1. 4626.
    +2
    valla ailecek okumaktayız reyiz ne diyek takipteyiz yani
    ···
  2. 4627.
    0
    reserved
    ···
  3. 4628.
    +5 -1
    yılın son kick taks antrenmanından çıkmış, yurda doğru ilerliyordum,

    günlerden perşembe olsa gerek..

    yarı yolda telefonum çaldı,

    yorgun kollarım için onu çantadan çıkarmak eziyet olsa da bilmem kaçıncı çalışında nihayet ulaşıp cevaplayabildim,

    "alo, ceyda?"

    "naber?"

    "ee..iyi?..sen?"

    "iyi.. nerdesin, napıyorsun?"

    "iyi.. antrenmandan çıktım.. yorgunum epey"

    "anladım.. yarın geliyorsun demi?"

    "nereye? heaa, derse mi? evet tabi.."

    "iyi.. konuşmamız lazım.."

    "tamam..iyi.. konuşuruz?"

    "tamam o zaman.. görüşürüz.."

    "görüşürüz..eee, ceyda?"

    "efendim?"

    "bu gece de görüşebiliriz istersen?"

    "işim var gelemem.."

    "haa..iyi.."

    "... "

    "iyi madem ya..yarın.. yarın konuşuruz.."

    "... görüşürüz... "

    "görüşürüz (:"

    ceyda ile yanımdan hışımla kalkıp gittiğinden beri konuşmuyorduk, yani, en azından o benle konuşmuyordu sanırım..ben hala orçun modundaydım..

    "acaba bana posta mı koyacak?" diye düşündüm.. olur mu olur.. olursa ne olur.. üzülür müyüm? üzülürüm tabi lan.. ceyda o..biricik sevgilim..

    bu düşünce bir den vücudumu sarıp terli sırtımı ürpertti..

    ama böyle bir şey olmazdı herhalde..
    muhtemelen, içinde kalan bir kaç şeyi söyleyecek, belki kısa bir nutuk çekecekti.. klagib hatun halleri..

    tabi bunu ceyda da görmek garip, ama şikayet ediyor da değilim.. yoksa ciddi ciddi hatunu uzaylı sanacağım valla..

    ertesi gün oldu,
    ···
  4. 4629.
    0
    Takipteyiz reyiz hızlı
    ···
  5. 4630.
    +1
    mine barda baterist çocuğa yazınca gözümden düşmüştü de ebruya çok üzüldüm lan hikayenin sonunda en mutlu o olsun kalanınızın amg :D
    ···
  6. 4631.
    0
    Mine ne ara yazdı ya ama en çok onu seviyodu bence
    ···
  7. 4632.
    +11 -1
    http://fizy.com/#s/1ajek9

    alt sınıfla dersime girdim,
    bilerek erken gitmedim ki konuşmamız öğlene kalsın, sabah sabah mülakata girecek halde değildim..

    tabi arada biraz soğukluk var biraz malum, ceyda beni görünce her zamanki gibi boynuma atılmadı, bu kez inadına yapar gibi, ona ben sarıldım,
    ayrılıp yüzünün önüne gelen saçlarını sevecenlikle kulağının arkasına ittirdim,

    "naber canım?"

    böyle bir giriş beklemeyen kız afalladı,

    "i..iyi?"

    "nerde oturuyorsun?"

    sırasına gittik, yanına oturdum, hoca da az sonra geldi zaten,

    benim sanki hiç bir yokmuş gibi davranmam, hoşuna gitti mi bilemiyorum ama epey şaşırttı onu, arada devamlı tuhaf tuhaf bana bakıyor yandan.

    ben de kafamı çevirdim, göz göze gelince gülümseyip yanağından makas aldım sevecenlikle..bu da dayanamayıp, hala şaşkın bir vaziyette gülümsedi..
    dersin kaynama sıcaklığına yaklaştığı klagib anlardan birinde bana dönüp,
    "konuşmamız gereken şeyler var biliyorsun değil mi?" dedi tam olarak oturtamadığı bir yüz ifadesiyle, hani, gülümsese, gülümseyemiyor, e benim bu sıcak ve sorun yokmuş gibi aksettiren davranışlarımdan sonra kızmaya da kızamıyor..

    "konuşuruz bitanem" dedim "ne zaman istersen ;)", dingin ve anlayışlı bir şekilde..

    gözlerini kırpıştırıp hafifçe gülümsedi..

    aradaki hava iyice yumuşamıştı, dersin bitişini bekledik,
    nihayetinde yeniden mühendislik kantinindeydik,

    oturduk, gittik çay ve top kek aldım (mavi ambalajın içindeki fındıklılar favorimdi),

    karşısına geçtim, top kekimi açtım, bir ısırık aldım, kırıklar ağzıma yüzüme bulaşmış halde gülümsedim, "ee konuş bakalım" diyordum gözlerimle..

    anlam veremeden, tip tip süzmeye devam etti, sonra konuştu,

    "tsigalko?..iyi miyiz?..yani?"

    omuz silktim, "iyiyiz? neden? (:"

    "bilmem..pek öyle gibi görünmüyordu sanki ama..bu sabaha kadar?"

    "bence iyiyiz" dedim masum masum gülümseyerek, tam tokatlık bir ifadem olsa gerek, "sence?" deyip kaşlarımı küçük emrah moduna aldım..

    gülmeye başladı, "ya..çok acayip bir adamsın sen..iki gündür mesaj bile atmadın..dün ben aradım..sen suçlu olmana rağmen ve... bugün? sanki hiç bir şey olmamış gibi davra.."

    "ne oldu ki?" dedim aniden..atmosferim değişmişti.."neden suçluyum?!"

    deminden beri iyi çocuk olmaya çalışan tsigalkoyu kızdırmayı başardığı için bu kez ceyda savunmaya geçti,

    "tartışmıştık diye hatırlıyorum yani..en son.."

    "olabilir..sevgililer tartışır da, sevişir de..bence bir sorun yok o olaydan ötürü, sence varsa, söyle, çözelim?"

    yutkundu ve karşısındaki dengesiz varlığa bakarak (ki o benim) söyleyeceklerine karar vermeye çalıştı..yüz ifadesinden ram lerini %99 la kullandığını anlayabiliyordum..ana kartı yakmaz umarım (:
    Tümünü Göster
    ···
  8. 4633.
    +6 -2
    http://fizy.com/#s/1ajekg

    sonunda karar verdi,

    "iyi..o zaman bence de yok..sorun.." deyip buruk şekilde gülümsedi,

    içime sinmemişti,

    "canım..cidden bak, seni rahatsız eden neyse söyle, tırsmana gerek yok (:"

    nasıl tırsmayayım der gibi bir hareket yaptı, güldüm, ellerine uzanıp benimkilerin arasına aldım, rahatlatmaya çalıştım,

    "ceyda, konuşarak çözemeyeceğimiz hiç bir şey yok?"

    "işte ben de onu diyordum..tartıştığımız gün..sense bu günkünün tam tersi bir haldeydin.."

    "olabilir canım..insanlık hali..durumlar değişebilir..ama şimdi de diyorum ki, ceyda, ne istiyorsan söyle, paylaş benimle ;)"

    nihayet sadede geldi,

    "ebruyla..ebru hakkında yani..şey..öff çok salakça bir şeydi zaten boş ver ya..ben de pek sağlıklı düşünemiyormuşum o gün belli ki"

    "söyle söyle ya lütfen..ebruyla ne? hala aramızda bir şeyler mi var? diye soracaksın"

    "ya hayır..tam olarak öyle değil..bir şey olmadığını biliyorum da.."

    "bak ceydacım, ben sadece, o gün onu öyle görünce üzüldüm tamam mı? yani, tamam ayrılırken zaten asıl haltın babasını yedim, hatta sevmediğim halde çıkarken..ama yine de, o gün onu öyle görünce..:/"

    elleri yüzüme uzandı,

    "anlıyorum..özür dilerim o gün öyle üzerine geldiğim için.."

    "yok canım..ben özür dilerim..salak salak hallere girdim..etkilenmemem gerekirdi evet..ama ne yapayım..öyle kolay değil bu işler..hem ebru sıradan bir kız değildi..bunu hak etmedi yani.."

    deminden beri yeniden gülmeye başlayan yüzü son bir kaç kelimemden sonra yeniden bir anlığına karardı..
    keşke yanında ebruyu övmeseydim..pff..ama yalan değil ki..ebruya bu yapılmazdı..

    yarı bozuk şekilde yeniden arkasına yaslandı,

    "tamam..neyse..olan olmuş..önemli olan birbirimizden özür bile dileyebilecek olgunlukta olmak zaten.."

    "bence de..cidden ceyda, kusura bakma..senle ve bizle hiç bir ilgisi yok.."

    "biliyorum (:..güzel şeylerden konuşalım artık..ee, yılbaşı partinizden ne haber?"

    konunun değişmesini sevinçle karşıladım, o andan itibaren artık ebru meselesi kapanmış, ceyda ise günlerdir hazırladığı ve bu sabah üzerime fışkırtmak niyetinde olduğu lafları, benim manipülasyonum sonucu yutmak zorunda kalmıştı..bir tartışmadan daha en az zararla sıyrılmayı başarmıştım..

    öte yandan, ebru meselesi, içimde çok daha farklı bir boyuttaydı..
    ceydanın farkettiğinden ve kendi sandığımdan çok daha fazla etkilenmiştim aslında..tabi bunda sadece karşılaşma değil, sonrasındaki durumlarında etkisi var,
    bir kere ebru bir sonraki derse gelmedi..onu oraya bağlamam biraz saçma ve egoist bir düşünce olabilir, ama sonuçta gelmedi yani..olanı söylüyorum aq..
    sonraki 1-2 gündeyse, her zamankinden de sessiz ve ölü göründü..sanki dışarıyla tüm bağlantılarını koparmış gibiydi..
    benim ayşen sonrası ve mineden ayrıldıktan sonra yalnız kaldığım döneme benzetmiştim onun ruh halini..ya da aslında karşılaşma öncesiyle aynı durumdaydı, değişen bir şey yoktu da, sadece ben onu daha fazla izlemeye başladığım için sanki farklılık var gibi görüyor olabilirdim..

    sahi, iyi de neden daha fazla izliyordum ki onu?
    sonunda zincirinden boşalıp sınıfın ortasında ağlamasını filan mı bekliyordum?
    ya da bana doğru bakıp, gözleriyle başka mesajlar daha vermesini mi?
    ya da herhangi bir şey..

    neden hala önemsiyordum tepkilerini?..
    suçluluk duygusu muydu?
    yoksa vicdan azabı mı?
    belki de, katilin cinayet mahalline dönme arzusunun, gönül cinayetine uyarlanmış haliydi benim düşüncelerim..

    cinayet mahalline mi dönmek istiyordum?
    ne için?
    yakalanayım diye mi?..
    Tümünü Göster
    ···
  9. 4634.
    0
    rezereved devam panpa
    ···
  10. 4635.
    +5 -1
    okul çıkışı, herkes birbirine "seneye görüşürüz" esprisini yapıp iğrençleşe dursun, ben kolumda ceyda ile, alper ve nurettin e de iyi yeni yıl dileklerimi iletmiş, servislere doğru ilerliyordum,

    yolu yarılamıştım ki arkadan gevrek bir ses beni durdurdu,

    "delikanlı?..delikanlı.. basketçi?"

    nihayet üzerime alınıp döndüm ki, bizim karete kid bedenciyle karşılaştım,

    "aa hocam merabalar (: ( pff..)"

    "naber" deyip elini omzuma koydu, "seçmelere gelmedin hani?"

    "eeüü hocam.."

    "bak vallahi sen kaybediyorsun ona göre.. kastın da kastın kendini yahuu?" deyip şakadan azarladı..

    aq kurtulamıcam galiba bu adamdan ben..

    aslında, niye kurtulmak isteyeyim ki?

    "hocam kusura bakmayın cidden, yoğundum o ara dersler filan.."

    "hadi canım sende" deyip ti ye aldı beni, gözü ceydaya kaydı, ben de baktım, bizim kız saf saf gülümsüyor,

    "merabalar hocam" dedi sevimli sevimli,

    "merabalar hanım efendi, senin dersine de giriyorum değil mi bu yıl?"

    "evet hocam, 1. sınıfım ben (:"

    "haa diyorum gözüm bir yerden ısırıyor"

    muallak az değilsin sen zaten, bir kızları bir de basketçileri gözden kaçırmaz.. fetiş midir nedir..

    baktım hatunu zütürüyorlar, lafa girdim,

    "şey, hocam, şimdi katılma imkanı var mı?"

    "şimdi? kafana taş filan mı düştü evladım?"

    "(: yok yani, eğer hala gelinebiliyorsa.."

    "geç kaldın geeeç.. seçmeler bitti, antrenmanlar yapıldı, maçlar başladı, günaydın" deyip omzumu kavrayan elini iyice sıktı..

    "eh madem.." dedim güya pişman göründüm..

    "iyi seneler hocam" dedik sonra neşeyle,o da bize iyi seneler diledikten sonra yeniden servisler yönünde hareketlenmiştik ki, karete kid seslendi,

    "hişt, bana bak, basketçi"

    "e..evet hocam?"

    "salı-perşembe, 5-7 arası antrenmanlar, kapalı salonda"

    "nasıl?"

    "haftaya salı göreyim senide"

    "aa, sağolun hocam (: , gelicem (:"

    ceyda ile bakıştık,

    "hadi hayırlı olsun, basketçii (:"

    "dalga geçme be (: öff.. gebericem resmen ya.."

    "ee sen kaşındın?"

    "neyse ya..sevdiğim şey sonuçta.."

    sevdiğim şey de, lan haftanın 5 günü de spor yapılmaz ki aq..düşüp kalmasam bari oralarda..
    ···
  11. 4636.
    +2
    hadi panpa takipteyiz. kantindeki çapkın kız ceydanın gözdeliğini yitirdiği ve sıkmaya başladığı zamanlarda iyi gelecek gibi geliyor bana hadi hayırlısı
    ···
  12. 4637.
    +10 -2
    http://fizy.com/#s/1agu5b

    vee..yılbaşı gelip çatar..

    peki bu özel günde,bile isteye kendini yurda kapamış 20 küsür erkek ne yapar?

    ne yapmaz ki?

    baştan söyleyeyim, dansöz gelmedi (:

    ama roman ekibi bulmaz, klarket, keman, darbuka, ne varsa geldi..

    yurt yöneticilerinden, ve bilumum insandan izinler çoktan alınmış, her şey düşünülmüş, bütün detaylar halledilmiş, çocukları kutlamak lazım..

    yemek-tv salonundaki fazlalıklar bir kenarıya yığılmış, saldalyeler, masalar, yeniden düzenlemiş, camlara karı gibi spreyler filan sıkmışlar,
    yarım metre var yok, ışıklı bir çam ağacı var ki epey "züte sokma" esprisine konu oldu kendisi..

    içki çeşitlerine girmeyeceğim hiç, sayıp tanımlamak için apayrı bir paragraf lazım, hayatımda ilk defa gördüğüm şişeler, renk renk içecekler, kokteyl malzemeleri..

    lan mavi içki mi olur aq..ben içmedim, rengi renk değildi aq tırsmışım..

    şaraptır, biradır takıldım, iki tane tekila attım,

    bu arada şaraplarımız şirinceden,
    meyvelileri harikaydı özellikle de karadut, yarım şişe içmiş olabilirim.

    biraz içip kafayı bulunca, zaten her şey size güzel gelmeye başlıyor, klarnet ve darbukayla birleşen çakırkeyflik, şakacı arkadaşların birbirlerine yaptığı atraksiyonlar, hoplaya zıplaya sağa sola savrula savrula iyice dönen dünya derken,

    nefis yemekler, harikulade bir müzik ve tv de açık olan, arada gözümüzü kaydırdığımız kulağımız kabarttığımız beyaz şov eşliğinde yeni yıla doğru dakika dakika ilerledik,

    ondan geriye bağıra bağıra saydık,kalabalık ve coşkulu güruhun arasında kendimi taksimde filan hissettim, tek farkı kimsenin kimseyi fordlamıyor oluşuydu herhalde..bilmiyom fordlamışda olabilirler, kafalar bir milyon,

    saat 00.00 ı gösterip de yeni yıla girince, anlamsız anlamsız bağırıp çağırdık, hoplaya zıplaya yeni yılı kutladık (sanki ne varsa aq..)

    yarım saat kadar sonra, yeni yılın ilk uzun eşeği, yaklaşık 8 er kişilik takımlarla oynandı, yastık olduğum için, unutmam mümkün değil, yarısında değişmek zorunda kaldım, mesanemi patlattı itoğlu itler..

    saatler gecenin 2 sine doğru yaklaşırken, müzisyenler gitmiş, içkiler neredeyse bitmiş, yemeklerin önemli kısmı mundar, ahalininse tamamı pert olmuş şekilde, sandalyelere, koltuklara çökmüştük..

    azıp kudurulan, fena halde ter atılan gecenin sonunda yorgun bünyeler, alkolün de verdiği keyf ile iyice kadayıflaşmıştı..masanın üzerine yatan kimdi bak onu hatırlayamadım.. (:

    o saatten sonra ise, aldığı yoğun alkolün de etkisiyle dünyanın muhabbeti en şekerli, içi en dolu insanına dönüşen türk erkeği, kendisiyle aynı durumda olan kalabalıktan da feyz alarak, "ne olacak bu fenerin hali"nden girip "bu bush tam huur çocuğu aq" den çıkmış, bir nevi "telegol" bir nevi "siyaset meydanı" atmosferi yaratmayı başarmıştı..

    işin garibi, bugün mecliste bile, koca koca, kravatlı, takımlı adamlar birbirini dinlemeyi beceremezken, o gece sözü kesilen kimse olmamıştı neredeyse, bunda kafaların güzel olmasının verdiği mülayimlikte etkili olmuş olabilir tabi ama sonuçta oldukça keyifli bir kaç saat daha geçirmeyi başarmıştık, hem de minimum enerji harcayarak..

    gece boyu en çok duyulan söz ise şüphesiz "aynen aga aq" idi..

    sabaha karşı merdivenleri birbirimizi ite çeke çıkıp odalarımıza zıbarmaya gittik, kendimi yatağa attığımda salak salak gülümsediğimi fark ettim..ohh ulan..ne eğlenmiştik be..önce bedenen, sonra manen coşmuş, ibretlik sohbet ve paylaşımlarla muhabbetin dibine vurmuş, yeri gelmiş gülmekten nefessiz kalmış, yeri gelmiş efkarlanmıştık..

    yeni yıla nasıl girersen öyle geçer derler ya,
    geçen yıla nasıl girdiğim malum, nasıl geçtiği de tabi.. (sürtünme katsayısı)

    bu yıl da girdiğim gibi geçerse, muhtemelen elizabete talim edeceğim ama fena halde abaza ortamı kasacağım sanırım (:

    ne olursa olsun, bu kadar çok sevimli abazayla bir arada olmak, o topluluğun bir parçası olmak güzeldi..iyi çocuklarız lan biz aslında..valla bak..pamuk gibi adamlarız..üzüyorlar bizi.. (:
    Tümünü Göster
    ···
  13. 4638.
    +3 -1
    panpalar son bir part daha atayım sonra kaçacağım, gaza gelmiştim ama pilim bitti (:
    ···
  14. 4639.
    0
    panpa sadece 10 part atmışın ya neredeyse bi buçuk hafta bekledik amk. karşılığı bu mu :(
    ···
  15. 4640.
    +5
    ha bu arada;

    ebru'ya üzüldüm bin :(

    ayrıldığından beri, her partta ebru'ya üzülüyorum
    ···
  16. 4641.
    +6
    panpalar, çoğumuzun yaptığı hatanın tam çözümü burada, es geçmeyin

    • **

    anlam veremeden, tip tip süzmeye devam etti, sonra konuştu,

    "tsigalko?..iyi miyiz?..yani?"

    omuz silktim, "iyiyiz? neden? (:"

    "bilmem..pek öyle gibi görünmüyordu sanki ama..bu sabaha kadar?"

    "bence iyiyiz" dedim masum masum gülümseyerek, tam tokatlık bir ifadem olsa gerek, "sence?" deyip kaşlarımı küçük emrah moduna aldım..

    gülmeye başladı, "ya..çok acayip bir adamsın sen..iki gündür mesaj bile atmadın.. dün ben aradım..sen suçlu olmana rağmen ve... bugün? sanki hiç bir şey olmamış gibi davra.."

    "ne oldu ki?" dedim aniden..atmosferim değişmişti.."neden suçluyum?!"

    deminden beri iyi çocuk olmaya çalışan tsigalkoyu kızdırmayı başardığı için bu kez ceyda savunmaya geçti,

    "tartışmıştık diye hatırlıyorum yani..en son.."

    olabilir sevgililer tartışır da sevişir de..bence bir sorun yok o olaydan ötürü, sence varsa söyle çözelim?

    • **
    ···
  17. 4642.
    0
    Unutmuşum mk hikayesini ya panpa nerelerdesin 1 haftadır mk senin lan ne olur hızlı yaz bin
    ···
  18. 4643.
    +12 -2
    http://fizy.com/#s/3wl5x2

    dönemin son haftası gelip çatmıştı..

    aslında tam şöyle genel bir değerlendirme yapmalık part bu ama, onu yarın geceye erteliyorum, onun yerine hikayeyi ilerletelim, zaten yeterince geri kaldı..

    sınavlar yaklaşınca, adettendir, tüm dönem konuşmadığınız, hatta selamlaşmadığınız tiplerle bir anda samimi olursunuz, bunlar böyle kültür mantarı gibi sağdan soldan biterler, zira ya sizden not isteyeceklerdir, ya da yine sınavlarla ilgili bir takım menfaatleri filan vardır, vardır da vardır yani..

    eh abiniz de iyi bir öğrenci sayılacağı için (inanılır gibi değil demi :p) bu kültür mantarlarına fazlasıyla maruz kalıyor,
    vizelerim, yaşadığım duygusal karmaşalara rağmen beklentilerimin üzerinde notlarla noktalanmıştı, finallerde, kütle aktarımı denen gibilmiş ders haricinde barajı geçmem yetiyor, bu ders içinse biraz daha fazlası lazım..

    neyse, gelen giden, danışan, paylaşan derken, bir gün sınıfımızın gülü, medar-ı iftiharı, yerli fıstığımız ceylin yanıma geldi(epey uzun zaman sonra),

    vay vay, ceylin hanım, sen benim yanıma gelir miydin yeeaa, kaliteni düşürmeyelim la?

    ona böyle demedim tabi,
    klagib cicişliklerin ardından malum menfaatlerimizden faydalanıp (o benden ders amaçlı faydalanırken ben de göğüslerini, boynunu, dudaklarını bol bol inceleme imkanı bulmuştum, kötüye yormayın olm..gözlem yapıyoruz..)

    neyse, bu alacağını aldı (ben de), teşekkür edip yol alır diye düşünüyordum ki, beni şaşırtarak, hem de şaşırtıcı bir konuda muhabbet açmaya çalıştı,

    "tsigalko, bir şey sorucam sana?"

    "tabi canım buyur? (:" (yavşak mode on)

    "senin okanla aran iyiydi demi? gitti o epey üzülmüşsündür?" deyip buruk şekilde gülümsedi..

    hım..bayram değil, seyran değil..

    "aynen..kardeşimi kaybetmiş gibi oldum" dedim atmosfere uyarak..yalan da değildi hani..

    "doğrudur ya..görüşüyorsunuzdur ama hala?"

    hhaaaa şimdi anlaşıldı, hatun benim ağzımdan laf almaya çalışıyor, e tabi, sonuçta okanla olmak üzere olan bir münasebetleri söz konusuydu..ama işin garibi, insan bunu konuşmak için neden 1 yıl bekler ki?

    "tabi tabi..msn den filan devamlı yazışıyoruz..hatta geçen yaz istanbuldaydı, 1-2 hafta takıldık beraber (:"

    "aaa..ne güzel.." dedi, ama biraz bozulmuş gözüktü, sevgili okancığı türkiyelere kadar gelmiş ve ona haber bile vermemiş miydi yoksa?

    "ya öyle" dedim, sonra pis pis gülümseyerek, "sizin de aranız iyiydi okanla sanki? görüşüyor musunuz?" diye olta attım,

    kız bir an afalladı, "acaba okan bana aralarındaki şeyden bahsetmiş miydi? ama bahsetmiş olsa, böyle bir soru sormazdım değil mi?"

    düşündü, sonra konuştu nihayet,

    "yaaani, öyle, muhabbetimiz vardı tabiğğ"

    hadi ya? demek muhabbetiniz vardı? o kadar yani?
    ha ha..kıza bak lan..beni yemeye çalışıyor ayak üstü..tabi, muhabbetin vardı diye bilelim ki, senin de hem kısmetin kapanmasın hem de gizliden gizliye rahatça benim ağzımı arayabilesin arada canın istedikçe, merak ettikçe..demi?..

    ama yemezler güzelim..sevgili olma aşamasına geldiğin, senden hala duygu dolu şekilde bahseden ve aranızdaki gerçekleri paylaşmaktan çekinmeyen bir adama bu yapılmaz..
    çocuk, seni bırakırken, en az beni bıraktığı kadar üzülmüş belli ki, senin havalara bak..muhabbeti varmışmış..

    yanına bırakır mıyım lan?

    bırakmam..

    "hımm..e, okan hoş sohbet adamdı tabi" deyip güldüm, "hatta ülke değiştirmesi bile bu özelliğini köreltmemiş"

    "öyle mii, orda da ortdıbını bulmuştur inanıyorum ki (:"

    "aynen, keyfi yerinde çok şükür" dedim ve öldürücü darbeyi indirdim, "bir de kanadalı bir manita yapmış ayıptır söylemesi..çok şeker bir kız, sevindim onun ikisinin de adına, gayet iyi gidiyormuş ilişkileri, e tabi okan yakışıklı çocuk, hem karakteri yerinde, bla bla bla bla afdsagfdsagsgsfdgs... "

    ben konuşmaya devam ettim ama öylesine, zira ceylinin "manita yapmış" tan sonrasını duyduğunu sanmıyorum..

    o dakikaya kadar şeker kız candy i oynarken, birden bire düşen yüzünü keyifle seyrettim..demek muhabbettiniz vardı ha.. muhahahaha..

    neyse, ben lafımı bitirdim, tabi ceylinin de bir şeyler demesi gerekiyor..ama kitlenmiş salak, sonra konuşmak aklına geldi,

    "aa ne güzel..yakışıyorlardır eminim..ben de sevindim..onun adına.." dedi yapmacık bir şekilde, "neyse tsigalkocum, benden de selam söylersin arada konuşursanız gene, notlar için teşekkür ederim" dedi hemen ardından..

    sıradan kalktı, sırasına oturana kadar yaylanan biçimli kalçasını izledim, bir yandan da az önceki, cool takılayım derken aniden züt oluşu sonucu geçirdiği ambaleyi düşünerek bu keyfimin üzerine krema ve fındık parçacıkları serpiştirdim..

    şimdi diyorsunuzdur, "lan salak herif, kız sana söylemek zorunda mı her şeyi, niye sinir kasıyorsun, triplere giriyorsun?" orası öyle tabi..ama o zaman gelip ağzımı da aramasın arkadaşım! öyle sözde cool havalara da girmesin..ne ki efendim, kendisi çok güzel olduğundan ötürü, asla sevmez, asla aşık olmaz, kimse ona ulaşamaz..

    tevekkeli değil, bir ara okan harbiden çok durgunlaşmıştı..kim bilir neler çektirdi çocuğa, nasıl oyaladı..zaman kaybettirdi..en nihayetinde de, umulmadık bir şekilde kaybeden kendisi oldu..

    bu düşüncelere dalmış, kendime az önceki akrepvari sokuş için tebrik ederken, sol tarafımda beni izleyen bir çift göz hisseder gibi oldum..halbuki görüş açımın tamamen dışında..malum oldu diyelim.., kafamı çevirdiğimde, ayşenle göz göze geldik, ben öyle aniden dönünce bir an şaşkınlık geçirdi, hemen kaçıramadı gözlerini, ben de kaçırmadım..ne kaçırcam aq? inadına bakarım hatta..

    neyse..böyle 2-3 saniye göz göze durduk, sonra bu önüne döndü..
    ben de..

    al sana ilginç bir tesadüf daha..
    Tümünü Göster
    ···
  19. 4644.
    +4
    hepinize iyi geceler panpalar, görüşmek üzere,

    yorumlarınızı ekgib etmeyin ;)
    ···
  20. 4645.
    +3
    ya gibicem bu ayşenleri gib şu birinci ayşenide rahatla ya
    ···