-
73.
0fena halde joseph goebbels'e öykünmekte gördüğüm kadarıyla.
açtığı başlıklar ve içini doldurduğu(!) entryleri, etkilemeye çalıştığı yazarların/okurların adeta bilinç altına hücum ediyor. sürekli aynı kalıptan çıktığı belli olan yazıları anlamsız ya da safsata olarak nitelendirilip geçiştirilebilecek bile olsa, şu son derece açık ki, o bundan hiç de rahatsız değil. enter'a basıp ezberlerini içselleştirmemizi bekliyor sadece. kendi çapında da olsa, daha önce başarılı olmuş bir tarzı tekrar ettiği kesin en azından... -
72.
0the ancient tradition that the world will be consumed in fire at the end of six thousand years is true;
as i have heard from hell.
the whole creation will be consumed, and appear infinite and holy, where as it now seems finite and corrupt.
this will come to pass by an improvement of sensual enjoyment.
if the doors of perception were cleansed, everything would appear to man as it is, infinite. -
71.
0yanlızlığı kırıyorum kılcal damarlarında. en uç noktalarınla temasında parmaklarım, ölüyor beynimden binlerce hücre. karanlık bir aydınlığa doğru düşüyor. hepsi.tamamı.
james dean çıkıyor karşıma bir öğlen vakti non-rem
zamanımda."bırak öldürttüklerin senin olsun.sen ki varlığınla bulunduğun yarım küreyi kirletirken, temizlemek için binlercesi her gün hayatlarını mahvediyor".
sodom ve gomore den çağrı geliyor beynimdeki telefonuma."uzağa gitmene gerek yok bizi bulman için. kendi içine bak sadece".
kendimle konuşmak için kendi içimde, fazla zamanım var. kafam xanaxların etkisinden kurtulamadan, biraz daha kimyasal alıyorum. kendi içime dönüş yolcuğumda yardımcı olur:sıcak bir kaşık, enjektör ve paslı iğnesi -
70.
0and you open the door and you step inside
we're inside our hearts
now imagine your pain as a white ball of healing light
thats right
your pain, the pain of self is a white ball of healing light
i dont think so
this is your life
good to the last drop
it doesnt get any better than this
this is your life and its ending one minute at a time
this isnt a seminar
this isnt a weekend retreat
where you are now you can't even imagine what the bottom will be like
only after disaster can we be resurrected
it's only after you've lost everything you are free to do anything
nothing is static
everything is evolving
everything is falling apart
you are not a beautiful and unique snowflake
you are the same decaying organic matter as everything else
we are all part of the same compost heap
we are the all singing all dancing crap of the world
you are not your bank account
you are not the clothes you wear
you are not the contents of your wallet
you are not your bowel cancer
you are not your grande latte
you are not the car you drive
you are not your fucking kakkeys
you have to give up
you have to realise that someday you will die
until you know that
you are useless
i say, let me never be complete
i say, may i never be content
i say, deliver me from swedish furniture
i say, deliver me from clever art
i say deliver me from clear skin and perfect teeth
i say you have to give up
i say evolve, and let the chips fall as they may
i want you to hit me as hard as you can -
69.
0sonaran çölü'nde ıssız bir nokta. gecenin varoloşçu dinginliği. küçük bir kulübe. kulübenin içi. kırmızı bir telefon kulübesi. içinde çıplak bir dişi.tek giydiği kıyafet dudaklarındaki kırmızı ruju ve taktığı kırmızı gözlüğü. beni çağırıyor. hayır... beni çağırmıyor. telefonda biriyle konuşuyor. beni çağırdığını kasıklarımda hissediyorum.ona ilerliyorum. aldığım kimyasallar beynimi kuraklaştırdı.ona hızla yaklaşıyorum.2 saat sonra yanına varıyorum. zaman çok hızlı ileriyor. seni istiyorum diyor bana. seni çok seviyorum. dudaklarını hissediyorum. boynumdan öpüyor. beynim parçalanıyor.ben de onun boynunu dişlerimle parçalıyorum. vucudum kırmızıya boyanıyor. sonra çıplak dışarı çıkıyorum. giysilerim ardımda bıraktığım tanrıçanın kutsal kanı. gecenin varoluşçu dingiliği. ıssız bir nokta. sonaran çölü'nde
-
68.
0choose life.
choose a job.
choose a career.
choose a family.
choose a fucking big television, choose washing machines, cars, compact disc players, and electrical tin openers.
choose good health, low cholesterol and dental insurance.
choose fixed- interest mortgage repayments.
choose a starter home.
choose your friends.
choose leisure wear and matching luggage.
choose a three piece suite on hire purchase in a range of fucking fabrics.
choose diy and wondering who you are on a sunday morning.
choose sitting on that couch watching mind-numbing sprit- crushing game shows, stuffing fucking junk food into your mouth.
choose rotting away at the end of it all, pishing you last in a miserable home, nothing more than an embarrassment to the selfish, fucked-up brats you have spawned to replace yourself.
choose your future.
choose life...
but why would i want to do a thing like that? -
67.
0ayakkabi boyacisi mahmut nasil öldü?Tümünü Göster
uykusuz bir gecenin ardından sifonu çekilmiş tuvalette kaybolan tuvalet kağıdı gibi gözden kayboluyordu ay. güneşin ilk ışıkları, denizin üzerinde huzurla parlarken döndü köşeyi ayakkabı boyacısı küçük mahmut. canı çok sıkılıyordu mahmut'un. 10 yaşındaydı ve bıkmıştı hayattan. i̇stemiyordu artık erken kalkmayı sabahları. istemiyordu insanların ayakkabılarını boyamayı. sigaramın dumanına sarsam saklasam seni şarkısını söylüyordu bağıra bağıra ve bölüyordu şarkısını arada "boyiyim mi ağbi" sorularıyla. yazın yakıcı güneşinin kendini göstermesine 5 saat vardı daha fethiye'nin çalış sahilinde yürüyen insanlara. küçük mahmut yanına gitti köşe başında muhabbet eden biri genç biri yaşlı insanın yanına ve sordu daha önce binlerce kez sorduğu soruyu onlara."boyiyim mi ağbi?". duymamıştı ikisi de soruyu kendi aralarında derin bir tartışmanın içindeydiler. "dayı ben daha atatürk'ün kim olduğunu bilmiyorum sen bana marx'dan engels'den bahsediyorsun. bahsetsene bana kaos dan, karmaşadan, yıkımdan". yaşlı dayı kalakaldı öyle dikildiği yerde ve gözleri kaydı küçük mahmut'a. tekrar sordu mahmut, "boyiyim mi ağbi?". yaşlı dayı elinde tuttuğu poşetten bol susamlı bir simit çıkardı ve "vay benim genç emekçim, sabahın bu saatinde sırtlamışsın sırtındakini fakat karnın aç gönlün yorgun, fakat yeneceğiz bu sistemi birlikte yeneceğiz" dedikten sonra verdi simiti mahmut'a. mahmut istekli fakat tereddütlü bir bakıştan sonra aldı simidi ve başladı yemeye. ayrıldı mahmut yanlarından, bıraktı onları şiddetli tartışmaları ile başbaşa.
yürüdü mahmut, devam etti hergün yaptığı aynı yolculuğuna. yanından geçtiği her bir restonanın içindeki bıkkın komiler, boş sandalyelere minderleri atıp yerleri süpürerek hazırlık yapıyorlardı, gelecek turistlere hizmet adına. ilerledi ilerledi, simidini yiyerek. yolun ortasına biri yatmıştı. dün gece çok içmişti, yolun ortasında sızmıştı sanki, öyle bir hali vardı, mahmut öyle sanmıştı, yanından geçti gitti. arkasından bağırdı ayyaş, "sen de mi boyacı çocuk, sen de mi?" mahmut arkasını döndü, "boyiyim mi ağbi?" diye sordu adama bağırarak. adamda geri bağırdı küçük mahmut'a "gibtir git lan küçük bin". mahmut tepkisiz döndü geri ve devam etti yürümeye.
küçük mahmut, ileriden gelen turist kafilesine baktı. önlerinde bir rehber, polonyalı turist kafilesine anlamsız şeyler söylüyordu. mahmut, anlamsız buluyordu. rehberin yanına gitti, "boyiyim mi ağbi?" rehber, "yok istemez. hem boya boya nereye kadar, bıkmaz mısınız lan siz hiç? sabahın ilk saatinde başla boyamaya, akşama kadar mlletin ayakkabısını boya, çekilmez lan böyle hayat. bas git gözüm görmesin senin gibileri bi de duygu sömürüsü yapıyo." mahmut bunun üzerine ölen babasının vefatı sırasında ona verdiği içinde tek mermi olan silahı çıkarttı ve rehbere doğrulttu."söyle az önce söylediklerinde ciddi miydin!" rehber şaşırmış ve korkmuştu."ben, ben özür dilerim öyle demek istememiştim." mahmut "öyleyse neden böyle dedin!" rehber. "çünkü bizi böyle yaptılar, emekçiyi ezmemizi emrettiler, emeklerini sömürmeyi, insanları insanlıktan çıkarmayı öğrettiler". mahmut, silahını indirdi ve polonyalıların şaşkın bakışları ile yürümeye devam etti.
mahmut'un geride bıraktığı turist kafilesinin içindeki polonyalı bir kadın, "nasıl bir ülkedeyiz biz, küçücük bir çocuk neden yokken rehberimize silah doğrulttu, küçücük çocuk da silah ne arıyordu acaba, bir an önce güzel ülkeme dönmek istiyorum, orda en azından bu tarz olaylar olmuyor, hayatımız bir nebze olsun güvende" diye düşündü.
mahmut, çok yürümüştü. acıkmıştı. geri dönüp kendisine simit veren yaşlı adamdan biraz daha simit alabileceğini düşündü. geri dönüş yolunda, polonyalı turist kafilesinin yerde yatan ayyaşın etrafını sarmış olduğunu gördü küçük mahmut. ayyaş artık yatmıyordu, ayaktaydı, insanlara bağırıyor, anlamsız sözler söylüyordu. "siz yoksunuz lan hiçbiriniz, yalansınız gerçek değilsiniz, bu insanlar, bu restorantlar, bu kumsal, bu deniz, hepiniz sahtesiniz lan, sürüsünüz hepiniz, emredileni yapıyosunuz, hiçbirinizin ismi yok, şişme bebeklersiniz lan". gitti mahmut ayyaşın yanına, bu sinirli adamı sinirden kurtarmak istedi belki, belki de daha fazla sinirlendirmek, çıkardı silahı yeniden ortaya, bu sefer doğrultmadan kimseye, sadece verdi ayyaşın eline ve ne yapacağını beklemeden kaçtı oradan ve hızla uzaklaştı. arkadan bir silah sesi ve insanların çığlıkları. kimin öldüğünü bilmiyordu ve umursamadı, çığlıklar arttı, insanlar kalabalıklaştı, bağırışlar havada asılı birer fısıltı olana kadar koştu sahil boyunca.
artık çok yorulduğunda, ne kadar koştuğunu unutarak bir anda kumsalın üzerinde, denizin çok yakınına kurulmuş sarı bir çadır gördü mahmut. yaklaştı çadıra, fermuarı açıktı çadırın ve denize bakıyordu, içeride bir kadın ve iki erkek sevişiyordu. yaklaştı çadıra uzattı kafasını içeri ve sordu "boyiyim mi ağbi?". ara verdi işlerine rasta saçlı hippiler, aldılar küçük mahmut'u içeri. kadın konuştu " gel bakalım küçük dostum, ama bırak bu işi arın bizimle beraber, önce al bu kağıdı, yapıştır boynuna, sonra bekle, tanrıça alice, dönene kadar harikalar diyarından, gelecek ve seni de zütürecek harikalar diyarına". ayakkabı boyacısı mahmut, aldı bir pul kadar büyük kağıdı ve yapıştırdı boynuna. sonra çıktı çadırın dışına ve bekledi bahsedilen tanrıçanın geliş anını.
ben diyeyim yazıyla 10, siz diyin rakamla on beş dakika sonra, küçük mahmut gördü denizdeki küçük kıpırdanmayı. küçük kıpırdanma yavaş yavaş büyüdü, büyüdü ve artık küçüklüğünü yitirdi. denizin içinden dev bir deniz atı çıktı, mahmut, görüyordu bunu, deniz atının kafasının üzerinde turuncu saçlı bir kadın, tanrıça alice, seslendi tanrıça, küçük mahmut'a, gizemli ses tonuyla, " mahmuuuut, benimle gel, harikalar diyarına, orada boyayamayacağın kadar çok ayakkabı var, içleri para dolu, istediğin kadar boya ve istediğin kadar kazan. orada kaos var, sistemler yok orada, parçalanmış tüm otoriteler ve sınıflar, kalmamış hiyerarşi, yıkılmış hapishaneler, mahkemeler, tiranlık yok ve dejenere olmuş sözler, kişiler ve birbirine yabancı insanlar." küçük mahmut, anlamadı sözlerini tanrıçanın, ama güzeldi tanrıça ve annesine benzemiyordu. yaklaştı yavaş yavaş tanrıçaya, suya bir adım, iki adım ve daha fazla adımlarla gömüldü ama yaklaşmaya çalışıyordu dev denizatına. en sonunda çıktı o da denizatının tepesine ve sarıldı tanrıça alice'e. denizatı suyun içine gömüldü yavaş yavaş, derinlere daldı ve kayboldu kafasının üzerindeki tanrıça alice ve ayakkabı boyacısı mahmut ile beraber.
küçük mahmut, suyun içinde boğularak öldü. fakat güzel bir halüsinasyonun içinde, mutlu ve arınmış bir halde -
66.
0@63 best model of turkey 2012 desek daha doğru olur canım (:
-
65.
0sabah sabah uğraşcak bi şey arıyorum be amk napim
-
64.
0@67 bu hayalgücüyle harcanıyorsun buralarda =)
-
63.
0pandoraymış tamam tanrının hediyesi gibi bi nik aldığına göre sen kesin çocuğunun ismini işte yağmur ormanlarına ilk düşen damla anldıbına gelen bi gib sok ismi ilerde doğacak çocuğuna vermeye çalışcaksın. kocan muhtemelen iyi bi dansçı olacak balayını egzotik bi yerde yapcaksın. evinin içinde asla sigara içilmeyecek. sağlıklı yaşam dergileri alıncak. çocuğun piyano dersi alcak.
umarım bunların hepsi olur amk ne diim. -
62.
0pndr ne ki
-
61.
0@64 dikkatlisin vaay
-
60.
0nickindeki n harfinin büyük harf olduğunu keşfettiğim yazar. entryleri buram buram amcık kokuyor.
-
59.
0an ordinary model of miss turkey 2013
-
58.
0@61 teş. (:
-
57.
0tatlı
-
56.
0@58 le @59 a dikkat. onlar rocco sifredinin oglu nun eserleri
-
55.
0gay lordları savaşmaktan yorgun düşmüş, biraz dinlenmeye ihtiyaç duymuşlardı.
long distance relationship uzmanları, ağlaya ağlaya kendilerini parçaladılar.
gökten düşen bir vajinaya tapınan küçük afrika kabilesinin yerlileri, kendilerini parmaklayarak intihar ettiler.
muhafazid'le i̇sa, mtv celebrity deathmatch de birbirlerinin kafasını kesti.
zeus la allah, kafa kafaya verdi ve tek tanrı oldular.
bakire kız, ilk ilişkisinde çığlık çığlığa kaldı.
i̇lk defa bir kıza iyi davranmak için kendimi çok zorladım, sonunda bağırsaklarımı sıçtım.
abrahamoviç parayla hayallerimi satın aldı,mal gibi ortada kaldım.
mgm'de çıkan kükreyen aslan kafası, çok iyi deepthroat çuymu -
54.
0dün gece hiç izlemediğim bir filmi gördüm rüyamda.. hiç dinlemediğim bir şarkıyla akıp geçti beynimden. siyah beyaz bir filmdi yaşamım gibi..
hiç görmediğim şehirlere zütürdü beni..
hiç görmediğim insanlarla tanıştım aynı rüyada ve benim hiç yemediğim yemekleri yedik birlikte tanıştığım ama tanımadığım insanlarla..
hiç kullanmadığım uyusturucuları kullandım o hiç gitmediğim yerde tanımadığım insanlarla birlikte.
hiç hayalini bile kurmadığım galaksilere yükseldim aslında hiç kullanmadığım uyusturucuları kullanarak hiç tanımadığım insanlarla birlikte.
hiç hayalini bile kurmadağım galaksilerde asla sevemeyeceğim bir kız sevdim.
asla sevemeyeceğim kızı terk ettim asla hayalini bile kurmadığım galaksilerin birinden ayrılırken tanıstığım ama tanımadığım insanlarla...
izlemediğim film bittiğinde ve hiç duymadığım şarkı durduğunda, asla gerçekleşmemiş olan uykumdan uyandım.
ve aynaya baktığımda, gerçek olmadığımı gördüm, yüzüm yerine arkamdaki duvarı gösteren asla var olmamış olan aynada
-
günaydın başlığımdan keyfi entry silen axento
-
axentonun hayalindeki inci sözlük
-
reis alfa kralı sevmem ama
-
enguzelhalinle ananınn dıbınaa
-
zalinazuurt adlı yazarınn anasını
-
herkesi kendin gibi otistik mi sanıyorsun
-
x tayfa
-
tüm çakralarım tıkalı
-
05 08 2025 güncel sözlük reisleri
-
bu ülkede olan hiçbir şeye şaşırmıyorum artık aga
-
ya ramsteyn sende
-
sozlukcan neden entrylerini sildi olum la
-
06 08 2025 kırmızı pelerinli ananıı
-
artık yalnızlık can sıkmaya başladı
-
91 puanla hizmetli oluyon
-
merhaba amım var bilginize
-
bekircanan sozluge gir
-
sözlük arada kasıyor yine
-
kutsalsuku nerdesjn
-
iyi ki 31 var
-
seyis beta kral
-
olm kim gibayetvara vikins sozluğun
-
sözlüğün şaklabanı 2025
-
aga bu ne la
-
netenyahu 1000lerce yil cehennemde yansa
-
osurugum tavuk nagıt koktu mk
-
keriz beta soytarı
-
akp guç zehirlenmesi yaşıyor
- / 1