Kuran' ın Tanrısının Bedduaları
Görüntüleme: 10082 Yazdıre-Posta
Salı, 30 Kasım 1999 02:00
Bilindiği gibi "beddua"nın anlamı "kötü dua"dır. Türkçesi : ilenme ya da ilenç.
Aşağı durumda olan bir kimse, yukarıda olan birinden bir şey istediğinde, bir dilekte bulunduğunda "dua" denir buna. Kötü olanına da "beddua". Bu dilek yöneltildiği zaman, birinin kötü duruma düşmesi istenir. Bunu sağlaması için yukarıda olan birisinden, üstün bir güçten dilenir.
insanların "tanrı"dan, "üstün bir güç"ten dilekte bulunmaları doğal. Ama "tanrı"nın dilekte bulunmasına gelince, anlaşılır gibi değil. "Tanrı" her gücün , her şeyin üstünde görüldüğüne göre hangi üstün güçten dilekte bulunur? Gelin işin içinden çıkın!
Kuran'daki tanrının beddualarını akla uygun bir biçimde yorumlamaya çalışan Kuran yorumcuları çok zorlanırlar, işin içinden çıkamazlar bir türlü.
Kuran tanrısı en başta insan denen varlığa beddua eder:
-"Canı çıksın o insanın, o ne nankördür."(Abese, ayet 17)
Böyle bir beddua kimin için yapılır? Kuşkusuz düşman için. Demek ki Kuranın tanrısı insanı da düşman görüyor.
Sonra inanmazlardan özellikle kimilerini seçer, onlara beddua eder. Örneğin yahudileri, hıristiyanları:
-"Onları (yahudileri, hıristiyanları) Allah yok etsin!"(çev. Diyanet, Tebe, ayet: 30)
Allahın kendisi "Allah onları yok etsin!" diyor. Şaşılacak şey değil mi?
Tüm kafirlere, özelliklede bir kesimine:
-"And olsun ki ey inkarcılar ! Siz aykırı görüştesiniz! Bundan dönebilecek kimseler döndürülür. Boş sanıda bulunan, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! (çev. Diyanet, Zariyat, ayet: 8-11)
-"Ey muhafazid! Onlara baktığın zaman, cüsseleri hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Tıpkı sıralanmış kof kütükler gibidirler. Her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar. Onlar düşmandır. Onlardan çekin Allah canlarını alsın Nasılda aldatılıp döndürülüyorlar!" (çev. Diyanet, Münafıkün, ayet: 4 )
Burada da Allah, münafıklar için beddua ediyor.
-"Çünkü o düşündü, ölçtü, biçti! Canı çıkası ne biçim ölçtü biçti! Canı çıkası sonra yine ne biçim ölçtü biçti! (çev. Diyanet, Müddessir, ayet: 18-20)
Hadislerde, Kuran yorumlarında belirtildiğine göre, burada kınanan, beddua edilen kişi, Muğire Oğlu Velid'dir. (Bkz. F.Razi, 30/198-202) Aynı kişi için Kalem suresinde de sövgüler yer almış, en sonunda "bin" anlamında "zenim" denmiştir. (Bkz. Kalem, ayet:8-13, Celaleyn, 2/230 ve öteki tefsirler).
- "Ebu Leheb'in elleri kurusun! Ok olsun malı ve kazndığı kendisine fayda vermez. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır." (çev. Diyanet, Tebbet, surenin tamamı)
"... elleri kurusun!" yerine, "iki eli kurusun " diye çevrilirse, ayetteki aslına daha uygun düşer.
Tanrı'nın burada beddua ettiği "Ebu Leheb", muhafazid'e inanmadığı için ve düşman sayıldığı için Tanrı beddua ediyor.Bakara suresinin 106. ayetinin, Diyanet'in resmi çevirisindeki anlamı:
"Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmezmisin?"
Çeviride "ayetin hükmünü" deniyorsa da, aslında "hüküm" yer almıyor. Yani doğrudan "ayetin kendisinin yürürlükten kaldırılmakta olduğu"ndan sözediliyor ayette.
Demek ki Kuran'ın "Tanrı"sı, yukarıdaki ayette şunu diyor:
-Zaman zaman ayet yürürlükten kaldırırız.
-Kimi zaman ayeti unuttururuz da...
-Bir ayeti yürürlükten mi kaldırdık ya da unutturduk mu; ya "daha hayırlısı"nı önünüze getiririz; ya da benzerini.
-Bilesin ki "Tanrı"nın gücü herşeye yeter.
Burada kimi ayetin yürürlükten kaldırıldığı, kiminin ise untturulduğu çok açık biçimde anlatılıyor. Yerine konanlardan kiminin daha hayırlı, kimininse benzeri olduğu da...
Ayet yürürlükten kaldırma, değiştirme
Nahl Suresinin 101. ayetinin anlamı:
"Biz bir ayeti, bir başka ayetin yerine koyup değiştirdiğimiz zaman -ki, Tanrı ne indireceğini iyi bilir-dediler ki :"Sen, yalnızca bir uydurmacısın. Hayır, onların çoğu bilmez."
Burada anlatılan bir ayet, bir başka ayetin yerine konuyor. Biri yürürlükten kaldırılırken diğeri yürürlüğe sokuluyor. Bakara suresinde de, burada da "Tanrı": "Biz yapıyoruz bunu" diyor.
"Nesh", Kuran'daki çelişkilere, Kuran yorumcularınca bulunan bir açıklama biçimidir. Hadislerdeki çelişkiler için de "nesh" ileri sürülerek açıklama getirilir.
Enfal suresinin 65.ayetinde "Ey Peygamber! inanırları, öldürüşmeye (savaşa) kışkırt!" dendikten sonra şöyle deniyor:"Sizin sabırlı 20 kişiniz, onlardan 200 kişiyi yener. Sizin 100 kişiniz, kafirlerden 1000 kişiyi yener. Çünkü onlar anlamayan topluluktur."
"Tanrı" burada, inanırları, kendilerinden sayıca 10 kat daha çok olan inanmazları yenecek güçte olduklarını açıkça bildiriyor. Ama daha sonra görüş değiştirmiştir. Bakın ne diyor:"Şimdi Tanrı sizden (yükü) hafifletti. Bildi-anladı (alimellahu)ki, sizde bir güçsüzlük vardır. Sizin sabırlı 100 kişiniz, onlardan (yalnızca) 200 kişiyi yener. Sizin 1000 kişiniz, Tanrı'nın izniyle, onların 2000 kişisini yener. Tanrı, sabredenlerle birliktedir. (Enfal, ayet:66 )
http://www.turandursun.com