sevgilisi holdingte çalışn erkeklerin yüzde 80

amı olanın imanı olmaz

tekrar rizörved

ona yine hunhar bir gibişin ardından yeni bişeyler istediğimi söyledim. bastı kahkahayı, annemi servis edeyim istersen dedi şakasına, bende ciddi şekilde ama baban da bizi izlerse neden olmasın dedim çok ciddi şekilde, afalladı ardından hafif gülümsedim de kendine geldi ciks makinası

ama denizin holdingte samimi olmadığı hatun yok gibiydi. çünkü etrafında toplayan bir aura vardı

ama mesela ece için hiç uğraşmıyordum bile, çünkü bende kendimi biliorum amk, hedefler belirlerken ulaşılabilir yani bizim dilimizde attainable yada feasible hedefler olmasına dikkat etmek lazım. size benden bir tavsiye, bu sizi başarılı kılacaktır.

artık özellikle deniz ile olan münasebetimde çığırından çıkmak üzereydim. nerdeyse senin ız kardeşinle de yatmak istiyorum bana onu servis et diyecek kaşarlığa an be an ulaşır gibiydik

neyse allahtan gerektiğinde self esteem kısmına yalandan da olsa inmeyi başarıp tekrardan kendimizi hayata tutundurmayı başarabiliyoruz. yapamayanlarda var onlarıda zaten celebrity death news ten okuyoruz. insan kendine değer vermeli biraz...

daha hızlı kanka

çoğunun zaten sevgilis hatta kocaları var ama ona rağmen heyecan peşindeler. benim gibi diyince. bastım kahkahayı. aldığım bilgiler altın değerindeydi. iş yerine beraber gitmeyelim anlaşılmasını istemiyorum dedi. buda benim hoşuma gitmişti. elimle beraber gibimi de sıvazlamaya başladım...

ii de şimdi gibişe geçecen anladık amkda. yüzde ciksen ne amk

ensesinde ki o yumuşacık tüylerin bile dikleştiğini görüyordum ya ben üstüne gidiyordum. konuşmalarımı fısıldamalarımı hafif nefesimi de ekleyerek kulağına kulağına yönlendiriyordum

müziğin şiddeti arttıkça biz birbirimize daha fazla yaklaştık. hal böyle olunca birbirimizin kulağına konuşur olduk yavşak yavşak. o bişey diyeceğinde benim bende ona bişey didyeceğim zaman onun kulağına sıfır mesafesinde yakaşıp kur yaparcasına diyeceklerimizi diyorduk...

saatler 10 a geliyordu, artık yavaştan müziğin çok ağır ve sert olmadığı bir mekana gidip bir kaç kadeh içki içmenin vakti gelmişti. mekanda zaten 11 de doğru hınca hınç doldu, müzğin şiddeti gittikçe de artmaya başladı.

reserved diyelim

iş çıkışına yaklaşıyorduk. çıkmadna hemen önce hatun lavaboya gidip hafif makyajını tazeleyip yanıma geldi ve ofisten beraber çıktık. gittiğimiz yerin ikinci katında güel bir akşam yemeği yedik. havanın güzel olmasını fırat bilerek dışarıda biraz dolaştık, kakara kikiri deken birbirimize temas eder olduk daha sık...

sonra oturduk yemeğimizi yerken konuşmaya başladık. akabinde ben sırıtmadan ama ince espriler ile onu güldürmeyi başardım. ondan sonra zaten açıldı. bende konuşmanın arasında onun mood unun iyi olduğu bir zamanda akşam progrdıbının olup olmadığını sordum. bir an duraksadı ne diyeceğini şaşırdı " bilmem ki ne desem, aslında programım yok ama hazır değilim yaa ben baksana üstüme başıma, iş kıyafetleriyleyim" şeklinde bir cevap geldi. tabi passat dururmu " böyle gelmen daha mantıklı, gideceğimiz yere üstünde harika duracağını tahmin ettiğim gece elbisesi ile ( yaz günü bu arada giyeceği şeyde strecth mini etek yani) gelmen iyi olmaz" dedim. inanılamz hoşuna gitmişti zütü düştü amk karsınının. tamam dedi ozaman iş çıkışı beraber takılalım dedi. iş yerine dönmüştük tüm öğleden sonra ofisteik kız arkları ile kakara kikiri yaptılar arada beni süzerek. keyfim yerindeydi dıbına çakim. hafta bir gol bir mi lan dedim içimden...

bende içierisinde hafif bir tebessüm içeren alaycı bir tavır ve bakışla "senin geldiğini biliyor olsaydım ofisteyken davet ederdim" dedim hugh grant abimizden kaptığımız cenpich ( centilmen bin) tavırlarla ve ayağa kalkarak. hatunun bakışlarına bir ciksilik bir şuhluk konmuştu, göslrinin içi parlarya bazen insanların mutluluktan heyecandan, ayrıca gibişten önce çiftler birbirine kur yaparken ön sevişme esnasında yüzlerine bir ifade gelir ya, he işte o ifadenin aynısı...

genellikle ofisten arkadaşlar ile öğle yemeğine çıkmakla birlikte, her gün yüzünü gördüğüm insanları görmekten bıktığımdan tek başıma çıktığımda oluyordu. bu da öyle günlerdne biriydi. gittiğim yerde son günlerin çok populer yerlerinden birisi, cafe-restoran ( isim vermiyorum). gel gelelim gizmde bu restoran gelmişti o gün. ben onu göz ucuyla süzerken cool luğumu koruyor kendimi ağırdan satıyordum. hatta görmemezlikten geliyorum ( bunu sıklıkla yaprım çünkü kadınlar farkedilmek isterler, farkedilmediklerini hissederlerse mantığın dışına çıkıp aklında olmayan şeyleri bile yapabilirler dikkat çekmek için ellerinden geleni yaparlar, benden size tavsiye karıların üstüne ne fazladan düşün nede onların farkedilebilir olduklarını hissettirin, it works yani). her zamanki gibi bu taktiğim işe yaramıştı ve gizem ağır ağır ama heyecanlı şekilde yanıma yanaştı ve yeni farkettim süsü vermek adına bana " aaaa passat sende mi burdaydın" şeklinde zütünü yiyim ayağı çekti. halbuki zütü kaptırdığının farkında bile değildi ...

yazsana be dıbına çaktığım. beyaz yakana akıtayım senin amk.