-
451.
+3kızın söyleyecekleri bitmişti sanırım, artık ne desin..hem zaten karışmak onun işi değil, artı öyle
öpüşürken sevişirken de yakalamadı (eğer 1-2 dakika önce gelseydi..of of of..)..
bir şeyler daha geveledikten sonra, kaçar gibi ayrıldı sınıftan,
ceyda ise, bırakın zerre utanmayı, aksine neredeyse karşısındakini utandırıp, bizi gördüğüne
pişman etmişti, muzaffer bir komutan edasıyla gülümsedi,
"iyi yırttık ha :p"
"ya, öyle.. hesabımı kestiyseniz gidelim ceyda hanım? (:"
"daha kesemedim?" deyip tehlikeli bir gülümseme eşliğinde yeniden üzerime geldi, hemen
direndim,
"kızım napıyon, daha demin yakalandık, şansımızı zorlamayalım bence!"
"üff bırak ya, o salak bugün bir daha bu koridora bile gelemez artık (:" kısa bir kahkaha attı,
deli midir nedir ya..yeniden öpüşmeye başladık, dudaklarımı kurtarıp,
"başkası gelirs.."
"yemin ediyorum kız gibisin ha"
yine sesimi kesti..
bir iki dakika daha bu şekilde gayet hararetli bir sevişmenin ardından, kulağına fısıldadım,
"tamam bak, patlıycam" öyle deyince bir kaç öpücük daha kondurup üzerimden çekildi,
yüzü, boynu pespembe kesilmiş, koyu kırmızı saçlarıyla uyum sağlamıştı, ben de, yüzümün
yanışına bakılırsa en az onun kadar pancar olmalıydım..
vay aq..ne öğlen oluyordu ama..
"tamam" dedi, "seni zor durumda bırakmayalım" deyip pantolonumdaki kabarıklığa baktı, güldü..
utanmaz arlanmaz, beni de hem utandırdı hem güldürdü..
bu kadar rahat olabildiğin için müteşekkirim ceyda.. alışmaya çalışıyorum.. eğer tam olarak
alışırsam, o zaman gelmiş geçmiş en pişkin ikili bile olabiliriz. -
452.
+3aklıma önceki geceki düşüncelerim ve ceydayı tabi tuttuğum sözde test geldi..ne saçmalamışım
be..harbi ağır saçmalamışım..lan bu kız..bu kız rol yapıyor olacak ha?..benim teorime göre
bakacak olursak, ceydanın oskara aday olması lazım aq..
kimsenin rol filan yaptığı yoktu,
hatta aksine, gerçek özellikleri daha yeni yeni gün yüzüne çıkıyordu.. onunla cinsel ya da
düşünsel anlamda yapabileceklerimiz düşündüm.. seçenekler sınırsız gibiydi adeta..
elini yakaladım, daha nefesimiz bile düzene girmemiş bir durumda, hala kırmızı yanaklarla, sınıfın
çıkışına yöneldik..
http://fizy.com/#s/1agwcj
sizinle, insan hayatına şekil veren şeylerin, büyük parçalar ve önemli görünen olaylardan ziyade,
küçük ve önemsiz görünen, bazı kritik detaylar olduğundan konuşmuştuk sanırım..
bir de, şu iyi şeylerin ve kötü şeylerin, hep bir süre boyunca üst üste geldiğinden, ancak iyi
günlerimizi yaşarken bunu fark edemeyip, kötüler sıralanmaya başlayınca dert yanıyoruz diye de
bahsetmiş olmalıyız..
itiraf etmeliyim ki, gerek yeni tayfa, gerekse yeni sevgilimin etkisiyle, son 1-1.5 ayım dünya
üzerindeki en mutlu ve eğlenceli günlerimdi diyebilirim..
ama gelin görün ki, bu tip günlerin sınırsız ve stabil olabilmesi, eşyanın tabiatına aykırı.."çok
güldük, kesin ağlayacağız" derler ya..işte o söz boşa söylenmiş değil..
işte böyle bir evren yasası dahilinde, benim hayatımın da yeniden ters yola girmesine neden
olacak, küçük, anlık, önemsiz gibi görüne bir detayla karşılaşmak üzereydim yine,
kapıdan el ele, mutlu mesut fırlamak üzereyken, karşıdan da birinin gelebileceğini, gelen kişininse
kim olacağını nereden bilebilirdim?
tam çıkmak üzereydik ki, eşikte ebru ile neredeyse çarpışacak şekilde karşı karşıya geldik,
ilk anda refleks icabı iki taraf da irkildikten sonra, birbirini gerçek anlamda fark etmeyi başarmıştı,
ebru..
zavallı ebru..
o gün, ebrunun yüzünde hayal kırıklığının, kederin ve sevgiden dönüşmüş bir öfkenin tam
manasıyla yansımasını gördüm.. -
453.
+3son derede talihsiz..
son derece berbat bir rastlantı..tesadüf..
bu kısa bakışmanın ardından geçmesi için yol vermeyi akıl ettim, geçti..geçerken saçlarının
rüzgarı, yangın yerine dönen yüzüme hafif bir esinti çaldı..
ceyda ile sınıftan çıktık..demin kıkırdayan, arsız, enerjik kız bir an da köze dönmüştü..ya ben?
ben de ondan farksız sayılmazdım..
ellerimiz ayrıldı..koridorda ilerleme başladık..ceyda duygu makyajı yapmaya çalıştığı ölü ses
tonuyla konuştu,
"garip bir tesadüf oldu..dimi?" gülümsemeye çalıştıysa da beceremedi..çünkü benim gördüklerimi
o da görmüştü ve bu öyle araştırma görevlisine, ya da herhangi birine basılmaya benzemezdi..bu
durumda bile neşeli ve alaycı ruh halini korumak için pişkinlikten fazlası gerekirdi..
"öyle" dedim dudak bükerek.."görmemiz gerekmezdi..onun da bizi görmesi.."
evet..eğer ceyda ikinci kere üzerime atılıp işi uzatmamış olsaydı, bu rastlantı hiç gerçekleşmemiş
olacaktı..dediğimi dinlemeliydi..şimdi ise, sanki onca yaşattığım, yaşattığımız, yetmezmiş gibi,
adeta nispet yaparcasına karşısına çıkmıştık ebrunun..
o halimizi görünce ne düşünmüştü allah bilir..
bir zamanlar sınıftan el ele çıktığı adamın, o halini görünce..
keşke bizi görmeseydi... görmek zorunda değildi?
keşke beni de hiç görmeseydi..
tıpkı dediği gibi..keşke beni hiç tanımamış olsaydı..ben de onu..varlığımızdan bile haberimiz
olmasaydı da, böyle deforme kalplerle ve parçalanmış ruhlarla dolaşmak zorunda kalmasaydık..
keşke..ah be ebru..
http://fizy.com/#s/1ahft9
kantinde oturmuş çaylarımızı yudumluyorduk..elleri, uzadıkça daha da kıvrılan saçlarımın
arasında dolaşıyordu..sonra yüzümü okşadı, beni dalgın düşlerimden uyandırmak istercesine
konuştu,
"tsigalko, bebeğim..takma bu kadar bence"
boş gözlerle ceydaya baktım.."nasıl?" dercesine kafa salladım..
"çok vicdanlı bir çocuksun sen..diyorum ya, hem gamsız hem de duygusalsın... bu ikisi bir arada
nasıl oluyor, inanılır gibi değil (:" -
454.
+2neyse ki bu alttan kalma mevzusu kendi derslerimi almama engel olmadı, 8 saat kredimiz varmış,
ben sadece 4 ünü kullanıyor olacağım.
bir yandan bu ders meselelerini düşünürken, bir yandan da, biraz sonra gireceğim ve
kendilerinden 1 sene daha tecrübeli (hem de ne tecrübeler aq..) olduğum insan topluluğunun
arasına uyum sağlayıp sağlayamayacağımı düşünüyorum. gerçi sağlasam ne olur, sağlamasam
ne olur aq, haftada 4 saat, o da zorunlu değil yani, bakmayın ben dersi geçebileyim diye
gidiyorum, yoksa bir kaç saat daha fazladan uyumak da benim elimde..ama yine de bu yeni (hem
bana, hem de birbirlerine yeni) ortamın benim için güzel başlangıçlar yapılabilecek bir yer
olabileceğine inanıyorum.
tamam bu dönem 1 dersim kalmış olabilir, ama 2. dönemde de 2 tane var ve ilerleyen yıllarda da
ne olacağını kimse bilemez..o yüzden alt sınıflarla, özellikle de bir alt sınıfınızla aranızı iyi
tutmanız lazım. not, quiz haberleri, ödev haberleri vb. açısından yani..
ben de geçen senenin ardında zaten üzerimden ölü toprağını atıp cool ve muhabbetli çocuk
havasına girdiğim için, onlarla kaynaşmam zor olmayacak diye düşünüyorum.
boş boş oturmak istemedim, gittim, çikolata almak için küçük kantin kuyruğuna girdim.. çikolataya
bayılırım. o ara dalgın dalgın etrafı seyrederken bir iki kişi önümdeki çocuğu birine benzettim gibi
geldi.. allah allah.. neyse bu aldı, yanımdan geçerken o da bana baktı şöyle bir, ben de baktım bir
daha.. kesin tanıyorum tamam..o da tanıyor hatta da, nerden?
çikolatamı aldım tekrar masaya dönüyorum düşüne düşüne..hay allah ya..bu elemanı nerden
gözüm ısırıyor beni?
kafamı şöyle bir çevirdim, baktım masanın birinde iki tane hatunla oturuyor bu, bir kaç saniye
inceledim, bu da baktı bir an.. -
455.
+2bu da kollarını benim kollarımın üzerine atıp beni sarsalayarak " sen daha fazlasını biliyorsun ya
neden söylemiyorsun, ben öyle mi yaptım sana mineyle tanıştırırken?" bunu söyledikten sonra bir
anlığına ikimizin de yüzleri asıldı.. evet pek hoş bir örnek olmamıştı..ama konuyla alakası var
mıydı, vardı.
ben tekrar soğukkanlılıkla gülümseyerek, "nilaycım.. bence sizin iş olacak..hem de çok güzel
olacak yeter ki sen biraz çaba göster.. ;)"
heyecandan gebermek üzere olduğunu hissedebiliyorum.. midesinde kelebekler uçuşuyor olmalı..
elleri üşürken, yüzüne boynuna ise ateş basmıştır şimdi..
kendim hissedemediğim ve bana oldukça uzak gelen duyguları, başkasının hissetmesini izleyerek
tatmin olabiliyorum artık..ne acı..
biz böyle lego gibi birbirimize geçmiş bir vaziyetteyken ebrunun karşıdan geldiğini gördüm, nilay
da görünce o hemen kollarını çekti üzerimden, ama ben çekmedim, beklenmedik bir durum değil,
basıldığımı düşünmüyorum.. kızarsa mantıklı açıklamamı yaparım..
soğuk bir yüz ifadesiyle sınıfa geçti.
"off bu bizi böyle gördü trip yapmasın şimdi?"
""bu" dediğin benim kız arkadaşım oluyor yalnız hatırlatırım" dedim gülerek
"aman tamam her neyse" deyip ukala bir surat ifadesi takındı..
bu iki kızdan hangisinin yanında olsam bana karşı diğerini kötülüyorlar ve benden de destek
vermemi bekliyorlar.. manyak mısınız kuzum siz? *
"bu arada geçen gün yaptığını da unutmadım ""kız arkadaşının!"" " deyip ters ters gülümsedi.. -
456.
+2ayşen in mesajını açtım, kalbim yeniden gümbürdemeye başlamıştı, o an kendi kendime, nasıl bu
kadar kısa sürede böyle değişken ruh hallerine bürünebiliyorum diye çattım bir anlığına, ayşen
şöyle yazmıştı,
"eh o halde sorun kalmamış demektirr * . bir daha böyle tartışmayalım tamam mı? üzülüyorum :(.
yarın görüşürüz, iyi geceler * "
bir kez daha ağzıma sıçılmıştı..
tamam hadi mesajlarda, ve ya yüz yüze konuşurken kullandığım imaları giblemiyorsun, göz ardı
edip konunun diğer tarafına tutunuyorsun anladık da, ben az önce sana resmen "baktığım her
yerde sen varsın" dedim?? bu "seni seviyorum" un az biraz dolambaçlısından o kadar da farklı bir
şey değildi ki? bunu nasıl umursamazdın?
küfrede küfrede doğruldum yatağımdan.. avuçlarımı gözlerime bastırdım.. öyle kaldım bir kaç
dakika..
geri kalan her şey aklımdan çıkmıştı ki, ebrunun mesajını hatırladım,
"ben de üzgünüm ebru, yarın oturup yüz yüze konuşup bazı şeyleri netleştirelim madem, iyi
geceler" yazdım. telefonu resmen valizin üzerine fırlatarak attıktan sonra kendimi yastığa yorgana
gömdüm,
lanet olsun du, allah kahretsin di..nefes bile almadan, nefes alışımı bile hissetmeden uyumak,
sadece uyumak istedim, kolay olmadı.. yatakta dönmekten yorulup sızdığım gecenin sabahına
tolga tarafından dürtülerek uyandırıldım,
"olm sen çok geç kalmışsın bugün ya, saat 7.30, kalk hade, yarım saate servis kalkacak" deyip
kahkahayı koyuverdi, e tabi adam da biliyor benim her sabah 6 da topu diktiğimi, -
457.
+2yazmıştı,
ben de hiç düşünmeden,
"takılıcaz arkadaşla" yazıp yolladım,
karşılığında 8-10 tane üzgün surat artı, "pekii size iyi takımalar o zaman canım!!" yazık yollamış..
vay amk..
ne oluyoruz lan?
buna benzer bir şey yazıp yolladım, hatta " kızım erkek arkadaşlar" filan diye de ekledim *..
gelen cevap daha da şaşırtıcı, bu sefer 8-10 tane gülen surat,
"hımm tamam canımm yaa ben de tahmin ettim zaten erkek erkeğe olcaaanızı daa, azcık laf
çarpiyim didiimm"
ne alaka aq? neye laf çarpıyorsun? karım mısın, anam mısın, yoksa sevgilim misin?
tam yine böyle taşağa saracak bir mesaj atıyordum ki,
boynuzlu ve genelde dürtükleşerek imalarda bulunmayı seven sevgili dostumuz şeytan, bir kaç
ufak dürtme sonucunda şu tarz bir mesaj atmama sebep oldu?
"sen napıcan peki? benim planım da kesin değil yalnız.. kendi başıma da kalabilirim ://" -
458.
+2oyun başlamıştı,
ve ben, yine bağlayıcılıktan ve aşkın katılığından uzak, sevdiğim tarzda, yani free kurallarla
oynayacaktım.. tıpkı lise günlerindeki gibi..
"aslında iyi bir teklif, gelmeyi düşünüyorum ama sanki pek gönülden olmadı, öylesine mi söyledin
yoksa kız? yoksa amacın beni tuzağa çekip dalağımı böbreği almak mı?"
daha ilk hamlede istediğimi almıştım,
"ya gel be işte alla allaaa * ) çok kalabalık olmıcak zaten, diğer kızlar filan da iyidir yanii senle de
iyi anlaşıyoruz, baya kopıcaz"
-"eh tamam madem bu sefer gerçekliğine inandım * . yarın okulda konuşuruz ne zaman
buluşulcağını filan"
-"tamam, önce bi kordon yapalım diyoruz, gece de biraları alıp eve geçerizz"
binler o gece gene uyuyamadım, kendimi sorguya filan da çekmiyordum bu sefer, sadece arada
bir tavana bakarken sırıttığımı fark edip kendi kendime "amk delisi, mal mısın oğlum sen, mal mal
gülüyon" diye posta koydum. -
459.
+2ki düşünün biz gibiş bile yapmadık, bir de o olsa kim bilir neler olacak, nereden bileceksiniz kız
fışkırarak mı boşalıyor, zütte domat mı var?
neyse, bu kadar gerçeklik yeter sanırım.
kalktım gidicem, ama kıza söylediğim de bir parça doğru zira alkolün acısı yeni çıkmaya başladı,
kafam epey iyi.. bunun arkadaşına gözüm takıldı tekrar, dıbına koduğumun kızı, kaç saattir
manda gibi uyuyor lan koltukta, gibeyim öyle yılbaşıyı..
ceren benim baktığımı görünce yanlış anladı salak, önce şaşırdı, sonra da gözleri parladı,
gülmeye başladı..
"nasıl bunun da kalçalar harika demi?" deyip güldü..
lan salak? ne demek istiyorsun sen..
bu sefer beni de bir şaşkınlık aldı, ama bu üsteliyor,
"bi dene istersen?" deyip iyice kahkahayı koydu, devrildi koltuğa..lan ben iyice şapşalladım bu
sefer..ne biçim ilişkiler lan bunlar?
sonra kızın züte baktım bende, hakkaten de bariz iyi.. yani cereninkinden filan bile iyi.. bununda
üzerinde pempe, keten pantolon gibi bir şey var, tam paçoz tarzı.. hani şu vücudunun diğer
tarafları normal, zütleri fazla kavisli apaçi hatunlar oluyor ya, böyle acayip pantolonlar giyiyorlar,
dar paça, bacakları komple saran.. hatunun saçlar da aynı apaçı saçı gibi zaten böyle yanık-
tülermiş-arası kızıllı mızıllı gibi... amk paçozu işte.. -
460.
+2bu uyuşturucu, eroin kokain işlerin bir tabir vardır, "bombalama" diye.. böyle arkadaş kıyağı
ayağına ilk denemenizden sonra sizin evinizde filan güya yanlışlıkla epey bir mal unuturlar, siz de
aa adam unutmuş deyip kullanır iyice bağımlı hale gelirsiniz.. işte o an bombalanmışsınız
demektir.
aha işte o gece ben de mine konusunda resmen bombalandım nilay tarafından.. herhalde kız
beni böyle loser, çok yalnız, tamamen çökmüş bitmiş bir adam gibi algıladı (ki o zamanlar
öyleydim de zaten, ama bu doğuştan loser sandı herhalde * ) herhalde, aklınca bana yardımcı
olmaya çalışıyor, aramızı yapıcak filan..ben de böylece ona borçlu olucam *
neyse,
gecenin sonlarına doğru ceylin (şu taş hatun) benim kahvemden fal baktı ve aşka hayatım
konusunda şu kehanetlerde bulundu,
"ya böyle isminin içinde y olan, biriyle biraz karışık bir durum olmuş, sen sanki hala onun
peşinden koşuyor gibisin ama durum olacak gibi değil..bir de biri daha var, aslında iyi
tanımıyorsun ama tanıdığını sanıyorsun, isminde e var var, ya baş ya da son harfi e onu tam
bilemiyorum ama bu, kız, bak, saçı var görüyor musun?? (hee görüyom görüyom amk) işte
onunla bir şeyler olabilir"
lan bu böyle söyleyince bir an hem etkilendim hem de tırstım, bu benim ayşenle muhabbetleri
biliyor mu diye, sordum filan, dedim,
"vay be baya tutturdun, nasıl beceriyorsunuz ya?" gibisinden,
bu da -
461.
+2"yok ya aslında çok bilmem, öyle harfleri benzettim işte, birazcıkta sallamış olabilirim" deyip
güldü, o taş hatunu da öyle karşımda gülerken görünce anladım ki aslında bütün kızlar aynı be
panpalar,
onlarda gülüyor,
onlarda ağlıyor,
onlarda yiyor,
onlarda sıçıyor,
bir gün geliyor birileri onları da gibiyor işte..
ve onlar da bir gün yaşlanacak, hastalanacak, nihayetinde toprak olacak..
hepimiz allahın bir kuluyuz aq..kim kimden üstün? ne abartıyoruz ki?
gece sonunda toplanırken bir muhabbet daha oldu, nilay ın da destekleriyle tabi,
bu mine denen kız, şehri çok bilmiyor, bir kafe duymuş onu soruyormuş millete nerde gibisinden,
bu kafe de okanın beni ilk zütürdüğü, ayşenle de defalarca gittiğimiz, hatta telefonlu kavgamızı
önündeki parkta yaptığımız kafe aq,
nilayla da gitmiştik, bu hemen dedi "tsigalko biliyor bak orayı galiba" -
-
1.
0Hahaha güldüm amk
-
1.
-
462.
+2yani aşk, filan değil, biliyorum (en acısından hemde) ama böyle bir sempati, ne bileyim hafiften bir
hayranlık, hoşlaşma hissettim. ama emin olun ayşen e olan duygularımın 10 da biri bile değildir,
onun ilk zamanlarımın tarifi yok beyler, kelimelerle ifade edilecek cinsten değil yani..
şarkılara devam, bunu çok severim
http://fizy.com/tr#s/1agxpb
neyse, öbür kızlar-çocuklar yaklaştılar, tabi ben o ara istemeden tüm gece eğlendiğim okan ı filan
satmış oldum ama kızdığını sanmıyordum.
kızlar yaklaşınca huur * ceylin hemen kendine özgü o havalı ses tonuyla "ooh valla siz
koptunuz gittiniz yaa" deyip ufak bir kahkaha koyverdi, diğer kızlar da o tarz şeyler deyince
baktım mine biraz utanır gibi oldu, bir şey demeden gene sırıta sırıta döndü, ben de biraz
utanmışım, bu sefer biraz daha yavaşça gene konuşa konuşa konuşa önden gidiyoruz,
kız jean christophe - grange hastası, ben de delisiyim, oradan da epey muhabbet oldu,
şimdi, entel pekekentler gibi görünmek istemem ama kaldırabileceğini düşündüğünüz hatunlarla
kitap-müzik muhabbetine girin beyler, yani gidip ceren kaşarıyla o muhabbete girilmez tabi, kız
"ne diyon ya aalla allaa" der, taşak geçer.. ama hak eden, sindirebilen hatunla girin yani,
çünkü oradan hareketle epey ortak nokta bulabiliyorsunuz, kitaptan müziğe, müzikten sinemaya,
sinemadan da hayat felsefesine varıncaya değin epey bir dallanma oluyor, bunu kullanın derim.
ben çok kitap okurum, özellikle de pgiboloji üzerine aşırı derecede okumuşluğum var, eğer
dışardan bölümü olsaydı kesinlikle pgiboloji okurdum, bundan korku hikayelerimden birinde
bahsetmiştim, okumuş olanlar varsa bilir. -
463.
+2"iyi bakalım.. takılın..takılın da, bence bu kız farklı, yani daha olabilir gibi"
-"hassgibtir ordan, aynısını ayşen e de söylüyordun, amk şom ağızlısı.."
böyle deyince biraz bozuldu bu, herhalde ayşen konusunda benim o derece dağılmamda kendi
verdiği "olacak bu iş" telkinlerinin de etkisi olduğunu düşünüp kendini de suçluyordu..
ben mevzuyu değiştirdim,
-"ee kanka bak ben anlatıyorum açık açık, sen sanki bir şeyler gizliyorsun, bak ayıp oluyor haa"
dedim, tekrar topu ona attım.."ne iş ceylin le? doğru söyle bak?"
bu gene inkar etti,
"abi ceylin le alakası yok, evet bir durumlar var ama onla alakalı değil, anlatıcam bir ara geniş
zamanda söz"
yurdun önüne gelmiştik, ben de daha fazla üstelemedim,
gece biraz daha takılıp yattık,
karanlık odamda, yatağımda tek başına kalmışken, bu sefer diğer gecelerin aksine beni boğmak
için bekleyen karabasanlar ve kötü anılar yoktu.. minenin yüzü aklıma geldi.. evet, onun hayali beni
savunuyordu..
telefonu çıkardım, numarayı bir test etmek lazımdı,
"selam? nasıldı partiniz?" -
464.
+2ve artık uyuyabilmeye başlasam da iyi olurdu çünkü final haftası gelip çatmıştı, her ne kadar bu
sefer vizelerdeki parlak performansıma ulaşamayacağım kesin olsa da en azından sıçmamak
için, hadi sıçtın, sıvamamak için biraz uyku ve notlara da bir miktar göz gezdirmek gerekliydi..
yurt ortdıbını bilenler beni anlayacaktır,
beyler o haftasonu çalıştım filan evet, ama yani, hani çalışmak haricinde de başka ne yapılırsa
yaptım anasını satayım,
toplu ferre seansından tutun * uzun eşşeğe, çiğ köfte partisinden tutun da koridorlarda hentbol
topuyla yakar top oynamaya varıncaya dek ne kadar hayvanlık, hurdalık, hırdavatlı, eğlence
varsa yaptık..
pazartesi sabah 10 da ilk sınava bir girdim ki, hamur gibiyim aq..
he he ulan şimdi yazarken hala gülüyorum ya..
bu kritik ama zütümüze salladığımız sınav haftası boyunca, elbette ki kendince ağlar örmekle
meşgul olan kader, yine rahat durmayacak ve belki de bir çok olayın fitilini ateşleyen o manidar
sahneyi gözlerimin önüne sunacaktı..
çarşamba günü,
sınav saat 10 da gene ama ben biraz erken gelmişim ki az daha bakabileyim zira yurtta kop kop
devam ediyor..
boş sınıflardan birine girdim, daha doğrusu boş sandığım sınıflardan birine, -
465.
+2tabi neler göreceğimden haberim yok aq..sabah sersemliğinin de etkisindeyim hala, daldım
sınıfa...
bir baktım sınıfın ortasında üç tane zenci çıkarmışlar malafatı öyle duruyorlar... *
neyse, poor a da selam olsun ;)
arkadaşlar,
o an 10 saniye içinde gördüklerim ve hissettiklerim üzerine, zorlarsam şöyle 40-50 sayfalık bir
kitap yazabilirim diye düşünüyorum..
ayşen ve ozan, tahmin etmiş olmasınız,
gayet bariz, rahat şekilde öpüşme halindeler, hani benim şu ayşen i her ders kestiğim sırada..cam
kenarı, kapıdan girince tam karşısı..ya 4. ya 5. sıra olmalı...
tamam.. çıkıyor olabilirler, sevgililer, daha önce de öpüşmüş olabilirler.. hatta belki düzüşmüş bile
olabilirler..ama hayır.. benim gözlerim, en azından bunları görmeyi haketmiyor olmalıydı..o kadar
da vurmamak lazımdı.. ölmemiş miydim ben zaten? ruhumun ölüsüne de mi saygısı yoktu bu
lanet talihin?..haa tabi ya..eh..biraz canladık ya, biraz, belki kırıntı kadar mutluluk tattık ya,
neyden kırıklandığını bile hesabetmeksizin.. kabahat ettik aq..benim neyime?
derin bir nefes aldım, biraz sesli almış olmalıyım ki bunlar bir an bana doğru dönüm sonra hemen
ayrıldılar.. hoş benden çekineceklerinden değil ama işte, sonuçta sınıfın bir elemanıyız, kim olsa
aynı tavrı gösterirlerdi her halde.. * -
466.
+2bu sefer ben,
"ya biz onla biraz fazladan zaman geçirdik filan ya hani.. o yüzden"
dedim,
gene tık yok, sadece gülüyor..lan illa ağzımdaki baklayı çıkarttıracak.. kadın milleti değil mi? hepsi
aynı"
"benle ilgili bir şey dedi mi diye merak ettim?"
bu sefer bu gene patlattı kahkahayı,
"oo şimdi anlaşıldıı.. beyimiz aşık mı oldu yoksa?"
"ya saçmalama ne aşkı öyle iki muhabbetle.. öyle her gördüğüm güzel kıza yazsaydım.."
-"eeeee?"
iyice üstüme gelmişti, kendi kaşındı;
-"eh o zaman şimdiye biz de ya sevgili ya da görüşmüyor olurduk" deyip ayarı yerleştirdim.
benden öyle bir lafı beklemediği birden ağzı yüzü değişti, yanaklar pancar * ..
-"hımm eh teşekkür ederim, ben güzel kız mı olmuş oluyorum o halde... peki çok teşekkür"
deyip savuşturmaya çalıştı..
ben ısrarla yüzüne bakmaya devam ettim, evet, artık üzerimdeki baskıyı ona atmıştım, utanmam
ya da çekinmem gereken bir durum bırakmamış keza zaten son derece coşmuştum, ezilme sırası
ondaydı..
-"ee, bahsetti mi benden? diye sormuştum??"
biraz tereddüt ettikten sonra,
"ya öyle genel konuşuldu tabi, gece hakkında.. senin için de kibar çocukmuş filan dediler, kızı
yurda bırakmışsın ya"
-"hadi yaa * ee başka"
-"ya o kadar işte yani öyle..bir de bizim kıza biraz kızdılar, daha yeni tanıdığın çocukla niye öyle
kopup gidiyorsun filan diye"
-"allah allahhh? niye len yicez sankii..kim diyor bunu?"
-"boşver kimin dediğini de, işte, tamam kabul biraz muhabbetini döndü * " deyip gene utangaç
utangaç güldü..
ben konuşmanın kontrolünü ele almam neticesinde istediğim cevaba ulaşmış ve sinyali de
almıştım.
-"iyi bakalım.." dedim. -
467.
+23. biramı demin devirdim, daha sabaha kadar yolu ve benim de bench de 6 kutum daha var ;)
bu şarkının zamanı geldi sanırım,
http://fizy.com/tr#s/21vtrh
ortam bir andan değişmişti,
yasaklı konularına mı girmiştim? söylememem gereken bir şey mi söylemiştim?
hayır.. ortam değişti ama konu değişmedi.. malum ben ayşen in usta manevralarına alışmışım, bu
duygusallıktan bizi koparacak bir şey bekliyordum, ama yapmadı..
işte o an bu özel masanın büyüleyici atmosferinin kendisi göstermesi için birebirdi.. sadece o ve
ben vardık..o an o kafede..o şehirde.. hatta belki de bütün dünya üzerinde.. sadece ikimiz.. bizim
sözlerimiz, bizim bakışlarımız, hala tavla oynamaya çalışan utangaç ve beceriksiz ellerimiz..
tavla o saatten sonra mundar oldu beyler zaten..
göz göze gelmiş, derin mevzular hakkında neredeyse fısıltıyla..ve heceleyerek konuşuyorken..
ortalık mortal kombat ın "finis him" leri gibi kop koyu olmuştu.. başka bir şeyi ne görmek ne de
duymak istiyorduk o an..
"ben..bu konularda pek iyi değilim aslında" dedi..
gene o umursamaz, uçarı gülümsemesini takınır sandım.. yapamadı..buruktu yüzü..
"üniversitede kimseyle çıkmadım henüz" işte bu sefer gülümsemeye benzer garip bir ifade
oluşturabilmişti yüzünde -
468.
+2mineyle de nilay beraber gelecek. bakalım..orada da bir şeyler olabilir * gerçi ben nilay ı okan için
düşünüyordum ama onların da ceylin le bir mevzusu var sanırım..amaan işte..işler karışık aq..
ha bir de ebru belası var dışarda bir yerlerde pusuda bekleyen..onun da sağı solu belli
olmaz..ama mutluluğumu gölgeleyecek en ufak bir girişiminde ağzını kırarım yani..affım olmaz..
velhasıl..o eşsiz günü de böylece geçirmiş, artık pazar ı beklemeye başlamıştım, cumartesi
gecesi yine kasmadan, rahat rahat geçerdi, güzel masa olurdu, belki nilay ve tolga biraz
birbirlerinden çekinebilirlerdi ama nilay ın ne zaman patlayacağı belli olmayan üstün "medeni
cesareti" tolga nın da kafa muhabbeti sayesinde epey renkli bir masa olacak diye düşünüyorum..
işte bu duygular içinde, yine nispeten huzurlu, ilaveten meraklı ve umutlu, uykuya daldım gittim...
takip eden panpalarıma teşekkürler,
bu arada @666 kardeşim, 4 yılı yazmayı planlıyorum, sonraki 3 seneyi de böyle cowboy
filmlerinin casting i gibi "şuna şöyle oldu, buna böyle oldu" şeklinde özet geçip muallakta kalan
kısımları cevaplayacak ve bitireceğim.
sıkıntı olmadığı takdirde, yarın gece görüşmek üzere.. huzurlu geceler *
@674 pişmek için, önce yanmak lazım panpam.. biraz yanıyoruz bizde şimdi beraberce ;)
selamlar arkadaşlar, bu akşam biraz geciktik, poor un zamanlaması daha güzel olmuş *
yarım saate geliyorum, gene epey yazmayı düşünüyorum
tekrar selamlar,
şarkımız gelsin, zor bir gece olacak..
http://fizy.com/tr#s/1lu556
cumartesi,
tolgayla beraber, kızları yurttan aldık, her zamanki mekana gideceğiz. benimki, diğer ikisinin
yanında pek fazla sevgi gösterisinde bulunmadı, aslında hoşuma da gitti öyle yapması. öyle
görmemişler gibi yılışmaya yumuşmaya gerek yoktu iki arkadaşımız daha oradayken. -
469.
+2tolga
yatakta oturmuş birşeylerle uraşıyor, döndüm ona,
"aga okan geldi mi? gelecekti bugün?"
dalgın dalgın cevap verdi.."geldi abi.. yukarda odasında"
yüzünde, cevabında tuhaf bir hal vardı ama fazla sorgulamadım.. gittim yüzümü yıkadım,
işedim.. yarı kızgın, yarı meraklı okan ın bir üst kattaki odasına doğru ilerlemeye başladım, fazla
olmaya başlamıştı bu hayta artık.. insan gelince bir dürter, teper, tokatlar, uyandırır aq..
katına çıktım, odasının kapısını tıklama zahmetine bile girmeden lap diye daldım içeri,
baktım bu sırtı dönük, valizlerle uraşıyor,
"bilader sen ne ayaksın yaaa.. hazır valizlerini açmamışken gel bizim odaya yerleş bari" deyip
gülerek ilerledim sarılmak için, yüzünü döndü, görmeyi umduğum bir yüz değildi..
gözleri kıpkırmızı, yüzü soluk.. göz kapakları, kirpikleri nemli..
zorla sarıldık, ama benim de bütün neşem, şakayla karışık kızgınlığım filan kaybolmuş durumda..
"naber abi?..hayırdır?" dedim kuşkulu kuşkulu,
"konuşalım kardeşim.. otur" dedi. yatağın üzerine oturduk, yanıma çöktü. şöyle bir odaya göz
gezdirdim de, lan neredeyse hiç bir şey yok, bütün gömlek askılığı, masanın üzerindeki ıvır
zıvırları, kenardaki kitapları poşetleri, hiç biri yerinde değil..oda tamamen toplanmış.. yani nasıl
diyeyim, insanın tatilde yanına almayacağı şeyler dahi alınmışlar, aq gidip dönecen nasılsa, tüm
odayı toplamaya ne gerek var..
gidip döneceksin..bu düşünceyi bir iki kere daha tekrar ettim.. sonra aniden midemde hafif bir
bulantı hissettim, aldığım nefes acı geldi.. sadece bir saniyeliğine ama..
buna döndürdüm kafamı.."ee abi ne var ya? konuş çatlatma adamı? kabız sıçıyorum 1 haftadır
senin yüzünden.."
bir kaç saniye daha bekledi bu..derin nefes aldı.. -
470.
+2"abi.. benim pederi biliyorsun.."
gözlerim yuvalarından fırladı..lan yoksa??
"yok.. sağlığı yerinde çok şükür" diye devam etti o ifademi görünce.. sonra tekrar önüne döndü..
"işte biliyorsun bu amerikan ortaklı bir firmada çalışıyor, anlatmıştım"
-"evet abi..?"
-"bizimki şef pozisyonundaydı burada.. iyiydi baya işinde.."
ben gene fena olmuştum.. acaba işten filan mı çıkarılmıştı adamcağız?
-"işte.. şimdi buna yeni açılan bir merkezde müdürlük veriyorlar.. terfi etti anlayacağın.."
gülümsemeye çalıştım... "e ne güzel abi.. hayırlı olsun?"
-"saol kardeşim.. saol..yalnız şu var.. yeni açılan merkezleri, amerikada.." dönüp yüzüme baktı acı
acı gülümseyerek..
.
.
başka açıklamaya gerek yoktu,
o andan itibaren ben artık farklı bir dünyayı yaşıyordum.. gözlerimin karardığını hissettim.. ayağa
fırladım..ok gibi... tek, derin bir nefes aldım..rap rap adımlarla odadan dışarıya fırladım.. banyoya
doğru.. çocuklardan biri tıraş oluyor.."aga 5 dakkalık işim var" gibi bir şeyler dedi.. umrumda bile
olmadı.. musluğu açtım, ardına kadar.. kafamı suyun altına attım..
soğuk, ensemi, kulaklarımı yakıyor, başımın orta yerini uyuşturuyordu.. kaldım öyle biraz.. neden
sonra çıkardım kafamı suyun altından, şoke olmuş şekilde bana bakan zavallı çocuğu orada
öylece bırakıp odama indim.. yatağa attım kendimi.. yorganın altına yerleştim.. kafamın ıslaklığına
aldırmadan sarındım yastığa yorgana..
sular süzülmeye başladı başımdan aşşağıya.. yanaklarıma, yüzüme ulaşmış, yastığımı
ıslatmışlardı..
-
uçan kedi çok uçtun burayı terket
-
deli oğlunla aynı evde yaşamak
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 19 07 2025
-
zalinazurt çıktığın deliği
-
hem şizo hem enzest hem gavad
-
bora biraz ar duy la
-
bu uçan kedinin olayı ne
-
sözlüğe girdim karşımıza çıkana bak
-
tam cif duruşu aga
-
bacısı olsa kesin onu paylaşırdı
-
inci freakler puanlar güncellendi
-
mancık mancık diye yırtınıyor
-
olm mavi saçlı abla yine silik yemiş
-
ufug ramo hamile kalmıyorsa bu çocuk kimden
-
bugün cimaya gitsem sıkıntı olur mu
-
zalinazort reyiz rabia nın fotosunu da at
-
üniversite okumayın diyenlerin
-
üzerinize kedi işese tepkiniz ne olurdu
-
melek dayıdan sonra konstant dayı da öldü
-
karı dediğin tak koksun ama ter kokmasın
-
bunu bi yatirdim yataga
-
sabah sabah karga b0kunu yemeden
-
emekli maaşı artık haczedilebilecek
-
işten istifa ettim çok mutluyum lan
-
canım büfe işi dandik sosisli çekti
-
çayırbaşı bimin önündeyim
-
spor salonunda gözsel temaslar yaşanıyor
-
ramo benimle yaşlanır mısın
-
çişim geldi bilginiz olsun
-
ara tatil 10 kasımda olacakmış
- / 2