/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1176.
    0
    o neydi ki öyle..
    sonra yaklaşık 1.5 aydır sevgilim olmadığını, onu da geçtim, herhangi bir kızla cinsel
    yakınlaşmanın da olmadığını farkettim..
    bu muydu yani mesele?
    az önceye kadar sevindiğim ve kendimi kızlardan sakınarak, devam ettirmeye çalıştığım "saplık"
    halinin, zamanla insanı dönüştürdüğü şey bu muydu?
    ayak üstü gördüğü bacakları hayal gücüyle yalamaya iten dürtüler, daha da ileri gider miydi?
    bir sonraki aşamada, bundan bir- iki ay sonrasında filan yani, kızı kucağa oturtup zıplayacak ya
    da masaya yatırıp misyoner mi yapacaktım zihnimde aq?..
    ben bu düşüncelerle boğuşa durayım, çiğdem çıkageldi,
    "sıra sizde efendim ;)"
    "ne çabuk bitti?"
    "çabuk mu?..nerden baksan 15 dakikadır ordayım, ben de sıkılmışsındır diye düşündüm (:"
    "oo..o kadar oldu mu?..zaman su gibi geçiyor desene (:"
    harbi, o kadar ne ara oldu lan..
    gerçi, kendimle konuşurken ya da hesaplaşırken geçen zamanın hesabı yoktu doğrusu.. kaç
    geceyi sabah etmiştim göz açıp kapayıncaya kadar, böyle kendi kendime hesap sorduğum
    zamanlarda...
    neyse.. demek ki sıkıcı biri değilim.. kendimden sıkılmadığıma ve kendimleyken zamanı böyle
    hızlı geçirebildiğime göre (:
    "iyi ben geçeyim madem" dedim gülümseyerek,
    "detayları duymak istiyorum sonra" dedi,
    "aynen" dedim.."sen de anlatırsın ;)"
    boncuktan perdeyi yarıp geçtim, en az kafenin alt katı kadar kalabalık ama yine aynı şekilde
    havadar görünen, fal bakanlar ile baktıranların karşılıklı oturduğu, küçük taburelerin ve alçak
    masaların oluşturduğu, yine kafenin diğer kısımlarıyla benzer, bohem dekore edilmiş fal odasına
    giriverdim elimde fincanla,
    girer girmez, o an için boş olan 2-3 yerden, kabarık sarı saçlarının onu dev bir garfielde
    benzettiği, gözlüklü, güleç suratlı, orta yaşlı kadın dikkatimi çekti, ona baktığımı görünce, kırmıjı
    ojeli, uzun tırnaklarının önderliğindeki parmakları "gel" işareti yaptılar..
    ben de, göz temasımı kurup, güdümlenmiş şekilde yanına yaklaştım, küçük tabureyi çektim
    ···
  2. 1177.
    0
    ve
    masasına invite oldum..
    fincanımı masaya koydum.. ellerimi birbirine kenetledim... kadının gözlerinin içine bakıp
    gülümsedim..
    kadın aynı sevecen tavrıyla, fincanı kendine doğru çekti, gözlerini yüzümden ayırmaksızın,
    gülümseyerek konuştu,
    "hoş geldin tatlım.. gülay ablan ben.. adın, tam doğum tarihin, doğduğun yeri söyler misin?"
    söylediklerimi önündeki eski not defterine not etti bir kurşun kalemle.. yeniden yüzüme baktı.. belli
    ki, önce bazı soruları daha cevaplamamı isteyecekti benden
    bakalım tatlı cadı görünümlü falcımız geleceğime dair neler söyleyecekti.. muhtemelen duymak
    istediklerimi..
    ama eğer onu istediğim şekilde yönlendirebilirsem..o zaman duymak istediklerimin tam tersini de
    söyletebilirdim.. böylesi daha gerçekçi mi olurdu dersiniz?
    sonuçta hepsi atmasyondan ibaret değil miydi?..fal..pff..
    ···
  3. 1178.
    0
    yine de, o an, o masada, şöyle bir gerçek vardı ki,
    insanların akıllarını manipüle ederek ve onlara, arzu ettikleri şeylerin gerçekleşeceğini telkin
    ederek geçimini sağlayan bu insanlar..
    aslında benden farklı değildiler.. sadece, onlar maddi, ben ise manevi tatmin peşindeydim.. onlar,
    yalanlarını söyledikleri insanları bir daha muhtemelen görmezken, ben, gözümünü önünden
    ayırmamak durumunda idim..
    aynı trickler..
    aynı fakeler..
    aynı teknikler..
    sadece uygulama alanlarımız ve kazandığımız ganimet farklı..
    ve şimdi, bu masada,
    ilk kez, en az benim kadar zeki ve hilekar olduğunu hissettiğim birine karşı, zihinler arası bir köşe
    kapmaca oynama şerefine nail olabilecektim..
    eğer kazanırsam, falcının falına bakmış olurdum,
    kaybedersem, onun için sıradan bir müşteri olarak kalırdım..
    hadi bakalım tsigalko.. yeteneklerinin, sadece saf kızları kandırmak için olmadığını göstermenin
    tam zamanı.. avla şu yaşlı kurtu..ona, kimin daha zeki ve kimin diğerini kontrol edebilecek kadar
    kuvvetli olduğunu göster.. ;)
    wuh..
    böyle uzun part yazmalayalı epey olmuştu (:
    geceyi bitiririm diye düşünmüştüm, ama mümkün görünmüyor, artık yatmam lazım..
    takip eden panpalara teşekkürler, yarın gece biraz daha erken vakitlerde gelmeyi planlıyorum,
    görüşmek üzere ;)
    iyi akşamlar panpalar,
    survivordan sonra gelip malum günü bitirmeye uğraşacağım (:
    survivor iyidir yea, fazladan memenin zararı olmaz, almeda nın tombik bacaklarını yerim :}
    ···
  4. 1179.
    0
    10-15 dakikaya başlıyorum bu arada panpalar, yerlerinizi alın derim (:
    tekrar selamlar, artık başlayalım.
    bu gece kalabalığız gibi hissediyorum, gönül isterdi ki daha uzun yazabileyim, ama yarın mesai
    var.. sıkıntı var.. allahtan iyileştim sayılır..
    panpalar size benden tavsiye, eğer ailenizin durumu kötü değilse uzatın şu amk okulunu 1 ya da
    2 sene, hayata erken atılınca bir tak olduğu yok, tamam, kendi paramı kendim kazanıyorum
    aslanlar gibi, kimseye muhtaç değilim şükür, sevdiğim mesleği yapıyorum falan filan da..
    zor be aq... öğrencilikten kralı yok.. kıymetini bilmiyoruz..
    neyse..
    http://fizy.org/#s/12er6n bunu bilen liseli değildir ehehe
    ..falcı teyze, eline aldığı fincanımı evirip çevirmeye başladı,
    ben de acaba "şurda bir yol var" geyiği ne ara dönecek diye merakla bekliyorum. kimsenin işini
    yapmasına müdahale edeceğim filan yok ama, eğer beni klagib şeylerle avlayabileceğini
    düşünüyorsa, sarı cadı fena halde yanılacak ;)
    "hım..kartal başı..derslerinde iyisin.." dedi aksine bir ihtimal olamazmış gibi olan ses tonuyla..
    "eaaa pek sayılmaz aslında" deyip yalan söyledim.."alttan derslerim var..okulu zamanında
    bitirebilir miyim dersiniz?"
    "kesinlikle" dedi gözlüklerinin üzerinden bakarak, "şu an için iyi olmadığını söylüyorsun ama kartal
    başı mutlak bir başarıyı simgeliyor... kafana koyduğun iş elinden pek kurtulamıyor"
    gülüp, barney stinson un "eah please" hareketini yaptım (:
    "kız arkadaşlarınla da uyumlusun" dedi..bi dakka..hangi kız arkadaşlar aq? yaşlı kahin baltayı
    taşa vurdu..
    "öyle mi dersiniz?"
    "öyle görünüyor, az önceki hanım mesela, flörtün değil mi?"
    "ee..aslında hayır??"
    "öyle mi??"
    cadı epey şaşırmış görünüyordu,
    "normal arkadaşım" diye devam ettim gülümseyerek, "onun falına da siz mi baktınız?"
    "hayır, o yan masadaydı..ama beraber olduğunuzu, birlikte geldiğinizi biliyorum"
    nerden biliyon amk?..gördüm de işte? "biliyorum"muş..
    "kızlarla aran iyi görünüyor..biraz çapkınız değil mi?" deyip gülümsedi yine..
    ···
  5. 1180.
    0
    beyler bu işler böyle işte.. ortada magic filan yok yani..siz o an farkında olmuyorsunuz, ama
    falınıza bakan kişi, siz farkında olmaksızın bazı ufak sorularla hakkınızda fikirler ediniyor ve onu,
    daha önce karşılaşıp tecrübe ettiği durumlara göre oluşturduğu kalıplardan birine yerleştirip, sizin
    genel profilinizi %70-80 oranında tahmin etme şansına sahip oluyor,
    sonra siz de çıktığınızda "aaaağğ aynıı benii anlattııı" "aağğğ onu da billdiieeğğ" filan diyorsunuz,
    halbuki siz farkında olmadan o bilgileri zaten ona veriyorsunuz..o da size sanki gökten inme bir
    vahiymişçesine yeniden pazarlıyor..
    demek çapkınım..
    hımm.. evet..
    ama eğer doğum tarihimi doğru söylemiş olsaydım, muhtemelen "duygusal" olmakla itham
    edilecektim.. zira benim aslında nisan doğumlu olmadığımı, dolayısıyla da çapkın koç burcuyla bir
    alakam olmadığını bilemez..
    ···
  6. 1181.
    0
    ha, ben buna rağmen çapkın mıyım? evet..ama bu gibik durumun burç vb. safsatalarla bir alakası
    yok..kadının yaptığı şey bildiğin gazete falı..
    "yoo" dedim masumca,
    "aslında..pek fazla kız arkadaşım olmadı bu güne kadar..pek..nasıl diyim, beceremiyorum o tarz
    şeyleri"
    kaşları yeniden inanamıyormuş gibi havaya kalktı,
    "hımm..olabilir tabi..ama etrafında sana hayran pek çok kız..bu bariz belli, belki de senin biraz
    kafanı kaldırıp bakman gerekiyor olabilir"
    oouu çok sert..*
    teyzecim yine damardan girdin... hani azıcık gevşesem, zütümü kaldıracaksın..hayranlık ha..vay
    bee ben neymişim arkadaş
    http://fizy.org/#s/1ahs8q
    "biraz öz güven sorunum var aslında" dedim..
    "bu yaşlarda olabilir tabi, doğal bir durum..ama benim gördüğüm kadarıyla, sende, dediğine göre
    henüz değerlendirmediğin bir potansiyel var, şeytan tüyün var tsigalkocum ;)"
    "hehe (: , şey peki..okul konusunda sorun çıkmaz diyorsunuz?"
    "öyle görünüyor..okulun zamanında bitecek..bunda, gündelik ilişkilere pek heves etmiyor olmanın
    da etkisi var tabi..sen ciddi ilişkilerin peşindesin, birini bulamıyor gibi gözükmen bu yüzden
    olabilir"
    hah şöyle..dön bakalım babadan..dön dön dön..90 derece..180 derece...
    demin çapkın olan adam, şimdi garanti ilişkici, aile babası oldu..devam..
    "ailem ve onların sağlığı hakkında bir şey görüyor musunuz?"
    "tek çocuk değilsin..?"
    "evet..bir kardeşim var"
    "kız kardeş..?" (%50 şansın var zaten aq)
    "evet..küçük bir kız kardeşim var..orta son sınıf"
    ···
  7. 1182.
    0
    "hımm..o da abisinin izinde.. başarılı bir kız.. ailende genel-büyük bir sağlık problemi
    gözükmüyor?"
    "yeani.. öyle sıkıntılı durumlar yok.." (bak az önce sorduğu sorunun cevabını bana kendisi verdirdi
    görüyor musun?)
    "olur gibi gözükmüyor.. mutlu, ilgili bir ailen var.. senin naifliğinin ve başarının ardında da bunlar
    var yine"
    "hıı"
    "iş durumu olarak, seni ankara, izmir ya da bursada görüyorum... ancak istanbul gözükmüyor?
    istanbul istiyor musun sen?"
    "yok aslında.. öyle bir hevesim yok... büyük şehrin derdi de büyük olur.. istanbul..fazla büyük"
    "evet.. zaten istanbul gözükmüyor dediğim gibi.. memleketinden iş fırsatları doğabilir..sen mezun
    olmaya yakın, belli bir ilgi olacak..bu sırada tercih yapman gerekebilir.."
    "neyle ne arasında?"
    "yani, mesleki yaşantın ile özel yaşantın arasında.. ikisinden birine göre yapacağın tercih, onun
    senin hayatının vazgeçilmesi olmasına neden olacak"
    "yani, hayatımın kadını ve hayatımın işi? gibi mi?"
    "aynen öyle..sen genelde mantığının sesini dinleyen bir çocuksun..ama yeri geldiğinde kalbini de
    dinlemeyi unutma..;)"
    cık cık..
    ulan nasıl ayar verdiysem artık..bir "senin annem bir melekti yavrum" demediği kaldı..
    şimdi, bu falcı, gerçekten bir şeyleri görebiliyor olsa, benim blöfümü ve kendimi bilerek farklı
    tanıtmamı yer miydi dersiniz?
    bence yememesi lazım..
    "üç tane kart seç bakalım" dedi, tarot kartlarını uzatarak..
    tarot..
    çok günah filan diyolla ama benim oldum olası ilgim olmuştur tarota..
    elimi yelpaze haline getirilmiş kartlara uzattım.. üç tane seçtim..
    yaptığım seçimler inanmayan birini (ben) bile dehşete düşürecek cinstendi..
    sırasıyla azize, şeytan ve ölüm kartlarını çektim..
    kadın benim bön bakışlarımı görünce gülümsedi, ben de güldüm sonra ve bu tuhaf durumu espri
    konusu yaptım,
    "amma kart çektim ha (:"
    ···
  8. 1183.
    0
    "yok tatlım... öyle gözüktüğüne bakma, onlar o şekilde kötü bir anlam ifade etmezler.. sadece,
    biraz kafanın karışık olduğunu gösteriyorlar, isimleri seni korkutmasın"
    "ne bileyim, öyle şeytandır, ölümdür filan ard arda gelince :p"
    "(: burada tek başına anlam ifade eden tek kart azize kartı.. senin kahve falın ve karakterinle de
    birleştirince, senin kariyerindeki başarı yolunda sağlam adımlarla ve güvenle yürüyeceğini
    söyleyebilirim.. diğer iki kart ise, gördüğün anlamlarını ifade etmiyor elbette, sadece dönem
    dönem yalnızlığın getireceği kafa karışıklıkları yaşayabileceğini gösteriyor..ama sağlam bir
    duruşun var.. onların üstesinden gelebilecek terbiyede yetişmişsin"
    "peki kafam karıştığında, yanlış seçimler yapsam ne olur? çok mu değişir her şey?"
    "yoo, sonuçların değişmesi pek mümkün değil, sadece biraz ertelenmiş olur.. senin çizginde
    mutlak başarı ve refah görüyorum.. eğer biraz zayıf karakterli ya da çapkın ruhlu olsaydın, evet,
    seni oyalayabilir ve hedefine ulaşmanı erteletebilirdi ama şu durumda diğer iki kartın pek anlamı
    yok..;)"
    fala inanmam..
    ama tesadüflere inanırım..
    azize-şeytan ve ölüm..
    içimdeki melek-içimdeki şeytan ve kırık kalpler..
    ve hakkımda neredeyse hiç bir şey bilmeyen, bildiklerinin de yarısını bilerek ters söylediğim,
    karşımda oturmuş beni çözdüğünü düşünen dev bir kedi *..
    kadın düşünceli hallerimi görünce gülümsedi tekrar,
    "peki.. peki, sana bir kart daha çektirelim bakalım hadi madem (:"
    ne bu, zavallı kontenjanı filan mı? acıdın mı la bana yoksa, al hadi al deyip sadaka verir gibi
    kartları uzatıyorsun..he he heyy allahım ya..
    salak lan bu insanlar..
    elimi uzatıp bir kart daha çektim,
    "büyücü"
    cadının gözleri parıldadı..
    "iştee... aslında tam senin durumuna uygun düşen bir kart yine.. fala inanmıyorum mu demiştin?
    (:"
    "yani..pek fazla dikkate değer bulmam (:"
    "hımm.. inanmaya başlasan fena olmaz, çünkü kartların seni sevdiğine dair bir öngörü oluştu
    içimde (:"
    yeme beni aç karnına aq..
    "öyle diyorsanız
    ···
  9. 1184.
    0
    "(: evet..bu kart iyice netleştirdi ki, sonuç olarak iş yine senin karakter yapında bitiyor, yani o
    başarıya, hedeflerine ulaşmada göstereceğin azim, gayret ve kafa karışıklıklarına karşı
    göstereceğin direnç.. tamamen senin elinde.. geleceğini şekillendirecek olan sensin ve bunun için
    de gerekli tüm vasıflara sahipsin (:"
    gülümsedim..
    görünen o ki artık randevumuz sona ermişti..
    ona, işini iyi yaptığını düşündürtecek şekilde mutlu görünmeye çalışarak boncuklu perdenin diğer
    tarafına geçtim.. oysa aklımdan geçen tek şey şuydu;
    "fal mı? bullshit.."
    http://fizy.org/#s/1ahopl
    içeri ilerleyip, çiğdemin oturmakta olduğu sedirimize doğru yaklaştım, beni görünce kafasını
    telefonunun ekranından kaldırdı,
    "kız kardeşim mesaj atmış da, ona bakıyordum (: ..ee nasıldı? (: çok merak ediyorum neler
    dediğini"
    "aman, klagib safsatalar işte :p.."
    "aa anlatmayacak mısın?"
    "anlatırım canım..tabi seninkini dinledikten sonra ;)"
    "olurr (: tamam ben anlatayım önce" dedi ve 10 dakika boyunca gözlerini irileştire irileştire,
    elleriyle heyecanlı jestlerini de katarak belli ki fazlaca ciddiye aldığı, az önce bir benzeri bana
    fısıldanmış olan safsataları anlattı..
    beyler,
    yemin ediyorum benim ilgimi çeken hiç bir şey..yani babam anlatsa dinlemezdim aq 10 dakka..
    ama çiğdemi, dinlemekle de kalmayıp, gerekli yerlerde ünlemler bile koydum araya, kız tatlı
    beyler..kız tatlı..tatlı kızları dinlemezsek olmaz..
    bu kuş gibi cıvıldaya cıvıldaya kendi fal hikayesini anlattıktan sonra, soran gözlerle bana
    bakmaya başladı,
    "şey diyorum ya çiğdemcim..kalkalım mı? yürürken anlatırım ben de?"
    "olurr..ben de onu diyecektim aslında, geç kalmayalım, program 21.30 da başlıyor, biz 21.00 gibi
    orada olsak iyi olur, güzel masa kaparız (:"
    "öyle yapalım madem"
    kalktık, kafedenin bohem atmosferinden çıkıp kendimizi, artık nispeten serinlemiş olan havaya,
    yıldızların göğü işgal etmiş bulunduğu berrak nisan gecesine attık..
    "üşüdün mü?"
    ···
  10. 1185.
    0
    "yok ya..öyle biraz serin geldi sıcak yerden çıkınca (:"
    "hırkamı vereyim?"
    "yok ya valla (:"
    "cidden? bak sonra hasta oldum, bana iyi bakamadın, nerden çağırdın? deme (:"
    "der miyim hiç öyle ya..iyi ki çağırdın..fena mı oldu (:"
    ortam biraz slowa bağlamıştı yine..
    hırkamı çıkardım,
    yok mok demesine rağmen sırtına örttüm, daha fazla itiraz etmedi, hafifçe düzeltim üzerine oturttu
    hırkayı, sonra bana döndü,
    "çok saol..ama şimdi de sen üşüme :/"
    "üşümem ben :p kahraman erkeğim şu anda :p"
    güldü, yine çok fena kalakaldık beyler, göz göze..zaman iyice yavaşlamaya başlamıştı..
    http://fizy.org/#s/1ajdwi
    şu, konuşup gülüşüp, sonrasında fena halde sessiz kalmalar için bir şeyler bulmam lazım..yoksa
    bu anlardan biri yakacak beni..
    çok güzel bakıyor..gülümsemek ister gibi, ama belli bir heyecan ve ciddiyet oturuyor yüzüne o
    anlarda..burun deliklerinin titreştiğini görebiliyorum..nefes alış verişini düzenlemeye çalışıyor..
    ben de farklı değilim ya..kim bilir yüzüm ne halde..
    adımlarımız iyice yavaşlamış durumda..
    bir şeyler yapmam lazım..
    kaçmam lazım o sahneden..
    ama içimden gelmiyor..
    anılar, duygular çarpışıyor zihnimin içinde..ne oluyor?..aşık filan olmuyorum ya?..yok canım..öyle
    bir yeteneğimin olmadığını öğrendim ben..acı vermekten başka bir marifet gelmez elimden..
    koluma giriyor yeniden..yan yana yürüyoruz..vücudumuzun yan tarafları, ısınmaya çalışan yavru
    penguenler gibi, her santimi birbirine değecek, üzerindeki sıcaklığı, sevdiğiyle eşit pay edecek
    biçimde yakın..
    bir an önüme dönüyorum..
    derin bir nefes alıyorum..yeniden gülümsemeye çalışarak yan tarafıma bakıyorum..tatlı gözler..bal
    dudaklar..elma yanaklar karşımda..epey yakınlar bana..eğilip öpmek..uzanıp dokunmak..işten bile
    değil..
    büyülü bir an..
    bozulması gereken bir büyü..konuşmak ise elimdeki en etkili şey olsa gerek..konuşuyorum..
    "çok huzurluyum şu an.. (:" diyorum salak bir gülümseyişle..
    bir şey demeden gülümsemeyi sürdürüyor..çok güzel bakıyor be beyler..
    ···
  11. 1186.
    0
    .içim gidiyor resmen...
    ama yapamam... dokunamam..bir yangın çıkacaksa bile, onu ben başlatamam..
    http://fizy.org/#s/1ajdwa
    canlı müzik yapan bir yerin önünden geçiyoruz..
    o ara şarkıya eşlik edermiş gibi mırıldanıyor biraz..
    sonra ben de başlıyorum mırıldanmaya..hemen kulak kabartıyor bana..
    onun dinlediğini farkedince, bu kez söylemeye başlıyorum..içimden gelerek söylemeyeli epey
    zaman olmuş..ağzımdan çıkan nağmeler benim de hoşuma gidiyor..insan, kendi şakıyan sesini
    özler mi?..ben özlemişim..mutlulukla ötmeyeli ne kadar oldu a bülbülüm?..1 yıl? 2?..
    senden mutluluğunu çalanlar, şimdi çok uzaklarda yapılmış bir beste gibi..sen ise, onu ağzıma
    alırım diye, korkudan tüm şarkılara küsmüşsün..
    küsme be bülbül..
    bırak artık geçmişinin acılarını da..intikamlarını da..hırslarını da..sevmek, aşık olmak..kendini o
    sakin sulara bırakmak o kadar mı zor?..
    kasma be bülbül..
    "süper.." diyor çiğdem.. "e çok güzelmiş ya senin sesin (:?"
    "hım..bilmem..saol (:"
    "bahsetmedin ya hiç? (:"
    "ee ne bileyim..kendimi övmeyi pek sevmem :p"
    "şu banka oturalım mı? daha epey vaktimiz var?"
    anlaşıldı, bugün banka oturtmadan bırakmayacak beni (: lan zaten duygusallığın dibine doğru
    düşüyoruz..zorla öpüştürecek misin kızım bizi?..
    oturuyoruz bu kez..
    arkamızdan canlı müziğin sesi hafifçe gelmeye devam ediyor..
    önümüzde deniz ve koyu lacivert bir gök yüzü..
    ben yeniden başlıyorum şarkıya eşlik etmeye..o beni dinliyor..
    öyle geçiyor biraz zaman..hala kolumda olan kolu arada kasılıyor..parmaklarının hareketini
    hissediyorum..dirseğimden bileğime doğru iniyor..
    ortada bir dana varsa şayet, işte onun kuyruğu, kolu, bacağı, neyi varsa kopmak üzere..
    kopamaz...
    bırak kopsun!
    olmaz..unutmadın mı?
    unut gitsin!
    ···
  12. 1187.
    0
    karar vermek için bir, bilemedin iki saniyem var beyler..ve bu hamle, tüm geleceğimi etkileyebilir..
    bakalım falcı cadının dediği gibi dirayetli miyim?
    yoksa haftalardır kendine bile rol yapan ve bu aşamada günden güne abazalaşan bir pekekent
    miyim?
    kararım, beynimin içinden şimşek gibi geçiyor.. öyle ki sanki istemsizce titriyorum.. ekran şöyle bir
    gidip geliyor.. aşırı voltaj dalgalanması..
    kolumu kızın kolunda kurtarıyorum kibarca..ona dönüp gülümsüyorum.. yüzünde, az önceki
    zamansız geri çekilişimin yansıması olan hayal kırıklığını görüyorum, mili saniyeliğine de olsa..
    sonra hemen o da gülümsüyor..
    "kalkalım mı?..seni daha fazla üşütmeden bir an önce mekana gidelim ;)"
    "yaa..sen de üşüdün.. deseydin ya demin? ne kadar düşüncesizim, seni oturttum burda :/"
    "yok be canım (: ben senin için diyorum cidden.. benim üzerimdeki diğer şeyler de kalın, kendini
    suçlu hissetmene gerek yok..ama eğer geç kalır ve masa kapamazsak o zaman suçlu
    hissedebilirsin :p"
    "(: tamam hemen gidelim"
    yeniden yola koyulduk.. biraz hızlı adımlarla, merkeze ve dolayısıyla yurtlara oldukça ters bir
    tarafta kalan mekana doğru gitmeye başladık..
    20 dakikalık bir yolculuktan sonra kapının önündeydik..
    saat dokuza geliyor..
    içeri girdik..
    bar işte..
    her zamanki loş ve gürültülü mekanlar..
    tipim, anlattıklarım ve anlatacaklarım dolayısıyla, tam bir bar adamı olduğum kanısına
    varabilmeniz doğal, ama aslında çok da hevesli değilim beyler böyle yerlere, bilesiniz diye
    söylüyorum..ben, sakin masamdan, akan kalabalığı izleyebileceğim, daha az gürültülü daha çok
    sohbetli mekanları severim aslen..o nedenle asmalı mescit favori mekanlarımdandır... gerçi
    beyoğlu belediyesi sağolsun dıbına koydu ortalığın ama yine de istanbul dedin mi, asmalı da
    oturup iki lakırdı etmeden dönmem geriye..
    neyse..
    henüz yarı yarıya görünen mekanda, hoş bir masa kapma imkanımız oldu... dinleyeceğiz
    bakalım..
    "ne çalıyorlar demiştin bunlar? rock tarzı heralde demi?"
    ···
  13. 1188.
    0
    "aynen (: çok hoş bir grup, ben daha önce 3-4 kere daha dinledim.. sahneleri filan çok hoştur (:"
    biliyorum biliyorum..
    klagib ucuz rock yapan bar grupları işte be çiğdem.. bana onları anlatma aq..geldik işte, senin
    hatrına dinliycez..
    @ arnoldi, bir de benden dinle ;p
    bir işeyip gelicem arkadaşlar,
    son iki partımızı girip günü ve geceyi bitiririz
    http://fizy.org/#s/1ahgyf
    ..ucuz mucuz dedim ama..
    çocuklar iyi çaldı be..sonra, bir de rock müzik abicim..elektro, bass, bateri, dominant bir ses..
    bira..
    tekila..
    vodka..
    karanlık..
    yanında güzel bir kız..
    etrafında çoşan, tasasız görünümlü insan kalabalığı..
    eğleniyor be insan..
    ister istemez..giriyor moda..
    tabi fazla da girmemek lazım..
    gece boyu, gayet efendi, delikanlı takıldım, sağlam duruşumdan taviz vermedim, içtiği her
    bardakla biraz daha kendini kaptıran masa arkadaşımdan faydalanmaya çalışmak şöyle dursun,
    kendimi geri çekmek için ekstra dikkat gösterdim..hatta bir iki kere ustaca manevralarla el ele,
    dudak dudağa gelmekten son anda kurtuldum..
    yalnız epey ateş bastı..
    terletti beni bu hallerimiz..
    kızı istiyorum..cidden..o dudaklara yapışmamak, konsermiş , etrafmış filan unutup köpek gibi
    öpüşmemek, sevişmemek için zor tutuyorum kendimi..resmen işkence ediyorum..
    etraftaki masalarda birbirlerinin tadına bakan çiftler..pembeleşmiş boyunlar, yanaklar, yüzler..
    pistte sarmaş dolaş olmaya başlayan bedenler..dans..
    allahım..
    neden öylece bırakmıyorum ki kendi mi?
    gecenin sonunda (aslında canlı programın sonu, gecenin başı sayılır daha) grup sahneden
    iniyor..barın müzikleri çalmaya başlıyor..
    çiğdem yanımda yarı sarhoş..
    "nasıldı ama" diye soruyor sesini duyurmak için kulağıma eğilerek..
    ···
  14. 1189.
    0
    "gayet güzelmiş (:" diyorum onaylar mimiklerle..
    gülüp kolunu omzuma atıyor, kafasını omzuma gömüyor..
    "pek eğlenememiş gibisin" diyor..
    "neden? eğlendim ya, bir kere sen vardın yani :p"
    "çok mu komik oldum ya (:..öff, çok içmedim kii.. yanaklarım pembeleşmiş mi? :p"
    "evet biraz komiksin.. sarhoş oldun olacaksın :p, yanakların hep pembe zaten bir fark yok :p"
    "yaa..(:"
    elini uzatıp yanağıma dokundu, "seninkiler de sıcak işte?! (:"
    "olabilir..ben soğuklar demedim ki? (: senin ellerin de sıcak?"
    "olabilir.." dedi yine tehlikeli bir anın başlangıcına yakışır ses tonuyla..
    eli yanağımın üzerinde olduğu halde bana yaklaşmaya başladı, gözleri kilitlenmiş, yüzü, az önceki
    muzip hallerinden çıkıp yeniden ciddileşmişti..
    yeniden silkindim,
    "şey canım, geç kalmayalım senin yurduna??"
    "hı?..ee..saat kaç?" dedi, hatırlattığım için memnun, ama sahneyi böldüğüm için kızgın
    görünüyordu..
    "oou..12 ye 20 var?"
    "nasıl ya.. o kadar olmuş mu?..grup ineli ne kadar oldu?"
    "bir yarım saat filan olmuştur"
    "vay bee.. resmen su gibi akmış zaman..bi de kafalar yerinde değil ya (:"
    yeniden komik, sarhoş moduna geçmişti..
    "kalkalım madem o zaman, geç kalma?"
    "tamam kalkalım hadi (:"
    bardan çıktık,
    yüzümüze vuran serin hava bu kez ayıltıcı olarak işe yarayacaktı..
    hızlı adımlarla yürümeye başlamıştık,
    "öff 15 dakikada yetişebilir miyiz dersin?"
    "ee..aslında.. biraz zor :/"
    "ayy ya..nasıl o kadar çabuk geçti zaman anlayamadım..:/"
    "şey yapabiliriz aslında, taksi çevirebiliriz?"
    ···
  15. 1190.
    0
    "yok ya..gerek yok taksiye de..minibüslere binsek? vardır demi hala?"
    "hımm olabilir aslında..alt caddeden binebiliriz... olması lazım ya, daha saat pek geç değil"
    "tamam öyle yapalım"
    "sizin kapanış, 00.30 değil miydi ya?"
    "hayır ya..keşke öyle olsa..00.00 da, 00.30 a kadar da esneklik gösteriyorlar aslında ama, ben
    çok sık kullanmaya başladım bu aralar o esnekliği, esnediği yerden kopacak diye korkuyorum :p"
    "hey allahım ya, kız gezici ((: madem koşalım biraz.. minibüse kadar, ne kadar erken yakalarsak
    o kadar iyi"
    adımlarımız iyice hızlandı,
    koşar adım deyiminin ne anlama geldiğini o an anladım..
    yalnız çiğdem bu adımları atarken zorlanıyor biraz, zira hem ayakkabısının topukları, hem yarı
    sarhoşluğu yeterince hızlanmasına engel, onu geçtim, bir de düşecek filan..
    uzandım elini yakaladım..
    önce duraksadı bir.. sonra koşar adımlara devam etmeye çalıştı..
    biz, öyle el ele, minibüse doğru seyittiriyoruz bacaklarımızı..ama tabi tuhaf oldu biraz.. sonuçta kız
    kardeşimin elini tutar gibi tutmuyorum elini, e arkadaşın da eli tutulmaz..
    biraz acayiplik oldu ama..
    acelemize verin işte..
    durağa iyice yaklaşmıştık ki, gece gece bana dünyanın ne kadar da küçük olduğunu bir kez daha
    hatırlatan bir sahneyi de yaşamaktan kurtulamadım..
    http://fizy.org/#s/1agxat
    kimi gördüm desem?
    milyon tane cevabınız olabilir her halde..herkes olabilir..
    ama eminim ki söyleyeceğim isim, aklınıza en son geleceklerden biridir..
    biz, çiğdemle, öyle el ele koştururken, karşıdan da , bizim sınıftan bir kavatın eşliğinde ceren
    kaşarı gelmekteydi..
    evet ceren, yanlış duymadınız..
    tesadüf işte..onun burda, bu saatte, yanındaki pokemonla ne işi var? desem,
    e o da aynı soruları ben ve çiğdem için sormakta aklında muhtemelen..
    kaldırım, 4 kişinin yan yana geçmesi için biraz dar..
    karşı karşıya geldik,
    ···
  16. 1191.
    0
    "iyi akşamlar?" dedi ceren tek kaşı havada, ağzı tuhaf bir gülümsemeyle yuvarlanmış halde.. öbür
    çocuk da mimikleriyle selam verdi, zaten henüz ses tonu nasıl bilmiyorum desem yeridir aq..herif
    hiç konuşmuyor, etrafındakilerle de telepati mi yaparak anlaşıyor ne tak yiyor bilmiyorum..
    "iyi akşamlar" dedim ben de, akşamın çoktan geçtiğini bile bile..
    geçip gittik,
    ama tabi ceren nezdinde, bu karşılaşma burada kalmazdı.. artık bin bir türlü dedikoduya
    sarmalanmış halde sınıfın yarısına duyururdu her halde..
    çiğdemin, soran gözlerini görünce,
    "sınıftan arkadaşım" dedim sırıtarak,
    "haa.. yakalandık desene" deyip sırıttı o da, hala kenetli olan ellerimizi havaya doğru kaldırarak,
    güldüm bende..
    "yaa üff.. amaan, ne çok da tın" dedim.
    gülümsemeye devam ederek önüne döndü..
    minibüsü, bu ufak gecikmeye rağmen yakaladık,
    koltuklara kendimizi bıraktık..
    elimi, biniş sırasında kurtarmıştım, ama yol boyunca omzumda olan başına bir müdahalede
    bulunamadım..
    şekerli parfümünün kokusunu, saçlarından ve boynundan içime çektim..
    istemsiz şekilde kalkan ufaklığa ters bir bakış atıp sindirdim..
    5 dakika sonra yurdun önündeydik,
    tam zamanında..
    "eh..yetiştik" deyip güldüm.
    "aynen, tam zamanında yetiştirdin beni, kurtarıcı prensim (:" deyip pembe yanaklarını gerdirerek
    gülümsedi..
    "tamam..o zaman.. şey... ee..görüşürüz o zaman ;)" demeye çalıştım..
    gülümsedi,
    anlamlı bir gülüş.. diğerleri gibi uzip sırıtışlardan uzak, manalı bir ifade..
    "çok güzel bir gündü tsigalko.. teşekkür ederim.."
    "ben teşekkür ederim.. aynen..harikaydı.. repertuarıma yeni parçalar ekledim :p"
    gülümseyerek geldi, sarıldı.. daha fazla tutamadım kendimi, ben de sarıldım.. oldukça içten..
    bir kaç saniye öyle kaldık.. sonra ayrıldık, yanaklarımdan öptü.. gündeki teyze öpüşü değildi bu
    kez.. dudakları, değdiği yeri hem ıslattı, hem yaktı..
    ···
  17. 1192.
    0
    ben de uzandım yüzüne, elimle bir yanağını kavradım ürkekçe, diğerini öptüm.. onun da yanağı,
    benim dudaklarımla tanıştı..
    ayrıldık tekrar..
    yüzünde mutluluğun ve heyecanın başrolde olduğu duygular karmaşası ile, bir kez daha iyi
    geceler diledi bana ve dönüp yurduna girdi..
    ben de, kalbimdeki belirgin bir ritim artışı ile kalakalıp, o tamamen gözden kaybolana kadar
    bekledim, son anda, o büyülü bakış gerçekleşti yine.. gözler, yarım saniyeliğine son gez birbirini
    buldu mesafeye aldırmaksızın..
    derin bir nefes aldım..
    sırtımı, aslında oldukça tanıdık olan ama bu gün sanki ilk defa önünden ayrılıyormuşum gibi
    hissettiren kız yurduna dönüp, kendi yurduma doğru ilerlemeye başladım..
    tuhaf bir gece ha..
    bir de bana sor.. (:
    takip eden panpalarıma iyi geceler, yorumlarınızı esirgemeyin,
    öpüldünüz ;)
    iyi geceler panpalar,
    dün yazamadım mesainin ilk günü olduğundan dolayı, bu gece de çok az vaktim var o yüzden
    ancak bir selam atabileceğim.
    ama yarın akşam için, yarın gün içinde 8-10 part atmayı düşünüyorum, hazır hızımızı almışken
    ivme kaybetmeyelim ;)
    ikinci yılımızda zaman dilimi olarak az kaldı ama sonlara doğru olaylar yoğunlaşacağı için 1 günü
    10-15 partta anlattığım yerler gelebilir gene,
    yarın akşam görüşmek üzere, kalın sağlıcaklı ;)
    selamlar panpalar,
    5 dk ya başlıyorum, fener maçını bırakıp geldim amk (:
    ..Aylar sonra ilk kez mutlu bir adam sayılırdım, söz konusu gönül işleri olduğunda..
    Yurda kadar bulutların üzerinde yürümüştüm sanki, kankam tolganın “nasıldı? Neler yaptınız”
    tarzı sorularını içtenlik ve neşeyle yanıtlamıştım,
    “olm sizin iş olmuş bea bence.. zaten ayarlı oldunuz yani malum, görücü usulü :p”
    “hadi lan ordan.. tanıştık konuştuk, ben tavladım kızı yine amk, fotoyla olcak iş mi?”
    “ya gene sen yapmışsındır tabi canım puştluğunu da, hani, fotodan da beğenmemiş olsanız
    birbirinizi böyle iyi bir başlangıç olmazdı, en zor kısım olan “giriş” kısmını diğer kızlar sizin adınıza
    halletmiş işte ;)”
    “olabilir, ama sonrasındaki dur
    ···
  18. 1193.
    0
    durum tamamen benim eserim şekerim”
    “onu bilmeye ne var aq, kim bilir neler salladın kıza da kandırdın gene aq..”
    “kalbimi kırıyorsun azizim x)”
    “gibtir..amk bini, şimdiden yazalım, bir kurban daha eklendi listeye, adam nazi gibi aq, karı
    bırakmadın lan ortada (:”
    “aga daha liste, yazma filan yok bea, bakma ben böyle konuşuyorum da, daha bir şey olduğu yok
    yani..”
    “lan daha ne olsun, el ele, kol kola gezmişsiniz, kucağına mı oturması lazım ilk günden, bir şey
    olması için? Gerçi sen alışkınsın kucağa oturtmalara da”
    Ceydayı hatırlattığı için kızdım,
    “olm bak giberim yüzüme vurup durma şu kızı”
    “tamam len.. pardon, hassas nokta, unutmuşum :}..ee peki ne düşünüyorsun bu kızla?”
    “bilmem.. çok tatlı kız lan..iyi kız sonra.. muhabbeti olsun, mantalitesi olsun.. kafa.. olabilir yani bir
    şeyler (:”
    “he he..ağzın kulaklarına varmış aq, belli epey mutlu olmuşsun bugün.. tipe bak ya x) sırıtık..”
    “(: olm huzurluydum lan ilk defa.. aylar sonra aq..cidden mutlu olduğumu hissettim, hormonlar
    coştu..”
    “e aga sen kızlar olmadan daha huzurluyum demiyor muydun aylardır?”
    “öyle diyordum da..ya..aq..aga onlarsın olmuyor, onlarla da yaşanmıyor…şarkı mı vardı lan böyle
    x)”
    ···
  19. 1194.
    0
    “aah ah tsigalko.. gene karıştırıcan ortalığı dıbına merdane soktuğumun abazası..aga, sana karı
    kızla gezme demiyoruz, hatta bence kendine vurduğun şu ket çok saçmaydı yani, ama madem
    takılıyorsun kızlarla, o zaman az da olsa ciddi düşün ki zırt pırt ayrılık olmasın, hadi ciddi
    düşünmedin, ayrıldın diyelim, bu sefer de vicdan yapıp hayata küsme aq..
    ikisinden birini seç aga artık, hem kazanavo, hem yaşar usta olamazsın aq…eğer diyorsan ki ben
    2 ayda bir kız değiştirmedim mi rahat edemem, o zaman şu vicdan ayaklarını bırakacaksın..ya da
    adam gibi bir ilişkin olacak, gittiği yere kadar gidecek..”
    Dediklerinde oldukça haklıydı.. benim, iki arada bir derede durumumu özetleyen cümlelerdi
    ağzından dökülenler.. haklıydı.. birini tercih etmem gerekiyordu.. yoksa diğer türlü hem huylu
    huyundan vazgeçmiyor olacaktı, hem de kendi kendimi de üze üze hasta edecektim aq..
    Bildiğin sigara bağımlılığı gibi bir şeydi bu meret.. hani, diyorsun, tamamen çıkar hayatından
    insanları, kapan içine, elizabeth takıl..ama o da olmuyor ki lan bir yerden sonra? Alışmış,
    kudurmuştan beter.. alışkanlıklarını tatmin etmeye kalksan, o da bu sefer, içine çektiğin duman
    gibi, sana keyif veriyor ama sonrasında da zararını çekiyorsun…yarın öbür gün ilişkiden, bin bir
    türlü saçma pgibolojik bahanelerle sıkılıp, karşıdakini yarı yolda bırakınca, bu sefer ben de
    üzülüyorum.. sanki ruhum parça parça oluyor,
    insanlığımdan bir miktar daha eksiliyor.. kötü hissediyorum lan..
    Gece yatağa uzanıp, günü düşününce de biraz kötü hissettim kendimi..
    Tolga sonuna kadar haklıydı.. evet, bir şeyler olmuştu, olacaktı aramızda çiğdemle.. gelen iyi
    geceler mesajı da bunu destekler nitelikteydi , nükte yapıyordu sanki.. aramızdakinin sıradan bir
    ···
  20. 1195.
    0
    arkadaşlık olacağını beklemek fazla saflık olurdu doğrusu.. bugün bile kaç kere göz göze gelmiş,
    dudak dudağanın kıyısından dönmüştük..
    Bir gün o da yaşanacaktı ve biz, belki de dillendirmeye bile gerek duymadan sevgili
    oluverecektik.. tamamen kontrol dışı.. aylardır üzerinde denetim uyguladığım, baskı kurduğum
    güdülerden alakasız bir oluşum..
    iyice düşündüm o gece.. eksileri, artıları tarttım…ne istediğimi sordum kendime..”ne istiyorsun
    tsigalko?” “bir başka muhtemel kırık kalp daha mı?”
    Yo..yo..cidden bunun peşinde değilim.. skor peşinde de değilim artık.. başkasına olan kinimi ve
    nefretimi diğer insanlardan çıkarmak çözüm değil..o kadar zütüm tutuyorsa, gider ayşeni önce
    ozandan ayırır, sonra da kendim çıkar, giber bırakırım.. buna zütün yiyor mu
    tsigalko? Ha? Yiyor mu?
    Yemiyorsa sus otur o zaman.. gibtir ol git hatta..
    Peki çiğdemle aramızdakiler, çiğdemin kendisi? O durumlar ne olacaktı?
    şimdi, bakıyorum şöyle bir,
    Kız güzel mi? Güzel..
    Hoşuma gidiyor mu? Çok…ısırmak istiyorum hatta..
    iyi aile kızı mı? Yani, biraz erken teslim etti kendini belki ama öyle kaşar üretim merkezin menşeli
    olmadığı da belli.
    Peki onunla çıksam.. sonra ayrılsam..ne olur? Ölür mü yani? Ne kaybeder?..alt tarafı bir ilişki
    yaşamış olur işte..bir şeyler öğrenir..ha, ayrılmak zorunda da değilim tabi, kendimi niye öyle
    şartlandırıyorum ki?giderse de gider canım gittiği yere kadar yani.. olan şeyi neden bozalım?
    hayır yani, beni korkutan olay, önceki ilişkilerimin finalleri.. ulan mine ile çıktık, kız süt kuzusuydu..
    ayrılınca sudan çıkmış balığa döndü, dünyası yıkıldı, fazla üzüldü..
    Ebru desen.. ebru..ah ebru ah..hala içimde bir ukte var sana karşı biliyorsun değil mi?..neyse,
    ebru desek, o da pgibopat.. insan bu kadar sever mi aq? Ne var yani, tak mu vardı da bende
    zorla girdin aklıma, ne oldu sonra, ikimizden de kopardın zütürdün bir parça..
    ···