-
526.
+2ardından kafeye geçtik.. elif biraz cızırtı yaptı.."ya orda alkol yok sanırım" bilmem ne gibisinde...
içme lan bir akşam da..ölür müsün? ben aylardır içmiyorum mine için... boyum mu eksildi? tabi
zerzevat da sanki içmeyi biliyormuş gibi buna destek verdi..lan bu çocuğu da bir türlü sevemedim
aq..aslında bir zararı yok yani bana.. istese de olamaz hatta.. malın teki... ama ne bileyim işte kıl
oldum lan? sebepsiz... size oluyor mu öyle bilmiyorum ama, bazen bir adamı sırf "gözünün
üstünde kaşı var" diye bile sevmeyebilirsiniz yani..her neyse dıbına koyim...
sonuçta kafeye gittik beyler... benim sevgilim kafeye gitmek istiyorsa, kafeye gidilir..
biz daldan dala atlıyoruz, muhabbet umduğumdan güzel..biz mineyle cool çiftiz zaten.. elif
desen.. anladınız siz..e fatih de mal olunca.. oldukça eğlenceli bir masa oldu..ben bu hıyarın
üzerinde 1-2 espri yapıp kızları güldürdüm * *..hatta bu salağın kendisi bile güldü..tam şaban ya..
elifle epey konuşuyoruz.. kızın o özelliğinden bahsetmiştim beyler.. hani sizi öyle bir dinliyor ki,
resmen özel hissettiriyor, o bakışları, mimikleri, tepkileri..tam bir aç örümcek..
artık ortam hepten samimileşince ben de biraz yüz bularak, bunu kışkırtmak adına sordum,
"ya elif onu bunu bırak da, senin aşk hayatın nasıl gidiyor onu söyle"
bu soru üzerine fatih malı hemen olaya efekt kattı "oooooooo ooooooo" bilmem ne şeklinde, mine
gülüyor..bu da gülüyor, utanmış numarası yaptı,
"valla tsigalkocum, zor ya bu işler, ben bulamadım böyle gönlüme göre.. valla sizi çok
kıskanıyorum" deyip göz kırpıyor.. mine buna
tatlı tatlı laf atıyor, fatih ortalığı gaza veriyor... ben gülüyorum... içmeden, gene kafayı bulmayı
başardık bir şekilde.. saatte epey geç olmuş anasını satayım, yarıma yaklaşıyor.. mine bu akşam
elifte kalacakmış, yurda girme problemi yok.. öbür hıyarın evi var.. benim yurdum dingonun ahırı
gibi zaten.. saatle işimiz yok yani..
e tabi o kadar gülünce insanın çişi geliyor aq..gittim bir işedim.. -
527.
+21 yalan..
"..neyse, bunlar beni çocuklarla tanıştırmak istediklerini söylediler, hayırolsun? diye sordum
tekrar..ne alakaydı yani.."
2 yalan..
"bu ikisinin erkek arkadaşları, biliyorsun hepsi sporcu çocuklar zaten.. sokak basketbolu turnuvası
için bir kişiye daha ihtiyaçları olduğunu söylediler... bende o maç resmen coşup maçın adamı
moduna girdiğim için, gözlerine kestirmişler işte..bir konuşayım istediler.."
3 yalan..
sözümü kesti.."onca basketçi, sporcu adam var o bölümde.. sana mı kalmışlar?" deyip inanmaz
bir şekilde gözlerini kırpıştırdı..
bu lafının üzerine ben iyice yüzümü asıp,
"o salondakilerin en iyisi bendim (gibtir lan) bir tanem.." dedim.. "e tabi sen olmadığın için
göremedin, böyle demen normal".. aynı yerden 2. saldırı.. duvarlarında gediği açtığımı hissettim,
zira normalde benim yüzümde olması gereken, rahatsızlık ve suçluluk duygusunu, şimdi onun
yüzüne yapışmıştı.. ağır şerefsizim değil mi?..çok ağır şerefsiz...
devam ettim,
"bunların kantinine gittik.. çocuklara da haber verdiler o ara, 5-10 dakikaya onlar da geldi.. oturduk,
konuştuk..ama anlaşamadık.. çünkü takımda biz dışında 2 kişi daha var ve maçlar 3 e 3
oynanıyormuş.. arada yedek kalabilirsin dediler..bir de onların idman temposuna uymamı
istediler.. nefret ederim biliyorsun.. biliyor musun? (bir ima daha..)..bu mesele de bu şekilde
kapandı.. kızın adına gelince, adı ayşen evet.. artık pek de umrumda olmayan, beni etkilemeyen bir
tesadüf..ama sen bu olaydan, buralara nasıl geldin onu da sana sormak lazım..ne birliktesi
mine?? ben sana bunu yapar mıyım? (!)"
soluk bile almadan, saniyeler içinde yazdığım senaryoyu oynamış, üzerimden ağır bir yükü
atmıştım.. itiraf etmek gerekiyordu ki, daha önce farkında olmadığım şekilde, profesyonel bir
yalancıydım..ben??... ben yalancı ha?... azıcık zütten element uydururken bile yüzü kızaran,
yalanın y sinden bile nefret eden ben??... vay be.. -
528.
+2artık tamamdı.. güveniyordu bana.. bunu da böyle atlatmıştım ya..gözünde bir gömlek daha
yükselmiştim..
gece boyunca, kendi pişmanlığımın da verdiği huzursuzlukla, tıpkı katillerin olay yerine dönmesi
gibi, ben de arada bir o konuya döndüm.. çaktırmadan..hafif darbelerle, ördüğüm ve minenin
gözüne sağlam ama benim gözüme hala yetersiz görünen duvara çimento vurmaya, tuğla
koymaya devam ettim.. attığım her mala darbesi, aslında kendime vurduğum bir bıçak darbesiydi
de, bakmayın.. umursamıyormuş gibi davranıyordum..
yurduna zütürdüm.. gene güzel ayrıldık.. uzun süre sonra sevgiyle öpüşmüştük... ilk zamanki
ekseninden kayıp bambaşka yörüngelere giren aşkımız, bu duygusal harple yeniden eski
gediğine oturmuş gibiydi. sevgi, tekrar ve tekrar mutlak kazanan olmuş, menfaatleri, cinsel
gereksinimleri, duygusuz davranışları yine ve yeniden mağlup etmişti.
biz kazanmıştık beyler.. benim onca yan çizmelerime, kaytarmalarına rağmen..biz kazanmıştık
işte.. aşk kazanmıştı, aşkımız kazanmıştı..
yurda gittim..
gene yorgunluk var..ama bu defa sadece beyinsel.. pgibolojik bir harpten az önce çıkmışım ve
kendime karşı olan cephelerimi daha kapatmamışım..
kalk tsigalko.. sana uyumak yok... bu gece gene baş başayız.. birileri yine hesap verecek... bir
diğeri yine bağıra çağıra suçlayacak öbürünü... sıkıştıracak.. üzerine gidecek.. -
529.
+2bu yüzünü kaldırdı omzumdan.. baktım göz yaşları süzülüyor..ama hala gülüyor.. yani hem ağlıyor
hem gülüyor, salağa dönmüş durumda.. burun filan kıp kırmızı olmuş..bir an daha fazla üzerine
gitmemeyi düşündüm... arkadaşımdı sonuçta beyler..en iyi kız arkadaşımdı yani... bilmiyorum o
kadar da gaddar olmalı mıydım?..
bu elinin tersiyle yüzünü silip konuşmaya başladı,
"ya tsigalko... bak o konuda ben ne desem de inanmazsın ama.. inan kötü bir niyetim yoktu yani...
ben senin şu ayşen muhabbetini hiç bilmiyordum.. farkında bile değildim..e senle de arkadaş
olduk, onca şey konuşmamıza rağmen onu hiç anlatmadın.. sonra ben bunu tesadüfen öğrenince,
o aralar da da sizi mineyle baş-göz etmiş sayılırdım.. işte..sonradan da onu duyunca, korktum
biraz.. yani hani bak ben ayarladım, sonra kötü bir şey olursa vebali filan olmasın gibisinden... e
işte sen de bana kendin hiç bahsetmeyince, ayşeni de içten içe unutamadın filan sandım... yani...
ya..öyle kendi çapımda... evet biraz tolgayı da karıştırmak zorunda kalarak... ya..çok özür
dilerim.. cidden... ben çok yanlış yorumlamışım... sen düzgün bir çocuksun tsigalko... özür
dilerim.. cidden... "
bu yazdığımın 5-6 katı konuşmuştur herhalde..ben böyle aklımda olanları boşalttım sadece...
makineli tüfek gibi, ağlaya güle, hızlı hızlı nefes ala ala 3-5 dakika konuştu karşımda..
az önce içimden geçen acıma duygusu bir kez daha kabararak su yüzüne çıkmıştı..son bir kaç
soru daha sorup sonrada "tamam sorun değil" diyerek kucaklamaya karar verdim..
"peki tamam nilaycım... ama bir şeyler daha sormak istiyorum, tamam mı?" -
530.
+2döndüm masaya, benim telefon minenin elinde, baktım "ne iş?" gibisinden..
"hayatım mesaj geldi şimdi sana ama? ondan aldım"
"ha..tamam bak sen oku bana.."
baktı bu telefona.. biraz durgunlaştı.. sonra bana döndü, sakin sakin, sordu,
"ebru kim canım?"
... ananı...
yalnız minede bir bozukluk yok yani, kız hala gayet keyifli.. zira son olanlardan sonra artık gözüyle
görmedikçe inanmaz malum tarzda şeylere..
"bakayım, ne yazmış?" deyip telefonu elinden aldım..
evet mesaj ebrudan.. muhabbet, klagib ve artık üstü çoktan tozlanmış olması gereken bir
muhabbet.. aynen şu yazıyor:
"uyudun mu?"...
mine istediği kadar rahat görünmeye çalışadursun.. benim surat gene maymunun zütüne
dönmüştü bile beyler...
takip eden panpalarıma ve panpişime * iyi geceler *
@1506-@1507
eyw beyler, -
531.
+2eyw beyler,
durumun ciddiyetinin farkındasınız değil mi aq..hala.. *
takip eden panpalara iyi akşamlar, kaldığımız yerden devam
http://fizy.com/tr#s/1agyqe
..telefon elimde kalakalmıştım..ne alakaydı şimdi bu? neydi yani?..bir kamera şakası filan
olmalıydı yine..ha?
kendimi son günlerde iyiden iyiye kurban gibi hissediyordum beyler..özellikle de kendimin
karşısında.
cevaplamadan telefonu masaya bıraktım. bir şey yokmuş havası vermeye çalıştım kendime..e
zaten bir şey de yoktu aslında ama, sinir olmuştum malum. uyudun mu ymuş..çattık ya..
mine sorar gözlerle bir daha bakınca geçiştirmeye çalıştım,
"bizim sınıftan bir arkadaş ya" deyip salla gibisinden bir el hareketi yaptım.
bu biraz durdu..sonra,
"hı..şu kumral kız mı o, ilk başlardaki kankan? * "
bir an da kan beynime sıçramıştı... az önceki huzursuzluk ve nedensiz suçluluk hissi yerini
kızgınlığa bırakmıştı..dişlerimin arasından, ama hala gülümseyerek,
"sınıfımda olup da tanımadığın kız var mı canım?" dedim..oldukça ağır bir ima vardı bu lafımda
hiç şüphesiz..ve bunu yüzüm gözüm de gerginliğiyle desteklemişti..
mine biraz afalladı öyle aniden hörsleyince,
"ya..ne var ki, muhabbeti geçiyor sizin sınıfın tabi..sonuçta epey kişi tanıyorum ordan da, bizim
yurttalar filan.." -
532.
+2"aga sakin ol kırıcan" deyip güldü..
ben de bunu tersledim "bi dur aq" gibisinden..o ara bir sıkıntı olduğunu anlamış olmalıydı,
"noldu la gene?" deyip mahzun mahzun bakmaya başladı.. mesajı bitirdim, telefonu masanın
üzerine çarpıp yatağa attım kendimi. ellerimi ensemin arkasında birleştidim.. öyle yıldızları izler
gibi tavanı izliyorum.
bu alnıma tıkladı, "hiişşt olm? ne oldu lan?"
biraz daha öyle durdum... bu alçak sesle küfretti kendi kendine... neden sonra döndüm yatakta,
dizlerimi üzerine kalktım..
"tolga ben ayrılıcam galiba bu kızdan.."
bu kafasını gömdüğü iddia programından bir an gözlerini kaldırdı, indirdi.. sonra bu sefer tamamen
dikildi yatağında,
"ne diyon aga sen?"
"abi.. ayrılıcam..olmuyor?"
"ya saçma sapan konuşma lan manyak herife bak ya..olum dünyanın kavga eden ilk çifti siz
değilsiniz? bu da ilk kavganız değil? düzelir gene.. sinirle saçma saçma konuşup durma.."
ben, sanki ruhu çekilmişçesine duygusuz ve ifadesiz bir halde devam ettim,
"sinirli gibi görünüyor muyum sence?"
"kafayı sıyırmışsın o zaman? olum millet kırılıyor lan dışarda aşksızlıktan, msnlerde ağlaşıp
duruyor, iletilerine şarkı sözü yazmaktan bir hal oluyor.. senin derdin ne aq?"
"kanka..bu problem farklı.. uzun vadeli bir şey yani.. bugünle alakası yok.."
durdu biraz.. beni dikkatle incelemeye başladı.. endişeli bakışlarla sordu,
"aldatma durumu filan mı oldu?"
"yoo.. onla alakalı değil ya..benle alakalı.. sıkıntı bende yani.." -
533.
+2pazartesi,
mine ile aramız kötü.. biliyorsunuz kavga etmiştik..son kavgamız.. öyle olacaktı evet.. çünkü artık
çoktan teslim bayrağını çekmiş, kalelerimi, limanlarımı teslim etmiş bir komutan.. kemerini
kaptırmış bir şampiyon... koruması gerekeni koruyamayan bir gardiyan gibi..bir kenarıya çekilmiş,
muzaffer olan karanlık güçlerin vereceği infazı bekliyordum.
o düşünen.. yürüyen ve birazdan konuşacak olan adam başka biriydi..ana kuzusu tsigalko
olmadığına eminim onun... ama kim olursa olsun..ne yapacak olursa olsun.. onun da geçmişinin
pek kolay geçmediğini söyleyebilirim. belli ki onun da canını çok yakmış birileri.. çok ağır hasarlar
bırakmış..
şimdi o da, kanını, kanla temizleyecekti işte yerden.. sanki kaybedilenleri geri alabilecekmiş gibi,
başka birinin umutlarını, hayallerini, mutluluğunu çalmak üzereydi..
mineye mesaj atmıştım, sabahtan geldi..ben derse girmedim..
önce kantinin birinde oturduk..
kendisi uykulu, kızgın ve özür bekleyen bir yüz ifadeye sahip.. yüzü bembeyaz, gözleri
kızarmış.. belli ki hala yatağında ve yastığına sarılı olduğunu sanıyor biyolojik saati.
birazdan duyacağı şeyleri bilse, o yataktan hiç kalkmamayı dilerdi belki de..kim bilebilirdi? kim
tahmin edebilirdi..
ben, artık bütün hakimiyetimi yitirmiş olmama rağmen, şeytanın da bir vicdanı vardı... memnun
değildi. -
534.
+2bir süre öyle oturduk..o zaten konuşmuyor, ben de nasıl söze gireceğimi aklımdan geçiriyorum,
çünkü o ana kadar ne diyeceğimi hiç düşünmemişim zira şeytan kendinden gayet emin.. birazdan
kendisini bağlayan zincirleri parçalayacak ve sonsuza kadar özgür olacak.
"..mine.. neredeyse 3 aydır beraberiz..bir şekilde bir şeyler yaşadık..bir şeyler paylaştık.. güzel
zamanlarımız oldu, kötü zamanlarımız da oldu.."
tepkisini ölçmek için yüzüne baktım zira o ana kadar yere bakarak konuşuyordum, sanki ayna
karşısında prova yapar gibi de bir halim vardı; sahnedeki rolümü ezberliyordum.
söylediklerime anlam verememişti ama beklentisi artmış gibi göründü bana...
"... başta iyi gidiyordu benim açımdan, yeni ve kafama uygun birini tanıyordum.. tabi bunun karşı
cinsten olması olayın arkadaşlıktan öte boyutlara da taşınabileceğini getirdi aklıma..bir nevi
şeytan dürttü diyelim.."
"neden anlatıyorsun bunları?" diye sordu nihayet,
"..mine.. dediğim gibi, başlangıçta her şey güzeldi.. epey de öyle devam etti ama..ben.. henüz
hayatını iki kişilik yaşayabilecek kapasitede miyim? sanmıyorum... yani, sen de
farketmişsindir..son zamanlarda tavırlarımda, benim kesinlikle istemediğim ama resmen otomatik
olarak gerçekleşen değişimler olmaya başladı.."
gözlerim yine yerde vaziyette konuşmuştum..son sözlerimi söylemeden önce, biraz gözlerimin
dolduğunu hissettim.. aslında aklımda ağlamak vb. şeyler yoktu... sadece sahnem için uygun
gözükmem gerekiyordu.. rolümü iyi yapmalıydım,
ve gözlerimi yukarı kaldırıp güzel yüzüne baktım..bu son sözleri söylerken yüzüne bakmalıydım
evet..en azından bunu hak ediyordu..
aslına bakarsanız çok daha fazlasını hak ediyordu.. benden de fazlasını.. sorun onda değil,
bendeydi..o daha iyilerine layıktı.. -
535.
+2yanımdan ayrıldı..bilardo masasına döndü..ben de kalkıp açık camın birinin yanına geçtim..zombi
modunda dışarıyı ve orada gezen, mutlu, mesut, sorunsuz insanları izledim..gülüp
koşuşturanlar..el ele çiftler... karı kız muhabbeti yaptığını tahmin ettiğim bir sap grubu..elinde
business çantasıyla iyi giyimli bir adam(muhtemelen genç bir hoca)..
insanlar için hayat her zamankinden farksız devam ediyordu..benim için de öyle olmalıydı..öyle
ya, ben seçmiştim bu yolu? peki şimdi neden zorlanıyordum öyleyse yürürken?
tam pencerenin yanından çekilecekken telefonum çaldığını duydum..
http://fizy.com/tr#s/1dlma4
mine arıyor..
e yani..böyle biteceğini mi düşünmüştüm ciddi ciddi? elbette onunda söyleyecekleri vardı..
açtım..konuşmaya başladı..ağlıyordu..
yaklaşık 40 dakika konuştuk..daha doğrusu o konuştu, ben de "üzgünüm" "haklısın" "çok
üzgünüm" "doğru" gibi replikleri düzenli aralıklarla aralara serpiştirmekle yetindim..
"ben bunu hak etmedim!" diyordu,
"neyi yanlış yaptım?" diyordu,
"neden bana bunu yaptın?" diyordu,
"nasıl?" diyordu,
"ne için?" diyordu..
ne diyebilirdim ki?
40 dakika boyunca, küfür kullanmadan küfür etti bana..hakaret etmeden aşağıladı..ağladı... hiç
susmadan ağladı... konuştu..konuştukça ağladı..arada tıkandı... sesi hıçkırıklarına karıştı..
bütün bunlar yaşanırken benimse tek hissettiğim duygu onlarca dakikadır aynı pozisyonda
tutmakta olduğum kolumun uyuşması oldu..
aslında uyuşan ruhummuş..farkında değilim..yozlaşan..deforme olan..
nihayetinde kapattı..içinde ne var, ne yoksa hepsini, yine ona yakışan o sınırlar içindeki tarzında
kusmuştu bana..
tek bir kötü söz etmedi..ya da en azından sözlük anlamı olarak kötü-argo bir şey demedi diyelim..
ama tüm söylediklerini birleştirdiğinizde ortaya kötünün de kötüsü, kap karanlık, kop koyu bir tablo
çıkıyordu..
bir bedduadan fazlası... bir küfürden çok daha fazlası.. -
536.
+2bir çeşit lanetleme..
lanetlenmiştim.
ama bilmediği şeyse, zaten çoktan kendi lanetiminden muzdarip halde olduğumdu.. yani ekstra
bedduaya gereksinimim yoktu..ben bana yeterdim kendimi mahvetmede..
.
.
.
yurda gittim..o malum sahneden sonra, her geçen an biraz daha tatsızlaşmış, asidi kaçan bir
gazoz gibi, gittikçe daha da fazla yalnızlaşmış ve yabancılaşmıştım.
kendimi odama attım.. gözüme ilk çarpan, dolabın üzerindeki kırmızı ahşap kutu oldu.. inadına
yapar gibi..
onun temsili kalbi, içinde benim değer verdiğim her şeyle beraber..
kutuyu dolabın tepesinden indirdim, açtım,
içindeki hatıralara ve onun resmine baktım.. gözlerimi kaçırmak zorunda kalmıştım..bu kez de
bana aldığı kazağa yakalandım, kalınları kaldırdığım kapaksız etajerde öylece, küskün
duruyordu.. kitap rafında benim için seçtiği kitabı gördüm.. kendi boynumdan yükselen şekerli koku
bile onun benim için aldığı, benim parfümümdü..
telefonumdaki son mesaj onun mesajı..son görüşmem onunla olanıydı..
baktığımda duvarlarda bile yansıyan yüz onun yüzüydü..
sahi tsigalko?
o kadar kolay mı olacak sanmıştın?
bir kez daha beyaz elbiseler içindeki resmine baktım.. melek tahta salıncakta, başına
geleceklerden habersiz, yüzünde kocaman bir gülümseme, gözlerinde ışıltılarla süzülüyordu.. öyle
ki mutluluğunu hiç bir şey bozamaz, o gülüşü hiç bir şey solduramaz derdiniz.. -
537.
+2bir mesaj daha geldi,
"bir ara görüşebilir miyiz?"
eski bir numara... kesin bizi buluşturacak..gerçi mine de kabul etmez ama..gururlu kızdır..
"bak öyle buluşturma, tesadüf ettirme gibi amaçların varsa,lütfen..o konu bence ikimiz için de
kapandı."
"hayır öyle bir planım yok. senin için ne kadar kapalı bilemem ama mine için kapanmadığından
eminim."
aslında gene cevap atmayabilirdim bu mesaja ama, o kadar da umursamaz olmamalıyım diye
düşündüm..zira daha fazla huur çocukluğu yapmanın kimseye bir faydası olmazdı..onun yerine
geçiştirmeye çalıştım,
"benim boş zamanım yok bu aralar yalnız"
"çok vaktini almam..sadece konuşmak istiyorum yüz yüze ve herhangi bir planım da yok emin
olabilirsin. bu hafta sonu uygunsundur?"
kıvarabilirdim..ama işi uzatmak istemedim..tamam işte..konuşmak istemiş..konuşurduk..klagib
şeyleri geveler ve susardı, ben de bir daha ne onunla ne de bu konularla ilgili kimseyle muhatap
olmak zorunda kalmazdım. sadece unutmak istiyordum beyler..yediğim taku unutmak..sıçıp
sıvadığım bu ilişkiyi bir şekilde geride bırakmak..
"tamam. hafta sonu görüşürüz o zaman" yazdım.
"görüşürüz, ekmeyeceğini umuyorum"
telefonu masanın üzerine fırlatırken, son zamanlarda en çok yaptığım şeyi yapıyor, kendimi
yatağıma gömüyordum..çünkü ister inanın ister inanmayın, artık en huzurlu olduğum anlar,
uyuduğum anlardı...
http://fizy.com/tr#s/1ago1f
günler ilerlerken, sınıfta epey yalnızlaştığımı hissettim.. -
-
1.
0Varsa hikayenin linkini atar mısın
-
2.
0pdf indirdim linkini bulursam atarin
-
3.
0pdf indirdim linkini bulursam atarin
diğerleri 1 -
1.
-
538.
+2bu şekilde biraz üsteledikten sonra çaresiz kabul ettiler, çünkü haklıydım. lan orada 5 gün
boyunca beni ağaca bağlayıp gibseler bile o 9 ay boyunca yaşadığım pgibolojik sarsıntıları
yaşamazdım aq..zaten göreceğimi görmüştüm, o yüzden en kötü ihtimal bile bana koymazdı k, o
en kötü ihtimal de anca gibik samanyolu dizilerinde olur, işte misafirliğe giden kızı filan hemen
gibmeye çalışırlar, hiç içki içmeyen, bara gitmeyen iyi çocuk bir kere yeminini bozunca hemen
anında zütünü başını şişlerler filan ya,
lan öyle olsa memlekette adam kalmaz be..
nihayetinde izni koparmış, tayfayla kumla sahillerine akmayı başarmıştım.
bizim tayfa aslında ben dahil 6 kişilikti beyler, ama biz tatilimizi 3 kişi yaptık. başta öyle herkesi
göremeyince biraz hayal kırıklığına uğradım evet, ama gelenler de zaten aramın en iyi olduğu
çocuklardı, tanıştırayım, kaan, görkem- panpalar, panpalar - kaan, görkem ;)
şimdi, küçük kumlaya mı gittiydik, büyüğe mi, hatırlamıyorum ama küçük olması lazım, çok merak
eden olursa bir ara çocukları arayıp sorarım *swh*. pansiyonun biriyle anlaştık, üçümüze bir oda,
ama zaten odaya bi eşyaları yığdık, bir de sadece yatmaya gelicez,
harbiden de öyle oldu, sabahın 9 undan gecenin 2 sine 3 üne kadar sahillerde, kordonda (enfestir
kordonu) damsız girilebilen yegane bar olan bilmem ne barda, bir keresinde de kapıda, o akşam
tanışmaya nail olduğumuz kızlar sayesinde normal bir barda takıldık.
hayır kimse kimseyi gibmedi sakin olun *
hayatımda ilk defa kokoreç ve midye yedim, -
539.
+2
var mı okuyan
-
540.
+2zaten doğru düzgün muhabbetimin olduğu bir tek nilay vardı aslında..ama o da pek çok konudan
konuşulabilecek bir kız olduğundan olayı 5-6 tanıdık gücündeydi denebilir, onu kaybedince
kendimi adeta bir gruptan dışlanmış gibi hissettim..
grup demişken, serhat kendine yeni kankalar yaptı, sanırım hep beraberce önce sınıfı, ardında
okulu ve nihayetinde de tüm dünyayı ele geçirmeyi filan planlıyorlar. zira hep böyle bir aktivist
çabalar içindeler, yok işte "arkadaşlar piknik yapıyoruz" , "arkadaşlar bir duyurumuz var"
"arkadaşlar şöyle geziye gidelim diyoruz" bilmem ne şeklinde duyurular, bir takım
organizasyonlar, bir kaynaşma ve kaynaştırma çabaları filan.. kendi çaplarında atraksiyonlar..hey
allahım ya..ulan adamlar üniversiteye gelmiş, hala daha ilkokullular gibi duyurular bilmem neler..
necatiyle biraz muhabbetimiz var, ama o da işte o grubun arasında kaynıyor, benim de onunla
görüşmek için özel bir çabam olmayınca, bu çocukla da "naber aga?" dan öteye gidemiyoruz..
hafta sonu geldi, elif mesaj attı tekrar "unutmadın demi?" gibisinden.. unutmadık aq..tamam.
neyse,
buluştuk bununla, barın birine gittik.. bakın bar diyorum.. nasıl da belli oluyor değil mi kızdan kıza
farklar..ahh ah..mineyle bir kere bile bara gitmedik, öyle naif bir kızdı..
epey konuştuk.. başta tahmin ettiğim gibi klagib zevzeklikler etti, işte "ya siz iyiydiniz", "bence
yanlış yaptın" ,"pişman olmayasın" vb. vb... -
541.
+2sonra biraz kafaları da bulunca o muhabbetlerden çıkıp birbirimiz hakkında konuşmaya başladık,
evet, elif, minenin arkadaşı, 2-3 kere aynı masada bulunmuşuz felan ama, kızı pek tanımıyorum
doğrusu..
bu konuştu da konuştu.. anlattı..e bana da kafa dağıtacak muhabbet olsun.. dinledim..aklıma
malum hatıralar gelmesindi de ne konuşursak konuşalımdı..
o konuştu..ben konuştum..o içti..ben içtim... bir ara epey sardı muhabbet.. yanımda tolga, okan var
gibi hissettim resmen.. kızın ağzı iyi laf yapıyor..en dinlerken de harika dinliyor işte
biliyorsunuz.. hoşuma gitti konuşmak... ben bir-iki saate sallarım gider diye düşünürken, gecenin
bilmem kaçına kadar saatlerce muhabbet etmiştik hatunla...
nihayetinde çıktık bardan, hesabı ısrarla o ödedi..ben çağırdım bilmem ne dedi..iyi aq..
neyse, ben vedalaşalım gibisinden bir hareket yaptım, dönüp gidicem, (öküzlüğe bak öküzlüğe)
kız şaşırdı,
"a a, beni bırakmıcak mısın?"
sonradan aydım işe..lan saat gecenin 3 küsürü e hatun da yarım kafa... mallığa bak aq,
utanmasam tek yollayacağım.
"kusura bakma ya..ben.. biliyorsun işte.."
"tamam tamam.." dedi güldü..
"şurda duraktan bindireyim seni taksiye" dedim, sahil tarafını işaret ederek.. oralar dolu durak,
taksi zaten..bu,
"gerek yok ya taksiye filan, burdan en fazla 15 dakika benim ev, yürürüz.."
"ya ben kafan güzel diye bindireyim dedim?"
"ne güzeli bee (yüksek sesle gülerek.. güzel işte amk kimi kandırıyon)..bir o kadar daha içsem bir
şey olmaz bana.. yürürüz, demi?"
"e iyi tamam madem.."
yürümeye başladık, centilmen erkek olarak, gece boyu bana derdimi unutturan kızı evine
bırakmam gerekiyor. bu paytak paytak biraz gittikten sonra koluma girdi, hatta bildiğin koluma
yapıştı da diyebiliriz, ağırlığının %90 ı üzerimde, -
542.
+2"şşiişt tamam kızım ya..bütün mahalleyi topladın.. tamam çıkarıcam ama ağzını kapalı tut okey?"
"tamam agacım.." ağzına fermuar çekme işareti yaptı.. sonra gene içten içe sarsıla sarsıla
gülmeye başladı, zorla tuttu kendini..
kolunu omzuna attım, çantasından anahtarı bulmamız 2-3 dakikamızı aldı.. giriş kapısını açıp içeri
girdik, iyice yüklendim bunu, iç kısımdaki merdivenleri de çıkardım.. asansöre yükledim, 3. kata
bastı.
"katını, kapını filan doğru hatırlıyorsun demi? bak iyice rezil etme bizi.."
"ya saçmalama beea, kafam yerinde beniimmm... dengemi bulamadım sadece o kadar * "
çıktık katının önüne, kapının önüne artık resmen attım bunu üzerimden *
"iyi aga" dedim, "hadi sana iyi geceler"..
kapının deliğine anahtarı sokmaya uğraşıyor.. bana döndü ," tamam tamam iyi geceler de..şunu bi
sokurversene ya alışkınsındır sen.." dedi, ben imasını anlayıp "bana bak seeen" dercesine
gözlerimi irileştirip kötü kötü gülümsedim..
bu da utanmış gibi yapıp elini ağzına zütürdü, gözlerini patlattı kıkır kıkır gülerek anahtarı elime
verdi,
kapıyı açtım,
bana döndü tekrar,
"sağol agacım..e bi kahveyi hak ettin artık.. demi?" dedi, güldü..
yo..ben içeceğimi içmiştim..
"sağol elifcim.. gideyim ben.."
yüzüme ıslak köpekler gibi bakarak,
"ya gel işte be oğlum..bu saatte bilmem kaç dakka yürüyüp yurda mı gidicen? gel, yarın da tatil
nasılsa uyanınca gidersin.."
ben kuşkulu kuşkulu bakmaya devam ettim, tam yine reddedecektim ki,
"öff.. korkma yemem seni..bak insan gibi bir iyilik yapalım diyoruz işte, teşekkür maksadında
yaaani, geç hadi.." -
543.
+2hayatlar falan filan ama.. geceleri bütün o ışıklar sönüp sen gene yastığınla baş başa kalıyorsun
ya..hah.. işte o zaman kaçış yok be agacım..o zaman kaçış yok.."
bir an bana laf mı sokuyor diye düşünmeden de edemedim, çünkü onun yaptıklarıyla, benim
yaptıklarım hemen hemen paraleldi..
gurur kırıcı bir şekilde reddedilişim, küçük düşürülüşüm...
tek gecelik kaçamağım..
mine ile denemeye çalıştığım ve sonunda onu tüketmemle sonuçlanan bir çeşit ilişki..
kendimle olan gece hesaplaşmalarım..
vay be..demek ki yalnız değildim beyler.. dünyanın başka yerlerinde, başka insanlar, benim gibi
duyguları yaşamışlardı, yaşıyorlardı ve yaşayacaklardı...
bir ben sevdim sanmıştım ben..bir en acı çekiyorum sanmıştım... eliften bile geçmişe dair o acı
itirafları duymak, biraz olsun kendime getirmişti beni.. yalnız değildim.. değildik..
belki şu an aranızda bile vardır benimle aynı şeyleri yaşayan, yaşamakta olan.. yaşayacak olan
illa ki..
muhabbet devam ederken, bu kalkıp salonun ışıklarını kapadı.. elektrik sobalarının loş
aydınlatması kalmıştı bir tek şimdi.. geldi tekrar üçlüye, yanıma büzüldü.. ayaklarını altına topladı,
iyice yanaştı..biz tabi konuşmaya devam ediyoruz, o da ben de görünürde farklı bir şey
düşünmüyoruz, gayet arkadaşça ama özel konuların menzilinde gezinen derin bir sohbet.. tabi
benim metabolizma o şekilde değerlendirmiyor durumu malum.. bazı hareketlenmeler oldu ister
istemez * -
544.
+2epey konuştuk öyle..saat artık sabaha yaklaşıyor..1 saate hava aydınlanır..oda da hamam gibi
olmuş biz konuşurken dalınca..sobaları kapattık, oda neredeyse tamamen karalık hale geldi ama
biz birbirimizi seçebiliyoruz az çok..geldi gene dibime oturdu..
tekrar muhabbete devam ediyorduk ki artık ben yavaş yavaş kaymaya başladım, uyku, en
amansız saatlerde bastırmayı severdi,
kafamı koltuğun arkalığına attım, öyle kaykılmış bir halde bunu dinliyorum..hala bir şeyler
anlatıyor..bir yerden sonra söyledikleri ninni gibi gelmeye başladı... ben "hııaa..hııuu..hıhııı" gibi
tepkiler veriyorum anlattıklarına artık, esneye esneye..
sonra bununda sesi azaldı..daha sonrasında da dalıp gitmişim koltukta..
.
.
.
gözlerimi açtığımda gün elbette çoktan ışımıştı..gözlerimi kırpıştırken, sahnenin, gece
bıraktığımdan biraz farklı olduğunu anlamam 1-2 saniyemi aldı...
http://fizy.com/tr#s/1bkdka
uyandığımda, ellerim yatağa bağlanmıştı..karşımda doğrulmaya çalıştım ama başaramadım,
sonra bir de baktım ki, mine, elif ve zerzevat fatih karşımda, ellerinde joplarla duruyorlar..bir de
artık nerden buldularsa, yanlarında da 3 tane zen...
neyse * ayılalım biraz,
ne diyorduk, -
545.
+2evet, uyandığımda kendimi biraz tuhaf hissetim zira ben üçlüye uzanmış duruma gelmişim,
üzerimde bir ağırlık var gibiydi sanki, algılarım henüz %10 açık, sabah salaklığı var, kafamı aşağı
çevirmek bir iki saniye sonra aklıma geldi aq,
bir baktım ki elif de yüzü koyun yatar pozisyonda, başı göğsümde, elleri vücuduma kenetli,
neredeyse tamamen üzerimde..
"noluyo la?" gibisinde öyle bir kaç saniye şapşal şapşal bakındım.. çok acayip bir pozisyondayız
yalnız..ben kafamı koltuğun kenarına yastık niyetine yaslamış, üçlüye boylu boyunca
uzanmışım..tek ayağım yerdeki kilimle topuktan temas halinde.. elif de beni aralanan bacaklarımın
arasına girmiş komple, yuva gibi, başı tam boynumun hizasında, göğsümün üst tarafında.. hatta
öyle ki saçı başı biraz ağzıma girmiş neredeyse..o da boylu boyunca uzanmış yatıyor..
hay aq..ne lan bu sahne böyle şimdi? biraz kendime gelince serbest elimle biraz donu yoklamaya
çalıştım.. ulaşamıyorum ki aq tamamen enkaz altında kalmış..ama bir sıkıntı yok gibi görünüyor
öyle yanardağ püskürmesi, kamyon devrilmesi, cik cik ötmesi olmamış anlaşılan..e bu iyi bir şey
tabi..
ama ben bunları düşününce böyle tabi, benim metabolizma yeniden hareketlenip füze sistemini
harekete geçirmeye başladım... lan lan lan lan!! kazık gibi olacak şimdi kızı uyandırır
yeminlen..tam göbeğine mi ne denk geliyor zaten..hay sokucam ya..
ben bir yandan gibimi kontrol altına almaya çalışıyorum..bir yandan "ya bu şekilde uyanırsa"
korkusundan kalbim gümbürdemeye başlamış, onun dizginlemeye çalışıyorum..
-
sözlükte kürtçü istemiyoruz
-
benim elime karı verseler öyle bi
-
lan koyu mavi adam çaylak yemiş
-
ara sıra online olanlar var
-
2 çaylak var kimki onlar
-
pasif sokie herkese gelince şapır şupur
-
pagani bu gece güncelleme geliyo
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 24 07 2025
-
huur evladı tam
-
bakircanın mentalite
-
sokie ve uçankedi ilişkisi
-
kafede adam elinde tepsiyle
-
bugünü yaşadınız mı
-
allahım şu ufonun
-
sokie sen ne ara admin
-
bu ülkede diktatörlük yok
-
bu kadar yeter emmiler
-
sözlüğe bi giriyorum tokat yemiş gibi
-
beyler siz nasıl karılarla buluşuyorsunuz amk
-
uyku tutmadı galiba sabaha kadar
-
ben bu sözlüğün ne hayrını görmüşem
-
geyy pataklayan sen hiç çaylak yeme inş
-
oğlum 5 tane karının yediğini içtiğini
-
şu an oturduğumuz evde
-
selam dostlar günaydınlar
-
hayat artigi sen hangi motivasyonla
-
eski sevgilim şu telefon tam senlik diye
-
bir tane kıza bile dokunamadan
-
ucan kediyi gibiyim
-
ahmet minguzzi üzerinden
- / 1