/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1276.
    +2 -2
    takma kafana karşim
    ···
  2. 1277.
    +1 -1
    ceren ile olan cinsel yakınlaşmamızın devamı şimdilik gelmemişti, iyi de olmuştu gelmediği..
    en çok güvendiğim ve sevdiğim, kankam, can kardeşim okan ı geç bulup erken kaybetmiş, bunun
    ve diğer hüzünlerin de birikimiyle, hayatıma tesadüfen dahil ettiğim mineye sım sıkı tutunmuştum,
    uçmayı bilmeyen yavru bir kuşun yuvaya tutunması gibi..
    yine bildiğiniz üzere, küçük kuş bir süre sonra uçmayı öğrenmiş, yuvasını (mineyi) terk edip
    gitmişti.. kolay olmuştu onun için kanatlarını öylece çırparak kaçıp gitmek,
    belki uçabiliyor olmanın büyüsüne kapılıp unutmuştu o an herşeyi,
    ama ne gidecek bir yeri vardı, ne de nereye gideceğini biliyordu..
    havada savruldu da savruldu..bir kaç kere çakıldı sandı, çakılmasına ramak kaldı..
    okan ın gidişi, mineden ayrılışı ve sonrasında etrafındaki sahte arkadaş yumağını da
    kaybetmesiyle, yeni kankası tolga dışında neredeyse yapayalnız kalmıştı.
    kendini spora verdi, sigara, uyuşturucuya ya da zaten içmekte olduğundan fazla içkiye vermedi..
    toparlıyorum sandı, ama içten içe git gide daha da delirdi,
    bir ara tamamen pgibopata bağladı, gizli gizli, içine, dışına ağladı.. duvarları yumrukladı..
    en sonunda, hiç ummadığı bir yerden, umulmadık bir çıkış noktası bulacak ve hayatın, ilişkilerin
    ve kadınların ne kadar basit olduğunu( biz erkekler zaten basitiz canım onda anlaşılmayacak bir
    şey yok * ), gözünde nasıl olup da böyle büyütme gafletine düşebildiğini görecek ve bazı temel
    gerçekleri kavrayacaktı,
    aşk yoktu,
    ···
  3. 1278.
    +2 -2
    ebru olayına şaşırdı, daha önce bahsetmemiştim "belliydi gerçi onun biraz ama, sen çok net tavır
    koymuş gibiydin?"
    "değişiyor be okan her şey..sen de değişmişsin bu arada ha çakal, yüzüne bi nur gelmiş * "
    "kardeşim, felaket ya..lan ilk hafta bir gittim, karma okul, her taraf zencisi, sarısı, beyazı.. çok
    komik lan, o kadar çok kaynatmalık durum vardı ki, tam gülmelik bir şey olduğunda böyle sağıma
    soluma bakınıp seni aradım abartısız ilk 1-2 hafta, hani seni görücem de beraber gülücez filan.."
    gece acıyla gülümsedik.. aynen aq..aynen..ben "o gitti, ona pek koymamıştır, olan bana oldu"
    diyordum ama, adamla kalplerimiz bir ulan..
    dedim, "aşk meşk- karı kız ortamları nasıl? sen fuck tan başka kelime de bilmezsin ki aq cinsel
    manada" yattık gene yerlere,
    telefonunu çıkardı, uzay makinesi gibi geldi bana aq, son model herhalde, "bak abi" dedi, bir
    resim gösterdi, sarışın, tombik yanaklı, sevimli yüzlü bir kız, gözleri yeşil mi mavi mi tam
    seçemiyorum, bizim haytayla kol kola, baş başalar..
    ···
  4. 1279.
    0
    Kardeş ayıp ediyon okuyan varmı diye müptezrl oldum ben at at at!
    ···
  5. 1280.
    0
    Kardeş ayıp ediyon okuyan varmı diye müptezrl oldum ben at at at!
    ···
  6. 1281.
    0
    @2374 asosyal at yarra panpam, valla bildiğin emri vaki oldu zaten
    baskına uğradım desem yeridir *
    ama gecelerimiz bol, acısını çıkarıcaz evvelallah *
    iyi akşamlar panpalar,
    yarım saate başlarız ;)
    ne demiştik en son,
    evet yazdan bahsettik.. hayatımın hala daha en güzel yazlarından biri olan 2005 yazı geride
    kalırken, ben ise tamamen yenilenmiş, bir takım yaraları ve deformasyonları, olabilecek en iyi
    şekilde onarmayı başarmıştım.. yani öyle olduğuna inanıyorum.
    peki o yaz başka neler olmuştu, rotamızı kankalardan, artık okulla bağlantılı ve kendimle alakalı
    yöne çevirecek olursak, öncelikle bendeki fiziksel değişimlerden biraz bahsederek başlamam
    uygun olur,
    saçlarımı aylardır kestirmediğimi biliyorsunuz, en son teodosic kıvamındaydı, yazın büyük kısmını
    da koca kafa olarak geçirdikten sonra, ufak bir iki rötüşla, "alman turist hans" ya da yine "alman
    futbolcu müller" moduna getirmeyi başarmıştım.
    daha tanıdık bir örnek vermek gerekirse nuri alçonun gençlik filmlerindeki saç tipi de verilebilir *
    ayrıca boyum da uzamıştı, tuhaf şekilde, bir kaç aylık periyotta bir kaç santim daha atmışım,
    babamdan 2-3 santim kısayken, şimdi bir o kadar uzundum.. önce hatta bunu fark eden de o oldu
    aq, "lan eşşek sıpası senin boyunun uzaması durmamış mıydı?" diyerek.
    kilo aldım,
    ···
  7. 1282.
    0
    "yoo..ya ben sana bir şey söyleyeyim mi, ben esasen öyle aşk-sevgili vb. olaylara da pek
    inanmıyorum yani.. evet, sevgilim var, hatta seviyorum da belli bir açıdan bakınca..ama yok
    kardeşim.. yani, o duygu, o duygu değil.."
    kafası biraz karışmış olmalıydı..bir şey diyemeyecek ve ben tekrar konuşacaktım..
    ...
    tıpkı beklediğim gibi sessiz geçen bir kaç saniyenin ardından tekrar lafa girdim,
    muhtemelen artık benden nefret ediyor, "ulan amk madem takıldığın kız var, ne diye ceydaya
    ayşegüle bilmem neye yavşıyorsun birde, umut veriyorsun o.ç!" diyordu içinden.. eğer tekrar lafa
    girmezsem, bir kısmını dışına da vurabilir diye düşündüm ve muhabbette yeniden mağdur taraf
    olmamı sağlayacak olan manipülatif cümlelerimi sıralamaya başladım..
    şarkı verek, bugün neşeliyim hareketli olsun,
    http://fizy.com/#s/3ou7on
    "..kardeşim, ben de sevdim zamanında..ama zütüme kazığın girdiğiyle kaldım afedersin..ben
    neler kurdum, neler düşündüm, neler yaşadım kendi hayal dünyamda, ama bu karşı tarafın
    gibinde bile olmamış..oynadı benimle..bana umut verip son anda direksiyon kırdı, başkasına
    gitti..resmen yarıştırdı beni elalemle..sonra da mağlup ilan etti..şimdi ben nasıl aşka, sevgililiğe
    filan inanayım?.."
    ···
  8. 1283.
    0
    sessizlik sürdü..ve ben, kendimi tamamen "parrdon abijiimm" moduna sokacak olan son etkileme
    cümlelerimi de masaya boşalttım,
    "sen, muhtemelen yok sanmışsındır, haklısın, malum, pek sevgilisi olan bir adam gibi değil
    davranışlarım.. kızlarla filan..ama ne yapayım alper? heralde ben de böyle tatmin oluyorum artık.."
    bir nevi şey demek istemiştim, hani "tamam küfret, haklısın ama elimde değil"...
    küfretse haklıydı..sen adamın tayfasına gir, oradan kızı ayart, yetmesin bir de kenarda köşede
    duran başka bir kızı ayart,
    o ikisini kapıştır, o da yetmesin, adamın seni soktuğu, ya da beraber gittiğin her ortamda
    tanıştırdığı kızlara karşı samimi ve ekstra arkadaş canlısı davran..ve tüm bunları manitan varken
    yap.. adamın zütünden kan alırlar kamill kaaann...
    ben, "acaba ne tarz bir posta koyacak?" diye bekliyordum artık,
    benim kendimi haklı çıkarmaya ve acındırma çalışan cümlelerimin dökülüşü sırasında, gözlerini
    masaya çevirmiş.. soğukkanlılığını yitirmeksizin dinlemişti.. sessizli biraz daha sürdü.. sonra
    gözlerini masadan kaldırdı, yüzü, o güne kadar görmediğim ve öyle bir tipten görmeyi
    beklemeyeceğiniz kadar ciddi ve asık bir hal almıştı.."aha geliyor kalay"..
    ve sonra beni çok şaşırtan o sözleri söyledi..
    "anlıyorum abi.. desene, sen de benim gibisin... "
    ···
  9. 1284.
    0
    biliyordu.."geçer be abi" diyordu.."geçer"... bir şekilde geçer..kasmaya, kafa yormaya gerek yok,
    biz paylaşalım yeter..
    ben hikayemin bir kısmını (ve 3. bardağımı) bitirip arkama yaslanmışken, o başladı benim
    buyuruma gerek bırakmaksızın..
    "2 sene abi.." dedi.."tam iki sene..birinin gerçekten senin olduğunu ve gelecekte
    yaşayacaklarınızın hayalini, planını kurarak geçirdiğin kocaa iki sene.."
    2 sene mi?
    oha..lan 2 ay bile benim ömrümün 1 yılını gibmeye yetmişti..vay aq..çok dolu bir sandığa
    çarpmıştım anlaşılan..
    sözlerini desteleyen mimiklerimle baktım yüzüne, "anlat paşam, durma" dercesine..
    anlattı..
    http://fizy.com/#s/1289r2
    "lise ikide, sınıflar karma olunca tanıştık abi biz..benim görmüşlüğüm vardı zaten onu, hazırlıktan
    beridir dikkatimi çeker dururdu ama, çocuktuk o zamanlar daha malum..işin ciddiyetinin farkında
    değildim, ya da olmak işime gelmedi."
    lise aşkı..yaşamadığım ve asla yaşayamayacağım bir şey..daha ilk cümleden, bu adama
    öğreteceğim kadar, ondan öğreneceğim şeylerin de olduğunu anlamıştım..hikayesini dinlemek
    için, o yarım kafayla bile sabırsızlanıyor, "hızla anlat amk" dememek için kendimi zor tutuyordum..
    ben, muhabbeti geniş ve uzun seven adam... sabırsızlanıyordu..
    anlattı..pek hızlı olmasa da, sonunda sabırsızlığımı ve açlığımı gidecek şekilde, şaşırma ve belki
    de "ulan halime şükür" dedirtircesine anlattı..
    ilk defa birinin hikayesinden bu derece etkileniyor ve kendi halime, yaralarıma şükür ediyordum..
    kılıç, beni kesip geçmişti..tamam, epey ağır, epey derin kegiblerdi..ama karşımda bağrına mızrak
    saplanmış bir adam duruyordu resmen..
    şimdi neden onun "benden daha aktif ve daha girişken bir binimsi" olduğunu
    anlayabiliyordum..çünkü o daha kötü incinmişti..
    dünyanın kuralı bu muydu beyler?
    kızlar, erkeklerin hayatını giber..bilerek ya da bilmeden..erkeğimiz yaralanır..gurur yapar, hırs
    yapar..
    sonra erkekler, kızların hem hayatını, hem de kendisini giber..kızımız yaralanır..guru yapar, hırs
    yapar..
    ···
  10. 1285.
    0
    anlayabiliyorum..
    "bu sinem de ne oldu öyle yauu afet oldu"
    "çok manyak çanak varmış aslında ha"
    "olum çok pis gideri var lan, alper şimdiye gibmediyse bunu hiç bir şey bilmiyorum huhahaha"...
    anlayabiliyorum..
    ama daha da iyi anladığım bir şey var..o da alperin, tüm bunların sebebinin bir başka erkeğe karşı
    kaybetmesi olduğunu öğrendiği andaki çaresizliği ve çöken özgüveni.. evet..o kısmı çok daha iyi
    anlayabiliyorum çünkü bu "tam olarak benim yaşadığım şey" işte..
    alperin bunu öğrenmesi ise, benim gibi sinemada görerek değil, bir hastane odasında bizzat
    kendi kulaklarıyla duyarak olmuş..
    nasıl mı?
    http://fizy.com/#s/12ieqx
    alper yıkılmıştı..
    her şeyini belirsiz bir nedenle kaybettiğini düşünüyordu..
    ta ki o telefonu alana kadar..
    ikinci dönemin ortaları gibiymiş..yani alperin sinem i kaybetmesinden yaklaşık 2,5 ay
    sonra..yaraları hala kanar ve hiç bir şekilde bandaj tutmazken..
    sinem in kız kardeşiydi arayan..
    "alper abi, ablam hastanede..sana da haber vermemizi istedi."
    alper daha telefonu kapatır kapatmaz, çantasını, montunu, dersi, geride kalan her şeyi bırakarak,
    o mart günü, üzerinde sadece gömleği ve ceketi olduğu halde fırlamış dışarı..öyle okulun
    duvarından filan atlamamış..beden dersindeki öğrencilerin şaşkın bakışları ve hocanın "oğlum
    nereye?!" bağırışına aldırmadan giriş kapısından adeta uçarak çıkmış okuldan..
    hastaneye vardığında sinem in odasını bulması zor olmamış, bir de güzel kalay yemiş kızın
    ailesinden..babası neredeyse tokatı çakacakmış..zira tüm bunların sebebi o sanıyorlarmış (uzun
    bir ilişkileri olduğundan ve muhtemelen kavgalarından haberdarlar ,bi de kız da onu isteyince..).
    ···
  11. 1286.
    0
    halbuki alper de en az onlar kadar şaşkın ve habersiz..
    o küçük hır gürün ardından önce kız kardeşiyle konuşmuşlar.. kızcağız ağlaya ağlaya anlatmış,
    "ne bulduysa içmiş alper abi.. dolabın üstündeki bütün poşetleri dağıtmış.. vitamin hapı, ağrı kesici,
    ne bulduysa.. supradin şişesini bile dikmiş.. neden..anlayamıyorum.. benim ablamın bunu kendine
    yapması için hiç bir sebep yok.. senin yüzünden olduğuna inanmak istemiyorum.."
    alper şok olmuştu..
    sinem intihar mı etmişti? inanılır gibi değil.. hele kendi yüzünden?? mümkün değil..
    ağzına sıçıp giden o değil miydi? intihar etmesi gereken biri varsa o da alper olurdu, eğer biraz
    daha zayıf karakterli biri olsaydı..
    hem sonra, aylar sonra mı gelmişti aklı başına? peki ya sınıftaki halleri? umrunda bile değildi ki
    artık kızın? o artık zavallı ezik alperin ulaşamayacağı bir yerdeydi nede olsa.. okulun hit
    kızlarındandı.. alper onun ayarında değildi ki?
    peki ama neden şimdi onu çağırtmıştı?
    durumun pek hayra alamet olmadığını bilerek ve sinem in kardeşinin de ailesini iknasıyla,
    nihayetinde, sizin zaten bir kısmını bildiğiniz gerçekleri öğrenmek adına odaya girmiş..
    kızın durumu çok kötü görünmese de alper, çok değil bir kaç ay önce kollarının arasında olan
    kızı, bu kez hastane yatağında, kabloların, çarşafların arasında görünce fena olmuş..
    ···
  12. 1287.
    0
    "yüzü filan böyle.. bembayaz abi.. defalarca öptüğüm o pembe yanaklar buz gibi
    olmuş..(buralarda ağlıyordu) dıbına koyayım... ben odaya girince gözlerini açtı.. böyle gülümser
    gibi oldu.. hemen gelmişsin filan dedi.. gittim sarıldım, kablolarını filan hırpalamamaya çalışarak..
    serum bağlamışlar, başka bir şeyler daha var, anlamıyorum nedir ne değildir..bu ağlamaya
    başladı hafiften..ben ağlıyorum.."
    çok nahoş bir durum gerçekten..
    ama olanların sebebi çok daha nahoş..
    alperle olan bağlarını tamamen kopardıktan sonra, artık dışarda yiğitle buluşmak adına daha
    fazla zaman yaratmış olan sinem(öyle ki okulda bir araya gelmeye gerek bile duymuyorlar),
    yiğitlere de fazlasıyla gidip gelmeye başlıyor..
    bu gidişlerin birinde ise biraz ileri gidiyorlar.. aslına bakarsanız, birazdan epey fazla ileri
    gidiyorlar..
    sinem kızlığını kaybediyor..
    yiğit, bin olabilir, huur çocuğu olabilir ama henüz böyle bir sorumluluğu kaldıracak kadar adam
    değil..
    telaşa kapılıyor..
    yedikleri taku, gibiş bittikten sonra anlıyorlar..
    jeton geç düşüyor..
    her ne kadar ben yiğitin böyle bir şeyi planladığını düşünsem de, herhalde sonuçlarını tam olarak
    hesap edememiş..ne de olsa o her istediğine sahip olarak ve olabileceğini düşünerek büyümüş
    bir züppe..bir kızın bekaretini de satın alınamayacak bir şey gibi görünmemiştir o an için ona..
    ama onu kaybeden bir kızın sonrasındaki halleri, son derece ibretlik olduğundan ötürü, eminim ki
    o sahnelerde başına kaynar sular dökülmüştür..
    yiğit, sinem i teselli ederek bir süre oyalamış..ama neticesinde o ağırlığa daha fazla
    dayanamayarak deyim yerindeyse kızı gibtir etmiş..
    sinem, çabaları yetersiz kalıp da rüyadan uyanınca, aklı başına gelebilmiş..
    kendiyle baş başa kalıp da, aslında neleri kaybettiğini,
    neyin uğruna, neleri feda ettiği kafasına dank edince kendini kaybetmiş..
    ···
  13. 1288.
    0
    son kelimeleri bardağı taşıran damlalardı..
    "eğer orada perişan halde yatıyor olsa bir tokat daha çakardım abi" dedi..
    "ama anlattıkları ya da, yiğite verdiği için değil.."bebek varsa da ölmüştür artık" ne demek
    lan?..abi ben ne yapmışım böyle..ben kimi sevmişim?? koynumda yılan beslemişim.. allah beni
    kahretseydi de ben onu tanımasaydım.. gözlerimi kör etseydi de görmeseydim.. allah başından
    belamı verseydi de, beni daha ilk teklifimde reddetseydi..o zaman o mutluluğu yaşayamazdım
    belki ama, sonu da böyle olmazdı.."
    gözleri dolu dolu, sesi titreyerek anlatmaya devam etti alper..
    bu kadarla kalsa iyiydi aslına bakarsanız..
    http://fizy.com/#s/1aiu4a
    bizimki, içinde yanan nefret ve intikam ateşiyle, bir zamanlar onun kadını olan, sevdiği olan
    masum kızı (bu hikayeden hiç bir kadının, hatta hiç bir insanın masum olmadığını da
    anlayabilirsiniz..ne de olsa çiğ süt emmişiz..) bu hale getiren..
    ona kazığın allahını atan, başını belaya sokan (zira eğer kızın durumları ortaya çıkarsa ailesi
    alperden bilecektir) arkadaşım dediği huur çocuğunun zütünü gibmeye gitmişti..
    hışımla okula dönüp tam çıkışa yetişmeyi başarmıştı..kaçırmamış olmak için dua ederek
    servislerin orada yiğiti beklemişti..
    ama yiğit bey arada sırada olduğu gibi, bugün de önce bir bursa merkez yapacaktı kankalarıyla..
    servisler yerine çıkış kapısına yöneldiğini görünce, onu takip etmiş ve okuldan yeterince
    uzaklaştıklarına inandığı bir anda, yanında olan iki arkadaşına aldırmadan yiğite arkadan
    girişmişti
    ···
  14. 1289.
    0
    o karambol ve şaşkınlıktan faydalanarak, küfürler savura savura, nereye geldiğini hesap
    etmeksizin bir kaç yumruk geçirmiş, yere düşürmüştü yiğiti,
    ama yiğitin yanındaki adamlar da en az onun kadar huur çocuğu olmalarından mütevellit,
    ayırmak ya da az biraz tanıdıkları bu adama, bu hareketinin sebebini sormak yerine karşılık
    vermeyi seçmişlerdi..
    sonuç olarak alper bu üçünün arasında kalıp epey dayak yemiş, ağzı gözü şişmiş, kaburgaları
    incinmiş kaşı patlamış bir şekilde yolun kenarında bırakılmıştı..
    "ama çok sağlam girdim ben de şerefsize * " dedi, uzun bir aradan sonra gülmüştü.. buruk bir
    gülüş.."üçü dalarken bile sırf o muallakye çalıştım aga.. elim de ağırdır.. beni gibtiler ama ben de onun
    ağzına sıçtım.. şimdi olsa gene yaparım.."
    bilmem kaçıncı birasını dikip bardağı şakacıktan masaya vurdu, gülmeye başladı..
    2 gün hastanede kalmış bu olaydan sonra.. bereket koluna filan bir şey olmamış.. sınav arefesinde
    büyük talihsizlik olurdu..
    parlak oğullarındaki pgibolojik çoküntüden ve sebebinden az çok haberdar olan ailesi, bu son
    olayla beraber artık her şeyi öğrenmeye vakıf olmuş, yiğitin, sinem in ve alperi in aileleri karşı
    karşıya gelmiş, ortalık karışmıştı..
    "hatırlamak bile istemiyorum abi.." demişti.."bu olayda en günahsız ve mağdur olan ben olmama
    rağmen, en büyük pgibolojik yarayı ben aldım.. onlar hak ettiklerini buldular, ama inan olanları öyle
    kenardan izlemek bırak beni mutlu etmeyi intikam aldım diye rahatlatmayı, daha da beter hasta
    etmişti.."
    hımm.. işin bu kısmında benim kafam biraz karışmıştı..
    neden lan? ne güzel işte, sana yaptıklarının cezasını buluyorlardı? ben olsam çılgınlar gibi
    sevinir, oh çekerdim..
    sinem i ailesi okuldan almıştı..hem amı, hem de hayatı gibilen o olacaktı anlayacağınız..
    yiğit i de öyle keza, ama o çocuğa bir şey olmaz.. olmıştır da..muhtemelen başka bir özel okulda
    hayatına devam etmiş, şu sıralarda da herhangi bir özel üniversite de insanların hayatını
    mahvetmeye devam ediyordur..
    ···
  15. 1290.
    0
    "hıı..ee, ne yapıcaz?"
    "bu gece şunları bir araya getirelim ne dersin?"
    "onlar hala buluşamadılar mı ayol * "
    "pff sorma ya..liselilerle uğraşıyoruz anasını satiym..:)..neyinden korkuyorlar bu kadar bu işlerin
    anlamıyorum.."
    "hımm, belki de geçmişte bir yaraları vardır canım?"
    yoktu..
    olsa, anlardım.. benim var..kendim gibi birini gördüğümde mutlaka içten içe hissederim artık..hele
    şu alper tecrübesinden sonra..
    "yok ya..sanımıyorum..her neyse..biz bunları bu gece.. ;)"
    "tamam tamam * nasıl yapıcaz peki?" az önceki sahte hayal kırıklığı yerini heyecana
    bırakmıştı..bu işten o da en az benim kadar zevk alıyordu..
    "ya çok özel bir şey yapmayacağız..sen nilayı, ben tolgayı getiricem, sonra biz bir bahane bulup
    kaçıcaz masadan, tabi muhabbeti öyle bir yerde bırakacağız ki, biz gittikten sonra öyle "havalar
    da soğudu" "dersler de zorlaştı" gibi geyikler yapamayacak hale gelecekler * "
    "hahaha fena fikir değil ya, özellikle şu muhabbeti ayarlama olayı iyiymiş, az çakal değilsin * ama
    ben nilayı nasıl çağırıcam? sen tolgayı getirirsin de.."
    "numarası yok mu sende?"
    "var galiba bakiyim..var..ama ne diycem kıza?"
    "bilmem..özel bir şey konuşmamız lazım senle, mutlaka görüşmeliyiz filan diyebilirsin"
    "hım..yani ciddi bir durum var gibi yap diyorsun..e korkmasın kız?"
    "senden mi korkacak, güleyim bari * "
    "tsigalkoo!" deyip yanaklarımı sıktı..
    "tamam tamam, öyle de işte..gelir o zaman..tanırım onu.."
    "ooo, adam tanıyor yaa * tamam öyle yapalım kaç gibi?"
    detayları konuştuk,
    son rötuşları verdik..
    planı netleştirdik..
    bu gece uzun zaman sonra birilerine iyilik yapıyor olacağım..yani, sanırım...
    http://fizy.com/#s/1ago96
    ebruya mekanı da sormuştum,
    "burası iyi olur mu sence? o yüzden getirdim senide"
    ···
  16. 1291.
    0
    224 rez
    ···
  17. 1292.
    0
    Dursun burda rez
    ···
  18. 1293.
    +1 -1
    rezervasyon
    ···
  19. 1294.
    +1 -1
    Okuyanın anasını gibeyim
    ···
  20. 1295.
    0
    Aga buse ile tanıstıkları bölüme ne zmn gelirsin
    ···