/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1051.
    0
    "sıkıntı değil bee.. anlatmaya değer şeyler değil zaten de..işte.. zorluklar..olağan şeyler.."
    sanırım nilayla olan durumlarından bahsediyordu.."iyi" dedim.."valla birader, biliyorsun beni, ne
    anlatırsan dinlerim..ne zaman istersen.. okey?"
    "eyvallah kanka.. biliyorum..ama cidden, çok da önemli değil.. klagib zorluklar işte.."
    başka bir şey demedim, bununla beraber tolganın dün geceye dair harbiden bir şey hatırlamıyor
    oluşuna epey şaşırmıştım..vay be, adam harbi sarhoş olmuştu demek ki..harbi harbi zütü kaptırsa
    haberi olmayacak * ..
    gerçi "sen ne hatırlıyon sanki mal" deseniz, eh ben de pek bir şey hatırlamıyorum..lan.. yoksa!!!
    (ehehehe)
    akşama kadar oyalanıp, hazırlanıp vakit geçirdim.. buluşma yerine doğru yürürken, ceydanın
    konuşmanın üzerine herhangi bir teyit mesajı dahi çekmemiş olduğunu düşündüm ve kafamda
    huzursuz bulutlar uçuşa uçuşa, hayatımda ilk kez, bir ilişkinin geleceği hakkında düşünmeye
    başladım..
    panpalar son partımı girip kaçayım,
    http://fizy.com/#s/1dlbr3
    karnımda tuhaf ağrılar *, aklımda sebze çorbasından hallice karmaşıklıkta düşünceler ile buluşma
    yerine varmıştım..
    kimse yok..saat 6 yı 5 geçiyor..hava kararmak üzere..sokak lambaları yanmaya başlamış bile..
    değişik şekilli oturaklardan birine çöküp beklemeye başladım..
    acaba gelmemek gibi bir hataya düşer miydi?..böyle bir trip ve davranışın sonucu ikimiz
    açısından da korkunç olurdu doğrusu..zira ben genelde hata yapmaya, dolayısıyla da affedilmeye
    alışkın olan tarafım..hiç affetmeye çalıştığım olmadı..eğer böyle bir zorunluluk oluşursa, onu da
    beceremeyeceğimden korkuyorum
    ···
  2. 1052.
    +1
    sahi beyler, sürekli birilerinin affına sahte ihtiyaçlar duyan biri, sizce affetmeyi bilir miydi?
    yoksa karşısındakini de kendi gibi kolpa addedip, "şimdi affediyorum ama yakında o zaten kendisi
    beni gibtir edecek, en iyisi elime gelmişken ben bitireyim" mi derdi..
    ne derdim dersiniz?..ne tepki verirdim?..aldatılsam.. ihmal edilsem.. ekilsem..yalan söylensem... ne
    yapardım?..bunu hiç düşünmemiştim doğrusu..
    yirmi dakikalık bekleyişin ardından tanıdık bir siluet belirdi ana yolla parkın kesiştiği
    kaldırımlarda.. ceyda geliyor.. beni fanteziden fanteziye sürükleyen kırmızı-siyah pileli okul eteğini
    de giymiş..bu kez altında ten rengi çoraplar var..ya da ben öyle olduğunu düşünüyorum, herhalde
    çıplak olacak değil bu havada.. topuklarının mermerlerin üzerinde çıkardığı haşin ses git gide
    yaklaşıyor.. kıpkırmızı boyalı dudaklarını görmeye başlıyorum nihayet, allık ya da soğuktan dolayı
    pembeleşmiş yanakları ve nihayet maskaralı kirpiklerini görebileceğim kadar yaklaşıyor..
    fazla güzel..
    fazla özgüvenli..
    fazla gösterişli..
    -acaba yolda laf atan oldu mu?
    -..hey.. bunu neden düşünüyorum ki?
    -çünkü o senin sevgilin?
    -öyle mi?
    -evet! ve ona seni seviyorum demeni istiyor..
    -yok artık?
    -sonrasında onunla daha fazla ilgilenmeni de isteyecek.. daha fazla mesaj atmanı, daha sık
    buluşmayı, ona daha fazla sevgi sözcükleri söylemeni isteyecek.. ailesiyle ilgili sorunlarında
    yardımcı olmanı isteyecek, tabi günlük hayatta karşılaştığı zibilyon tane problemi çözmeni de..
    ···
  3. 1053.
    +1
    sus..
    -onun sana ve ilgine ihtiyacı var tsigalko, tıpkı tüm diğer hemcinsleri gibi.. erkek olmadan ayakta
    durabilen bir kadın gördün mü sen?
    -yeter!
    -sana her daha fazlasını verdiğinde, senden de daha fazlasını isteyecek.. öyle ki bir yerden sonra
    zarar etmeye başlayacaksın.. seni kendine bağımlı hale getirecek!
    -sus dedim! sus! sus! yeter allahın belası.. yetmedi mi hayatımı mahvettiğin! çek ellerini
    üzerimden.. çek ellerini sevdiklerimin üzerinden!!!
    -ben senin hayatını mahvetmeye değil, kurtarmaya çalışıyorum.. yaşayamayacağın şekilde
    yaşamaya çalışma.. sevemeyeceğin şekilde sevmeye de..bu senin sonun olur..
    -sen bana tavsiye verecek durumda değilsin.. asıl mahvolmuş olan
    sensin.. lanetli..ezik.. çürük..iğreniyorum senden!..
    -ne düşünürsen düşün..ben, senim.. senin bir parçanım..ve benden istesen de
    kurtulamayacaksın.. çekiştirerek sadece daha fazla kanatırsın.. asla kopartamazsın..
    -allah belanı versin senin.. allah belanı versin..
    -bela okuma tsigalko, özellikle de kendine ;)...
    yüzüm ne haldeydi kim bilir.. aynada kendimi görsem acıyıp sadaka verirdim herhalde..
    ceyda da pek güler yüzlü denmeyecek bir ifadeyle yanıma yaklaştı.. yerimden bile
    kıpırdamayışım, öğlen ki kızgınlığını (tabi varsa öyle bir kızgınlık) arttırmış olmalıydı..
    sonra duraksadı.. beni ve halimi görmüştü.. bunu yanlış yorumlayıp, sebebinin kendisi olduğunu
    düşündü,
    ···
  4. 1054.
    +1
    "özür dilerim.. minibüsler dolu geçti bir kaç kere.."
    gülümsemeye çalıştım ama beceremedim.. ayağa da kalkamamıştım hala.. yüzüne yumuşak bir
    ifade ekleyip yanıma oturdu,
    "iyi misin?..çok mu beklettim?"..saatine baktı.."allah kahretsin ya..altı buçuk olmuş
    nerdeyse.. tsigalko..çok özür dilerim tatlım, erken çıktım evden hatta..ama.."
    yalan söylüyordu.. bilerek geç kaldığını bilecek kadar tecrübeliyim bu konularda..bir çeşit "sen
    benim yüzüme telefon kaparsın ha!" cezası.. eğer ceyda söylüyor olsaydı inanırdım buna yalan
    bile olsa..ama bu öğlene kadar.. onun da diğerlerinden farksız olduğunu anlamam için gerçek
    kimliğine büründüğü tek bir cümle yetmişti..
    kafamı çevirip onu inceledim.. gerçekten üzgün görünüyordu.. gözüm çıplak gibi görünen
    bacaklarına kaydı,
    "çorap var demi?..üşüme.."
    buruk şekilde gülümsedi.."kontrol etmek ister misin? * "
    ben de aynı gülüşle karşılık verdim.."yok.. onun için demedim.. üşümeni gerçekten istemediğim
    için diyorum.."
    nefesini tuttuğunu hissettim, gözleri büyüdü, gülüşü düzeldi..eli uzanıp elimi yakaladı..
    "bugün biraz saçmaladım.. onun için de üzgünüm.." dedi tatlı bir ses tonuyla..
    "bu işler öyle ısmarlama olmaz..ne zaman içinden gelirse o zaman söylersin..ne söyleyeceksen.."
    özür diliyor gibi görünerek, aslında benim yumuşamam ve ilgi göstermemden faydalanıyor ve
    konuyu şu "seni seviyorum" deme olayına getirmeye çalışıyordu..
    ···
  5. 1055.
    0
    ona göre şimdi ben de özür dileyip, "seni seviyorum" diyecek, ve sarılacaktım.. tıpkı filmlerdeki
    gibi.. böylece o istediğini almış, ben ise teslim olmuş olacaktım..
    "yılan deliğinden çıkacaktı"...
    ama öyle olmadı tabi..
    "teşekkür ederim.." dedim.."elbette sana karşı hislerim çok fazla..ama ben bu tarz şeylere önem
    veririm.. yani, eğer birine gerçekten o sözü söyleyeceksem, hak ettiğinden ve benim de aslında
    onu "hak ettiğimden" emin olmak isterim.. çünkü daha önce kimseye söylemedim ceyda.. daha
    önce kimseye söylemedim..ve daha önce kimseye karşı, sana hissettiklerimi de hissetmedim.. işte
    bu yüzden, zaten söyleyeceksem, o kişi sen olursun.. anladın mı?"
    "anladım bitanem" dedi, beklentimin aksine, hayal kırıklığı içermiyordu sesi, "sen ne zaman
    kendini hazır hissedersen..ve..bize bu kadar değer verdiğin için minnettarım.. çünkü ben seni çok
    seviyorum... inaıyorum ki kendinin benim sevgime, benim de senin sevgime layık olduğunu
    anlayacaksın..biz.. birbirimiz için yaratılmışız.."
    son derece güzel ve olumlu bir ses tonuyla, anlayışla kuruyordu cümlelerini.. acaba ceyda
    hakkında o tarz yargılara varmakta hata mı etmiştim?..sadece bir cümlesine bakarak onu
    yargıladığım için kendimden utanmaya başlıyordum.. kız sevecen bir şekilde saçlarımı karıştırdı,
    "iyice uzadılar ha..sakın kestirme, çok yakışıyor..
    ···
  6. 1056.
    +1
    gülümseyerek karşılık verdim,
    el ele tutuştuk, ayağa kalktık ve yürümeye başladık, arkadaşları bizi bekliyor olmalıydı.. geç
    kalmıştık..
    "geç kaldık biraz benim yüzümden" dedi mahcup gülümseyerek.. işte o an kafamı daha fazla
    kurcalamaması adına aklımdan geçeni dilime dökmeye karar verdim,
    "ceyda..bir şey sorucam, bana doğru söyle"
    dudak büktü, "sor aşkım..her ne ise?"
    "gerçekten elinde olmadan mı geç kaldın yoksa bilerek mi geç geldin?" dedim, üçüncü bir şıkkı ve
    cevabı kabul etmeyeceğimi belirten kesin bir ses tonuyla..
    önce şaşırdı.. sonra dalgın dalgın gülümsemeye başladı.. gözlerini devirip, biraz bozuk bir şekilde
    gülümseyerek cevap verdi,
    "becerdim sanmıştım ama, kendimi sana hala tanıtamamışım" dedi,
    tam sorumun cevabını alamadığıma dair itiraz edecekken de ekledi,
    "seninle geçirdiğim bir saniyeyi bile israf etmek istemiyorum ben.. yani..hal böyleyken, nasıl olur
    da gelmemezlik yaparım? bilerek gecikirim?..sana buluşma saati sorarken bile "allahım ne olur
    aklımdaki saatin bir saat erkenini filan söylesin" diye dua ediyorum ben.."
    elini yüzüme zütürdü, dudaklarıma, bu kez boyanmaması için çok bastırmadan kibar bir öpücük
    kondurdu..
    "bir daha duymayayım.." ilk defa bu kadar ciddiydi..
    elimi beline attım.."teşekkür ederim..her şeyi konuşabilmeliyiz, değil mi?..beni böyle rahat
    hissettirdiğin ve aklımda kuruntu bırakmadığın için teşekkür ederim.."
    "sevgililer sorun yaratmak için değil, onları yok etmek için var bitanem" dedi.."senin sıkıntılarının
    olduğunu biliyorum.. yenilerini eklemeye niyetim yok ;)"
    tekrar bir öpücük daha verdi..
    ···
  7. 1057.
    0
    aslında son cümlesi epey irdelenmeye ve tartışmaya açıktı, ama daha fazla uzatmak
    istemedim.. geçirmemiz muhtemel güzel geceye odaklandım..
    "ha bu arada" dedi ceyda,
    "evde sadece meltem var.. biraz değişik bir kızdır, yadırgama diye söyliyim baştan..;)"
    "nasıl yani..tek mi kalıyor kız.. şey..özürlü filan mı? ben hayatta yadırgamam öyle şeyleri"
    "yok ya..öyle değil.. yani davranış olarak biraz tuhaftır.. üç kız kalıyorlar normalde ama onlardan da
    biri evine gitmiş.. finaller öncesi işte malum.. biri de başka bir arkadaşında olacakmış bu akşam.."
    hala kaygılı şekilde baktığımı görünce,
    "ya amaan..yok bir şey bee..:) iyi kızdır..bir şey yaptığı yok... sadece biraz.. değişik işte.. nasıl
    diyim, benim gibi-senin gibi işte.. hahaha..daha nasıl söyleyeyim..her zaman karşılaşabileceğin
    karakterlernden değil..o yüzden söyledim.. yoksa bir şey olduğu yok.."
    "iyi" deyip güldüm dudak büzerek.."tanışıcaz bakalım * "
    göz kırptı.. adımlarını hızlandırdı..ben de ona uydum..el ele, kol kola, "değişik kız meltem" in evine
    doğru yol almaya başladık..
    "değişik" hayatımın, "değişik" bir başka gecesi daha beni bekliyordu..
    takip eden panpalara iyi geceler, görüşmek üzere *
    iyi geceler panpalar, bu gece yazamayacağım programımdan dolayı,
    yarın gece ise daha erken gelip epey uzun kalmayı düşünüyorum, hazırlıklarınızı yapın :p
    ···
  8. 1058.
    0
    yeni üyelik alan panpalara hayırlı olsun diyorum, kamp ateşimizin etrafındaki muhabbet ve
    kalabalık artıyor.. daha uzun süre yanacak inşallah bu ateş, sizler paylaşacaksınız, ben
    paylaşacağım..her birimiz bir şeyler öğrenecek diğerinde, "aa vallahi ben de böyle olmuştum"
    diyecek, geçmişi aklına gelecek, ya da geleceği düşünecek..
    büyük bir aksilik ya da sürpriz olmazsa yarın gece 23.00 gibi başlarız, yorumlarınız için
    teşekkürler, düşüncelerinizi ekgib etmeyin, sizleri seviyorum ;)
    başlık altında görüşmek üzere
    iyi geceler panpalar işimi beklediğimden erken bitirdim, birazdan başlıyorum ;)
    ..geç kalmamız, az daha aniden bastıran yağmurun ortasında kalmamıza neden olacaktı ki
    kendimizi apartmanın girişine atabildik,
    "oha ya, hiç bir şeyi yoktu havanın?" diye görüş belirtti ceyda,
    "ee kızım artık kış geldi, bakma burası ılıman iklim ama yağmuru pis olur ;)" deyip tecrübeli insan
    havası attım.
    sıradan görünümlü orta yaşlı olduğuna inandığım, dış cephesi yeniden boyanmaya ihtiyaç duyar
    gibi görünen bina bizi karşıladı. kilitli olmayan otomatik kapıyı ittirip içeri girdik, 2. kat diye
    hatırlıyorum.
    kapı zilini çalınca önce otomatiğe bastı karşı taraf,
    "burdayız canım" dedi ceydanın cıvıldayan sesi,
    ···
  9. 1059.
    0
    sonra kapı açıldı ve biz çatlak sevgilileri bu gece evinde misafir etme cesareti gösteren, "değişik"
    kız göründü,
    sanki sürpriz yapmışız gibi bir heyecan ve sevinç gösteri eşliğinde iki kız birbirlerine sarıldılar,
    kokoş kokoş bir kaç sevgi sözcüğü ve havada uçuşan "bebişim" lerden sonra nihayet ben de
    selam verdim ve içeriye buyur edildik.
    bu değişik kız meltemin ilk anda dikkatimi çeken özelliği epey cana yakın olması oldu zira
    tanışma anında hemen yanak yanağa gelmiştik, biraz çatlak bir kız olabilir evet, ama bu tip
    şeylere takan ya da tahrik olan bir adam değilim, yeni tanıştığınız bir kızla gündeki teyzeler
    modunda öpüşük selamlaşmanız sık karşılaşabileceğiniz bir şey olmasa da ben yadırgamadım
    açıkçası..
    neyse girdik içeri, bu ikisi birbirlerini buldular ya, daha saniye bir cıvıl cıvıl ötüşmeye kıkırdamaya
    başladılar, onları öyle samimi ve mutlu görünce benim de hoşuma gitti tabi, tipik ciciş kız dostluğu
    işte..ne yapsınlar, onlar da allahın bir kulu (: (nası la bu gülüş iyi mi (: )
    biraz meltemden bahsedeyim, kumral, beyaz tenli, her an çok şaşkınmış gibi bir yüz ifadesine
    sahip orta boylu, balık etli diyebileceğimiz, saftirik bir kızcağız. çok ekstra bir görünüşü yok..
    demek ki "değişik" tanımının içeriği hal ve tavırlarında..
    şimdi başta değişik kız deyince tabi, böyle gotik, emo, ya da ne bileyim değişik imajlı, marjinal
    görünüşlü bir şeyler bekliyorsunuz karışınızda. keza ceyda da marjinal sayılır, hal böyle olunca,
    ben de piercingli miercingli bir hatunla filan karşılaşırım diye düşündüm ama, bildiğin tipik ev kızı
    görünüşlü ve epeyce candan bir hatunla karşılaştım.. gerçi ceyda görünüşünde bir şey yok
    demişti ama ben onu fiziksel sağlık olarak yorumlamıştım.
    ···
  10. 1060.
    +1
    nedense insanlardan "değişik" "farklı" diye bahsedilince, ilk önce "bir özrü var galiba" diye
    yorumluyorum..
    geçtik salona oturduk, kız hemen bize terlikler filan getirdi, böyle bildiğin bayramda akraba
    ziyaretine filan gitmiş gibiyiz, içimden dedim "birazdan baklavalarla fındık fıstık da gelirse
    şaşırma". girişte de dikkatimi çektiği üzere, zaten ev de bir acayip.. nasıl diyim, fazla dolu..
    öğrenci evi gibi değil, bildiğin aile evi gibi yani.. maşallah halılar malılar her taraf, biblolar, aynalar,
    şilteler, bir sürü koltuk, 52 ekran tv, duvar saati, sehpa takımı.. ooohooo her taraf eşya ve gayet
    de muntazam sayılır.
    hani hırsız olup bu eve soyguna girsem, öğrenci evi demem. daha önce de başka evlere konuk
    olarak gittiğim için (genelde mutlu sonla biten konukluklar evet) kıyaslama yapma imkanım oldu
    epeyce.. kesinlikle bir öğrenci evinden fazlası var burada..
    neyse, genel havadan (ki o sıralar fena yağıyor) sudan muhabbetin ardından tanışma faslına
    geçildi, malum insanlarla tanışırken anket doldurtur gibi, "adınız-yaşınız-doğum tarihiniz" filan
    diye sormazsınız, tanışma, geniş ölçekli bir sohbetin arasına sıkıştırılan sorular yardımıyla, yavaş
    yavaş ve dolaylı yoldan gerçekleşir, tabi bu dolaylı muhabbeti buraya yazmaya kalkarsam bütün
    gecemizi ona ayırmamız gerekebilir, özet geçmek gerekirse, meltem aslen muğlalı, ceyda ile lise
    zamanı dershaneden tanışıyor (bak bu dershane arkadaşlıkları kimyanız uyuşursa daha bir
    sağlam oluyor ha, demedi demeyin) 86 doğumlu (hatta benden ayca büyük), babasının restoranı
    var, annesi ev hanımı, anlattığına göre epey rahat yetişmiş ve kendi çapında görmüş geçirmiş
    biri. (o masum tiple hemde, deme yauw?)
    ceyda ve bu iki ciciş olarak paso kıkırdaşıyorlar, arada sadece kendilerinin bildiği bazı espri ve
    anılara gülüyorlar filan, ben de o ara evi incelemeye devam ediyor, arada ayıp olmasın diye
    gülüyorum.. henüz sohbete ağırlığımı koymadım, bırakayım da cicişler hasret gidersinler..
    ···
  11. 1061.
    +1
    bu tarz durumlarda, yani kız arkadaşınız, bir süredir görmediği bir yakın arkadaşıyla bir araya
    gelip kaynatmaya başladığında araya girmeye ya da dikkatlerini çekmeye çalışmayın zira çekemezsiniz.. bırakın o, ilk ingiliz takımlarının iç sahada ilk 15 dakika yaptığı baskıya benzeyen
    hasret gidermeleri gitsin, kaynattıklarının dumanı dağılsın, ondan sonra devreye siz girip gecenin
    yönetimini ele alın.. yani başlarda hemen dikkati ben çekmeliyim, yoksa yetersiz-ezik görünürüm
    diye korkmayın.
    nihayet bizimkiler birbirine doyunca, baklava ve fındık fıstık olmasa da, kurabiye-kek tarzı ufak
    atıştırmalıklar geldi "ceydacığım geliyor diye hazırlık yaptım" diye cıvıldadı kız, bu mutfağa gittiği
    sıra benimki bana dönüp,
    "nasıl kız? gibisinden gülümseyerek baktı"
    ben de boyun kırıp, "iyi ya" gibisinden gülümsedim ve fısıltıyla ekledim, "biraz çatlak değil mi?".
    ceyda da gülerek karşılık verdi, "öyledir ama çok tatlı ya, tombişim benim".
    ···
  12. 1062.
    0
    "kilolu sayılmaz?"
    "değil tabi canım, ben öyle seviyorum (:"
    "kızmıyor mu :p"
    "ııı kızmaz o bana.. kızarsa ısırırım" deyip bir kıkırdama koyverdi,
    bunlar ayıkken böyleyse sarhoşken ne hale gelirler düşünmek bile istemiyorum.. herhalde şimdiki
    esra-ceyda kardeşler gibi bir şey olurlar yan yana iken (:
    melte mutfaktan dönüp bizi dip dipe, ceydayı da kıkır kıkır gülerken görünce,
    "hiişşt gençlerr, napıyosunuz bakiym ;)" diye takıldı, "yanlış olmasın, aile var" diye gır gır
    yapmaya devam etti,
    "hıı, hani, kimmiş o aile?" diyerek oyuna katıldım,
    çatlak kız iyice işi tiyatroya vurdurarak, "aa tsigalko beyy, bakın işte, ceydaa ve ben? bir aileyiz"
    deyip sarıldığı ceydayı yanağında öptü, bizimki de bunun göğsüne yattı..bu sevgi gösteriler ve
    samimiyet gözlerimi yaşarttı aq (:
    hazır aile filan demişken ben de deminden beri kendimi oyaladığım mevzuyu açmaya karar
    verdim,
    "meltem bir şey sorcam sana ama, bu evde biraz fazla eşya yok mu sence?" deyip güldüm, sonra
    da yanlış anlaması için ekledim, "yani aile evi gibi yani, olumlu manada söylüyorum ;)"
    kız gülüp, "maşallah baya dikkatlisin hee (:, zaten öyle ya, aile evi" deyip güldü, ceydaya tekrar
    sarılıp az önceki esprisinin devam filmini çekti,
    evet meltem eyvallah, iyisin hoşsun da, ben bunu geyik olsun diye sormamıştım.. neyse, bana ne
    amk, gibtir et.. diye düşünüp ben de gülmekle yetindim, sorumu geliştirmedim, sanırım o ara biraz
    hoşnutsuz bir yüz ifadesi de takınmış olmalıyım ki kız düzeltme yapar gibi ekledi,
    "şey, ama sahiden aile evi, öyleydi daha doğrusu, biz eşyasıyla kiraladık.."öğrenciye eşyalı ev"
    şeklindeydi"
    haa.. şimdi anlaşıldı durum..
    "oo iyi bulmuşsunuz ya, böyle opsiyonlar da varmış demek, bilmiyordum"
    ···
  13. 1063.
    +1
    "tabi canım, bi de biz ilk kiracılarıyız, epey şans oldu.. gerçi eşyalar kullanılmış sonuçta ama
    durumları gayet iyi gördüğün gibi, bizden önce başka öğrenciler olsa iyice taklarlardı (:"
    "siz takluyonuz yani?" dedim ciddi olma taklidi yaparak, bunlar koptular.. kulağımı çınlatan
    kahkahaların ardından meltem, ceydaya dönüp, "nerden buldun bunu ayol çok şeker" deyip bana
    muzip muzip baktı..
    kız benle olmayan taşağıyla taşak mı geçiyor beyler?
    ceyda, "bulduk işte birbirimizi, o da benim gibi, zaten görüyorsun" deyip ellerime uzandı, meltemin
    kucağından kalkıp bana yaslandı,
    değişik kız meltemin değişiklikleri ortaya çıkmaya başlarken ben müstakbel kayınvalidesine
    düzgün gözükmeye çalışan damat adayı gibi stabil gülümsememi ve pozitifliğimi korudum.
    "tsigalko da eve çıkmayı düşünüyor seneye" dedi ceyda ev konusu üzerinden devam ederek,
    kız, "aaa, iyi yaparsınız ya, burda yurttaydınız demi? doğru söylemiştin.. bence de ev daha
    mantıklı, hele böyle eşyalı filan bulursanız sakın kaçırmayın" deyip yeniden normal moda döndü,
    diyecektim ki ekledi,
    "ceyda ile çıkarsınız artık?"
    doğrusu böyle bir konuyu konuşmamıştım benim kızla, biraz utanır gibi olduk,
    ···
  14. 1064.
    +1
    "yani.. bakıcaz bakalım.." deyip geçiştirdim, meltem özel hayatımız üzerinde pike yapmaya
    başlamıştı, eğer sevimli ve cana yakın görünerek bir yandan da benim özelime çomak sokmaya
    çalışacaksa, o kadar da tatlı olmadığımı anlamasını sağlayacak bir iki ince ayar çekmem
    gerekebilirdi bu gece, malum üzerime yoktur bu konularda *
    gece muhabbet farklı seyirlerde devam etti, neyse ki meltem beni herhangi bir alanda sınamaya
    kalkmadı, valla iyi kız miyi kız dinlemez, lafı gediğine tıkardım. keza bütün bu canlılığının ve
    pozitifliğinin yanında biraz da patavatsız olduğunu idrak etmeye başlamıştım.. idare etmesi zor bir
    tip, her an coşabilir, parlayabilir, olmadık yerlerde olmadık şeyler yapabilir.. deli yani.. (:
    saat epey ilerledikten ve yağmur da hızını kesmeyip yanına gök gürültüsü ve şimşekleri
    ekledikten sonra meltem sordum,
    "gençler, bu gece bendesiniz demi?..dışarsı fena yani.. kalıcaksın demi ceyda?"
    zaten bizim de niyetimiz oydu açıkcası, hani yağmur yağmıyor olsa bile, şöyle boş sayılabilecek
    bir evde, ceyda ile başbaşa.. lise eteği filan.. oyhşş..(:
    düşüncelerden sıyrıldığım sıra da ceyda cevap verdi,
    "canım yağmur durur heralde ya..sana zahmet vermiyelim?" diye yarı ciddi sordu,
    "a aa, saçmalama salak şey ne zahmeti.. ceydaa, bak erkeğin de koruyamaz seni elimde kalırsın
    ona göre" deyip şakadan kızma taklidi yaptı meltem,
    gene bir yerlerden bana iş atan bu cümleye de gülümsemekle yetindim,
    güldürdün bin ;)
    http://fizy.com/#s/1ai0c0
    gece uzun olacaktı belli ki..
    ···
  15. 1065.
    0
    ceyda ile yatakta geçireceğim dakikalar biraz azalabilir.. şimdilik bu hayalimi geri plana atsam iyi
    olacak..
    kızlar mutfağa gittiler tekrar,
    bu kez de ikisi yalnız kalmıştı, konuşulanın ne olduğunu anlamak için kahin olmaya gerek yok..
    gerinip oturduğum yere iyice gömüldüm.. fena zütürmüyordum..bir zamanlar, yeni insanlarla
    (bilhassa sevgililerimin arkadaşlarıyla) tanışmak konusunda nasıl da kastığımı ve zahmetli bir iş
    gibi gördüğümü hatırlayınca kendi kendime gülümsedim.. amma takıyormuşum haa milleti..bu ne
    aq..rahat olacaksın işte bak..sen rahat, sevgilin rahat, arkadaşları rahat.. hayat buu..
    bizimkiler gülüşe gülüşe mutfaktan geldiler, ellerinde yine tepsiler var, demin burnuma gelen
    kahve kokusunun da kaynağı ortaya çıkmış oldu böylece, yine atıştırmalık bir şeyler ve
    neskafelerle gelmişlerdi,
    film izlemeye niyetlenmiştik, bunlar da dakikalarımıza eşlik edeceklerdi anlaşılan.. abur cubur için
    teşekkür ettikten sonra, kız tekrar salondan ayrıldı, odasına gidip laptobunu getirdi..
    haa..bak işte.. ihtiyacım olan bir şey daha(bir tanesi eve çıkmak)..laptop ulan.. benim niye
    laptopum yok?..he?..hani ihtiyaç da duymamışım bu güne kadar, evde pc vardı, yurtta da
    var..ama eve filan çıkıcam diyorsam, taşınabilir bir bilgisayarım da olsa iyi olur.. bunu peder beye
    söyleyeyim de halletsin bari aq..
    ···
  16. 1066.
    +1
    kız sehpalardan birini çekip laptobu kurdu, tam üçlü koltuğun karşısına, biz de dizildik böyle, ev
    soğuk sayılmamasına rağmen (merkezi sistem olsa gerek) bir de battaniye getirdi.. efenim biz de
    böyle ayaklarımızı topladık, yan yana dizildik, ortada ceyda, bir tarafında ben bir tarafında
    meltem, yanlara da yastıklar mastıklar, tam böyle yuva gibi yaptık amk..
    kız sordu,
    "ne tarz izleyelim?"
    e tabi, nasıl ki bir kaç ergen erkek bir araya gelince ya uzun eşşek oynar ya da ferre izlerse,
    bir kaç salak genç de böyle kızlı erkekli bir araya gelince, ne izler?
    ne izler?
    korku filmi izler tabi ki aq..
    yani bu fikstir, sözsüz bir kural gibi..bu oyuna alet olan ya da başlatan taraf olmamak için son ana
    kadar sustuktan sonra iki ekürimin "korku izleyelim yeaa" demesinin ardından ancak ben de "iyi
    olur" diyebildim.
    kızlara korku filmi izletip, korktukları anlarda fordlayan tiplerden olmak istemiyorum zira..
    bir şekilde, saçma bahanelerle diğer türlerin elenip "korku" filminde karar kılınmasının ardından
    sıra pek fazla çeşit olmayan klasörden film seçmeye geldi,
    "halka 2 var?" dedi meltem, "birinciyi izlediniz mi?"
    ben izlememiştim, ceyda da izlememiş,
    "hımm o zaman pek anlamlı olmaz ama?"
    "sen izledin mi peki?" dedim.."biri ikiyi"
    "izledim de, yine izlerim yani fark etmez.."
    ···
  17. 1067.
    +1
    "aa senin de izlemediğin bir şey olması lazım ama, bizimle eşit düzeyde korkmalısın ;)" deyip
    sataştım, "öyle bizi korkutup kendin gülmek yok ;)"
    meltem kara kara düşünmeye başladı,
    "ama doğru sen hepsini izlemişsindir, senin bilgisayarın" dedim.
    sonra bu, "öyle galiba..ama yook.. yeni filmler atmıştı arkadaşım, bi dakka" deyip başka şeylere
    tıkladı, "inşallah korku filmi vardır.."
    neyse, baktık klasörde 5-6 tane daha film var, biri blair cadısı, epey eski bir filmdir, bunu görünce
    ben işaret edip, "aa blair witch varmış, izledin mi bunu, eski film bu baya?" deyip sordum.
    "yok" dedi, "bunu da sen izledin herhalde?"
    "yoo ben de izlemedim" deyince güldüler, hani öyle bir söylemiştim ki, "bu da izlenmez mi aq?"
    der gibi..
    "ceyda sen?"
    "yok ya, zaten benim pek aram yoktur bu tarz şeylerle de..bakma işte heyecan olsun (:"
    filmin üzerinde uzlaştıktan sonra açtık,
    gecenin göründe, üzerimizde battaniye, dışarda yağmur, şimşekler, karanlık, büyük salonda blair
    cadısını izlemeye başladık..hay gibeyim o filmi akıl eden beynimi, işaret eden parmağımı.. nerden
    seçtim aq..
    ben genelde korku filmlerinden korkmam.. biraz klişe bir cümle ama, öyle yani harbiden de..ne o
    aq..ööö bööö, kolu koptu bacağı koptu, yok zütüne şeytan kaçtı bilmem ne...
    ama bu amk filmi sadece korku değil, pgibolojik olarak da geren bir yapım olduğundan, sağolsun
    bizim de pgibolojilerimizi gibti bıraktı..
    film bitti bizim kafalarımız zonkluyor bildiğin, kızlar hiç öyle "aayy uyy" deyip çığlık atmadı, "ayy
    bakamiyciiim" deyip şirinliklere girmediler, zira film harbiden gibti yani.. öyle rol yapmaya takatleri
    kalmadı, ceydanın bazı yerlerde nefesini tuttuğunu, "oouff" dercesine içinin titrediğini filan
    hissettim.. gözleri irileşmiş halde şok modunda izleyip bitirdiler filmi..ben de epey etkilenip takdir
    ettim.. tuhaf filmdi vesselam..bir de ordakiler de üç kişi, biz de üç kişi filan..
    ···
  18. 1068.
    +1
    neyse, biz epey dağılmış halde filmi bitirdik, herkes derin bir oh çekti, meltem,
    "final.. manyaktı, şimdi gel de uyu bu gece" dedi yarı ciddi..tam o ara çakan şimşekle oda
    aydınlanınca bütün film çıt pıt oturan kızlar önce bir hayret-korku nidası koyverdi, sonra da
    gülmeye başladılar.. sinirleri bozuldu salakların ya (:
    meltem hemen kalkıp ışığı yaktı..
    biz silkinip toparlandık filan..
    "içmeden uyunmaz bunun üzerine" dedim gırgırına..
    meltem tip tip baktı,
    "harbi ha..gençler..ne dersiniz?"
    ceyda,
    "aa ama deminden beri petibör yiyip çay may içiyoruz, bira filan gider mi artık bunun üzerine"
    dedi, "hem bak sonra sabaha kadar çişe kalkarız, daha beter, koridorda öcüler yer"
    bunlar gene gülmeye başladılar manyak gibi..amk delileri, meltem,
    "ne birası kızım... likör var.." dedikten sonra bana doğru bakıp destek aradı,
    "harbi mi?" dedim..
    "ee yaani, viskimiz de vardı ama bitirdik.. öyle bira mira, çocuk içkisi onlar" deyip şakadan caka
    sattı,
    "vay be, ev değil gece kulübü maşallah, disko topunuz nerde?" dedim,
    gene gülüşmeler..
    "bunlar da eşyaların arasında mıydı, viski-mini bar filan?" diye devam ettim.
    gülüşmeler.. gülüşmeler..
    zaten kafaları tuhaf olan kızlar iyice zıvanadan çıktılar, meltem en son nefes nefese,
    "içer.. miyiz.. ayhh.. sinirlerim bozuldu yhaa ahahahaha..ha? ceyda? tsigalko, getireyim mi?"
    ceydaya baktım, ne dersin gibisinden,
    "iyi ya, kafamız rahat uyuruz ;p" dedi..
    "senin korkmana gerek yok bitanem, ben yanındayım" dedim melteme gıcık bir bakış atarak,
    "bence sen iki misli içmelisin :p"
    "hıı, pislikler..hem ceyda benle yatıcak demi bebişim?"
    ceyda ile yine göz göze geldik, bu gülmeye başladı,
    "bilemiyorum melteem.. satılabilirsin yani.."
    "hiii.. çoook fenasınız siizz... "
    "getircen mi nevaleyi?" diye konuyu değiştirdim
    "tamam be, manyak" deyip sırıtarak odadan çıktı, ceyda ile baş başa kaldık gene, bana
    gülümseyen ama kararsız gözlerle bakmaya başladı,
    "beraberiz demi?" dedim.
    ···
  19. 1069.
    +1
    "beraberiz" deyip dudaklarıma küçük bir öpücük kondurdu..
    o ara baktım meltem koridorun filan ışığını yakmış, herhalde içkiyi alacağı yere kadar yaka yaka
    gitti..vay amk korkak tavuğu yaa (: ceyda da farkedince koptu gene,
    "kıızz.. korkak tavşan.. geliyim mi?"
    cevap gelmedi, onun yerine ışıkları söndüre söndüre hızlı adımlarla meltemin kendisi geldi,
    "tamam.. hadi içelim" dedi aceleyle..
    "hani bardak?"
    "aaayy unuttum.. neskafe bardaklarına koyalım, şimdi mutfağa gidemicem valla.." diye ekledi yarı
    gülen yarı kaygılı bir ifadeyle,
    salak harbiden korkmuş lan.. tamam biz de korktuk ama, evin içinde yürüyemeyecek kadar değil..
    getirdi şişeyi, mandalina likörü, tak gibi afedersin.. tamam bira hamallık, sarhoş etmiyor filan da,
    yani bu da içilmez be arkadaş..ben sevmedim.. az içtim zaten, çeyrek kupa filan anca.. zaten bu
    böyle su içer gibi de içilmez diye sanıyorum..biz bildiğin yatmadan önce ilaç yutan adamlar gibi
    şak diye içtik, hatta ben ayakta içtim bildiğin..
    hiç bu kadar acele, ciddiyetsiz ve içmek olsun diye içtiğimi hatırlamıyorum..
    ceyda da fazla beğenmedi, dibinde biraz bıraktı..ama maşallah meltem zütürdü malı.. yarasın, ne
    diyim..
    bir sıçıp geldim,
    iki part daha atacağım panpalar,
    bu arada kimler burda bu gece, bir ses verseler? sözleşmiştik, kaç kişiyiz merak ettim :p
    http://fizy.com/#s/1ago1d
    ···
  20. 1070.
    +1
    nihayet.. nihayet aq..
    etrafı biraz düzenledikten sonra önümüzde sarsak adımlarla yürüyen (kafa gitti) meltem bize oda
    gösterdi,
    "siz benim odamda kalırsınız" deyip sarhoş sarhoş gülümsedi.."yaramazlık yapmayın.."
    tabi hocam..
    kızlar bir kere daha birbirlerine sarıldılar.. ceyda ayakta anca duran arkadaşını odaya zütürmek
    istedi, ben de kalacağımız odaya geçtim, ışığı yaktım..
    o da ne? üç tane zenci, pusu kurmuş beni bekliyor!
    dermişim (:
    odada üç zenci yoktu belki ama, beni şaşırtacak epey şey vardı diyebilirim. bir kere oda çok
    geniş, sanırım evin anne-baba yatak odası burası. gardrop, şifonyer, ayna, makyaj masası, küçük
    tabureler, çalışma masası, ikili yatak, bir tane tekli koltuk.. ayrıca odanın içindeki kişisel eşyalar da
    epey fazla, renkli ve yine muntazam..
    böyle, nasıl diyeyim, klagib bir 90 lar başı evliliğinin mobilyaları, üzerine biraz daha milenyum tarzı
    mobilyalar ve eşyalar.. baya değişik, kompoze bir yatak odası.. epey hoş bana göre, meltem i
    kıskandım desem yalan olmaz.. acaba ben eve çıkınca odam nasıl olacak..
    odayı hayranlıkla inceleye inceleye yatağa ulaştım.. kendimi üzerine bıraktım, epeydir böyle geniş
    yayılmamıştım.. alıştık tekliye tabi..
    yatağın üzerinde olduğum yerde kelebekleme yüzüş yaparken bir yandan da bu gece ceyda ile
    burada yapabileceklerimizi düşündüm.. güreş müsabakası bile çevirebilirdik valla.. saatlerce..
    ben böyle hayaller kuradurayım, benim kız odadan içeri süzüldü,
    "hemen kurulmuşuz yatağa? ;)..nasıl ama odası, çok hoş demi?"
    "evet.. bildiğin yatak odası..sen biliyor muydun?"
    ···