-
1.
+15 -31http://inci.sozlukspot.co...bu-oldum/@birden%20soktumTümünü Göster
annem öleli 1 sene olmuş babam da hayatta olduğu belli değil, sürekli sarhoş. temmuz falandı heralde. babam zaten artık içmekten burnun ucunu göremeyecek durumda. yarım şişe viskiden sonra masadan kalkamadı. hasan abi koltukta yanına çağırdı. gittim oturdum. daha çocuğum anasını satayım, bilmiyorum ne yaptığınıda, mani olmaya çalıştım tamda çözememiştim kafamda ne yaptığını öyle çok büyük tranva olmadı lan ama. gidip sitelere falan yazmışmıdır acaba, kküçük ... diye falan. o yazılardan kaçı gerçek merak etmişimdir sürekli.
yaşım biraz daha büyüdü ama hiç uyanamadığın kabus gibiymiş o seneler. baba evde alkol krizinde, ben ona rakı parası yetiştiricem diye onun bunu altında. bi gün eve geldim sızmış yatıyo. başında bi eleman benle yaşıt hadi 1 yaş büyük de. ne işin var burda dedim. abimin ceza evinden arkadaşıymış, buranın adresini verdi git babamla bacımı gör dedi. sizi soruyo durmadan. burnunda tütüyosunuz. hemen anlıyorum pezevngin sigarası harçlığı bitti başka mesele değil.
evden çıktık ercanla yürümeye başlıyoruz. ayakkabılarım ayağıma vuruyo. rahatsızmısın dedi. valla ben topuklu ayakabıyla düzgün yürüyemem hala, ama giymeye bayılırım. neyse, ercan tipi temiz birine benziyo neden girdin diyorum. uzun hikaye. ya herkezin ki uzun hikaye anlat amk.
daha sonra öğrenicem babasını öldürmüş. neyse meslekne diye soruyor. uyduruyorum bi şeyler. nerede yeri bırakim. gerek yok ben giderim. ok bişeye ihtiyacın olursa çekinme. abimle içeride kardeş gibilermiş.
öğlene doğru biriyle anlaştım arabasına binicem şak karşılaştık. adama ilerle dedim. kim o falan, dedim tanıdık bizim o tarafta oturuyo bırakıcaktı. neden gitmedin dedi. seni gördüm vaz geçtim. beraber yürüdük cinnahta botanikte oturduk mısır yedik.
o gün ayrıldık 2 gün sonra görüş günü abime ziyare gitmek i.çin sözleştik akşameve döndüm. babam ayılmış zart zurt dedi bi araba sopa.
eve bi gittim peder yerde hastaneye kaldırdık. baya takılıcak dediler orada.
yemin ederim 20 gram üzülmedim. ertesi gün ercan için sordum 1-2 yere bi tanesi gelsin dedi.
zütürdüm adamın yanın hemen başla dediler. sigorta falanda yapıcaklar. çıkınca görüşelim dedi.
tamam görüşelim ama benim şimdi biraz işim var ;)
bu işten çıkınca buluştuk, ceza evinden çıkınca 3-5 kuruşpara vermişler onunla bana çay kahve ısmarlıyo. yazık lan dedim içimden. bana artislik yapcak dul bi karı varmış bunun sevgilisi (yalan aq aklı sıra beni tav etcek) bende bozmadım. bulmuş tabi senin gibi parlak çocuğu dedim, bozuldu. yakışıklı eli yüzü temiz manasında dedim.
bana toka almış onu verdi. dayanamadım duğından öptümhafifçe. yürüdük baya gene. dolmuş molmuş beni eve kadar getirdi gir dedim yok dedi. gel çay iç, taa yeni mahalleye gidiceksin. girdi. çay içtik yanına oturdum. eline dokundum. arda saçını sevdim falan, utandı mutandı bu.
biraz zaman geçti. dedi daha önce hiç oldumu sinirli ama arkadaş, asabiyet var. bak dedim durum böle böle. lan 40 senelik sevgili gibi kavga etti benimle tokat falan atmaya kaltı. neyse yol aldı sonra. 3 ay hiç görmedim yüzünü. o sırada baba hastaneden çıkt -
2.
+13 -6abimin çıkmasına 1 hafta bi şey kaldı ercanla aralarında 4-5 gün yoktur zaten. ercanla aynı güz çıkan 1 arkadaşları toplam ceza evinden 5 kişi. abimi birahaneye zütürüyolar. puştun her şeyden haberi var, benden para istedi 40 milyon verdim. ercanla mı görüşücen dedim evet dedi hiç uğramıyo mu. yok hayır görmedim bayadır.Tümünü Göster
taner var aile boyu şebeke. hepsi esrar, hap satmaktan yatıyo, çıkan işe devam ediyodu ierdekileri bakıyodu, içerdekilerde içeriye satıyodu, seelerdir düzenleri böyleydi. abim de o işlere takıldı bi ara. eve baya güzel para giriyordu bak o zaman. neyse bi gün rüzgarlıda otelden çıktım akşam 8-9 falan saat karşıdan bu geliyo. ya nasıl sevindim. gittim meraba dedim. meraba, konuştuk gene yürüyoruz (hay amk). acıktım tavuk yedik bira içtik. ulusta uğrak diye yer vardır. gitmiş çalıştığı yere posta, annesine posta. kahvdeymiş 2 gündür.
çalışma etme diyo ama, yürekten söylüyo gibide hali var. aman saflığından işte. öle zaman geçirmeye falan bakıcak olayı yok, hakikaten tav olmuş gibi bana. sorsan ne tak yicez lan diye, ne sorucaksın amk zaten ben de kaydıraktan kayalı çok olmuş.
bi kaç gündür yeni bi işe girdim diyo ama, bende fazla kurcalamıyorum gitmiş evine erzak almış validesiyle arasını düzeltmiş. gel diyo illa gidicez. küçük kız kardeşi var bide 10 yaşlarında. gelde gel, gelde gel. çıktık yenimahalenin iyice yukarı taraflarında yarısı gecekondu kimisini yıkıp bina yapmışlar falan. girdik semtine evine vardık.
eni görüncede hakkaten kızım kızım demeye başladı. anne dışarı gidiyorum ekmek alim mi gelirkenn, al kızım. anlımızda yazmıyo ya.
ercan evde yok, yeni işine gidiyo hesapta saat sabah 10- 11 oldumu. kaltığımızda dedim burada kalıcaksam daha gidim çamaşır falan alayım. heralde kalıcaksın. öğleden sonra eve uğrarım o zaman. kalktım annem * mutfakta. dedim böyle böyle. tmm kızım git sen ama çokgeç kalma merak ederim.
evden ilk çıktığımda sokakları falan karıştırdım biraz. nasılsa ercanla buluşuruz döneriz kendimi bi şekilde metroya attım. evdeyim, baba pelt yatıyo biri fişini çeksede kurtulsa. sokak kapısı açıldı döndüm. noldu yüzüne dememe kalmadı burnumun ortasına vurdu yumruğu yavşak.
sen dedi hiç kezapla yanmış surat gördün mü. ercan mı yapacak pekekentliğini. bi yandan da gömçürüyo azıma burnuma puşt. ercana yetmemiş gücü hırsını benden aldı bi güzel rahatladı pekekent.
saçımı başımı çekiştire çekiştire dışarı çıkardı, duraktan arkadaşının taksisine bindik. av fuarlarını oraya doğru gittik net hatırlamıyorum. gecekondudan bozma meyhane gibi bi yere girdik. ramazan abi diye biri ordaydı. sonradan mustafa diye biri daha geldi. mustafayla, ramazan abi ve abimin zorlamasıyla ilişkiye girdik. mustafa onlara nazaran kötünün iyisiydi. abimlere ödediği paradan hariç banada para verdi. odadan çıktık masaya döndük abim gitmişti. ramazan abi yanına çağırdı. inceden tehtit ederek uyardı.
bi daha gözümüzün önünden ayrılma, biz kolluyoruz seni merak etme. hani güzellikle uyararıyorum şimdi. bi dahakine muck muck.
bi şey hisetmedim. iyi yada kötü hiç bi şey hissetmedim.
mekandan ayrıldık taksiye bindik beni tunalı tarafında bi eve zütürdüler. içeride yabancı uyruklu kadında var bi tane. ya rus ya öle bi şey. o da bende birbirimizle çok ilgili değiliz. hatta rekabet hissi uyandırıyodu tavırları biraz. yabancı uyruklu karıların piyasası çok başkadır, aman neyse. geldiklerinden 2 sene geçtimi, tam kıtana olurlar, aranızada giden varsa biliyodur.
akşam ercan eve gidiyo, yokum tabi. senden izin almış oğlum eve uğricam dedi. aldı evet ama nerede, saat kaç oldu. gecikmem demişti ama. ercan iyice kıllanıyo tabi. sabahta musayla * görüşmüşler. biliyorum zaten onu. -
3.
+8 -4tahmin ediyo tabi.Tümünü Göster
geceyi orada geçirdim, sabah evden ayrıldım. kimse ayağıma pranga takmıyo ama kendimi güvende hissedebilğim bi ortamda yok.
ercan aradı buluştuk. hiç uzatmadı.
olmayacak dedi. olmaycak dedim. belki başka türlü olsaydı herşey.
1 ay sonra falan, geceleri maltepe taraflarında çalışmaya başladım. baybars diyede bi zütlek diktiler başımıza. hiç bi yerde huzurum kalmadı artık. evde babamın sirozu çok ilerlemiş, beynine zarar vermye başlamış kanındaki zehir. iyice bu dünyadan ayrıldı. gece eve dönüyorum bazen beni tanımıyo, bazen abimlebeni karı koca sanıyo, bazen beni annem sanıyo. artık hayatım iyice cehennem oldu., bi yolunu bulup gibtirip gitmem lazım buradan. keşke ercanı kandırsaydım zamanın kaçardı lan o benimle. sonra baktık geçinemdik. ben huurluğa dönerdim onun yeni mesleğide belli.
eskişehirde dayımın kızları vardı. bizim aile boyu kepazeliğizden dolayı hepsiyle irtibat kegib tabi. lan bi umut dedim.
bu arada ercanın heberini aldım evinin önünde bıçaklamışlar. oda ilerletmiş işlerini demek ki. rant işi tabi onun işide. * anasına bacısına yazık. daha 10 yaşında kız sahipsiz işi zor. bi tek ona üzüldüm.
dayımın kızının adı serçe bu arada dalga geçmeyin dünya iyisi bi kızdır. * numarasını buldum. nasıl buldun demeyin, çok kolay buldum. aradım durmumu anlattım numaramı istedi onunla irtibata geçtiğimi ne abime ne babama söylememei tembihledi. dayımla konuşup beni aricakmış. durumuma çok üzüldü.
bi gece g.o.paşada bi eve gittik benimle beraber ramazan abi, daha önceden de tanıdığım ... diye bi kız daha. içki içtik birer de çizgi çektiler bize. kafamızda şeker. ramazan kalktı gitti sizde dedi gelirsiniz işiniz bitince. biz odalara çekildik. partnerimle viski içmeye devam ettik, işimiz bitti. sabah 6 civarı oradan ayrıldık ... beraber.
yan binada saplıların evi varmış. bizi görünce dışarıya koştular hemen. ellerinde bi şey yok ama korktuk tabi. bi tanesi koştu koştu beni omuzlarımdan bi itti. gazi osman paşanın en dik yokuşuna yapmışlar evide aq, aşşağı kadar sürüklendim. yukardan da kadın çıktı cama, noluyo diye. kadına bağırdı bi tanesi biz çalışıyoruz burda bu karıları getirmeyin diye. karıyı bizim mamaız sandı aq.:)
1 hafta geçti serçeden de ses çıkmadı. pekde ümidim yok oda benim gibi kadın sonuçta. telefondayken etkilenmiştir babası salaklaşma diyince benim anlık etkim geçmiştir, önüne bakmıştır oda. lan en fazla komşusuna anlatıp kahve içmiştir. ama o kadar istiyorum ki hayatım bi şekilde normale dönsün. gerçi çok zor artık. doğrusunu istersen kendimede pek güvenemiyorum, alışmamış zütte don durmaz hesabı. *
sabah 9 da telefonun titreşimine uyandım. şerçe arıyor yazıyo nasıl sevindim. bu nedemek biliyo musunuz. *
açtım telefonu, aloo naber. iyidir, şekerim ben babamla konuştum. seni yanımıza almak istiyoruz ama bi yandan da çekiniyoruz. *
1-2 kere daha telefonlaştık sabri dayımda aradı. onunlada konuştuk. iyice tembihledi sen bin buraya gel yanına eşya falan alma. sakın kimseye iz verme falan diye. tmm dayı. * bizim evden çıkarken nere gidiyon diye soran yok zaten aq. çıktım çantama don mon koydum. yanıma birikmiş paramıda aldım. bak kzım dedim cendereden çıkabilirsem böyle çıkıcaksın, çıksan gitsen izmire paran bitti mi iş yok, kuaföre girsen zanaat, okul yok, yok yok, meslek belli.
tren garına gittim kalabalık etraf, ankaragücünün maçı var. takım falan tutmam ama abimden dolayı ankaragücüne gıcığım. lan bu puştla karşılaşırız diye koktum taksiye binip aştiye gittim. aldım biletimi. kalbim çarpıyo, biri görücek hem iş yanıcak, hemde halatla bağlar gibtirirler adamı, aşti maştide garda yakalansan biliyomusun.
gaste almaya gidemiyorum, otobüsün kalkmasına 20 dakka var, geçtim içine oturudum yola çıksa rahatlicam anasını satayım. 20 dakka geçti o oldu bu ol 10 dakka da öle bekledi her binene bakıyorum şimdi biri gelcek kolumdan tutup aşağı atacak.
otobüsün çalışıp geri geri gitmeye başladığı an hayatımın en mutlu anlarındandır. böle gibindirik bi an evet. hala hoşuma gider otobüsün hareket anı. bana hayatın fırsatlarla dolu olduğunu hatırlatır, ve kontrolün kesinlikle bizde olmadığını. -
4.
+11 -5dayımların evinde ilk 1-2 ay çok rahat ettim. yukarda allah var bana iyiliği büyük yaptı. serçede işe girmiş kanal 26 diye yerel bi kanal var orada yapıyo bi şeyler. bende bakıyorum sağa sola çalışacak bi şeyler. durdum bi düşündüm şöyle hakkatende kafam yerine gelmişti. genel olarak ooaaaah yaaa gibi bi kafam vardı sürekli. acaba biri çıkar mı lan bide diye haller kurdum bi ara. gerçi kısmet çıksa o da ayrı mesele. *Tümünü Göster
53 yaşında hasan diye bi adam. şerçeyle bi arkadaşının dükkan açılışına gitmiştik. şarap marap içince banada neşe geldi. bana ilgisi olduğunuda anlayınca azcık sinyal yaktım bende. o da hemen sormuş.
tepe başında evi varmış karısından boşanmış. çocuğu yok.
dedim, ulan kader sen hiç böyle yapmazdın.
ya ama adama da anayı babayı sorunca ne halt edicez. şerçe dedi anlatırsan bu iş bozulur. anlatmazsam da benim kafa. düşün düşün hasanla da görüşüyoruz, abayı yaktı baya. lan dedim git şununla beraber yaşa. yavaş yavaş ayıktırırsın. şut çekersede alışığız anasını satayım. ama o evlilik diyo, hatta çocuk diyo. * yani evlik programları varya öyle bi kafa yaşadım hasanla flört ederken.
bu arada ne abimden ne babamdan aylardır tek haber yok, kafam nasıl rahat.
yemin ederim aşk değil ama hoşlandım ondan. ben alışık değilim böle davranılmasına falan demicem. çok şımarık biri olabilirim hatta. hiç bunun acıtasyonunu yapmicam size. dürüstçe söylüyorum adam da bi hoşluk vardı böle geniş omuzlu, uzun boylu, yapılı falan. kaybetmekde istemiyodum. korkunç kısımları kesip aile hayatımın kötü geçtiğini şöyle böyle anlattım. ibretle dinledi. maltepeyi, konya yolunu anlatsaydım hala üzülürmüydü bilmiyorum ama, kötü bi gençlik geçirmiş olduğumu tahmin etti.
evlendik.
hasan emekliydi ama hala çalışıyodu bazaı işlerde. evin karşısında 2 tane üniversiteli kız oturuyodu onlarla arkadaş oldum. * yanımda tedirgin oluyolardı ama hissediyodum bunu.
ama devamlı görüşmekte istiyodum. bende olmayan bi şey vardı resmen hatunlarda, yada tam tersi. olmaması gereken şeyler yoktu onlarda. arada sevgilileri arkadaşları falan geliyodu. hep beraber içiyoduk. hasan gelmiyodu tabi, pek takılmadı bu duruma. bana rahat battı tabi sonra sonra, adam yüz verdikçe tepesine bindim. 1-2 gece sofra kurduk rakı falan içtik. her seferinde cıngar çıktı. * en son bi gece karakolda bitti. evin tadı kaçmıştı ama arada toparlanıyoduk sanki. *
balık aldım. arabada hamsi satıyolar tepebaşı camisinin orada. hasanıda aradım balık yapıcam sana. oda rakısını almış sonunu bile bile banada koydu rakıyı. normalde o kadar dağıtmam içince, ama evlilik hayatı garip yaptı beni. bide devamlı olmadığım biri gibi davranıyorum. sürekli yalan söyleme durumundayım. içince edilecek muhabetim yok ki. o anlatıyo eskilerden, ben ne diyecem. * yok biyerde tadımız kaçıyodu. tut kızım bu sefer kendini güler yüz göster dedim, o gece de o yamuldu. uzun süre sonra temiz dayak yedim.
hasanla 7 ay evli kaldık. boşanırken hiç bi şey istemedim. 1-2 ay serçenin yanında kaldım, bağlarda bi emlakçıda iş buldum. sonra eski karşı komşumuz ela, cerenle ayrı evelere çıkacaklarmış, ankara yoluna yakın biev tuttuk cerenle bereber.
ceren 4 senedir oradaydı, okulunun bitmesine 2 sene falan daha vardı. iyi bi kızdı. beni idare etmeside diğer toy karılara göre daha kolaydı tabi. anlaşıyoduk yani, pek problem yaşamadık onunla evleri ayırana kadar. ama ceren ve çevresi çok uyuşturucu ortamındaydılar. bende o evde kalırken çok fazla esrar ve hap kulandım. ama işime hep düzenli gittim geldim hiç aksatmadım. 1 sene geçmeden masam falan bile oldu. çıkıp ev gezdiriyodum zaten, gelenlerin çoğu öğrenciydi. zevkli bi işti benim için. ama size yemin ederim evleri o kadar taktan yaptılar ki orada, hızlıca kentleşmek için. allah korusun bi deprem olmasın yani.
bambaşka bi dünya olmuştu resmen, 1,5 sene önceki durumumla alakam yoktu. normal işim, normal sayılabilecek ev ortamım vardı. çokfazla görüşemesekte hepsini dayıma ve kuzanime borçluydum, bunu hep bildim ama. allah ondan bin kere razı olsun. * *
ve orada öle karılarla tanıştım ki, evlerinin içini bi görün. nasıl yaptın diye soruyosun. cerenin yakın 2 arkadaşıydı. cerenede demişler gözünü bi kapatıyosun 500 milyon diye. dedim sakın ha ceren. manyak mısın be dedi. izmirden adamlar bunlara uçak biletine kadar yolluyomuş, yediriyolarmış içiriyolarmış. dediğim gibi zaten evlerinin içini görmeyin, içiniz gider. bi yandan üniversite okuyo bu hatunlar. bi tanesi ilk geldiğinde kapalı falanmış, ne kadar doğrudur bilemiyorum. çokda umurumda değil. * -
5.
+8 -3temmuz ayı şehir boşalmış, ceren izmire döndü. evde tek başıma kalıyorum. o ara dayımlarla görüşmeye başladım. serçeyle zaten irtibatımız asla kopmadı, ankaradan hiç haber almıyorum, en çok da bu durumdan mutlu oluyorum.Tümünü Göster
ceren vasıtasıyla tanıştığım xxx diye biri. aradı doors'a fatih ürek geliyomuş, çağırıyolar. süslendim püslendim atladım taksiye xxxların evlerine gittim. 3 ev arkadaşları daha var. evde 1-2 hatun var. evde içki içtik biraz. sonra masamız falan ayarlanmış gittik. oldum olası sevmemişimdir bu tip eylenceleri. arabeske yapıda biriiyim ama, bu olaylar bana göre değil. eyleniyo gibi yapıyoruz. böylece insanlar eylendimizi düşünüyor ve bizde gerçekten eylenmiş oluyoruz bu sayede.
rakılar içildi adetten 1-2 şampanya patladı. kalkarken bana para verdirmedi kimse. memnun muyum, eh. eski günleri anımsattı azda olsa. * tekarar bunların evlerine gittik. arkadaşımız o gece kalmamı çok ısrarla teklif etti. ya birazcık hoşlansam yemin ederim kalırdım. eve döndüm.
sonra ki günün akşamı mesaj çekti davar * o gün biz biraz fazla harcamışız yardıcı olabilirmisin uygunsan yuuuuuhhhhhhh.
gibimde olmazsın, günahımı söyle.
cerene anlattım msnden. ne görüşüyosun ki gibtir et dedi. verme para falanda. bende salladım zaten. *
normal sayılan insanların birbirine yapabildiği * hayinlikler ne kadar yüreksiz ve aciz şeyler. yiğidin hakkını vericen diye bi söz var, benim daha önceleri karşılaştığım insanlar hakkaten iyiydiler bu işte. * o bakımdan annenden para iste xxx, sıkarsın bi şeyler. sonra da git arkadaşlarına 2 kilo patatesin hesabını yap, böylece 2 ay sonra sadece senin anladığın bi kar elde edersin yazdım yolladım. (ceren söylemişti, ev arkadaşlarından aldığı patatesten 40 krş 40 krş istiyouş, parasını 3'e bölüp :dd. bi am için şampanya patatıo kavat)
size bu it züt başkanlarını sabaha kadar anlatırım. boş verin biz muamelemize geri dönelim.
bi gece yarısı çok seveceğim 2 şey girdi hayatıma. biri zaten beni eve bırakmaktaydı, diğeride evimin önünde miyavlıyodu. eskişehirde başka nasıl aşık olunur ki, beraber yavru kedi beslemeden. ikisinide aldım yukarı çıkardım. birine süt diğerine sadece verdim. sabah kalktık o gidip ekmek aldı, çok ezalet yemek yaparım. ama olması gereken kötülükten çok daha rezalet. doğradığım domates biber dışında rezalet bi yumurta eşliğinde kahvaltı yaptık, hiç bi şey demeden yedi.
dışarıya çıktık ondan sonra yarım yamalak ayılmış kafalarımızla. gittik bira içmeye devam ettik. üniverstede sevgilisi var. 3 senedir beraberler. haralde benimde daha hoşuma mı gitti böyle olması, o ara nasıl bi kafa yapım varsa. beni sevdiğini biliyorum. 1-2 sefer anlatmaya çalıştı, gerek yok dedim. hiç konuşmuyoruz. beraber vakit geçiriyoruz. hatta kızla da tanıştım onunla da sohbetimiz var. ama seviyorum bini. sevdiğim erkeğin istediğini yapmasını isterim.ç birbirine kısıtlama getirme taraftarı değilim. çünkügerçekte hiç bi işe yaramayacağını adım gibi biliyorum.
bi gece bize geldi, getirdiği sigaralığı kovada içtik. şarap içtik. *swh* hem bişeyler yiyelim, hemde dışarda da içelim diye sokağa attık kendimizi. hallere gelmeden caminin öinden mutlu mesut yürüyoruz, 2 tane sarhoş, yalandan pigibo. ne bakıyon birader birine mibenzettin. kaş yapını bana göz yapını anana benzettim. şişe suratında patladı. o kadar sakin kalırım ki böyle durumlarda hayret edersiniz.
arada tokmağı mı oluyorumartık ben onun neysem, yanıma uğrama devam etti. aşık oldu bana sandım, diğer kızcağızı da bırakamadı, bi süre sonra vicdan azabı çektiheralde. bi gece kafayı çekip evine gittik sevcan diye bi arkadaşımla. kafamı gibeyim hiç yapmayacağım şeyi yaptım.
hepsi için geçerli değil ama bazı erkeklerde de dangalaklık oluyo. yada uyanıklık mı oluyo o artık bilmiyorum. harika geçen 3 ay sonunda telefonlarıma pek çıkmaz, pek aramaz oldu. aklım kalmadı desem yalan olur. cerenin dönmesi yakındı onun yanına kaçtım bi süre. 1 kere daha aradım sarhoşken. çok soğuk konuştu. bende peşini bıraktım. izmirle ilgili hiç kötü anım yoktur benim. hep güzel karşılamıştır beni izmir, hep iyi zaman geçirmişimdir orada. sabahın köründe insen sıcak boyoz yemişimdir aklımı almıştır hep izmir.
bi karıya göre iyi içki içerim. dürüst olun hanginiz gördü 5 biradan sonra aklını oynatmayan kadını. ben oynatman, normal halime kıyasla yani, arada çok derin farklar olmaz. cerenle döndüğümüz gün tekila aldık. * o da bayadır görüşmüyo kimseyle. yok oaray gelin buraya biz gidiyoruz ev insan doldu. ankaraya magic mushroom geliyomuş, atlasak gitsek tam yetişiyoruz. 10 kişi falan çıktık tren bulduk saati uygun. saklı kent bekleee diye gidiyorum kafamızda şeker.
şekerden büyük ihtimal ankara inmek süperdi. sanki yenmiştim onu eskişehirden, ankaranın bana yaptığı kahpeliklerin intikdıbını, kahpelik yapmadan almıştım. garda trenden inenler dışında pek bi kimse yok. * taksiye bindik bi tane, ankarada tunalıda bi eve gittik. müptezel evlerini hep çok sevdim. ama varoş müptezelden çekinirim. onlar hep intikam alırlar hayattan, senden, benden. gerçi adam adama takılınan zengin bini müptezel evlerinin yanında daha akla yatkındır ;)
o geceyi anlatmicam burada, sorun yaşabiliriz çünkü. ama muhteşem bi geceydi. sabahın köründeki ilk trene binip eses'e geri döndük. midesi kaldıranlan inciden bolca börek yediler. hayretle izledim. eve geldim, huzur, heralde insan tek başına kaldığında kafasının boş olmasıdır. bunu 2 şekilde sağlıyabiliyoruz, bu dikkatimi çekti. ya hiç bi insan evladıyla alakadar olmadan. yada hepsini elin evladı görerek. o sabah hakkaten kafam rahat uyudum. * -
6.
+7 -3bi kere serçeyle buluştuk, bira içtik beraber. o iyi kızı oynuyodu hep, hele benim yanımda. ama gözlerinin içine bakınca anlıyodum, dağıtalım hadi diyodu. sözde görmüş geçirmiş geçiniyo çünkü.Tümünü Göster
hafif kıskanıyo de sanki bide, ben sonradan geldim ama orada acayip ortamım var. huurluğuma veriyo, kafasını rahatlatıyo. insanın kafasının rahat olması güzel şey.
hep beraber bize gittik. evdeki en it-züt başkanına verdi. zaten siz benim kaşarlığımı bilmiyosunuz, benim kaşarlığım çok pistir gibi havası vardı gece. herkez gitti beraber yattık. sabah baktım artık kafası dünkü kadar rahat değil. cerenin mutfaktan sesi geliyo, o da en az benimkadar hamarat, en az benimkadar lezzetli şeyler yapıyodur. sabırsızlanıyorum kahvaltı için. *
sabah kahvaltıda ceren'de serçeyi sorguya aldı. bana gece kikirdemişiti zaten azcık. anlıyoruz ki yılın sexini serçe yapmış dün akşam. oysa cerende bende biliyoruz, orkun'nun bi numarası yok ;) serçeyi mutlu görmek güzel tabi. bende yarağı iyi yedimmi pek bi tasam kalmazdı, eh oda haklıdır heralde. *
hafta ortası selinlere gideriz hep. serçede geldi o akşam. biraz pek bi çok bahsetti orkundan, yediği güzel yaraktan. arada kaşlarımızı kaldırıp birbirimize baktık selinle. cerenle birbirimizi çimdikledik. serçe işemeye gittiğinde ossuruyo mu diye sordu hatta ceren.
crenin okulu bitti o sene, serçe pek evine uğramaz oldu. şikayetçi değilim. genelde iyi bile geçiniyoruz. e dedim oldu olacak gel taşın buraya. dayım hayyatta izin vermez!!
son zamanlarda eskişehir iyice güzelleşti, mekan sayısıda arttı. benimde alkol aşkım başladı o sene. çık dışarıya iç iç iç. evde zaten iç iç. serçeylede yavuz star & karafatih ekürisi gibiolduk iyice, taylar start hakemi emrine girdiler hahahaha.
süngerde 2 bira snopsta 3 bira neşesiyle 222 bilmemkimi dinlemeye gittik. bol alkollü bünyelerimizi çorbayla ehlileştirdik. dahada napılsın e bide birileriyle yatalım tabbi yaaa. 222'de beraber geldiğimiz serkanları, orkunla değiştirip yanına feroyu bonus aldık.
geceyi orkunlarda geçirdik. iş yerinde 2 alka seltzer'ı suda ertim mi bi şeyciğimkalmaz benim. sonlara doğru bayılmamaya çabaladım, genede gün bitti eve geldim. kafayı vurduğum gibi yattım yarım saat sonra kapı çaldı. gittim sersem sersem açtım kapıyı, lann!!!
fero teşrif etmiş, elinde bira torbaları,eh gir bari amk. * tadım yok ama 2. biradan sonra insan açılıyor yahu.
eylenceli çocuk yaaa, sıkıcı fero yoktur akmayan bira vardır. akmıyor aq akmıyor. nasıl kurtulsam diye planlar yapıyorum kafamda. zır kapı çaldı, nolur serçe gelmiş olsun, satarım ona. canım uykum güzel uykum, hesabımız da yarım kaldı uykumla. ya kim gelirse gelsin yeter ki feroyu pış pışlasın, kovucam yoksa. apartman kapısını açtım beklemeye başladım, gelen yok. apartman boşluğundan baktım, aşşağıda sağı solu kesiyo, yukarı bakınca anlık göz göze geldik. kafamı hemen geri soktum tüylerim diken diken. serap abin ben. korkma konuşmaya geldim.
ne istiyosun musa. bi şey istemiyorum seni görmeye geldim. yukarı gelme musa müsayit değilim. sokağa in, konuşalım bi yerde vallaha sadece görücem gidicem. yok git allah aşkına git yalvarım giitt!! yukarı gelmiyim mi. yok, birileri var. senle konuşmam lazım ama, babam çok kötü kızım. zaten çok kötüydü babam, ya nolur git şimdi. aşşağıdayımben bekliyorum burada bak in aşşağı. bekleme gelmem şimdi. ne zaman gelicen başka, valla korkma konuşucaz ben gidicem.
gibe gibe iniyorum aşşaya tabi. fero ben bi 15 dakka çıkıyorum canım otur sen. nooldu bi şey mi oldu. ya bekle işte gelicem şimdi. babam sığınma evinde kalıyomuş, süresi dolunca çıkarmışlar, sokaktaymış. napabilirim musa. bi şey yap demiyorum haberin olsun. burayı nasıl buldun. arkadaşım var burada fatih diye, onda kalıyorum. onun xxx * diye arkadaşı var, tanıyomuş seni.
arkadaşım var yukarı çıkmam lazım benim. iyi çık sen, hadi ben uğrarım gene. paran pulun var mı. * var var. ve gidiyor. bu neydi lan şimdi!!!
yukarıya dönüp bi tane biraya abandım. kafam beynim zonkluyo. ellerim buz kesti.
oya bi şey ayıktırmadım. size gidelim olur mu dedim, canına minet çıktık evlerine gittik. serçeyi de aradım orkunlara geldi. önüme ne içki koysalar abanıyorum.
sarhoş oldum. aklıma babam geldi, varillerce içmiştir heralde. bazısı sarhoş olur ama devrilmez, babam devrilirdi. içtiği yaramazdı lan işte. hasan abi aklıma geldi sonra, bakkal dükkanı vardı, 7 yaşından beri girer çıkardım o dükkana. oğlu vardı benden 1 yaş küçük. musanın ilk ceza evine girdiği zamanları hatırlıyorum. ne olay olmuştu eski mahallemizde. evinden çıkınca komaşın önüne kadar takip edip vermişti karnına bıçağı. hasan yerde hırlaya hırlaya ölmüştü. heralde 1 saat ağlamışımdır. orkun fero serçe çıt çıkarmadılar. -
7.
+5 -2alkol sevdam iyice aldı başını gidiyor. zaten başka türlü zor uyuyorudum artık. yalnız başıma içtim bi gece. sabah 5 uyku bastırdı, bilgisayarı kapatıp yattım. rüyam da kapıya vuruyolar. yeter artık zülüm ediyosun sürekliuykuma diyorum. evde köpek varmış o havlıyo. bi ara uyanır gibiydim baktım hakkatende kapı çalıyo. sallamadım uyumaya devam ettim.Tümünü Göster
yok kapıda ki arkadaş ısrarlı. bi şey mi oldu lan?
daha noolsum aq musa gelmiş. açmadan sordum nooldu? antalyaya gidicem görüşemeyiz bi daha aç serap girsem 2 dakka. açmasan rezillik çıkcak. açsam nolacak aq açtım.
unutmuyorum, içeri girdi üzerinde borda bi t-shirt altında kumaş. ayakkabıları kahverengi süet. leşler gibi kokuyo. sarıldı ağlamaklı bi tipivar. huyu suyu değişmiş aq. neden gidiceksin antalyaya dedim. ne antalyası. antalyaya gidicem sen dedin ya. yok ankaraya gidicem. iyi. sigara yaktım.
içermisin içki. yok içmiyorum. kalkarken cebinden açılmamış redbull düştü. aldı geri koydu. nooldu bi şey mi oldu. yoo eve gidicektim arkadaşın yanındatydım, seni görmeye geldim. haniankara gidiyodun. ev ankara yolunda. ayakta duracak hali yok, geçtim mantıklı cümle kuracak hali yok. kalktı gitti. bi ara ağlar gibi oldu kapıdan çıkarken. hiç elleşmedim, çıktı. aşağıdan araba sesi geldi.
ses uazaklaştı içime su serpidi. yattım tekrar. o gün iş nasıl bitti, o mu yoksa ben mi bittim karışık. eve geldim. serçeyle oğuz geldi. dışarıya çıkalım dediler yok dedim. gittiler yattım 3 saat uyudum zehir gibi kaltım uykudan eser yok. telefon açtım mekana yanlarına gittim. oğuzun feyaz diye arkadaşı vardı. içtik. oradan feyyazlara gittik. feyaz sarışın kuru ama ben severim öyle tipleri. şeker sever misin? sevmemi koçum, hemde böle zamnlarda.
• **
borum tak oldum. ağlayamadım bile lan. eve döndüm serçeyi aradım geldi dayımlara gittik. işten izin veridler cenazeyi ankaraya zütürmek icab ediyo. nasıl ne yapılır anlamam ki, dayım yengem falan hakkaten kötü gün dostudur. peder orada, orada ama nerede, nasıl kim anlatacak nolacak amk ne oluyo gene laaan. ankara gitmek lazım dimi şimd. cenazede kimbilir ne kepazelikler olacak. her cenazede kepazelik olur. küs akrabalar bir araya gelir. o ona trip atar. alakasız insanlar fazla fazla ağlar.
cenazede musanın it-züt arkadaşlarıyla karşılaşmak dışında kortuğum bi şey olmadı. ayrıldılar diye biliyodum, o kız çok üzlmüş sinem çok ağladı. babama definden 3 gün sonra haber verdik. ona söylediğimizde anki tepkisine bende ilk kez ağladım. zayıflamış göz bebebkleri sapsarı. konuştuğu anlaşılmıyo, saç sakal ooofff.
eline 3-5 kuruş para verdik, çözüm değil ki kaybedecek. dayımın demir yollarından bi arkadaşı var ihsan abi, ulusta bakım evine yerleştiriz dedi. bi yerdende sigorta yaptırdılar. anlamadığım işler 2 milyar gibi bi para toparlandı verildi 6 ay sonra emekli oldu hatta. babamı uzunca bi süre görmedim.
eskişehire döndüm bi rengl oldum aman allahım hayatımın en şiddetli 4 günü geçirdim yataktan kalkamadım lan yemin ediyorum. neyse, feyyazla samimiyetimiz fazlaca artı zamanla. gönülde koyduğunu hissetmeye başladım. iyidir dedim biraz fazla serseri ama, genede gibletim olamazdı yani * bi kız vardı ondan da ayrıldı baya baya düştük onula birbirimeze. ağır sevgili olduk hatta 3. ay falan evleri birleştirmeye karar verdik. ama artık hem şehirden hem işimden bıkkınlık gelmişti. feyyazda gidelim deniz olan bi yere yerleşelim diyip duruyodu, antalya yada izmir.
çalıştığım yerin adını boş verin, engin abi vardı orada. ay sonunda ayrılacağımı söyledim. ev sahibiyle konuştum. çok değil ama param da vardı azcık. antalya daha mantıklı geldi, neden bilmiyorum aslında izmiri daha çok severim. feyyaz gidip güllük tarafında giriş kat ev tuttu. bi arkadaşı telefon satıyodu onun dükkanınada ortak olmuş, daha kolay kurcaktık orada düzenimizi, feyyazın çevresi vardı antalyada. benimde tanıdıklarım vardı. yeni başlangıç ya işte yekten mutlu oldum heycanlandım. serçe üzüldü biraz.
ntalyaya gittim feyyaz garajdan aldı beni. tuttuğu eve gittik. ev sahibi gelicek dedi. neden? tanıuşıcak zaten ankarada yaşıyo arada kirayı göndericez sadece dedi. nişanlıyız dedik kadına. ne gerek var hala anlamadım. zaten 5 dakka durdu kontrat cart curt gitti hemen.
feyyaz ağır müptezel. ben iş bakmayı baya yavaştan aldım ama baktım bunun dükkan falan idare edicek bi hali yok. oraya gidince iyice huyu suyu değişti, sabah kalkıyo 3 kağıtlıyı ateşliyo, çay içiyo çıkıyo. dükkandada ufak ufak piiz yapmaya başlayınca ortağıda huzursuz oldu. ticaret yapan adam kendi işine 4 elle sarılmazsa batar bu böledir. anladım ki feyyaz oraya lay laya gelmiş.
iş yaptığı arkadaşıyla 4 aya kalmadı araları açıldı zaten. eve geliyo sigaralı kafa başka bi şey konuşulmuyo. bende 1 tane şirkette iş buldum maaşı fena değiil ama sigorta yapmadılar.2 ay sonra payını arkadaşına devretti. sürekli evde artık. akrabalarından para geliyo, iş kurucak hesapta gene dükkan mükkan arıyo. ben biliyorum ki bi tak olmayacak. inanarak kendi kendini kandırıyo. -
8.
+5 -1bende 5 ay kadar çalıştım o tur şirketinde, sezon sonunda banada yol verdiler. hazı dağ dayanmaz derler. bizim ki tepeceik bile değil 2 ay sonra ne tak yiğeceğimizi şaşırdık. feyyaza gene arada para geliyodu ama bi gibe merhem olacak miktarlar değil. iş bakıyorum yok. evlere temizliğe mi gideyim aq, huurluk mu yapayım. *Tümünü Göster
en son hiç unutmuyorum evde sadece 5 tane yumurta vardı ekmek alcak para yoktu. bakkaldan veresiye ekmek alıp onu yedik. eskişehirde düzenim çok yerindeydi. aman aman para kazanmıyodum ama hayatım güzeldi orada. feyyaz sürekli yeni fikirlerlerle geliyodu ama 15 yaşında çocuğa anlatsan olmayacağını anlar.
annesine yalvar yakar kredi çektirdi, dükkan tuttu 1 tane kale içinde.
tuttu dükkanı bana gösterdi allahım aklımı kaçıracaktım. güleyim mi alayayı mı şaşırdım. kale içinden çıkınca bi pasaj tabildot-döner tarzı yemek yapan ucuz lokantalarla doludur, bilen bilir. onun 2 sokak arkasında dükkan tutmuş. en az feyyaz kadar içici bi döner ustasıylada kafa kafaya vermiş. öz kavak pansiyonun sahibinide ortak yapmış. ya zaten o sokkatan günde 5 kişi geçmez. hadi el ilanı daat, reklam yap, tabela koy sağa sola, yok saçma sapan bi yatak koydu yukarıya. usta orada uyuyo dükkana bi gelen bi daha gelmiyo. yemeklere feyyaz'da yardım ediyo. elinden gelirdi aslında öyle şeyler, ama orada gene keyiflerine bakıyolar. 7 gün açık dükkan, feyyaz içerde 7 gün ustayla kafası dumanlı sarhoş. bi gün gittim orada ki komi bakıyo kasaya, feyyazın yukarda konuşacak hali kalmamış, saat daha akşam 7.
eve döndüğü zaman da, işlerin iyi gitmeye başlayacağından. bilmem ne olursa yırtacaklarından bahsediyo durmadan. adam resmen hayal dünyasında yaşıyordu. feyyaz'a 100.000 lira para versen 2 sene de yok edebilirdi o parayı. ama iş yaparak. oturup yesen en az iki katı süre geçinirsin aslında. durmadan annesine ev satırmaya çalışıyodu bide. sanki çekilen sefaletin sorumlusu o evler aq. sürekli bundan yanada dertliydi. bu işin olmayacağı başından belliydi ama feyyazın anlaması 5 ay kadar sürdü. önce pazsiyoncuyla hırlaşmaya başladı. adam krık prinç alıyomuş bilmem ne. kendisi şansız bahtsız bi insan, çevresinde de hep kötü adamlar vardı ona göre.
dükkan kapandı. melehat teyze daha fazla dayanamadı ve ankara emekte bir evi satıp parasının bi kısmını feyyaza gönderdi. oralarda galericilik yapan arkadaşları vardı. ne zaman içki içsek, feyyazın aklına hep yatmıştır o işler. değişen ne oldu hiç bi şey araba pazarında bira içmeye başladı bu seferde. diyorum ya öle bi ticari zekası vardı ki, parayı yesen daha yavaş yok olucak şekilde eritirdi.
ankaraya gidip gelmeye başladı. antalyadan alıyodu bi araba zütürüp anlkarada satıyodu. onun dışında herkez en kötü evini geçindiriyodu ama biz gene ana parayı eksiltiyoduk sadece. sonraları öğrendim markası modelini bilmiyorum ama bi rabayı binin birine hiç lafa söze güvenip yarı fiyatına teslim etmiş. adam kaybolmuş böle işte. en başlarda 2-3 arabaya ortak oluyoken en son şahin-reno alıp satmaya başladı. lan 1-2 kere konuşmaya çalıştım lafda girmiyodu beynine. feyyaz vallaha kötü biri değildi en başında, ama içip sıçtıkça iyice avelleşti.
en son aldığı bi arabanın beynide galiba bi şey varmış 2 ortak aldılar. bursaya gitti 3-4 gün gelmedi azcık bi para vardı. birazda sigaralık bırakmış. çıktım 4-5 tane bira aldım sigarayı içtim biraları içtim koltuğa oturdum kızım dedim napıyosun??
çıktım dışarıya aslı vardı antalyada arkadaşım. onu aradım ışıklar tarafında buluştuk. öle az biraz anlattım. onun da durmu iyi değilmiş. bira içtik beraber onun evine gittik. erkek arkadaşıyla kalıyo. evin tavanı neredeyse kafamıza değecek kadar alçak.
rakı içtim onlarda da biraz. beni eve bıraktılar sonra. arabaları var bide uno. ay herşey ufak tefek sıkış pıkış eve geldim ev üstüme üstüme geliyo. feyyaz telefon açtı arabayı orada satıp dönecekmiş. -
9.
+5 -2ya onunda yüzünü dahi görmek istemiyorum. sefaletten dişimizi kırıcaz artık adam hala saçma sapan şeyler yapıyo. döndü antalyaya, arabayı satınca eline para geçmiş aklınca. harcamış eve erzak almış, arabayı aldığından ucuza satmış bu seferlik böle oldu diyo. şaka gibi!!!Tümünü Göster
evin önünde mangal yaktık aslıyla mertide çağırdık. o gece bi güzel keyfimize baktık. zatten feyyazla eskisi kadar sıkı fıkı değildik, sarhoşluk iyi geldi, oynaştık az biraz. onlar gidince baş başa rakı içtik sesizlik var. evlenelim mi diye sordu. bi süre baktım dalga mı geçiyo diye. güldüm falan. nooldu dedi.
sadece nikah yaptık annesi amcası 1-2 arkadaşı geldi. ailesinden gene biraz para aldı. 3-4 ayımız güzel geçti. 4 ay sonra sefalet başladı gene. ev kirasını ödeyememeye başladık 1-2 ay sonra. feyyazın eskişehirden akan musluklarda kapandı teker teker. ben 1-2 yere baş vurdum hep saçma sapan işler çıktı. sekreterlik diye giriyosun tak temizliyosun çaycılık yapıyosun olmuyodu bi türlü.
3-4 ay sonra bardak taşmaya başladı. konu komşu acıyıp yemek getiriyodu eve. utancımdan yerin dibine giriyorum. feyyazı çektim konuştumbu böle olmayacak. nasıl olacak dedi. ya dedim eskişehire dönelim annenin yanında kalalım dedim. affetmez artık dedi. annesinin başına hep bela olmuş ceza evine girmiş çıkmış, ok olmuş tak olmuş kadın yaka silkmiş. kardeşi vardı bi tanede. babası feyyaz 16 yaşındayken ölmüş. annesi azcık maaşla bi başına bide bu pekekent!! le uğraşamıyo.
en sonunda, nur diye bi arkadaşım vardı o aradı. iş yerinde eleman arıyolarmış. patronları paralı adamlar ama iş şirket dandik. şirket gibi değil gittiğim gün vislki içiyolardı. ama seçecek durumda değilim ilaç gibi geldi ne yalan söliyeyim.
adamların çok iğrenç bisamimiyetleri vardı. iş bittikten sonra bazen hepberaber bi yerlre gidiliyodu ama tavırları iğrençti. yani asılma vardır asılma vardır. bi gün 9 kadar kaldım ofiste. şükrü bey geldi çok yoruldun serap dedi. evet der gibi gülümsedim. içki içermisi bira alıcam alim mi sanada dedi olur dedim.
bira içtik şükrü 50 yaşında vardır. saçma sapan şeyler gösterdi amacı benimle vakit geçirmek belli. çakır keyif oldu askerde nasıl kan verdiğini göstrerirken kollarını kasdı falan salak adam ya bu işler nasıl oluyo sanıyosa. neyse eve bıraktı sonra beni. feyyaz hiç sormadı. kim o bile demedi.
bi kaç gün sonra pazar günü ofise çağırdı, önemsiz bi şey. pazartesi yapsanda olur yani. neyse o gün hallolmadı zaten. gene içki içmeyi teklif eti. oluuuuurr.
rakı aldı dedi biyerlere gidip mi içsek. çıktık laratarafında biyere gittik. bayaa sarhoş olduk. senibırakayım eve dedi. yolda ofise uğradık, telefonların birini unnutmuş. yukarıda da birer bira içelim dedi. tamam dedim yukarıya çıktık. içeri girince şükrü öpmeye çalıştı
(
yalandan yapmayın falan dedim. eve bıraktığında saat 12'yi geçiyodu. feyyaz hiç bi şey söylemedi. içki mi içtin sen dedi. ofisten çikinca içtik hep beraber dedim. gittim yattım hemen.
pazartesi işbitince şükrü geldi. nasılsın falan benine sanıyosa artık. durum kötü biliyorum dedi, sana yardımcı olmak isterim dedi. 400 milyon kadar para verdi. eve gittim 150 sini feyyaza verdim. ne bu diye sormadı. gitti bira almış balık almış. yemek yedik, içtik. sürekli iş baktığını falan söylüyodu ama biliyorum yok öle bi şey. bakıyo gerçide, çok hayali şeyler. kendide inanıyodu ama.
artık işte tamamen yan gelip yatıyodum. arada şükrüyle içiyodum o kadar. feyyaz olmadığında bizimevde içiyoduk. bana durmadan hedi alıyo, ama daha çok harçlık veriyodu. bi gün yemeğe gittik. 3-4 arkadaşı daha var. selim ben, elimi sıkarken tipinden anlarım ya ne tak olduğunu. akşam sekreter aradığından falan bahsetti. şükrü ne anlattı bilmiyorum ama gel yarın konuşalım dedi para sorun değil.
selimle görüşmeye gittim. şöle yapıcakseın telefona bakıcaksın, bi şeyler işçer misin? içerim. oda bana biraz avans verdi 200 tl. parasal açıdan fazlasıyla rahattık. feyyazında sesi çıkmıyodu.bi iki ay selimin sekreterliğini yaptım. sonra tekrar şükrünün yanına geçtim. arada selimle görüştüm. beymende işe başladım daha sonra. bi yandan da şukrüylede görüşmeye devam ettim. çalıştığım yerde setenay diye bi kız vardı. onuda tanıştırdım şukrulerle. bi yandan da mekan mekan geziyoduk setenayla. baya bi çevrem oldu 3-4 ay içerisinde.
o kadar çok insanın yanına girip çıktım ki, o sene nerede çalıştığımı artık ben bile unuttum. feyyazla birbirimize söylemiyoruz ama, bi anlaşma var armızda. görüştüğüm insanlar bizim evede girip çıkmaya başlamıştı artık.
feyyaz en başlarda ses çıkarmadan kaçıyodu, sonra oda godoşluğu ele aldı. evin 2 kapısı vardı biri apartmana diğeri bahçeye bakıyodu. artık biri geldiğinde, diğer odada durmaya başladı. sonra sonra iyice alıştı artık. evin içinde olduğunu da saklamamaya başladı. daha sonraları feyyaz da yeni! çevresine lafı üfleyince ev yol geçen hanına döndü resmen. önceleri her gün biri geliyodu neredeyse. 6-7 ay geçince akşamları zamansız gelen sarhoşlar uğramaya başladı, her ay, 2 hafta bir telefon hattı değiştirir oldum. -
10.
+4 -2arayan malın, ergenin haddi hesabı yoktu. tanıdığım insanlar arsında da laf çıkmış, önceden yanında çalıştığım insanlara da irtibatlarını tamamen kestiler. neyse, ve o ara o kadar çok sarhoş oldum ki hala rüya gibi geliyo antalya. kaydırğın hep en ucunda durmuşum zaten heralde ben. feyyazın bu duruma gelebilecek bi insan olduğu belliydi aslında. manyak mıknatısı oldum zaten bildim bileli. ama bu herif o zamanlar, harbiden kontrolünü yitirmeye başladı anlatamam size. artık korkuyodum da feyyazdan. allahhın günü haplı, kafa bi milyon. hap ne olmuş lan onun için, artık birasının yanında çerez sanki.
sertan diye bi eleman vardı feyyazla konuşmuşmuşlar benim de fikrimi aldılar. seçil diye bi karıyı da diğer odaya koyup, evi aleni işletmeye başlayınca ev sahibi cozladı. o cozladıkça feyyaz apartmanın önünde kendini kesti. o ıkendi kestikçe ahali polis çağırdı. e apartman toplantısında, nazikçe söyleyecek halleri yok amk. 4 ay o ev işledi ama. her gittiğimiz evden 4-5 ayda atılıyoduk hemen hemen. yok nasıl oturacaksın ki.sertanın 7-8 yaşlarında yeğenini zütürdük bi kere. evliyiz zaten, bu da çocuğumuz. bende telefon satıyorum diyo feyyaz. * -
11.
+4sürekli sarhoş olmak istiyordum. bi süre sonra şehir değiştirmeye başladık. feyyaz aptal saptal işlere girip çıkıyodu. bende 1-2 gece klübünde falan çalıştım mersinde. en son feyyaz mekanın birinde herifin biriyle kapıştı, karakolluk oldu. ruhsatsız silahı da buluyolar üstünde. ateş etmeye hazır şekilde durduğu için falan 11 ay ceza aldı, sekiz milyar gibi bi paraya çevirdiler bunu da taksit yaptılar. feyyaz parayı ödeyemedi, sallamadı birazda. sonra ödeyecek şekli oldu ama artık cezayı yatmak zorundaymış içeri girdi...
başlarda biraz bocalasamda kepazelik azaldığı için bana da iyi geldi. serafettin diye bi adamla takıldım bi ara önceden de tanıyodum gerçi ama feyyaz içeri girdikten sonrta sahiplendi beni. feyyazla boşanmaya karşılıklı karar verdik içeriside bazısına harbiden yarıyor. zaten bazılarına din bazılarına da ceza evi çok iyi gelir. vardır ya böle tüm vucut jilet izi 5 vakit namaz kombinasyonu yakalamş şahıslar. neyse feyyazın da aklı içeride başına geldi. tek celsede boşandık. ayrıldık ama, feyyaza hep yardım ettim ama ceza evindeyken. çıktıktan sonra da 1-2 kere görüştük ve alakamız kesildi sayılır.
neyse şerafettinde biraz birikmiş param vardı. 1-2 ay onunla takıldıktan sonra, ankara gitmeye, daha olurlu bi düzen kurmayı düşündüm. elimde ki para beni bi süre idare edecek ufak bi yer açmaya bile yetecek miktardaydı.
1-2 haftalığına bi pansiyonla anlaşmıştım ankaraya ilk gittiğinde. dönmek bana harbiden iyi geldi bu sefer. özlemişim hemde. ilk bi kaç gün dolandım öyle. özlediğim şeyleri yedim içtim ankarada.
biraz araştırmadan sonra, kızılayda izmir caddesinde menekşe pasajda ufak bi dükkan buldum. takı hediyelik eşya falan orjinal bulduğum şeyleri alıp satmayı düşündüm orada. o sıralar parlak bi fikir gibi gelse de orjinallikten uzak olduğunu gösterdi ilerleyen zaman. tahmin ettiğim gibi başlamadı. hatta sadece elimde ki parayı yedim baya. sonra biraz toparlanır gibi oldu işlerim. zamanla olur dedim, şöyle olsa olur la belki dedim. feyyazdan bulaştı herade buda. (: -
12.
+5çok fazla para kazanamayacağımı anladım sonunda bu işlten. pasajda ne kadar kokona karı varsa sıkıntıdan benim yaptığım işi yapıyoladı. para getirsin zütürsün gibi bi dertleride yoktu. evde oturmaktan sıkılan oraya ıvır zıvırcı açmıştı resmen. bayrağıda nihal abla taşıyordu. hep beraber birbirlerine pasta börek ikram ediliyo resmen pasajın alt katı iş değil gün yeri gibiydi. nihal abla, kzı ezgisu beraber ortaktılar dükkanda binevi. onunla iyi anlaştk, 25 yaşında tam gop kaşarıydı. zamanla samimiyetimiz iyice arttı ben cebeci tarafında sadece 2 tane odası olan ev tuttum. 2-3 ay sonra hem para yetişmedi hemde geçindiğim biriyle beraber kalmayı yanlızlığa tercih etiğimden ezgi suyla beraber kalmya başladık orada. o tam kafamda ki ev arkadaşıydı haftanın 2 günü falan evinde nihal ablalarda kalıyodu. hatta bazen beraber gidip kalıyoduk. ondan 7-8 yaş küçük bi kızkardeşi daha vardı. babası eski hakem annesi de kocasının aldatmalarından bunalmış nasıl abuk bi şeyler yapsam antidepresanlarla daha iyi gider kafasındaydı. mutfakta uzun uzun kahvaltı yapıp sohbet ederdik onlarda kaldığımda nihal abla ezgisu ben.Tümünü Göster
neyse sonunda dükkanı zararla kapatıp iş bakmaya başladım. nihal ablalar malların bi kısmını aldı dükkanda gene bi arkadaşları devraldı falan. 10gün kadar boş gezdiğimde eskişehire serçenin yanına gittim. bu arada hatun resmen sadece evde kalmayayım diye evlilik yapıyodu. ve böyle evlilik yapanlar bu taktan ikili deliği ört bas etmek için yanyanayken çok ilginç davranırlar. resmen mecburiyetten birbirlerinin salak özelliklerinden hoşlanmaya çalışırlar. auuu ahmedin göbecine boouuk... (: ahmedin hafif maço tavırları, beyaz gömleği gıdılı kirli sakalıııoouuuu.
hiç anlamamışımdır bide insanların hayatlarındaki iş-kariyer-evlilik gibi olayların karakterlerine etki etmesinin neden gerektiğini. karakter yıllar boyunca evrilip gelişen çok acayip bi şeydir yaa. diploma sevgili yada evlilik sayesinde 1 oluşan temelsiz bi şey değil. (bkz: balon)
babam musaya erkeğin hayatında 3 tane önemli an vardır. bunları yaşadığında çok değişirsin derdi.
1 sünnet
2 askerden teskereyi aldığın gün
3 baba olduğun gün
üçüncüsü dışında bence diğerleri fake. teskereyi aldığın gün değilde orada ki 15 ay daha etkili değil midir.
ve tabi musa için 4-adam vurmak 5- cezanın bitmesini de eklemek lazım
neyse serçe yarak gibi bi insan olmuştu işte bol bol sıkıldım yanlarında ve döndüm ankaraya.
feyyaz ceza evinden çıktı 1-2 hafta bende kaldı bu arada. çıktı eskişehire gitti sonra.
ezgisunun da çevresi hep gop tarafının insanlarıydı. gece gezmelerimiz oluyodu gene onlar da içen sıçan arkadaşlardı genelde. ama öle varoş işi hap hup değil taştan aşşağı düşmüyordu gençler. gene ezgisunun arkadaşı 2 tane hatunla tanıştım. bu cicişler var ya, aynı onlar gibilerdi ama küçük olanı aleni masaj salonlarında falan çalışıyodu. evleri falan fıstık, ama hiç bi işleri yok, cepte para var.
karılar o kadar piyasa düşmüşler ki her istdiklerinde gezdirecek biri bulunuyodu ve her istediklerini içiyolardı. hayatlarından memnunlardı ama o kadar çok şey takılıyolardı ki zaten çalışmayan kafaları iyice dongostik bi seviyeye ermişti. hatunlarla konuşmak imkansızdı ya sürekli gülüyolar ya zütlerini başlarını açıyolar yada suratına karşı canıııeeem yapıp işemeye gidenin dahi arkasında eksi bakiyeli zekalarıyla dedikodu yapıyolardı. bunlar doğuluydu ve uyuşturucuyla ufak yaşta tanışmışlar
bizim perihan ablalar vardı ailecek torbacılık yapıyolar eskişehirde kuyubaşı tarafında. kocası dakka başı ceza evinde sonra periha ablada girdi. bebeleri 9-10 yaşında hap map çalıyodu babasından en son 15 yaşında söylenilen hiç bi şeyi anlamayan saldırgan bi oğlan olmuştu. bunlarda onun değişik bi modeli sayılır. ikiside kendilerine yaşadıkları çevreye göre farklı savunma teknikleri geliştirmişti. -
13.
+1neyse, kadriye diye bi arkadaşımın çalıştığı yerden eleman arıyolarmış gittim bilgisayar biliyomusun falan başladım orada işe. çok fazla bi maaşı yoktu ama istediğim yaşantıyı döndürebildim orada çalışırken. kadriye daha sonra ayrıldı patronla aralarında bi şeyler geçti.Tümünü Göster
kadriye 35 yaşında hiç evlenmemiş, alkole karşı dayanıksızdı. yani içmeye içiyodu ama sarhoşlukları çok karanlıktı. bazı karıları içirince ayartması kolay olur kadriyenin bu özelliği master seviyede gelişmişti. (:
sonra balgat tarafında başka bi yerde işe girdi o. ama onunda depresyonları hiç bitmedi. evlilik ve çocuk olmaz ise fail çünkü. hiç geçmeyen depresyon bide aşırı baskıcı ailesi falan derken en sonunda ailesinin yanından ayrılmakta buldu çareyi.bu arada ezgisu bi elemanla takılıyodu. sürekli çocuğun evinde kaldıklarından kadriyede hemen hemen yanıma yerleşmişti. engisu en başlarda bi şey demesede sonraları rahatsız oldu inceden.
kadriye bi arkadaşının oğluyla gezmeye başladı bi ara. bebe 20 yaşındaydı. overall falan geziyolardı bi gün eve beraber geldiler baya baya sevgili olmuşlar. çocuğun parası pulu yok hep kadriye bakıyodu buna. baya böle takıldılar 2-3 ay sonra olmayacak serap galiba dedi, depresyon ne acayip şey. *
ezgi su evden ayrıldı elemanın yanına taşındı. sonraları bebeyle nişanlandılar falan hatta. yağlı bi herifti. kadriyede zaten hemen hemen yerleşmiş sayılırdı eve. ama ezgisuyla öyle tatsız falan bi durum olmadı sürekli görüşmeye devam ettik ezgisuyla, dump kız kardeşlerle falan.
gerçi gezdikleri yerler insanlar bayıltıyordu. çaktırmadan, arabam param meh meh meh. inceden bi şeylerini övüp duruyolardı. bu kimi zaman giydikleri markalar, kimi zaman evlerini bilmem nesi, gezilen mekanların kaliteli olması gereklilği falan oluyodu, üstü kapalı bi şekilde sürekli böylelerdi. hele yeni tanıştıkları biri ortamlarına girerse ve özellikle başka bi şehirden geldiyse. bi cumartesi meşrepe gittik. lan hiç sevmediğim mekan şekilleri, neyse orada enginle tanıştım. gidilen mekanları biraz daha katlanılır yaptı onunla takılmak. süre sonra kanka olduk ve hatta bildiğin en yakın arkadaşıma dönüştü 1-2 ayda. sürekli ya onda ya bende kalıyoduk, gece beraber uyuyoduk, beraber alışverişe çıkıyoduk, beraber yemek yapıyoduk enginle. özellikle gece çıktığımızda acayip eylendiriyodu beni. konuşması hareketler... böle masmavi gözleri düzgün kalçaları falan. baya düzüşecek adam da buluyodu kendine haa.
engin mimar sinan'da okumuştu. askere gitmemek için çok uğraşmış ama çürük almak çok eziyetli olduğunda kısa dönem askere gitmiş. konuşması fazla efeminel hareketleri çok kibar ve içinde gram huur çocukluğu yoktu. insaları sevsin sevmesin kimseye art niyeti beslemiyordu, ama çenesini kullanacağıyeri zamanı çok ince ayarlıyordu.
suat diye bi öküz aleiselam enginin eşcinsel olduğunu asla kabul etmedi. bi hastalık sanıyodu heralde ve iyileştirmeye çalışıyodu. engin bu kız bence senden hoşlanıyo lan gibi laflar ediyodu sürekli. ortama dummyizm hakim olunca enginle daha da iyi zaman geçiriyoduk. suat benzeri yaratıklarla o askerde ben de geçmişte çok karşılaşmıştık. etlik çevresinde büyümüş, aileden zengin, boooş zamanlarında çevresinde ki insanlarla bi şeyin yarışındaydı sürekli. engine gel beraber pavyona gidelim diyodu yaaa. şık giyindiğini ve hafif göbekle kirli sakalın kendine yakıştığını düşünüyordu. bi insanın en korkuç özeliklerinden daha korkuncu bunların kötü olduğu farketmiyor olması bence. en acı kısmıda para sayesinde bu güzel uykudan asla kalkamayacak, çünkü mutlaka salak bi karı çıkıyor ve bu adamla sevgili oluyordu.
şimdi insanlar köpeklerin kimi türlrinin üremesini kontrol altına almıştır ve saf ırklar yaratmış. buna göre köpekler zeki, av veya korumaya yatkın oluyolar. ama malesef insanlar ne kadar çirkin veya ne kadar aptal olurlarsa olsunlar, kendilerine uygun bir eş bulur ve kendileri gibi aptal sevimsiz insalar getirir dünyaya, onları kendi inandıkları şeyler doğrultusunda yetiştirirler. çok azı kendini kurtarabilir cendereden. ve çok azı zekidir insanların. çoğu aptaldır, yarısında fazlası bunlardan dahada aptaldır ve bi kısmı zengin bi kısmı fakir dünya çok eğlenceli bi yer. *
çevremde engin varken insanlar katlanılabilir oluyordu...
neyse ankarada hayatım bi süre bu düzende gitti. enginle her zaman görüştüm. ama diğer çevreden gerçekten tiksindim arada ezgi suyla görüşüyordum onun dışındaki insanlarla sadece bi yerde karşılaşmaya başladım. çok dışarı çıkmıyordum daha çok evde veya daha salaş barlarda içiyorduk enginle. lan herifle sarhoş olması apayrı bi eğlenceliydi. mekana 3-4 bira diye oturup havada tekilalar cinler uçuyodu. ama enginle sarhoş olmak demek asla pişmanlık anlamna gelmiyordu. -
14.
+2ankarada batıkent diye bi mahalle var. burada oturan insanlar ankaralı değiller bence tamamen başka bi dünyada yetişirler ve hepsi birbirine benzer. kötü değillerdir ama sanki ufak bi yerde yetişmiş gibilerdir tüm ergenliklerini batıkentte parkta yaşarlar. ünide genelde gaziye giderler ve bu kombinasyon harikadır çünkü aynı batıkent gibi gazide gerçek bir üniversite değildir. kızılayda sırf gazililerin gitiği mekanlar vardır. özlem batıkentli üniyi gazide okumuş ve bilecikte yükseyini yapmıştı, cerenin arkadaşıydı kütahyadan eskişehire geliyodu bizde de kaldırdı bazen. daha sonra orda bi elemanla sevgili oldu ve genelde orada yaşadı.Tümünü Göster
enginle liseden tanışıyolarmış bu kötü kombinasyonlara rağmen özlem fena kız değildi.
gittiği 2 okulda gerçek okullar değildi ve limitli yetenekleri doğrultusunda ya iş bulamıyor yada uzun soluklu bi yerde çalışamıyordu. ve bi ara aynı kendi gibi bi elemanla tanıştı. ama dediğim gibi içlerinde binlik yoktu. daha doğrusu olamazdı çünkü çoğu durumdan bi haberlerdi aslında. çocuk böyle tekno falan takılıyo, zamanında meh meh meh... şimdi durulmuş falan eskiden vıy vıy vıy... *
eleman izmire gitti fena olmayan bi iş buldu. özlem bi ara ankarada kaldı. özleme iş konusunda yardımcı olacağını önce bi yerlerde tecrübe kazanmasını sonra izmirde ona işi öğrenince bi yer açacağını söylüyordu. ve özlemin saat 7 den sonra evde olması gerektiğini ekliyordu. kıskançlık gereksiz ve kullanışsız bi şey. neyse en sonunda özlemde gitti izmire bi iş buldu ve oğlan buna sevgililer gününde evlenme teklif etti.
bana bunların hepsi tamamiyle anlamsız gelmiştir her zaman.
hatun derin bi depresyondaydı gitmeden önce. engin ve kadriyeyle bi arkadaşımızdan hollanda dan gelen şekerleri. özlemde bizim zeki diye bi arkadaşımız falan gece dışarı çıkacaktı. onu bekleyecekti ama biz evi 2 saat içerisinde batakhane moduna soktuk tabi. banada bi tane versenize ya nasıl bi şey falan diye sordu. verdik aradan 2 saat faşlan geçmjiş biz yeni yeni farkına varıyoruz. ne yaptın yaa dedik ben onu bu günün hatırası olarak saklayacağım (amaan allahıım yaa) dedi. kızım ver şunu allahıa seversen sen içmeycek biz içelim dedik aldık elinden. ben eski erkek arkadaşım çok sigara içtim ama bana bi şey yapmıyo bünyem bi acayip dedi. sağlam bi bongu içirdik yazık zekiye süslenmiş müslenmiş a.g.d. oldu hatun. zeki geldi aldı bunu çıkardı dışarıya sonra gece bize geri bıraktı zehir olmuş bütün gece. bu arada izmirde ki eleman dakka abaşı telefon da ve hatun evdeyim diyo. msn falan açıyo dakka başı (:
sonraki sabah kalktı evine gitti biz 3-4 gün sonra gene takılacaktk enginden duymuş bende çok merak ediyorum ogün çok acayiptiniz diyor ve oda geldi. allahım hatun çıldırdı, abbiiiee bu ne ya böyle, manyak bi şey buuuuu dedi... bi ara biz enginle arabaya binip eskişehir yoluna gittik. ben arabadan indim yolun tam kenarında ipoddan müzik açıp öle yürüdüm baya bi. lan sonra baktım engin hiç bi yerde yok ben öyle tek başıma kulağımda kulaklık yolda yürüyorum, yanımda tırlar kamyonlar geçiyo. ters yöne yürümeye karar verim. biraz yürüdükten sonra arkamdan engin geldi napıyoruz olum biz! dedi. lan ne bilim dıbına koyayım yürü eve gidelim -
15.
+3baba tarafından bi akrabamızın yanında kalmaya gitmiştik ben 12-13 yaşlarındaydım. babamın dayısı onun eşi oğlu gelini ve onunda çocuğu abidin paşada bi evleri var. çetin dayı'nın şarküterisi vardı gene abidin paşada. gece rıfatla babam rakı içtiler. rıfatın ufağı amerikadaydı. bi ara babamda gitti hatta denver'a ama sonra yapamadı geldi. rıfatın küçüğü raufda orada kuru temizlemecide çalışıyo amerikalı bi kadınla evli ve 2 çocuğu vardı. yanında ailecek kaçak çalışan türklerin 18 yaşından ufak kızıyla, kızın da rızasıyla beraber olmuş. o yüzden orada ceza evinde yatıyordu. kız saonrada şantajmı yapmış bi şeyler, neyse ama hatırlıyorum 5-6 sene yattı orada sonra geri geldi ankaraya. karısı çocuğu baya bi laf söz döndü ama onlara ne oldu anımsayamıyorum. yazık ama.
neyse gece annem babam ben üçümüz aynı odada uyuyacaktık ama ben de annem de olacakları biliyoruz. babam şarhoş olduğunda uyumazdı ve yanında ki kimseyide uyutmazdı. sabah o bayılana kadar işkence sürerdi. tüm hayatı boyunca bunu yaptığını red etti düşünebiliyor musunuz. o gece de gece ne dediği anlaşılmıyo annemi beni bi öpüyo bi sarılıyo, bi kavga ediyo alakasız konular açılıyo. ve bu kepazeliğimiz sadece burayla sınırlı değildi. birinin dandirik yazlığa gittiğimizde de ev sahiplerine rezil oluyorduk zaten genelde yol veriyolardı. bizim evde hafatnın 4-5 günü böyleydik. hele annemi kaybettikten sonra, musada içeriye girince uğraşacağı tek kişi ben kalmıştım. neyse oradan sabah ayrılırken çetin dayı biraz pastırma peynir sucuk fındık fıstık falan verdi. eve gittik ben eh hayatımda kaç kere yemişim ak bütün fıstıkları çinemeden yutuyorum.
sonra hazım edemedim tabi ve bütün gece kustum, aynen fıstıklar en fazla 2-3 parçaya bölünmüşlerdi (: küçücük çocuğa orroosspuuuu ooorsspuuu diye bağıra bağıra dayak attılar. -
16.
0ilkokul 3'e kadar antalyada okudum. babam şöförlük yapıyodu sonra ankaraya gdöndük. antalyada ki çocukuğumu hayal meyal hatırlıyorum. ilk dönüşümüzde babaannemde, yada annemle biz anneannemlerde kalıyorduk. ve anneanneme eniştemin kumar sevdasında illahlah eden teyzemde kuzanimle beraber yerleşmişti. ev düdük kadardı, 2. bi evin eşyasıda hacizden kaçırılıp dağ gibi yığılmıştı evin içine herkes yanyana yatıyodu. baba tarafına geçince kısmen daha rahat ediyoduk ama orada da babam kan kusturuyordu. sonra zaten sadece eve taşındığımızda umutluyduk. yeni başlangıçlar her zaman öyle değil midir. kafanın bi yerlerinde hep bu sefer işe yarayacak dersin ama değişen sadece evler ve işler, malesef biz değiliz. yontulmamız için daha uzun zamanlar gerekli.
-
17.
0anne tarafında daha fazla kalıyoduk bu yüzden oraya en yakın okula yazıldım. okulda sınıflar 40-50 kiiydi herkes 3 kişi oturuyodu. ve deli gibi sopa atılıyodu. ne yaparsan yap dayak yiyoduk. daha önce antalyada beni yuvaya vermişlerdi bi ara yemin ederim orada kaldığım 1 sene bile o kadar dayak yemedim. bizim sınıfın yarısı kapıcı çocuğuydu, ilk gün ne gibe derman oluyosa herkese babasının anansının ne işyaptığını sorular. bebelerin çok azı söylüyodu. yada işsiz olabilir dimi ısrarla soruyolardı çocuğum serbest meslek ne demek, ne iş yapıyo ailen diye.
ama çok cazgır öğretmenlere dikkat edin kesin çocuklarından çekerler. öyle çok inançlı biri değilim şahsen ama gerçekten böyledir.
ve kuzenlerimin hiç birinin hayatı umdukları gibi gitmedi. anne tarafında ki herkes dul kaldı yada öldü. çocuklar ya uyuşturucuya bulaştı yada başlarına hep felaketler geldi. biri birinin ahını çok kötü almış resmen. bütün anne tarafı allah yoluna verdi kendini yaşananlar neticesinde. hiç biri yuva kuramadı şu ana kadar. allah bundan sonra işlerini rast getirsin. serçe inancım tama ama. o bizim kadar tranvalar yaşamadı.
kuzenlerde de film çıkacak hayatlar var bi ara yazarım burada gene. -
18.
0kaldığımız apartmanda ismet diye bi kadın vardı. hayatı boyunca hiç evlenmemiş evi atölyeydi bi nevi, ressamdı kadın. sık sık onun yanına giderdim. onun yanında resim çizerdim ve aramızda annemlerden daha kuvvetli bi bağ hisstmiştim onunla. bana bazen yemek bile ısmarladı. tüm telefon numaraları çoktan yedi haneli olmuştu, ama gittiğimiz kebap salonun tabelasında hala 6 haneli bi numara yazılıydı. ismi de ful * yanık iskende ekşimiz ezme falan olurdu genelde yediğimiz şeyler ama süperdi genede. arada eve söylerdik üstüne kağıt örtülmüş bi tepside normal tabaklarda getiridi çocuk. bardağın içine konulmuş yağı hiç temizlemeyen kağıtlarla silerdin azınıda.
yalı boya bi resim bile yapmıştım bi keresinde. kuruyana kadar ismet teyzede kaldı sonra alıp yatığım odanın baş ucuna koymuştum resmi. daha sonraları benim resmimi de çizdi bi kaç sefer hatta birini bana hediye etti. babamlarla oradan oraya sürüklenirken 2-3 sene muhafaza etmeyi başarmıştım. beni yuvada temelli bıraksalardı belki ismet gibi birinin evlatlığı olurdum. (: -
19.
0sonra ortaokula da aynı yerde devam ettim. notlarım falan hepten kötü oldu. zaten her zaman sınıfta öğretmenin sopa atığı aptal kızdım ben. lisede de 1-2 kere dayak yedim ama artık kırıcı olmaktan çıkmıştı benim için bu durum. zaten karakolluk bi kız kavgasından sonrada tastiknamemi aldım.
orta okulda ki en yakın arkadaşım ümit okulun 2 sokakta arkasında oturuyordu. kapıcı çocuğuydu. evde gidip babasının sağda solda bıraktığı ferreları izliyorduk. babası annesiyle yatarken ümit ve küçük ardeşinin duymasından pek çekinmezmiş, hatta pis pis küfür ettiriyomuş kadına da. içeride çocuklar duyuyo ümit ortaokulda kardeşi daha 3. sınıfta.
orta sona doğru ergenlikde başladı ve mahallede ki veya okuldaki herkesin bana baktığını hissetmeye başladım. ümitin babası eve gitğimde falan bana çok aşırı iyilerdi. bi kere nöbetçilik yaparken hademe gelip bel altı şakalar falan yapmıştı. heralde yaşananlar duyulduğundan dolayı millet öyle davranıyordu. ilkokulun yoktur ama ortaokulun kaşarı vardır dimi. lisede zaten herkes kaşar geçinmeye çalışır. işte lisede ben onun allahı olmuştum. atılana kadarda okulun şenliği idik 4-5 kız. (:
atılmadan 2-3 ay öncede bi çocuğu sıkıştırıp duruyolardı. en sonunda canına tak dedi. elemanlar solcu çocuk sağcı * kız arkadaşının yanında falan laf atıyolar. sonra çocuk ocaktan gaz almış bi ttanede hap yutturuyolar. 8-9 kişiyi delik deşik etmişti. ara ara oluyodu böyle şeyler. allahtan ölen mölen olmadı. okul şen şakraktı yani.
hele musanın zaten hiç şansı yoktu. babam liseye bile göndermedi. sitlerde bi süre çalıştı dışardan gitmeye çalıştı falan ama olmadı. babam musaya o kadar çok işkence etmiştir ki. ama musa da tam zırtapozdu. apartmanın park yerine sarı çizgi çekmişler boyada orda duruyo gidip boyalı bezi havaya atıyo e200 mersedesin üstüne düşüyo. musada oturmuş arabanın tamaını sarıya boyamış. yani siz olsanız naparsınız. fakat babamda işkence ederek delirti onu. zaten hemen bali sevdasına düştü musa.
annem öldükten sonra babam bi ara bize düştü. ama çok uzun sürmedi. zaten her konuda son derece başarısızdı ailemiz. -
20.
+2eskişehirde bahsetiğim elemanla bi ara anadolu ünin şenliklerine gitmiştik. 2 eylül kampüsünün oradaydı. manitasını değilde beni zütürdü. bu 2 arkadaşı daha arabayla gittik arabanın her tarafına alkol sakladık. içeriye alkol sokan ender insanlardandık. çıkardık 3 kağıtlıyı da ateşledik bütün gözler üstümüzde. sonra ben tutturdum en önlere gidelim diye. 20li yaşlarda apaçi eskişehirlilerde ön saflarda gelene geçene pandik pandik yapmaya gelmişler. konserin dıbına koyup bıraktılar. konserde rakçı bi karı var, işte her sene o geliyodu zaten o zamanlar. kapıda didik didik alkol arayıp onları haplı maplı içeri sokmaları çok doğru bi karar tabi ki. üniversite şenlikleri hiç bir türlü zevkli olmazdı orada bu bakımdan. şimdi nasıl bilmiyorum şenlikler varken üninin içi çok eylenceli olurdu. artık alkol almakta yasakmış sanıyorum içerideTümünü Göster
o bakımdan her takun aleni içilip şıçıldığı ve serbest olduğu mekanları ev olsun, park olsun, festival yada konser olsun çok sevmişimdir. festivallere zaten gelen insan profili bellidir, konserlerede çoğu kişi damsız giremez yada ücretler faiştir. bunun dışında, ankara seymenler benzeri parklar dışındaki parklarda, mahallenin gençlerinin sosyalleşip abileriyle esrar içip ortam yapmaları için fırsat verir.
ceren, engin, enginin musatafa diye bi arkadaşı ve ben kaşta bi festivale gitmeye heveslendik. 2 tane çadır vardı ve 1 hafa izin alıp kaşın yolunu tutucaktım. cerenle izmirden, musatafa samsundan enginle ikimiz ankaradan gidecektik. daha sonra olimposta yapmaya karar verdiler velhasıl orada buluştuk.
içeride here şey serbest olduğu gibi her şeyi de bulabiliyordun. biz zaten ankadan bi dünya yüklü gittik. içeride hem değiş tokuş ortamı hem alıp satma şekli vardı. sabayın 5-6'na kadar müzik sürüyor lsd'den bayılan gençler sahilde biraiçerek! ayılmaya çalışıyorduk o kadar saçma sapan şeyler buldum içtim ki orada anlatamam. ve o kadar saçma insanarla yattım ki nasıl hastalık kapmadan döndüm bilmiyorum. festivalde aşçıdan bizi bi yerden bi yere zütüren şöförüne kadar herkes bir şeyler kullanıyordu. çoğu sahneyi hayal meyal hatırlıyorum. bi ara bi çocuk çok fena görünüyodu. sabah sahilde görünce dün çok kötü görünüyodun ya hepimiz senin için çok endişelendik dedemişim. sonra ceren çantasınımı bi şeyini kaybetti 1 saat aradı herkes saçma sapan sorular soruyo. soru sormayın noluyo bilmiyorum ki dıbına koyayım yaaa dedi *
dönmemize yakın herkesin birbiriyle arası bozuldu artık. ceren bulduğu izmirli elemanlarla ayrı döndü normalde ankaaya geliyodu. biz enginle otobüste dönerken çok az konuşabildik. ankara döndükten sonra bile 2-3 gün yarım yamalak uyudum ve ruh sağlığımı çok uzun süre toparlayamadım.
uyuşturucuların içerisinde en çok sakınılması gereken şey kesinlikle pıt. çok ağır pigibotikler de beyninizin çalışma şeklini değiştirir ve sizi başka biri yapar. buna tedavi derler. bende buna extacy tedavisi diyorum.
1 ay boyunca düzenli olarak hap kullandırdığımız kişi alınır ve yakın arkadaş çevresine bırakılır. ya bütün sosyal hayatın tepetaklak ediyosun. etrafında sürekli arkasında konuştuğun 5-10 tane içici insan kalıyor. ve takunu çıkarana kadar birbirinizle yatıyosunuz kalkıyosunuz. en sonunda kimsenin birbirinin yüzüne bakacak hali kalmayana kadar herkes birbiriyle sevgili oluyor. extacy sosoyal bi uyuşturucu değildir sosyopat bi uyarıcıdır.
-
kadınlar kulübü meme dikleştirme foto
-
uçamayan karga selam ne haber sürtük
-
cuma gereksizliği
-
5 online var 3 ü mod
-
kızım nedenn utanıyorsunn
-
düüüt düüüt düüüüüüt
-
ucan kedi adlı yazarı parça parça yapmak
-
dexer yarın bi tak söylemeyecek
-
ekşi sözlüğü silkeyim
-
temtar ne demek beyler
-
pkk lılar şimdi ne iş yapacak
-
ah be ümit özdağ
-
hüsnü mubareğe neden hüsnü mubarek demişler
-
kamyoncu abi 1 hafta içinde
-
beyler memati bizi ekşide kötülüyor
-
yozgat yolculuğu başlasınnnn
-
bu elemandan korkuyordum
-
bu düğün dernek işleri ne uyuz la
-
ramstein evlilik ne zaman kanzi
-
pop müzik ile kalça göbek dansı yapıyorum
-
evvet bugün bu işyerinde son günüm
-
ulu orta pempe deliğimi parçalayan bakkal amca
-
kedi nerde lan amk
- / 1