-
376.
+3gülerek yüzüne baktım, içimden geçeni gayet net söyledim "ee naber? çok güzelleşmişsin yazın"
lan sanki 3 aydır birbirini görmeyen biz değiliz,
konuşma tavrım, sanki en son dün görüşmüşüz gibi, yani kaldığı yerden devam. hani araya yaz
hiç girmemiş sanki. e o da bana uydu bu sefer, zaten dünden razı,
"teşekkür ederim bitanem * sen de çok hoş olmuşsun"
"harbi mi?"
"hı hı, tanıyamadım valla ilk görünce * "
"hımm, ya artık beni beğenmezsen?"
yanağımı önce mıncıklayıp sonra da bir sesli öpücük daha kondurarak cevapladı bu yalandan
sorulmuş sorumu.
sonraki bir kaç dakikamız da hasret gidermekle geçti, yüzeysel olarak geçen yazdan biraz
bahsettik. ardından, her ne kadar hocanın gelmeme ihtimali yüksek olsa da ders için sınıfa çıktık.
el ele kol kola, benim klagib sıraya oturduk.
beyler bu kızı gerçekten seviyorum, bakın aşık değilim..ama yanımda olması, beni katıksızca
sevdiğini biliyor olmam, fiziksel özelliklerinin yanı sıra, onu tanıdıkça görmeye başladığım manevi
yönü, konuşabildiğimiz muhabbet çeşidinin, ortak noktaların çokluğu filan.. şimdi böyle yazınca
aklıma şu sözü getirdi, paylaşayım;
"boş versene biz aşık olmayalım birbirimize.
konserlere gidelim. maça gidip küfür edelim. uçurtma uçuralım, kumsalda uzanıp deli gibi içelim.
gecede yıldızlara bakabiliriz. bigibletle gezerken yağmur yağsın, sırıl sıklam olalım. benimle kek
yap. balık tutalım, sonra tekrar denize atalım. boşver aşık olmayalım biz. aşk korkutucu. beraber
eğlenelim en iyisi, ama hep benimle uyu... " -
377.
+3sanırım ebruya karşı hissettiğim hisler de bu paralelde, hayatımın kadını olmadığını, ve eğer öyle
bir şey varsa, bir gün ona rastlarsam, ikinci kez düşünmeden onu bırakabileceğimi başından beri
bildiğim halde,
ve en başında, aslında bana olan ilgisinden neredeyse rahatsız olup hazetmediğim halde,
ne olmuştu olmuştu da, sonunda beni kucağına düşürmeyi başarmıştı. şikayetçi miyim? değilim
ama bunda klagib erkek mantığının bir tesiri yok, ebruyu cinsel bir obje olarak görmüyordum ya
da "kız işte aq, gibicen atıcan" tarzı yüzeysel bir düşünceden ötürü takılmıyordum onunla.
arkadaşlar çok tuhaf yani gerçekten.. anlam veremediğim, adını koyamadığım bir duygu işte.
muhtemelen benim gibi deli az olduğundan, bu tarz duyguları da yaşayan pek olmamış ve
insanlar da buna bir isim koymaya ya da tanımlamaya gerek duymamışlar.. *
hocayı beklerken, omzuma yasladığı başını okşayıp saçlarıyla oyalanırken bu sabah ki durumdan
bahsetme isteği geldi,
"canım, nilayla da görüştük bugün, biliyorsun son zamanlarda aramız iyi değildi onunla, neyse,
benle önemli bir şey konuşacakmış, dışarıya davet etti" -
378.
+3"hıı..ee sen ne dedin?"
"net bir şey demedim ya..ama merak ettim ne diyebilir ki? hani şu ilk etapta insanın aklına gelen
şeylerden olamaz diye düşünüyorum da, yine de tuhaf bir durum var"
"konuşun aşkım o zaman, ben de merak ettim şimdi sen böyle söyleyince"
bir anlık şaşkınlık yaşadım çünkü konuşmasında, bana karşı ilk defa kullandığı bir kelime
mevcuttu, gülerek sordum,
"ne dedin demin sen?"
"ne dedim? konuşun dedim işte?"
"hayır ondan önce"
"ben de merak ettim dedim? noldu ya * "
"yok yok en başta, bişey dedin sen bana * "
"haa.. aşkım.. aşkımm, aşkım dedim? demiyim mi?"
"de..sık sık de hatta bundan sonra * " kaşla göz arasında dudaklarına kısa bir öpücük
yerleştirdim.
"aşkım * , o zaman ben bugün çıkışta onla konuşayım, gece de beraber çıkarız?"
"bana uyar aşkım * yazın ne maceralar yaşadın bakalım "rahat" hayatında, merak ediyorum ;)"
ufaktan laf çarptırmıştı tabi, evet o konuda bir özür borçluyum..o kadar da rahat bırakmasın artık
beni,
hatta biraz sıksın *
@2406 panpa şimdi ona ben nasıl karar vereyim ki? * ondan güzel mi, bundan güzel mi? ona
okuyan karar verir, ne diyim yani? ne diyim yani simay? ne yapiyim yani? hea? * -
379.
+3
GÜNAYDIN BEYLER AKŞAM YAKLAŞIK 50 60 PART ATARiM
-
380.
+3amk meraktan gebericem, ama cool uz ya, çaktırmıyorum hesapta..
benim her zaman takıldığım kafeye (bizim mekan ;) ) gitmeyi önerdim, onun için de tanıdık bir
yerdi, "farketmez" dedi.
yola koyulduk, bakalım bu akşam duyacaklarım, yepyeni bir sayfa açmayı başardığım hayatımı
nasıl etkileyecekti?
takip eden panpalara iyi geceler, yarın gece görüşmek üzere *
iyi geceler panpalar, en geç 1 saate başlarız, vaktim var gibi bu gece.
@2424 iyi benzetme panpa hatta daha şeytanın tırnağını gördünüz diyebilirim, yüzleşene kadar
bekleyin.
ama tabi bunlar hep geride kaldı lan, iyi adamım ben artık, seviyorum kendimi :p
@2434 seninle her şeye varım ben panpa ;)
iyi geceler tekrar, başlayalım panpalar
http://fizy.com/tr#s/1dln5b
bizim mekana doğru ilerlerken aklıma geldi, biliyorsunuz artık basket dışında da sporlar
yapıyordum ve şehirdeki kick taks salonlarını biraz araştırmıştım, hazır çarşının bu tarafındayken
gidip aklıma yatanlardan bir tanesiyle konuşabilirdim,
"nilay, bu arada benim bir işim var, önce onu halletsek olur mu?"
"olur ya farketmez, ne işi?"
"spora yazılıcam boş otura otura göbek yapmıştım geçen sene, yazın zorla forma girdim, bir daha
aynı hatayı yapmak istemiyorum"
"hıı, ne sporu bu fitness, body filan mı?"
"yok, gidince görürsün * "
bu allah allah der gibi kafa salladı, bizim mekanın biraz daha aşağısında kalan lisenin karşında
olduğunu bildiğim salona doğru yöneldim, neyse girdik içeri, salonda sadece kick taks değil,
tekvando ve body hizmeti de var, bayan erkek karışık bir yer, güzel naif bir mekan yani, tek
sıkıntısı kick taks antrenmanlarının akşam vakti ve saatli olması..en nefret ettiğim şeydir böyle -
381.
+3kendimi plana programa bağlamak ama işte body gibi değil, gidip istediğin zaman çalışamıyorsun
zira sana orada öğreten ve gözeten birinin olması lazım söz konusu bu tarz sporlar olduğunda.
bankonun arkasındaki adamla selamlaştık, tokalaştık, oturduk filan, nilay o ara mekanı
gözlemliyor, çalışma yerleri iç tarafta, burası sadece giriş kısmı ama nispeten içersi de
görülebiiyor, bizimkinin gözü oralarda, kaslı erkek mi kesmeye çalışıyor ne * neyse bunu sonra
kullanırım ben ;)
adama dedim böyle böyle, yazılmayı düşünüyorum, konuştuk şartları filan, kafama yattı* *,
aslında bakmak istediğim bir iki yer daha vardı ama öyle iyi elektrik alınca gerek yok dedim aq
fuzuli dolanmaya..
tabi konuşmalar neticesinde nilay kick-taks a yazıldığımı öğrendi, nasıl bakıyor, böyle
"inanamıyorum?" tarzı şaşkın bakışlarla, hatta bir iki şaşırma ünlemi de koyverdi.
form filan doldurdum, o ara kibar ve kurt muhattabım, nilaya yöneldi,
"siz de düşünmez misiniz, fitness vesaire? (bizim ki şaşkın şaşkın bakınca) yanlış anlamayın yani
fazlanız var anlamında demiyorum ama spor sadece kilolarından kurtulmaya çalışanlar için
değildir, tam tersi hatta, sağlıklı yaşamak isteyen herkes için"
bizim ki gülerek "yok ya böyle iyiyim ben" dedi, o ara yine işte komiklikler şakalar, ben de formu
doldurup bitirdim, ilk önce test antrenmanına filan gelecek mişim, o ara vegibalık filan da
getiricem, paranın da yarısını peşin veriyoruz, o zaman gelince verirsin dedi, perşembe gününe
ayarladık test antrenmanını.
salondan çıktık, nilay koluma yapıştı, sarsıyor, yarı şaka yarı ciddi, epey şaşırmış bir halde,
gülecek gibi, -
382.
+3gittim defalarca yüzümü yıkadım lavaboda.. ayran söyledim ayran içtim aq sırf mayışırım belki
biraz diye..
ebruya onu kafede beklediğimi, karşılayamayacağımı söylediğimde bile "ne oldu bir sorun mu
var?" dedi..lan bir de ben buluşmamayı düşünüyordum, he, sonra al başına belayı.
konuyu ona da anlatıp, gerginliğimin nedenini bilmesini sağlasam mı? diye düşündüm..ama
yok..onu bu mevzulara bulaştırmaya gerek yok, şimdi mineler, ayşen two lar filan.. eski defterleri
yeterince kurcaladık zaten..
geldi bu,görmedi önce, bakınıyor, yüzü gergin onunda..el ettim,
geldi öptü, yanıma oturdu, ama biraz da keyifsizce sordu,
"naber? bir sıkıntı yok ya?" dedi kafasını sallayarak,
"yook.. işte..yoruldum biraz sanırım.."
"ne dedi nilay?"
direkt damardan girdi gördüğünüz gibi,
"özür diledi işte.. barıştık"
"onun için mi çağırmış dışarılara? hıh.. okulda diyememiş mi?" deyip küçümsercesine güldü,
"benim vereceğim tepkiden çekinmiş olabilir"
"ne tepki verdin?"
"ebru.. canım? beyaz florasan da yakalım mı başımın üzerinde? müfettiş gecıt ı geçtin hea.."
aslında bunu, sinirlenmiş olmama rağmen espirili söylemeye çalışmıştım ama ses tonumu,
gerginliğimden ötürü ayarlayamadım ve ayarı alan ebru oluverdi..
ben öyle deyince "iyi, bak sen?" der gibi mimikler yaparak sustu, geçti karşıma oturdu..
"ben de iyiyim işte.. sana başka bir şey sormayıyım, neme lazım dayak filan yeriz.."
dayak yiyecek biri var evet ama o sen değilsin bitanem rahat ol..
"ebru saçmalama allah aşkına, şaka yapmaya çalıştım ben.. biraz muhabbet gerildi diye..gel
yanıma.." -
383.
+3ebrunun yumuşak, dalgalı saçları, bebek pürüssüzlüğündeki bembeyaz yanakları ve ne çok kalın
ne çok ince, biçimli, hatlı güzel boyununu, küçük tsigalkonun harekete geçmesine dahi mahal
vermeyecek bir özel frekansta okşuyor, onun da çok hoşuna giden bu dokunuşlarım sayesinde,
biraz da olsa onun aşkına karşılık durumu eşitliyorum..
beyler bu arada kız arkadaşı olanlara tavsiye babında bir iki kelam etmek istiyorum,
tamam öpüşüyor, sevişiyor hatta gibişiyor olabilirsiniz, ama arada bir, böyle içinizden geldikçe
ama, kendinizi ne gaza getirerek ne de frenleyerek, kızın saçını, yüzünü gözünü okşayın, ama
öyle hayvan gibi değil, kibar, sakin dokunuşlar.. gibiş sokuş düşüncelerinden uzak bir biçimde,
sanki tv deki heyecanlı bir yarışmaya dalmış gibi, dalıp gidin ona.. kendinizi unutun.. zaten bir süre
sonra o da kendini unutacak..
tıpkı çiçekler gibi, kadınlar da narin dokuşları severler, bakmayın siz keladamsdeki kel adamın
öyle hoyrat davranışları karşısında zevkle inlemelerine, rol icabı onlar biliyorsunuz.
dediğimi yaparsanız, (ama uygun bir anda yapın tabi, yoksa bayram değil seyran değil, eniştem
beni niye öptü muhabbetine dönmesin) bir takım farklı şeyler yaşayabilirsiniz ilişkinizde, hem o an
için, hem de ilerleyen zamanlarınızda. çünkü her kavga ettiğinizde dahi, eğer sizi gerçekten
seviyorsa, gözünü yumduğu an o sevgi dolu dokunuşlarınız gelecektir aklına, üzerinde nasıl
tepindiğiniz, dudaklarını nasıl sömürdüğünüz değil.. -
384.
+3lan, tsigalko salağı..sen ne dediğinin farkında mısın? takım için sorun morun? lan dıbına
koduğumun salağı, o takım için sorunun kaynağı şu anda hala tuvalette yerde yatıyor amın oğlu?
zaten devirdiğim çamı daha laflar ağzımdan çıkarken farkettim, cümlenin sonuna doğru sesim
resmen miyavlamaya dönüştü..
hay aq, nerden karıştırdım şimdi o meseleyi.. kendimi salak raskolnikov gibi hissediyorum anasını
satayım.. iyice ateş bastı..
hoca,
"sorun morun olmaz, sporcusunuz hepiniz, çözeriz beraberce.. haftaya perşembe bak,
bekliyorum ona göre, seni özellikle takip edicem ;)"
eh aq..eh..aldık başımıza belayı..
sonra birden derinden gelen bir sızlamayla düşüncelerden sıyrıldım.. elim... tabi ya! benim elim
sakat olm.. seçmeye filan katılamam ben... lan az önce dezavantajım olan durum şimdi işime
yaramaya başlamıştı..
sevindiğim, hesapladığım şeylere bak.. iyice kafam karıştı belli..
http://fizy.com/tr#s/156b7w (bunu açmadan okumayın lan bence ahahaha)
gittim ebrunun yanına oturdum..ama dizlerim zangırdıyor... of..gibicem ne yaptım lan
ben..gerizekalı herif lise mi burası? ama bunu zaten yeterince tartışmadım mı kendimle? zaten
uzlaşmadım mı?..yok..ben yapmak zorunda olduğumu yaptım aksi takdirde o içimdeki sinir beni
mahvederdi..boşaltmam şarttı..şimdiyse içimdeki tek duygu, korkunç bir tedirginlik... ve bu duygu
da fena halde tanıdık bana, -
385.
+3"yoo, yok" bir şey yok gibisinden kafamı sallamaya çalıştım ama ayarını kaçırdım sanırım, tik gibi
bir hareket oldu böyle, ani. bunun kaşlar havaya kalktı "allah allah?" der gibi..
önümü döndüm, ellerim dizlerimin üzerinde, titremelerini bastırmaya çalışıyor, böyle hem üşüme
geliyor, hem sıcak basıyor, abuk subuk durumdayım..
neyse,
öyle böyle derken, vakit epey geçti, hoca geldi, derse girdi..ben biraz rahatlamakla beraber,
dışarıda bir yerlerde, benim kesinlikle kontrol edememekte olduğum ve lanet olsun ki tamamiyle
beni ilgilendiren bir şeyler olmakta...
bir tak anlamaksızın ders geçti, öğlen arasına giricez, ama ben sıramdan kalkmak istemiyorum,
sanki sınıfın kapısından adım attığım anda jandarmalar gelip zütüreceklermiş gibi geliyor aq..
ayrıca elim de bildiğin mundar olmuş durumda.. tedirginliğim acısını biraz gölgelesede, kesin bir
taklar oldu yani.. kırılmamıştır kırılsa öyle duramam her halde * * . ama bir sıkıntı var.. artık çatlak
mı patlak mı her ne taksa.. orta ve yüzük parmağım şişmiş sanki biraz.. acıyor bükmeye
çalışınca..
ebru, "canım, öğlen arası oldu farkında mısın? * hadi kalk artık, sonra da ne oldu anlat.."
"ne..ha..bir şey yok be kızım..ben gelmek istemiyorum.. yemicem bir şey.. canım istemiyor.."
"tsigalkooo! hadi ama ya bebek misin, kalk şurdan..ne var elinde?"
"ne..ne var, bir şey yok be.."
ellerim dersin başından beri sıranın altında birbirine kenetli ve sabit.. bunu da gözünden
kaçırmamış.. gerçi benim de bir şey saklayacak bir takatim de yoktu ya.
ellerimi açıp gösterdim, bir şey yok gibisinden.. parmaklarıma yine bir sancı saplandı.. normalde
"ahh" deyip buruşması gereken yüzüm "bak!" dedi abartılı bir neşe ve yüksek perdeden bir sesle,
"bir şey yok" gülümsedim..ama joker gülümsemesi yani.. maske.. -
386.
+3"iyi tamam o zaman, hadi gel, dışarı çıkıyoruz.. hadisene be?"
lan..lan ebru.. yeterince şüphe yaratmıştım.. ağır ağır kalktım yerimden.."iyi hadi.. bizim kantine
gitmeyelim ama.."
"neden ne var bizim kantinde? belli belli senin bir sıkıntın var gene.. anlatıcaksın"
"ya kızım bir şey yok bee delirtme adamı, farklı bir yere gidelim diye dedim.. hemen nerelere
çekiyorsun.."
"tamam nereye istiyorsan oraya gideriz..ama bir şey var yani, ne ile ilgili bilmiyorum ama anlarım
ben."
dıbına koyim senin..
sol elimi uzattım, tutuştuk, attığım her adımda diğer elim acıyor.. yanıma sabitlesem, istiklal marşı
okur gibi olucam.. hazır ol pozisyonunda..
lan bu elimi nereye soksam ben.. sallandıkça acıyor..
http://fizy.com/tr#s/1aht1k
o gün, ebrunun "ya bak her şeyi konuşucaktın hani?" "bir şeyin var senin?" "ne zaman
anlatıcaksın?" ısrarları,
benim elimin yavaş yavaş sızıya dönüşen ağrısı,
üzerimdeki belli bir seviyenin altına inmeyi reddeden tedirginlik ve endişe ile geçti..
ne dersi ne de etrafımı dinleyebildim, doğru dürüst bir şey de yemedim..lan yumruğu atan mı
benim, yiyen mi benim anlamadım aq..
hem, serhata ne oldu lan acaba? derse de gelmedi..bir daha da görmedim? ne oldu lan..ne
olacak lan..lan! lan dıbına koyucam haaa! -
387.
+3http://fizy.com/tr#s/25yxje
benim için sıradan, hatta aslına bakarsınız üzerimdeki tedirginliklerden ve yediğim halttan ötürü
kötü başlayan bu günün, hayatımın değişmesinde çok önemli bir basamak olacağını elbette
bilemezdim..
binlik dediğimiz kavram, aslında biraz teknik ve tıbbi olarak ele alacak olursak, kendine güveni
yüksek, kadınların dilinden anlayan, bazı hormonları filan biraz daha fazla ya da farklı salgılanan,
çekici ve ayartıcı erkek demek gibi bir şey oluyor. bir nevi huylarımızın, fiziksel görünüşümüzün,
biyolojik özelliklerimizin ve az miktarda da çevremizin etkisi, bizim ne kadar bin olduğumuz
konusunda belirleyici faktör oluyor.
o nedenle ki, "bin olunmaz, bin doğulur" lafı büyük ölçüde doğru, keza bu kategoride yer alma
şerefi*, genelde doğuştan, genlerle sahip olunabilecek, allah vergisi bir durum. çevre, sizde
bulunan bu özelliği ya biraz törpülüyor, ya da sivriltiyor, artık nasıl denk gelirseniz.
ama sonuç olarak, binseniz, binsinizdir. yani kalemseniz, kalemsinizdir, sizi açacak bir kalemtıraş
bulamadıysanız, ucunuz biraz kalındır evet, ama bu sizin kalem olduğunuz gerçeğini değiştirmez,
eğer sizi sivriltecek bir kalemtıraş bulduysanız, zaten başka da söze gerek kalmaz.
bu kalemtıraş = çevre,aile.
kantine gidip birazdan gireceğim ders öncesi zaman geçirmeye başladım..hımm..yeni bir sınıf,
yeni insanlar..eğer sap olsaydım aynı zamanda yeni kızlar..ama aynı ders..dıbına koyim mustafa
hocam..kusura bakmayın ama koyim yani..neyse..her şeyde bir hayır vardır..vardı da.. -
388.
+3hatırladım muallakler.. bizim liseden bu çocuk tamam.. hatta adıda alper miydi, alperen miydi.. alperdi
galiba..her neyse..vay amk, o da mı burayı kazanmış? bizim kantinde olduğuna göre, mühendislik
ama hangisi acaba..
çocuk bizim bir alt dönemimizdendi, yani biz 11 ken bu 10 sınıftaydı, az çok muhabbetim vardı,
zaten herkesle selamlaşırdım hemen hemen, bununla da bir kaç kere aynı ortamda kelam
etmişliğimiz var.
neyse ben böyle düşünürken bu ve yanındaki kızlar masadan kalktılar gidiyorlar, sonra kantin
kapısının önünde bu kızlara bir şey söyledi, onlar gittiler, baktım eleman bana doğru geliyor,
emin olamayan bir yüz ifadesi ve gülümsemeyle, "selam, ben bir şey sorucam size ama?" dedi,
"gazi anadolu?" dedim ben de karşılık olarak,
"aynen ya aynen * " parmak şıklattı, "tsigalkoydu değil mi?"
güldüm, "alper-en?"
"alper * "
"hah alper, ya ben de diyorum nerden tanıyorum * hayırlı olsun, bu sene yenisin demi?"
"evet, bu sene girdim zaten sınava"
"doğru bir alt sınıftaydın sen, otursana"
"birazdan ders başlayacak ama.. neyse * "
"hangi bölüm?"
"xxxxxx"
"hadi ya? e ben de, hatta birazdan dersim var sizinle * "
"ooo, meslektaşız desene, alttan ders gibi bir şey mi?"
"aynen ya, kaldık geçen sene.. birazdan çıkarız sınıfa, mustafa hoca genelde 10 dakika rötarlı
gelir zaten * " -
389.
+3"hım anladım * nasıl zor mu abi ya?"
"ya, çok da zor değil aslında ama.. çalışmadık..ilk senenin incinlığı işte..bir de başka meseleler
filan ;)"
"hea anladım * bakalım biz napıcaz, sen tecrübelisindir ya elimizden tutarsın"
"eyvallah, ayarlarız ya not mot ;)"
bu şekilde 3-5 dakika daha konuştuktan sonra, eski okulumdan tanıdığım, yeni okulumdansa
arkadaşım statüsüne yükselme potansiyeli olan alper le sınıfa doğru ilerlemeye başladık..
iyi çocuktu buda hatırlıyorum, ortamcı takılırdı ama vitaminsizdi biraz, eh son sene biraz
büyümüş, sevimli bir tip, babyface derler ya (hani şu geçen sene benim de az çok olduğum tür)
öyle bir çocuk
eh iyi ya, sonuçta tanıdığım eleman, bunların arasına karışırım, uyum süreci kısalır, iyi oldu
bu..kontağı erken sağladım.
muhtemelen o da benzer şeyleri düşünüyordur, ne de olsa üst sınıfım, not mot, bilgi, tecrübe,
tavsiye açısından benden faydalanabilir,
ortam olarak da benden faydalanabileceğini düşünüyor olabilir, nede olsa üst sınıfım, kaldı ki
dediğim gibi, bu çocuk o tarz şeyleri seviyordu hatırladığım kadarıyla, ortam delisi denemez de
(serhat yavşağı gibi değil) hani düğünün "kamberi" diyebiliriz *
ama eğer ortam beklentisi varsa biraz hayal kırıklığına uğrayabilirdi, zira ben kendi sınıfımda bile
düne kadar yalnız bir adamdım..
evet, beni kullabilirdi, ben de onu, şimdi böyle söyleyince biraz tuhaf geliyor kulağınıza biliyorum
ama üniversitede, özellikle de sınıflar arası arkadaşlıklar genelde böyledir beyler, ister beğenin
ister beğenmeyin..ha çok kafanız uyuşan adam olur, onunla dost kanka olursunuz ama, %90 ı
menfaat ilişkisi -
390.
+3hatunda dudağın kenarı,
ahaha *
neyse..
önümüzde bunun az önce takıldığı kızlardan biri ve yanında bir başka arkadaşı daha var, keza
arkamızda da kızlar var, lan zaten sınıfın gene 4 te 3 filan kız..
biz yan yana sıraya oturunca az önce kantinde olduğu kız garipseyerek baktı, bizim ki hemen,
"ceyda ne oldu inanmazsın * (bizi tanıştırma maksatlı hareket yaptı) tsigalko-ceyda (memnun
oldum-memnun oldum), tsigalko bizim okuldan bir üst sınıflardandı, demiştim ya bir yerden
tanıyorum galiba diye size * aynı okuldan çıktık * "
ceyda böyle şıkır şıkır, belli ki konuşkan, bilmiş tipli, hoş, saçları röfle mi diyorlar balyaj mı diyorlar
bir tak varya öyle, dalgalı, uzun. ağzı yüzü yerinde buğday tenli, ama bir ekstrası olmayan bir
kız..
"oo ne güzel denk gelmiş, alpere abilik yaparsın artık :p" deyip alper e laf attı.
yanında oturan diğer kızla da tanıştım, o önemli değil gibtir edin. ceydayı aklınızda tutmanızda
fayda var. bunların bir önünde de alperin takıldığı diğer hatun var, yanı boş, muhtemelen ben
olmasaydım alper oraya oturacaktı, yanından geçerken de "biz arkadayız" gibisinden brifing verdi
zaten. aralarında bir şey olabilir.
ben önümüzdekilerle pek ilgilenmedim açıkçası, ceyda benle ilgilenmiş göründü, ben o ve alper
üçümüz hoca sınıfa girene kadar bildiğiniz, yeni tanışan insanlar arasında fiks olan beginner
konulardan sohbet ettik. -
391.
+3"aslında o kadar da zor değildi, ama hiç çalışmadan da olmuyor tabi, lisede bir şekilde geçinip
gidiyorduk, burada biraz daha özen göstermemiz lazım, özellikle mustafa hoca ve filiz hocanın
derslerinde"
bundan sonra muhabbet benzer şekilde devam etti, arada alper ve ceyda da katıldılar, hoca
zaten o ara ön sıradakilerle filan lak lak ediyor,
hocadan hocaya değişmekle beraber genelde üniversitede hocaların bir kısmı derse bile gelmez,
gelenlerin bir kısmı öğrenciyle lak lak eder, bireysel ya da genel tanışma yapabilirler (bireyse
biraz tuhaf evet ama musti ve bedenci geçen sene bize öyle yapmıştı)
ancak çok prensipli hocalar ders işliyor, onlar da proflar ya da kasıntı sahibi olan diğer tipler. ilk iki
sene zaten prof girmedi bizim dersimize, 3 ten sonra tanıdık, tanımaz olaydık.. amklar..
epey konuştuktan sonra ben,
"şey bu arada isimlerinizi bilmiyorum hala * " diyerek muhabbeti biraz daha kişiselleştirmeye
çalıştım.. okul, ders, sınav, not.. giberim öyle muhabbeti ben.
ayrıca bu bir nevi ayraç sayılar panpalar, eğer bir kız sizinle sadece bunları konuşuyorsa ondan
pek ümidiniz olmasın, tabi öncesinde siz de bir iki kere konuyu farklı alanlara açmayı deneyin
(gibişten bahsetmiyorum, genel konular yani, ders dışı her şey olabilir, karşınızdakini casual
olarak tanıma amaçlı) baktınız oralarda da tıkanıyorsa, gibtir edin, hiç boşuna ümitler
filizlendirmeye filan gerek yok. -
392.
+3bizim çocuksa kıza oranla gayet rahat, ya harbiden öyle olduğu için ya da herhangi bir hesabı
olmadığı için.. eğer biri sizin yanınızda fazlasıyla kasıyor, ağzından çıkan her kelimeye dikkat
ediyor, yaptığı her hareket öncesinde iki kere düşünüyorsa bilin ki ya sizden haz etmemiştir, ya
da bir hesabı, beklentisi vardır *. e haz etmeyen insan da sizinle takılmayacağına göre? o zaman
etrafınızda sizinle sık sık yolu kesişen ama buna rağmen size karşı her zaman hatasız
görünmeye çalışan karşı cinsleri biraz daha dikkatli gözlerle seyretmeniz gerekiyor demekki.
alperle biraz daha konuşma fırsatı bulduk, bu çocukla iyi arkadaş olacağız gibime geliyor zira
daha ilk günden epey kaynaştı benimle, geçen entrylerde söylediğim gibi, menfaat arkadaşlığı da
olabilir, ya da çocuğun doğası böyledir, onu o zamanlar henüz bilemiyorum. zaten şu anda aynı
masada oturduğumuz hatunlarla da kayıtta tanışmış..vay aq, lan ben kayıtta tanıdığım adama bile
selam vermezdim be o zamanlar.. öyle bir gerilmiştim ki..
böyle tiplere hala daha imrenirim, nasıl oluyor da böyle kolayca kendilerini tanıtıp sevdirebiliyorlar
hayret, şeytan tüyü dedikleri bu olsa gerek, bak, beni de ders öncesi masama oturarak esir
alıverdi, adamla akşama kadar aynı sırada da oturduk aynı masada da yemek yedik, "hadi gel abi
çıkışta da bara filan gidelim" dese, onu da düşünmeden kabul edeceğim.. büyülü bin.. -
393.
+3sonra sınıf var birde.. lanet sınıfım..
artık evimin erkeği (ebrunun erkeği) olmamdan da mütevellit, bana karşı genel bir sıcaklık var, ne
bileyim, herkes gülümsüyor filan..ee artık sapımız var ya, herhalde "eh bu da güvenilir bir erkek,
düzgün bir çocuk demek ki, öyle olmasa bu kızın onla işi ne?" filan gibisinden düşünüyorlar ki
kızlar filan gayet paylaşımcı bana karşı..e ben de zaten dönem başı aldığım kararla beraber
herkese pozitif davranıyorum..
ama unutmadım.. unutmam..
tolga ve nilay ı buluşturacağız.. ebruyla anlaştık.. ebru artık nilaya karşı öyle pençelerini çıkarmış
bir halde değil.. hatta tam tersi, arada kendi kendilerine konuşup gülüşüyorlar bile..
ceren kaltağının rahatsız edici bakışlarına maruz kalıyorum bazen.. umursamamaya çalışıyorum
ama gözleri "ebrunun da üzerinde tepindin mi?" der gibi bakıyor sanki.. sana ne lan.. yarağım..
ayşen-ozan devam... sürpriz gelişmeler de bizi bekliyor... insan beşer, elbet şaşar... beter olun...
bacaklarım iyice açıldı, zaten sporcu geçmişimden ötürü bir potansiyeli vardı, şimdi daha da iyi
durumdalar, 1.90 yüksekliğe tekme savurabiliyorum.. uyarayım dedim *
ayşegül tarafından kafeye davet edildim.. gittim, bir şeyler içtik.. konuştuk gene.. gözlerimin içine
bakıyor, gözlerime bakarken gözlerinin içi gülüyor.. acaba fazla mı ileri gittim?.. -
394.
+3,ceyda bana karşı, pek de gibimde olmayan belli belirsiz bir tavır takınmakta.. iyice artist oldu
böyle, sınıfta filan, göz süze süze, salına salına yürümeler, acayip bir havalarda,
bu da bir çeşit savunma pgibolojisi sanırım,
beyler, eğer fazla güzel olmamasına rağmen fazla havalı bir kız varsa etrafınızda, emin olun ki bir
yerlerden kuyruk acısı vardır, hani bunu ceyda ile benim durumum için söylemiyorum, daha orada
kuyruk acılık bir şey olmadı da, genel anlamda konuşuyorum..
bu kızlar, böyle havalı davranarak kendilerine bir çeşit savunma sistemi kuruyorlar, kendi
kendilerini "o kaybetti aslında hıhh" düşüncesine inandırmaya çalışıyorlar..(diye düşünüyorum)
ebruyla oynaşırken, minenin arkadaşı elifi gördüm bir gün bahçede, öylesine, soğuk bir selam
verip, yanımda kız olmasına rağmen inadına gereksiz samimiyette hal hatır sordu..
ebru da "bu kim tsigalko?" diye sordu tabi haliyle sonradan o gidince,
"bir arkadaş işte ya" dedim,
"senin de tanımadığın yok ha" deyip inceden kafama taşı attı.. aldırmadım, gülümsedim..
işte zaman böylesine akıp gider, ve ben, sınırlarını kestiremediğim bir mayın tarlasında oradan
oraya sarsak adımlarla ve bir sarhoşun keyfi, umursamazlığıyla savrulup giderken,
alperle bizi tamamen yakınlaştıracak olayların başlangıcı olan o ilk konuşmayı yaptık bir gün
kantinde..
panpalar, bu gecenin son partını da birazdan gireceğim, epey yazdım gene, bu gecelik yetsin.
klagib cuma günlerinden biri, alt sınıfla dersim, ve ayşegül-ceyda ikilisiyle imtihanım var..
musti bey ilk bloğu bitirince alperle ikimiz kantine indik, oturduk lak lak ediyoruz, bu gene parti
marti işlerinden bahsediyor, öyle genelde filan konuşuyoruz, -
395.
+3"lan, olm..lan yoksa?"
"nilayla ebru birazdan gelecekler kanka evet * " dedim pis pis gülümseyerek..
"hayy..gibtirrrr..olm niye söylemiyorsun lan baştannn?? bak bakiyim saçım filan iyi mi? amk
bilsem öbür gömleği giyerdim yaa..hay sokayim sana emi aga yaaa... "
ben artık sesli gülmeye başladım..
"tamam lan sakin ol, iyisin iyisin, elleme saçını güzel..insan bir teşekkür eder pezo * "
"üff..olm harbi iyi miyim şu an?"
"iyisin rahat ol, nerdi kaldı bunlar da ya..harbi gay gibi olduk burda * "
"burayı da bilerek seçtin demi? olm sen var ya az değilsin ha..yalnız beni de aşağıladın, bunu
yazdım bir kenarıya.."
"niye lan? ne alaka?"
"ne o öyle gizli gizli buluşturmaya çalışmalar filan? ben kendim ayarlayamıyom mu?"
"e ayarlıyamıyon aga?? 2 aydır hala fasulyenin faydalarındasınız aq..olm bak, biliyorum bu kıza
ciddi yaklaştığınız, öyle çok hoşlanınca açılması zor oluyor, farkındayım, ama sen biraz
rahatlamaya çalış, ayrıca bildiğini de çaktırma durumu, sen de şaşırmış gibi filan yap..zaten
söylemeyecektim aslında ama, durum malum, beni yanlış anlama diye söyledim x)"
tolga sabırsızlıktan dizlerini filan zıplatmaya başlamıştı artık,
ne güzel lan..acaba bir daha öyle bir heyecan yaşayabilecek miyim? ne kadar saf ve katıksız bir
duygu..senin yerinde olmak isterdim tolga..inan kıskandığım bir adamsın...
beyler son partımızı girelim, epey yazdım bugün, yılbaşı dolayısıyla bir-iki gece ara vericez
malum, güzel bir yerde bitsin istedim *
http://fizy.com/#s/1ai7br
derken benim fıstık, yanında şaşkın ve meraklı bir nilay olduğu halde kapıda belirdi..ben ileriye
bakıp gülümsemeye başlayınca tolga da anladı durumu,
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 12 07 2025
-
free habiscan
-
arap kürt mix ırklar
-
kaptan körk anurcuk uğruna herşeyi
-
mhp ve dem ittifak yapmış
-
ulkuculer artik ahmet kayayi gizli gizli degil
-
kamil mod mülakatında diş değdiren eleniyormuş
-
ufuk diyelim ki ofisteki etekli karıyı ikna ettin
-
ulku ocagina gidip demli cay isticem
-
ulkenin gelmisini gecmisini mahveden soz
-
hafta sonu çalışılır mı be
-
turkiyenin en unlu kavgalari ve kus olanlari
-
bende silah bırakıyorum beler
-
mcdonals admininin sifresi 123456
-
bu sözlükte çok ucube var
-
türk kürt arap birlikte
-
habiscanın kalemini kim kırdı
-
arveni özledim beler
-
nöbetten yeni çıkmış hemşire ayağı
-
zalinazurt ve kayra baris gorusmesi
-
anneannemin atalarindan kalma
-
faruk k bile bana mesaj atiyor
-
ülkü ocaklarında molotof eğitimi veriliyor mu
-
coskun irzadusmanoglu adamdir
-
mancık kokusuna doyduk
-
burada vakit geçireceğinize
-
erdoğanın açıklaması canlı yayında
-
bakircan geri döndü
-
ezcaneden multivitamin aldım
-
oo cumartesi gecesi başlık acan yok
- / 2