1. 1.
    0
    sıcaktan geberiyoruz. köydeyim o sıralar. köy çeşmesinin arkasında bir su deposu var. akşamları arkadaşlarla o deponun üzerinde bira içiyoruz. bira içmeye yeni başlamışım. sigaraya ise tepkiliyim o sıralar.
    ···
  1. 2.
    0
    birinci var dediler geldik hadi bakalım göster kendini.
    ···
  2. 3.
    0
    sonra su deposuna işeyen köpek kafamı su deposunun arasına sıkıştırıp zütüme sigara soktu. o günden beri tiryakiyim panpalar
    ···
  3. 4.
    0
    sigara insanı öldüren iğrenç bir ürün. içmiyorum, içenleri kınıyorum. çimlere basmamaya da özen gösteriyorum. basanları kınayamıyorum çok pis küfür ediyorlar. bir gece yine o deponun üzerinde içerken iki gün sonra şehirde bizim köyden birinin düğünü olduğunu söyledi arkadaş.
    ···
  4. 5.
    0
    prim vermeyin beyler bu adama kendisi yasadışı sol örgüt üyesidir
    ···
  5. 6.
    0
    evde birtakım davetiyeler vardı ama üzerinde benim adım yazmadığı için açmıyordum hiçbirini. başkalarının adına gelmiş mektupları açmamaya tövbeliydim o zamanlar. açınca çok pis küfür ediyorlardı. "e gidelim amk" dedim arkadaşa. "gidilmez mi. bir sürü kız olacak şimdi orada." dedi. kız olsa ne olacak onu anlayamıyordum. aynalara tepkiliydi arkadaşım. çok pis küfür ediyordu aynalar kendisine.
    ···
  6. 7.
    0
    öt bakalım bülbül
    ···
  7. 8.
    0
    neyse düğün günü geldi. bizim köy şehre tam olarak 26 km uzaklıktaydı. yolun 7 kilometralik kısmı stabilize idi. seri gidemiyordu doğal olarak minibüsler. muhtara tepkiliydi şoförler. seslerini çıkaramıyorlardı yine de. muhtar taşaklı adamdı. çok pis küfür ediyordu.
    ···
  8. 9.
    0
    köyün gençleri kontenjanından atladık minibüse. sadece gençler vardı zaten 17-19 yaş serseriliği ile. teyzeler bizim bulunduğumuz minibüse binmeyi reddediyordu. oldukça tepkililerdi bize. çok pis küfür ediyorduk haliyle.
    ···
  9. 10.
    0
    bir kısmı izdıraplı stabilize yol, bir kısmı da yağ gibi otobandan müteşekkil güzergahımızın sonuna geldik nihayetinde. isengard'ın çukurlarından çıkan orklar gibi çıktık minibüsten. wembley'in çimlerine ilk ayak basan olma yarışı gibiydi düğün salonuna ilk salya akıtan olma yarışımız.
    ···
  10. 11.
    0
    agzımda emzikle 6-0lık maçı izliyordum hiç ne var anlamıyorum tv de annem de zütümü bezliyo.
    ···
  11. 12.
    0
    aynaların tepkisine maruz kalan arkadaş akıttı ilk salyayı. hemen takıverdiler şeref madalyasını tek dal uzun tekel 2000 şeklinde, salonun girişinde. düğün sahiplerine hayırlı olsun dileklerimizi sunup dans pistini gören nadide bölgeleri tespit ettik predatör hassasiyeti ile.
    ···
  12. 13.
    0
    adam postmodern yazıyor amk. devam et oç
    ···
  13. 14.
    0
    ortam betimlesi yapmak farz. bahsi geçen düğün salonu yazlık düğün salonu olmanın verdiği rahatlıkta bir mekandı. dört yanı açıktı. yetmezmiş gibi çatısını da açık bırakmışlardı sanki yaz günü hiç yağmur yağmıyormuş gibi. çok sık yağmadığı muhakkak. ancak mikail reis espri yapma isteğiyle yanıp tutuşursa en az bir düğün muhakkak heba olacaktır bu ortamda. kafamda bu düşüncelerle düğün salonunun hemen yanında, nehre paralel olarak kurulmuş açık hava cafe&pub'ına doğru yollandık arkadaşlarla.
    ···
  14. 15.
    0
    her kanı kaynayan genç erkek avlanmaya çıkmadan önce birkaç kadeh partlatmalı diye öğretilmişti bize. doğada başka hiçbir canlının böyle bir saçmalık yaptığını düşünmüyorum. cesaret aşılıyormuş bedene. oturduk masanın birine. garson kimseye kimlik sormadan getirdi istenenleri. 17 yaşındaysanız ve her yere elinizi kolunuzu sallayarak girebiliyorsanız hayat çok güzel. cedric'e oldukça tepkiliydim. çok pis küfür ediyordum kendisine.
    ···
  15. 16.
    0
    bazı arkadaşlarım rakının dibine dibine vursa da ben alkole yeni başlayan biri olarak bunu yapamazdım. bira ile yetinmek durumundaydım. hatırlayanlar olacaktır o yılları. efes pilsen'e abdurrahman çelebi muamelesi yapıldığı yıllar. içtikçe "oh be. bira budur hacı." diyordum sanki bütün biraları denemiş de bunda karar kılmışım gibi bütün memnuniyetimle.
    ···
  16. 17.
    0
    yeterli cesareti bünyemizde toplayıp daha önce tespit ettiğimiz bölgelere taarruz ettik hep birlikte. yürüyüş şeklimiz bile değişti, özgüven hakim oldu bünyelerimizde. ilk olarak bir dans müziği girdi. gelin ve damadı alkışladık rutine bindirip hislerimizi.
    ···
  17. 18.
    0
    bir sürü çift çıkıp dans etti "nikah masası" eşliğinde. hepsi çiftti ve hepsi mutsuzluğun senfonisi eşliğinde keyifle dans ediyorlardı. bir düğünün açılış şarkısı "nikah masası" olabilir mi sevgili insanlar? olabiliyormuş işte. başta piyanist şantör gelinin eski sevgilisi sansam da, çiftin iq değerleri topldıbının üç haneye ulaşmadığı bilgisi ile rahatlamıştım.
    ···
  18. 19.
    0
    bu romantizmin babası Victor hugo'nun kemiklerini bir müddet sızlattıktan sonra başladı oyun havaları. hangi şarkıların çaldığını yazarsam nereli olduğum anlaşılır. nereli olduğum anlaşılırsa daha önceki hikayemi okuyanlar kim olduğumu anlar. kim olduğum anlaşılırsa ailem beni reddeder, öğretmenlikten atılırım. çokça tepki gösteririm size. çok pis küfür ederim.
    ···
  19. 20.
    0
    oyun havaları düğün çakalları için bulunmaz nimettir. bazı figürler potansiyel avları, düğün çakallarının nazarında daha da çekici hale getirir. kalçalar sallanır, memeler zıplar, saçlar savrulur... biz de ilk parti potansiyel avları bir güzel süzmeye başladık tabii bu kıvrak zamanlarda.
    ···