/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 276.
    +4
    pazar gecesi tolgayla odayı taşıdık,
    okan ın çıktığı odadaki diğer çocuk da başka bir odaya gitmiş tek kalmamak için, biz de alt kattaki
    3 lü odamızdan oraya, o ikili odaya çıktık.
    okanın eski odası, benim yeni odamdı artık..anını yaşatmaya geldim kardeşim..
    bu arada daha fazla bahsetmeyeceğim demiştim yanılmıyorsam..evet devam edelim..ha bu
    arada..okanla, o günden sonra iki kez daha konuştuk..birinde ülkeden ayrılmasına yakın,
    mesajla..öbüründe de bu odayı taşıdığımız hafta sonu msnden. yeni okulundan bahsetti, karma
    bir okulmuş.."dil sorun olur belki ama çözeriz aga bir şekilde" dedi..çözersin tabi aslan
    kardeşim..senin elinden ne kaçabilmiş ki *
    yeni oda arkadaşım tolgayla ortak çalışıp odanın ayarını 1 saat gibi bir sürede bitirmeyi başardık,
    kumarhaneden ayrılmıştık artık *
    ama bu ayrı kalacağımız anldıbına gelmezdi..gecemiz gene orada, bu kez sadece kağıt oyunları,
    lak lak ve sigara dumanıyla değil, bir de mont altında, sözde gizlice ( * ) yurda sokulan 70' likle
    beraber geçti..
    güzel günler... bizi bekler..
    benim hala umudum var beyler..
    http://fizy.com/tr#s/1ahjyp
    pazartesi okula gitmedim, dıbına koyayım o tarih dersini mühendisliğe koyanların..
    o akşam, mine de benimle aynı fikirde olarak (tabi o dıbına koyayım filan dememiştir herhalde),
    akşam ne yapıyorsun? gibisinden sordu
    ···
  2. 277.
    +2
    bu bir nevi "buluşalım (mı) ?" demekti. elbette ki onsuz geçen hafta sonunun ardından bu üstü
    kapalı kibar teklife balinalama atladım.
    yalnız atlamamla beraber de betona çakılmam bir oldu,
    keza bu akşam, arkadaşlarıyla tanışacağım akşam olacaktı.. öfffpss..beyler bilmiyorum o
    zamanlar ben mi fazla kasıyor muşum, ama yani, ne bileyim, siz de tedirgin olmaz mıydınız
    sevgilinizin en iyi arkadaşlarıyla filan tanışırken? bakalım bizi kabullenecekler mi?
    e pek çok ilişkinin de arkadaş onayı alamamaktan ötürü bittiğini düşünürseniz.. gerçi bizim
    gibimizde bile olmaz, isterse tüm dünya karşı çıksın, amerika iran a savaş açsın, titanik tekrar
    batsın, tır kadar göktaşı dünyaya çarpsın.. umurumuzda olmaz.. şahsen benim olmaz yani.. mine
    nin de olmaz... olmaz demi?
    bu sefer yurdun önünden alamayacaktım onu, çarşıda ünlü bir heykelin altında buluşmaya karar
    verdik, sözleştik.
    ben tam bir gaz ve çılgınlık hali ile, buluşmaya 4 saat kala hazırlanmaya başlayacaktım ki (bu
    hallerime en çok ben gülüyorum şimdi inanın * ) bir ses beni durdurdu.. beynimin içinden değil,
    yatağımın yan tarafından geliyordu.. tolga,
    "kasssmaaaaaaaa" dedi "hastasıyız dedeee" frekansında *
    baktım buna, gülüyor bin..ben de güldüm.."tamam lan.." oturdum yatağa.. başladık lak lağa..bu
    soruyor, "nasıl gidiyor, nedir, ne değildir" filan diye.. dedim iyi.. sonra aklıma geldi,
    "aga? sen de gelsene lan?..ihtiyacım var aq kurtlar sofrasına konuğum bu gece.."
    ···
  3. 278.
    +1
    "kardeşim, gelirim gelmesine de, her seferinde de gelince, öğrenci velisi gibi, biraz garip olmaz
    mı? * "
    -"yok bea..senden mi utanıcam..gel gel valla.."
    -"boşver..sen git, bu ilk sefere tek git..sonra gene takılırız gerek grupça gerek 2 ye 2..tek git tek.."
    -"ya gelsen ne olcak işte..ne farkeder..azıcık dikkatlerini dağıtırsın..hem..2 ye 2 derken??"
    ahaha aklı nilayda kalmıştı bizimkinin belli *
    -"ya öyle hani, senin ve bir arkadaşı..lan..ne gülüyon dıbına kodumunun?..gibtir git... sie hadi
    sie..dağıl aq.."
    ben gülmekten katılıyorum, bu kovdu beni..ah be tolgam..hep mi böyleyiz biz erkek milleti..aslında
    bu insanoğlu hep böyle değil mi?
    aşktan korkuyoruz,
    aşık olmaktan zaten korkuyoruz..
    birini sevmeye korkuyoruz, sevilmeye korkuyoruz...
    neden lan?..çok mu yanlış bir şey yapıyoruz?..
    aşk, aşkın kabulü..aşık olduğunun kabulü..genelde üç aşamadan oluşur..
    1, durumla dalga geçme..
    2, şiddetle reddetme...
    3, çaresiz kabullenme..
    tolga..eğer bu sistem doğruysa finale pek bir şey kalmamış demektir..ve umarım nilayın da hisleri
    sana karşı benzerdi zira ben o akşam o şekilde hissetmemiştim..
    ve kendi kalbimde, ya da civarımda yaşanacak bir başka hayal kırıklığına ve acıya da dayanmaya
    gücüm yok..bilesin... bilesiniz!..
    http://fizy.com/tr#s/1ago96
    yalnız gittim..
    heykelin altına vardığımda maşallah bütün konsey oradaydı..yok..1-2 kişi ekgib olabilir..ama
    sonuçta benden erken gelmişler yani aq..
    ne güzel, 1-0 yenik başlıyoruz..
    "çok beklettim mi ya?" bir yandan mineyi öperken, öyle ortaya soruyoruz, zerzevatın biri cevap
    verdi,
    "yok ya en fazla 10 dakika olmuştur"
    sana mı sordum amın oğlu?
    "yok canım daha demin toplandık biz de zaten" dedi mine klagib, güneş gülümsemesiyle..güneş
    ışığından tek farkı, bu gülümseyişin fazlası adamı kanser yapmazdı..sadece daha mutlu yapardı..
    ···
  4. 279.
    +2
    2 kız, 3 sap var,
    iki de biz, 7 kişi toplam.
    evet, 1 sap dışarda gördüğünüz gibi.. yazık..
    kordonda dolanmaya başladık, hava soğuk.. elemanlardan birinin önerdiği yere doğru
    gidiyoruz.. zaten yol boyu kafe aq..geç otur işte birine sanki ne varsa..
    neyse biraz yürüdük, mekan güzel, dışarıda oturuyoruz ama üstü kapalı, ısıtıcılar filan da var,
    hava problem değil yani..iki masa birleşti, mine hemen sağımda, ben masanın en dış
    solundayım.. karşıda elif, fatih (zerzevat), murathan(sap) , necati (bizimki değil tabi), minenin
    yanında da merve diye bir kız daha... aferin..bu oturma planını sevdim.. hatunumun yanında erkek
    istemem.. giberün arkadaşını markadaşını.. arkadaş ayağı, züt ayağı..
    menü geldi.. herkes biraları söyledi..ben de tam söyleyeceğim ki, benim bebiş kola söylemez
    mi?..kıyamam ben sana ya, bırakır mıyım masada öyle seni? ver bana da bir kola! varsa diyet ver
    hatta.. zero şeker filan ver..
    oradan biraz muhabbet oldu, elif "mine öyledir ya, içmez pek" filan gibisinden tatlı tatlı ortamı
    ısıtıyor, elemanlar, "kardeşim sen de uydun, 4lüyü bozdun" filan diye yavşamaya çalışıyorlar..
    bak koçum..ben yeni tanıştığım adamlara "kardeşim" demekten pek hoşlanmam.. onların da bana
    demesini haz etmem... adamın imüğünü sıkarım..ama sıkamam.. yani o masada olmaz..
    muhabbet dönmeye başladı,
    ···
  5. 280.
    +6
    onlar beni, ben onları, sözde masumane ama aslında zekice sorularla tartma çabasındayız (en
    azından ben öyleyim, onlar ne derece zeki düşünüyorlar bilemem) * . ilk bir kaç sohbet ve 1.5-2
    saat kadar bir sürenin ardından masayı epey tahlil ettim, hepsine notumu verdim ufaktan..
    halbuki ben, kızın ailesiyle tanışmaya giden sıkılgan erkek modunda olmak zorunda kalırım diye
    bekliyordum ama, öyle olmadı açıkçası, ya bana ekstra bir özgüven geldi de rahatladım, ya da
    elemanlar rahattı, o yüzden ben de gevşedim, bilemem..
    kişi kişi yazmak gerekirse,
    fatih; cool olmaya çalışan, bir miktar patavatsız, ama özünde saf bir eleman. uzun saçları ve
    cücük sakalı, altında yatan köylülüğü gizleyebilmiş değil.. sıkıntı yok... ama espri yapayım derken
    pot kırarsa, bozarım.. fena olur..
    necati; masadaki insanların arasında, ben dahil, en olgun çocuk diyebilirim.. kirli sakalı
    yakışmış.. yerinde konuşuyor, fazla zevzekliği sevmediği belli, bir kere fatih üzerinden ortak taşak
    bile yapar gibi olduk.. tabi cooluğumuz bozmadan ;)
    murathan; şu siyah çerçeveli gözlüklerden var gözünde, artık artisliğine mi takıyorr, yoksa harbi
    bozuk mu bilemem gözleri..bu da elit bir tip belli..ama muhabbeti rahat, kasmıyor, sıcak kanlı
    sayılır.. necatiden daha sıcak..o puşt harbiden çok oturaklı ve dengeli bir bek aq..bindirmeleri filan
    fazla yerinde *
    merve; ortamlara akmaya çalışan ve her grupta fiks bir tane olmazsa olmaz türden, aslında "cici
    ev kızı" ama kendini aşmaya çalışan modda.. yani..bana bir zararı yok tabi de..hatta iyi bile sayılır
    ama.. olmaz be güzelim.. kaşarlık da bir sanattır... bak elife?
    ···
  6. 281.
    +2
    elif; kesinlikle tehlikeli bir kız... bir kere güzel..sizinle konuşurken açık kahverengi gözlerini asla
    kaçırmıyor, hatta o gözlerle sizinkileri delip geçmek istercesine vahşi..iştahlı bakıyor..ve size öyle
    bir konuşuyor, öyle bir muamele ediyor ki, o an karşısındayken kendinizi imparator gibi
    hissediyorsunuz resmen..ilgisi, sanki sadece size özel..o derece değer ve önem veriyor sizin
    ağzınızdan duyacaklara, ördüğü ağlara takılacak kelimeleriniz, sinek bekleyen örümcekler gibi
    bekliyor sinsice..
    tsigalko; tam bir peze.. öeöhmm.. neyse bu kadar tanıtım yeter sanırım *
    masa, genel anlamda stabil, ama potansiyeli de yüksek bir masa..şöyle tiplere bir previous yaptım
    da..hiç bir şey çıkmayacağı gibi, çok ama çok fazla şey de çıkabilirdi bu masadan...
    mine..birtanem..nasıl arkadaşların var senin böyle? çok mu aradın bu iki ucu keskin tipleri..yoksa
    sen de..ben de..aslında onlardan biri miyiz? ha?..
    bu gecenin son iki partı olsun arkadaşlar,
    http://fizy.com/tr#s/124hlk
    gece, ummadığım şekilde rahat geçmişti..elbette beni rahatsız eden bir takım noktalar kalmıştı
    içimde ama ben çok daha kötüsüne hazırdım, bu şekilde kurtarmak hoşuma bile gitmişti.
    elemanlardan 2 si başka yönlere dağıldı, biri elif i evine bırakacak, merve ile mine aynı
    yurttalarmış, onları da ben ve zerzevat bırakıcaz, sonra o nereye giderse gitsin aq bana ne..
    ···
  7. 282.
    +2
    bölünürken vedalaştık, herkesin ortak dileği ve temennisi (ki bence tamamen zorlama ve yalan)
    bir daha görüşmekten, hatta daha kalabalık olmaktan yana..ne var aq sanki kervan mı basıcaz?
    daha kalabalık olsan ne, az olsan ne..
    mine'lerin yurda doğru ilerlerken, biz biraz önden gidiyoruz yine (uçaraktan.. ikimizde çok hızlı
    yürüyoruz malum). bu sordu usulca,
    "nasıl çocuklar?" bu sevimli sorucuk ve "lütfen kötülmee" diye yalvaran tatlı bakışlar karşısında
    zaten kötü bir cevap veremezdim,
    "iyiler ya, fatih filan.. necati epey artist"
    -"öyledir o * "
    -"merve, elif, hoş kızlar onlar da, zaten senin çevrenin kötü olmasını bekleyemezdi ;)"
    -"hımm.. şimdi bu, iltifat mıı? yoksa ince bir ayar mı var acabaa * "
    -"ikisi de değil, olanı söylüyorum bitanem.. senin iltifatlara ihtiyacın yok * "
    burnuma tıklayıp,
    -"çok fenasın sen * "
    kızları yurda bıraktık, bu sefer mineyi ben öptüm, geçen sefer beni öptüğü yerden..tam yanağıyla
    dudağının birleştiği, o küçük çukurun, kavisin olduğu, et tatlı yerden.. bakalım bana yaptığın sana
    yapılınca nasıl oluyormuş küçük hanım *
    beklediğim etkiyi almıştım, burun delikleri bir an genişleyip daralmış.. yüzüne "obaa ne oluyoz
    yeauw" tarzı bir şaşkın gülümseme gelmiş, gözleri daha parlamıştı.. yanakları, soğuğun
    etkisinden farklı bir tonla pembeleşirken, bu genel konuşup,
    ···
  8. 283.
    +1
    "ee.. hadi size iyi geceler çocuklar" deyip, merveyle omuz omuza girerek ve kesinlikle
    duyabileceğimiz kıkırtılarla yurdun kapısından geçip içeride gözden kayboldular..
    derin bir nefes alıp içimden kendime aferin çektim... aferin oğlum! işte böyle..
    arkamı döndüm, hıyar fatih beni bekliyor,
    "gidelim mi abi?" dedi..yok fatih, sen gazete mazete ne bulursan getir, serelim şuraya, burada
    yatıcaz bu gece..e tabi sen beni tanımıyorsun, ben devamlı böyle takılıyorum, kolay mı mine yi
    elde tutmak?... gidicez tabi dıbına koduğumun...
    "gidelim" dedim..
    bu salak bir iki şey daha sordu, kısa cevaplarla geçiştirdim. pek fazla konuşmadım, 5 dakika
    sonra da , evi varmış, o yöne doğru ayrıldı benden, öylesine bir vedalaştık..
    fatih, tamam zararsız filandı ama, dediğim gibi, her an bir mallık yapabilitesi var..her an için
    patlamaya hazır bir bomba gibi yani,
    dikkat çekmek, cool olmak, ortama girmek için ummadığınız her türlü absürdlüğü
    bekleyebileceğiniz bir tip.. dikkat çekicem diye adam bile öldürür lan böyle mallar..
    neyse..
    niye coştuysam bu kadar, gece gece..
    velhasıl kelam, sosyolojik dojazı yüksek bu gecenin ardından nihayet yurduma dönmüş, yeni
    odamda, tolgayla ışıkları söndürüp sabaha kadar kritiğimizi yapmıştık.
    tipleri de aynen size tarif ettiğim gibi (tabi o zaman daha ayrıntılı şekilde) anlattım buna da, bütün
    gece deliler gibi güle uluya bir hal olduk aq..
    "aga elifi bana yapalım madem" dedi puştluk olsun diye,
    ben de "yok lan senin ki belli olm, sen rahat ol dedim" küfrü bastı, ben de yine kahkahayı tabi..
    özetle.. evet güzel bir geceydi, ama
    ···
  9. 284.
    +7
    yarın gene okul var..yine görmek istemediğim suratları görmek var,görmek istediklerini
    görememek var... dııırıııtt dııırıııtt lanet olsun bu hayat,lanet olsun bu sevgim..
    http://fizy.com/tr#s/2b7lea
    okul, yine klagib..bizim eski tayfayla, serhat beyle aramızın düzelmesinden ötürü otomatik olarak
    yeniden aramız iyi..gerçi necatiyle zaten yine de iyiydik de, o kaşar kızların alayını sallayın çöpe
    amk karaktersizleri..
    nilayla takılıyorum tabi,
    ebru ve ufuk (sümsük) inanılması güç bir şekil, çıkmaktalar,
    derste arada baktım ebru bunun omzuna filan yatmış, beraber uyuyorlar sıranın üzerinde (zaten
    bence o elemanla yapılabilecek en renkli aktivite yani..)
    benim de, epey şaşırmakla beraber, işime geliyor tabi bu durum. umuyorum ki bu sefer sonsuza
    kadar kurtuldum,
    ancak durum şu ki, kendi çapında bir intikam alma ya da kıskandırmaya çalışma, ya da kızların iç
    dünyasındaki bir takım abuk subuk hesaplardan mütevelli gibko bir şeyler yapma çabasında da
    olabilir..olabilir çünkü bunu bana da söyleyen nilay,
    ···
  10. 285.
    +1
    "şu kızla da çocuk bir günde sevgili oldular.. enteresan yanii.."
    ben bilmemezlikten gelerek, "hangi kız yea?"
    "ebru mu ne yaa, senin eski kanka ;)" pis pis güldü,
    "ne kankası bırak allah aşkına.. kanka ayağı züt ayağı.."
    şimdi tabi bu lafı da yine bir kız kankanıza karşı söylediğiniz zaman pek güzel olmuyor,
    anlayacağınız çamı devirdik beyler..
    "hımm, bizimki de öyle o zaman?"
    "yok be öyle demek istemedim"
    "ya cidden siz erkekler böyle mi bakıyorsunuz olaya?? kızla erkek kanka olamaz çünkü vıdı vıdı
    bilmem ne..bu mudur yani?"
    "ya kızım, herkes aynı değil tamam..ben genelleme yaptım öyle, sanki lafı ben buldum, bana ne
    kızıyon?"
    "bırak bırak.. sizle baş edilmez.."
    suçlu suçlu gülerek önüme döndüm,
    "mesaj hakkın var mı?"
    "var, mineye mi? yoksa vermem bak.."
    "mineye mineye.. valla ya..başka kime atıcam kızım.."
    telefonunu aldım, benimkinin şarjı yok, dün şamata yapmaktan takmayı unutmuşum aq..
    neyse mesajı gönderdim, sonra o ara, ilgimi çekti, normalde pek yapmam öyle şeyler ama, şunun
    da bir mesajlarına bakayım dedim,
    mesaj kutusunu açtım,
    o ara bu soruyor, "atamadın bi mesajı ha.."
    "ya nilay bi dur allahını seversen ya, kırk yılda bişey istedik.. bari tam yap"
    "haa tabi canım kırk yılda.. hıh"..küser gibi yapıp önüne döndü,
    epey zaman kazanmıştım, mesajlarına girdim, biraz aşağılara indim..
    ve beni epeyce şaşırtan o kişiyle olan mesajlaşmalarını gördüm...
    vay anasını ya..hayatımdaki sürprizler bitmek bilmiyordu beyler.. buna durumu çaktırmadan, sakin
    kalmaya çalışarak, okumaya başladım biraz biraz... nilay.. sende az anasının gözü değilmişsin
    ha..bravo valla...
    takip eden panpalarıma iyi geceler,
    görüşmek üzere *
    ···
  11. 286.
    +1
    @910 bu sefer beni de gülmekten yıktın panpa, bu kalitede bekliyoruz yani, lütfen ;)
    iyi geceler arkadaşlar,
    bu gece hasta gibiyim ama yazabildiğim kadar yazıcam gene, 5 dakikaya başlıyorum
    http://fizy.com/tr#s/3wh2vi
    evet, nilay ın telefonundaki mesajlarda kalmıştık..
    pek çoğunuz doğru tahmin etmişsiniz, zaten pek seçenek yoktu ama olsun * mesajlar, tolga ins.
    olarak kayıtlı olan bizim kerataya gönderilmekte (inşallahın değil, inşaatın kısaltması,
    anlamışsınızdır * ). ancak durum şu ki, içerikler ne sizin ne de benim ilk anda tahmin ettiğim
    şekilde değil,
    8-10 mesajı okudum sayılır, kimini tam kimini yarım yamalak ancak büyük kısmında benden
    bahsediliyor olması, adımın geçiyor olması son derece düşündürücüydü..bu hafta sonu
    atılanlardan bir iki tanesini örnekleyeyim,
    "tolgacım, tsigalko yurtta demi? sizinle?"
    "sen gitmesen daha iyi yani"
    "tamam biz öbür çarşıda takılırız"
    ben bir yandan şaşkınlığımı korumaya, durumu çaktırmamaya çalışıyor bir yandan da mine nin
    mesajını bekliyorum..neyse geldi benimkinin cevabı, ben de son bir mesaj daha atıp geri verdim
    nilay a telefonu,
    "ne oldu? ne diyor?"
    "yok bir şey, şarjım yok, merak etme dedim, tamam diyor."
    "ha iyi, mesajlarıma bakmadın demi bakiyim?? * "
    "yok be napayım senin mesajlarını, kesin hepsi kızlarladır zaten"
    "piss!" deyip şakacıktan dürtükledi..ben durumu çaktırmadığım için mutluyum zira dediğim gibi
    benim sıfat genelde aklımdan geçenleri bildiğin resimli şekilli olarak dışarıya yansıtır..
    kafam karışmıştı beyler..
    benden, benim nerede olup olmadığımdan bahsediliyordu, bir nevi kontrol etme, göz altında
    tutuma durumu..?
    sonra tolgayla da buluştukları anlaşılıyordu, araları tahmin ettiğimden iyi olabilirdi, farklı olabilirdi...
    valla dediğim gibi, kafam bildiğiniz çorba olmuştu,
    akşam yurda gidince tolgayla konuşmaya karar verdim..umarım bana yalan söylemecekti..
    http://fizy.com/tr#s/1lbyv5
    kafamda sorularla akşam yurda vardım,
    tolga daha gelmemiş, ben biraz oyalandım sağda solda.
    ···
  12. 287.
    +2
    döndüğümde odaya gelip yatağına kurulmuş bile, fal açıyor..
    "kanka naber? hayırdır, neye niyet ettin * ?"
    "iyidir aga, takılıyorum öyle ya, can sıkınıtısı..gel kumarhaneye geçelim, bizim çocuklar gene
    nevale sokmuşlar içeri ;)"
    "geçelim baba da..ben bir şey konuşmak istiyorum senle.."
    "konuşalım abi, hayırdır inşallah?"
    ben de kendi yatağıma oturdum, bu sefer konuyu gümbürtüye getirmemesi için oldukça ciddi bir
    duruş sergilemem lazımdı,
    "abi, bak, ciddi ciddi soruyorum tamam mı kaynatmayalım?"
    "allah allah, tamam la söyle çatlatma adamı?"
    "tolga, sizin nilay la aranız nasıl?" diye dimdiretk daldım konuya, zira artık benim de dolambaç
    yapacak sabrım kalmamıştı..
    "gene mi aynı şey.. taktın sende ha"
    "kardeşim..bak, sen de yakın arkadaşımsın, o da yakın arkadaşım, yani iyi bir varsa duymak
    isterim.."
    "ne olsun ki..tanıştık, öyle işte.."
    "hala konuşuyor musunuz?"
    biraz şaşırdı.. duraksadı, benim bir şeyler bildiğimi hissetmişti..
    "yani.. arada..ne... niye soruyorsun bunları hacı?"
    "peki o geceden sonra bir daha buluştunuz mu?... "
    ben aşırı stabil ve ciddiyim, o yüzden gır gıra da vuramıyor ama epey rahatsız oldu.. içimden,
    "lütfen yalan söylemesin" diye dua ediyorum zira bu adam, özellikle okan ın gidişinden sonra
    benim en yakınım ve en büyük destekçim oldu.. yani araya yalan girerse, benim için ve
    dostluğumuzun sağlamlığı açısından hoş olmaz..
    ···
  13. 288.
    +2
    epey duraksadı yine.. gözlerimin içine baktı tip tip..
    "aga belli ki sen bir şeyler öğrenmişsin zaten... nilay söylemez.. nasıl oldu anlayamadım.."
    "buluştunuz mu buluşmadınız mı?"
    "oha aq kanka bir de beyaz florasan yak tepemde, iyice sorgu moduna geçelim?"
    "tolgacım.. güzel kardeşim, tamam cevap vermek zorunda değilsin de, yani neden bu şekilde beni
    olayların dışında tuttunuz anlamadım yani.. kötü mü ettik sizi tanıştırmakla? insan biraz vefakar
    olur, iyi bir şey de olsa, olmasa da, sonuçta birer insan tanıdınız.."
    ben tribimi atıp, son kozumu oynamıştım.. artık duygu sömürüme dayanamayıp konuşmasını
    beklemekten başka bir şey yapamazdım...
    bir kaç saniye sonra,
    "tamam buluştuk, bir kaç kere... devamlı da mesajlaşıyoruz.. konuşuyoruz yani.. irtibat
    sağlam.. rahatladın mı aq?"
    evet.. epey rahatlamıştım..her şeye rağmen inkar edebilirdi... aferin tolga, koçumsun ;)
    şimdi konuyu son katmanına indirip, vurucu soruyu sorma zamanıydı,
    "beni, sana kontrol mü ettiriyor?" dedim, acımasızca...
    bu iyice fitil olmuştu.. kızardı hafiften.. yutkundu..
    umarım bir çeşit ispiyon oyununa alet olmamışsındır kardeşim, öyle görünüyor ama en yakın
    dostlarımın arkamdan beni gözetlemesi ve denetlemesi çok koyardı yani.. umarım bir şekilde
    kıvırırsın burdan..
    ···
  14. 289.
    0
    "bak abi.. tamam belli ki sen bir şey görmüşsün, ya da duymuşsun.. eyvallah.. yalan söyleyecek
    değilim sana (aferin).." biraz daha duraksadı.. belli ki duygusal bir takım ortaklıklar da kurmuş
    olduğu nilay ı satmak istemiyordu, ama benim zaten pek çok şeyi bildiğimi hissettiği için konuştu
    tekrar,
    "ya, sen benim kankamsın sonuçta.. senden de bahsediliyor konuşmalarda.. nilay soruyor yani,
    napıyorsunuz bilmem ne diye.. öyle yani..ne kontrol edicez olm seni.. eşek kadar adamsın"
    "kanka..net konuş gözünü seveyim, tamam ben biliyorum bazı şeyleri, ama senden duymam
    daha uygun olur, hadi bak rakıyı bekletiyoruz" deyip gülümsedim.. ortamı yumuşatmaya
    çalışıyordum ama, çok kızmıştım beyler..
    "... dıbına koyim..ya bak öyle kontrol gibi değil cidden.. nilay, benden rica etti yani, şimdi sen de
    zor günler yaşıyorsun, hani biraz göz kulak olma babında, o yüzden... ya... bir de şey olmuş... ya
    aga işte, bak cidden öyle senin sandığın gibi bir durum yok, öyle bir şey yaparmıyız sana aq ajan
    gibi?"
    "ney olmuş aga?
    "ya tama bak işte duydun duyacağını"
    "ne olmuş???"
    "... öuffff..bu senin ayşen mevzusunu duymuş tamam mı dıbına koyayım? hah.. işte o yüzden,
    biraz şey yapıyor işte.. yani mine üzülmesin diye sonradan.. anladın mı? hay aq senin tsigalko
    emi... "
    bir şey demedim... son parçalar da yerine oturmuştu..
    elimle tanıştırdığım, daha arkadaşlıkları "dünkü tak" seviyesinde olan, """en yakın
    arkadaşlarım""" beni çapkın, pekekent, güvenilmez, huur çocuğu ilan etmiş, dahası,
    gözetlemeye başlayıp, acaba mine ye terso bir durumlar içinde miyim? diye birbirlerine
    raporlamaya başlamıştı...
    bravo...
    hatta öyle ki, nilay, o hafta sonu benim mineyle buluşmama sebebimde bile bir çapanoğlu
    aramıştı.. yurtta mıyım değil miyim diye rapor almıştı "tolgacığından"...
    tebrikler aq...
    ···
  15. 290.
    +3
    bu olanlardan mine nin haberi var mı?? hatta bilhassa o mu bunu istedii?? yoksa bu salaklar
    kendi çaplarında bir halta mı kalkıştılar, bilmiyordum.. işin açıkcası, daha fazla da öğrenmek
    istemedim.. yeterince rahatsız etmişti beni çünkü bu kadarı bile...
    o an farkında olmamışım beyler..ama bu, sırtıma gizlice basılmış "güvenilmez" damgası, içimde,
    derinlerde bir yere oturmuştu.. sonradan acısı çıkarılmak üzere, zulalanmıştı...
    ne başka soru sordum, ne de kızdım tolgaya.. aksine, "hadi gel içek gari" deyip konuyu dağıttım..
    ama bunu unutmayacaktım..ve ilk fırsatta davranacağım bir silah olarak belime takacaktım..
    http://fizy.com/tr#s/1ahd7h
    sevgililer günü *
    hayatım boyunca, sevgilim varken, sadece 3 sevgililer gününe denk gelebildim..biri lisede, ikisi
    üniversitede..
    onca fındık ceviz kıran biri için acınılası bir rakam değil mi?... gerçi, belki de zaten bu sebepten
    öyle..
    lisedeki çocukça deneyimimi saymazsak, bu benim ilk gerçek sevgilimle, ilk gerçek sevgililer
    günüm olacak,
    ne yalan söyleyeyim, heyecanlıyım beyler..içim kıpır kıpır..arkamdan döndürülen dolabı bile
    aklımın dışına itmişim..
    harika bir kolye almıştım, koca şehrin tüm gümüşçülerini gezdim diyebilirim..
    harika bir kolye, çok ama çok güzel bir güneş motifi..hayatımın güneşine, bir nevi minyatürünü
    hediye ediyorum..tanrıçalar adına yapılan kilden heykeller misali... deniz dalgasına benzeyen
    kıvrımlarla kombine..ne çok büyük, ne çok küçük..onun güzel boynuna tam yakışacak cinsten..
    ve tek bir kırmızı gül..tüm gün elinde tutacağı, göğsünü gere gere, bir alay sancağı gibi
    taşıyacağı, aşkımızın organik, yaşayan simgesi..tek bir güzel kırmızı gül..
    harika bir program yapmıştım... önce iki ayrı kafe..aşıklar yolu yürüyüşü... sinema da hoş bir
    film..akşama canlı müzik..sonra gene aşıklar yolu..bizim ağacımızın altındaki, bizim bankımızda,
    bizim şarkılarımızı dinleme...
    ···
  16. 291.
    +1
    beyler..bir insan daha fazla mutlu, heyecanlı olamaz sanardım..ama gün daha başlamamıştı
    bile..hayatımın en güzel öğleden sonralarından birinin beni beklediğinin o kadar da farkında
    değildim doğrusu...
    http://fizy.com/tr#s/1aiyl4
    yurdun önünden almaya gittim gene sevgilimi,
    ellerim arkada birleşmiş, sözde ona vereceğim gülü saklıyorum, o vaziyette sarılıp öpüştük filan,
    "hımm ne var bakiyim orda, daha hediye vermek için erken değil mi?? * " deyip güldü.
    gülü sırtımın ardından çıkarıp, mazlum aşıklar gibi hafiften kafamı da bükerek masalsı şekilde
    sunmaya çabaladım *
    epey güldü o hallerime, gözleri de aldığım gül e güldü..yanakları pespembe olmuş halde, gülü
    ellerine alıp tekrardan sarıldı bana..bu sefer daha uzun..meşur lafını söyledi gene.."çok tatlısın
    sen..tsigalko..bitanem"
    ben, daha günün başında bu atmosferi yakalamaktan son derece memnun halde, ona kolumu
    takdim edip, ilk durağımız olan, daha önce bahsettiğim şu "vıcık vıcık çiftler kafesi" ne doğru yola
    çıkardım. oradaki kıza kesin gene gıcıklık yapacaktı, gülle kafasına bile vurabilirdi * böylece
    akşama ve daha sonraya, gülüp gır gır geçilecek anılar çıkacaktı ortaya..
    mekana gittik, birer kahve içtik..beklediğimin aksine, kızı giblemedi bile benimki, herhalde o gün
    biraz beni denemek, ya da ilgi çekmek için öyle kıskançlık hallerine girmişti..gerek yoktu ki
    bunlara..zaten tüm benliğim onun değil miydi?
    bir saatten biraz fazla oturduk diye hatırlıyorum,
    çıktık, bu sefer ikinci durağımız olan, "bizim mekan" a gidiyorduk..bu gene masa rezerve espirisini
    yapıp beni bir kez daha utandırdı sağolsun *
    orada da benzer şekilde, az ama aşk dolu zamanlar geçirmiştik..yalnız durum şu ki, günün anlam
    ve önemine binaen, etrafımızdaki insanların %90 ı filan çift, onun %90 ı filan da mütemadiyen bir
    sevişme ve öpüşme halindeler..anlayacağınız bir biz seviyeli çift modunda kasmaktayız..
    ···
  17. 292.
    +3
    bu öpüşenlere bakıyor, kaş göz kaldırıyor filan..bizim mekanda rast geldiğimiz çiftler birinde,
    benim hemen sağ-arka çaprazımda çocuk, kızı resmen sömürüyor beyler, inanın böyle çıps çıps
    diye ses geliyor dıbına koyayım.. mine bir ara bir kaç saniye bunları izledi, "çizgi film izleyen
    çocuk" gibi gözlerini iri iri açıp, "ayıp bir şey duymuş küçük kız çocukları gibi ağzını yarı güler, yarı
    yuvarlak hale getirerek..bana döndü,
    "uoohaa yaa sindirdi resmen" dedi gülerek, ben koptum bu sefer tabi, o koptu..millet yiyişiyor, biz
    gülüşüyoruz..ben durumdan şikayetçi sayılmam çünkü çok eğleniyoruz..
    neyse, buna benzer epey şeyle dalga geçtikten sonra nihayetinde oradan da çıkıp, benim
    biletlerini çoktaaan ayarladığım filmin, uygun seansına doğru yola koyulmuştuk..
    http://fizy.com/tr#s/13hyeh
    sinemada da güzel vakit geçirdik diyebilirim*. film fena değildi, filmin büyük bölümünde başının
    huzur verici ağırlığını omzumda hissettim, ara sıra eğilip öptüm..o beni öptü..nereme denk
    gelirse..boyundan, kulaktan biraz kaptırdık beyler karanlığın da etkisiyle..içim epey hoş olmuştu
    aq..hatırlayınca hala muzip bir gülümseme belirir yüzümde..
    sinema çıkışı, artık tamamen bulutlar üzerinde yürüme levelindeyiz, saat akşam 8 filan olmuş,
    canlı müziğe gidicez, o mekanı da beraber konuşmuştuk zaten..ben artık hediyemi filan orada
    takıcam, beraber şarkılara eşlik edicez, mum ışıklı masamızda, o loşluğun da verdiği gizemlilikle,
    birbirimizi süzücez yandan yandan..belki öpüşücez..gerçi onları hesap ederek ilerlemiyordum ben
    bu ilişkide, şimdi dışardan baktığım için böyle rahat tespitte bulunabiliyorum..ama olayın
    içindeyken, eğer seviyorsanız..bunların hiç birinin farkında bile olmuyorsunuz zaten..
    mekan gittik, müzik 10-15 dakikaya başlayacak..harika bir ortam var, epey kalabalık..bizim
    masamızın yeri de oldukça güzel asma balkon katında, az görülen, çok gören bir yerde, tam
    pusudayız yani ;)
    ···
  18. 293.
    +5
    loş ortamı, mum ışıkları destekliyor, masanın üzerinde kuru gül yaprakları, her yerde o güne özel
    süslemeler,
    iyi de bir solist var, hatta o hatun ve tayfası sonradan kasette yaptı, burada olan herkes de
    tanıyordur onu..adını söylemeyeceğim huyum olduğum üzere,
    gece başladı, biz müziklerle kendimizden geçiyoruz, göz gözeyiz, diz dizeyiz, vücutlarımızın birer
    yanı, siyam ikizleri gibi birbirine yapışık..benim gülümsemekten ağzım yırtılacak aq..
    neyse bunlar ara verdi, hah dedim, tam şimdi şarkılarla da kendimizi bulmuşken, tam hediye
    zamanı,
    çıkardım kolyeyi, kutusunu uzattım, bu baktı, gülmeye başladı,
    "ne o evlenme mi teklif ediceksin bana" gülüştük filan..ben biraz kızarmış olabilirim..*
    kutuyu açtı, kolyeyi görünce yine erik tanesi gibi oldu gözleri.."amaa çook güzel buuu" deyip
    burnumun üzerine bir öpücük kondurdu, sarıldı, başını göğsüme dayadı..
    "takmamı ister misin?" dedim *
    "tabii" dedi, saçlarını yukarıda topladı, ben arkasına geçtim, zinciri ayarlayıp narin boynuna
    doladım, çıt çıtını birleştirdim..sonra dayanamayıp o tatlı ensesine bir de öpücük ekledim:
    "hayatımın güneşine.."..
    bu arada bu gece ikinci sırada paylaştığım yunanca şarkı bağımlılık yapabilir beyler uyarayım, 20.
    repeatım filan sanırım..her açışımda böyle oluyor *
    panpa sakin olaydın ya *
    http://fizy.com/tr#s/1ahgas
    evet..beyler, o an kendimi zirvede diye düşünüyorum..yani, muhtemelen daha fazla mutlu
    olunamaz..bu, kolye ucuna filan bakıyor paso, bakıp bakıp gülümsüyor, defalarca teşekkür
    etti..ben tabi, acayip şişmiş durumdayım lan helyum balonu gibi oldum, bir salsa beni kesin
    uçucam * artık dudaklarımın kenarı resmen acıyor, ama duramıyorum lan sırıtmadan, ağzımın iki
    yakasını birleştiremiyorum, inek şabandan halliceyim..
    ···
  19. 294.
    +7
    neyse,
    grup tekrar başladı,
    biz gene hülyalar içindeyiz..ellerimiz havada, kafa kafaya dayanmışız, leylalarr gibi eşlik ediyoruz
    her şarkıya..çok da allahsız bir repertuar yapmışlar ulan, iyice kaybettik kendimizi..
    gece öyle sürerken, bunlar son bir ara daha verdiler, 1 saat daha söyleyip bitirecekler, saat 12 ye
    geliyor..
    sonra bizim kız, "ben bi lavoboya gidip gelicem" diye gitti..ben de o ara telefona bir bakayım
    dedim ki, obaa..cevapsız çağrılar, 3-5 tane, bir de mesaj,
    baktım kim? annem, babam *
    mesaj da babamdan, "bu gece senin ne meşguliyetin olabilir ki lan eşek sıpası" yazıp sonuna göz
    kırpmış... seviyorum bu adamı ya *
    ben öyle salak salak güle durayım, benim kız geldi, ama yalnız değil,
    yanında üç tane zenc... * *
    yanında bir kafe çalışanı bir kadınla çocuk da var, birinin elinde küçük boy bir pasta, öbürünün
    elinde bir hediye kutusu, şu noel babanın bıraktığı cinsten *
    obaa...
    beyler ben şoklardayım lan..
    "sevgililer günün kutlu olsun bitanem" deyip yanağıma bir öpücük kondurdu,
    pasta masaya konulunca seçebildim, pasta sarı lacivert beyler * üzerinde ismimiz var, kremayla
    kalp malp çizilmiş,
    hediye paketini de bıraktılar masaya, sonra da, ben öyle ablak halet-i ruhiye de iken, bu da
    yanağıma dudaklarını kondurup, beni öperken bir kaç poz resmimizi çektirdi elemanlara,
    yalnız varya, bilerek alıyor o kareleri, kesin ilerde bakıp gülmek için, zira ben acayip ambale
    haldeyim, böyle sürpriz doğum günü partisine kurban gitmiş şaşkın ergenler gibiyim..
    neyse..oturdu bu yanıma..elemanlar gitti, müzik yeniden başlıyor..
    ben şoktan çıkabilmiş değilim..
    "paketi açmıcan mı tatlım?" dedi..
    robot robot aldım elime paketi, başladım açmaya..
    arkadaşlar teknik bir sorun oldu belli ki *
    son 2 part olsun bu gece,
    biri hazır zaten
    http://fizy.com/tr#s/1ahs4k
    ···
  20. 295.
    +3
    paketi açtım,
    içinden kırmızı renk boyanmış, ahşap bir kutu çıktı, menteşeli kapağını kaldırdım,
    içindekileri tek tek yazıyorum,
    jean christophe granger in kızıl nehirler kitabı,
    ac/dc back in black albümü cd si
    benim parfümümden* yeni bir 50 lik
    bunun büyük boy, yazın, üzerinde beyaz bir elbiseyle tahta salıcakta çekilmiş şahane bir resmi..
    beraber gittiğimiz hemen hemen her mekandan bir hatıra (şekeri-tuzu-bilmem nesi.. sinema
    biletleri)
    sporcu bilekliği (şu ter silme bilekliklerinden)
    küçük altın kutularının içine konmuş küçük bir tutam, altın sarısı saçlar (onun saçları..)
    en altta da benim ilk buluştuğumuz gün çok beğendiğim renkli-enine çizgili kazağının aynısından
    bir tane daha..
    beyler.. nefesim kesildi lan.. yemin ederim ölüyorum.. sunni tenefüs mü ne hal edecekseniz edin
    aq..
    ciddi anlamda, mutlu olmaktan ziyade, kendimi kötü hissetmeye başlamıştım,
    hani şu, 360 derecelik açının, aynı zamanda da 0 derece olması gibi..
    ne biçim bir hediyeydi bu beyler..biz ne olmuştuk böyle? ben ne yapmıştım bu kıza?..ne
    yapmıştım da bu derece kaynaşmıştı ruhlarımız?
    ne yapmıştım da birlikte ritim tutmaya başlamıştı kalp atışlarımız?
    ne yapmıştım ben?
    aşık olmuştum..
    aşık da mı etmiştim?
    bu derece??
    ... 18 yaşındaki bir çocuk için fazlaca büyük bir sorumluluk... içkiyi fazla kaçıran sarhoş olurdu...
    aşkı fazla kaçıran, ondan da sarhoş..
    ···