-
176.
+4http://fizy.com/tr#s/1aiom8
..diyorum ya, sarhoş değilim ama biraz gevşemiş kafam, güzelim yani.. dedim bur bakalım. açtım
mesajı,
"yaa ben sana dikkat et derken kendim hasta oldum :((. galiba çorbayı sen yapmak zorunda
kalacaksın * "
okudum, okan a da gösterdim, lan bana nasıl gireyim diye düşünmek kalmamış bile, zira kız
direkt ara pasıyla topu oyuna sokmuş,
"geçmiş olsun canım, çorbalar feda olsun sana ya, kıyamam. nerdesin sen şimdi? hastanede filan
değilsin demi??"
biraz yılışkan girdim gördüğünüz gibi, aq hastalanmış, muhtemelen benim yüzümden,en son o
soğukta sokaklarda yürüttüm kızı..
bu sefer bu,
"saol * .yok ya öyle ciddi bir şey değil ama işte, sabah kalkamadım yataktan, sonra kızlar baktı,
ateşim filan var gibi, gitme dediler, yattım bütün akşam, çengel burun* da kaldı benle sağolsun,
emin ellerdeyim yani sorun yok * "
ya tabi ne demezsin.. bütün gün mesajlarıma cevap alamamamın sebebi de o paçoz değildiyse
ben de bir şey bilmiyorum. bu arada farkettim de acayip kin gütmüşüm lan kıza, ben de az
pekekent değilmişim.. neyse,
hasta hasta o konulara çok da girelim istemedim, benim çılgınlık başka bahara kaldı yani. zaten o
da yaptığı o imalı başlangıcın ardından ne dediysem anlamamazlıktan geldi, ya da hastakeyken
kafası almamışta olabilirdi..bir sürü ince ayar manevrası yaptım mesajlarda, hiç birini yemedi aq.. -
177.
+4selam melam, bunlar da bir başka grupmuş, arkada iki tane sessiz erkek vardı, daha önce
dikkatimi bile çekmeyen, onlar da "selam kardeşim" gibisinden muhabbete girdiler. hoca gelene
kadar 3-5 dakikada öndeki kız-erkek, yanımdaki hatun ve arkadaki saplarla tanışıp * ufaktan
muhabbet etmiştim.
iyi ya dedim, 5 yeni insan tanıdım işte, sonuçta sınıf arkadaşlarım bir şekilde konuşmak gerek..
yanımdaki hatunun ismi ceren*di, diğerlerini gibtir edin, onlara bir daha dönmeyiz bile
belkide..ama cerenle epey anımız olacak ilerleyen zamanda.
neyse bu ceren, orta boylu, kalçadan biraz genişçe (iyi zütü vardı yalan değil) sıfatı hintlilere
benzeyen, tam ferrestar kılıklı bir hatun..tam sakso ferreları için aranan aday yani, böyle iki de
büyük halka küpe taksa, şöyle inceden inceden size baktımı da, hah dersiniz, birazdan blow a
başlayacak.. öyle bir tip. istanbulluymuş bu da.
tanıştık bunla, hoca geldi derse girdi filan, biz ufak ufak muhabbete devam ediyoruz, ama kızın
hal ve hareketlerini sevmedim aq..böyle beni iten bir şey var.. fazla sinsi gibi, yani, nasıl diyeyim,
tam olarak tarif edemiyorum ama tam lafı gediğine koymak gerekirse "negatif elektrik aldım"
diyebilirim.
içimden de kendime diyorum, "lan işte 2 ders oturcan sonra bir daha yüzüne kim bakacak, kıllık
yapma".
bi ara ben sıkılıp derse yoğunlaştım, biraz sessizlik oldu.. baktım bu yandan yandan bana
bakıyor, göz attım buna doğru ben de refleks icabı gayri samimi gülümseyerekten,
bu da güldü, sonra durdu durdu şey demesin mi, "kolların da baya kalınmış" -
178.
+4benim kaşlar havaya kalktı(diye düşünüyorum), lan o ne demek? harbiden de anlamadım ne
demek istiyor, dedim,
"nasıl yani, şimdi bu iyi bir şey mi? kötü bir şey mi?"
öyle ciddi ciddi sorunca, bu da bir an duraksadı salak, "ya şey iyi canım, uzaktan zayıf gibi
duruyordun ama baya yapılıymışsın"
ben hala anlamaz ifadeyle tip tip bakmaya devam edince,
"iltifat etim yani sana ya anla işte" deyip salak salak sırıtmaya çalıştı, o ara acayip kızardı tabi.
kızlar böyle işte beyler, en kendine güvenenine, en yollu görünenine bile azıcık ters çıkınca
anında dağılıyor çoğu.. aslında pek çoğu özgüven yoksunu olduğu gibi, doğru dürüst iki çift laf
etmekten bile aciz. bakmayın bizler kaldırıyoruz bunların zütünü, biz neden oluyoruz o sunni
havalarının ve erişilmez görüntülerinin varlığana.. neyse,
ben de güldüm "iyi ya saol" filan dedim, ama içimden hönkürüyorum resmen, aq edeceğin iltifatın
stiline sıçayım senin ya,
"kolların çok kalınmış"mış. hee baldılarım da geniştir, döşüm de kıllıdır.. kurbanlık dana mı
beğeniyon amk?
quize kadar paso lafa tutmaya çalıştı, ben de daha fazla bozmamak adına güzel cevaplar
verdim.. sınavda da allahtan sınıflar karıldı da daha fazla çekmek zorunda kalmadım zilliyi.. -
179.
+4kafamda filler gibişe dursun,
ben odama çıkan merdivenleri arşınlamaya başlamıştım, bu gece birileri kendisine hesap
verecekti yine..
odama varınca telefonu çıkarıp masaya koyarken kontrol ettim, bir mesajım var.. mine den
başkası değildi;
"vardın mı yurduna?"
beni düşünüyordu o..ve ben, hala neleri düşünüyordum... tüm gücümle onu sevmeye çalışmam
gerekirken hemde..
kız işleri beyler,
atla deve değildir.
tabi ben bunu şimdiki aklıma, o yaştaki halime söylesem kesin gibtiri yerdim..
gece okanla boş etüt odasında durumları konuşuyorduk.. etüt odası boş çünkü millet sınavlara
kendi odasında ya da arkadaşlarının odasında, kafa kafaya hazırlanıyor ya da koridorlarda şişe
kapaklarıyla maç yapıyor..
-"abi çok güzel işte ya..koçumsun, bak bu sefer kesin olacak demiştim de kızmıştın bana"
-"ya okan, iyi güzel de abicim daha bir şeyin de olduğu yok yani, tamam güzel geceydi filan ama,
kız biraz ürkek bu konularda yani, tecrübesiz.. yanlış bir şey yapmak istemiyorum ben"
-"nasıl yani?"
-"ya ne bileyim..bir kere, ben emin miyim? önce bir onu sormam lazım kendime"
-"kanka, kusura bakma ama eşşeğin dıbına su kaçırıyorsun şu anda..lan daha emini mi var be,
10 saat önceden hazırlanmaya başladın aq buluşmaya yarağım?"
-"abi o benim her zaman ki halim ama?"
-"ya bak tsigalko.. bence sen fazla ciddiye alıyorsun bu işleri, oğlum bugün takıldığın kızla, yarın
evlendirmeyecekler ki seni? sen bir takıl bakalım, gez toz, gittiği kadar.. olmuyorsa olmaz.. çok
gözünde büyütme abi..bak ayşeni de büyüttün büyüttün... "
bakışlarımı görünce sustu.. sonra, -
180.
+4bu bin ne zaman hatunun birini gözüne kestirse anında beni de kapar menziline girerdi, ben bir
nevi canlı kalkan görevi görüyordum yani..amk terzi kendi söküğünü dikemez derler işte be
kankam, bana güzel akıl veriyon, iyi motive ediyon da, kendine gelince patlıyorsun işte *
neyse gittik büyük kantine, bir şeyler söyledik, aldık, bir baktım masanın birinde bizim tayfa
doluşmuş, epey kalabalık masaları birleştirmişler, yani 8-10 kişi var, tanımadığım 2-3 kişi daha
var filan, "gel şunların yanına gidek, gördüler, ayıp olmasın" dedi benimki,
neyse gittik oturdum, serhatla, gruptaki diğer hatunlarla filan aynı masaya oturmayalı haftalar
olmuş aq..1-2 tanesi hesap sorar gibi baktı ama giblemedim açıkcası, zira o ara gözümün önünde
çok daha renkli bir manzara vardı,
ebru, yanında da ozan olacak kavat, masada yan yana oturmuşlar ( daha doğrusu muhtemelen
ozan gelip bunun yanına çöreklenmiş diyelim). ebru giblemiyor havasında, ne beni ne onu (ha
ha), kavatın surat 5 karış..
masada da muhabbet dönüyor ama ortam müthiş gergin yani, muhtemelen hem ben geldim diye,
hem de bizden önce de bir şeyler olmuş belli.
oturduk okanla yan yana bizde, yiyoruz tavuk ekmeğimizi, o ara gene konuşmalar filan böyle,
nedendir bilmem ama o dallamaları öyle gıcık olmuş görünce çok hoşuma gitti
lan.. valla..rahatsızlıklarından beslendim resmen, kendi kendime sırıtıcam utanmasam.
sonra bu ozan hıyarı bir şeyler dedi, bizim ebru geçiştirdi, ben tam duymadım ne oldu ama sonra
birden bire, bu hıyar kollarını bağlayıp "ya işte hep böyle yapıyorsun, hiç konuşmayayım ben!"
diye yüksekçe sesle trip atmasın mı? -
181.
+4"şeker topla benim için, ben de senin için toplayacağım" demişti.. dünyanın bütün şekerlerini
toplasam onun yanında tatsız kalırdı oysa ki..ben de aynen böyle demiştim zaten..
"olsun, onları da yiyelim ki bizim farkımız daha çok çıksın ortaya" yazdı.. bizim farkımız..biz, artık
biz mi olmuştuk?
eve gidince annemler gerek telefonun vızırdaması gerekse benim sıfatımın halinde, kısa sürede
bir şeyler olduğunu anladılar tabi,
ben de mevzuyu aynen anlattım valideye, dedim anne böyle böyle, durum ciddi, bak bundan
öncekilerden haberin yok çünkü söylemeye değer bulmadım, bunun için de erken diyor olabilirsin
ama ben cidden seviyorum, o da öyle diye düşünüyorum.. lisede her gün farklı kızla geliyordum
mahalleye sen de biliyorsun, insan böyle duyguları kolay kolay bulamıyor, bulunca da sıkı sıkı
sarılmak lazım..
yaşımdan büyük mü konuşuyordum ne?
yine de bizimkiler tipik anlayışlı aile yapısında olduğundan ötürü, ya gerçekten beni ciddiye
alarak, ya da "amaan çocuk işte, he diyelim, nasılsa geçer" diye düşünerek beni epey dinlediler
ve olumsuz bir şey de demediler açıkcası.
dedim, şeker-çikolata filan da toplayacağım, öyle anlaştık. annem, "alışverişe çıkınca alırız, güzel
de bir kutu beğeniriz sen merak etme" dedi.
beyler böyle sırf şeker satan dükkanlar var, 1000lerce çeşit şeker var-çikolata var, onlardan
birinden alacaktık işte. gerçi ben misafirliklerden, doğal yollarla toplamayı tercih ederdim ama,
böylesi çok daha klas olurdu açıkcası.. madem kız benden bir şey istemişti, ona en layık olacak
şekilde vermeliydim hediyesini. -
182.
+5 -1"pekii o zamann" dedi, göz kırpıp sıradan kalktı,ben de sırama doğru köskös ilerliyordum.
tam yerime ilerlerken son anda, kapıdan çıkmalarından önce, buna ve çengel burun kankasına
iştirak eden bir adet huur çocuğu daha gördüm..kim olduğunu söylememe gerek var mı
dersiniz?
şarkı vermeyi unuttum lan,
http://fizy.com/tr#s/124wmq
o an kafamı duvara vurarak patlatmak istemiştim,
niye gitmiyorsun lan işte, kız çağırmış..sen gitmezsen elin bini gider.. köpek gibi aşık olan sensin,
o olsa olsa hoşlanıyor en fazla... salak herif, sen kime trip yapıyorsun? kimle polemiğe
giriyorsun??
gittim sıraya oturdum, burnumdan soluyorum.
biraz zaman geçti, baktım sol tarafımda bir karaltı, "naaberr?" dedi, döndüm, kaşar ceren..hah bir
sen ekgibsin..
"nasıldı bayraaam?"
o an "sana ne yarrrrraaam!" diye haykırabilmek için pek çok şey verebilirdim..ama öyle olmuyor
tabi.
"iyi, gittik geldik işte" dedim en duygusuz ses tonumla.
"oturiyim mii?" dedi, kafa salladım "farketmez" gibisinden,
oturdu bu, "bana sözün var biliyorsun demi, ne zaman çıkıyoruz?" -
183.
+4benim kan beynime sıçradı, "hatırlamıyorum öyle bir söz ben?"
-"aaa ta ne zaman konuştuk? yan çizmek yok baak, hiç bi yer bilmiyorum benn, bu akşam bir
turlayalım?"
-"ya ceren dün geldim ben, ölüyorum yorgunluktan, tamam bir ara gezeriz ama bu gece biraz
dinlenmem lazım"
-"haa doğru yaa, sen dün geldin demiğğ, ben cumartesiden geldim de*, son güne bırakınca böyle
yorgun olmiyim diye"
-"iyi yapmışın bak ben o kadar zekice düşünemedim işte" diye taşağa vurdum,
-"hadi bee, çok fenasın" diye kısa bir kahkaha atıp yalandan ittirir gibi yaptı..
sinirli sinirli gülmekle yetindim bende... elin oç u dışarda ayşenle gezerken ben de burda ortalık
mallarıyla fingirdeşiyordum.. harbi bravo sana be.. valla bravo tsigalko.. altıpastan nasıl taça
vurulur, birebir gösteriyorsun.. ibretliksin aq..
biraz daha lak lak ettikten sonra ceren i şaka görünümlü ama aslında gerçek bir şekilde kovdum
yanımda "hadi kızım senin sıran yok mu, arkadaşlarım ayakta bekliyor bak" filan deyip. harbiden
de o ara ebru gelmiş, tahtanın orda tebeşirlerle oynuyordu.
bunu gibtir edince, ebru geldi oturdu,
"çok şeker bir kız bu, ben de bayramdan önce tanışmıştım" dedi..lan sana fikrini soran oldu mu? -
184.
+4"yaa evet, bal damlıyor" dedim bozuk bozuk..
-"ne var bee, sen de kimseyi beğenmiyorsun haa" deyip güldü.
-"her güne senle başlayınca diğer kızlar çirkin kalıyor" ya da buna benzer bir şey dedim. beyler bu
kısmı not alın bir yere.. ibret olsun. diyen ağzıma sıçmak istiyorum çünkü.
bu sefer bu, hayretle karışık bir kahkaha koyup "hadi yaa, vay be ben neymişim" diye şımarmış
taklidi yaptı. ama benim aklım hala az önce sarfettiğim salak cümlede,
o zaman epey kızmıştım kendime çünkü daha bunun gibi çok halt yedim beyler, ama şimdi
düşününce anlıyorum ki, diğer kızlara karşı ağzından kaçan iltifatlar vb. sözler, aslında ayşen e
demek istediğim ama bir türlü anına denk getiremediğim cümlelermiş.
ona diyemediklerimi, ya da diyeceklerimi diğer hatunların üzerinde bir nevi prova ediyormuşum.
bunları utanmadan ve sizden laf yiyeceğimi bile bile yazıyorum çünkü, örnek ve ibret olsun
istiyorum. benim düştüğüm hatalara düşmeyin, benim değerlendirdiğim fırsatları siz de
değerlendirin diye.
bu arada 5-6 parttır aynı günü anlattığımı farkettim,
ama önemli bir gündü o gün, dönüm noktası denebilir,
sanırım bu geceyi komple o güne harcayacağım
müziksiz olmaz
http://fizy.com/tr#s/1d77s8 -
185.
+4biraz daha mesajlaştık bununla, ben ısrar ettim, bu inkar etti..en sonunda,
"tamam ya kavgamıza sonra devam ederiz artık" deyip noktayı koydu, züt gibi kaldım bir kez
daha..
tabi bu anlara şahit kankam da son derece şaşkın durumda, "hadi madem gel yurda dönelim"
filan diyor,
"yok kanka buraya kadar geldik, oturalım artık" dedim sakin olmaya çalışarak.. yukarıya kafeye
çıktık. tahmin edebileceğiniz gibi çocuğun mevzu yalan oldu.. oturup saatlerce benim durumu
konuştuk,
bayram sürecini anlattım, sonra bugünkü olanları anlattım..
epey dinledikten ve kritik yaptıktan sonra, bu, benim için son derece rahatsız edici olan bazı
gerçekleri adeta gözüme soktu,
"şimdi kardeşim, tamam güzel yani bu kızla siz epey şey yaşadınız, epey zaman geçirdiniz filan
ama, şöyle dışardan tarafsız bir gözle bakınca, sizin hikayenizde hep böyle açıklar, ekgib noktalar
var sanki. hani bütüne bakınca çok göze çarpmıyor, hatta ihmal edilebilir düzeyde ama, bir puzzle
düşün mesela, 1000 parçalı bir puzzle de atıyorum 5 tane insan var, senin puzzlenın parçalarının
995 tanesi tamam ama tam da o insanların yüzüne denk gelecek 5 tanesi ekgib, bilmem
anlatabiliyor muyum? sizin olay, şahane görünümlü ama tuzu ekgib bir yemek gibi, ama tabi sen
olayın içinde ve körkütük aşık olduğun için bunun ne derece farkındasın? orası tartışılır.."
bir kez daha okanla neden bu kadar iyi anlaştığımızı anlıyordum.. adam delikanlı, önce dinledi,
sonra düşündü, sonra da çatır çatır döktü dıbına koyayım.. benim bile aslında içten içe hissedip, -
186.
+4neyse mesajdan sonra bi kez daha telefon titredi, ebru olamazdı zira o uzun mesaja da tek cümle
cevap verecek züt yoktu onda, ceren diye düşündüm, amma da arsızdı bu amk kızı bee..
mesajı açtım,
ayşen..
panpalar bu gecelik bu kadar,
bir de şunu söyleme gereği hissettim, daha önce yazmıştım sanırım ama bir daha diyelim,
ebruyla olan mesajlaşmalarımızın büyük kısmı hala eski sim de kayıtlıdır, 2. sınıfta hattımı
değiştirdim..2. sınıfın ortasından itibaren de günlüğe benzer bir şey tutmaya başladım, epey
düzensiz ama oldukça faydası dokunacak bana hikayenin devamında. zaten beni yazmaya teşvik
eden de, bayram için geldiğim ailemin evindeki odamda tesadüfen o günlüğü bulmam oldu,
başka bir kitabı ararken (kitap okumayı çok severim, başka bir hikayemde bahsetmiştim bundan
da-özellikle pgibolojik gerilim okuyorum-), onu da buldum, umuyorum ki bizimkiler okumamışlardır
zira içinde olmayan tak yok..
ebruyla olan mesajları saklama meselesine gelince,
eh, onu da öğreneceksiniz sırası geldiğinde ;) aklıma düşeni buraya yazmaktan çekinmeyeceğim
aq..
@151, harbi ha..ataevler filan oluyor demi orası? ben liseyi de oralarda okudum, eğer yaşlar
müsaitse belki denk bile gelmiş olabiliriz kim bilir,
ama son 7-8 senedir izmirdeyim, artık yarı izmirli sayılırım *
@153 eyw panpa, öyle düşünmediğine sevindim. evet ifşa olmasam iyi olur tabi * neticede artık
yaşımı-mesleğimi almış bir adamım, hoş olmaz. ünili olsam bilerek bile ifşa edebilirdim kendimi,
güvenim tamdır * -
187.
+4gülümsediğimi hissettim.. hafiflemiştim.. karanlığın içinde, onun, belki de birlikte geçirdiğimiz tüm
zamanlara bedel o cevap mesaıjı beklerken telefonum titredi,
içimden güzel şeyler telkin ederek, pozitif düşünmeye çalışarak mesaj kutumu açtım,
ebrunun cevabı gelmişti..ilk bakışta bir paragrafla karşı karşıya olduğumu gördüm, bu iyiydi zira
ciddiye aldığını gösterirdi,
ayşenin cevabını beklerken, öylesine göz gezdirme ve muhtemelen cevaplamamak üzere açtığım
mesajda, ebrunun elinden, beni oldukça utandıran şu satırları okudum,
" kızdırdım seni değil mi? özür dilerim, ben de farkındayım yaptıklarımın, hatta bilerek yapıyorum
bile denebilir. kızdırdım seni evet, ama peki ya benim kızgınlıklarım? benim üzüntülerime ne
olacak? bana ne yaptığının farkında mısın tsigalko? benimle nasıl konuştuğunun, bana nasıl
davrandığının? bizim ne olduğumuzun farkın mısın? neyiz biz seninle?
bütün ders gizlice izlediğin kız mıyım? yoksa kafana esince, yanına bile uğramasını istemediğin
mi?
gözlerinin içine baka baka iltifat ettiğin kız mıyım? yoksa az önceki gibi ağzına geleni söylediğin
mi?
benimle bir şeyler paylaş, konuş diye üstüne geldiğin kız mıyım? yoksa bir iki espirili cümlesine
bile tahammül edemediğin mi?
neyiz biz seninle? buna bir karar verelim önce..ya da vermeyelim, sen böyle mutluysan,
oynamaktan, oynatmaktan zevk alıyorsan ona da saygı duyarım. çünkü benim ne düşündüğüm
de, ne hissettiğim de en aptal adamın bile anlayacağı kadar net ortada, bir de seni çözebilsek?
neyse ya, ben gene abuk subuk konuşuyorum..en iyisi sadece sen konuş, ben de dinleyeyim,
bana bizi anlat biraz, ben de bileyim." -
188.
+4"peki madem, görüşürüz gene" dedi, sınıf kapısına doğru yürüdü, çengel burun ve ozanla beraber
sınıftan çıktılar.. bense kendimi yine sıranın üzerine yığıp kaldım..
http://fizy.com/tr#s/18dmgr
o gün, tüm bu olanlardan sonra, yarı uykulu düşüncelerimin arasında sadece tek bir sabit şey
vardı..evet..bu akşam, ona öyle bir mesaj atacaktım ki, bu defa ne kıvıracak, ne görmezden
gelecek bir yanı kalmayacaktı.
olumlu ya da olumsuz, bir cevap alacaktım bu akşam.
yurda gittim, uyudum..akşam 7 küsürde uyanmışım. hiç unutmam. yemek salonuna indim, yemek
yedim, salon boş, biraz önde tanımadığım iki çocuk haberleri izliyor.
telefonu çıkardım, yazmaya başladım,
"ayşen, selam. son zamanlarda pek görüşemiyoruz, şu dünkü tartışma da olmasaydı hiç
konuşamayacaktık neredeyse. ben bu 2 haftalık bayram süresince epey düşündüm, geceleri
kendi kendimle muhakeme yaptım, bu tarz şeyleri böyle dobra dobra söylemek, bizim
yaşımızdaki insanlar için ne kadar doğru bilemiyorum, ama içimde sana karşı artık daha fazla
sınırlandıramadığım hisler taşıyorum. bunları sana yüz yüze söylemek isterdim ama sanki kader
bir araya gelmemizi istemiyor gibi, daha fazla içimde tutamıyorum, artık bana zarar vermeye
başladı..senden hoşlanıyorum, ilk gördüğüm günden beri." -
189.
+4sıradan arkadaşlar, yapar mıydı bunları? sahi, siz yaptınız mı arkadaşlarınızla (!) böyle şeyler?
belki de ben abartıyordum, kör olmuştu gözüm aşktan, sarhoş olmuştum saçlarının kokusundan...
ruhuna değercesine sarılır mıydı birbirine,
sıradan arkadaşlar..
http://fizy.com/tr#s/3pkyx4
masadan kalktım..odama, yatağıma kavuşmalıydım bir an önce, acı acı gülümsüyordum,
"al sana aşk!".."al sana sevgi! nasıl hoşuna gitti mi?" diyordu beynimin derinliklerinden bir ses...
"buldun mu aradığın mutluluğu, peri masalın gerçek oldu mu?"
odaya gittim,
epey kalabalık..
benim yataktakileri kaldırıp kendim yattım, neredeyse hiç konuşmadan..
"noldu lan, hişşt".."bir şey olmuş buna" .."tsigalko, kaldır lan kafanı, kızla mı bozuştun?" tolga, bir
yandan necati bir yandan laf atıyorlar,
öbür oda arkadaşımın gevrek sesisin duydum
"abiie valla zor işler bunlar yea.."
kafamı kaldırdım, "yorgunum abi yatayım az" dedim,
"daha yeni uyandın olm nereye yatıyon, counter yapıcaz gene bu gece, ama bu sefer internete
gidelim diyorlar, yukardaki pclerde ödev yapıyomuş yavşaklar... "
herkes kendi havasında aq.. -
190.
+4işte biz toplaştık, bidiğin ilkokullu çocuk sürüsü gibi, konuşa gülüşe, uğultu halinde 15-20 kişi
sinemaya doğru ilerliyoruz, bilet buluruz diye düşünüyoruz çünkü hem hafta için hem de akşam
seansı,
16.35 seansı.. hiç unutmam..
cümbür cemaat doluştuk mekana, içerde de epey insan var, bekleme koltukları filan hep dolu, biz
öyle görünce dedik lan bilet bulabilsek bari,
neyse parayı ayarlıyoruz, doluştuk gişenin önüne, kadın da baktı gülüyor bizim tiplere böyle atkılı
bereli, kırmızı burunlu yanaklı oğlan-kız karışık, yeni ünili bir tayfa.. yani dışardan bakınca epey
sevimli ve sempatik gözüküyor olmalıyız..
gene böyle her kafadan bir ses, erkekler espiri yapıyor, kızlar gülüşüyorlar, çok cıvıl cıvılız, ortam
sıcacık..ne yalan diyeyim ben bile biraz üzerimden attım o ölü toprağını, nilay yanıma geldi, onla
lak lak ediyoruz, okan yanımda,
neyse biletler alındı, seansa 10 dakika filan var, epey dolu salon izleyecek gibiyiz,
biraz daha yan tarafa geçelim dedik öyle orta yerde, dükkan önüne çekmiş tır gibi gişenin önünü
kapamayalım diye..
yana doğru yürüyoruz o ara okan acayip hareketler yapmaya başladı, bildiğin point guard a perde
hazırlayan uzun gibi, yardım savunmasına gelen small forvet gibi (iyi basket oynarım bu arada,
oradan da mevzular çıkacak) , kademeye giren sağ bek gibi aq..böyle bi önüme geçme çabası
filan, ayağıma bastı o ara, dedim "lan napıyon, sakin ol" aq ilk defa mı geliyon sinema salonuna,
hafiften kızdım da, çünkü canım baya yandı botla ayağıma basınca, -
191.
+4derken beyler,
gişenin tam girişin karşısında olduğunu düşünün, oradan sola kırmıştık biz, o vaziyette tren misali
ilerlerken, ben de kafamı sola, yani yol tarafına doğru çevirivermişim..şu okanının deminden beri
alan savunması yaptığı yöne doğru..
onları gördüm..yan yana,
ve baş başa,
aynı bekleme koltuğunda (kırmızı sahte deri koltuklar)
diz dizeler,
onun gözlerinde yine benim en çok hoşuma giden "mavi göz farı" üzerinde siyah beyaz, zebramsı
desenli montu, kafasında ona uygun beresi.. ellerinde parmakları kegib eldiven..
ozan ve ayşen.. aynı koltukta, aynı gün, bizimle aynı seansı beklemekteler...
takip eden kardeşlerime iyi geceler,
yarın milli maç var, ama biraz daha geç vakit olsa da yine uğrayacağım.. öptüm gözlerinizden
@204 aynen,
okan kankamdır,
ozan da oç un biri işte
simon çok iyisin kardeşim, hikayeme verdiğin değer ve dikkat için teşekkürler *
takip eden panpalar, bu gece maçın moral bozukluğundan ötürü yazmak gelmedi içimden, -
192.
+4tamam belki ilk kez bu kadar sevmiş, bu derece yoğun, neredeyse elle tutulabilir bir sevgiyle
bağlanmıştım birine,
ama yo hayır..bu, reddedilme acısı değildi,
bu terkedilme acısı hiç değildi,
aldatılma acısı bile değildi,
ben,
bir yarış atı gibi,
bir koşu tavşanı gibi,
resmen bir başkası ile yarıştırılmış,
ve o yarışı kaybetmiştim..
o an neye ne kadar üzüldüğümün hesabını tutmam mümkün değildi, ama sonradan anlamıştım
ki,
ben ne ayşenle başlamadan biten gelecek hayallerime,
ne gönülden sevdiğim birini elde edemeyişime,
ne de ona bir başkasının sahip olmasına üzülmüştüm,
aslında ben, kendime üzülmüştüm,
kırılan gururuma, yok edilen öz güvenime üzülmüştüm..
ayşen?
benim hatasız, kusursuz, biricik prensesim?
nasıl yapabilmişti bunu? beni, nasıl olmuşta bir başkasıyla kıyasıya yarıştırmıştı?
neye göre tercih etmişti onu?
daha mı yakışıklıydı benden?
daha mı zengin?
yoksa daha mı çok sevmişti?
daha mı fazla istemişti ayşen'i?
mümkün olabilir miydi ki böyle bir şey? daha fazla sevilebilir miydi bir insan, daha fazla sevebilir
miydi bir insan, benim ayşen'i sevdiğimden
eğer sadece reddedilmiş olsaydım, bir şekilde aşkımı kalbime gömer ve acımı içimde yaşardım,
zira ben gurursuz olamazdım pek fazla, daha da yalvaramazdım.. yavşaklık edemezdim..
aldatılsaydım eğer, tokadı basar, öfkeyle çeker giderdim en fazla..ve o kadar da koymazdı zaten, -
193.
+4bir kaç sıra önünüzde, başka bir erkek ve duvar arasında oturan "hayatınızın kadını" yerine
koyduğunuz ve az önce külliyen ağzınıza sıçmış kızı,
ve onun arkasından abaza huur çocuklarının yüzünüze karşı döndürdüğü şu muhabbeti
düşünün, hayal edin..
zor değil mi?
çok zor.. çok zor be beyler..
http://fizy.com/tr#s/124wmq
filmin ikinci yarısını resmen bir sis perdesi arkasından izledim, buğulanmış gözlerim, bulanmış
beynim..finalle birlikte de dağıldım beyler,
ağlıyordum,
okan ikimizin adına gruba iyi akşamlar diledi, benim gözlerimden süzülen yaşları kimse görmeden
oradan beni kaçırdı, sonradan diğer binler de gruba, okanın salladığı "arkadaşına bir şey olmuş"
mevzusundan bahsetmiş olmalıydılar, sorun olmadı yani sonradan.
neyse biz apar topar çıktık salondan, ben sessiz sessiz ağlıyorum, çok hafif bir hıçkırığım var,
çıktık dışarı, az kenara yürüyüp o beton çiçeklikler vardır bilirsiniz, onlardan birine oturduk,
bu beni teselli etmeye çalışıyor, mendil filan veriyor..aq karı gibi hissediyorum kendimi..ama elde
değil beyler..tutamıyorum ulan..akacak kan durmuyor damarda,
ben böyle hıçkırıdururken birden celallendim, sesim kısık, aynı fino köpeklerinin havlaması gibi
çıkıyor, -
194.
+4tekrar tekrar kendimle hesaplaşıyor,
sorguya çekiyor,
ve kendi kendime lanet ediyordum,
her gece
hem de her gece..
sadece ben ve ben..kaçacak hiç bir yer, sığınacak hiç kimse yok,
sen kaybedensin tsigalko.. ben kaybedenim.. tercih edilmeyen..
gecenin son iki partı ve son parçamız panpalar,
http://fizy.com/tr#s/1ajcsx
yılbaşı önemliydi,
biraz moral bulmayı umuyordum,
önce okanlar, nilaylar filan hep beraber takılırız diye düşünmüştüm ama nilay evine gidecekmiş,
tipik ev kızı işte..öyle barlarda, bahçelerde yılbaşı kutlayamayan türden..televizyon karşısına
kurulup, ailecek gibko şarkıcı ve komedyenler, fındık fıstık, belki tombala eşliğinde, bıyıklı bir baba
ve sevecen bir anne (varsa bir de kardeşler) ile beraber 10 dan geriye, mutluymuşcasına sayarak
kutlanan yılbaşılar.. -
195.
+4akşam bu şekilde ilerlerken, canımın pek sıkılmayacağını anlamıştım. en kötü ihtimalle bu şekilde
gır gır şamata yapar dağılırdık işte. gibiş ihtimali aklımda uzaklaşırken, benim ufaklık da nispeten
sakinleşmişti.
o ara ben 3 tane bira devirmişim çakırkeyf modundayım, relax relax takılıyorum iyice, aklım da
zavallı rakıda..ama şimdi oradaki gruba en yeni misafir de ben olduğum için "açalım şunu" filan
diye atlayamıyorum, bu gibikler açacaklar da içecez..
gece saat 11 e dayandı, tv yi kimsenin giblediği yok, sesini filan da iyice kısmışız işte, son 10
saniye kala görüp 10..9.. filan yapıcaz,
tabi saat ilerledikçe yenilen içilen şeyler de bir biri üzerine yığılmakta, salonun ortasında mini bir
çöplük oluştu desem yeridir, biralar daha 10 olmadan bitmişti zaten..aq dedik yetmez diye..
o ara vişne-votka yapıyoruz ama kızların hemen hemen hepsi daha o saatte dağıldılar, ceren
omzumda, ne desem gülüyor, arada "aaahhyy" gibisinden iç çekiyor.. paçoz belim ağrıdı deyip
koltuğa çıktı, devrilmiş yatıyor, çift zaten kendinden geçmiş durumda, ufak ufak yiyişiyorlar, bizim
ceren bağırıyor "hhiişşt olummm ailee var aileee" diye, yine hep beraber salak salak kopuyoruz.
diğer iki dümbelek ve ben biraz daha ayık durumdayız, ben epey içtim ama kolay sarhoş
olamıyorum, hele ki o gece, bütün duyularım alarm seviyesindeyken.
saat gelmek üzere, o ara manitalı eleman nihayet,
"yaa rakı aldık o kadar bak onu daaa açmadık bile" diye sitem etti, ben de zaten pas bekliyorum,
hemen zıpladım "tamam karrdeşim hemen açarızz" deyip kaptım şişeyi, saf bin,
"valla sen de diyelim diye bekliyomuşun haa" dedi, millet koptu..lan, zütleğe bak taşak geçiyor
benle aklı sıra, bu sefer ben de,
"karrdeşim? sor bir niye diye ama? niye diye bi sor?"
niye? dedi,
-
kaçan aslanın öldürülmesi
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 06 07 2025
-
başgan namık
-
hangi milfle sevgili olacaksiniz entry noya
-
rahmedli aslan gibi kafesimden kaçıp
-
sözlük rekorları
-
acayip keşke babana kitap aldırsaydın
-
bir unlu bana bu resmi atmisti
-
kadinlar erkekte 3 seye bakar ve evlenir
-
komşu kızı az önce aşure getirdi beyler
-
bu filmde kadin ne bosalmisti
-
acayip sana 200 lira versem
-
size bir tavsiye kimseden bir tavsiye almayın
-
yaşamak için yaşamak
-
olan biteni takip edenlerin zeka seviyesi
-
sözlüğün yaş ortalaması niye düştü
-
siyisitizmini al sana mavi saçlı kız
-
uçan keke evlenince kocasını döver bence
-
sözlük bu sene sonunu göremez
-
acayip sen tavsiye verme
-
evli aldatan kadinlar offf
-
kuzenim boyle olsaydi
-
bütün hadtalıkların ve erken ölümlerin
-
7 kasim 2027 genel secimleri
-
dübürki
-
iki bira alacak param var mk
-
size viskiler hakkında bir bilgi
-
diğer züt kimin zütü mk
-
kayra bak kas boyle olur sag tarafa bak
-
sırf rahat uykuya dalmak için bira içerdim
- / 2