1. 2951.
    +2
    iyi geceler panpalar, 15-20 dakikaya gelip 3-4 part atıcam, bu akşamlık az artık idare edicez *
    ···
  2. 2952.
    0
    beyler münir özkul ölmüş???
    ···
  3. 2953.
    0
    i listen to you. hadi panpa.
    ···
  4. 2954.
    +15
    tesadüfleri seven sadece aşk değildir beyler, bazen öyle tesadüflerle karşı karlıya kalırsınız ki "oha lan dizi senaryosu olsa bu kadar olmaz" dersiniz,
    ki ben bu konudan epey muzdaripim bildiğiniz gibi, alın, buyrun size bunu destekleyen bir örnek daha işte:

    tuvaletten fırlamış, sınıfa doğru gidiyorum, kafam az önce yaptığım hareketin sonuçlarının neler olabileceğini çözmeye çalışırken fanı yetersiz pc kasaları gibi uğulduyor, kasmış durumda.. elim..kırmadım inşallah..ta elmacık kemiğine nasıl denk getirebildim hay aq ya..insan çeneye yanağa filan vurur, resmen duvara yumruk atmış gibiyim, tam sınıfa giricem bir ses beni durdurdu,

    "delikanlı! kaptan!" kafamı çevirdim, anaa, bizim çatlak bedenci el etmiş bana doğru geliyor yarı gülümseyerek, durdum kapının önünde,

    "hah, seni gördüğüm iyi oldu, dekan beyin yanından geliyorum, bu sene okul çapında basket takımı seçmeleri olacak biliyorsun değil mi? haftaya perşembe, katılıyorsunuz muhakkak çocuklar! ben zaten haber yollayıp yine toplayacağım sizleri bir öğle arası dsfdsgadfsg agfdsgfsjgfgjlafg jgafglfkadgflgafdkgbmfadlgfşdsgfdşl"

    ne diyon sen hoca allahını seversen? ne seçmesi, takımı, benim kafam 1 milyon şu anda.. dediklerinin devdıbını anlamadım, başımdan savmak istiyordum, tek istediğim sırama gidip bi nefeslenmekti..kim bilir önümüzdeki 1 saat nasıl geçecekti..lan askeri inzibatlar gibi sınıftan almasınlar beni? zütüm atıyor zaten.. sesim titreyerek konuştum:

    "hocam..bu sene katılmayı düşünmüyorum ben açıkcası.."

    "nee?! olur mu öyle şey yahu? o geçen seneki takımın hepsini istiyorum bak, dersi verdik nasılsa diye sakın sallayayım demeyin * " yarı kızgın yarı babacan tavrıyla beni payladı.

    "hocam valla.. takım için sorunlar filan oldu biliyorsunuz, ben artık daha fazla takım vb. işlerine girmek istemiyorum, gene basketimi oynuyorum ben zaten kendi halimde.."

    lan, tsigalko salağı..sen ne dediğinin farkında mısın? takım için sorun morun? lan dıbına koduğumun salağı, o takım için sorunun kaynağı şu anda hala tuvalette yerde yatıyor amın oğlu?

    zaten devirdiğim çamı daha laflar ağzımdan çıkarken farkettim, cümlenin sonuna doğru sesim resmen miyavlamaya dönüştü..
    hay aq, nerden karıştırdım şimdi o meseleyi.. kendimi salak raskolnikov gibi hissediyorum anasını satayım.. iyice ateş bastı..

    hoca,

    "sorun morun olmaz, sporcusunuz hepiniz, çözeriz beraberce.. haftaya perşembe bak, bekliyorum ona göre, seni özellikle takip edicem ;)"

    eh aq..eh..aldık başımıza belayı..

    sonra birden derinden gelen bir sızlamayla düşüncelerden sıyrıldım.. elim... tabi ya! benim elim sakat olm.. seçmeye filan katılamam ben... lan az önce dezavantajım olan durum şimdi işime yaramaya başlamıştı..

    sevindiğim, hesapladığım şeylere bak.. iyice kafam karıştı belli..
    Tümünü Göster
    ···
  5. 2955.
    +14
    http://fizy.com/tr#s/156b7w (bunu açmadan okumayın lan bence ahahaha)

    gittim ebrunun yanına oturdum..ama dizlerim zangırdıyor... of..gibicem ne yaptım lan ben..gerizekalı herif lise mi burası? ama bunu zaten yeterince tartışmadım mı kendimle? zaten uzlaşmadım mı?..yok..ben yapmak zorunda olduğumu yaptım aksi takdirde o içimdeki sinir beni mahvederdi..boşaltmam şarttı..şimdiyse içimdeki tek duygu, korkunç bir tedirginlik... ve bu duygu da fena halde tanıdık bana,

    aslında hepimize tanıdık, öyle değil mi? ilkokulda kantin cdıbını kırdığımızda da(şut ve gol) 4. sınıfta yan sınıf öğrencisinin dudağını kanattığımda da, ya da azar işittirme katsayısı yüksek olan bilimum yaramazlık sonrasında duyduğum, hepimizin duyduğu bu his..bu duygu..etrafta herkes bir şeyler uğraşır, herkesin hayatı normal gibidir, bir şeylerden konuşurlar, ama siz, yüzünüze basan ateşin, avuçlarınızdaki soğumanın ve dizlerinizin uyuşmasının-zangırdamasının etkisi altındasınızdır..konuşulanları duymaz, baktığınız yeri görmezsiniz..aklınız aynı soru vardır "ne olucak lan şimdi?"

    biz bu duruma halk arasında kısaca "yusuf yusuf" sendromu diyoruz ve eminim ki hepiniz özellikle de ilkokulda, yaptığınız yaramazlıklar sonrasında bu sendromu yaşamışsınızdır,

    hem de verilebilecek en büyük ceza, müdür tarafından yanağınıza vurulacak bir tokat olduğu halde..

    ya şimdi?

    burası ne ilkokul ne de lise..burada müdür, ya da tokat yok..muhtemelen sınıftan da almazlar beni, zira nöbetçi öğrenci de yok..

    ne olacak lan o zaman? ne yapacaklar bana?
    ···
  6. 2956.
    +4
    Rahat ol panpa acımıyacak *
    ···
  7. 2957.
    +16
    dakikalar saat gibi geldi.. dıştan değil belki ama içten terliyorum aq, böyle oluk oluk, soğuk soğuk akıyor..bir huur çocuğu yüzünden hayatımı mı karartım lan yoksa?

    bendeki gerginliği, sıra arkadaşım, sevgili sevdiceğim de farketti tabi, elini sırtıma koydu,

    "tsigalko, bir sorun mu var canım?"

    "yoo, yok" bir şey yok gibisinden kafamı sallamaya çalıştım ama ayarını kaçırdım sanırım, tik gibi bir hareket oldu böyle, ani. bunun kaşlar havaya kalktı "allah allah?" der gibi..

    önümü döndüm, ellerim dizlerimin üzerinde, titremelerini bastırmaya çalışıyor, böyle hem üşüme geliyor, hem sıcak basıyor, abuk subuk durumdayım..

    neyse,

    öyle böyle derken, vakit epey geçti, hoca geldi, derse girdi..ben biraz rahatlamakla beraber, dışarıda bir yerlerde, benim kesinlikle kontrol edememekte olduğum ve lanet olsun ki tamamiyle beni ilgilendiren bir şeyler olmakta...

    bir tak anlamaksızın ders geçti, öğlen arasına giricez, ama ben sıramdan kalkmak istemiyorum, sanki sınıfın kapısından adım attığım anda jandarmalar gelip zütüreceklermiş gibi geliyor aq.. ayrıca elim de bildiğin mundar olmuş durumda.. tedirginliğim acısını biraz gölgelesede, kesin bir taklar oldu yani.. kırılmamıştır kırılsa öyle duramam her halde * * . ama bir sıkıntı var.. artık çatlak mı patlak mı her ne taksa.. orta ve yüzük parmağım şişmiş sanki biraz.. acıyor bükmeye çalışınca..

    ebru, "canım, öğlen arası oldu farkında mısın? * hadi kalk artık, sonra da ne oldu anlat.."

    "ne..ha..bir şey yok be kızım..ben gelmek istemiyorum.. yemicem bir şey.. canım istemiyor.."

    "tsigalkooo! hadi ama ya bebek misin, kalk şurdan..ne var elinde?"

    "ne..ne var, bir şey yok be.."

    ellerim dersin başından beri sıranın altında birbirine kenetli ve sabit.. bunu da gözünden kaçırmamış.. gerçi benim de bir şey saklayacak bir takatim de yoktu ya.

    ellerimi açıp gösterdim, bir şey yok gibisinden.. parmaklarıma yine bir sancı saplandı.. normalde "ahh" deyip buruşması gereken yüzüm "bak!" dedi abartılı bir neşe ve yüksek perdeden bir sesle, "bir şey yok" gülümsedim..ama joker gülümsemesi yani.. maske..

    "iyi tamam o zaman, hadi gel, dışarı çıkıyoruz.. hadisene be?"

    lan..lan ebru.. yeterince şüphe yaratmıştım.. ağır ağır kalktım yerimden.."iyi hadi.. bizim kantine gitmeyelim ama.."

    "neden ne var bizim kantinde? belli belli senin bir sıkıntın var gene.. anlatıcaksın"

    "ya kızım bir şey yok bee delirtme adamı, farklı bir yere gidelim diye dedim.. hemen nerelere çekiyorsun.."

    "tamam nereye istiyorsan oraya gideriz..ama bir şey var yani, ne ile ilgili bilmiyorum ama anlarım ben."

    dıbına koyim senin..

    sol elimi uzattım, tutuştuk, attığım her adımda diğer elim acıyor.. yanıma sabitlesem, istiklal marşı okur gibi olucam.. hazır ol pozisyonunda..

    lan bu elimi nereye soksam ben.. sallandıkça acıyor..
    Tümünü Göster
    ···
  8. 2958.
    +4
    hatrım varsa biraz çabuk reyiz. çok çalışmam lazım bu gecee.
    ···
  9. 2959.
    0
    reserved
    ···
  10. 2960.
    +11
    http://fizy.com/tr#s/1aht1k

    o gün, ebrunun "ya bak her şeyi konuşucaktın hani?" "bir şeyin var senin?" "ne zaman anlatıcaksın?" ısrarları,

    benim elimin yavaş yavaş sızıya dönüşen ağrısı,

    üzerimdeki belli bir seviyenin altına inmeyi reddeden tedirginlik ve endişe ile geçti..

    ne dersi ne de etrafımı dinleyebildim, doğru dürüst bir şey de yemedim..lan yumruğu atan mı benim, yiyen mi benim anlamadım aq..

    hem, serhata ne oldu lan acaba? derse de gelmedi..bir daha da görmedim? ne oldu lan..ne olacak lan..lan! lan dıbına koyucam haaa!

    ebruya da en sonunda buna benzer bir sertlikle (tabi dıbına koyma tehdidi olmaksızın) kızdım, "kızım yeter ama artık bak! yok dediysek yoktur, kalbini kırdıracaksın zorla."

    bu postadan sonra bir daha sormadı..ama bariz şekilde bozuk attı çıkışa kadar..susturmayı başarmıştım ama bedeli de büyük olmuştu.

    en sonunda, bunu minibüsüne bindirmeden önce, sarılıp boynuna öpücükler kondurarak, yorgun bir fısıltıyla,

    "canım..çok kötü hissediyorum şu an..toparlar toparlamaz anlatacağım" dedim. yüzüne yapay bir acıyla baktım, buruk bir gülümseme yerleştirdim dudaklarıma "bak değişik bir sorun var, anlayış göster" der gibi.
    konuşma gereği duymadan, gözlerini kırptı, tamam dercesine, gülümseyip bu kez ona sarıldı, "tamam, ne zaman anlatırsan dinlerim, yanındayım" demekti bu da.

    aramızdaki soğukluğu kaldırdığıma inanmış bir vaziyette onu yolcu ettim..

    peki acaba ben şimdi bu kafayla yurdun yolunu bulabilecek miydim?
    ···
  11. 2961.
    +1 -1
    @1 kaç nolu entryde bin oldun lan? adam 100 sayfa yazmış amk..
    ···
  12. 2962.
    0
    way amk muhabbete bak arkadaş
    ···
  13. 2963.
    +1 -1
    sa beyler, anca geldim hikayeye.
    ···
  14. 2964.
    +19
    haftanın son günü geldi. dün gece zor uyudum aq..elimin acısı bir yandan, kafamın karışıklığı bir yandan..bu olay böyle kapanmazdı biliyorum.. eğer disiplin tarzı bir soruşturma olmayacaksa bile, serhat kendi yöntemiyle intikam almayı deneyebilirdi.. neyse ki benim o tarz korkularım yok, sakin, barışçıl bir adamım ama eğer tepemin tası atarsa mermiye kafa atarım, kimseden de korkum olmaz..

    tabi bunda laz oğlu olmamın ve sülalenin %90 ının silahlı ve belalı ( :p) olmasının da etkisi olsa gerek.

    bende de büyük amcamın (dedemin kardeşi) üniversiteden mezuniyetime hediye olarak verdiği 9mm lik smith&wesson marka bir ruhsatlı tabanca mevcuttur, aldığım ilk gün haricinde bir kere daha kutusunda çıkarmışlığım yoktur aq..ne işim olur benim silahla.. adettendir diye kabul ettik işte.. görende polis akademisinden mezun oldu sanacak *

    her neyse.. öncesindeyse o gün akşam okuldan dönünce elimin acısı artınca farklı bir bahane uydurup (basketbol.avi) yurt yöneticisine haber verdim, buz muz ilaç bandaj, ne tak varsa bir el atalım aq, parmaklar kelem dolması gibi oldu..
    özel yurdun faydaları işte, adam beni alıp acile zütürdü lan, elime baktılar bilmem ne..röntgen için daha erken gelmek gerekiyor tabi, ertesi gün tekrar gidicez, şimdilik züte bir iğne yedim ağrı kesici babında, başka da pek bir şey yapmadılar.

    cuma günü ise, üzerimdeki tedirginlik biraz azalmış vaziyette okula vardım. bugün alttan dersim var.
    ···
  15. 2965.
    +5
    panpalar son partı girip kaçayım,
    ···
  16. 2966.
    +20
    http://fizy.com/tr#s/25yxje

    benim için sıradan, hatta aslına bakarsınız üzerimdeki tedirginliklerden ve yediğim halttan ötürü kötü başlayan bu günün, hayatımın değişmesinde çok önemli bir basamak olacağını elbette bilemezdim..

    binlik dediğimiz kavram, aslında biraz teknik ve tıbbi olarak ele alacak olursak, kendine güveni yüksek, kadınların dilinden anlayan, bazı hormonları filan biraz daha fazla ya da farklı salgılanan, çekici ve ayartıcı erkek demek gibi bir şey oluyor. bir nevi huylarımızın, fiziksel görünüşümüzün, biyolojik özelliklerimizin ve az miktarda da çevremizin etkisi, bizim ne kadar bin olduğumuz konusunda belirleyici faktör oluyor.

    o nedenle ki, "bin olunmaz, bin doğulur" lafı büyük ölçüde doğru, keza bu kategoride yer alma şerefi*, genelde doğuştan, genlerle sahip olunabilecek, allah vergisi bir durum. çevre, sizde bulunan bu özelliği ya biraz törpülüyor, ya da sivriltiyor, artık nasıl denk gelirseniz.

    ama sonuç olarak, binseniz, binsinizdir. yani kalemseniz, kalemsinizdir, sizi açacak bir kalemtıraş bulamadıysanız, ucunuz biraz kalındır evet, ama bu sizin kalem olduğunuz gerçeğini değiştirmez, eğer sizi sivriltecek bir kalemtıraş bulduysanız, zaten başka da söze gerek kalmaz.

    bu kalemtıraş = çevre,aile.

    kantine gidip birazdan gireceğim ders öncesi zaman geçirmeye başladım..hımm..yeni bir sınıf, yeni insanlar..eğer sap olsaydım aynı zamanda yeni kızlar..ama aynı ders..dıbına koyim mustafa hocam..kusura bakmayın ama koyim yani..neyse..her şeyde bir hayır vardır..vardı da..

    neyse ki bu alttan kalma mevzusu kendi derslerimi almama engel olmadı, 8 saat kredimiz varmış, ben sadece 4 ünü kullanıyor olacağım.

    bir yandan bu ders meselelerini düşünürken, bir yandan da, biraz sonra gireceğim ve kendilerinden 1 sene daha tecrübeli (hem de ne tecrübeler aq..) olduğum insan topluluğunun arasına uyum sağlayıp sağlayamayacağımı düşünüyorum. gerçi sağlasam ne olur, sağlamasam ne olur aq, haftada 4 saat, o da zorunlu değil yani, bakmayın ben dersi geçebileyim diye gidiyorum, yoksa bir kaç saat daha fazladan uyumak da benim elimde..ama yine de bu yeni (hem bana, hem de birbirlerine yeni) ortamın benim için güzel başlangıçlar yapılabilecek bir yer olabileceğine inanıyorum.

    tamam bu dönem 1 dersim kalmış olabilir, ama 2. dönemde de 2 tane var ve ilerleyen yıllarda da ne olacağını kimse bilemez..o yüzden alt sınıflarla, özellikle de bir alt sınıfınızla aranızı iyi tutmanız lazım. not, quiz haberleri, ödev haberleri vb. açısından yani..

    ben de geçen senenin ardında zaten üzerimden ölü toprağını atıp cool ve muhabbetli çocuk havasına girdiğim için, onlarla kaynaşmam zor olmayacak diye düşünüyorum.

    boş boş oturmak istemedim, gittim, çikolata almak için küçük kantin kuyruğuna girdim..çikolataya bayılırım. o ara dalgın dalgın etrafı seyrederken bir iki kişi önümdeki çocuğu birine benzettim gibi geldi..allah allah..neyse bu aldı, yanımdan geçerken o da bana baktı şöyle bir, ben de baktım bir daha..kesin tanıyorum tamam..o da tanıyor hatta da, nerden?

    çikolatamı aldım tekrar masaya dönüyorum düşüne düşüne..hay allah ya..bu elemanı nerden gözüm ısırıyor beni?
    kafamı şöyle bir çevirdim, baktım masanın birinde iki tane hatunla oturuyor bu, bir kaç saniye inceledim, bu da baktı bir an..

    hatırladım muallakler..bizim liseden bu çocuk tamam..hatta adıda alper miydi, alperen miydi..alperdi galiba..her neyse..vay amk, o da mı burayı kazanmış? bizim kantinde olduğuna göre, mühendislik ama hangisi acaba..

    çocuk bizim bir alt dönemimizdendi, yani biz 11 ken bu 10 sınıftaydı, az çok muhabbetim vardı, zaten herkesle selamlaşırdım hemen hemen, bununla da bir kaç kere aynı ortamda kelam etmişliğimiz var.
    neyse ben böyle düşünürken bu ve yanındaki kızlar masadan kalktılar gidiyorlar, sonra kantin kapısının önünde bu kızlara bir şey söyledi, onlar gittiler, baktım eleman bana doğru geliyor,

    emin olamayan bir yüz ifadesi ve gülümsemeyle, "selam, ben bir şey sorucam size ama?" dedi,

    "gazi anadolu?" dedim ben de karşılık olarak,

    "aynen ya aynen * " parmak şıklattı, "tsigalkoydu değil mi?"

    güldüm, "alper-en?"

    "alper * "

    "hah alper, ya ben de diyorum nerden tanıyorum * hayırlı olsun, bu sene yenisin demi?"

    "evet, bu sene girdim zaten sınava"

    "doğru bir alt sınıftaydın sen, otursana"

    "birazdan ders başlayacak ama.. neyse * "

    "hangi bölüm?"

    "xxxxxx"

    "hadi ya? e ben de, hatta birazdan dersim var sizinle * "

    "ooo, meslektaşız desene, alttan ders gibi bir şey mi?"

    "aynen ya, kaldık geçen sene..birazdan çıkarız sınıfa, mustafa hoca genelde 10 dakika rötarlı gelir zaten * "

    "hım anladım * nasıl zor mu abi ya?"

    "ya, çok da zor değil aslında ama..çalışmadık..ilk senenin incinlığı işte..bir de başka meseleler filan ;)"

    "hea anladım * bakalım biz napıcaz, sen tecrübelisindir ya elimizden tutarsın"

    "eyvallah, ayarlarız ya not mot ;)"

    bu şekilde 3-5 dakika daha konuştuktan sonra, eski okulumdan tanıdığım, yeni okulumdansa arkadaşım statüsüne yükselme potansiyeli olan alper le sınıfa doğru ilerlemeye başladık..

    iyi çocuktu buda hatırlıyorum, ortamcı takılırdı ama vitaminsizdi biraz, eh son sene biraz büyümüş, sevimli bir tip, babyface derler ya (hani şu geçen sene benim de az çok olduğum tür) öyle bir çocuk.

    eh iyi ya, sonuçta tanıdığım eleman, bunların arasına karışırım, uyum süreci kısalır, iyi oldu bu..kontağı erken sağladım.

    muhtemelen o da benzer şeyleri düşünüyordur, ne de olsa üst sınıfım, not mot, bilgi, tecrübe, tavsiye açısından benden faydalanabilir,

    ortam olarak da benden faydalanabileceğini düşünüyor olabilir, nede olsa üst sınıfım, kaldı ki dediğim gibi, bu çocuk o tarz şeyleri seviyordu hatırladığım kadarıyla, ortam delisi denemez de (serhat yavşağı gibi değil) hani düğünün "kamberi" diyebiliriz *

    ama eğer ortam beklentisi varsa biraz hayal kırıklığına uğrayabilirdi, zira ben kendi sınıfımda bile düne kadar yalnız bir adamdım..

    evet, beni kullabilirdi, ben de onu, şimdi böyle söyleyince biraz tuhaf geliyor kulağınıza biliyorum ama üniversitede, özellikle de sınıflar arası arkadaşlıklar genelde böyledir beyler, ister beğenin ister beğenmeyin..ha çok kafanız uyuşan adam olur, onunla dost kanka olursunuz ama, %90 ı menfaat ilişkisi..

    bizim menfaaet ilişkimize gelince,

    ben onun benden daha fazla çıkar sağlayacağını düşünüyordum (ki rahatsız da değilim bu durumdan, hoş zütümü isteyecek hali yok)..

    ama durumun tam tersi olacağını nereden bilebilirdim... * * *
    Tümünü Göster
    ···
  17. 2967.
    +3
    takip eden panpalara iyi geceler, bir-iki gece filan yazamama durumu olabilir, ama haftasonu acısını çıkarırız zaten her türlü ;)
    ···
  18. 2968.
    0
    iyi geceler karşim. biliyorsun ben uyumaaam.
    ···
  19. 2969.
    +2
    yarın gel mübarek adam *
    ···
  20. 2970.
    +7
    @tgibalgo salak raskolnikov o gün yeni kıyafetlerini giymişti. serhata yumruk attıktan sonra doğruca samanpazarına yöneldi.
    güldürdün panpa. ellerine sağlık. yeni partları bekliyoruz
    ···