-
1876.
+7@1596 bacim cekil kendini yakma
-
1877.
0vay dıbına koyayım be.akşam üzeri yazılan partları şimdi bir çırpıda okudum.amk olacak işmi bu be.
-
1878.
+3@1596 "bu hikayeyi okuyan amlılara sesleniyorum" ne dıbına goyim sebepsiz güldüm
-
1879.
049 reserved güzel hikaye
-
1880.
-3http://xat.com/incisohbet chata gelin beyler bayanlar i̇nci̇ler toplaniyor am var karı kız var chat var vay anasını gibim
-
1881.
+4 -1iyi geceler arkadaşlar,
10-15 dakikaya başlıyorum -
1882.
0ayracımı koyayım
-
1883.
0okuduk buraya kadar olan kısmı bekliyoruz yeni partları
he içimde kalmadan söyleyeyim de ben olsam en baştan beri ebru ile yürür giderdim. mine'yi zaten baştan beri sevmiyordun bence sadece anlattığın kısımlardan çıkardıklarımı söylüyorum. sürekli bi olmamışlık vardı bence.şu an için hayatında mı bilmiyorum ama partlarda son dakikada bi değişiklik falan olmazsa ayrılık olmuş gibi ama du bakalım -
1884.
+19 -19http://fizy.com/tr#s/1aijbeTümünü Göster
..banka oturduk. az önce nispeten solgun olan yüzü biraz renklendi..
özür dileyeceğimi düşüyor olmalı..güzel bir özür..bizim bankımızda..
aşkımızın hikayesi bir sayfayı daha dolduracak, koşusunda bir engeli daha atlayacak sanıyor..
bir süre öyle oturduk..o zaten konuşmuyor, ben de nasıl söze gireceğimi aklımdan geçiriyorum, çünkü o ana kadar ne diyeceğimi hiç düşünmemişim zira şeytan kendinden gayet emin..birazdan kendisini bağlayan zincirleri parçalayacak ve sonsuza kadar özgür olacak.
"..mine..neredeyse 3 aydır beraberiz..bir şekilde bir şeyler yaşadık..bir şeyler paylaştık..güzel zamanlarımız oldu, kötü zamanlarımız da oldu.."
tepkisini ölçmek için yüzüne baktım zira o ana kadar yere bakarak konuşuyordum, sanki ayna karşısında prova yapar gibi de bir halim vardı; sahnedeki rolümü ezberliyordum.
söylediklerime anlam verememişti ama beklentisi artmış gibi göründü bana...
"... başta iyi gidiyordu benim açımdan, yeni ve kafama uygun birini tanıyordum..tabi bunun karşı cinsten olması olayın arkadaşlıktan öte boyutlara da taşınabileceğini getirdi aklıma..bir nevi şeytan dürttü diyelim.."
"neden anlatıyorsun bunları?" diye sordu nihayet,
"..mine..dediğim gibi, başlangıçta her şey güzeldi..epey de öyle devam etti ama..ben..henüz hayatını iki kişilik yaşayabilecek kapasitede miyim? sanmıyorum... yani, sen de farketmişsindir..son zamanlarda tavırlarımda, benim kesinlikle istemediğim ama resmen otomatik olarak gerçekleşen değişimler olmaya başladı.."
gözlerim yine yerde vaziyette konuşmuştum..son sözlerimi söylemeden önce, biraz gözlerimin dolduğunu hissettim..aslında aklımda ağlamak vb. şeyler yoktu... sadece sahnem için uygun gözükmem gerekiyordu..rolümü iyi yapmalıydım,
ve gözlerimi yukarı kaldırıp güzel yüzüne baktım..bu son sözleri söylerken yüzüne bakmalıydım evet..en azından bunu hak ediyordu..
aslına bakarsanız çok daha fazlasını hak ediyordu..benden de fazlasını..sorun onda değil, bendeydi..o daha iyilerine layıktı..
şaka gibi değil mi?..kızlar tarafından söylendiğinde dalga geçtiğimiz ve inanmadığımız bu klagib cümleler, tam da bu anda benim de aklıma gelmişti..demek ki insan pgibolojisi, ister istemez bu yöne giriyordu, terk etme ve reddetme öncesi durumlarda...
yüzüne bakarak konuşmayı sürdürdüm, o ise sözlerimin gidişatından, olayın sonunu anlamaya başlamış gibiydi..tamamen donmuş bir ifadeyle beni izliyordu;
"..mine,ben... yoruluyorum... ve..bunun sonucunda seni daha da çok kırmaktan korkuyorum..şimdiden başladım bile baksana... yürütemiyorum... çok..çok özür dilerim... (burada göz yaşlarım da olaya görsellik katacak şekilde boşalıyorlar)... bir..süre... bir süre ara verelim.."
daha cümlemi yeni bitirmiştim ki banktan elektrik şoku yemiş gibi kalktı, dim dik, kaskatı bir şekilde, ona özgü o uzun, sert adımlarıyla koşarcasına yürümeye başladı..
ayrılık sözcüklerini söyleyen ben..giden ise her seferki gibi o olmuştu..ama bu kez dönemeyeceğini, dönse bile aradığı adamı bulamayacağını bilerek..
gidişini, sırtını, omuzlarını, hafif ilk bahar esintisiyle dalgalanan ince telli altın sarısı saçlarını izledim..sevdiğim, sevdiğimi sandığım..sevdiğime kendimi inandırmak için gecelerimi, günlerimi kendimle savaşla harcadığım kadın... gidiyordu..
başımı ellerimin arasına aldım, göz yaşlarımı yüzümden temizledim... beynimi bir yarısı "ne yaptın sen? allah kahretsin, sen ne yaptın??" ama bir başka düşünce, en az onun kadar kuvvetli başka bir ses bastırdı onu "ne olacaktı ya? daha fazla uzatsaydı da daha mı kötü olsaydı sonu?bu ilişkinin sonu yoktu..yok!"
doğru..evet..işte bahanem de oluşuvermişti... öteki ben, işini gayet iyi yapıyordu beyler..taktir etmek gerek. eğer ben daha fazla çabalasam, daha fazla uzatsam, muhtemelen o süreç boyunca onu daha fazla kıracak, üzecek ve nihayetinde kaçınılmaz bir sonla, ondan ayrılırken daha da çok acıtacaktım..
ayağa kalktım..
artık yalnız bir adam olduğumu farkederek ve bu şehre geldiğimden beri ilk defa kalbimin boş olduğunu hissederek yürümeye başladım..ayaklarımı serbest bıraktım ve az önce minenin gözden kaybolduğu yönün tam aksi yönde savrulmaya başladım.. -
1885.
+11dıbına koyim kitap yaz dıbına kodumun bini.. çok düzgün anlatıyorsun konudan koparmadan falan yaşadığın şeyi tam anlamıyla anlatabiliyorsun. gibtir et işini gücünü git kitap yaz mal herif harcama kendini.
-
1886.
+21http://fizy.com/tr#s/1dl8qe
ayaklarım beni en yakın kafeye attığında zaten artık daha fazla yürüyecek halim kalmamıştı..attığım her adımla, tükettiğim yol gibi, ben de kendimi tüketivermiştim sadece bir kaç dakika içinde... içimdeki şeytandan iz yoktu keza o kendi işini halletmiş ve zafer kahkahaları eşliğinde beynimin ve ruhumun derinliklerindeki cehennemine geri dönmüştü çoktan..
ve ben..yine benle baş başa kalmıştım..
gidip masanın birine çöktüm. beynim bomboştu..
ciddi anlamda bomboştum beyler..baktığım masanın turuncu rengini, yerdeki döşemenin satranç tahtası gibi gamalı zeminini, bugün şu saniye bile sanki dün yaşamışım gibi hatırlamamın nedeni de bu olsa gerek..çünkü aklımda sadece gördüğüm şey var..kendi düşündüğüm hiç bir şey yok..
öyle ne kadar durdum bilmiyorum, sonra bir sesle kendime geldim,
"hişşt, lan..tsigalko? aloou?"
kafamı kaldırdığımda tolgayla göz göze geldim..donuk halime baktı,
"söyledin demi aq.."
cevap vermedim..o da "hay senin ben" dercesine ağız burun büktü..
"ee ne oldu?"
"ayrıldık..sanırım.."
"nasıl sanırım? ne oldu ki?"
"kalktı..gitti..ben o tarz bir şeyler söyleyince işte.."
bir şey söylemedi... ben sordum,
"sen napıyon burda?"
"bilardo atıyordum..seni görünce de yanına geldim işte.."
"ha.."
"ne yapıcan..?"
"ne yapayım..yurda gider yatarım.."
"tamam, akşam görüşürüz..konuşuruz..istersen.."
"konuşuruz.."
yanımdan ayrıldı..bilardo masasına döndü..ben de kalkıp açık camın birinin yanına geçtim..zombi modunda dışarıyı ve orada gezen, mutlu, mesut, sorunsuz insanları izledim..gülüp koşuşturanlar..el ele çiftler... karı kız muhabbeti yaptığını tahmin ettiğim bir sap grubu..elinde business çantasıyla iyi giyimli bir adam(muhtemelen genç bir hoca)..
insanlar için hayat her zamankinden farksız devam ediyordu..benim için de öyle olmalıydı..öyle ya, ben seçmiştim bu yolu? peki şimdi neden zorlanıyordum öyleyse yürürken?
tam pencerenin yanından çekilecekken telefonum çaldığını duydum.. -
1887.
+7Tsi harbi iyi yazıyorsun, nasıl mühendis oldun anlamadım amk :D nese seni okuya okuya ilk defa canım bugün bir şeyler yazmak istedi seni tebrik etmek istedim.
Bu arada başlarda ayşenle yaşadıkların benm de bir kız arkadaşımla yaşadıklarm aklıma geldi. Müsait olunca bir ara anlatırım belki güzel yorumlar gelir*
Nese panpa sen yazmaya biz de okumaya devam. -
1888.
+6@1 küçükken gökdeki yıldızların hepsini kardeş sanardım. şimdi ise.. bütün huur çocuklarını senin kardeşin sanıyorum.
-
1889.
+1 -1hay amk taka sarmaya başladı işte
-
1890.
+17 -1http://fizy.com/tr#s/1dlma4Tümünü Göster
mine arıyor..
e yani..böyle biteceğini mi düşünmüştüm ciddi ciddi? elbette onunda söyleyecekleri vardı..
açtım..konuşmaya başladı..ağlıyordu..
yaklaşık 40 dakika konuştuk..daha doğrusu o konuştu, ben de "üzgünüm" "haklısın" "çok üzgünüm" "doğru" gibi replikleri düzenli aralıklarla aralara serpiştirmekle yetindim..
"ben bunu hak etmedim!" diyordu,
"neyi yanlış yaptım?" diyordu,
"neden bana bunu yaptın?" diyordu,
"nasıl?" diyordu,
"ne için?" diyordu..
ne diyebilirdim ki?
40 dakika boyunca, küfür kullanmadan küfür etti bana..hakaret etmeden aşağıladı..ağladı... hiç susmadan ağladı... konuştu..konuştukça ağladı..arada tıkandı... sesi hıçkırıklarına karıştı..
bütün bunlar yaşanırken benimse tek hissettiğim duygu onlarca dakikadır aynı pozisyonda tutmakta olduğum kolumun uyuşması oldu..
aslında uyuşan ruhummuş..farkında değilim..yozlaşan..deforme olan..
nihayetinde kapattı..içinde ne var, ne yoksa hepsini, yine ona yakışan o sınırlar içindeki tarzında kusmuştu bana..
tek bir kötü söz etmedi..ya da en azından sözlük anlamı olarak kötü-argo bir şey demedi diyelim..
ama tüm söylediklerini birleştirdiğinizde ortaya kötünün de kötüsü, kap karanlık, kop koyu bir tablo çıkıyordu..
bir bedduadan fazlası... bir küfürden çok daha fazlası..
bir çeşit lanetleme..
lanetlenmiştim.
ama bilmediği şeyse, zaten çoktan kendi lanetiminden muzdarip halde olduğumdu..yani ekstra bedduaya gereksinimim yoktu..ben bana yeterdim kendimi mahvetmede..
.
.
.
yurda gittim..o malum sahneden sonra, her geçen an biraz daha tatsızlaşmış, asidi kaçan bir gazoz gibi, gittikçe daha da fazla yalnızlaşmış ve yabancılaşmıştım.
kendimi odama attım..gözüme ilk çarpan, dolabın üzerindeki kırmızı ahşap kutu oldu..inadına yapar gibi..
onun temsili kalbi, içinde benim değer verdiğim her şeyle beraber..
kutuyu dolabın tepesinden indirdim, açtım,
içindeki hatıralara ve onun resmine baktım..gözlerimi kaçırmak zorunda kalmıştım..bu kez de bana aldığı kazağa yakalandım, kalınları kaldırdığım kapaksız etajerde öylece, küskün duruyordu..kitap rafında benim için seçtiği kitabı gördüm..kendi boynumdan yükselen şekerli koku bile onun benim için aldığı, benim parfümümdü..
telefonumdaki son mesaj onun mesajı..son görüşmem onunla olanıydı..
baktığımda duvarlarda bile yansıyan yüz onun yüzüydü..
sahi tsigalko?
o kadar kolay mı olacak sanmıştın?
bir kez daha beyaz elbiseler içindeki resmine baktım..melek tahta salıncakta, başına geleceklerden habersiz, yüzünde kocaman bir gülümseme, gözlerinde ışıltılarla süzülüyordu..öyle ki mutluluğunu hiç bir şey bozamaz, o gülüşü hiç bir şey solduramaz derdiniz..
daha fazla dayanamadım..hıçkıra hıçkıra yatağa yığıldım..ben yapmıştım... o mutlu tabloyu karalayan, yırtan bendim..ben? güçsüz, tipsiz, sıradan, vasıfsız, şekilsiz, karaktersiz, sıradan bir insan işte..zaten bir insan bu özelliklere ne kadar sahip olabilirdi ki?
basit, zavallı bir insan..
bir meleği üzmeyi başarmıştı..
inanılır gibi değil..
uyuya kalmışım...
akşam odaya gelen tolga uyandırdı, yatakta kutu, kucağımda resim ve etrafta diğer öbür şeyler..rezil oldum diyebilirim..lan salak, sanki bırakıp giden sen değilsin de..bir de oturmuş acı dolu anlar resmediyorsun..
tolga dan da aynen bunu demesini beklerdim,
ama demedi..
onun yerine,
"ben bir elimi yüzümü yıkayım, azıcık soluklanalım çıkarız" dedi..bozuk bir ifadeyle
tamam der gibi gözlerimi kırpıştırdım..
bu gece yine dibine vuracaktık anlaşılan.. -
1891.
0devam et sen reyiz
-
1892.
-10am var http://xat.com/incisohbet am var sohbet var amk ne ararsan var i̇nci̇ler toplaniyor gelmeyen i̇nci̇yi̇ si̇ki̇m http://xat.com/inci
-
1893.
-6okuyanı gibsinler
-
1894.
+13 -1http://fizy.com/tr#s/20js24Tümünü Göster
günler geçti..
nilayla konuşmuyoruz, hiç bir şey demeden benle ilişkiyi kesti..sitem bile etmedi.
haklı..
mineden bir mektup aldım..ayrıldıktan 2 gün sonra sanırım..ona olan bir kitabımın arasında gelmişti, nilay ve onunla ortak takıldığım kız grubundan birinin aracılığıyla..
hala saklıyorum.
o günün akşamı, telefonumda kayıtlı olmayan bir numaradan mesaj aldım, baktım,
"tsigalko, ben elif. duyduklarıma inanmak istemiyorum?"
açıklama yapmak niyetinde değildim..
"inan" yazıp yolladım sadece..
cevap geldi,
"ama neden? sebep?"
anlaşılan kolay kolay kurtulamayacaktım,
"daha fazla yürütemeyeceğimi düşündüm, beni aşıyor, henüz iki kişilik yaşayacak kapasitede değilmişim"
"3 ay sonra mı farkına vardın bunun?"
kızmıştım,
"bak elif, kimseye hesap vermek zorunda değilim tamam mı? sordun, ben de söyledim. ben çok mu mutluyum sanıyorsun? çok mu hoşuma gitti sanıyorsun yaptığım şey?"
bir süre yanıt gelmedi..sonra yazmış,
"tamam kızmana gerek yok, ben sadece hala şoktayım yani, siz çok güzel bir çifttiniz. en azından benim için öyle. keşke kendine güvenebilseydin"
cevap atmadım..
bir kaç dakika sonra bir mesaj daha geldi,
"bir ara görüşebilir miyiz?"
eski bir numara... kesin bizi buluşturacak..gerçi mine de kabul etmez ama..gururlu kızdır..
"bak öyle buluşturma, tesadüf ettirme gibi amaçların varsa,lütfen..o konu bence ikimiz için de kapandı."
"hayır öyle bir planım yok. senin için ne kadar kapalı bilemem ama mine için kapanmadığından eminim."
aslında gene cevap atmayabilirdim bu mesaja ama, o kadar da umursamaz olmamalıyım diye düşündüm..zira daha fazla huur çocukluğu yapmanın kimseye bir faydası olmazdı..onun yerine geçiştirmeye çalıştım,
"benim boş zamanım yok bu aralar yalnız"
"çok vaktini almam..sadece konuşmak istiyorum yüz yüze ve herhangi bir planım da yok emin olabilirsin. bu hafta sonu uygunsundur?"
kıvarabilirdim..ama işi uzatmak istemedim..tamam işte..konuşmak istemiş..konuşurduk..klagib şeyleri geveler ve susardı, ben de bir daha ne onunla ne de bu konularla ilgili kimseyle muhatap olmak zorunda kalmazdım. sadece unutmak istiyordum beyler..yediğim taku unutmak..sıçıp sıvadığım bu ilişkiyi bir şekilde geride bırakmak..
"tamam. hafta sonu görüşürüz o zaman" yazdım.
"görüşürüz, ekmeyeceğini umuyorum"
telefonu masanın üzerine fırlatırken, son zamanlarda en çok yaptığım şeyi yapıyor, kendimi yatağıma gömüyordum..çünkü ister inanın ister inanmayın, artık en huzurlu olduğum anlar, uyuduğum anlardı... -
1895.
+4iyi toparladın bin bi ara sıkmaya başlamıştı gerçekten
-
özürlü olduğum için allah bana 24 cm mal vermiş
-
ucan kedi senle öpüsecek adama yazık la
-
ucan kedi hangi pedi kullanıyorsun
-
sürekli gerginlik stres kalp çarpıntısıi
-
3 ayda bir motorun bakımı mı olur mq
-
üye alımı açık 2025 sms hatası
-
ahtapotlar züt deliğinden girebilecek
-
popo deliği yalanırmı
-
tinderda bı karıyla wp geçtik sesli konuştuk
-
ben de iciyorum ama kafam cayda lipton
-
uçan kedi iticiliğii
-
sabah sabah ikinci sışçmam
-
silinsin dediğim herkes silindi
-
züt deliğimin içi kasınıyor tatlı tatlı
-
kacmaya calısıyorsun ama kacabileceğin 1 yer yok
-
efe kaygısız vermeyeceğim adamdır
-
panpani gibeyim amk delisi
-
size 10 milyon dolar vereceklerr
-
ayşe tokyaz
-
ucan kedi gel sosislimi ye
-
anal plug nefen anal plug demişler
- / 1