz hakkında konuşuruz" dedi ve ekledi "gönderdiğim materyallere baktınız mı?"

    "evet" dedim ve lily de kafa salladı "gerçekten değişik bir durum ama n bizi neden çağırdığınızı anlayamadım" dedi.

    "ona yakında geleceğiz" dedi ve bizi odamıza yerleştirdi. odanın manzarası mükemmeldi. bir duvar boydan boya camdı ve göz alabildiğince ilerleyen insan şehrine bakıyordu. manzaraya bakakaldık.

    o sırada kapı açıldı ve yöneticinin yanındaki adam bavullarımızla içeri geldi. biraz gergin gözüküyordu.
    ···
  1. 2.
    0
    ananın amı bunu kim okuyacak amk
    ···
  2. 3.
    0
    Sevgilim bunu okuyamam . Oruçlu oruçlu annene sövmeyeceğim.
    ···
  3. 4.
    0
    okuyan yok herhal...
    ···