içinde hakan ve minenin beraber fotoğrafları vardı. Mine ve hakan eski sevgiliydi. Çok yakışıyorlarmış birbirlerine gerçekten yalan yok. Ama bunların benimle ne alaksı vardı. Gitsin cananı ya da melisayı çağırsın onlara ağlasın. O sırada mine elinde iki birayla geldi (sabah sabah). Birini uzatıp karşıma oturdu. Fotoğraflardan falan bir anlam çıkaramadım. Mineye hiçbir şey demedim. Biraları bitirince mine yanıma gelip koluma girdi. Kafasını omzuma yaslamıştı. uzun bi süre böyle kaldık. kendini iyice salıp yatakta mülteci gibi uyuya kaldı. Eh amk dedim içimden. Kucaklayıp odasına doğru yol aldım. Gerçekten hiç kolay değildi. Filmlerde alıp bim poşeti taşır gibi taşıyorlardı. Mineyi yatağına yatırdım ve salona geçtim. Benden koltuğa uzanmıştım. Sonra üzerime bir ağırlık çökünce kestirmeye karar verdim. Uyandığımda ilk duyduğum şey...

Minenin sesiydi hadi artık uyan diyordu. Resmen yüzünde güller açıyordu. Noldu aq bi gibim anlamamıştım. Hazırlanıp süslenmişti. Bu gece benimlesin hiç bir yere bırakmam dedi. Nereye dedim evdekileri ara izin al bu gece sabahlara kadar eğlenicez dedi. Annemi arayıp yalvar yakar izin aldım. Az daha yalvarsam 1 ay gelme eve diyecekti annem. Bende lavaboya girip saçımı başımı düzelttim. Sonra çıktık evden. Arabasına atlayıp bir yerlere doğru gitmeye başkadık. Yolda hayırdır çok mutlusun dedim. Geçmişi unutmak lazım değil mi yakışıklım dedi. Böyle demesi beni benden almıştı yalan yok en azgın olduğum dönemlerimdi. Peki madem dedim ve sustum. Yolda melisa aradı telefonu açar açmaz aşkım nasılsın diye sordu. iyidir sen dedim aşkım demeye daha alışamamıştım. iyiyim bende nerelerdesin diye sordu. Babamlayım bir yere gidiyoruz dedim. Peki o zaman sonra görüşürüz dedi ve kapattı. Mine hemen bana neden yalan söylediğimi sordu bende sanırım sevgiliyiz kısmaması için dedim. Gülümsedi. Kısa bir süre sonra geldik dedi ve arabayı park etti. Yan yana mekanın kapısından içeriye girdik...

Mekanı şöyle bir süzdüm. içerisi resmen yıkılıyordu. ilk defa böyle bir ortam görmüştüm. Küçük bir masaya geçip oturduk. Garson gelip ne alırsınız dedi ben bir bira dedim garson mineye döndü mine de genç benimle sorun yok bende bir bira alayım dedi. Garson siparişleri getirmeye gitti. O sırada mine bir sigara yaktı ve bana uzattı. Bende ona eşlik ettim. Bana hakan aradı mı seni diye sordu bende hayır cevabını verdim. Ordan sonrası genel muhabbetti. Yalnız masaya gelen içkinin haddi hesabı yoktu. Ben çok içmemiştim ama mine sünger gibiydi. Saat iyice ilerleyince hesabı istedik. Minenin cüzdanından para alıp ödedim. Koluna girip arabaya doğru gittik. Anahtarı alıp kapıları açtım. Sağ koltuğa oturttum. Arabayı ben kullanacaktım. Pratiğim vardır babam zaman zaman verirdi bana arabayı. Çalıştırıp yavaş yavaş minenin evine doğru gittik. Gitmemiz biraz uzun sürmüştü. Çok yavaş kullandım. Neyse eve geldiğimizde anahtarı alıp mineyi yukarı çıkarttım asansörle. Gerçekten çok sarhoştu. Ayakta zor durduğunu anlamak hiçte zor değildi. Anahtarı alıp kapısını açtım... :D

beyler bugünlük burda bitirmeyi düşünüyorum eğer çok ilgi varsa bir iki part daha atarım bi şukulayında göriyim kaç kişi olduğunu.

Kapısını açıp içeriye soktum. Yatak odasına zar zor bir şekilde zütürdüm sanki bilekleri tutmuyordu. Çantasını falan kenara atıp yatağını açtım. Güç bela yatağa uzandırdım. fakat susmak bilmiyordu. Kaldırıp tuvalete zütürdüm. Çeşmeyi soğuk tarafından açıp güzelce yüzünü yıkadım. Ama fayda etmiyordu. Kolundan tutup tekrar yatak odasına doğru zütürmeye başladım. Çok mutluyum, yuppi, yaşasın özgürlük falan diye mal mal bağırmaya başladı. Yatak odasına gittiğimizde tekrar onu yatağına uzandırdım bu sefer konuşmuyordu yatakta. Yorganını alıp üzerini örtmeye çalıştım. Tam yorganı boyun kısmına atarken birden yakamdan tutup beni kendine çekti...

Dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Tam kavrayacakken kendimi geri çektim. Bana gel nolur falan gibi kelimeler söylemeye başladı. Ona sus, sarhoşsun falan dedim ve ışığını kapatıp odasından çıktım. Salonda yattım sabaha kadar uyandığımda minenin manyak kedisi karşımda duruyordu. Ürktüm birden. Kalkıp saate baktım. 11 di minenin yanına gittim uyuyordu. Mutfağa geçtim ve elimden geldiğince kıyak bir sofra hazırlamaya çalıştım. Yaklaşık bir saatten fazla sürdü sonra mineyi uyandırmaya gittim. Zar zor uyandırdım gidip elini yüzünü yıkadı. Mutfağa başını tutar bir vaziyette girdi. Bilirsiniz işte standart akşamdan kalma halleri. Mutfağa girer girmez bu sofra ne be diye haykırdı. Mutlu olmuştu birden. Oturup kahvaltı etmeye başkadık. Kahvaltıda pek birşey konuşmadık bulaşıkları masada bırakıp salona geçtik. iyice kendine gelmişti mine. Biraz sohbet ettik ve mine lavaboya gitti. Tam o anda hakan aradı beni...

Nabıyosun nerdesin falan dedi, evdeyim deyip geçiştirdim. Akşama xx de buluşalım mı dedi olur dedim kısa bir konuşmaydı zaten ardından kapattı hemen. Mine ile bir saat kadar daha takılıp ayrıldım. Eve gittim ve bir duş aldım. Melisayı aradım ve o taktan aşk sohbetini yaptık. Bu kızla sevgili değildim ama o öyle zannediyordu. Çıkarlarım vardı ve bazı şeylere katlanıyordum. Ama iyi anlaştığımızıda inkar etmiyorum. Uzun bir süre konuştuk sonra hakanı aradım 1 saate ordayım dedi bende hemen fırladım evden. Mekana yaklaştığımda aradı beni nerede olduğumu sordu neredeyse geldiğini belirtti kapının önündeyim deyip kapattı. 2 dk sonra bende vardım. Selamlaşıp içeri geçtik ardından kenar kısımda kalan sessiz olan taraftan bir masaya oturduk. ikimizde birer kahve söyledik ve birazcık hal hatır sohbeti yaptık. Kahveler geldikten sonra hakan adımla hitab edip bak zurnaci dedi...

seninle özel görüşmek istedim çünkü sen farklı bir çocuksun dedi. garipsemiştim. sana yardımcı olacağım dedi. melisa ve mine bu konularda benim kadar iyi değiller dedi. haydaa dıbına koyim nerden biliyordu benim onlardan yardım aldığımı. ama o an soramadım konunun akışı değişmesin diye. gerek yok aslında şimdilik dedim. gerek var zurnaci dedi. peki benim için sorun yok dedim. aslında vardı melisayla sex yapabiliyordum, mine ileyse güzel zamanlar geçiriyordum. ama o an kendimi hayır demeye layık görmedim. ilginçti. her neyse bana hafta sonu bana gel bir görüşelim dedi ve normal konulardan sohbet etmeye başladık. muhabbeti hiç sıkmıyordu çok zeki ve eğlenceli biriydi. baya bir oturduktan sonra hesabı ödedi ve çıktık. ulan bu adamların arasına girdiğimden beri elimi eskisi kadar cebime atmıyordum ve gayet mutluydum. bunları düşünerek evin yolunu tuttum. yolda mine aradı. içimde bir endişe hissettim o an telefonu açtım. nasılsın nabıyosun falan diye aramış, korktum bi an hakanla buluştuğumu anladı diye. biraz sohbetten sonra kapattım telefonu. eve varmıştım. normal takıldım evde. gece melisa ve melihle mesajlaşıyordum. sonra bir ara hakan mesaj attı. mineye benden bahsetme yazmış. zaten öyle bir niyetim yoktu tamam deyip geçiştirdim. gece bizimkilerle bayaa bir mesajlaştıktan sonra uyudum...

beyler benden bu kadar inanın elim, kolum, parmak uçlarım, gözlerim her yerim ağrıdı. tofaş gibiyim her yerden bi aksama var şuan. yarın işe giderken bi kaç part atarım ama işim dolayısıyla sabah daha yoğun oluyorum. akşama bitiricem hikayeyi. beklemeden kalın. sağolun varolun. iyi geceler.

günaydın dostlar geldim

melihti. telefonu açıp noldu bu saatte dedim. 1 saat sonra cafede buluşalım seninle bişey konuşmak istiyorum dedi. ne hakkında dedim telefonda söyleyemem dedi. peki deyip kalktım bir şeyler atıştırdım ve çıktım evden. yolda büfeye uğrayıp sigara aldım kendime. yaktım ve cafeye doğru devam ettim. melihle selamlaşıp masaya oturdum. çay söyledim kendime ve ne kadar garip işlerle uğraşsam da özümden vazgeçemem biz Türk'üz çay içeriz. melihe hemen ee noldu dedim. dur bi çayın gelsin öyle anlatırım dedi. gereksiz gerilim yaratıyordu. iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi anlatacağını bilsem heyecan yapmam. söyle olum dedim bekle dedi. neyse ki çaylar gelmişti hemen. ee dedim melih e bak moruk dedi ayine gelecek 2 kişi var ya duymuşsundur belki dedi. kafamla evet olarak onayladım. hakan senin ilgilenmeni istiyor onlarla dedi. bi an ben ne alaka amk bi gibim bilmiyorum dedim kendi kendime. biraz daha sohbet ettik melihle. bi ara hakan aradı. melihle konuştun mu diye evet konuştum ama ben ne alaka dedim. bana 5000 tl senin olsun diye dedim dedi. nasıl yani dedim. o adamlarla ilgilen 5000 tl yi al dedi. içimden vay amk dedim birden. bunu uzun uzun konuşsak abi dedim. gel konuşalım dedi. şuan geç oldu yarın müsait misin dedim. adresini at kapından alırım seni dedi. okeyleştik. ordanda ben eve geçip normal yaşantıma devam ettim sonra da uyudum...

Sabah kalkıp duş aldım ve kahvaltı yaptım. Selin aradı. Akşam müsaitsen sizde kalmak istiyorum dedi. Olur dedim kapattım. Hakana adresi mesaj attim 1 saate geliyorum dedi. Bende o arada ortalığımı toplarlayıp iyice hazırlandım. Aradı indim aşağıya siyah bir jaguar ı vardı arabaya hayran kalmıştım ilk defa böyle bir arabaya bindim. Selamlaştık falan hakan şehir dışına doğru sürmeye başladı. Nereye dedim eve dedi. Ne evi ulan dedim içimden senin evin şehrin diğer tarafında villa amk. Ses etmedim bana zarar verebileceğini düşündüğüm insanlar değildi hepsi. Baya bir gittik. Yollar biraz bir şeyler anımsatıyordu ama tam çıkaramadım. Sigara uzattım hakana kullanmıyorum dedi ben yaktım bir tane. Sende kullanma seninle müsait bir zaman. olunca sigara konusunu da konuşalım dedi. Burdaki herkes benimle yakından ilgileniyordu. Sigaramı içe içe gittik. Sağa saptı ve karşıma o ev çıktı...

ayinin yapıldığı ev vardı. gündüz gözüyle bakınca ev daha bir etkileyiciydi. arabayı evin önüne yanaştırıp indik. hakan cebinden çıkardığı anahtarlarla evin kapısını açtı. daha sonra içeriye girdik. üst kata çıkıp bir odaya girdik. odanın boyutu en fazla 4 m2 falandı içerisinde neredeyse hiçbir şey yoktu. duvarlar siyahtı yuvarlak bir penceresi vardı küçük. onunda üzerinde küçük bir store perde vardı yerde uzun bir mum ve bir kitap vardı. başka birşey yoktu . sen burda çalışacaksın dedi. kitap var istediğin zaman gel dedi. tamam dedim ama içimden de buraya nasıl gelecem amk diyordum. gecelik kalabilirsin dedi. ardından yine aynı o iç ses haaahhh amk dedi. sağol dedim sonra oturma odasına geçtik bana o adamlardan söz etti. bu adamlar çok bilgili ve bu işlerde usta isimlermiş. bir daha ki ayinde burada olacaklar ve ben 2 gün onların yanında takılacaktım. 5000 tl benim olacaktı. okulum olduğundan bahsettim. o zaman melih ya da canan dedi. onlara vericem bu görevi iyi düşün taşın dedi. hem çok deli paraydı hemde eğlenceli olabilirdi fakat ailem ve okulum buna engeldi. şimdi bunu boşver deyip sohbete odaklandım. hakanı biri aradı hemen benim şirkete gitmemiz lazım dedi. arabaya atlayıp gitmeye başladık. gittiğimiz yer herkesin bildiği bir markanın yönetim binasıydı. bayaa bir büyüktü. asansörle çıktım ve tam hakanın odasına girerken birden onu gördüm...

Mine’ydi. Bana baktı sonra ise hiç birşey yapmadan işine devam etti. Çalışıyordur herhalde deyip hakanın odasına girdim. Odada hakanın masasının önündeki koltuğa oturdum. Bana ne içersin dedi kahve deyerek yanıtladım. Telefondan odasına iki türk kahvesi dedi ve kapattı. Sonra odaya mine girdi. Dosyalar bunlar hakan bey. ilgili işlemleri yaptığınız az çalışmayı başlatacağım dedi ve çıktı. Ardından kahveler geldi. Hakan dosyaları kurcalarken bana gelecekti planlarım hakkında sorular sordu. Beni sıkmamak için sohbet ettiği çok belliydi. Yaklaşık 20 dk kadar dosyalarla uğraştıktan sonra mineyi aradı odasına geldi. Biraz iş hakkında konuştuktan sonra mine çıktı odadan. iki dk sonra bende hakana lavaboyu sorup çıktım. Kapıyı kapattığım an mine yanıma geldi. Hakanla ne işin var senin dedi. Biraz sohbet ettik işi çıktığı için beni de buraya getirdi dedim. Sonra peki deyip yanımdan ayrıldı. Bende lavaboya gidip hakanın yanına geçtim. Hakan bana dönerek...

Mine sana karşı çok sıcak davranıyor dikkatimi çekti dedi. Bende, sende bana aynı şekil davranmaya çalışıyor gibisin dedim. Niye böyle dedim bilmiyorum ama biraz bozuldu. Mine benim için değerli biri onun sevdiği insanı bende severim dedi. Ardından hadi kalkalım benim işim bitti dedi. Şirketten çıktık ve arabaya bindik. Yok boyunca sıradan sohbet ettik. Hep dediğim gibi hakan zeki biriydi. Konuşmasından bunu anlamak hiçte zor değildi. Sonra beni eve bıraktı. Annem ve babam evdeydi onlarla biraz sohbet edip odama geçtim. Biraz pc de takılıp akşam yemeği yedim. Ardından kitap okumaya başladım. Saat 10 gibi mine aradı...

açar açmaz müsait misin diye sordu. evet buyur dedim. bana hakanla ne kadardır görüştüğümü sordu. bende bunun ne önemi var dedim ona. mine bana hakanla görüşmeni istemiyorum dedi. nedenini sorduğumda ise bir nedeni olmasına gerek yok dedi. sinirlenmiştim. bunu bana demeye hakkı yoktu. mineye de bu seni ilgilendirmez bence dedim. telefonu suratıma kapattı. gibtir et dedim kendi kendime ve kitabımı okumaya devam ettim. sonrasında melisa ile konuştum biraz ertesi gün buluşacaktım. sonrada uyudum zaten. günlerim artık hakan, mine, melisa ve birazda melihle geçiyordu. diğer arkadaşlarımı hiç arayıp sormuyordum. sabah hazırlanıp çıktım evden melislere gittim direk. yolda giderken ekmek ve meyve suyu almıştım. zile basmadan kapı açıldı. yürüyerek yukarı çıktım. dudaklarımdan öptü ve mutfağa geçtik. efsane bir kahvaltı hazırlamıştı. dışardan bakınca hiç bu kadar marifetli olduğunu tahmin edemezdiniz. kahvaltımızı çok mutlu bir şekilde ediyorduk. ben ona o da bana elleriyle yemek yediriyordu. bir ara ona şu soruyu sordum...

mine neden benimle çok ilgileniyor dedim. bilmem öylemi dedi. hakanla minenin arasında ne var diye sordum bu seferde. hakanla mine evleneceklerdi ama son anda bir şey oldu ayrıldılar kimse bilmiyor neden ayrıldıklarını mineye canan birkaç defa sordu bende sordum ama cevabını alamadık dedi. o zaman bende hakana sorarım diye geçirdim içimden. bu sefer sıradaki ayine gelecek olan şu 2 kişi kim dedim. bu işin temsilcileri dedi. onlarla kim ilgilenecek geldiklerinde diye sordum. bilmem ilgilenmeye gerek mi var ki dedi. çok haklıydı aslında. o an hakanın beni kendine yakın tutmaya çalıştığını düşündüm. yemek yedikten sonra birer kahve yapıp salona geçtik. sohbet ederek kahvelerimizi yudumladık. melisa bana mine ile neler yaptığımı sordu. kız artık sevgilimdi kıskanmıştı sanırım. hiç öyle birkaç bir şey öğretti dedim. tek kaşını kaldırarak hımm demek öyle dedi. yalanı yemediği her halinden belliydi. kahveler bitmişti. melisa birden kucağıma oturdu ve...

kısa bir süre gözlerimin içine baktı. hemen harekete geçerek boynunu vakumlamaya başladım. dudaklarım boynuna değdiği an ilintileri geldi kulağıma. boynunu vakumlarken aynı anda ellerim o dolgun göğüsünde geziyordu. üzerindeki hırkayı dudaklarımı boynundan ayırmadan çıkardım. daha sonra üzerindeki tişörtüde çıkardım ve karşımda iki tane dolgun göğüs vardı. iştahım iyice artmıştı. bu sefer dudaklarına yapıştım ve elimle sütyenin kopçasını açarak onun güzel göğüslerini özgürlüğe kavuşturdum. daha sonra dudaklarından yavaş yavaş aşağıya inerek göğüslerini yalamaya başladım. ardından üzerimden kalkarak pantolunumu çıkarmaya başladı bende o arada üzerimdeki gömleği çıkarttım. boxerımıda indirerek gibimin ucuna birkaç tane küçük öpücük kondurdu. daha sonra neredeyse hepsini ağzına aldı. bir an boşalacağımı hissettim. gibimin dört bir yanını yaladıktan sonra pantolonumu çıkartım üzerime oturdu. kendisi aşağı yukarı gidip geliyordu. bende boş durmamak için kalçalarına şaplak atmaya başladım. inlemesi bir tık daha arttı. o inledikçe ben daha çok zevk almaya başladım. yaklaşık 15 dk bu pozisyonda gibiştikten sonra, gibimi çıkartıp sırtına boşaldım. o anda kendisi de boşalmıştı ve beni elimden tutup duşa doğru çekiştirdi...

duşa girip suyu açtı ve altından uzun bir süre öpüştük daha sonra onu bir posta daha gibtim. fazla uzamasın diye detaya girmeyeceğim. sonrasında çıkıp bir çay içtik dışarıda. melih ve cananda bize eşlik etti. daha sonra okeye gittik. o günde böyle bitmişti. artık günlerim 5-6 kişi ile geçiyordu. beynim hiç boş kalmıyor birileri hakkında hep bir şeyler düşünüyordum. kendi kendime dert edinmeye başlamıştım. bir tarafta melisa diğer tarafta hakan ve mine vardı. bu üç isim kafamı çok meşgul ediyordu. böyle böyle derken okul açılmıştı. hakanla birkaç defa daha görüştük, melisa ile zaten sevgiliydik neredeyse her günümüz beraber geçiyordu ve sürekli sex yapıyorduk. mine hiç aramadı bende onu aramadım ama hep aklımdaydı. hakanın teklifini reddettim okulum ve ailem vardı. bunları özet geçtim size. ha bu arada melih ve canan sevgili olmuşlar. neyse artık günlerden cuma akşamıydı. evdekilerden melihlerde kalıcam diye izin almıştım cumartesi gecesi için. çok heyecanlıydım. gözlerimi açtığımda cumaretesi sabahıydı...

ayine gitmek için ben, melisa, melih ve canan bir araya gelmiştik. cafenin önüne mine geldi arabasıyla. bindik. ben cam kenarında melisa ise yanımda oturuyordu. yol boyunca elimi hiç bırakmadı arada bir de öpüyordu beni. herkes melisa ile konuşuyordu fakat ben onun tek kelime dahi etmemiştim. giderken bir ara bir şey fark ettim. melisa bana her sırnaştığında mineye bakıyordu. eve yaklaştığımızda mine dikiz aynasından bana bakıp hazır mısın zurnaci bey dedi. ses tonu ve ima etmeye çalıştığı şey söylediği kelimelere zıt düşüyordu. altında gizli bir anlam yattığı belliydi. ama ne demeye çalıştığını anlamamıştım. hazırım dikkat et çarpmayalım dedim. hiç düşünmeden söylemiştim bu cümleyi. arabada bir an herkes duraksadı. melisa bana baktı. bende durumu kurtarmak için yanağına bir öpücük kondurdum. o da karşılık verdi. sonra kafamı cama yaslayıp yolun bitmesini bekledim. camdan dışarıyı izlerken bir şey dikkatimi çekmiş sokak lambalarıydı bunlar. hiç biri yanmıyordu ama eminim ki ilk geldiğimde hepsi yanıyordu. herhalde bir arıza falan vardır dedim. bunlar normal şeylerdi sonuçta. arabada çalan müziği dinlemeye dalmıştım. ve melisa aşkım geldik dedi. öyle deyince kafamı kaldırıp etrafa baktım...