1. 1.
    0
    türklerin dini bir olayı(ydı)

    http://www.google.com.tr/...&biw=1152&bih=689
    ···
  1. 2.
    0
    ···
  2. 3.
    0
    ···
  3. 4.
    0
    ···
  4. 5.
    0
    bu entryde başlıyor dönmeye ..

    not: ateistim.

    kırtıl semahı gibi bir türkü veya şarkı ne duydum ne dinledim.
    ···
  5. 6.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=zxdcxqffq3i
    ···
  6. 7.
    +1 -1
    Canlı cansız cümlesiz bir nesneden
    Gülyüzlü sevdiğim gel gel
    Varoluyor bu bir hikmet sultanım
    Canana aittir bu bir hikmet sultanım
    Kabul etmek cana minnet sultanım

    Sevip aşık olmak ezelden bahtım
    Yar sana kadimdir ikrarım ahtım
    Senin çün bezendi sinemde tahtım
    Aha teslim oldum hükmet sultanım

    Büryani'yem geldim mürvete düştüm
    Canımdan malımdan serimden geçtim
    Gerçi ezel aşkın meyinden içtim
    Dest-i kudretine lütfet sultanım

    Şarab-ı ledünden içenden beri
    Ayılmadım gitti mestanesiyim
    Bi huş olup serden geçelden beri
    Serseri gezerim efsanesiyim

    Meylim yok cihanın hiçbir varında
    Elimi gezdirdim kizb-i karında
    Şem-i ruhsarında aşkın narında
    Gece gündüz yanan pervanesiyim

    Dertli tellalıdır pazar-ı aşkın
    Kulu kurbanıdır kerrar-ı aşkın
    Aşkı bünyad eden mimar-ı aşkın
    Tamir kabul etmez viranesiyim
    ···
  7. 8.
    0
    Semahların Kökeni

    Bilimsel açıdan semahların iç Asya töre ve inançlarından kaynaklandığı görüşü yaygındır. Bu görüş yüzyılın başından beri savunulagelir. Son yıllarda söz konusu görüşü doğrulayan kimi ciddi incelemeler de yayınlanmıştır. Elsa Krohn'a göre derviş dansları, Asyalı Şaman dansları, Asyalı kafirlerin dansları ile Tibet'teki kutsal dansların ortak özelliği şudur: Danslar gittikçe artan bir coşkuyla yükselir. Bir evrenin sonunda kesilmeye, bitkinliğe varır.
    Grenard ise islam'daki derviş dansları ile Tibet'teki dansların benzerliğine değinir. Verilen bilgilere göre Tibet sınırında dolaşan dilenciler de fırıl fırıl dönerek oynarlar. Tavıları ve yüz ifadeleri de dervişlerinkini andırır.
    Asya'nın bu töreni günümüzde değişik bölegelerde değişik biçimlerde karşımıza çıkar.
    Semahların eski dönemlerdeki izleri oldukça belirsizdir. Eldeki kimi veriler semahların isa'dan önceki yıllarda oynandığını gösterir. Bizans ve Çin kaynaklarının verdikleri bilgilere göre Hun ve Göktürkler eski çağlarda semahları andıran oyunlar oynarlar. iS 568 de Köktürk Hanlığı'nı ziyaret eden Bizans elçisi Zemarkos böyle bir oyunla karşılaşır. Köktürkler çalıdan ateş yakmışlardır. Bizanslılarca anlaşılmaz Köktürk diliyle birtakım saçma şeyler homurdanırlar. Ziller, trampetlerle olağan üstü bir uyum sağlamışlardır. Gürültü gittikçe artar. Sonunda kötü ruhları ortadan kovmak için yanmakta olan dalların çevresinde bağırarak fırdolayıp dönerler.
    Benzer bir gelenek Yakut Türkleri arasında günümüzde yaşar: Yakut Türkleri arasında "ısı-ah" denen bir dinsel tören vardır. Topluca kımız içilir. Birbirinin elinden tutup topluca bir çember oluşturulur. Sonra, hu, hu diye raksa başlanır. Kimileyin şaman tek başına oynar. Dokuz kadın dokuz erkeğin şamana eşlik ettiği de olur.
    iS 576 tarihli bir Çin kaynağı ise şunları anlatır: Hükümdar ve soydaşları Çin'de bilinmeyen ve hoş görülmeyen biçimde gök ayini sırasında raks ederler. Ayinin sonunda kadın kamlar davul çalarken Tabgaçlar doğu kesimde yükselen kurban taşına doğru secde ederler.
    iS 6.-7. yüzyıllardan kalan Çin kaynakları buna benzer başka örnekler verirler. " Köktürkler bir ayak ile hareketli bir eksen oluşturan bir top üstünde dururlar. Denge sağlamak için kollarını yana kaldırırlar. Öbür ayaklarının yarımı ile fırtına gibi dönerler" Kuzey Çin'de bir mezar taşında bu oynu gösteren bir de çizim bulunur. Çizimde oyuncu sağ ayağı ile bir top üzerinde dengede durmuştur. Arkaya doğru uzanan sol ayağı ile döner gibidir. Açılmış kollarının yenleri uçuşur. Oyuncunun önünde diz çökmüş birisi davul çalmaktadır.

    "Döne döne raks eden yabancı kızlar
    Döne döne raks eden yabancı kızlar
    Gönlünüz sanki bir saz, elleriniz sanki birer dümbelek
    Sazlar ve dümbelekler çalınca, kollarınızı açtınız,
    Döne döne, durmadan dönerek, kar fırtınası gibi
    Tek ayak üstünde sola ve sağa
    Hiç durmadan, bin kere döndünüz, on bin kere döndünüz"

    Başka bir Çinli Ozan ise bu oyunları şöyle anlatır.

    "Güzde daldan düşüp titreyen yaprak gibi
    Kışın rüzgarına tutulup döndüler
    Sanki gökkuşağı gibi bir hafif kumaş idiler.
    Gökte fırtınalı bir rüzgar gibi döndüler
    Bu ne zaman başladı ne zaman bitecek?
    Tümünü Göster
    ···
  8. 9.
    0
    yine katarlanmış aşkın kervanı
    çekip de gidiyor dost ellerine
    erenler cem olmuş piri civanım
    kemer best bağlamış hep bellerine

    şah-ı merdan çırakları uyandır
    erenler badesini içenler vardır
    cemiyet bahçası açtı dolandır
    gel bir nazar eyle baka güllerine

    hak muhammet ali bir bina kurmuş
    muhabbet nurunu kalbe doldurmuş
    erenler sırrını bize bildirmiş
    yol içinde gizli sır yollarını

    gerçek talip olan menzile yeter
    birlik divanında muhabbet tutar
    cümlesi bir dilden birlikten öter
    aşık oldum onların hoş dillerine

    genç abdal'ıom şaha dergaha geldim
    bir niyaz eyledin darına durdum
    hidayet kapısın açılmış gördüm
    neler ihsan etmiş hak kullarına

    kaynak: musa eroğlu
    yöre: mut

    kubat : http://tinyurl.com/byswaje

    musa eroglu : http://tinyurl.com/a6uatka
    ···
  9. 10.
    0
    http://www.izlesene.com/v...divani-urfa-semah/5789759
    ···
  10. 11.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=-FseReR8kHU
    ···
  11. 12.
    0
    http://www.youtube.com/watch?v=IDYhq8vhu6c
    ···