-
3176.
+7selamlar herkese (:
mesajları cevaplamayı bitirebildim çok şükür, buraya da bir selam atayım dedim. keyifler yerindedir inşallah? :p
ygs ye giren panpalarımın yds si mübarek ve hayırlara vesile olsun,
yds ye gireceklere de şimdiden başarılar (:
özelden her zaman bana ulaşabileceğinizi unutmayın, geçte olsa cevaplamaya çalışıyorum tüm gelen mesajları.
sevgiler, saygılar, öpücükler, smileyler (: -
3177.
+8iyiyim panpalar allah razı olsun (:
sıkıntı yok.
aslında sıkıntı varlan..var, benim askerlik işi yalan olabilir, kalıcı olarak yurt dışı yolu gözüktü, çok zor durumdayım, hayatımın kararını vermemi istiyorlar hazirana kadar.
bir yandan bütün dostlarım, kurulu düzenim ve mis gibi işleyen hayatım var, diğer yanda rüya gibi bir ülke var.. insanın eline bir kere gelir bu fırsat, ne tak yiyeceğim bilmiyorum. -
3178.
+6iyi geceler herkese,
emektar tayfaya ayrıca selamlar. bu panpanız kararını verdi,
bülbülü altın kafese koysalar, ille de vatanım der..yok arkadaş, kopamam ben buradan. -
3179.
+7selamlar herkese (:
geçte olsa, biriken özel mesajlarınızı yanıtlamaya geldim,
sevgilerimi selamlarımı sunuyorum başlığın yılmaz takipçilerine ;) -
3180.
+5mission complate, mesajlarınızı bekliyorum panpalar, geçte olsa cevaplanacaklarına emin olabilirsiniz öptüm hepinizi
-
3181.
+4iyi geceler dostlar erkenci miyim neyim biraz? (:
-
3182.
+3izmirli kardeşlerimizi direnişe desteğe bekliyoruz, 16.00 da büyük bir grupla şehitlikte olacağız, allah yardımcımız olsun arkadaşlar..
-
3183.
+7 -2@ sosyal internet bağımlısı, niye lan amk biz bu vatanın çocuğu değil miyiz? (:
@ capulcuyum ulan ben, eyvallah kardeşim teşekkür ediyorum.
27 senedir ağzına sigara koymayan ben 3 gündür düzenli olarak biber gazı yiyorum, ciğerleri bu güne saklamışım demek ki farkında olmadan * . şimdi gidiyoruz gene yoldayız, alışkanlık yaptı meret..
kırmadan, dökmeden, malum kişi haricinde kimseyi aşağılayan tezahüratta bulunmadan, toplumun tüm kesimleri bir arada yine tepkimizi koyacağız. bu bir sivil direniş. isyan değil, özgürleşme çabası. -
3184.
+10vay arkadaş, tam beş yıl sonra bugün.
herkese selam olsun dostlar. epeydir uğrayamadım malum ortalık karışıktı.
bu akşamüstü 7-8 gibi gelip özel mesajları ve başlık altındaki soruları yanıtlayacağım.
ayrıca mezuniyetten sonra olanları da özet geçeceğim, aslında onları da hikayeleştirmeye hevesim vardı ama bir daha benzer bir yükün altına giremeyeceğimi anladığım için 2008 haziranından 2013 haziranına olanları bu gece hızlı hızlı anlatıp sizlerin merak şeysini de gidermiş olurum, siz de küfürlerinizi ve beddualarınızı geri alırsınız artık heral (:
aralıkta askere gidiyorum, dönünce kısmet olursa askerlik anılarımı yazmayı düşünüyorum sıcağı sıcağına. türkiyede kalmaya karar vermiştim daha önce yazdığım üzere, tam ben kararı verdim, bu gezi olayları patladı amk.. neyse, toplamda 8 gün meydanlardaydım. bir noktadan sonra iş boyut değiştirmeye başlayınca zaten sağduyulu olan kesim çekildi sokaktan.
neyse, akşam gelicem her şeyi konuşuruk gali, çüzz -
3185.
+4selamlar tekrardan,
geldim panpalar, önce mesajları yanıtlayayım. geceye doğru da özete başlarım. (: -
3186.
+5arkadaşlar hala özel mesajları cevaplamaya çalışıyorum amk 2 aydır sözlüğe girmeyince böyle oluyor tabi. saat 22.00-22.30 gibi başlarız. zaten çok fazla zamanımızı alacağını sanmıyorum. bir kaç partlık bir nostalji olacak işte (: yine de heyecanlandım yeniden yazmanın verdiği hevesle.
-
3187.
+4geldim dostlar, mesajları bitirdiğime göre artık başlayabilirim ve başlıyorum.
-
3188.
+10http://fizy.com/song/fettah-can-atmosfer/1ln2usTümünü Göster
ilk olarak, mezuniyet sonrasında girdiğimiz yazdan bahsedeyim biraz, o yaz ben bizimkilere ebru ile niyetimin ciddi olduğunu anlattım ve genel anlamda olumlu tepki verdiler ki o hastane olayından beridir zaten kanları kaynamıştı epey. ebrunun annesi ile ben zaten tanışmıştım. konudan babasına da bahsetmişler nihayetinde onlar da durumu kanıksama aşamasına girdiler.
e tabi kız evi naz evi, kız babası da naz babası malum..baba başta biraz sert çıkmış -sanki kızının turşusunu kuracak (: - klagib türk babası olaraktan.
aslında ben nispeten görevimi yapmış ve evlerine, sadece annesiyle tanışmak için de olsa gitmiş, sıra ebrudaydı, yine de benim bir kez daha gelmemi, yoksa gelip beni gene kaçıracağını söyledi x)
tamam dedim ben de ne diyim..emir büyük yerden, kayınpederden gelmişti. planlarıma göre o sene yazın ense yapacak, sağda solda sürtecek, izmire gidip ebruyla takılacak, sonra da aralıkta askere gidecektim. dönüştü de iş miş olayları işte..
o planların bir kısmını gerçekleştirdim de,öğrenci evinin üst katını boşaltmıştık. okulu devam eden alper ve nuriş ile alamancı berkay altta üçlüyü kuracaklardı. yazın izmire gidince orada kaldım 1 hafta. o ara ebruyla gezdik ettik, hasret giderdik..daha ayrı kalalı bir ay bile olmamıştı ama işte..çok seviyoruz olm lan..dayanılacak gibi değildi öyle uzaktan..
geldiğimde beni gene paketleyip zütürmek istedi ama bu sefer hazır olmadığımı söyledim, mezuniyetten (asıl mezuniyet eylüldeydi) sonra geleceğimi, hatta o ara ailelerin de tanışabileceğini söyledim. kabul etti, hatta daha mantıklı geldi benim önerim, aileler-tanışma filan deyince çıldırdı zaten sevinçten (:
bursadaki arkadaşlarımla metallica'ya gittik, oradan da avşaya geçtik bir hafta orada tatil yaptık
aylaklığın da verdiği rahatlıkla müthiş gezdim o yaz..tolgaya gittim, o bana geldi, nurişlere gittik beraber, takımı toplayıp didim'e gittik bu sefer yine bir haftalığına.
ebruyu bizim ilçeye geldi, ne onunkilerin, ne de bizimkilerin haberi olmadan bütün gün gezindik sahilde. çok güzel bir gündü o gün lan..epi topu 6 saat filan bir arada olabilmiştik ama hayatımın en kıymetli saatleriydi o saatler.."gel kız işte çıkarayım eve seni hazır gelmişken :p" dediysem de dinletemedim..öyle birebir kalmaktan çekiniyor bizimkilerle şimdilik..kıyamam lan (: -
3189.
+15eylülde mezuniyet töreni vakti geldi çattı, gittik kapalı salonda keplerimizi fırlattık, müzikler, marşlar, coşku.. güzel geceydi o gece.. nilay ve neco ile okullar kapandıktan sonra ilk kez görüşme fırsatım oldu. yüzükleri takmışlar onlarda (:Tümünü Göster
yine ebru ile konuştuğumuz üzere aileleri birbirleriyle tanıştırdık.. hepsi pek kibardı birbirlerine karşı, konuşurken gözlerinin ışıldadığını gördükçe biz de ebruyla deli olduk sevinçten.
babam o akşam tören çıkışında beraberce bir yemek yemeyi teklif etti, kabul ettiler. biz iki aile oturduk, yemekler yendi, ebru'ya "hazır herkes buradayken isteme işini de aradan çıkarsak mı acep?" deyip güldürdüm. çok çok güzel ve beklentimin üzerinde bir atmosferde geçen bu tanışma faslı.
ebrunun annesi zaten çok tatlı bir insandı, kayınpeder elbette kız babası olmanın verdiği bir ağırlıkla muhtemelen başlangıçta biraz rol yapmak zorunda kaldıysa da, o da sonradan biraz gevşedi. bizimkilerin zaten sülalesi raad anasını satiym (: böyle pozitif ve modern bir ana babaya sahip olduğum için bir kez daha şükrettim, ana babasından utanan bazı insanlar da tanımıştım nihayetinde.. belki ben öyle ana babaya sahip olsam da utanmazdım onlardan ama, yine de böyle olmalarından ötürü çok şanslı olduğumu itiraf etmeliyim.
eylülden sonra artık daha ciddi manada konuşulmaya başlandı bizim durumumuz, gerek aileler arasında, gerekse ebru ile benim aramda.
ikimizin de acele etmeye niyeti yoktu, biz aslında zaten konuşmuştuk tüm bunları, sadece üzerinden geçtik.
benim askerden dönüp, işe girip, biraz da birikim yapmamı bekleyecektik. ailelerimize yük olmayacağımız konusunda birbirimize söz vermiştik.
ebru eylül sonu gibi işe girdi istanbulda.
aralıkta askere gitmek için ekim gibi tecilin işlemlerine başlamak gerekiyormuş.
askerlik şubesine gitmeyi kararlaştırdığımız tarihten 4 gün önce ayağımı kırdım. öyle spor yaparken filan değil, bildiğin camış gibi düşüp kırdım amk.. böyle bir salaklık olamaz.
evet, bence de "şansımı gibeyim." daha önce başıma gelen o baygınlı hadisesinden sonra, şimdi de bu, oğullarını pamuklara sararak aileme fazla gelmişti, anam ananem telef oldular..bir tane ufak çaplı operasyon geçirdim. ebru o hafta sonu geldi, haber alır almaz..ben bilerek ilk kırdığım günlerde söyletmedim iş zamanı telaş yapmasın diye. geldiği gün dönecekti ama bizimkiler bırakmadılar, bizde kaldı bir gece.
ulan hastaneden hastaneye görüştürmek nasip oluyor bizimkilerle ebruyu, kafamı filan da mı kırsam acaba, birkaç gün daha kalsa x)
askerlik işi yalan oldu o sene..
çok kritik bir zamanda gelen bu sakatlık nedeniyle resmen hayatımı ertelemek zorunda kalacaktım beyler..bir de öyle bir kırmışım ki, 6 ay alçı çıkmadı aq..
bizim mezunlardan kızlar işe girdi, neredeyse yıllarını dolduracaklar, erkeklerden askere gidenler geri geldi, ben hala sekerek yürüyordum.. -
3190.
+13http://fizy.com/song/fettah-can-milat/3woq90Tümünü Göster
amk "son son ayşen huursunun ahı mı tuttu lan yoksa", diye düşündüysem de, köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağardı diye telkin ettim kendimi. yine de o vesileyle, bunu ilahi bir uyarı olarak algılayıp, kızın elimdeki resimlerini sildim.
iyileşme sürecinde evime uzaklardan misafirler de geldi, alperi, nurişi, tolgayı, hatta berkay'ı misafir ettik. nilay ve neco gelemediler ama aradılar sık sık sağ olsunlar.
nuriş ile beril'in ayrıldığını öğrendim..üzüldüm..ayrılması en son beklenecek çift gibi duruyorlardı halbuki.
2009'un nisanında anca anca kendimi toparladım. yatalak olduğum zamanlarda bir ara 90 lı kiloları görmüş olan bünyeyi yavaş yavaş hizaya sokmaya başladım, günlük yürüyüşler vesaire. havalar da ısınmaya başladığı için annemle bol bol sahile indik yürümeye. bir nevi doğal bir fizik tedavi süreci oldu bu benim için.
o sene haziran başı, bizim sağlam torpilimizin olduğu (daha önce stajımı da yaptığım yer) yerden teklif geldi. onlar beni bu dönemlerde bekliyorlardı zaten, ama askerliğimi yapmış olarak..oysa ben askere gitmiş olmam gereken dönemde evde felçli modundaydım.
askerliğimi yapmamış olmam normalde sorun olurdu muhtemelen, ama dedim ya, emir büyük yerden. öyle olunca ben de ertelemek istemedim ve nihayetinde haziran ortası gibi, mezun olduktan bir sene sonra ve asker kaçağı olaraktan (: işe başladım izmirde.
anneannem bursadaki evlerinden ikisini satıp üzerine biraz da nakit ekleyerek, işime yarım saat, tolgaya ise 100 metre kadar uzaklıkta, izmir'in göz bebeği konakta bir ev aldı bana, içini de düzdü. anneanne, seni zaten mahşere kadar sırtımda taşırdım da, bundan sonra sırtımı da geçtim, direkt başımın üzerinde taşıyacağım. çok güzel evim var binler, o konuda mütevazi olamiycem..her ne kadar ben almamış olsam da. (:
evi anneannem, ilk arabamı da babam alınca, bana böyle saçma sapan bir hal geldi..olm dedim, o zaman ben niye çalışıyorum ki lan? evim var, arabam var? zaten bu çalışan insanların %90'ı, kendilerine ait bir ev ve arabaları olsun diye, ya da var olanların kredilerini ödeyebilmek için filan çalışmıyor mu? dedim..
hayata resmen iki sıfır önde başlayınca bir an zütüm kalkmadı değil..iyi dedim ben de o zaman..madem öyle, düğünümde sizin cebinizden tek kuruş çıkartmak yok. zaten öyle yapacaktık biz ebru ile de, bu da artık tamamen tescilleyen şey oldu yani.
kendimi rüyada gibi hissediyordum..henüz 23 yaşında bir bebeyim ve kendime ait bir evim var, arabam var, kankamla arada 100 metre mesafe var,ülkenin sayılı firmalarından birinde çalışıyorum; işim var..
ama işte bir tek o ekgib..ebru..ebru istanbulda arkadaş..
bir hafta sonu o geliyor, bir hafta sonu ben gidiyorum ama olmuyor..
bir kaç ay o şekilde idare ettik. ben ebruyu kendi çalıştığım yere aldırabilir miyim acaba diye çok kurcaladım ama olmadı..o arada da bu yüzü bulabilmek için tabi çok çalışıyorum, herkesle aram iyi filan, zütümü yırtıyor, fabrikada yatıyorum deyim yerindeyse..6 ayda, belki normal bir mühendisin öğrenebileceğinin üç misli şey öğrendim..
tabi bu yavşak şeflerden birinin kıskançlığını üzerime çekmemle sonuçlanacaktı..
amk işte türkiyeden "gitme" meselesi geçenlerde önüme geldiğin, en çok da bunun için istemiştim gibtir olup gitmeyi..
abi biz türk milletinin inanılmaz bir mantık yapısı var..yemin ediyorum eşsiz, benzersizin bu konuda..bu konu nedir? bu konu şudur;
birisi başarılı mı oldu? başarılı mı oluyor? çıtayı mı yükseltiyor? tempoyu mu arttırıyor? hah, işte o zaman ona köstek olmak lazım..onun çalıştığı kadar çalışmak yerine, onun çalışmasını engellemek, temposuna ayak uydurmak yerine, temposunu düşürmeye çabalamak, çıtayı daha da ileri taşımaktansa, aşağı çekmeye çalışmak..
bu bizim milli bir felsefemiz adeta..sadece bu alanda ve bu konuda değil..her alanda..her konuda..
o yüzden memleketçe, iki ileri, bir geri gidip duruyoruz..o yüzden bir tak olmuyor işte bizden.. -
3191.
+112010 yazında nilay ve necati evlendiler (:Tümünü Göster
her ne kadar okuldaki son zamanlarımız biraz tuhaf bir atmosferde ve limoni geçse de, çok sevindirik olduk tabi hepimiz. bizler de beş kafadarların diğer üyeleri olarak, kendi sevgililerimizle, sözlülerimizle hazır bulunduk bu güzel günde. nurettin, kendi gibi kemik gözlüklü, entel ve oldukça ama oldukça hoş görünümlü bir kız olan yeni sevgilisiyle arz-ı endam etti. bizim bölümün 2. sınıfındanmış kız ama daha büyük gösteriyor, ayrıca nurişe daha çok yakıştığını itiraf etmem gerek. o beril'e başlangıçtaki hallerinden ötürü bir türlü ısınamamıştım zaten.. biliyorsunuz başlarda benimle olan münasebetini filan işte..
pek fazla düğüne gittiğim söylenemez ama nilay muhtemelen gördüğüm ve ömrü boyunca göreceğim en güzel 2-3 gelinden biri olmuştu. diğerleri de muhtemelen ebru'm ve kardeşim olur.
onun mutluluğu, benim mutluluğumdu.
çiçeği burnunda çiftimizin izmire yerleşmesi mutluluğumu daha da arttırdı. tolga, ben, nilay ve neco aynı şehirde birbirimizi bulmayı başarmıştık. kopmamıştık ve umuyorum ki kopmayacaktık.
ah bir de şu ekgiblerimizi tamamlayabilseydik.
ebruya, istanbuldaki işinden ayrılıp izmirde bir yerde çalışıp çalışamayacağı konusunda biraz baskı yaptım. bir-iki aylığına sancılı ve sıkıntılı bir süreç geçirdik bu yüzden.. aramızdaki ipler biraz gerildi.. sonrasında hata yaptığımı anlayıp özür filan diledim.. elimden gelen her türlü imkanı seferber ederek gönlünü almaya çabaladım..o da zaten daha fazla uzatmadı bu limoni durumu, hatta uzatmadığı gibi, üstüne bir de benim aslında haklı olduğumu, istanbuldan ayrılıp izmire yerleşmeyi düşündüğünü söyledi. bu sefer de ben karşı çıktım, "sonradan bana kızarsın" diyerekten..
neyse şimdilik bu konu rafa kaldırılmış, üzeri biraz örtülmüştü, ama kapanmamıştı.
o yaz, ailelerimizden de artık "olm hadi artık ne tak yiyecekseniz yeyin" tarzı hezeyanlar işitmeye başladık aynı anda sanki sözleşmişler gibi, lan biz acele etmiyoruz, onlar acele ediyor işi resmiyete dökmek için.
ebru ile bir kez daha masaya yatırdık bu meseleleri.. nilay ve necatinin evliliği de bundan etkili olmuştu tabi.. ikimizin de aynı kafada olması müthiş bir nimetti, öyle "evlülük isterüm" diye tutturan şapşal kızlardan olsaydı işim çok zordu beyler..ama bir yandan da ailelerimizi bir şekilde tatmin etmemiz gerekiyordu..
önümüzdeki yaz için nişan kararı aldık kendi aramızda.. bunu da yine zamanı gelince, bir süre sonra ailemizle paylaşacaktık.. -
3192.
+7biraz ara verelim panpalar, gelicem tekrar yarım saat içinde. bir bu kadar daha yazılacak şey var hemen hemen.
-
3193.
+8http://fizy.com/song/erde...emet-akalin-emanet/3wsb5oTümünü Göster
günler akıp gider ve ebru ile ben birbirimizin özlemiyle kavrulduğumuz hafta içlerini, hafta sonu kaçamaklarıyla söndürmeye çalışırken, izmire bir tanıdık akını oldu. pek çok arkadaşım ya şehirde kalmayı seçmiş, ya da gidip geri dönmüştü. bu hafta sonu istanbul kaçamaklarımdan şikayet etmeler başladı bir zaman sonra, çünkü şehir olan arkadaşlarımla zaman geçiremiyordum. tolga dışında kimse ile iletişimim kalmamıştı, insanlar hafta sonları için beni etkinliklere, buluşmalara, eğlencelere çağırıyor, her seferinde olumsuz yanıt alıyordu mecburen.ya ben istanbulda oluyordum, ya ebru izmire gelmiş oluyordu çünkü. tabi insan bir çağırır, iki çağırır, bilemedin üç çağırır..en sonunda atarlandı bunlar bana..
şöyle enine boyuna düşününce, ben de aslında yaptığımızın biraz saçmalık olduğunu, bizi yorduğunu ve ilişkiyi aslında yıprattığını fark ettim.
ikimiz de çalışan insanlardık ve haftasonumuzu da yollarda geçirince üzerimize ister istemez bir bıkkınlık, yorgunluk çökecekti. bu durumu ebruya açmaya korkuyordum çünkü yanlış anlayabilitesi vardı. kadınları bilirsiniz..kendisi de aynı konudan şikayetçi olsa dahi, ben söyleyince sanki suç işlemiş gibi olurdum gözünde..ilk pes eden, ilk havlu atan ben olurdum..
en son izmire geldiği bir hafta sonu, baş başa değil de, arkadaş grubuyla takılmayı önerdim değişiklik olsun diye. tolga, sevgilisi cansu (ki onlar da artık ciddi bir yola girmişti baya baya) hatta taze evli nilay-neco ikilisinin de katılımıyla asil kadro, bunlara ek olarak da diğer pek çok tanıdık, eş dost bir araya geldik.
ben de bilerek epey abarttım o gece eğlencenin dozunu..öyle ki gecenin sonunda ebru kendi ağzıyla söylemek zorunda kaldı, "sen böyle hep beraberce takılmayı özlemişsin belli ki" diye (:
bunun üzerine ben de açtım konuyu..baştaki tepkisi tahmin ettiğim gibi oldu, "e tabi zor gelmeye başladı demi beyefendi?" ile açılan seans, "aslında doğru diyorsun.." ile kapandı neyse ki.
başka çiftleri ciddi kavgalara zütürebilecek olan bir tartışmayı daha fazla büyümeden mutabakata erdirmeyi başarmıştık.
2011 baharında, tanışmalarına benim vesile olduğum begüm-ilkay çiftinin nişanı haberi geldi.
o an benim kafama bir şey daha dank etti beyler..
lan, millet, çıktıkları ilk ya da en fazla 2. kişi olan 3-5 yıllık sevgilileriyle patır patır evleniyor, nişanlanıyordu..
e demek ki bu işin raconu buydu..bir de üniversite 3. sınıfın sonuna kadar kendi yaşadığım hayat bildiğin bambaşka bir yere, yöreye ait, saçma sapan bir hayattı demek ki..
içindeyken bana normal gibi geldiği zamanlar bile olmuştu ama, üniversitedeki aşklar, ilişkiler, sevgililer oyuncak değildi belli ki..o yüzden birilerini terk ettiğimde o kadar dağılmışlardı..o yüzden birileri beni terk ettiğinde o kadar dağılmıştım..
belki de hala bile o zamanlar aldığım ahların kefaretini ödüyordum..ebru ile aramıza giren mesafeler..benim askerlik işinin yalan olması, nişanın, düğünün ertelenmesi vesaire..
bunlar hep o zamanlar yediğim haltların acısının çıkmasıydı..
o yaz, yani nişanlanmayı planladığımız yaz ebrunun ananesinin vefatı, bu konudaki teorimi bir kez daha doğruladı. bizim nişan yine yalan olmuştu..
hayatı hep erteleye erteleye yaşarken, bir yandan da iş yerinde kafayı bana takan pekekentle uğraşıyordum. gerçi benim ona bir şey yaptığım yoktu, yapamazdım zaten..adam şef..amın oğlu..bir de benim torpili öğrenmiş, paso iğnelemeler, saldırılar böyle..bir yerden sonra iyice azıttı, ulan dedim, acaba şunu bir gün dışarıda yakalayıp bir ağzını burnunu kırsam mı acaba?..
lan ne kadar kıl insanlar var ya? serhat merhat melekmiş aq..
anlayacağınız, işte benim sorunlar gene başladı..özel hayatta sorunlar..iş hayatında sorunlar..para var, huzur yok aq..
işte o ara hikayeyi yazmaya başladım beyler..burası bana bir anlamda ilaç, stres atmamı sağlayan bir terapi olacaktı. -
3194.
+12ayşen'in evlendiği kulağıma geldi bir süre sonra, bizim tanımadığımız biriyle evlenmiş..iyi işte..4 sene ozan'ın altına yattı, şimdi de kim bilir hangi garibanın başını yaktı.. zaten kötüler hep kazanıyor bu amk dünyasında..al işte zaten bir numaralı örnek benim.. eğer maddiyata tapan bir adam olsam, kendimi çoktan muzaffer ilan edebilirdim. öyle ya, evim var, arabam var, iyi maaşlı, saygın unvanlı bir işim var..Tümünü Göster
ama aynı zamanda huur çocuğu bir üstüm ve uzak olduğum bir sevgilim var..
sözlükte yazmaya başlayıp geçmişin efkarı da üzerime çökünce, biz tolgayla her gece içmeye başladık anasını satayım..bu pekekent de korkuyor evlenmekten..lan biz istiyoruz, nasip olmuyor, adamın derdi yok korkuyor.. epey konuştuk bu meseleleri, ben dedim "olm bu sene kesin nişanı yapıyorum" o da "acaba ben de mi yapsam" gibisinden moda girdi.. çifte düğün muhabbetleri açıldı, ohoo neler neler her gece viskiyi, rakıyı, birayı kapıp bir o geliyor bir ben gidiyorum..o 3-5 aylık süreçte bildiğin alkolik olduk anasını satayım..o hikayenin yarısını da ben kafam kıyakken yazdım beyler.. sarhoştum yani bildiğinizi, o yüzden sorumlu tutulamam yani isyankar cümlelerimden asfdsagf
2012 yazına doğru zamanlamayı ayarlayıp birer hafta izin aldık hepimiz, alper, nuriş, tolga ve ben sap sapa abazan tatili yaptık, neco gelmedi.. adam evli artık aq..aile babası.. bence nilay'a bile sormadı, sorsa kız izin verirdi ki bence.. eşşek herif ya..iyi oldu amk kaçırdı bütün eğlenceyi.. yemin ediyorum hangover terk idik.. onca zaman sonra sap sapa, baş başa kalmanın verdiği coşkuyla öyle bir sarıldık ki birbirimize, o bir haftada 1-2 aylık filan eğlendik biz..
ebru bu abazan tatiline biraz bozuldu ama itiraz edemedi pek, "bak nilay yollamamış valla necatiyi, akıllı kız" demekle yetindi, ben de "kızım necati söylememiştir bile ona afsagd.. evlenince sen de yollamazsın" deyip makaraya aldım. nasılsa gönlünü bir şekilde aldırdım ben onun.
nitekim 2012 mayısında acımadım bastım nişanı.
artık hayatımın kadınıyla evliliğe sadece bir adım kalmıştı.
ebru o yaz istanbuldaki işinden ayrıldı, ilk defa beraber tatil yaptık. iki haftalığına hayattan ve getirdiği tüm sorumluluklardan, yüklerden kaçtık..o ara hikaye filan da yalan oldu malum..
yalnız beni bir hayal edin lan, ahaha.. şimdi düşünüyorum da, ne kadar komikmiş lan durumum..bir yandan ebru ile nişanlanıyoruz, bir yandan iş hayatındaki entrikalar, kimi geceler tolga ile içmeler, tüm bunların arasında bir de oturmuş bundan seneler evvel yaşanmış şeyleri yazıyorum, paylaşıyorum insanlarla.
gündüz adli tıpçı, gece seri katil olan dexter'i de, normal zamanlarda iş adamı, gece yarısından sonra kötülüklerin kabusu batman olan bruce wayne i de anlamaya başlamıştım..
şey tabi ben öyle ulvi bir amaca hizmet eden süper hero filan değildim ama, yine de gündüz yaptığım iş ve sahip olduğum karakter ile, geceki birbirinden, gece ile gündüz kadar farklıydı. -
3195.
+11bir ara yine yokuş aşağı gitmeye başlayan hayatım, geçen yazdan itibaren tekrar önce düzlüğe çıktı, ardından da yukarıya doğru ivmelendi..bu iniş çıkışlardan ömrü billah kurtulamayacaktım herhalde..Tümünü Göster
bu olumlu gelişmelerde en büyük pay yanıma taşınan ebruya aitti elbette. gelir gelmez iş aramaya başladı, bizim firma ile de mülakata girdi hatta, ama almadı dıbına koduklarım.. bayan mühendis özel sektörde zor be arkadaşlar.. kimi gün 12 saatlik mesainin 10 unu ayakta koşturmacayla geçiriyorum..bu delikanlı, sporcu halimle bile arada bir dizlerimin bağı çözülüyor.. sevmesem hayatta çekmem bu derdi ama, seviyorum işimi.. fabrika ortamı filan da o huur çocuğunu saymazsak gayet güzel.
kendi çapında yürüttüğü ve benim giblememeye çalıştığım savaşı, yine kendi kafasında kaybetmeye başlamıştı zaten bir zamandan sonra. ulan beni yardımcı elemanından tut (işçinin kibarcası) teknik ekibine, diğer mühendis arkadaşlardan tut, diğer tüm bölüm şeflerine, hatta müdürlere varıncaya kadar herkes seviyor, seni kim seviyor bin? kaç tane adamla oturup adam akıllı muhabbet edebiliyorsun.. zaten onun da kudurduğu mesele bu..vay efendim tsigalkoyu nasıl severler, beni nasıl sevmezler.. işte bunu da getirip benim torpilli oluşuma filan bağlıyor kendi kafasında..lan, ben senle uğraşacak olsam, bir ya ağzını burnunu kırarım, iki o torpilimi senin zütünde patlatırım..sen dua et seni çekiyorum ben, yaşadığım güzelliklere ve hayatımın rasgidişine bir denge unsuru olarak görüyorum da o yüzden çekiyorum yani.
çünkü biliyorsunuz fazla rahat bana yaramıyor..o yüzden, bırak diyorum.. bırak tsigalko.. olacaksa böyle dersin olsun..sen nelerle uğraştın, kimleri gömdün..
bu yaza gelinceye kadar olan zaman diliminde ise tanıdık ne kadar eş dost varsa evlendi, düzenini kurdu..bir kez daha ne kadar aykırı olduğumu (aykırı olduğumuzu) anlamak için bu delillere bakmak yeterliydi.. evlenmeyen bir tolga ile ben kaldık.. arkadaşı da ramazan sonrası everiyoruz kısmetse x) evet kala kala en sona ben kalıcam, görüldüğü üzere, o bana "sen kesin benden önce evleneceksin olm, sen benle yarışamazsın" derdi ama o damatlığı göreceğim üzerinde inşallah 1-2 aya (:
ebru bu yılın başlarında izmirde işe girdi, (hem de rakip firmaya, akşamları evde şenlik oluyor (x ) hikayemin o sıralarda sekteye uğramasının nedeni ebrunun devamlı evde oluşuydu, ekrandan uzak tutmak için epey çaba sarf etmem ve dikkatli olmam gerekti. işe girince de hızlanıp fırsat bu fırsattır diyerekten bitirdim işte malumunuz.. (:
şimdi önümde iki büyük basamak kaldı çıkmam gereken, bunlardan biri aralıkta askerlik, seneye temmuzda ise ebru ile olan düğünümüz.
aklınızda "lan bunların işi nasıl bozulmadan yürüdü ki?" gibisinden sorular olduğunu tahmin ediyorum. şimdi de onları açıklığa kavuşturma vakti:
-
kötü adam kilisede düzelmez
-
beyler tahrana geziye gidecem
-
inci sözlükte kendini paylaşma fantazisi
-
keranede işe alınıyor heralde
-
zorttirizalina takibi bırak puşt
-
dışarda kulaklık takan insan en hafif tabirle
-
kıza ondan hoslandigimi soyledim
-
para biter günler biter ömür biter
-
o gözlük ne
-
feyzullah ın kafadan sakat olduğu gerçeği
-
kayra bu kafa ne la
-
beyler sözlükte bir yazı vardı
-
canım coj sıklıyorrrr
-
kıllar belli olmasın diye file giymiş
-
modlara cugu atılmasın özelliği
-
yapay zekaya benzerim ünlüler kim
-
kayra cın cagırmaya calısıp metefızık
-
hasanağa bahçesine yürüyüşe çıkacam
-
melek dayı eskiden bir line çekerdik
-
cfrkn adlı yazarın anasına atlıyorum
-
bu bır geyıkmıydı yoksa gercekmı
-
kral 4 ferro ahını aldılar sozluk
-
bir başlık kaç kez trend olabilir
-
pechvogel
-
kutsalsuku bu kadar şaklabanlık yeter
-
sözlük kızlarından biri bana yazsın
-
putin in komşusu bir kadın vardı
-
sözlük bitmiş yazilarini okurken amdinler
-
fark etmeden bir yerin kanıyor hissetmiyorsun
-
hristiyanlarin dini lideri var
- / 2