-
326.
+3kızlar iyice yaklaştı, kapının önünde karşılaştık ama.. beyler.. kızlar.. kızlar da ne kız..ne kız..
dıbına röveşata çakayım, şu zütümün piştiği koltuktan kalkamayayım ki..kadın değil, resmen
hükümet ulan, bildiğin devlet.. hele bir tanesi, tanrıça..
epey heyecanlanmış bir vaziyette, tip tip baktım kızlara gülerek, kaşlarımı "ne ayak?" dercesine
havaya diktim ki uzun boylu olan (benden uzun muallakler..1.80 var..) "merabaa" dedi, hafiften boyun
kırarak, benim seviyeme eğilmeye çalışıyor *
meraba? dedim yine gayet şaşkın... herhalde birini soracaklar..aq bu kızların benle ne işi olur?
yolda görseler bir daha bakmazlar..
biraz daha tarif etmek istiyorum lan..
biri uzun, dediğim gibi, benden bir kaç santim uzun..ama botu var ayağında bilemiyorum..her türlü
giber sonuçta.. kız, bildiğiniz tanker beyler... bildiğiniz tanker.. attan filan öte, bildiğin deve.. yüz,
vücut.. muhteşem.. normalde burada edebiyatın allahını parçalamam gerekiyor biliyorum ama
inanın betimleyecek kelime bulamıyorum.. biraz da kafamın tam yerinde olmamasından mütevelli
olabilir..
ama şunu net söyleyeyim, üniversite hayatım boyunca, bir şekilde kontakta bulunduğun en güzel
hatun.. bakın bunu hala şu an söyleyebiliyorsam, varın artık siz hayal edin bu kumral güzeli..
altında kalınca siyah taytı (ki o zamanlar böyle ayağa düşmüş değil o moda.. daha doğrusu moda
değil.. cesur işi.. epey cesur işi..) ayağında botlar, sırtında gri süveteri..lan kız.. bildiğin rüya gibi,
serap gibi bir şey.. gerçek olamaz ... -
327.
+3o sebepten ki kendini affedemediği gibi, karşısındaki zaten hiç affetmez…
bir zaman olur ki, kendinizi silahsız sivilleri kurşuna dizen, mahkumlara tazyikli su sıkan, elektrik
veren, üzerlerinde deney yapan
savaş suçluları gibi hissedersiniz..
aşk suçluları da böyledir..
gönül suçluları da..
tek farkları ise, onlar bedene değil, ruha işkence ederler..
çok işkence gördüm beyler…
çok işkence ettim…
ve biz henüz,
daha eline neşterini dahi almamış aşk suçlularını izliyoruz bu hikayede..daha kan akacak..çok
ama çok kan akacak..
http://fizy.com/tr#s/1d69k6
mine,
tribünde yok demiştim..orada biraz karanlık noktalar kalmış, aydınlatayım..hem ilişkimizin o
dönemleri hakkında da biraz baştan savma
yazmışım, kanımdaki alkolün etkisiyle, sadece güzel şeyleri düşünmeye odaklanmış olmalıyım..
mine evet..benim güneşim..hayatım kararmak üzereyken onu aydınlatan güneş..ipten çoktan
düşmüşken, beni yere çakılmaktan koruyan bir ağ…kendi rızam dışında atıldığım bir uçaktan
şans eseri çaldığım bir paraşüt..
peki neden böyle oldu?
mine tribünde değildi beyler..zira artık bunlara önem vermediğimi biliyordu içten içe..duygusal
dakikalar, cicişlikler, ince düşünceler..tsigalko bunları takmıyordu…tsigalko, sıkılmaya
başlamıştı..tsigalkoyu elinden kaçırmamalıydı.. -
328.
+3ağır bir vicdan azabı içten içe beni kemirip duruyordu.. dışardan kıpkırmızı, gayet leziz görünen bir
elmaydım ben..ama eminim ki biraz midesi olan biri, daha aldığı ilk ısırıkta kusar
kalırdı…kurtlanmış çekirdeğime kimse dayanamazdı...
minenin, bunca sevgisi üzerine, bir de sırf benim için, beni yeniden kazanabilmek için yaptığı o
fedakarlıklar, kendini aşan, ona ters davranışlar, umduğu gibi beni çekmek şöyle dursun, daha da
itmişti.. çünkü farkındaydım…biraz daha böyle gidersek, birimizden biri diğerini bir şekilde yatağa
atacak ve o andan itibaren de artık tarifi mümkün olmayan, tamamen ağırlaştırılmış hasarlar
meydana gelecekti ikimizdede..
ha, ciks ayıp mı? değil aslında aq…tamamen doğal bir olgu aslında…ama, o öyle bir kız
değil..ben öyle bir adam değilim…
ciks yapan kız kötü kızdır demiyorum.. yanlış olmasın..ama biz öyle insanlar değiliz be
beyler.. öyle yetişmemişiz…benim anneannem beni 15 yaşına kadar kuş gibi ağzıma besleyerek
büyütmüş.. anam babam ipekten iplik dokur gibi örmüş, dokumuş…onu da öyle şüphesiz…biz
öyle insanlar değiliz..
belki de yanlış olan biziz..
ama ne olursa olsun, bu karanlık duygularında tesiriyle, olmadığımız birilerine dönüşmek
üzereyiz…hele ben…
mine tribünde değil beyler..
mine tribünde değil..
çünkü artık o da biliyor böyle mutluluk oyunlarını tsigalkonun zerre gibinde ol(a)madığını..
aslında olsun ister tsigalko.. neden olmasın ki..orada otursa.. beni izlese.. yanıma koşa koşa,
tanımadığım iki kevaşe değil de o gelse… -
329.
+3sonra beni çok şaşırtan, yine kafamdan aşağı kaynar sular boşaltan ve “yağmurdan kaçarken
doluya tutulmak” deyimini adeta yaşatan bir şekilde,acıdan daha öte bir duyguyu yüzünde
resmederek, dudaklarından şu kelimeleri döküverdi..
“ne zamandır birliktesiniz siz?”…
takip eden panpalarıma iyi geceler,
iyi geceler arkadaşlar, gecemiz başlasın *
http://fizy.com/tr#s/13s7g6
gayet netti söyledikleri..ama ben,
"ne??" diye bir şaşkınlık ünlemi koymaktan kendimi alamadım..
ama yalan yok şaşırmıştım... tamam bir takluk vardı evet ama, bu soruyu beklemiyordum, hatta
en başta ne demek istediğini anlayamadım desem yeridir.."ne zamandır birliktesiniz?" ne lan?
gülüyordu..o sinirli, daha önce masayı başıma geçirmeden attığı gülüşlere benzer bir gülüş..ama
bu akşam epey sakindi, eminim ki bu sahneyi zaten defalarca oynamış, söyleyeceklerini
ezberlemişti..o açından, önemli olan, ezberini bozacak olan, benim söyleyeceklerimdi.
tekrarladı..
"ne zamandır birliktesiniz?"
ben şaşkın şaşkın bakınmaya devam ediyorum..hani demiştim ya, benim yüzüm içimdeki ayna
gibi yansıtır diye..o an harbiden şaşkın olduğum için, yüzümde de sadece o ifade var..ne suçluluk
ne de kaygı hissetmiyorum -
330.
+3mine, ne demek istedeğini valla anlayamadım.. nasıl..kimle ne zamandır birlikteyim ben ya?"
biraz sinirlenir gibi oldu, pişkinlik yapıyorum sanmıştı.. oysa ki o benden kızarıp bozarmamı,
başımı önüme eğmemi bekliyordu..ve zaten eğer onun düşündüğü şey, başta benim de aklıma
gelseydi kesinlikle öyle olurdu. çünkü içeriğini anlamış olacağım o ani soruya verecek bir cevabım
olmayacaktı.. şimdiyse..jetonum henüz paraşütüyle süzülmekteyken.. tamamen şans eseri bir
şekilde salağa yatabiliyordum..
eğer beni bir şey kurtaracaktıysa, bu kurtaracaktı beyler..
kendini topladı..bu kez küçük bir çocuğa, yanan sobaya yaklaşmamasını tembihlermiş gibi, tane
tane konuştu,
"şu sporcu, deve endamlı, güzel yüzlü kızdan bahsediyorum tsigalkocum..(katil gülümsemesine
devam)..ayşen miymiş onun da adı? hı?"
o ilk anki lag dan sonra, artık kafama kaynar sular boşalması için tam zamanıydı aq..
ama öyle olmadı, beyler.. inanılmaz bir şekilde, kendimi suçlu hissetmiyordum..ben, kötü bir şey
yapmamıştım ki? ve beni bir kez daha öyle masaya gömüp gitmesine de izin
veremezdim.. hayır..içten içe kendime iki tokat patlattım.. kendimle münakaşa halinde geçen
sessiz saniyeleri avantaja çevirmiş, beni söyleyecek yalan arıyor zannetmiş (ki evet nispeten
öyleydi) ve bir kez daha saldırmıştı mine,
"ne zamandır.. tsigalko.."
gözlerimi yüzüne diktim.. meydan okurcasına..ve evet aslında pişkince.. -
331.
+3"benim hayatımda bir tane güzel ve endamlı kız var.." dedim, "sporculuğunu bilemem de..adının
mine olduğundan da eminim.."
aniden ağzını açtı..sonra bir şey demeden kapadı..bence orada sessiz bir "hasgibtir lan amcık
ağızlı" yedim ben..kesin yani.
yüzü ekşimeye başlamıştı..yine kontrolünü kaybedecekti..müdahele etmem lazımdı..kasılmaya
başlayan ellerinden birini yakaladım,
"mine..bak, tamam..neden bahsettiğini daha anca anlıyorum ben..eğer geçen sefer ki gibi beni
yıkıp geçeceksen, hiç ağzımı bile açmayayım..git..bir daha da asla göremeyelim birbirimizi..ama
eğer dinleyeceksen..söylediklerimi duyabileceksen, emin ol ki mantıklı bir cevabım var.."
yavaş yavaş soğudu az önce hararetlenen vücudu..kelimeler ile bir şey demedi..yüzüme bakmayı
sürdürdü..gözleriyle konuşuyor, "eh hadi o zaman kıvır bakalım" diyordu..
kıvıracaktım... gibe gibe hemde..kendime ihanet ettiğimi bile bile kıvıracaktım...
http://fizy.com/tr#s/2b7lea
elim hala elinin üzerinde, gözlerimi gözlerine dikmiş bir şekilde konuşmaya başladım..bir an bile
kaçırmayacaktım gözlerimi..bir an bile tereddüt etmeyecektim..daha önce üzerinde 1 salise bile
düşünmediğim, tamamen doğaçlama olan oyunumu oynarken, bir an bile..duraksamayacaktım..
"maçı kazandık biliyorsun... sıradan bir zafer değildi sevgilim..orada olup görmeni isterdim..(karşı
atak başlangıcı)..soyunma odalarına doğru giderken, tanımadığım iki kızın bana işaret ettiğini
gördüm, yanlarına gittim..tanıştık.."
gerçekçiliğim onu hem sevindirmiş, hem de rahatsız etmişti..huzursuzca kıpırdandı..evet, "ne
kızı? hangi kız? kim söyledi?" filan dememiştim..ama ya bu anlattıklarımın da sonunda hayırlı
olmayan bir şeyler vardıysa?
"... çıkışta uygun olup olmadığımı sordular, neden dedim..kızların ikisinin de erkek arkadaşı var
bu arada, onu da söyleyeyim.." -
332.
+3"ya, önce bir şey soracağım..kim o yeni kız? nerden çıkardın şimdi onu başımıza?"
bıkkın bir pff çektim... ulan nilay, sen değil bir daha bana kız, catherine zeta jones i ayarlasan
senin aracılığınla çıkmam lan..* * *
iyi ki bir iş becerdin.. resmen zabıtası oldun olayın.. sıçayım ağzına..
"mine anlatmadı mı sana?" dedim..
"yoo en son hafta sonu konuştuk.."
"iyi yapmış anlatmamakla.. senle bir şey paylaşılmaz.."
iyice morardı beyler.. ağlamak üzere..
"e iyi tamam yani..ne oldu o..siz mineyle barıştınız mı?"
"barıştık.."
"yani aldatma filan yok?"
"saçmalama nilay ya allahını seversen.."
sonra bu salak salak gülmeye başladı aniden.. hani "ağladı güldü şapkası düştü" derler ya..aynen
öyle.. sonra yarım sarıldı bana, başını omzuma dayadı..
"ohh... ben de rahatladım valla ya..senin öyle bir şey yapmayacağını biliyordum..ama ne bileyim
işte.. erkek milletisiniz sonuçta"
ben de hafiften gülerek ve ya sabır çekerek,
"hııı..o yüzden mi arkamdan tiyatro kurdunuz" diye roketi ateşledim.. -
333.
+3"hı hı.."
"bir, tolgayla aranız ne durumda, yani öyle sevgililik filan var mı?..iki, güzelim ayşenden
bahsetmedin diyorsun,o yüzden unutamadın sandım diyorsun.. asıl bahsetmiş olsam bu
unutamadığım anldıbına gelmez miydi yani.."
güldü yine ıslak ıslak.."ya cidden özür dilerim ben.. diyorum ya..tamamen yanlış yorumlamışım... "
"tolga?"
"şey..o konu biraz karışık.. * "
"çocuğu kullanmadın inşallah?!"
"hayır hayır ya..ya..biz.. biraz takılıyor gibiyiz onla da..bilmiyorum ki tsigalko... ben pek
umutlanmak istemiyorum.. bakar mı ki o bana?"
bir kahkaha koyuverdim... yere yuvarlanıcam nerdeyse..
"ya gülme..ben ciddiyim.."
"kızım ne bakması, bakmaması mı kalmış artık... çocuğu ele geçirmişsin resmen.."
"yok be..bildiğin gibi değil, resmen ayaklarına yatmadığım kaldı.. kandırdım denmez ona, bas
baya acındırdım kendimi de öyle ikna oldu.."
"hımm.. valla bilmiyorum o kadarını da... bence olmaması gibi bir sebep yok... görünüş olarak
ikiniz de hoş insanlarsınız... yakışırsınız yani de... işte karakter de önemli tabi" deyip pis pis
sırıttım,
"yaaaa" deyip gene mızıldanmaya başladı..
"gel buraya gel.."
sarıldık... bir dostun bir diğerinin uzun bir yolculuktan dönüşünü karşılarmışçasına sarıldık...
"sorun yok demi artık??" -
334.
+3"yok..yok..salak şey.. * "
@1478 amlıysan özelden ulaşabilirsin panpacım, artık değiştim, evimin kadınını arıyorum :p
arkadaşlar son bir part daha girelim, bu geceyi bitirelim. yarın iş var malum, okulu olanlar var..
gerçi yatan yatar aq, çok da gibinizde sanki muallakler *
http://fizy.com/tr#s/1dl9ps
hayatım düzelir gibi olmuştu biraz..kalp hastasının kriz anı ritimleri gibi dengesiz olan yükseliş ve
alçalışlarım, nihayetinde son mu bulacaktı?
ben de herkes kadar huzurlu bir hayatı hak etmiyordum aq?
neyim ekgibti etrafımda gülüşüp duran, sağa sola koşuşan o sıradan insanlardan? ben neden
sıradan olamıyordum? hep ezik, kadersiz, talihsiz mi olmak zorundaydım ulan?... yemin ediyorum
ana-bacı meselesini çıkın, küçük emrahtan farkım yok...
gerçi o herifin mesele de sırf ana-bacı meselesiydi galiba ama... neyse *
mineyle bir akşam için program yaptık..önce, artık yavaş yavaş kendini toparlayan havaya
binaen, biraz kordonda gezinicez, sonra da şu en son gittiğimiz onun keşfi kafeye gidicez..
ama bu sefer yine onun arkadaşlarıyla beraber..öff..yine tüm gece pıtırcık taklidi yapıcaz
desenize...
akşam buluştuk... ben gene bir dolu hıyar beklerken, sadece elif ve zerzevat fatih
gelmişler..aslında gelebilecek en kötü kombinasyon, ama sürümden kazanıyorum işte, sayı
az..buna da şükür..
kordonda takıldık, ben mineyle, fatih de elifle kol kola..ama onlar tamamen arkadaş tabi..en
azından elif için öyle..çünkü o hıyarı zütüne don diye bile giymez o kız bence, tamamen normal
duygularla düşünüyor..
ama fatih hırbosunun "spriteden acı gerçekler" reklamındaki gibi bir modda olduğuna eminim *
hava karardı..biraz da mehtap ve yakamozlar eşliğinde yürüdük..gecemiz gayet güzel gidiyor.. -
335.
+3ben hala o "çaktırmadan saldırgan" tavrımla, "kesin nilaydan öğrenmişsindir canım.. benimki de
soru yani.." deyip iyice gerdim yüzümü.
masada o ana kadar kendi aralarında lak lak eden ve olaydan haberi yok gibi duran fathi ve elif
de, havadaki negatifliği fark etmiş olmalı ki susup bize bakmaya başladılar.
mine yine bozuntuya vermeden (malum masada yalnız değiliz) ama savunma pgibolojisiyle
konuştu,
"ya ne alakası var nilayla?..tamam da, sen neden o kadar gerildin ki hayatım? bir şey demedim ki
ben?"
tabi.. tabi.."hani şu kumral kız, ilk kankan... " yani nasıl da sokuyor ayarı görüyorsunuz demi
beyler?
o ara elif hemen bize doğru eğilip, "nooldu bee" diye fısıldayıp gülmeye çalışarak sordu, komiklik
yaparak havayı açmaya çalışıyor..ama faydasız... benim şarteller atmış bir kere..
ulan nasıl bir oyunun içindeyim ben harbiden ya..? böyle odama filan da kamera kurdular mı
acaba merak ediyorum? gerçi tolga vardı sahi, kameraya gerek yok * ..
her şeyim, herkesim kontrol ve denetim altında mı?..bu kadar mı güvenilmez, bu kadar mı yavşak
bir adamım lan ben? iyi ki birinden posta yemişiz zamanında, lan sanki hainlik yapan biziz... züte
getirilende ben, sonrasında güvenilmeyen de ben..bu ne yaman çelişki lan?
ayağa kalktım,
"mine iki dakika dışarda konuşabilir miyiz canım?" dedim aynı tavırlarla..ama hala o kadar da
sevimsiz olmamaya çalışıyorum, hani şey gibi, misafirin yanında yaramazlık yaparsınız da,
annesiz size gülerek size "güzel evladım yapma çocuğum, yapma yavrum" der ya böyle inceden
inceden gözlerini oynatarak, bunu açılımı "misafirler gidince nasıl terliği kafana çakıyor gör
eşşoğlu eşşek" dir. -
336.
+3
Hele şükür okuyan buldum seri atarim beyler
-
-
1.
+1Sen adamsın :D
-
-
1.
0eyv panpam
-
1.
-
1.
-
337.
+3sinirle bir nefes çekti.. burun delikleri büyüdü..
"olum bak..o akşam masada sizi izledim..ve emin ol sizin yerinizde olmak için çok şey feda
edecek insanlar var..bir aşk bulmuşsun..bir ilişki tutturmuşsun.. bırakma..saçmalama.. neyse
sorun, düzelir.."
anlamak istemiyordu beyler..
daha tolgaya bile bunu kabul ettiremezken, ben? kendi kendime nasıl ettirmiştim? nasıl olmuştu
da bunca zaman varlığından bile haberimin olmadığı "öteki ben" bu kadar kısa bir zamanda böyle
güçlenip o savaşı kazanabilmişti?
kendimi şeytan tarafından ele geçirilmiş gibi hissediyordum... o sözler, benim sözlerim değildi..o
ses.. benim sesim değildi..
şeytan konuştu;
"abi sevmiyorum ki ben ya?..muhtemelen en başından beri hemde... nasıl diyeyim.. ihtiyacım
vardı tamam mı?..zor durumdaydım..öz güvenim yerle bir olmuştu... bir şeylere tutunmam
lazımdı.. artık toparladım.. ihtiyacım kalmadı.."
tolga beni şaşırtan bir şekilde bu son sözlerimi soğukkanlılıkla dinledi... oysa ben ana avrat
dümdüz giderek üzerime çullanır diye bekliyordum.. sonra konuştu,
"iyi abi..iyi. sonra gene yaşayan ölü gibi dolanırsın işte günlerce.. aferin..bir şey demiyorum.."
lan herkes de bu ayşen sonrası halimle posta koyuyordu bana..o kadar mı kötü olmuştum ben o
ara yahu?
"tolga.. içmeye gidelim mi bizim yere?"
"gibtir git.."
"tolga... kanka ihtiyacım var..bak, böyle rahat konuştuğuma bakma.. çok doluyum oğlum.. bildiğin
gibi değil.. konuşmamız lazım.."
yüzü ekşimiş bir şekilde baktı.. -
338.
+3"ah aq ah..başka biri var o zaman öyle mi? hay aq ya.."
"yok kanka..başka biri de yok..ama başka bir durum var..gidelim işte.."
"ne olum? muallak mi olmaya karar verdin? ne var??"
"gelicen mi?.."
"öff..sokayım sana ben ya..tamam hadi kalk.."
üstümüze bir şeyler alıp çıktık..saat gecenin 11 i..kapı görevlisi murat abiye "abi bizi bekleme bu
gece" diye artistlik yaptı tolga,
murat abi;
"ne o le pompaya mıa?" deyip ekgib dişlerini göstere göstere sırıttı.."bah kızıyor seyfettin abiniz...
ben oturuyom daha epeycene, çok da geç galmayın, gapıya iki kere tıhlayın duyarım ben.."
"abi sen yat ya, bizi ne beklicen.."dedim
"yoh ben televizyon filan izleyom, duyarım, tıhlayın gelince"
iç çekerek önüme döndüm..az önceki içine şeytan kaçmış, ukala halimin yerini, artık çökmüş,
kederli bir adam almıştı..omuzlarımı düşürmüş ilerlerken tolga sırtıma hafifçe vurup konuştu,
"duyalım bakalım ne derdimiz var.."
http://fizy.com/tr#s/1agyqr
anlattım beyler..ben istemesem de, dilim, içkinin verdiği kayganlığın da etkisiyle ağzımın içinde
dolana dolana, anlattı..
her şeyi değil belki ama, çok şeyi... hem de taa başından itibaren..
kim bilir kaç saat geçirdik o masada..kaç bardak..kaç kadeh..kaç şişe içtik..epey bir hesap
ödedik..gün neredeyse aydınlanırken de çıktık..daha doğrusu çıkarıldık kibarca, herifler artık
mekanı kapamaya hazırlanıyor..beni bıraksan daha oturucam yani..
tolga, gecenin 10 da birinde konuştu denebilir..ben, neredeyse hiç susmadım..ben sustuğumda
ise..artık o da hiç konuşmuyordu..
geldik yurda devrildik yataklara... sızıp kalmamdan az önce, hayal meyal duydum, derin bir nefes
verir gibi söylediği kelimeleri,
"zoorr işler abi..çok zor işler.."
hafta sonu bir şekilde geçti.. -
339.
+3ayağa kalktım..
artık yalnız bir adam olduğumu farkederek ve bu şehre geldiğimden beri ilk defa kalbimin boş
olduğunu hissederek yürümeye başladım..ayaklarımı serbest bıraktım ve az önce minenin
gözden kaybolduğu yönün tam aksi yönde savrulmaya başladım..
http://fizy.com/tr#s/1dl8qe
ayaklarım beni en yakın kafeye attığında zaten artık daha fazla yürüyecek halim
kalmamıştı..attığım her adımla, tükettiğim yol gibi, ben de kendimi tüketivermiştim sadece bir kaç
dakika içinde... içimdeki şeytandan iz yoktu keza o kendi işini halletmiş ve zafer kahkahaları
eşliğinde beynimin ve ruhumun derinliklerindeki cehennemine geri dönmüştü çoktan..
ve ben..yine benle baş başa kalmıştım..
gidip masanın birine çöktüm. beynim bomboştu..
ciddi anlamda bomboştum beyler..baktığım masanın turuncu rengini, yerdeki döşemenin satranç
tahtası gibi gamalı zeminini, bugün şu saniye bile sanki dün yaşamışım gibi hatırlamamın nedeni
de bu olsa gerek..çünkü aklımda sadece gördüğüm şey var..kendi düşündüğüm hiç bir şey yok..
öyle ne kadar durdum bilmiyorum, sonra bir sesle kendime geldim,
"hişşt, lan..tsigalko? aloou?"
kafamı kaldırdığımda tolgayla göz göze geldim..donuk halime baktı,
"söyledin demi aq.."
cevap vermedim..o da "hay senin ben" dercesine ağız burun büktü..
"ee ne oldu?"
"ayrıldık..sanırım.."
"nasıl sanırım? ne oldu ki?"
"kalktı..gitti..ben o tarz bir şeyler söyleyince işte.."
bir şey söylemedi... ben sordum,
"sen napıyon burda?"
"bilardo atıyordum..seni görünce de yanına geldim işte.."
"ha.."
"ne yapıcan..?"
"ne yapayım..yurda gider yatarım.."
"tamam, akşam görüşürüz..konuşuruz..istersen.."
"konuşuruz.." -
340.
+3yaptığından dolayı memnundu belki..zira kendine olan güvenini yeniden kazanmış,
ayakları üzerinde tekrar şahlanmıştı..mızrağını, çatallı kuyruğunu yeniden dikleştirmişti..ve şimdi
de işi biten kurbanınından kurtulma vaktiydi..özgür olma vakti.
ama o da memnun değildi... kurbanından memnun değildi... başka biri olabilirdi..biraz da olsa
bunları hak eden biri..kısasa kısası tam olarak sağlayabilecek biri... ama hayır..karşısında
gördüğü, mağlup etmekten kıvanç duyacağı bir aslan değil, kendi elleriyle ona mağlup olmuş
kuzuydu olsa olsa..
yine de mutluydu, sonu belli bu savaşı kazanmış olmaktan..geri gelmişti kendine..yeniden
doğmuştu, bu kez bir daha ölmemecesine..
bir şeyler yedik..ben havadan sudan konuştum..ortamı biraz kıvama getirdim..ama mine hala özür
bekliyor belli, zira kavga, her zamanki gibi benim yüzümden çıkmış.
sonra birden, orasının bazı şeyleri (ki ne olduğunu biliyorsunuz, ama henüz o bilmiyor) konuşmak
için pek de uygun bir olmadığını fark ettim..
"gel" dedim..
çıktık kantinden..o hala bozuk takılıyor, ama biraz da umutlanmış durumda, özür vaktinin geldiğini
sanıyor..
elinden tuttum..son kez..ve her zaman öpüşüp koklaştığımız, pek az noktadan görülebilen o
ağaçların dibindeki "bankımıza" doğru zütürmeye başladım..
bu kez bambaşka duygulara ev sahipliği yapacak olan o banka..
gece görüşmek üzere,
iyi geceler arkadaşlar,
10-15 dakikaya başlıyorum
http://fizy.com/tr#s/1aijbe
..banka oturduk. az önce nispeten solgun olan yüzü biraz renklendi..
özür dileyeceğimi düşüyor olmalı..güzel bir özür..bizim bankımızda..
aşkımızın hikayesi bir sayfayı daha dolduracak, koşusunda bir engeli daha atlayacak sanıyor.. -
341.
+3şaka gibi değil mi?..kızlar tarafından söylendiğinde dalga geçtiğimiz ve inanmadığımız bu klagib
cümleler, tam da bu anda benim de aklıma gelmişti.. demek ki insan pgibolojisi, ister istemez bu
yöne giriyordu, terk etme ve reddetme öncesi durumlarda...
yüzüne bakarak konuşmayı sürdürdüm, o ise sözlerimin gidişatından, olayın sonunu anlamaya
başlamış gibiydi.. tamamen donmuş bir ifadeyle beni izliyordu;
"..mine,ben... yoruluyorum... ve..bunun sonucunda seni daha da çok kırmaktan
korkuyorum.. şimdiden başladım bile baksana... yürütemiyorum... çok.. çok özür dilerim... (burada
göz yaşlarım da olaya görsellik katacak şekilde boşalıyorlar)... bir.. süre... bir süre ara verelim.."
daha cümlemi yeni bitirmiştim ki banktan elektrik şoku yemiş gibi kalktı, dim dik, kaskatı bir
şekilde, ona özgü o uzun, sert adımlarıyla koşarcasına yürümeye başladı..
ayrılık sözcüklerini söyleyen ben.. giden ise her seferki gibi o olmuştu..ama bu kez
dönemeyeceğini, dönse bile aradığı adamı bulamayacağını bilerek..
gidişini, sırtını, omuzlarını, hafif ilk bahar esintisiyle dalgalanan ince telli altın sarısı saçlarını
izledim.. sevdiğim, sevdiğimi sandığım.. sevdiğime kendimi inandırmak için gecelerimi, günlerimi
kendimle savaşla harcadığım kadın... gidiyordu..
başımı ellerimin arasına aldım, göz yaşlarımı yüzümden temizledim... beynimi bir yarısı "ne
yaptın sen? allah kahretsin, sen ne yaptın??" ama bir başka düşünce, en az onun kadar kuvvetli
başka bir ses bastırdı onu "ne olacaktı ya? daha fazla uzatsaydı da daha mı kötü olsaydı
sonu?bu ilişkinin sonu yoktu..yok!"
doğru.. evet..işte bahanem de oluşuvermişti... öteki ben, işini gayet iyi yapıyordu beyler.. taktir
etmek gerek. eğer ben daha fazla çabalasam, daha fazla uzatsam, muhtemelen o süreç boyunca
onu daha fazla kıracak, üzecek ve nihayetinde kaçınılmaz bir sonla, ondan ayrılırken daha da çok
acıtacaktım.. -
342.
+3bir süre konuşmadan yedik.. arada göz göze geliyoruz.. sıkıntılı... e ben de sıkıntılıyım aq..sanki
ben çok mu havamdayım..
belli ki, az önce geçiştirdiği konu hakkında yorum getirmek istiyor, konuşacak ama, nereden
gireceğini bilemiyor gibi.. erkek olarak, yardımcı olmam gerekiyor gibi hissettim
"sızmışız ya " dedim tekrar salak salak gülümseyerek... ne yapayım aq, o şartlarda elimden
gelenin en iyisi..
sıkkın bir şekilde gülümsedi o da yine, "evet.." dedi..
ben ortamın içine girdiği gibindirik havayı kurtarmak adına son bir hamle daha yapıp, espirik bir
şekilde,
"sahi sen dün akşamı hatırlıyor musun ya?" deyip muzur muzur güldüm,
"sen hatırlamıyor musun yoksaa??" deyip yarı şaşırmış, yarı güler halde yüzüme baktı.. evet o
sıkıntılı hava biraz dağılmıştı. -
343.
+3girmek, o sıralara oturmak..o suratlarla karşılaşmak bile istemiyorum lan...
sınıfın 65 kişi olduğunu düşünürsek, e zaten 45 tanesiyle filan neredeyse hiç muhabbetim
yok.. bazısının daha adını bile bilmiyorum aq..
nilay ve kızlar grubu benle iletişimi kesmiş durumda.. serhat ve adamlarıyla takılıyorlar
artık.. serhat ve adamları sınıfın playboy u olma yolunda zütlerini var güçleriyle yırtmaya devam
ediyorlar..
ceren filan deseniz, hatun benle o geceden beri göz göze bile gelmek istemiyor lan.. gözlerini
kaçırıyor sürekli.. hani bu zamana kadar gibimde değil ama, o kadar yalnız kalmışım ki, artık onu
bile farketmişim..
ebru da aynı sayılır.. aslında o da yalnız gibi..tek gibi sanki ama sonuçta kızlar her zaman birbirini
tutarlar.. hele bir de sınıfta çoğunluk olduklarını düşünürsek... zaman zaman başka kızlar ve kız
gruplarıyla takıldığını görüyorum..
necati de safın teki zaten..iyi çocuk ama.. nereye çeksen oraya gidiyor işte aq..şu aralar o da big
king serhat ın güdümünde.. göz göze gelmemiz halinde selam vermeyi çok görmüyor sağolsun..
bense tüm bunları gözlemlerken, adeta bir hayalet gibi, aslında olmayan şeylerle kendine bir
dünya kuran bir ruh hastası gibi, bedeninden çekilmiş, hissizleşmiş bir ruh gibi
dolanıyorum.. oturuyorum..izliyorum... sanırım kafayı yiyorum..
beyler gerçekten çok zor günler geçirdim..
tamamen yapayalnız, insanları bana sırt çevirdiği ( ya da benim öyle sandığım) zor... ve acı
günler. -
344.
+3işkencelerine maruz kalmış olan naif kişiliğim haykırmaya devam ediyordu "neden? neden hep
ben?"
http://fizy.com/tr#s/1ah2hy
..kapıyı çarparak tuvalete girdim..kabinin birine kendimi attım..artık gözlerimden yaşlar boşalır bir
halde, kabinin içinde öylece kaldım..hani böyle, hırstan ağlayan çocuklar vardır ya..kendilerini
sıka sıka, bir "tısss" sesi eşliğinde, gözlerini iyice yumup ağlarlar..fısıltıyla..
işte öyle ağlıyordum... bütün vücudum gerilmiş, kendini yırtmaya zorlar gibiydi..ellerimle saçlarıma
yapıştım..uzun süredir kestirmediğim, şimdiki teodosic modeli saçlarıma..yapıştım..çekmeye
başladım... bir yandan da ileri geri hıçkara hıçkara, tıslaya tıslaya ağlıyorum..ağzım burnum salya
sümük içinde kaldı... aklımdan milyonlarca düşünce geçiyor, herbirini birbirine karışıp çorba
oluyor..
ben ağlamaya, sağa sola yuvarlanmaya devam ediyorum... duvarları dirsekliyorum... alnımı
sürtüyorum... vuruyorum..tamamen bir sinir krizi içindeyim..
bir andan sonra iyice başım döndü... mide bulantım arttı..dizlerimin üzerine çöküp alaturkanın
içine kustum..
bu istifra beni rahatlatmıştı biraz... genzim yanar, bazım sızıldar bir halde yavaş yavaş
doğruldum..kendimden hıncımı almıştım. soluk soluğa, biraz daha kaldım kabinin içinde..sifonu
çektim..sesleri dinleyip kimsenin olmadığına kanaat getirdikten sonra kabinden dışarı
çıktım..lavaboya gittim..aynada gördüğüm ağzı burnu birbirine girmiş, kırmızı gözlü, çarşamba
saçlı ve artık benle fiziksel olarak da alakası olmayan zebaniyle bakıştım...
yüzüme, gözüme bolca su çarptım..ensene..oradan akan damlalarla ta donuma kadar. -
345.
+3kim kimi kullanıyordu bilmiyorum, ama ikimizin de menfaati olduğu açıktı..o kendince okulun
gözde ve yetenekli bir çocuğuyla aynı masayı paylaşarak hava atıyordu, benim menfaatimin ne
olduğunu siz biliyorsunuz ;)
o gün 3-4 kere konuşmamız bölündü, ben besyo bölgesinde onunla takıldığım süre boyunca en
az 8-10 kişiyle selamlaşmak zorunda kaldım.. hıh..bir taraf çiçek bahçesi..bir taraf çöl... kendi
fakültemdeki, hatta onu geçtim, kendi sınıfımdaki durumumu düşününce içim acıdı..
kendi vatanında hor görülüp, gurbet elinde yere göğe sığdırılamayan düşünürler gibi
hissettim.. benimle konuşmaya çalışan, selamımı kovalayan bu çocuklar ve kızlar (ki sebebi çok
belli işte, "biz bu çocuğu tanıyoruz bakın, litfeeen") benim kendi içimdeki ve kendi bölgemdeki
yalnızlığımı, ezikliğimi biliyor olsalar ne düşünürlerdi allah bilir... elimi sıkıp "babacım bir maçta
bizle ayarlayın ya" "abi nerelerde takılıyorsunuz, irtibatı koparmayalım" diyen yakışıklı ve ortamcı
gençler benim için ben cool bir playboy, ama kendim ve beni gerçekten bilenler içinse gerizekalı
bir loserdan farksız.. dahası yalnız bir adamdım.. yapayalnız.
ayşenle tüm öğleden sonramızı beraber geçirdik, kantinde, yolarda, banklarda... kapalıya "sanki
oradan geçiyormuş" gibi sızıp 3-5 atış bile yaptık potaya, benim üzerimde kot-kaban..
"ya ben seni de engelledim ayşen, dersin filan yok muydu?" demiştim, kibarlığı ve ters pgibolojiyi
asla elden bırakmıyordum, hani şu içten içe "lan bi gibtirip gidemediler" diye düşünen, ama
konuları tam kalkarken de " aaa daha erken nereye? otursaydınız?" diyen ev sahipleri gibi..
önemsiz bilmem ne deyip geçiştirmişti..ben, neredeyse, onunla yürürken komplekse girmeme
rağmen, o benle takılmaktan ve okulun mümkün olanca çok yerinde birlikte görünmemizden epey
memnundu.. evet biraz salak bir kız, ben de fark ettim *
onu kaldığı ilçenin servisine bindirmeye zütürürken sordum, "hafta sonu bir planın var mı?"
"hımm..bi ajandama bakmam lazım * " diye gır gır yapmaya çalıştı,
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 09 07 2025
-
sürekli nikli başlık açan hicapsız
-
hava 40 derece civarı
-
arvenin deliğini istiyorum agalar
-
hala imgurdan resim atan salaklar var
-
ateist olmakla gercekten gurur duyuyorum
-
adolfhitlerincakmasi çaylak yemiş sinyal çaktı
-
selamlar babaninyolar
-
sözlük reisi olduğum gerçeğini
-
ne guzel sicak var
-
kamyoncu abi arkana binsem beni alamanya zütürsen
-
olm bu grok a fahri inci sözlük adminligi
-
3000 den fazla entry yazan sözlük üyesi
-
ben küçükken testereli katil vardı mk
-
bu resme partililerden gelen tepkiler
-
ramşteyn tatava yapmba kardeş
-
şu şarkının masumiyetine içtenliğine bakar mısınız
-
habiscan o profil resmi getçek mi
-
dünyanın ve evrenin lideri
-
1990lara bakiyorum kurban olsunlar
-
sabah sabah sözlüğe giriş yaptım gelen mesaja bak
-
karanlıktan korkmayı özledim
-
ruby kopege suratini yalatiyor
-
yecuc ve mecuc acaba bizleri nasil oldurecek
-
marketteki kizin eli elime degdi
-
yaprak kımıldamıyor yaprak
-
mandingo buyuklugundeki seyim
-
escortun kirmizi ojeli ayagina bosaldim
-
şu veledi ekrand gördün mü
-
rubynin kıymetini bilememişiz
- / 2