/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1101.
    +1
    "kalmadı tatlım.. böcük (:"
    yanağından makas aldım..az önceki sorumun üzerine bu kadar gerilmesi beni şaşırtsa da
    sorgulamamaya karar verdim.. ceyda sorgulanmaz zira.. çünkü size yeterince güveniyor ve
    seviyorsa, buna gerek kalmadan duymak istediğiniz her şeyi, hatta fazlasını kendisi anlatır zaten..
    rahatlatıcı öpücüklerimi emrine sunmak için boynuna dolanıp üzerime doğru çektim.. biraz kasıldı,
    öyle anlık direnmesi beni yeniden şaşırttı.. allah allah..ne oluyor lan?
    soran gözlerle baktım,
    kızın hala bir sıkıntısı var belli,
    "ceydacım? beni beğenmiyor musun artık ;)"
    sıkıntıyla gülümsedi..
    "o mümkün değil de... benim sana bir şey söylemem lazım.. deminden beri, nasıl girsem
    bilemedim"
    hah, işte bahsettiğim açık sözlü ceyda (:
    "söyle bitanem?..benden çekinecek değilsin ya?"
    "biraz çekiniyorum açıkçası bu konuda.."
    "söyle söyle (:"
    "ya..ben gecenin geri kalanını meltemle geçirsem? yatamıyor işte kız.. şimdi onu orda öyle
    bırakırsam.. arkadaşım sonuçta..her ne kadar bu geceden sonra bazı şeyler değişecek olsa da.."
    şimdi anlaşıldı benimkinin derdi, beni yalnız bırakmak zorunda gibi, nasıl tepki vereceğimi
    bilemedi.. anlıyorum seni canım...
    sıkıntılı yüzüne sevecen bir öpücük kondurdum,
    ···
  2. 1102.
    +1
    "bu muydu bir saattir kıvrandığın şey? (:"
    mahzun mahzun gülümsedi.."fırsatımız varken seninle olamamak.. bunu telafi edicez bir şekilde..
    emin olabilirsin hayatım.."
    "telafilik bir durum filan yok bebeğim.. demek ki bir sonraki görüşmemizde saniyelerimizin
    kıymetini daha iyi bileceğiz.. o kadar ;)"
    kızı gevşeten ve sıkıntısını yok eden sihirli kelimelerin ödülünü uzun bir öpüşmeyle aldım..
    sonra yataktan ayrıldı, kapıya doğru ilerledi, geriye doğru aktrisvari bir bakış atıp,
    "iyi geceler hayatım" dedi..
    ben de tam karşılık vermek için ağzımı açıyordum ki zamanın donduğunu hissettim..
    beynimin bir yanından girip aniden en derinlerine saplanan ok gibi bir düşünce, ağzımdan çıkması
    gereken kelimelerin formasyonunu değiştirdi aniden..
    birilerini, içerden, yakından, tanıdık ama pek sevilmeyen birilerinin kontrolü eline alması saniyenin
    on da biri kadar bile sürmemişti,
    "ceyda" dedim..
    "aslında meltem de burda bizle yatsa ya? yalnız kalmamış olur işte..sen de benden ayrılmak
    zorunda kalmazsın?"
    ağzımdan çıkan kelimeler, ses tonum, bana bile yabancı geldi, acaba ceyda tanıyabilmiş miydi?
    bir eli kapının kolunda, salak bir gülümsemeyle kalmıştı benimki,
    sessiz geçen bir kaç saniyenin ardından,
    "e..emin misin? bu söylediğinde?"
    omuz silktim.."ne var.. olmaz mı?"
    şaşkın gülümsemesi iyice büyüdü,
    "ya sadece bir öneri canım.. tamam bir şey demedim" dedim kıvırmaya çalışarak..
    "oohoh.. tsigalko.. ciddisin, harbi harbi ciddisin (:"
    öyle salak salak biraz daha bakıştık, sonra ben durumdan iyice rahatsız olup,
    ···
  3. 1103.
    +1
    "tamam hadi git artık" dedim bozuk bozuk..
    duymamış gibiydi sözlerimi.. ağzı açık, elleri birbirine kenetli bir kaç saniye daha kaldıktan sonra
    konuştu nihayet,
    "ben.. söyleyeyim melteme.."
    "nı..ne..dur.."
    fırlayıp gitmişti bile..
    hay aq gibeyim çenemi.. dilimi..
    kız zaten arıza olduğumu biliyor.. şimdi iyiden iyiye sapık olucaz gözünde..
    sıkıntıyla yatağa devrildim.. nerden geldim amk evine be..gerçi değerdi aslında ama..ah dıbına
    koyim ah..kendi evim olsa işte.. hiç böyle sorunlar olmaz..el gibiyle gerdeğe girersen bu kadar
    olur..o gece ev mevzusunu tamamen kafama koydum beyler.. yanlış anlamayın, sırf gibiş kakış
    için değil..ev iyidir yani.. üniversiteye gidip de evde kalmadan dönen insan, bence yarım
    öğrencilik yaşamış demektir..
    ben kendime lanet ede dururken odanın kapısı bir kere daha açıldı, ceyda ve meltem girişte
    göründüler.. benimki hafiften dürterek meltemi odaya soktu.. yazık lan.. düşündüm de, kız kendi
    evinde mülteci gibi oldu aq bu gece.. kendi odasına utana sıkıla giriyor..
    bir şeyler demek için ağzını açmıştı ki atladım,
    "tamam sorun değil (:..cidden.. burası senin evin meltemcim..ve gayet konuk seversin (fazlasıyla)
    bir sorun-sıkıntı yok benim açımdan" deyip olabildiğince içten ve rahatlatıcı şekilde gülümsemeye
    çalıştım..
    kız bunun üzerine diyeceklerini yutup gülümsemekle yetindi, yatağa doğru ilerleyip bir dizini attı,
    kısa geceliğinin sıyrıldığı yerlerde süt gibi, dolgunca bacaklar meydana çıktı..ou yes.. balık etli
    fantezisi.. bunu sevenler ağzının tadını biliyor.. muallakler sizi..
    ···
  4. 1104.
    +1
    ceyda ışığı söndürdü, bir süreliğine yeniden karanlığa gömülmemizden faydalanarak "karanlık
    tsigalko" nun imalı esprilerinden birini yapmasına izin verdim, zira ışık açıkken yaptığım takdirde
    kızarma ihtimalim var,
    "ee kızlar beni ortanıza alırsınız artık? he he"
    samimiyetinden ve herhangi bir güldürücü etkisi olup olmadığından emin olamadığım gibko
    esprimi fake bir gülüşle de desteklemiştim.. şimdi iki kızdan biri bana "sen ne diyon amk?" dese,
    züt gibi kalırım yani.. diyecek lafım olmaz..
    "aa ben yatıcam ortada..bir yanımda sevgilim bir yanımda arkadaşım ;)" diyerek şakayla karışık
    (olduğunu sandığım) önerimi baltaladı..
    halbuki önerim şakayla karışık filan değil.. bunun gayet farkındayım.. benim niyetim başka..
    sakın yanlış anlamayın... bu sefer de ceyda dan meltem e geçiş filan söz konusu değil.. tarzan
    mıyım ben aq..sarmaşıktan sarmaşığa atlayacağım..
    ceyda ile olan ilişkimde en ufak bir problem ya da tereddüt yok..ama o süt mısırı bacaklar..
    offfss... keşfedilmeye açık yeni bir vücut... dolgun kalçalar... acaba meltemi üzerimde zıplatıyor
    olsam, o kalçalar benim kasıklarıma her çarpışımda nasıl titreşir, nasıl yankılanırdı..
    bu sapık düşünceler anaforunun içinde döner dururken, sağ omzumda ceydanın başını hissettim..
    söylediği gibi, ortamıza o yatmıştı..
    ve karanlıkta olduğumuza bir kere daha şükrettim.. acaba yüzüm ne hallere girmişti..
    bir süre, kızların kıkırdaşması, benim bel altı imaları içeren esprilerim ve yatakta durmak bilmeyen
    bir kıpraşma eşliğinde geçti..
    ···
  5. 1105.
    +1
    neden sonra meltem e,
    "meltem, ya mahsuru yoksa banyonuzu kullanabilir miyim? çok az.." diye sordum,
    normalde çok zorda kalmadıkça yapmayacağım bir davranıştır bu, hatta sorarken bile
    utanırım..ama bu gece öyle şeyler yaşandı ve bu üçlü artık öyle bir yüz göz oldu ki..harbi
    suratlarımız eşşek derisine döndü..ne utanma kaldı ne arlanma...
    meltem,
    "aa tabi, tabi, ne mahsuru aşk olsun" diye candan bir karşılık verdi..
    eşofmanımı da alıp odadan ayrıldım, iki çatlağı yatakta yalnız bırakmıştım..
    banyoyu niye kullanıyon, sıçıcan mı? diyeceksiniz.. hayır, bildiğiniz gibi huylu, pimpirikli gibiğin
    tekiyim, o yüzden kıçımdan şu harabe halindeki boxeri çıkarıp bir bel altı duş alıcam izninizle..
    neyse buraları geçelim.. benim bu temizlik takıntım en umulmadık anlarda hem başıma dert
    olmuş hem de dertten kurtarmış bir huydur.. annemden miras..ne diyim.. duş alırken geldiğim bu
    düşünce beni bu abuk subuk zaman diliminde ailemi düşünmeye itti.. olaya bak, içerdeki bir
    odada, yarı çıplak iki kızla aynı yataktayım.. hiç bilmediğim bir evin, soğuk banyosunda
    taşaklarımı yıkıyorum.. aklıma ailem geliyor..her şeyim ayarsız abi..bir şeyim, iki şeyim değil ki..
    şu sıralarda, benden yüzlerce kilometre uzakta mışıl mışıl uyuyan, sevgili, biricik oğulcuklarını da
    yurdunun sıcak yatağında, ilim irfan aşkıyla bir sonraki okul gününü bekler halde düşleyen ailem..
    benden, sizin yetiştirdiğiniz bu bebeden böyle bir yaratık gelişeceğini bilemezdiniz elbet..ama hala
    sizlerin öğretilerine ve değerlerine uyuyorum.. elimden geldiğince.. anne, bak gayet hijyeniğim..
    anneanne, kendimi üşütmüyorum.. kızlar sağolsun.. sıcak tutuyorlar..
    ···
  6. 1106.
    +1
    babacım?..kimsenin namusuna ırzına zarar vermedim (henüz) merak etme.. kimsenin tamponuna
    çarpmadım.. biraz patinaj yapıp lastik yaktım sadece..
    oğlunuzun keyfi yerinde.. beni düşünmeyin..
    banyoyu bulduğum gibi bırakmaya özen göstererek çıktım, boxeri mutfaktan bulduğum bir migros
    poşedine tıktım.. sabah çöpe sallarım herhalde..
    devrim yolunda bir şehit daha (:
    altımda eşofmanla yeniden odaya doğru ilerlerken, kot pantolon giymediğim için kendime aferin
    çektim,
    donsuz kot giymeyi deneyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız..o gibiniz varsa gibiniz,
    zımparalanmış keresteye döner yeminlen.. taşaklarınız rendelenir, salataya katmalık olur..
    amk..
    odaya girdiğimde ışığı yakmadım kızlar uyumuş olabilir diye, (düşünceli bir insanım gördüğünüz
    gibi)..
    ama uyumamışlar, birbirlerine iyice sokulmuş vaziyette bir şeyler fısıldaşırlarken yakaladım..
    yakaladım demeyelim de, gelmiş bulundum işte.. kimseden kaçtıkları yok yani..
    ben gelince bir iki espri yaptılar üzerime, ben de üzerilerinden yuvarlanarak kendi tarafıma
    ulaştım..
    sırtı bana dönük olan ceydaya sarılıp arkadan kucakladım, kalçasının kavisini kasıklarımda
    hissedince biraz daha yapıştım, güldü..
    oh ulan.. böyle bir keyif yok.. zevk yok.. yastık gibi sarıldım kıza, yumuşacık, sıcacık
    yatıyorum..ama bir kere daha boşalmazsam iyi olur zira donu hallettik, eşofmanı da batırırsam
    walter white gibi dal taşak dolanırım ondan sonra..
    ···
  7. 1107.
    +1
    uyumamak için neredeyse bile bile direnen yatak ahalisi sonunda biraz yorgun düşmüş olacak ki
    sesler kesildi.. ceyda meltem ve benim aramda pasta misali, ben ceydanın boynundayım,
    nabzının atışlarını, hatta damarlarından geçen kanın sıcaklığını bile hissedebiliyorum... harika bir
    kadınsın sen.. benim kadınım..
    öte yandan meltemin sadece yarım metre kadar uzağımdaki yüzünü de belli belirsiz
    seçebiliyorum.. gözleri açık gibi görünüyor.. uyumaya niyeti yok.. karanlığa rağmen birbirimize
    baktığımızı hissediyoruz.. daha doğrusu onun bakışlarının beni delmeye çalıştığını ben fark
    ediyorum..ne yazık ki meltemin yüzünde ve bakışlarında, beni çekebilecek herhangi bir şey yok..
    üzgünüm sütlaç..ama bir tur verirsen binerim tabi orası ayrı..
    az daha zaman geçinde ceyda uyudu.. herhalde üzerinde oluşturduğumuz sıcaklığın filan da
    etkisiyle iyice mayışıp bayılıp gitti.. beni ise sanki gizli bir güç ayık tutmakta..lan daha demin dalıp
    gitmiştim ya hani? gene dalsam ya öyle.. uyusam.. yarına uyansam..şu geceyi anlatsam artık..
    hani, kötü bir gece olduğundan değil de..ne bileyim.. tamam.. bitsin artık.. çünkü taka saracak
    daha fazla uzarsa biliyorum, zira meltemin göz akları dakikalardır karanlığın içinden bana doğru
    parlamakta.. bense, gözlerimi kapatıp yüzümü tamamen ceydanın ensesine gömmek varken,
    inadına, o parıltılara meydan okuyorum.. içimden,
    "kaçırmıyorum lan gözlerimi, hadi bakalım.. bana baktığının da farkındayım.. evet sen de benim
    sana baktığımın farkında ol..okey!" diye geçirirken, çoktan uykuya dalıp giden ceydaya ait olması
    imkansız olan bir kaç parmak bacaklarımın üzerinde dolanıyor.. piyano çalıyorlar..
    uzun gecenin, uzun senfonisinin giriş kısmının notaları bu işittikleriniz.. zira o parmaklar, daha
    sonra belime, göğüs kafesime ilerliyor, güya benim rahatsız olmasın diye biraz uzaklaştığım
    ···
  8. 1108.
    +1
    ceyda, daha da dar bir alanın içine sıkışıyor.. deminden beri üzerimde solo atan parmakları, eli,
    ceydanın belinden çektiğim elimle yakalıyor, sıkıyorum.. biraz sertçe olmalı ki sesli bir soluk
    duyuluyor..eli bırakmıyorum.. biraz gevşetiyorum sadece..o gevşekliğin arasında yine hareket
    ediyor parmaklar.. sanki bana bir şeyler söylemeye çalışıyorlar..
    elim, ceydanın üzerinden uzanıp karşı kıyıya gidiyor, orada, sahilleri, kayalıkları yokluyor,
    dolaşıyor.. deminden beri zaptetmek için uğraşıp, nihayet rölantiye alabildiğin ufaklık, "mızrak
    çuvala sığmaz" misali yeniden şahlanıyor.. şahlanınca, önündeki kalçanın kavisine dayanıyor...
    daha da kendinden geçiyor.. tuhaf işler oluyor bu yatakta.. belden aşağım başka birinin kalçasına
    yaslanmış, ellerim ise bir başkasının belden yukarısıyla ilgileniyor.. tabi benimle de ilgilenen eller
    var..
    bu kombinasyon ne kadar sürdü bilmiyorum, ama ufaklık bir noktadan sonra iyice uyuşunca artık
    bu duruma bir son vermem gerektiğini anladım, zira aksi takdirde eşormanın da dıbına
    koyacağım..
    ellerimi meltemin göğüslerinden çektim,
    gibimi, delmek üzere olduğu kalçadan ayırdım (ceydanın kalçası)
    birbirine yapışmış gibi duran ikiliden ayrılıp yatağın bir ucuna gittim, süngülü piyade tüfeğine
    dönen dalgam yorgana sürtünce, acı-zevk arası saçma sapan bir his verdi.. elimi atıp yokladım,
    hal hatır sordum, ne dese beğenirsiniz?
    "dönülmeeezzz akşamııınn uffkuuunndayımmm, vaaaakiiitt çoooook ggeeeğğğğççç"
    ···
  9. 1109.
    +1
    yarak haklı beyler..
    yarak haklı..
    yataktan fırlayıp kalktım, doğruca banyoya..şu akşamın sabahını getirelim demi?
    kapıyı açarken gayri ihtiyari dönüp yatağa doğru baktım, meltem hafif doğrulmuş beni izliyor..amk
    kaşarı.. dönüp odadan çıktım, artık tanıdık olan banyoya ulaşıp çavuşu tokatlamak vesilesi ile
    üzerimde biriken elektriği boşaltmaya nail oldum *
    filmlerdeki gibi, tek elimi fayansa dayadım, az önce yaptığım aksiyonu düşündüm.. gereksiz bir
    güç gösterisiydi aslında..lan salak.. zaten bulup bulabileceğin, senin dilinden en iyi anlayan kız
    arkadaş, elinin altında..ne diye elin huursunun gazına geliyorsun da böyle salak salak
    atraksiyonlar gidiyorsun..az daha altını gene batıracaktın zaten..amk salağı seni...
    düşüncelerden sıyrılıp işimi bitirdim, banyodan çıktım..
    koridorda meltem ile karşılaştım..
    "ne?!" dercesine kaş göz ettim, agresif görünmeye çalıştım,
    üzerime geldi, sarıldı, dudaklarını, beceriksizce benimkilere bastırdı, bir bacağını belime atmaya
    çalıştı, ama esneklik katsayısı yetmedi, (ya da o zütü kaldıramadı da diyebiliriz). ilk an da tepki
    veremesem de, sonra üzerimden ittim, odaya doğru ilerledim, evet, meltem, şu son hareketin ile
    huurluğunu kesinlikle tescilledim diyebilirim..
    arkadan sarılan eller beni bir kez daha frenledi, lan!
    hışımla döndüm, ışımaya başlayan günün ilk ışıkları yüzüne vururken, meltem, salak yüzüne
    yabancı bir ifade ile bana bakmaya devam etti..
    ne cesaret lan..vay amk kızına bak sen..ne cesaret..
    ···
  10. 1110.
    +2
    dik dik bakmaya devam etti.. ağzının ortasına bir tane çakıp, sonra da kız arkadaşımın yanına
    dönebilir ve sıcak uykuma kaldığım yerden devam edebilirdim.. zira beni epey kızdırmıştı bu
    gereksiz cesareti..
    ama cezalandırmak için her zaman daha iyi alternatifler mevcuttur..
    meltemi kolundan yakaladım, duvara çarptım * * üzerine abandım, bu kez saldırı sırasın
    bendeydi,
    az önceki salak girişimine binaen, nasıl öpüşmesi gerektiği konusunda hızlandırılmış bir kurs
    verdim oracıktan, az önce belime dolayamadığı bacağını, bu kez bir elimle destekleyerek ben
    sardım, yüklendim.. daha da sert, elleri sırtımın üzerinde çılgınlar gibi gidip gelmeye başladı, sesli
    soluk alışları koridorda yankılandı..
    biraz geri çekildim, etrafı taradım,
    sonra yeniden koluna yapışıp, diğer kızlardan birinin olduğunu tahmin ettiğim odaya doğru
    koşturdum, kapıyı açtım, içeriye daldık,
    bir hamlede üzerine atılıp yatağa yıktım, bacaklarının arasına girdim, zaten kısa olan gri geceliği
    iyice sıyırıverdim..ve tekrar yüklendim..
    ···
  11. 1111.
    +1
    sonunda..
    süt mısırın tadına bakabilmiştim..
    31 çekmeye başladığınızı hissediyorum..ama bu geceye dair, hatırlamak ve anlatmak
    istediklerimin detayı bunlarla sınırlı..o yüzden ellerinizi gibinizden çekin derim..
    bu kadarla sınırlı çünkü, tahmin ettiğiniz üzere, bu pek de hoş bir anım değil ve bu duruma
    kesinlikle skor gözüyle bakmıyorum.. daha ziyade, "kırmızı kart" gösterdim diyelim..
    çünkü her ne kadar tutkulu bir adam da olsam, seviştiği kızı neredeyse boğan, gözlerini yaşartan,
    yatağa çivileyen bir adam değilim ben..
    belki, kimine göre biraz sert, ama nihayetinde aşk ile sevişirim..
    o sabaha karşı ise, tek yaptığı iç güdülerini dinlemek olan, çiftleşme mevsimindeki bir yaban
    öküzünden farklı değildim..
    .
    .
    eşofmanı son anda kurtarıp bacaklarına sağlı sollu boşaldığım ve odadan çıktığım sırada hala
    hıçkırmakta olan kıza, evden ayrılırken sanki hiç bir şey olmamış gibi gülümseyerek selam
    verdim,
    ceyda da tombişini, biraz soğukça da olsa selamlayarak bizi bu gece misafir ettiği için teşekkür
    etti, sonra da eve bir daha gelmemek, sahibini de bir daha görmemek üzere gibtir olup gittik..
    bu gecelik bu kadar yetsin panpalar, spartacus gelmiş izleyeyim.
    yarın gece görüşmek üzere,
    kamp ateşinin etrafında yerini alan yeni yüzlere ve bazı sabahlarda benim yerime odun
    toplayacak kadar yüce gönüllü olan eskilere tekrar selamlar, iyi geceler ;)
    iyi geceler panpalar,
    00.30 gibi gelip devam edeceğim, koltuklara kurulun ;)
    ···
  12. 1112.
    0
    görüşmek üzere
    @audrey, panpa sex hikayesi olarak görüyorsan bunu çok yanlış gelmişsin demektir (:
    http://fizy.com/#s/2vk9j8
    vay be..
    ne geceydi ama..
    bir panpamız şey yazmış, "öbür tsigalko kontrolü eline aldı ve sen de bundan hiç rahatsız
    görünmüyorsun" çok hoş bir tespit gerçekten,
    benim burada bir kaç paragrafta, felsefe yapa yapa anlatmaya çalışacağım şeyleri tek cümlede
    özetlemiş, eline sağlık.
    evet, o gece harbiden de, alışkın olmadığım şekilde, tamamen sorgusuz sualsiz (kendime karşı)
    cızırtı ve parazit yapmaksızın ve tam anlamıyla teslim olarak kontrolü diğer kişiliğime
    bırakmıştım..
    hiç itiraz etmeden,
    duygu sömürüsü yapmadan,
    işine burnumu sokmadan..
    istediği gibi takılmıştı o gece, önce ceyda ile, sonra meltem ile..
    oldukça tatmin olmuşa benziyordu doğrusu..bu fedakarlığımın karşılığında belki de beni bir
    süreliğine rahat bırakırdı ha? ne dersiniz?
    ceydayı minibüse bindirip geçirdikten sonra yurda gittim, artık sizin de alışkın olduğunuz üzere,
    kendimle yapmam gereken bir muhakeme daha beni bekliyor,
    ama bu kez tarzım ve tavrım epey farklı olacak..hissedebiliyorum..
    http://fizy.com/#s/1hch3e
    sabahın köründe yurda giriş yapmıştım, kahvaltıyı hazırlamaya kalkan hizmetliler kapıyı açtılar,
    selamladılar.
    odama çıktım, tolganın zütünde pireler uçuşuyor..ben de hemen bir çırpı üzerimi değiştirip yatağa
    girdim..bu kez tavan yerine yan duvara dönerek düşünmeye başladım,
    kendimi kaygılı hissediyor muydum?
    hayır..
    üzgün?
    hayır..
    herhangi bir kuralı ihlal etmiş gibi?
    sanmıyorum..
    peki, beni rahatsız eden herhangi bir şey?
    kesinlikle yok..
    pekii, beni hiç bir şeyin rahatsız etmiyor olması beni rahatsız etmiyor mu?
    neden etsin ki?..zütünden element uydurma tsigalko..
    sonra biraz, her şeyden habersiz, biricik sevgilim ceydayı düşündüm..
    ···
  13. 1113.
    +2
    rahat, gamsız sevgilim..
    acaba arkadaşını neredeyse düzdüğümü öğrense yine o kadar rahat olabilir miydi?
    kızar mıydı dersiniz?
    yoksa anlayış mı gösterirdi?
    benim hakkımda ne düşünürdü? arkadaşı hakkında ne düşünürdü?
    seni iyileştirebilirim demişti sahi.. değil mi?..ama tam tersine, hastalığımı (öyle diyelim)
    tetikleyecek şeyler yapıyordu bilerek ya da bilmeyerek..
    bilerek..
    lan bi dakka.. yoksa..beni denemişler miydi? bu bir test olabilir miydi beyler?..benim fena halde
    çaktığım bir test?..
    bu düşünce bile kaygılandırmaya yetmedi..
    oysa böyle miydim? ebruylayken, ondan bir şey sakladığımda, en ufak bir şeyi bile
    anlatmadığımda vicdan azabı duyuyor, her an kuruntu yapıp kafaya takıyor, kendimi
    paralıyordum..
    şimdi ise..bu ne rahatlık.. acaba böyle gamsız olmayı sevgilimden mi öğrenmiştim? hayatı basit ve
    rahat yaşamayı.. evet bana faydası olduğu kesindi..
    garip olan ise, yok etmek adına vaat verdiği, içimdeki canavarı daha da güçlendirmişti.. farkında
    olmadan..
    bu sefer, ne kendime kızdım, ne korkuya ve kaygıya kapıldım.. hatta her zamankinin aksine,
    kendimi sorguluyor filan da değildim.. sanki kendi hayatıma, 3. bir şahsın gözleriyle bakar
    gibiydim..
    dışarıdan izliyordum kendimi..
    sorgu odasının içinde değildim..
    ne sandalyeye sinmiş, yüzü gözü ter içindeki şüpheli..
    ne de kollarını bileklerine kadar sıvamış, kravatını çoktan fırlatıp atmış sorgu amiri..
    camın arkasındaydım bu kez..ve yine her zamankinin aksine, bu kez korkan, kaygılanan tsigalko
    yerine, pişkin pişkin sırıtan bir başkasını görüyordum şüpheli sandalyesinde.. karşısında ise, ne
    iyi ne de kötü polis vardı..
    ···
  14. 1114.
    +2
    pişkin adam, sanki beni görebiliyormuş gibi, yüzünü filmli cama çevirdi.. gülümsedi.. tanıdık
    gülümsemesini kendiminkine benzettim.. yalnız, biraz daha kötücül.. koyu.. şeytani.. yüzü de
    benim yüzümü andırıyordu..ama sadece o kadar.. zira o ben olamazdım..ne zaman bu kadar
    çılgın bakmaya başlamıştı gözlerim?
    o gözlerin çıldırtıcı enerjisi zihnime işledi.. beynimin derinliklerine çılgınca bir fikir aşılamayı
    başardı..
    aklıma daha önce düşünemediğim bir şey gelmişti.. gözümden kaçırdığım.. belki de görmek
    istemediğim bir şey..
    ufak ayrıntılar, ışık hızıyla aklımda birleşmeye başlayınca, gittikçe büyüyen bir resmi gözler önüne
    sermeye başladılar..
    dedim ya, bu sefer ne kaygı, ne pişmanlık ne de korku vardı aklımda.. hatta az öncesine kadar
    tamamen boş sayılırdı..
    şimdi işe, yeni keşfimin heyecanıyla başım zonklamaya başlamıştı.. inanılır gibi değildi bu...
    delilikti...
    yüzüm ellerimin arasında.. ağzım açık kalakaldım diye hatırlıyorum.. beyler..ben.. gerçekten, kötü
    bir adamdım.. hatta kelimenin tam karşılığıydım bile diyebilirim.. tabi bu dediğim sadece gönül
    işleri için geçerli.. yoksa kimseyi öldürdüğüm, soyduğum ya da işkence ettiğim filan yok..en
    azından maddi olarak yok diyelim.. manevi olarak ise..bir insanın ruhunu çalabilecek kadar
    korkunç bir adamım..ve benimle, bırakın ceydayı, hiç kimse, (kendim bile) başa çıkamaz..
    ···
  15. 1115.
    +1
    böyle düşünmeme neden olan şey ise, demin aklımda şimşek gibi çakan, ceyda ile ilgili karanlık
    tezimden başka bir şey değil..
    tam olarak ne olduğunu anlatmaya çalışayım;
    http://fizy.com/#s/12bs7h
    bu güne kadar, kızın bana son derece uygun ve uyumlu olan, başta rahatlık ve anlayışlılık olmak
    üzere pek çok özelliğini sizinle paylaştım..sonra, tutkulu oluşu..bu da tam bana göre..
    hatta ne diyordum, "bu kız sanki allahın bana bir hediyesi gibi"..
    oysa şimdi ise, yattığım yerde, aniden aklıma giren gerçek ötesi şüpheye göre, bu durum
    tamamen fake den ibaretti..evet! sahte!
    kızı ne zamandır tanıdığımı düşündüm,
    yaklaşık 3 ay..
    1 aydan biraz fazladır da sevgili olmalıyız..
    peki tüm bunlar nasıl başladı?
    bir gece, ansızın..ne olduğunun tam olarak farkına bile varamadan, kendimi, o zaman kadar
    kendimden uzak tutmaya çalıştığım kızla yatakta bulmuş ve yeni güne, ondan hoşlanıyor olarak
    uyanmıştım..
    bu nasıl olmuştu beyler?
    tamamen nabza göre şerbet meselesi..
    biraz daha açalım mevzuyu,
    ceyda ile daha okulun ilk haftasında tanışıyoruz, ortak arkadaş vasıtasıyla gerçekleşir gibi
    olduğundan dolayı, normalden daha kolay bir uyum süreci geçiyor aramızda..
    en başta, bana çekici gelen hiç bir özelliği yok..hatta, bana karşı olduğunu hissettiğim ve
    gizlemeye pek gerek duymadığı ilgisi, rahatsız edici bile diyebilirim..zira ben sevgilisi olan bir
    adamım..
    sonra ceyda, artık her nasılsa, beni araştırıyor ve hakkımda bilgi sahibi olmayı başarıyor..
    önce sevgilimin olduğunu, ve buna rağmen tehlikeli sularda gezinmekten zevk aldığımı
    keşfediyor..
    sonra geçmişte yaşadığım hayal kırıklıklarına, ve tarafımca kırılmış, başkalarına ait hayallere
    varıncaya kadar her şeyi, her şeyimi öğreniyor..
    ···
  16. 1116.
    +1
    Ben yıllar önce okudum pnpalar

    --spoiler--

    Kısa ozet:

    Tsigalko adindaki gencimiz ege üniversitesinde gıda mühendisliğne başlamıştır

    ilk goruste Ayşen adinda bir kiza tutulur, sonra kız 2 erkek arasında kalır ve tsigalkoyu reddeder. Tsigalko aşk acısı yaşar ve o dönem okan, alper ve ebru adlı kişilerle tanisir. Okan tsigalkonun en iyi arkadasidir ve tanistiktan bir sure sonra okan amerikaya gider ama tsigalkoyla bağlantıssı kopmaz

    Alper ise hemen hemen tsigalkoyla ayni seyleri yasamistir

    Ebru ise tsigalkonun kankisidir.

    Panpalar hikaye uzun belki sonra yazarim ama sunu soyleyebilirim hikaye sonunda ebru ile tsigalko evleniyorlar.

    Ve sadece anlattigim kisiler yok hikayede en az 25 30 kişi geçiyor

    --spoiler--
    ···
    1. 1.
      0
      Ve panpalar hikaye hakkinda sorunuZ varsa ozelden mesaj atin tsigalkonun uzaktan yakınıyım
      ···
    2. 2.
      0
      niye insanlarin okuma zevkini gibiyosun ve bu arada ebruyla kanki degildi hic bi zaman
      ···
      1. 1.
        0
        kardeş zaten istemeyen okumaz spoiler diye belirttim orda

        ikincisi tsi ebruyla tanışınca ilk zamanlar sevgili değil arkadaş civarı bişeydi
        ···
    3. 3.
      0
      Ya ben senin aq niye sonunu soluyon
      ···
      1. 1.
        0
        spoiler diye belirttim orda
        ···
      2. 2.
        0
        Merak ettim okudum aq spoiler ama filmin sonu da solenmez ki
        ···
      3. diğerleri 0
    4. diğerleri 1
  17. 1117.
    +1
    beni adeta hatmediyor..
    keşfediyor..
    geçmişte yaşadıklarımdan ve yaptıklarında yola çıkarak, bugün ile bağlantıyı kuruyor ve bu
    konuda gerçekten çok ama çok sıkı çalışıyor.. tabi tüm bunları yapmasının amacı bana sonunda
    sahip olabilmek..
    denklemleri oluşturup, parçaları bir araya getirince,
    beni elde edebilecek, elde ettikten sonra elinde tutabilecek kadın modeline nihayet ulaşmayı
    başarıyor..
    geriye sadece, bu modeli kendine monte etmek kalıyor..
    başlarda zorlanıyor tabi.. başarısız yakınlaşma denemeleri.. liseli popi kızlar gibi kucağa oturmalar,
    kola girmeler, omza el atmalar..
    sonuçta kız, kendi kimyasına uygun olmayan, hatta belki de ters olan bir şeyi, kendi sistemine
    kurmaya çalışıyor.. bazı hatalar kaçınılmaz..
    bir ara, olaylara ayşegül filan da dahil olunca, beni kaybettiğini düşünüp, bu tarz dolambaçlı yollar
    yerine, direkt olarak saldırma stratejisini benimsiyor..
    bunun içinse, istese bulamayacağı bir fırsat olarak, eskişehir gezisi önüne geliyor.. büyük şans..
    ilayda ile anlaşıyor..
    gecenin sonunda ne yapıyor ne ediyor, beni yatağa atmayı başarıyor..
    sonrası ise malum..
    sözde gizemli, çapkın, zor adam tsigalko,
    doğru ellerin ve doğru seçilmiş kelimelerin arasında, adeta pamuk helvaya dönüşüyor..
    afiyetle yiyebilirsiniz..
    ···
  18. 1118.
    +2
    ceyda, uzun uğraşlar sonucu, beni anlayabilmek ve elde edebilmek adına, olmadığı birine
    dönüşüyor..
    evet, olmadığı biri zira, ben genelde bir insanın ne mal olduğunu 1-2 oturuşta anlarım, hepiniz
    anlarsınız.. eğer ceyda gerçekten, sonradan bana o gece gösterdiği gibi bir kız olsaydı, bunu en
    başta anlamam gerekirdi..
    vay canına.. nasıl da gözlerim bağlanmıştı..
    ha bu arada, o geceki hikayesinin samimiyetine hala inanıyorum.. sanırım anlattıkları, sadece
    doğal bir katalizör görevi gördü.. zira ben zaten çoktan ağa düşmüştüm bile..
    bu çılgın tez aklıma düşer düşmez, pek çok itirazla karşılaştı malum..ama her itiraza vereceği bir
    cevap vardı..ve bunu da, daha önce, önemi gözümden kaçan detaylar ile yapıyordu..
    ceyda ile yaptığımız son telefon görüşmesi mesela..
    onu sevdiğimi söylememi istemişti..
    işte, gerçek kişiliğini gösterdiği ender anlardan biri.. klagib bir türk kızı olduğunun gözler önüne
    serildiği ama benim o an için konunun geneliyle bütünleştiremediğim bir ayrıntı..
    sanırım aramızın çok iyi olmasından cesaret alarak, şansını denemeye karar vermiş, sonra ise
    henüz bunu kaldıracak seviyede olmadığımı görünce pişman olup telafi etmeye çalışmıştı..
    gece, meltem in bizi gözetlediğini gördüğündeki ve bunca zamandır ilk kez şahit olduğum sinirli
    tavırlar..
    kıskançlık..
    ve genel olarak, hep beni öven, mayıştırmaya çalışan, sırtımı piş pişleyen konuşmaları..
    diyordum ya, bana kendimi özel hissettiriyordu..
    ···
  19. 1119.
    +1
    emin olun o gazı yiyen, ne kadar iradeli ve oturaklı bir adam bile olsa, etkilenmeden duramazdı..
    kaldı ki ben irade ve oturaklıktan çok uzağım..
    inanılır gibi değil..
    ceyda, resmen beni büyülemişti..
    çorbama aşk iksiri katmış, gözümü kör etmişti..
    ve bunu yaparken, ne ot, ne kimyasal ne cin ne dua kullanmıştı..
    sadece doğru sözler,
    doğru davranışlar yetmişti..
    manipüle edildiğimi hissediyordum..
    ve bu yüzden, şimdikinden çok daha yoğun duygular beslediğim ve bir şekilde yola sokmak üzere
    olduğum bir ilişkiyi kaybetmiştim..
    ebruyu kaybetmiştim..
    yatakta doğruldum..
    tüm bunlar gerçek olabilir miydi?
    ceyda, gerçekten olmadığını biri gibi davranıyor, rol yapıyor olabilir miydi?
    ve bu role kanacak kadar salak olabilir miydim?
    bu tezi, başta beni heyecanlandırmasına rağmen, şiddetle reddetmeye başladım o an..
    hayır..bu gerçek olamazdı..
    ceyda.. ceydaydı işte..ne rolü.. herkesi kendin gibi mi sandın amk tsigalkosu...
    "abartıyor... " dedi içimden bir ses..
    "bazen ölçüyü kaçırıyor çünkü doğal değil... "
    ne..nasıl yani...
    "kış soğuğunda ciksilik yapmaya çalışması, seni kontrol etme yollarından biri değil mi? hadi ama
    tsigalko..en ciksi, en ateşli, sana en uygun (burada küçümseyici bir eda vardı) hatun bile o
    havada öyle giyinmez.."
    beynim yanacak diye korkmaya başlamıştım..
    "hem, sadece bu da değil.. tüm tavırlarında bir abartı hissetmiyor musun? bunu göremeyecek
    kadar aptal olma..ya da inkar edecek kadar diyelim.. kız, olmadığı gibi davranıyor ve bu konuda
    da sık sık açık veriyor.. gerçekten bunun farkında olmadığını söyleme şimdi.."
    ···
  20. 1120.
    +2
    yataktan kalkıp banyoya gittim.. yüzüme soğuk su çarptım.. kavrulan ensemi ıslattım.. suyun
    ensemden aşağıya, sırtıma akışı ve beni ürpertişinin her saniyesini, bu korkunç düşüncelerden
    kurtulmak için kullandım..
    düşündüklerimde.. daha doğrusu, o güne kadar varlığından haberimin bile olmadığı bir yönümün
    bana düşündürdüklerinde haklılık payı olabilirdi..
    hatta tamamen doğru bile olabilirdi..
    ama artık akıllanmış bir adam olarak, yargısız infaz yapmamaya karar verdim..
    test..
    evet.. bana bazı testler lazımdı.. ceyda üzerinde uygulanmak üzere.. eğer gerçekten fake bir
    karakterle, sırf oyun kuralına göre oynayarak bana sahip olduysa, foyasını ortaya çıkarabilecek
    testler..
    çılgın sevgilimin, gerçekte ne kadar çılgın olduğunu ve benim için neleri göze alabileceğini görme
    vakti..
    ak züt, kara züt ortaya çıkacak..
    ve ben, ya fena şekilde züt olup, ceydaya, eskisinden de çok bağlanacak, aşık olma boyutuna
    geleceğim..
    ya da oldukça kötü yüzleşmeler bizleri bekliyor..
    hangisi dersiniz beyler?
    gerçekten ruh ikizimi buldum mu? sonunda, sonsuza kadar mutlu olabilecek miyim?
    yoksa mümkün olmayan bir hayala kanıp, zaaflarımın üzerinde tuzağa mı düşürüldüm?
    yüzleşmek demişken..
    yüzleşilecek şeyler bununla sınırlı değil tabi..
    şurda yılbaşına ve finallere sayılı gün kalmış..
    ve yurttan elemanlar, oldukça sıra dışı bir yılbaşı planı ile kapımızı çalmışlardı..
    "aga, her şeyi ayarlayacağız.. harika olacak, gör bak.. içkisi, müziği, hatta dansöz bile getirebiliriz
    (:"
    "yurda?? (:"
    çocuklar kafaya koymuşlardı..
    eve gidenler hariç,
    yurdun birbiriyle samimi ve içli dışlı olan tayfası (şu geçen sene koridorları birbirine katan, geçen
    yılın birinci sınıfları ve bir kaç feyzli aaabimiz, yaklaşık 25 kişi) hep beraber eğlenecektik..
    hatta başka planlar yapılmasın diye şimdiden söylenmeye başlamışlardı işte.. sevgilisi olanları,
    eve gidecek olanları filan ikna etmeye çalışıyorlar.. çocuklar gayet inançlı ve heyecanlı.. hevesleri
    kırılacak gibi değil..
    ···