-
126.
+36http://fizy.com/tr#s/20jrpmTümünü Göster
"ee peki, bizi aynı olayın içine bağlayan şey ne?"
"ya aslında..epey eskiye dayanıyor..bir de uzun bir süreç..şu sizin, basketbol maçlarıyla başlıyor..hatta sanırım daha öncesi de var, serhatla senin aran kötü sanırım o aralar? değil mi?"
"evet de, ben pek gibl..sallamıyorum, maçtan dolayı da kırgınlığı bir kenarıya bırakmıştık zaten"
"hımm işte anlaşılan o bırakmamış.."
"ne demek istiyorsun, nasıl yani?"
"bak tsigalko, şimdi ben sana olayları anlatıcam ama çok fazla bölme zaten zor çıkarıyorum kelimeleri boğazımdan, bir de lütfen sakin kal tamam mı?"
bu, özellikle son dediği,yüzlerce odalı koca bir malikanede aslında hiç dikkatinizi çekmeyecek bir odanın kapısına "asla girmeyin" yazmak gibi bir şeydi..ve o odaya da genelde girilirdi.."sakin kal" deniyorsa, muhakkak kızılırdı... haydi sonumuz hayrolsun inşalah..
"tamam, devam et sen dinliyorum"
"şimdi siz, serhatla kavgalısınız ya..işte, sanırım son maçtan sonra sen gene bunları bırakıp gitmişsin..ee..iki tane yabancı kızla işte..serhat sizi takip etmiş.."
kaşlarım havada..
"sonra... sonra işte sen, bir ara kızlardan birinin omzuna elini atmışsın.."
"sen nerden biliy.."
"dur, bölme işte..işte sen..neyse, kızlardan birine sarılmış gibisin böyle..ben biliyorum çünkü, serhat telefonuyla sizin öğle resminizi çekmiş.."
yüzümün şeklini çok merak ediyorum beyler..
"sonra..işte bu, mineye gidemez tabi de, ona zütü yemezdi yani..bana geldi..gösterdi filan resmi..dedi "bak işte senin kanka dediğin, arkadaşını ayarladığın adam böyle, her gün başka biriyle" bilmem ne diye konuştu..yani inanmazdım ama..fotoğraf filan..ben yine de o kadar sallamadım o ara, bir ara aramız soğumuştu hani,siz mineyle ayrılmadan da önce, o zamana denk geliyor bu.."
"mineye sen söyledin o zaman öyle mi?" dedim donmuş halde..hala duyduklarımı sindirmeye çalışıyorum..oğlum serhat..dur sen..
"... şey..evet..ama, yani ne yapabilirdim ki? sonuçta o da benim yakın arkadaşım ve, bilmesi gerekiyor diye düşündüm..sonra da senle konuşurdu, belki de yanlış bir anlaşılma olduğunu görürdük, ben de öyle dedim zaten, tsigalkoyla sakin sakin konuşun yani, çocuk seni seviyor, bir yanlışlık vardır dedim"
"hee, çok sakin konuştu aq..saol"
"ya neyse işte..o ara siz olayı aranızda halledince, ben de serhatın gazına gelmedim yani, sonuçta seni daha iyi tanıyorum zaten..geçti gitti diye düşündüm..ama, sen ondan öyle sebepsiz yere ayrılınca... film koptu bu sefer..ben sana çok kızdım başta..sonra tabi, serhat yine devreye girdi, gene beni pohpohladı..
buna rağmen ben yine de seninle muhabbeti kesmeyecektim, en azından ayrılığınızın üzerine gidecekti yani..ama ben ne zaman senin yanına gelmeye yeltensem, bana attığı o bakış var ki..ya tsigalko..bilemezsin..inanılmaz bir pgibolojik baskı... hani, ne bileyim ben de kendimi kötü hissettim o öyle imalar yapınca.."
evet, anlayabiliyordum..kıza resmen "aha gene pekekentin yanına mı gideceksin? git git de seni de gibsin" bakışı ve imaları atıyordu serhat efendi..
"neyse işte..bende mecbur onlarla takıldım o ara..gelmek istedim aslında tsigalko, inan istedim ama, eli çok güçlüydü..bir de sen çok hata yaptın... daha doğrusu hata yapmış gibi göründün bana.."
sıcak basmıştı..
çizgi filmlerdeki gibi, böyle kademe kademe kırmızılık alnıma doğru yükseliyordu, acaba kulaklarımdan duman da çıkaracak mıydım?
dişlerimin arasından tısladım,
"peki sonra ne oldu da, bana yeniden dönüp tüm bunları anlatma gereği duydun?"
"işte oraya geliyorum... tsigalko..serhat..yani, çok yoz bir kişilik, yemin ediyorum sana okulumun son bir kaç haftasından nefret ettim desem yeridir..ama işte, bu olayı bizim kızlara filan da yayınca, onların hepsiyle, bizim kızlar ve ben bir araya gelmiş gibi olduk..şimdi ben yine kendimi tutamayıp gelsem..bu sefer kızlar neder?... çok zordu gerçekten..pgibolojim bozuldu resmen..bir yandan tsigalko yapmaz diyorum..bir yandan da olanlar..
ta ki bu yaz elifle konuşup tesadüfen bu konulara girene kadar..bu arada sen elifin evinde de kalmışsın?"
kaldık aq kaldık..birazdan da cerenle sürtüştüğümüzü de bildiğini söylede kendimi atıvereyim camlardan aşağıya..
sessizce onayladım..
"işte kız anlattı, seni biraz denemiş o... aslında bakma o da az huur değil ama (nilay ikidir küfrediyor, ilginç) seni savundu epey, dedi "kızım biz onla kafalar bulanıkken aynı koltukta kol kola kaldık, eğer öyle bir çocuk olsa.." anladın işte..sonra ben bunları duyunca, bir de biraz o senin sarılıp ettiğin kızı araştırdım, onla da bir yakınlığın olmamış (sen öyle san amk)..anlayacağın, seni aslında boşa suçluyor gibi olduğumu hissettim..mineyle ayrılmanın bu olaylarla bağlantısı yokmuş anladım..halbuki ben öyle düşünmemiştim başta..
işte o suçluluk duygusuyla da sana mesaj attım zaten biliyon..bence serhat sana o kadar nefretle dolmuş ki, seni yalnız bırakmak için yaptı bunları, sanırım başardı da, bir süreliğine.."
yüzüm gerçekten korkunç hallere bürünmüş olmalı..
"bak tsigalko..bunları sana kavga et, olay çıksın diye söylemiyorum..yalvarırım..sadece, bil istiyorum ve beni de o zamanki saçmalamalarım için affet istiyorum..lütfen bak..benim de başımı belaya sokma..hı?"
vay anasını serhat ya neler dönmüş..
bu laf tam da gediğine oturuyor olsa gerek..
sen, huur çocuğu serhat efendi..
bana kin güt,
beni gizlice takip et, sinsice, yılan gibi komplo kur,
en yakın arkadaşıma şantaj ve duygusal baskı yap..
beni yalnız bırakmak için sınıfı ve kızlar tayfasını kendi yanına çek..
arkamdan kuyular kaz...
kıs kıs gül..
hem den ben kendimi duvarlardan duvarlara vururken..
ve tüm bunlara karşılık tsigalko sakin olsun he?
ananı gibtim çocuk... -
127.
+37 -2http://fizy.com/tr#s/1agwcb
bilmiyorum bu işin bir saniyesi var mı ama herhalde en çabuk kızarma konusunda giunnes rekorlar kitabını zorlardım diye düşünüyorum.. resmen ateş bastım..
oturduk sıraya ama benim gözlerim hala ayşene bakıyor, sırtı dönük, görmemiş olma ihtimali var ama, gördüyse de benim bunu bir şekilde ona açıklama imkanım yok.. ebru farketti bendeki rahatsızlığı,
"ne oldu ya?" filan dedi, o ara hala kırmızıyım sanırım, güldü sonra, koluma dokundu, önüne döndü tekrar ama hala ince ince gülümsüyor salak..muhtemelen yanlış anladı..anlamak istediği gibi anladı belki de, bilemiyordum.
o ara hoca girdi sınıfa, ama ben bir tak anlamadım tabi ne o dersten ne de bir sonrakilerden, ders arasında yerimden kalkmadım..çakılmış gibiydim, ebru gelmiyor musun filan dedi, yok dedim..hayret tek başına çıktı bu,
ben de yine fırsattan istifade ok gibi fırladım, gittim benimkinin yanına, naber falan filan derken, baktım bunda bir tuhaflık yok, o ara ben de suçluluk pgibolojisiyle fazla gaza gelerek resmen bağıra bağıra " bu akşam bir yerlere gidelim mi?" dedim. tabi bu epey şaşırdı çünkü dediğim gibi, sınıfta gayet resmiydik. biraz yüzüme baktı gözlerini kırpıştıra kırpıştıra, ben yediğim taku anladım tabi, sözsüz bir kuralı ihlal etmiş gibiydim..neyse ki bu "olur tabi" diyerek beni yeniden domatesleşmekten kurtardı.
"yalnız bu akşam kızlarla çıkacağım, yarın çıksak olmaz mı?" dedi, o ara bunun sırasının etrafındaki hatunların hepsi duydu tabi, pis pis gülümsüyorlar, ne var aq? sanki ayıp bir şey var..neyse, tamam dedim ben de, canıma minnet.
salak salak gülümseyerek ayrıldım sırasından, artık o yanındaki zilliler ne muhabbet döndürdüler arkamdan allah bilir, sıraya doğru bir yöneldim ki ebru da çoktan gelmiş oturuyor, neredeyse ders başlayacakmış gene, zaman nasıl geçmiş onunlayken, farkında değilim..harbiden seviyorum ben bu kızı beyler..ciddi anlamda aşığım..fena halde.. -
128.
+35son iki part girip bu geceyi noktalayalım,
epey hararetli konuşmalardan ve ikimizin de içindekiler masaya boşaldıktan sonra nihayet yurda dönmüştük.. başım zonkluyordu beyler.. bütün vücudum yanıyordu..ama bu ateşin, sabahki ile uzaktan yakından alakası yok keza bu bana enerji değil, uyuşukluk veriyordu.. bitkinlik bedenimi tamamen ele geçirmişti..
erkeden yatağa girdim gene, dönüp durdum..oda arkadaşlarım duruma saygı duyup ışığı filan söndürmüşlerdi, biri zaten gene başka kata kaçmıştı, tolga da karanlığın içinde, yattığı yerden telefonla oynuyordu.
biraz onla konuştuk, hatta epey konuştuk.. beyler, sizinle kafa dengi olan, ya da ortak mevzulara sahip biriyle karanlıkta yattığınız yerden konuşmak insana çok iyi geliyor. bunu da dip not olarak belirteyim.
hatta uzmanların ciks sonrasında filan çiftlerin konuşmasının bu yüzden önemli ve faydalı olduğunu söylüyorlar. hakkaten, karınız olsun, sevgiliniz olsun, arkadaşınız olsun, karanlıkta yatar haldeyken muhabbet etmenin tadı ve etkisi çok başkadır.
dediğim gibi epey zaman geçirdik konuşarak, bu tolga da çok iyi çocuktur, zaten genelde okan, tolga, necati ve ben takılırız, batak matak atıyoruz, maçlara gidiyoruz vs.
öbür oda arkadaşım pek odaya uğramazdı zaten, tayfanın 4. elemanı serhat da apayrı bir huur çocuğu, daha onunla da meselelerimiz gelecek, bu ilk sene harbiden de dram filmi konusu olmaya aday yani.. bazen diyorum ki ulan ne kadar çok şey yaşamışım be..acaba bunların hepsini ben mi yaşadım yoksa izlediğim filmler, okuduğum kitaplar filan beynimi kemirip beni şizofrenik bir hayal dünyasına mı mahkum ettiler?..
gece saat epey ilerlemişti, ben bitkinlikten geberiyorum hala, vücudum kendini koyvermiş, ama bilirsiniz aşırı yorgunken de uyumak zordur, halı saha maçlarından sonra filan özellikle, eğer vücut hamsa bütün gece her yanınız sızlar, yorgun olduğunuz halde sizi uyutmaz..
telefondan saate baktım, 1 küsür.. sonra öyle boş boş, telefonun ekranına bakarken..bir den aklıma bir şeytan dürtüsü yerleşti... bir şeyler yapmam gerekiyordu evet..bu günün finali böyle olmamalıydı.. çünkü kötü biten günler, her zaman kötü başlayacak olanların da habercisiydi.. böyle bitmeyecekti evet..
telefonun sönen ışığını tekrardan yakıp, mesaj bölümüne girdim.. parmaklarım konuşmaya başlamıştı.. -
129.
+35gece saat 11 e dayandı, tv yi kimsenin giblediği yok, sesini filan da iyice kısmışız işte, son 10 saniye kala görüp 10..9.. filan yapıcaz,Tümünü Göster
tabi saat ilerledikçe yenilen içilen şeyler de bir biri üzerine yığılmakta, salonun ortasında mini bir çöplük oluştu desem yeridir, biralar daha 10 olmadan bitmişti zaten..aq dedik yetmez diye..
o ara vişne-votka yapıyoruz ama kızların hemen hemen hepsi daha o saatte dağıldılar, ceren omzumda, ne desem gülüyor, arada "aaahhyy" gibisinden iç çekiyor.. paçoz belim ağrıdı deyip koltuğa çıktı, devrilmiş yatıyor, çift zaten kendinden geçmiş durumda, ufak ufak yiyişiyorlar, bizim ceren bağırıyor "hhiişşt olummm ailee var aileee" diye, yine hep beraber salak salak kopuyoruz.
diğer iki dümbelek ve ben biraz daha ayık durumdayız, ben epey içtim ama kolay sarhoş olamıyorum, hele ki o gece, bütün duyularım alarm seviyesindeyken.
saat gelmek üzere, o ara manitalı eleman nihayet,
"yaa rakı aldık o kadar bak onu daaa açmadık bile" diye sitem etti, ben de zaten pas bekliyorum, hemen zıpladım "tamam karrdeşim hemen açarızz" deyip kaptım şişeyi, saf bin,
"valla sen de diyelim diye bekliyomuşun haa" dedi, millet koptu..lan, zütleğe bak taşak geçiyor benle aklı sıra, bu sefer ben de,
"karrdeşim? sor bir niye diye ama? niye diye bi sor?"
niye? dedi,
dedim "ilk sana içiricez de onndannn! böyle böyle selahattin (sebahattin de olabilir) acayip içer, neyzen tevkif olsa yanında halt eder dedi kızlar, ben de merak ettim yanii. aman hepsini bitirme amaa, bizde birer ikişer duble çekelim".
ehehe, zütlek..
yok mok, "o kadar da iyi değilim aga" filan demeye başladı bu, yarağım, ben de biliyorum o kadar da iyi olmadığını..ama gibe gibe içicen işte, top sende.
neyse koydum buna bir bardak, 4 te 3 ü rakı, bi ağzına sıçılsın dedim bakalım.
o ara millet çıldırdı, "dik dik dik dik" diye el çırpıyorlar,
ben de herkese doldurdum o ara, şişe çeyreğine geldi, aldım benim minderin altına sakladım, lazım..
gibik yarısı içti, ama kusucak yani, hani şöyle bardağı burnunun ucuna bir zütürüp koklatsam püskürecek çok belli,
ben de gülmekten kusacam,
o ara saat geldi, bu hemen bardağı kaynattı bir yere, hep beraber omuz omuza attık, çift bana göre en sağ tarafta, saf bin ve öbür kız ortada, ben de cerenle, en soldayım, koltuğa doğru. öbür kız koltukta yüzükoyun uyuyakalmış salak, dürttük uyanmadı (o espiriler ağır geldi ona ben biliyorum ahaha)
he beraberce geriye saydık.. sıfırı da söyledikten sonra yalandan huuuu wuuuu filan yapıp gene el çırptık aq kafalar bir dünya zaten, o ara ceren uzandı öptü beni,
"yeni yıla nasıl girersen öyle geçermiş derler canımmm" deyip pis pis sırıttı.
ben de salak salak gülmekle yetindim.. içimdeyse o demlenmiş halime rağmen onlarca duygu adeta çarpışmakta.. kıran kırana birbirlerini yok etmeye uğraşmakta..
5-10 dakka sonra çift,
"biz yatmaya gidiyoruz" deyip kayboldular..hee evet yatmaya gidiyonuz... -
130.
+35nevaleyi filan koltuğun altına attık, o ara bu salak bardağın dibinde kalan çeyrek rakıyı benim pantolona döktü..aq senin..Tümünü Göster
böyle koltukta kıpırdanırkene birben bire fazladan yaklaşmış bulunduk birbirimize, baktım bu bana bakıyor dik dik, normalde hafifçe çekik olan gözleri irileşmiş.. dedim iyimisin kız? elimi alnına filan tuttum şakasına, ama bu piskopat gibi bakmaya devam ediyor, iyice yaklaştı, bu sefer ben de oyunu bıraktım, gözlerimi diktik, yüzüne, dudaklarına, boynuna bakmaya başladım.. oradan da gözlerim göğüslerine kaydı.. sonra tekrardan yüzüne bakmaya çalıştım ama yakalanmıştım, ince ince gülümseyip üstüme yüklendi,
ağır çekim şekilde koltuğa yıkıldık, bacağının birini diğer tarafıma atıp tamamen üzerime çıktı.. kalçası tamamen kasıklarımın üzerindeydi.. beyler sanırım o ara patladım ben..
tamamen üzerimde, dudaklarıma, boynuma hamle yapmaya başladı, ben de ellerimi sırtına attım, iyice kendime doğru bastırıyorum.
bir süre bu şekilde hafif tempo öpüş-seviş halinde kaldık. sonra bu biraz aşağı doğru kayıp başını göğsüme yasladı. ikimizinde soluk alış veriş, kalp atışları duyuluyor.. kafamı çevirdim, öbür kıza baktım, hala aynı vaziyette baygın..
"o sabaha kadar yatar böyle" dedi benimki, sonra yeniden yüzüme doğru yaklaştı, o ara minik tsigalkoyu ima ederek, "maşallah" deyip kıkırdadı, ben de yarı utangaç güldüm aptal aptal, yine öpüşecekmiş kadar yaklaştık birbirimize, bu sefer ben hamle yaptım, saçlarını yakalayıp bir tarafa doğru attırdım, boynunu boş kalan kısmına dudaklarımı yapıştırdım.
bu şekilde gene bir kaç dakika bir ön sevişme denilebilecek öpme koklama faslı yaşandı,
devamında bu üzerimden çekilip, "birazdan geliyorum diye" odadan çıkıp gitti..
vay aq..donu kontrol ettim.. evet kamyon devrilmiş beyler.. boxer balçık gibi..
peçete meçete bir şeyler bulup biraz durumu toparlamaya çalıştım.
tam pantolonu geri çekiyordum ki bu geri geldi, pijama giymiş, rahatlık babında..lan ben de jartiyer martiyer yapıcam sandıydım *
beni öyle görünce, "o kadar olur mu bilmiyorum?" deyip dudak büzdü..ben de bu sefer, yok atmıkları temizliyorum diyemem ya, "dedim, ya pantolon beni de rahatsız ediyor, onu çıkarsam sadece?"
tamam deyip göz kırptı, yeniden koltuğa attık kendimizi, bu gene üzerime çullandı.. dıbına koduğumun ne çok seviyorlar yukarda olmayı be beyler.. ilerde en büyük sıkıntılarınızdan biri bu olabilir(belki de zaten öyledir * )
biz gene ön sevişme modundayız ama pantolonların gitmesinin verdiği rahatlık var, kız bildiğin üzerimde sürtünmeye başladı..bir süre sonra öpüşmeyi filan tamamen bırakıp bildiğin tepinme moduna geçince, "yavaş kızım patlatıcam" diye uyarmak zorunda kaldım, biz gene koptuk..lan sevişiyor muyuz, komedi filmi mi çekiyoruz belli değil,
ceren.. yani hem bu kadar plancı bir huur hem de böyle yeni liseli kızlar gibi utangaç ve şapşal nasıl olabiliyordu aklım ermiyor.
bu biraz daha tepindi üzerimde, detaylara fazla girmeyeceğim,(elbette her saniyesini hatırlıyorum dıbına koduklarım..ilk sevişmem)
çünkü 31 çekmeye hazırlandığınızı tahmin edebiliyorum, hayır, hikayemin üzerine attırmanıza karşıyım *
neyse,
o yukardayken ben bir posta daha patladım..bu sefer anladı, tabi, gene gülmeye başladı.."ne var kızım.. elimde mi sanki?" daha beter gülüyor, daha beter bastırıyor, sonunda tuttum kollarından,
"heh tamam artık, hıncını aldın mı?" diye sordum. gene gülmeye başlıyordu ki tuttuğum gibi kaldırdım üzerimden, bir şekilde altından sıyrıldım, epey mücade etti, amk kolay iş değil beyler, kız deyip geçmeyin yani..hem ağırlar hem de o kadar güçsüz sayılmazlar,
boşuna demiyorlar, "ergene karı dövmesi kolay gelir" diye.
boğuşa ede bunu altıma aldım, bacaklarını belime doladı.. şimdi sıra bendeydi.. -
131.
+36 -1bu da hemen neşeli bir ses tonuyla,
"merhaba" deyip gülümsemeye devam etti..
beyler sanırım bu tarz, aşırı güzel olmasa da sevimliliği ön planda olan hatunlara karşı bir zaafım var aq..yani bir nevi güzelliği ve ciksapaliteyi, tatlı bir yüz ifadesine değişebiliyorum o zamanlar, zira öyle olmasaydı zaten ebruyla çıkıyor olurduk herhalde..
neyse,
biz muhabbete başladık, ben gene klagib low level esprilerimle girdim, biraz hatunu da dener gibiyim, diyorum işte "grup pek sarmadı galiba?" filan, böyle jest mimik yapıyorum, klagib bir yavşağımsı çocukceğiz modundayım yani.. illa her cümlemde bir ince espri geçmek zorunda..ne mallık aq..şimdi gibseler öyle konuşmam karı kızla..
bu da epey konuşkan bir kız çıktı, bir de o pozitifliği de var tabi, ben iyice rahatladım, zira muhabbet tıkanmıyor, ben soruyorum o soruyor filan, zaten nilayın çoğunu anlattığı şeyleri bir de ondan dinledim,
yalnız biz o ara epey bir uçmuşuz, bu hızlı yürüyor, ben de acayip hızlı yürürüm hatta bu yüzden devamlı posta koyuyordu bana arkadaşlar "amk sakin ol" "nereye koşuyon aga" gibisinden..
bu akıl etti, "kızları ektik galiba" filan diye, sokak lambasının birinin altında biraz durduk arkada kalan grubu bekledik, o ara biz konuşuyoruz, daha doğrusu o konuşuyor, ben de izliyorum bunun yüzünü, valla ışıkta vuruyor ya aq, kız da zaten sarı, bildiğin parlıyor sevimli hayalet casper gibi..o an içimde bir sıcaklık hissettim *..kıza karşı, nasıl diyeyim,
yani aşk, filan değil, biliyorum (en acısından hemde) ama böyle bir sempati, ne bileyim hafiften bir hayranlık, hoşlaşma hissettim. ama emin olun ayşen e olan duygularımın 10 da biri bile değildir, onun ilk zamanlarımın tarifi yok beyler, kelimelerle ifade edilecek cinsten değil yani.. -
132.
+36 -1gecenin karanlığı, yatağımın sıcaklığı ve beni üzerimdeki yorgandan daha çok ısıtan başka bir sebep daha,
mine nin cevabını beklerken yeniden hayatımda bir şeylerin, bir nebze de olsa yoluna girebileceğini düşünmüştüm,
düşerken tutunabileceğim bir dal, zifiride önümü aydınlatan bir fener gibi bir anda, hiç beklemediğim şekilde karşıma çıkan bu uçarı kızla, gerçekten de bir şey yaşayabilir miydik?
ben böyle düşüne durayım, beynimin içinden tatlı hayallerimi bölen, itiraz dolu uğultular yükseldi... "sen kaybedensin oğlum istenmeyensin..
tam gene kaotik düşüncelerin ağına dolanmak üzereydim ki telefonumun titreyişi beni o kötücül anıların arasından çekip kurtardı,
"iyi geceler * . daha yeni bitti, sınavlar öncesi epey eğlendik bu gece * ) . sen yaptın?"
hımm..
ilk mesajlaşma için fazla iyimser ve coşkulu.. tıpkı yüz yüzeyken olduğu gibi... acaba, herkese karşı mı böyle?
ben de fazla iyimser davranıp, "iyi ya napayım, seni düşündüm" yazabilirdim ama henüz o level e gelmedim beyler.. daha az önce re-spawn olmuşum zaten, elimde su tabancasıyla gezer gibiyim..
"iyi olmuş ya, ben de kutluyorum arkadaşınızın yeni yaşını * . bizde çıkar çıkar çıkmaz yurda geldik, biraz oturduk, geceyi kritik ettik filan * (burada bir yavşama var dikkatinizi çekerim) o zamanlar elimden gelen en iyisi buydu beyler . şimdi de ne yapsak da şu hafta sonu geçmese diyoruz * "
bu mesajı yolladım,
yollar yollamaz da pişman oldum..lan,
kız ne güzel senli benli konuşuyor, sen niye salak gibi biz miz diyorsun aq? hadi onu geçtim, gibik arkadaşının doğum gününden sana ne?
ama ne yapayım beyler.. ayşen yüzünden o kadar alışmışım ki böyle dolaylı yazışmaya..
resmen biri bana: "gel beni gib tsigalko" dese,
ben, "ya işte evet yani nasıl da gibişiyorlar o ferrelarda, sen hiç gibiştin mi?" diyeceğim..o derece mallık var..
neyse, dediğim gibi, öyle konuyu dağıtıp sen-ben den uzaklaştırdım diye pişman oldum.. bunun mesajı bekliyorum.. -
133.
+35kız işleri beyler,
atla deve değildir.
tabi ben bunu şimdiki aklıma, o yaştaki halime söylesem kesin gibtiri yerdim..
gece okanla boş etüt odasında durumları konuşuyorduk.. etüt odası boş çünkü millet sınavlara kendi odasında ya da arkadaşlarının odasında, kafa kafaya hazırlanıyor ya da koridorlarda şişe kapaklarıyla maç yapıyor..
-"abi çok güzel işte ya..koçumsun, bak bu sefer kesin olacak demiştim de kızmıştın bana"
-"ya okan, iyi güzel de abicim daha bir şeyin de olduğu yok yani, tamam güzel geceydi filan ama, kız biraz ürkek bu konularda yani, tecrübesiz.. yanlış bir şey yapmak istemiyorum ben"
-"nasıl yani?"
-"ya ne bileyim..bir kere, ben emin miyim? önce bir onu sormam lazım kendime"
-"kanka, kusura bakma ama eşşeğin dıbına su kaçırıyorsun şu anda..lan daha emini mi var be, 10 saat önceden hazırlanmaya başladın aq buluşmaya yarağım?"
-"abi o benim her zaman ki halim ama?"
-"ya bak tsigalko.. bence sen fazla ciddiye alıyorsun bu işleri, oğlum bugün takıldığın kızla, yarın evlendirmeyecekler ki seni? sen bir takıl bakalım, gez toz, gittiği kadar.. olmuyorsa olmaz.. çok gözünde büyütme abi..bak ayşeni de büyüttün büyüttün... "
bakışlarımı görünce sustu.. sonra,
"ya anladın işte ne demek istediğimi, kusura bakma o örneği verdiğim için..ama demek istediğim, çok kasma yani..lan kız olsan anlayacağım, adım kaşara çıkacak diye korkuyor diyeceğim ama erkek adamsın be abicim, takılıcan, olmadı mı geçicen.."
-"sen öyle mi yapıyon kanka?" dedim ters ters..amk tabi bekara karı boşamak kolay gelir.." hem bu kız öyle takılıp bırakılacak türden değil, eğlenmelik değil yani..o yüzden yüzde yüz emin olmak istiyorum, çünkü sonradan onu üzmek istemem"
ben hem onu tersleyip hem de böyle salak salak konuşmaya devam edince bu kızdı,
-"iyi kanka ne tak yersen ye..ama emin değilim ayağına gül gibi kızı da kaçırıp bu sefer de mineee mineee diye ağlarsan ben karışmam haberin olsun.."
lafı koymuştu beyler.."sigara içip geliyorum ben" dedi..e tabi, gibtin belamı, yak şimdi zevk sigaranı okan efendi..
o çıkınca ben de kendi kendime kalıp biraz daha düşündüm.. aslında haklıydı lan... nedir yani? takılıcaz işte.. kız iyi kız, güzel kız.. öyle sömürücü şıllıklardan da değil.. olursa olur, olmazsa da olduğu kadar yaşadıklarımız kar kalır yanımıza.. -
134.
+36 -1http://fizy.com/tr#s/1ahs4k
paketi açtım,
içinden kırmızı renk boyanmış, ahşap bir kutu çıktı, menteşeli kapağını kaldırdım,
içindekileri tek tek yazıyorum,
jean christophe granger in kızıl nehirler kitabı,
ac/dc back in black albümü cd si
benim parfümümden* yeni bir 50 lik
bunun büyük boy, yazın, üzerinde beyaz bir elbiseyle tahta salıcakta çekilmiş şahane bir resmi..
beraber gittiğimiz hemen hemen her mekandan bir hatıra (şekeri-tuzu-bilmem nesi..sinema biletleri)
sporcu bilekliği (şu ter silme bilekliklerinden)
küçük altın kutularının içine konmuş küçük bir tutam, altın sarısı saçlar (onun saçları..)
en altta da benim ilk buluştuğumuz gün çok beğendiğim renkli-enine çizgili kazağının aynısından bir tane daha..
beyler..nefesim kesildi lan..yemin ederim ölüyorum..sunni tenefüs mü ne hal edecekseniz edin aq..
ciddi anlamda, mutlu olmaktan ziyade, kendimi kötü hissetmeye başlamıştım,
hani şu, 360 derecelik açının, aynı zamanda da 0 derece olması gibi..
ne biçim bir hediyeydi bu beyler..biz ne olmuştuk böyle? ben ne yapmıştım bu kıza?..ne yapmıştım da bu derece kaynaşmıştı ruhlarımız?
ne yapmıştım da birlikte ritim tutmaya başlamıştı kalp atışlarımız?
ne yapmıştım ben?
aşık olmuştum..
aşık da mı etmiştim?
bu derece??
... 18 yaşındaki bir çocuk için fazlaca büyük bir sorumluluk... içkiyi fazla kaçıran sarhoş olurdu... aşkı fazla kaçıran, ondan da sarhoş..
sarhoştum be beyler... çok ama çok sarhoştum... -
135.
+36 -2bu epey sersemledi ben öyle hırçın hırçın konuşunca,Tümünü Göster
bir kaç saniye sağa sola bakındı, sanki görünmez birilerinden akıl ister gibiydi..ben de o ara onu izledim, ilk kez farklı bir gözle bakmayı denedim..
ebru.. kumral dalgalı saçları olan, irice kahverengi gözlü, güzel yüzlü, düzgün fizikli, iyi giyimli.. hoş kız, bugün izmir alsancak a ya da istanbul taksime çıktığınızda benzerlerini görebileceğiniz tarzda, gerçekten hoş, ama beni çeken ekstra, karakteristik bir özelliği olmayan bir kız.
ayrıca en başta da farkettiğim gibi, bütün o tiki ve havalı olmayan çalışan halinin altında aslında iyi ve masumane bir kız, biraz safca bile denebilir. ama tabi bunu kesinlikle inkar eden, daha doğrusu etmeye çalışan bir yapıda..
neyse bu durdu durdu, sonra "eh, iyi paylaşalım o zaman?" deyip gülümsedi, biraz buruk bir ifadeyle.
oha aq, onca laf etmiş, onca imadan bulunmuştum ama kız hala işi yumuşatmaya çalışıyordu. ben buna konuşurken tabi sadece o 1-2 cümleyi söylemedim, en az 2-3 dakika boyunca çemkirdim kıza, hatta bunu ses tonum ve el kol hareketlerimle de epey güçlendirmiş olmalıyım ama malum tabi hepsini hatırlayamıyorum dediklerimin, 7-8 sene olmuş aq nerden baksan..
bu benim onca agresifliğime rağmen yine de alttan alınca ben de sakinleştim bu sefer.. daha normal konuşmaya başladım, tanımaya yönelik bir kaç kritik soru sordum, çekinmeden cevap verdi..o öğle arası ebru hanımla ilk kez o denli açık ve net konuşabilmiş, biraz da olsa birbirimizi tanıyabilmiştik..
masadan kalktık, gidiyoruz, normalde ifadesiz olan yüzü bu sefer epey canlı, gülümsemeye hazır, bana döndü yine, "ya tsigalko ben ilk zamanlar aslında epey konuşmaya çalışmıştım ama sen çok soğuk geldin bana, ne bileyim, kendimce komiklikler filan bile yaptım ama sen o kadar sert durunca ben de demek ki bu çocukla arkadaş olmak için böyle yapmak lazım deyip kendimi kastım, aslında hiç de o ilk izlenimimdeki gibi soğuk değilmişsin"
beyler okul ve iş yaşamım boyunca bu "hiç de göründüğün gibi soğuk değilmişsin" lafını pek çok kez daha duymuşumdur. aslında hakkaten de cana yakın bir binim, hatta samimi olduklarımla bariz cıvıdığım bile olur bazen ama demek ki biraz da mizaçla alakalı..
artı bir de benim gözümünü ayşenden başkasını görmeme olayı var o zaman tabi, inanın ebrunun ağzından ne çıkmış, ne demiş ne etmiş hiç gözümün önünde bile değildi yani..
biz bunla dersin başlamasına yakın girdik sınıfa, neredeyse geç kalacakmışız, o ara bu elini omzuma filan koydu, sıramıza doğru gidiyoruz,ben alışkanlık olduğu üzere gayri ihtiyari cam kenarına doğru bir baktım ki, başımdan aşşağıya kaynar sular döküldü aq..
nasıl öyle dalmışım bilmiyorum lan, resmen gülüşe gülüşe kol kola sınıfa girdik kızla, o ara ya ayşen gördüyse? ya yanlış anladıysa.. -
136.
+35 -1yurda geldik,
ben odaya yöneldim, okan "aga ben bi su çarpiyim yüzüme aq kafam döndü" dedi.
neyse, geldim odaya baktım bir muhabbet dönüyor,
"..ya işte olm adam daha ilk günden teklif etmiş aq.." kısmını duydum,
dedim "noliyi lan? kim kime teklif ediyo?"
konuşan da, daha önce bahsetmediğim, bizim tayfanın (eski tafya da denebilir) 4. elemanı* neco.
necati, kısa boylu ama kalıplı bir eleman, pek fazla konuşmaz, hani böyle her grupta vardır ya, muhabbet arasında "demi lan aga?" diyip banko onayını alabileceğin, arada elini omzuna atacağın, ensesini tutacağın, varlığı pek ortamı etkilemeyen, ama olmazsa da "lan keşke o da burda olaydı, iyi olurdu" diyebileceğiniz tipten bir çocuk. iyi çocuktur..
dedim neco "noldu ya anlat bakam?"
aslında gibimde değil de, kafa kıyak tabi, makaraya ortak olayım dedim sadece, aq ne bileyim mevzunun beni direkt ilgilendiren bir olay olduğunu..
"ha aga geldin mi? naptınız la bensiz içmişsin?"
"ya okan la az takıldık işte, anlat sen anlat merak ettim"
"şey.. senin kıza teklif etmiş de sınıftan biri, daha ilk tanıştığı gün, onu söyledi bana ben de tolga* ya anlatıyordum işte böyle iş mi olur gibisinde, seni bekliyordum söylemek için zaten"
beyler,
benim o an şarteller bi gitti geldi.. hani böyle ani voltaj dalgalanmalarında olur ya, elektirik bir an gider, sonra gelir, florasan filan varsa ortamda, yavaş yavaş kırpışa kırpışa yanar sonra tekrardan..aha işte tam da öyle oldu..
masalardan birine tutundum, sakin kalmaya çalışıyorum ama inanın öyle bir dolmuşum ki, half-life deki duvar delen silah gibi..bir an bıraksak kendimi haykırıp delip geçicem ne varsa önümde:
-"kim lan o?" diyebildim, tıkanmış dişlerimin arasından.. -
137.
+34takip eden panpalarıma iyi geceler,
doğru acısını çıkaracağız demiştik, ama zaten dolu dolu yazdım diye düşünüyorum,
bir sıkıntı olmazsa yarın gece, bu kez biraz daha erken saatlerde uğrayıp bir kaç part atıcam, bu hafta ilk 3 gün ar-ge denememiz var, o nedenle daha erken gelip yazmaya çalışacağım,
gözlerinizden öpüyorum, yorum ve düşünceleriniz ekgib etmeyin, benim için değerliler.. -
138.
+34mutfakta işimi bitirip içeri gittim,
hepimiz salondayız, ev 2+1 di sanırım.
salonda biri tam tv yi cepheden gören, diğeri de ona dik şekilde uzanan iki tane uzun koltuk var, "l" şeklindeler yani, yerlerde filan da minderler, puf muf.
çift minderlerden birinde neredeyse kucak kucağa oturmuş, gülüşüyor,
saf eleman tv ye dönük koltukta iki hatunun arasında, muhabbet ediyorlar, ceren de öbür koltuğa yanlamasına uzanmış..
ben de gelince onun koltuğun önündeki minderlerden birine attım kendimi, muhabbet filan.. ortam güzel, ev sıcakmış katalitik var salonda 2 tane, evde 3 tane katalitik varmış toplam amk zenginlerine bak..(biri de gece çiftimizin gibişeceği odada olsa gerek)
neyse, öyle biraz zaman geçirdikten sonra tv yi açtık,
amk yerinde dışardan dahil olan bir tek benim, yani grubu en az tanıyan. sade cerenle konuşuyorum, biraz çekingenlik oldu tabi öyle tanımadığım ev mev..
kızlar gittiller servise başladılar, içecekler, yiyecekler, alayı odanın ortasına toplanmaya başladı, herkes minderlere indi. o ara diğer iki sapla da biraz daha muhabbet şansım oldu, üç beş espri yaptık gibiklere, bozuntuya vermeyip güldüler *
nihayetinde biralar açılmış, çerezler dökülmüş, bol kahkahalı muhabbetler başlamıştı, tabi orada bulunan erkekler olarak bizim 1. görevimiz espirili cümleler ve anılarla kızları güldürüp eğlendirmek (aq). ama pek de şikayetçi sayılmam, zira ortam kaynaştı bu sayede, evin diğer kızıyla da tanıştık, sıradan bir tip. yalnız o paçoz hatun beni pek sevmedi gibi hissettim, özellikle de üzerinden bir kaç tane hafif şiddette taşak çevirince içten içe baya gıcık oldu bile diyebilirim. ceren huursu da tam tersi, ulan arkadaşınla taşak geçiyorum, sen benden çok eğleniyor gülüyorsun *
akşam bu şekilde ilerlerken, canımın pek sıkılmayacağını anlamıştım. en kötü ihtimalle bu şekilde gır gır şamata yapar dağılırdık işte. gibiş ihtimali aklımda uzaklaşırken, benim ufaklık da nispeten sakinleşmişti.
o ara ben 3 tane bira devirmişim çakırkeyf modundayım, relax relax takılıyorum iyice, aklım da zavallı rakıda..ama şimdi oradaki gruba en yeni misafir de ben olduğum için "açalım şunu" filan diye atlayamıyorum, bu gibikler açacaklar da içecez.. -
139.
+35 -1http://fizy.com/tr#s/1ah2i2Tümünü Göster
yemekten sonra çaydı maydı derken, saat 5 küsür olmuş hava kararmıştı.
dışarı çıktım, yavaş adımlarla kız yurduna doğru ilerliyorum. bu kızlar da özel yurtta kalıyorlar, bizim sınıfın filan da çoğu orda. amk ayşeni fakirdi herhalde, neyse
saat altıya biraz daha varken yurdun önündeydim.
mineye mesaj attım,
"ben yurdun önüne gelmek üzereyim * " diye, aslında gelmiştim ama, alacaklı gibi kızı acele ettirmek istemedim aq.
bu da "tamam beş dakikaya iniyorum" yazdı.
dıbına koduğumun yurdunun önünde 15 dakika bekledim beyler,
tam yine mesaj atacaktım ki, bina kapısından çıkanlar olduğunu farkettim, dikkatli bakınca buna benzeyen birini seçtim ama tam emin olamadım, neyse bunlar çıkışa imza atıp kapıdan çıktılar, kalabalık grup ters yöne yöneldi, biri de bana doğru geliyor. yaklaştı bir baktım harbiden mine,
ama, kızı öyle bir boyamışlar..öyle bir boyamışlar ki beyler..yani aklınız durur dıbına koyayım ya (eminim ki kendi fikri değildi, o yüzden boyamışlar diyorum). lan o gece benim gördüğüm sade, neredeyse makyajsız kız, bildiğin gelin nedimesine dönmüş..
güzel olmuştu evet, ama ben o akşamki halini daha çok sevmiştim açıkcası..
sıcak bir selamlaşma oldu, gülümsedik, sarıldık kibarca, kibar teyze öpüşü fiks zaten..çok hoş olmuşsun dedim.
naber, iyidir filan konuşurken, tabi bu da salak değil ya, benim alık alık baktığımı farketti ve o an, bana "evet abi işte seveceğin kız böyle olmalı, bu olmalı" dedirten şeyi yaptı,
"makyaj biraz abartı olmuş demi? (güldü) valla zorla sardılar başımı, boyama kitabına döndüm be,normalde pek tarzım değildir yani"
beraber gülüştük, ne kadar rahattı lan? benim asla konusunu bile açamacağım bir konu hakkında kendi kendini alaya almıştı. ve bu hareketi, zamane huurlarının zütlerinin kalkıklığıyla kıyaslandığında gerçekten bulunmaz bir nimet, insanın içini ısıtan bir samimiyetti.
yok mok dedim, iyi olmuş..güldü bu gene "boşversene yaa" dercesine,
sonra ben "demek başına üşüştüler ha" diye ihtiyatsızca sorunca, kızı biraz utandırdım sanırım, gerçi o söylemişti ama biraz da ağzından kaçtı diyebilirdik, zira, öyle 5-6 yardımcı eşliğinde bir geceye hazırlandırılıyorsanız, o geceyi epey ciddiye alıyorsunuz demektir.
ve kızların erkekleri pek ciddeye almıyor olması gerekir, daha ziyade onları süründürmeleri, ya da tam tersi sadece gibiş sokuş için bedenini kullanmaları, (gezip tozma için de cüzdanlarını tabi) yaygın davranış şeklidir. -
140.
+34http://fizy.com/tr#s/12810x
aynı şeyleri tekrarlayıp durmaya niyetim yok..zaten yeterince uzun bir yazı olacak,
o nedenle sizlere daha fazla bahsetmeyeceğim,
her defasında kaderime küfrettiğim gecelerden,
tam güzel bir espiri tutturduğumda aradığım tanıdık kahkalardan,
birinin, bir daha asla bana "kanka hadi mekana gidelim" diyemeyeceğinden,
düştüğüm anda kolumu öyle kuvvetle asılıp kaldıracak bir olmayacağından bahsetmeyeceğim,
bahsetmeyeceğim batak eşlerimin bir daha asla o kadar iyi olamayacağından,
bahsetmeyeceğim ikimizinde cüzdanları evde unutup, benim cebimden çıkan demirliklerle tek simidi tek çayla yerken "olm çok fakiriz lan" diye gülüşemeyişimizden,
onun hiçbir zaman anlatamayacağı, benim dinleyemeyeceğim, özel hikayesinden hele hiç bahsetmeyeceğim..
okandan bahsetmeyeceğim artık..
hele ki o gece dönüşte bir kes daha ağzımı yüzümü ters çeviren..hala masamın üzerinde duran,unuttuğu, ip bilekliğinden kesinlikle bahsetmemem lazım..
o gece o bilekliği alıp koluma taktım ve nihayetinde, artık iyice çürüyüp eskiyen ipi kendini koyuverip, geçen yaz bana farkettirmeden, yüzdüğüm denizin derinliklerine dalıp gidene kadar da çıkarmadım. -
141.
+35 -1daha ilk gördüğüm an iç kaynaklı bir soba aniden harladı içimde..kıyamamıştı bana..hani gelemezdi? geldi işte *Tümünü Göster
lan 2 gündür ne görüyorum, ne de bir haberini alıyorum..2 gün..2 gün de bu kadar özlenir mi bir insan?
kapıdan çıktı, ben duvarın köşesine büzülmüşüm..burnum akıyor hafiften..benden tarafa dönüp beni gördü..
aramızda 5-6 metre mesafe vardı ama ben bir an için, sadece bir saliselik de olsa bir bir gülümseme görmüştüm suratında beyler..ama
http://fizy.com/tr#s/2b71c4
tekrar o amansız ifade yerleşti yüzüne..anlaşılan o kadar kolay olmayacaktı, biraz daha çekeceğimiz vardı..imtihanın sonuna gelmemiştim daha..
yine de o gülüşü yakalamıştım işte..iyi bitecekti bu filmin sonu.
bana doğru yaklaştı..
"ne oldu?" diye sordu sert sert..
biraz yüzüne bakındım..beyler çok mahzun görünüyor olmalıyım lan..valla kendime kıyamadım bak şu anda * .. burnumu çektim hafifçe,
"bunlar, senin için" çiçekleri uzattım..yine o saliselik parıltı..bu kez gözlerinde..
hemen almadı ama, bir kaç saniye sonra nihayet uzanıp buketi kucağına aldı,
"hımm..saol güzelmiş.."
ben ısrarla gözlerine bakmayı sürdürüyorum..o da bakıyor dik dik..güldü sonra..ama sanki "çattık yaa" dercesine, böyle sinirli bir hava katmaya çalışarak,
"önemli bir mesele var demiştin? meraktan geldim bak.."
"haa..ben üşümeyeyim diye değil yani" deyip gülümsedim, ellerim ona sarılmak, dudaklarım yumuşak yanaklarına gömülmek için çıldırıyor..burnum akıyor..damla neredeyse düşecekken elimi koydum, gene burnumu çektim filan..o ara nasıl oldu bilmiyorum ama, herhalde o sümük akıntısının da etkisiyle, aniden gözlerimin dolmaya başladığını hissettim..yüzüm biraz buruşur gibi oldu ama toparladım..lan ne ağlaması aq..öyle bir şey yok aklımda!?
biraz daha bakıştık..bunun kızgın ve ukala bakışları, yerini üzgün bakışlara bıraktı..yüzünü asıp gözlerin yere indirdi..
ben de tam o sırada, kelimeleri gırtlağımdan yırtarcasına sökerek,
"mine..sana ihtiyacım var.." diyebildim..gözlerini tekrar bana çevirdi, "üzgünüm..ne için, neden özür dileyeceğimi bilmiyorum ama..üzgünüm..çok.." son kelimelere doğru boğazıma dolan balgam, burnumu tıkayan akıntı ve boşalmak üzere olan göz pınarlarımdan dolayı ses zütümden çıkıyor gibi gelmişti ""amk""..
iki avcumla yüzümü baştan savma, bodoslama bir hareketle silip akmak üzere olan gözyaşlarını ve sümükleri bir süreliğine daha savuşturdum..
tekrar yüzüne bakmaya başladım..o da bakıyor..nihayet..onun da dudakları titremeye başladı..ağzı yüzü garip bir hal aldı.. neredeyse fısıltıyla,
"ben..bende..sorun değil.." diyebildi..daha kelimelerini yeni bitirmişti ki üzerine uçtum resmen..sımsıkı sarıldım, çicek aramızda kalıp biraz ezildi..sonra bu yarı ağlar yarı güler halde "durr..dur" deyip çiçeği kurtardık, tekrar, bu sefer aramızda engelsiz sarıldık..
yüzümü boynuna, yanaklarına gömdüm, öyle öper gibi değil, daha ziyade koklar gibi..o da bana sım sıkı sarılı halde..nefesiyle soğuktan buz kesmiş ensemi ısıtıyor...
öyle kaldık biraz..baktım..ağlamak üzere..ben nispeten toparlamışım..
"bunu.." dedim.."bunu konuşalım..konuşmaya ihtiyacımı var..hiç susmayalım bir daha"..
bu elinin tersiyle gözlerini ovuşturarak, "tamam... yarın görüşelim o zaman..olur mu yani? yarın görüşsek?" dedi..
belli ki yarına kadar biraz mutluluk gözyaşı döküp kendini rahatlatmak istiyordu, ben de, onun bu isteğine saygı duymakla beraber, o gün o masada kalkıp gitmesi yüzünden konuşamadığımız konuları, bu kez daha usturupluca ve daha iyi bir atmosferde konuşup, bir kez daha aynı acının bizi yıkmasının yolunu tamamen kapatmak istiyordum..
"nasıl istersen" dedim..
bir kez daha sarıldık..ben artık döndüm gidiyorum..bu seslendi..
"kaşkol almamışsın ya.." döndüm..baktım gülüyor ıslak gözlerle..benim lafımı yine bana hatırlatıyor... onu neden bu kadar sevdiğimi hatırlatıyor..
döndüm..yine ve yine sarıldık..kaşkolunu boynuma doladı..sonra elindeki içi uca asılıp beni kendine doğru çekti, birbirini özleyen dudaklar, kısa bir süreliğine de olsa kavuştular..soğuk filan yine yalan olmuştu... üstüme benzin dökülüp yakılmış gibi oldum bir anda o öpücükle..
bu kez ben onun gidişini, her zamanki gibi sonuna kadar izledim..kapıdan geçerken, son gülümseyişini bırakıp gözden kaybolduğunu gördüm bir kez daha..
yola döndüm yüzümü..kaşkolu ağzıma çektim..görmesindi kimse öyle güldüğümü..deli sanarlardı beni..öyle, kaşkol altından sırıta sırıta..yurda kadar, bu kez geliş yolundakinin yarısı kadar bile üşümeden yürüdüm.. -
142.
+34olmadı panpa
rahat batmış sana
madem ayrılacaktın neden başladın ilişkiye.
çok büyük sorunların da yok.
bunun sebebi kesinlikle kızı kolay tavlamış, onun için sıkıntı çekmemiş olmandır.
bu hikayeyi okuyan amlılara sesleniyorum
bir erkeğe kapılarınızı hemen açmayın
sonra böyle inci sözlük gibi ortamda 31 malzemesi olursunuz.
birisi bir başlık açar nasıl bin oldum diye hikayede bir rolünüz olur
gerçekten tek farkı sözlükte mine gerçekte emine olmanızdır !!! -
143.
+35 -2neyse bin reserve alalım
edit:buralar baya değerlenmiş ileri görüşlülük var bende amk
2 sene sonra gelen edit:kimse giblemiyodu bu adamı amk hatırladım öylesine rezerve aldıydım üzülmüştüm almış zütürmüş bin -
144.
+34 -1"ya şey.. hani bizim sınıfta ozan var ya? * benim balıkesirden arkadaşım, o işte.. bugün daha ilk konuşmasında söylemiş, demin de beni arada dert yanıyor aq..mal herif"
ben şöyle bir silkindim, bugün nasıl konuşmuş olabilirdi ki lan?
"olum" dedim, "ayşen bugün okula bile gelmedi ki? ne ara konuşmuş aq!"
necati bir duraksadı, "ne ayşen i abi, ebrudan bahsediyorum ben ya?"
oufffsss... o anı anlatmak için "üzerimden yük kalktı" lafı hafif olur herhalde.. yani o yükün ağırlığını gelin de siz düşünün beyler..
tabi bir de o ara sadece tolga, diğer oda arkadaşım* ve okan ın bildiği ayşen meselesini de açık etmiştim farkında olmadan.. neyse,
"haa..ee tamam anlat sen, ne oldu sonra?"
-"ya abi işte bu aradı, diyor ebruya teklif ettim ama resmen posta koydu, sizin yurttan bi çocuk var, galiba o da hoşlanıyormuş ebrudan, o yüzden olmadı herhalde, dedi bana"
yok ebesinin amı..al şimdi de kızdan hoşlanan biz olduk..ne alakası var ya?
ama gerçi insanlar da haklılar, zira dışardan bakınca bir kız ile bir erkek paso züt züte dolaşıyorsa, kesin erkek yazıyor demektir.. gibeyim şu bağnazlaşmış toplumsal kalıplarımızı da algılarımızı da..*
tabi ben rahatlamışım.. ozan dediği dallama da herhalde bugün yanına oturttuğu çocuk diye düşündüm, hırt daha dakka bir patlamış..
bu sefer bende dedim;
"abi ebru benim hatun filan değil ya aq, öyle sağda solda da konuşmayın, yanlış anlaşılmalar filan olmasın.. gibecem ya..benim sevdiğim hatun başından beri belli abicim, ebru filan demeyin bana"
neco,
"ha harbi ya ayşen kim abi? (sırıtarak)"
dedim ya, artık meseleyi açık ettik bir kere, o ara okan daldı odaya "napıyonuz la dıbına koduklarım? ne bağırıyo bu gene?" dedi beni gösterip, ama tipi görmeniz lazım beyler, 5 biradan sonra kadayıf gibi olmuş sıfat.. sırıta sırıta paytak paytak dolanıyor..
"gel aga gel" dedim.. anlaşılan gene muhabbetin dıbına koyulacaktı bu gece ve lanet olsun ki bu sefer spot ışıklarının altında ben vardım..
o gece benim hikayeyi bizim katın tamamı öğrendi, oradan başka mevzulara filan derken, gene sabaha ettik muallaklerle.. -
145.
+34 -1gibko bir cevap yazdım bu hatuna,
ama susturmaya yetmedi, ulan maç izliyorum be maç..
2-3 mesaj sonra ağzındaki baklayı çıkardı,
"ya baksana, okula başlayalı 2 ay oldu ama ben yurttan dışarı pek çıkamadım, hala yabancıyım şehre, sen kesin gezmişsindir şimdi her yerini, bir ara bana da öğretir misin? * )"
böyler bu mesajların emoca versiyonda yazıldığını hayal edin, yukardaki entrylerde taklit etmeye çalıştım yazış şeklini ama mümkün değil aq, beynimi gibti resmen. normal insan yazısına çevirip yazıcam mecbur.
ben de "yok ben de gezemedim ya pek, vaktim olmuyor, yurtta takılıyoruz genelde" yazdım savuşturayım diye, bu sefer demesin mi,
"hadi ya, o zaman daha iyi, beraber öğreniriz işte"
o ara gol mol oldu, 10 dakika filan dönmedim buna, acayip kafam kızmıştı..
sonra bu gene yazdı,
"canım orda mısın?"
canını giberim senin..ne canı? canım ne?
tabi böyle yazamadım oraya... ahh ah..şimdiki aklım olsa..ama diyorum ya, çok toyuz be beyler.. fazla iyiyiz.. fazla safız, aman kimse kırılmasın, üzülmesincilerdeniz..
neler yazdım hatırlamıyorum ama mesajlaşmanın sonunda mutsuz değildi diye hatırlıyorum.. muhtemelen tutamayacağım bazı sözler vermiştim küçük huurya..
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 08 05 2025
-
hesap güvenliği hk
-
sözlükte kadın istemiyoruz kardeş
-
uçan kedi ile sahilde buluştuk
-
çok oevladı var çoook
-
enerci sen gemici değil misin
-
konstant dayı hiç dibini dövdürmeyi düşündün mü
-
vallahi de billahi de bu dünya bize göre değil
-
bayan pamir selam naber sürtük
-
16 yaşındaki adamı ağlattınız
-
diyelim ki 2 sene 31 çekmiyorsun
-
ölülerin boynu kütler mi
-
kafam güzelken sözlüğe girince
-
neden başlık acmıyorsunuz nedennn
-
vikings canın mı sıkılıyo panpa
-
esc neden gidiyorsunuz olm
-
zalinazurta iletim
-
kızlar bile racing naked takılıyo
-
souki ile gaita
-
gratise gidelim bakalım saçlar icin
-
öksürük tuttu aşkolar
-
bir şeyler istiyorum bir şeyler
-
sözlüğün en ucube mental yazarı online
-
50 bin tl 4060 ekran kartı almak
-
damalarım a olusturmus
-
napıyorsunuz lan bin kuruları
- / 1