osursam tesiri yok tutsam götüm razı değil

kendime bakmaktan 0'a basmayı unutmuşum amk. ışıklar sönünce birden asansörde kaldım diye paniğe kapılayazdım ki tuşa basmadığım aklıma geldi. zaart diye osurduktan sonra asansör iyice koksun diye önce 6. kata, sonra sırasıyla 2,4,3,6 ve son olarakta 0'a bastım. asansörden tam çıkarken kapıyı birisi açmasın mı! utancımdan başımı zütüme sokup poff asansöre de mi yaptınız yazıklar olsun ne cahil insanlar var diye sallaya sallaya çıktım asansörden. bakkala girdiğimde tam bir tüketiciydim.o kadar vahşi o kadar çılgındım ki 2 ekmek bi pakette sigara alacaktım.bi elimde ice tea, diğer elimde gofret, poşette biton abur cubur noldu lan bana demeye kalmadan bakkalcının kızı buyrun efendim paranızın üstü demesiyle kendime geldim ak.

hoca yine kızlara salça oluyordu dıbına kodumun zütünün kılları ağarmış hala karı kız peşinde abaza köpek.iki sıra önümde geçen sene reddettiğim kız oturuyor arkaya hiç bakamıyor ben varım diye. boynu tutulmuş gibi duruyor ne sağa ne sola dönebiliyor. yoklama föyünü verirken göz göze geldik içim bi değişik oldu lan.ad-soyad-imza-numarayı çaktıktan sonra arkadaşıyla kavga ettiğim kevaşeye uzattım föyü. benden hoşlanıyordu bi aralar söyleyemecek kadar utangaç amk malı. gerçi söylese red ederdim ama olsun amk böylesi daha çok işime geliyor.not falan buluyor bana amı sağolsun.

ertesi gün yine okul. komunist kıza yavşayan bitane çocuk türedi amk. üsttenmiş bin.ben daha yakışıklıyım ama puşt kalıplı biraz. kavga etsek her türlü giber yani. kıza yavşamaya başlamıştı bile. oysa ki kızla seviyeli bi ilişkiye başlayabilirdik beni ne zaman görse saçlarını düzeltiyordu çünkü. bakın beyler öyle herkese saç düzeltilmez ;))))))))

yarram kasılmalarımdan ileri geri geliyor artık beni sok şu dıbına kodumun deliğine diye isyan ediyor. derken yarramı hafif kıllı dıbına sokuveriyorum ve ıhhhh diye inliyor aşkım. bebeyim acıttım mı diyorum diğer elimle kafasını sağa sola sallarken. boynuna sıktığım parfüm beni delirtiyor. memelerini öyle avuçluyorum ki biraz daha sıksam patlayacak.tam zirveye ulaşmışken kız gözlerini açıyor ve ben o heyecanla boşalıyorum. içine boşalıyorum. kız beni üstünden atıyor ne olduğunu anlamadan n'oldu aşkım yau? diyorum.ne aşkımı bana n'oldu demeler falan.bak sinirleniyorum bebeyim yapma böyle diyorum.ne bebeyimi ya diyor komunistliğin verdiği o dikbaşlılığı o kadar yakıcı ki aklıma birden içine boşaldığım geliyor. koşarak tualete gidiyorum ve kapıda elimde tualet pompasıyla belirdiğimde suratıma mal mal bakıyor.gel fidel castrona gel dediğimde ne yapıyosun diyor bana. içine boşaldım amk baba olmak için erken diyorum. nedense ben bunları yaparken hiç sesini çıkarmıyor.

ekmek almağa kipaya çıktım. üzerimde soa tişortu, altımda dizleri çıkmış pijama. üstte deri ceket. kafamın yattığım tarafı belli amk. dişlerim hafiften sararmış. herkese buyrun çiğköftemizden deneyin diyen kadın bana demedi amk. alıcaktım çiköfte gibtimin maturesi dedim al o acı sosu ananın dıbına sür şimdi. içerde kipada sucuk tanıtımı yapıyor kevaşenin biri. herkese sucuk dağıtıyor. geçtim bi ekmek aldım ablası şunun arasına doldursana biraz dedim. hafiften gülümsedi doldurdu lan delikanlı karıymış amk dedim. başkası olsa kapitalizmin köpeği olmuş, müdürüme nasıl daha fazla yaranırım diye it gibi çemkirmişti.2 tane ayran aldım.2 tane de halka tatlı. kasadan ödedikten sonra adeta yılan oyunu edasıyla tekrar kipanın içine girdim.bir ayran ile bir halka tatlıyı kadına hediye ettim.

dıbına kodumun çocuğuna bak ya.sus lan dızzo, kalk sen yer ver de otursun belki milli olursun dedim.laf çarpmam biraz ağır gelmişti galiba. ortamda bikaç kişi anlamıştı olayı. zaten bu lafı konuyu kezbanlara yer vermekte sıraya giren huur çocuklarına dem vurmak için söylemiştim. neyse ortam gerginliğini korurken kadınlar bana korkan gözlerle bakarak yerlerine oturdular. elimdeki kitabı aralayarak okumaya devam ettim. tırç tırç tırç, cık cık cık sesleri otobüste yankılanıyordu. millet aniden fedakar olmuş beni yargılamaya çoktan başlamışlardı. halbuki yaşlı & kadın & bastonlu vs. gibilerini gördüklerinde uyku moduna girenlerle dolu bir memlekette yaşıyoruz. tabiiki de herkes o moda girecekti. belki ben olsam bende o moda girerdim fakat kendimce haklı nedenlerim vardı. artık hangi durakta yaşlı biri binse birileri yer veriyor ve adeta bana yer öyle değil bak böyle verilir diyordu.

zaman nasılda çabucak geçiyor. toplantıya 5 dakka kalmıştı. daha binadan çıkıcam yan binaya gidicem de toplantı salonuna inicem de gelenleri teker teker kişilik analizine tabii tutucam amk. çok işim vardı çook. üzerimi giyinirken arkada köroğlunun müziği çalıyordu. yönetici zaten boluluydu huur çocuğu. bizim binanın yöneticisi de kafamda cidalı kenandı. onları devirip hüsnübala hatunu gibmem lazımdı. toplantı odasına adeta sitenin müteahhiti benmişim gibi girdim. herkese en afilli bakışlarımı atacaktım ki oda bomboştu. daha kimse gelmemiş. salona en iyi hitap edilebilecek, akustiği en iyi yeri bulmam için bir fırsat doğmuştu banada. bakmayın ara sıra böyle şansım yaver gittiği oluyor.

yönetici bu hamlemi daha önceden kestirmiş olacak ki yedek oyuncu baymak'ın yetkili servisinin elemanlarını çağırdı odaya.vay oç demekle yetindim sadece. oçları başladı paraölçerler hakkında atıp tutmaya. işte neymiş efendim paraölçerler takılırsa bu kadar ısınamazmışız da falan da filan. dıbına koduklarım sırf israf lan. paraölçerleri taktırmıyolarlar basıyolar doğalgazı. kış bitti bitecek baksırla uyuyorum lan. yorganı çıkarmadım daha yerinden amk. pikeyle uyuyorum hala. çarşı karışmış her kafadan ayrı bi ses çıkıyordu. spartacüs gibi azınlıkta kalmıştık fakat isyanımın peşini bırakmaya niyetli değildim.her hamlelerine karşılık zekice hareket etmeye çalıştım. sonuçta lisede izmir okullar arası satranç şampiyonu olmuşluğum vardı. değil 5, 10 hamle sonrasını bile sezebilme kabiliyetine sahiptim.

telefonumun alarmını kurdum.1 dakka sonra alarm çaldı telefonla konuşma bahanesiyle toplantı salonunu terkettim. hızlı adımlarla eve doğru ilerlerken yan komşuyla çarpıştık. kendisi ece ablam olur bana bi çalışma masası birde dönerli sandalye hediye etmişti.bu jestine karşılık bir jest yapmayı düşünüyordum fakat uygun zamanı bulamamıştım birtürlü.hay aksi şeytan dedim birden ve yere düşen domatesleri toplarken eli elime değdi. yüzüğü de amma afilliymiş lan kaşarın tam eceye (farkettiyseniz elinin bana değmesi bile ece olmasına neden olmuştur) hayallenecektim ki aklıma yıldız tilbe-ama evlisin şarkısının en can alıcı noktası geldi. yine hayallerim başlamadan bitmişti. biraz şöyle vücudunu alıcı gözle süzdüm ki bari otsbirlik malzeme çıksın amk derken bakışlarımdan tatlı bir rahatsızlık duygu sanırım. memelerinin üçgenini belli eden tişortunu çekiştirirken suratında o gülümsemeye attıracağımdan habersizdi garibim..

flashback devamı,

müdürün odasından çıkarken tenefüs zili çaldı ve herkesin gözü önünde beni tekmeleye tekmeleye arabaya kadar zütürdü. arka koltuğa geçip sümüklerimi ceketin koluna silerken anama, avradıma yedi sülaleme, anamı gibtiği güne, doğduğum güne hepsine öyle küfürler ediyordu ki..çok kötü şey lan bir insanın babasından yoksun kalması. babam sinirden küfürler ediyor dikiz aynasını kırmış onunla bana vurmaya çalışıyor amk.bi eliyle arabayı kullanıyor diğer eliyle beni dövmeye çalışıyor.ön koltukta oturmadığımdan vurması zorlaşıyor geometrimin bana verdiği yetkiyle açımı çok iyi ayarlayıp hamlelerinden büyük bir ustalıkla sıyrılıyorum. köşeye doğru kendimi siper ettim de zor kurtuldum amk.bi taraftan yola bakıyor puşt sonra arkasını dönüyor aynayla vurmaya çalışıyor -aynada resmim varmış lan- bunu gördüğümde ayna kaşıma geliyor ve kaşım patlıyor ama babamda en ufak bir merhamet ışığı dahi görülmüyor. biliyorum yüreği güneşli fakat katı bulutlar güneşi engelliyordu. sinirini alamamış olacak ki vites attıktan sonra hala vurmaya çalışıyor, sollama yaptıktan sonra vurmaya çalışıyor, küfür ettikten sonra vuruyor. sizin anlıcağınız vuruyor da vuruyor huur çocuğu.

flashback 4 - son part-

peder bey tekrar göreve gitmiş. akşama görevden geldiğinde bağırışmalara uyandım. valide hanım aman bey, etme bey diyor fakat pederin gibinde mi?
kapıyı yumruklamaya başladı zaten çok geçmeden. kapıyı açsam anamı gibecek.ne sesimi çıkarabiliyorum ne kapıyı açıyorum. kapılarda sağlam kapılardan ha.görsen dersin daire kapısı lan bu.sinirinden kuduruyor amk. keşke daha önce açsaydım diyorum ama artık çok geç. kapıyı aç diye öyle bağırıyor ki gözlerimden yaşlar boşanıyor. sonunda dayanamayıp kapıyı açıyorum. tekmeler tokatlar. kollarımı başımın yanına alıyorum başıma siper yapmak için bu sefer sırtıma karnıma nereme gelirse geçiriyor oç. yere kapaklandım karnıma gelen bir yumruktan sonra nefesim kesildi bi an.sonra dayakta kesildi bu kadarmısın lan dedim pedere (içimden) kemerin sesini duyana kadar. sırtımda keşke montla dursaydım keşke montla sıçsaydım da o kemeri sırtıma sırtıma yemeseydim. beni öyle bir dövdü ki 3 gün yüzüstü yatmıştım binler. daha sonra kemerinde ki copu da çıkarıp bikaç kere bacaklarıma ve ardından k.o vuruşunu kaba etime yapmıştı.

bilmiyorum hiç size oluyor mu kafanızın içindekiyle konuşmak.ben saatlerce oturup mobbet* ederim amk o derece. zaten biz baya mobbeti koyulaştırdık kendisiyle.eve geçtim. peder sabah göreve gitmiş valide hanım kapıyı açarken direk neredesin sen diye kükredi. artık annemle konuşurken standart kalıpların dışına çıkamıyorduk.
aç mısın?
-hayır.
kirlilerin var mı?
-var.
halbuki önceden annemle nasıl güler eğlenirdik. babam biraz katıydı pek gülüp eğlenemezdim onunla. valide hanım ise öylemiydi..

• mobbet:muhabbet

insanın böyle arkadaşları olduğu sürece sırtı yere gelmez çocuklar dedim.hep birlikte gülüştük açtım votkamı yaktım sigaramı. hayatımda ilk içişimdi sigarayı. önce bi öksürdüm içime çekmeyi denedim. baktım yapamıyorum dudak yapayım bari amk dedim.o gün öyle ağlıyorum ki hayratla rolleri değiştirmişçesine. gözyaşlarım ayağımın altındaki göle damlıyor. doğaya karışıyorum. şişe bitmiş ağacın dalında -ki dal hafif oyulmuş beşik gibi olmuş zamanla- sızıp kalıyorum. uyandığımda onlar çoktan uyumuşlardı. uyandırmamak için parmaklarımın üzerinde uzaklaşıyordum elimde vokta şişesi ceketimin cebinde sigara izmaritleriyle..

sana bozuğum gız diyemiyorum. neden o çocukla sevgili oldun? gibi sorular geliyor aklıma. hipotezimi hemen çürütüyorum sen kimsin diyorum kendime?
anası mı? hayır.
babası mı? yok.
abisi mi? nayn.
kimsin lan sen diyorum kapının koluna bakarken.
sen dış kapının dış mandalısın.
sen bakkaldaki en ucuz,en dandik çikiletasın.
sen para üstü verilen sakız bile değilsin.

yarramın kesin yine acelesi var. blok yaptı 2 saat. dıbına koyim bizde insanız lan 2 saat ders mi dinlenir gelmiş bi de diyor ki ben sabahtan beri ayaktayım. yannan kafası dünya kadar parayı ben alıyorum sanki bi de söyleniyo huur çuçugi. bikere çok şükür dediğini duymadım zütverenin bu ülkede parasını nasıl kazanan insanlar var amk diye düşünürken hocanın sorusuyla kendime geldim. evet sana diyorum ne olucak bu diyor. tahtaya yazmış bi soru benden de doğrusal ithalat fonksiyonunun tahmini istiyor.la havle diye iç geçirdim. suratıma bakıyor cevaplamamı bekliyor puştun soyu. denklemi söyledim yerine koydu cevap çıkınca bi aferin bile demedi ırzını gibtimin soysuzu.

http://inciswf.com/ruzgaresti.swf

http://inci.ca/udao1bc6y9

http://inci.ca/uscdi5css3

http://inci.ca/uz9r36kbgp

şöyle göz ucuyla içeri bakınmaya çalıştı. koskoca evde tek başıma yaşıyordum dıbınakoyim neyine bakıyosun ki sanki. kapıyı suratına kapattım kevaşenin. fazla yüz vermeye gelmiyor amk kaşarına. kocası geçen eve çağırdı gecenin bi vaktinde hayır da diyemedim. neymiş iki el tavla atacakmışız.2-6 zara kapı alıyorum ruhu duymuyor pekekentin. güncel konulardan bahis açılıyor tipik kahve muhabbeti yapıyoruz. bikaç ayın sonunda evlatları gibiydim neredeyse. pazar kahvaltılarını kesinlikle beraber yapıyorduk. oçlarının işine geliyordu amk ekmeği gazeteyi gidip ben alıyordum amk.

kantinden çiziviçimi alıp sınıfa doğru yöneldim. çarpık hayalleşmelerimi gerçeğe dönüşüm adı altında yıkmışlardı yine. baskılar bizi yıldıramaz diyerek dersliğin yolunu tuttum. sınıfta hepi topu 7 erkektik. çiziviçime herkesin açgözlerle baktığını sezdiğimden hemen montumun iç cebine koydum ve sırama geçip hocanın gelmesini bekledim. herkes kendi arasında yarak kürek muhabbet ediyor onları izleyip analiz ettiğimin farkında bile değiller. önümde kızlara yavşayan çocuk malın tekiydi amk. kızlara seslenip bu kamil hanginize sulanıyor la? dediğimde ne diyon sen bilader dedi oğlan. dedim ne biladeri dalyarak sen kimsin ben senin biladerin oluyom hırrım dedim

toplantıya sayılı zaman kalmıştı. zaman geçirmek için biraz sözlüğe gireyim dedim. liselilere salladım biraz, birazda vizelere çalışmak için başlıklar açtım ayrıca kuul görünmemi de sağlıyordu kanımca. (bkz: yalnızlık nedir lan ciddi ciddi cevap verin)'i zaman geçsin diye okumaya başladım.

zemin katta oturan sürahi babanne de olaya katılınca herkes tamamlandı. herkes sigarasını yaktı birbirini yokluyorlar. dursun abi çıkardı cameli. bitane çıkardı malbuşu. benim sarma sigaraları çıkarmaya utandım amk. yönetici olacak huur çocuğu sonunda teşrif etti. dedim efendi efendi dur hele de 2 çift lafım var sana,
1- bu asansörün hali ne olacak dedim,hep 2. katta bozuluyor.3. kata çıkana kadar anamız ağlıyor ya şunu adam gibi yaptırın yada şu aidatları toplamayın artık
2-bu kaloriferler su yakmıyo efendi az biraz kısın kış günü şortla yatar mı bi insan
3-çöplerinizi bi zahmet herkes kendi atsın yazık değil mi lan görevli abiye

diye çıkıştığımda ortalıkta hafiften kargaşa başlamıştı. dıbına kodumun tembelleri kaç yaşında adama çöp toplattırıyolardı. hepsi tembel amk mahlukatları