/i/Ben

Kendini ifade et !
  1. 76.
    0
    MiLLETVEKiLi SAYISI 550'DE 600'E ÇIKACAK
    Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkararak bir bakıma evet diyecek mevcut milletvekillerine yeniden seçileceklerine dair bir güven vermek suretiyle anayasa oylamasında evet vermelerini kolaylaştırdılar.
    MiLLETVEKiLi SEÇiLEBiLME YASI 25'TEN 18'E iNECEK
    Bir sorun teşkil etmiyor benim açımdan

     TBMM VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇiMLERi, 5 YILDA BiR AYNI GÜN YAPILACAK.

    Yapılacak 2.tur seçimde seçilen başkan ve ve mecliste çoğunluğu yakalayan parti aynı partiden olmayabilir demişssin evet haklısın fakat bir şeyi gözden kaçırıyorsun. Seçilecek başkanın mensup olduğu siyasi parti mecliste çoğunluğu yakalayamasa bile herhangi büyük bir anlaşmazlık durumunda başkan meclisi fesh edip tekrardan seçimlere gidebilir. Dolayısıyla gelecek yeni sistemde meclisin işlemez ve yasama faaliyetlerini yerine getirmez hale geleceğini düşünüyorum. Şimdi bana şuanki mevcut anaysada da başkan meclisi fesh edebilir diyenler olacaktır ama bu bazı şartlara bağlanmış durumda bu durum anayasanın 116.maddesinde aşağıdaki şekliyle belirtiliyor:

    “Bakanlar Kurulunun, 110 uncu maddede belirtilen güvenoyunu alamaması ve 99 uncu veya 111 inci maddeler uyarınca güvensizlik oyuyla düşürülmesi hallerinde; kırkbeş gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı veya kurulduğu halde güvenoyu alamadığı takdirde Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak, seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Başbakanın güvensizlik oyu ile düşürülmeden istifa etmesi üzerine kırkbeş gün içinde veya yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine kırkbeş gün içinde Bakanlar Kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Yenilenme kararı Resmî Gazetede yayımlanır ve seçime gidilir.”

    Fakat yeni yapılacak anayasa şayet kabul edilirse Cumhurbaşkanı koşulsuz şartsız meclisi feshetme hakkına sahip olabiliyor.
    Ayrıca başkanlık ile meclis oylamasının arasında 2 veya 3 yıl olmalı .Nedeniyse başkanın yönetiminden memnun kalmayan seçmenler en az 2 veya 3 sene sonra yapılacak meclis seçimlerinde başkanın partisine oy vermeyerek mecliste azınlığa düşürüp siyasal bir denge sağlar hale getirilmelidir. Böylelikle halka birnevi denetim mekanizması görevi yüklenmelidir. Bunun örneği çeşitli ülkelerde mevcuttur. O nedenle meclis ve başkan seçiminin aynı gün yapılmasına karşıyım.



    .

    CUMHURBAŞKANININ GÖREV SÜRESi 5 YIL OLACAK. BiR KiŞi EN FAZLA 2 KEZ BAŞKAN SEÇiLEBiLECEK.

    Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir. Dolayısı ile görev süresinin dolmasına yakın olası bir meclis feshinde 3. Dönemde aday olabilecektir. Yani 10 yıl yaklaşık 14-15 yıl gibi bir düzeye çekilebilir.

    CUMHURBAŞKANLIĞINA, SEÇiMLERDE GEÇERLi OYLARIN EN AZ YÜZDE 5'iNi ALAN PARTiLER iLE EN AZ 100 BiN SEÇMEN ADAY GÖSTEREBiLECEK.

    Bu duruma olumlu bakıyorum. Ayrıca eğer demokrasiden bahsediyorsak başka bir düzenleme ile seçim barajının %10 seviyesinden %1.5-2 seviyelerine düşürülmesi taraftarıyım.

     TBMM, BAŞKAN, BAŞKAN YARDIMCILARI VE BAKANLAR HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASINI iSTEYEBiLECEK.

    Tek adamcılık, saltanat falan hala göremiyorum demişssin ama mevcut anayasa ve yeni anayasada meclis soruşturması açılması için gerekenleri söylememişsin. Ben bir karşılaştırma yapayim. Mevcut anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Ama meclisten geçen yeni anayasada Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir.
    Mevcut anayasada Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınırken. Meclisten geçen anayasada Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının üçte ikisinin gizli oyuyla Yüce Divana sevk kararı alabilir.

    Cumhurbaşkanı ve partisi yüzde elli bir ile seçimi kazanırsa böyle bir soruşturma açılamaz.
    Farz edelim ki, birkaç iktidar milletvekili partisinin bu konudaki kararına aykırı davranarak muhalefetle birlikte 300 imza içine katıldı.
    Bu kez soruşturma komisyonu kurulması için 360 oy gerekiyor. iktidar partisi katılmadan 360 milletvekilini bulmak mümkün değil.
    360 da bulundu ve soruşturma açılması yönünde karar verildi diyelim, 15 kişilik soruşturma komisyonunda iktidar partisi çoğunluk olduğu için bir soruşturma raporu (iddianame) hazırlanması da çok zor.
    Bu aşama da geçildikten sonra başkannın Yüce Divan’a gönderilmesi için 400 milletvekili oyu gerekiyor.
    Ayrıca Yüce Divan görevi yapacak Anayasa Mahkemesinin üyelerini Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanının başkanı olduğu çoğunluk partisi milletvekillerini seçeceğine göre başkannın Yüce Divan tarafından mahkum edilmesi olanaksız.

    Yani kısaca seçilecek başkannın siyasi partisi %34 gibi bir oy oranına ulaştığı takdirde kendi partisinden fire vermezse yargılanma gibi bir ihtimali kalmıyor güzel kardeşim. Esas şuan ki sistemde soruşturma açmak mümkün değil demişssin şuanki sistemde bile zorken yeni gelen sistemde bunu imkansız bir hale getirmelerinin sebibi nedir?

    HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMASINA KARAR VERiLEN BAŞKAN SEÇiM KARARI ALAMAYACAK.

    E adamlar yukarıda anlattığım gibi soruşturmanın önünü o kadar tıkamışlar ki böyle bir düzenlemeden çekinmiyorlar. Cumhurbaşkanı sorgulanamaz tezinin çürüdüğü falan yok sadece sembolik olarak kağıt üzerinde sorgulanır gibi gözüküyor ama gerçekte imkansıza yakın.

    CUMHURBAŞKANI, YÜRÜTME YETKiSiNE iLiŞKiN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARABiLiR. ANAYASANIN iKiNCi KISMININ BiRiNCi VE iKiNCi BÖLÜMLERiNDE YER ALAN TEMEL HAKLAR, KiŞi HAKLARI VE ÖDEVLERiYLE DÖRDÜNCÜ BÖLÜMDE YER ALAN SiYASi HAKLAR VE ÖDEVLER CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi iLE DÜZENLENEMEZ..

    Anayasamızın ikinci kısmınde yer alan kişinin hakları ve ödevleri 4 bölüme ayrılır yukarıda da bahsedildiği gibi birinci ikinci ve dördüncü bölümlerinde yer alan haklar ve ödevler cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile dünzenlenemiyor fakat bu kapsama dahil edilmeyen üçüncü bölümde hangi başlıklar var bir inceleyelim istersen (Ben bu metinden 3.bölümün düzenlenebileceği kanısına varıyorum yanlış çıkarımda bulunduysam isteyen arkadaş düzeltsin)
    1) Ailenin korunması ve çocuk hakları
    2)Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi
    3)Kamu yararı
    a)kıyılardan yararlanma
    b)toprak mülkiyetii
    c)tarım, hayvancılk ve bu üretim dallarında çalışanların korunması
    d)kamulaştırma
    e)devletleştirme ve özelleştirme

    4)Çalışma ve sözleşme hürriyeti
    a)çalışma hakkı ve ödevi
    b)çalışma şartları ve dinlenme hakkı
    c)sendika kurma hakkı
    d)sendikal faaliyet

    6)Toplu iş sözleşmesi, grev hakkı ve lokavt
    7)Ücrette adeletin sağlanması
    8)Sağlık, çevre ve konut
    a) sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
    b)konut hakkı
    9) Gençliğin korunması
    10) Sosyal güvenlik hakları
    a)sosyal güvenlik hakkı
    b)sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler
    c)yabancı ülkelerde çalışan türk vatandaşları

    11) Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması
    12) Sanatın ve sanatçının korunması
    13)Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları

    Bu kadar önemli kritik hak ve özgürlüklerin kararname ile düzenlenebiliyor olması beni düşündürmüyor değil.

    ANAYASADA MÜNHASIRAN KANUNLA DÜZENLENMESi ÖNGÖRÜLEN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARILAMAZ. KANUNDA AÇIKÇA DÜZENLENEN KONULARDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi ÇIKARILAMAZ. CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi iLE KANUNLARDA FARKLI HÜKÜMLER BULUNMASI HALiNDE KANUN HÜKÜMLERi UYGULANIR. TÜRKiYE BÜYÜK MiLLET MECLiSiNiN AYNI KONUDA KANUN ÇIKARMASI DURUMUNDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESi HÜKÜMSÜZ HALE GELiR.

    Şimdi farz edelim senin dediğin gibi başkann siyasi partisi mecliste çoğunluğu sağlayamadı. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkarttı. Meclisteki siyasi parti grupları birleşti ve başkannın kararnamesine karşı bir kanun çıkarttı sonucunda ne olacak sistem çıkmaza girip işlemez bir hale gelmeyecek mi ? Sürekli kanunlar kararnameler değişip birbiriyle çatışacak hale gelmeyecek mi ? Böyle bir siyasi ortamda nasıl istikrar sağlanacak? Bir gün çıkan kararnameye karşı belirli bir süre sonra başka bir kanun çıkarsa devletin kurumları nasıl işleyecek ?
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    0
    Meclis denetimini yapacak kişiler başkan tarafından atanacak. Bi ise yaramayacak
    ···
  3. 78.
    0
    Cumhurbaşkanınin partisi ile ilişiği zaten şuan da kesilmemis durumda. Şimdiki sistemde de bi yanlışlik var. Ama olmaması lazım başkan dış işlerle ilgilenmeli sessizliğini korumalıdır
    ···
  4. 79.
    0
    Comarrr gel olm gel
    ···
  5. 80.
    +3 -4
    bak 5 yıl demek risk demek ama siyasi bir karar verilirse güven verilirse dolar da eski günlerine döner , önemli olan ülkenin bekası değil midir ?
    ···
    1. 1.
      +1
      15 yıldır başımızdalar, yeterince risk almadık mı zaten?
      ···
    2. 2.
      0
      çelişkide misin sen :D yazdıklarına bak birde bu yazdığına madem güvenemiyorsan niye evet diyorsun
      ···
    3. 3.
      +2 -1
      çelişki falan değil bu. sadece bu sistem değişikliğinin Türkiye'de bazı şeyleri düzeltebileceğini, daha düzene oturtabileceğini düşünüyorum. Her evet oyu veren dexerçi olmak zorunda mı ya
      ···
    4. diğerleri 1
  6. 81.
    -1
    1. Cunku aptal bir huur cocuguyum
    ···
  7. 82.
    -1
    Sen kendi fikirlerini 18 yaşındaki çocuğa mı emanet etmek istiyorsun ?
    ···
    1. 1.
      0
      Şu an seçilme yaşı 25. Mecliste 25 yaşında insan yok * Anlayamıyorsunuz sanırım, prosedür gereği Avrupa'da ki gibi seçme ve seçilme yaşı sabitlenecek.
      ···
  8. 83.
    +16 -18
    Yarramın kafası anlamak mı istemiyon bu ülkede feyö kaç yıl yaşadı düşünsene ona benzer bi yapılanmanın başa grldiğini kaç gün ömrümüz kalır sen ce
    ···
    1. 1.
      +1
      helal et panpa..

      akp tüzüğü gereği başbakanlığı düşüyordu dexerin, 3 dönem kuralı malum, o da başbakanlıktan geçip daha sembolik ama yetkisi az olan cumhurbaşkanlığına geçti önce, yetmedi sonra elindeki yetkiler, ahmet hoca daha yetkili olduğunun farkında idi, bir kaç kez söyledi "hükümetin başı benim" diye, ne oldu o adama..?

      şimdi insanları başbakanlık mevkiinden soğutup eski başbakan yetkilerini üstüne almak, ve bunu parti iç tüzüğüne uygun yapmak için iki kelimeyi yan yana getirip konuşamayan 1000aliyi başbakan yaptı, adam şu anda hükümetin başı olduğunun farkında bile değil, ,

      ben kendi iç tüzüğüyle dahi ters düşüp bunu alavereye getiren birine evet vermem..

      ama dediğin doğru gayet, senin gibi düşünen birini görmek şaşırttı bu ortamda, evet-hayır olayı cumhuriyet-saltanat olayı değil, sembolik bir oylama..
      ···
      1. 1.
        +1
        Panpa dedigin gibi zaten suan da basbakan yetkileri elinde sayilir o yuzden boyle birine evet vermem demek yerine daha genel bakarak karar ver derim
        Not:evet ver manasinda degil yine hayir ver gerekirse ama kisisel degil ulke icin dusunerek ver diye yaziyim dedim
        ···
    2. 2.
      0
      Guzel baslık zamanında benım de benzer bır baslıgım vardı ısteyen baksın

      http://www.incisozluk.com...iyenlere-cevap-veriyorum/
      ···
  9. 84.
    +2 -8
    Ben daha tam olarak okumadım o yüzdende karar vermedim evet ya da hayır diye ancak şöyle de bir durum var gelen bu 18 madde anayasanın 63 maddesine etki ediyor diye de bir iddiası var chp nin ama bakmak lazım chp nin ne mal olduğu ortada kafama yatmazsa boş atar çıkarım işin içinden hdp nin işediği deliğe ben işemem amk
    ···
  10. 85.
    +132 -149
    Edit2: Bir arkadaşın yargı sorusunu burada yanıtladım. Bana göre CHP gibi yenilikçi bir partinin hayır diye ısrar etmesinin temel sebebi bu. http://www.incisozluk.com.tr/e/185935004/

    Edit: Trend falan beklemiyordum, 6-7 arkadaş burada tartışırız herhalde diyordum ama seçim bu sözlük için gereğinden fazla önemli sanırım. Öncelikle HDPlilerle aynı oyu mu vereceğiz diyen arkadaşlar gayet verebilirsiniz. Sen sırf HDP hayır veriyor diye evet vereceksen verme birader. Mantığına yatmayan hiçbir şeyi onaylama.
    Biz sanırım biraz alıştığımız şeylerden çabuk kopamayan bir milletiz. Yeni bir sistem bazılarının ödünü kopartıyor, Atatürk'ün getirdiği sistem yok edilecekmiş, gönlü razı olmazmış. Kardeşim sistem darbelerle Atatürk'ten sonra kaç defa değişti bir bilsen. Daha bürokratik bir devlet düzenine geçilmek isteniyor, bana kalırsa olay bundan ibaret. Yeni sistemle ilgili rahatsızlık duyduğum tek konu 15 Temmuz'dan hemen sonra gündeme gelmiş olmasıdır. Okumaktan, araştırmaktan, değişmek ve değiştirmekten korkmayın arkadaşlar. Birçok şey yazılmış hala sistemle ilgili mantıklı bir soru göremedim. Maddeleri ve sistemi tartışmak yerine aşağıda adamlar dexer tartışıyor.

    ister yancı deyin, ister çomar deyin. Partici biri falanda değilim. Son seçimde oyumu AKP'ye de vermedim. Tek tek referandum maddelerini kendimce yorumladım. ilgisini çeken arkadaşlar okuyabilir. Ama tabi ki buradaki ve Ekşi'de ki bir çok arkadaşa göre cumhuriyet elden gidiyor, hilafet ve tek adamcılık geliyor. Zaten hayırcılarla ilgili anlamadığım şey. Aydınlık için hayır diyorlar. Şu an devletin başında AKP var. Sandıktan hayır çıkarsa hala AKP kalmaya devam edecek. işte burada tıkanıyorum biraz.
    Sorusu olan, tartışmak isteyen mantıklı evetçi ve hayırcı arkadaşlarımı da bekliyorum. Öncelikle cumhuriyet sistemi biliyorsunuz devam ediyor bu sistemde de. Hatta sistem falan da değişmiyor bana kalırsa, yoluna girecek bir kaç şey var kimisi mantıklı kimisi bir şeyi değiştirmiyor. Birilerinin dediği gibi çift başlı yılan mı olurmuş, daha güçlü Türkiye için evet vermeliyiz tatavası falan yapmayacağım.
    Aslında sistemin adını başbakan makdıbını kaldırıyoruz sistemi yapılsaymış daha iyi bile olurmuş. Sormak istediklerinizi, tartışmak istediklerinizi yazın tartışalım. Unutmayın ben evet kampanyası yürütücüsü değilim. Bilgiliyim falanda demiyorum *

    - Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak.
    Sanırım burada bir sıkıntı yok.

    - Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
    Şu an seçilme yaşı 25. Meclisin en genci, AKP'nin 27 yaşındaki vekili. AKP'nin 35 yaş ve altında 16 vekili var.
    CHP'nin en genç vekili 30 yaşında. CHP'nin 35 yaş altında 3 üyesi var. Zaten şu an 25 yaşında milletvekili bile yok. Nesi bu kadar tartışıldı bilmiyorum. Çok takılanlar, alay edenler oldu ancak burada ben art niyet görmüyorum. Erkek adaylar için askerlik şartı konmuş, eğer gerçekten milleti temsil edebilecek güzel insanlar varsa bir yerlerde onlarında mecliste söz alması, bir genç olarak projelerini sunması, sesini duyurması gerekmez mi? Avrupa'da ağırlıklı olarak seçilme yaşı zaten 18. Prosedür yerine getirilecek. Avusturya hükumeti şu an 30 yaşındaki dış işleri bakanını 26 yaşındayken göreve getirmişti. Ayrıca birde şu var; Bütün ümidim gençliktedir. K. Atatürk

    - TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 5 yılda bir aynı gün yapılacak.
    ilk turda diyelim başkan seçilemedi çoğunluğu bulamadı, yani mecliste de çoğunluğu elde edemeyecek büyük bir ihtimalle. Yapılacak ikinci turda seçilen başkan ve mecliste çoğunluğu yakalayan parti aynı partiden olmayabilir. Burası benimde gerçekten anlayamadığım bir nokta. Cumhurbaşkanı ve meclisin farklı olması bu sistemle de mümkün oluyor. Bu da tek adamcılık iddialarını çürütüyor.

    - Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini, "Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak.

    Bu da çok tartışılmıştı. Bu sistem baktığımda tamamen bir bürokrasi sistemi. Her şey belli bir düzende gidiyor. Amacı, kimin görevi, işi neyse onunla meşgul olmasını sağlamaktır. Bakanın mecliste muhalefetin sorularına sözlü yanıt vermesiyle, yazılı yanıt vermesi arasındaki fark nedir ki? Bakan kendi işiyle meşgul olsun, muhalefetin gördüğü açıkları yazılı soru olarak görmesi o soruyu daha ciddiye alacağını düşünüyorum. Bakanın mecliste tartışmalı, gerimli ortamda zaten bu zamana kadar ne muhalefet ne kadar sağlıklı soru sorabiliyordu, bakanlar ne kadar sağlıklı yanıtlayabiliyordu. Soruşturmalar, önergeler ve araştırmalar olması gerektiği gibi meclis kontrolünde devam etmeli.

    - Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilmeyecek.

    Başbakan makamı kalkacağından doğal olarak başkan partisiyle ilişkisini kesmeyecek. Bana kalırsa aslında başbakan makamı kalkmıyor, başkannın sahip olduğu yetkiler başbakana verilecek. Orada yanlış bir anlama var.
    Cumhurbaşkanı vurgusunun yapılmasının temel sebebi sistemin adının Cumhurbaşkanlığı sistemi olması ve şu anki Cumhurbaşkanının imajının sürdürülmek istenmesidir.

    - Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak. Bir kişi en fazla 2 kez başkan seçilebilecek.

    Bunu hala bilmeyen arkadaşlar var. Görev süresi dolan başkan makdıbını bırakacak. Türkiye gibi bir ülkede 10 yıl bu görevi yapmak zaten fazlasıyla yıpratacak, Cumhurbaşkanını yani devlet başkanını aktif ve canlı tutmak adına güzel bir madde. Bu sistemle başkan, Başbakanın bütün yetkilerini eline alıyor zaten. Başbakan olmak için her hangi bir süre kısıtlaması yok. Bir kişi seçilmeye devam ediyorsa 30 yılda 40 yılda artık ömrü ne kadar yetiyorsa başbakanlık yaparak ülkeyi yönetebilir. Ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu mümkün değil.

    - Cumhurbaşkanlığına, seçimlerde geçerli oyların en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.

    Şu anda yanlış hatırlamıyorsam 20 milletvekili imza verip aday çıkartabiliyordu. Demokrasinin gerçekten var olduğunu görebilmek için bu da güzel bir madde.

    - Cumhurbaşkanı "Devlet başkanı" olacak, yürütme yetkisini üstlenecek, Başkomutanlığı temsil edecek.

    Başbakanın yürütme yetkisi başkanna geçecek. Üstte anlattığım mevzu.

    - Cumhurbaşkanı, başkan yardımcıları ile bakanları atayacak ve görevlerine son verecek.

    Yine dediğim gibi şu an Başbakan ne yapabiliyorsa, bunu artık Cumhurbaşkanı yapacak.

    - Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak.

    Demokrasinin gerektirdiği şekilde, doğru olanı.

    - Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.

    Başbakanın hemen hemen yapabildiği şey.

    - Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.

    TBMM işini yapmaya devam edecek, başkan istediği gibi her şeye karışacak, meclisi ele geçirecek muhabbetleri de boşa çıkıyor.

    - TBMM, başkan, başkan yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilecek.

    Tek adamcılık, saltanat falan hala göremiyorum?
    Esas şu anki sistemle başkanna soruşturma açmak mümkün değildir. Turgut Özal'a kadar görev yapan 7 başkann 6'sı askerdir. Türkiye 1923'ten 1989'a kadar ordunun kontrolünde yönetilmiştir. Turgut Özal bu yüzden çok fazla önem taşır. Çok sevilmesindeki temel nedenlerden biri belkide ilk defa halktan birinin Cumhurbaşkanı olmasıydı. 89'a kadar asker devletiydik işte bu kadar basit.

    - Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen başkan seçim kararı alamayacak.

    Cumhurbaşkanı sorgulanamaz maddesi bir kez daha çürümüş oluyor, tek adamcılığın gerçek olamayacağı bir diğer madde.

    - Cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla başkan yardımcısı atayabilecek.

    Bizim bildiğimiz başbakan yardımcısı işte bu

    - Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başkan tarafından atanacak ve görevden alınacak.

    Şu an Başbakanın yaptığı iş.

    - Milletvekilleri, başkan yardımcısı ve bakan olarak atanırsa üyelikleri sona erecek.

    Bakanların görevlerinden dolayı vekillik görevini yerine getiremedikleri için kesinlikle uygulanması gereken bir madde, en azından meclisin aktifliği için.

    - TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.

    Çalışamayacak duruma gelen meclisin aslında bir nevi sıçtık bari sıvamayalım demek için, meclisi yenilemek adına
    yapabileceği meclisi her zaman aktif durumda tutmak adına güzel bir madde.

    - Cumhurbaşkanı, kanunda düzenlenen ilgili şartların gerçekleşmesi halinde OHAL ilan edebilecek.
    Şu an Başbakan ve bakanlar kurulunun yaptığı iş.

    - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
    Bunu bende bilmiyorum.

    - Bütçeyi Cumhurbaşkanı Meclise sunacak.
    Şu an başbakanın yaptığı iş. Değişen bir şey yok, artık başkan yapacak.

    - Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek idare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kalkacak.
    Askeriyenin devletin yürüttüğü hukuki işlemlere el atması zaten ancak
    Türkiye'de görebileceğimiz bir tabloydu. Türkiye gibi bir ortamda yıllarca 'sivil' vatandaşlar dahi askeri mahkemelerde yargılandı. Buna da gerek yok,
    askeriyenin içindeki davaları sivil mahkemelerde üstlenebilir gayet.
    Tümünü Göster
    ···