/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +5 -1
    (ONEMLi NOT: HAYAT HiKAYESi iCERiR. )
    Susarak anlatmaya çalıştığımız şeyler ne kadar çok anasını gibeyim.
    Küçükken çok anne baba sevgisinden ekgib kaldım. Şuan güzel sanatlardayim portre çizip satıyorum. Ama 1 kez olsun aile resmi Çizemedin lan. Ben anneannemin yaninda büyüdüm 12 yaşıma kadar annem o oldu. Babam zaten annemle ben 1 aylıkken ayrılmış, çocuk istemediğini söylemiş. Annem 7 yaşıma kadar bodrumda çalıştı. Hala o küçük aklimla annemin resmine bakıp agladigim zamanları hatırlıyorum. Gel gelelim o ekgibliği hissettirmemeye çalışan anneannem benim için melek gibiydi. Zaten babamı yılda 1 ay görüyordum oda ramazan ayında dedemlerin yanına gittiğimde. Bir keresinde 40 derece ateşten havale geçirmiştim, mahalledeki esnaf hastaneye zütürmüştü. Çok zordu be, her parka gittiğmde anne-babasiyla gezen çocuklar görürdüm anneanneme bakar aglardim. Oda ağlardı halime. Sonra okul başladı, ilk baslarda güzeldi. Zaten aligibtim yalnızlığa ilk günler hic aglamadim. Ama her veli toplantısı zamanı aglardim. Ne annem ne babam giderdi o veli toplantılarına , ilkokul-lise hayatım boyunca hep bos geçti. Ben gitgide buyuyordum anneannem ise dedemin ölümüyle dara girmişti. Emekli maaşıyla büyüme çağındaki erkek çocuğa bakmak zordu onun için hafta sonları annemi görür olmuştum zaten. Oda evlenmişti ben 8 yaşımdayken. 12 yasımda az da olsa büyüdüğümü zannettiğim için dedemlerin yanina gitmek istedim. Anneannem ne kadar "oğlum sonrasında basın çok ağrır" dese bile onu zora sokmak istemedim ve gittim. Artik yeni şehir yeni okul yeni arkadaşlar benim için hazırdı. Sadece ben değildim. Dedemler çiftçiydi her hafta bana 50 TL bırakıp köye giderlerdi. Yemek yapmayı ozamandan öğrendim.
    ···
  2. 2.
    +1
    Dinleyen?
    ···
  3. 3.
    +2
    1 kişi bile olsa iyidir . anca burada anlatıyorum.
    ---
    Üst komşunun bin çocuğu geliyordu onla takılıyorduk falan. Anneannem ve annemi çok özlüyordum, günler stabil geçiyordu. Birgün evde dolanırken bu işlere aileme falan çok bozuldum AMK (amerikanvari bir tavırla) kapıya tekme attım çatladı biraz. Neyse haftasonu geldi dedemler geldi. ilk gün farketmedi, öbür sabah gideceklerdi . okula diye kalktığimda suratıma gelen bir tokat darbesi bende sok etkisi yarattı . bu yasima kadar fiske yememistim. Dedem beni iyi dövdü o gün. Babamlari falan dovdugunu duymuştum amcamlardan falan, ama inanmamistım. O gün çok ağladım sonra geçti. Bizim alt komşu enes abi çağırdı maç yapmaya bizim evden biraz ileride yıldız sitesi var, oraya gittik. Meğer oç beni kavgasına zütürmüş. Neyse girdim sorgulamadan aramızda iyi diye. Annesi dedemler haber vereceğini söylemişti (annesi de mac yapmaya gittik sanıyordu ) geldiğimde dedem babaannem alt komşu bizi kapıda karşıladı. AMK kimse dedemlere haber vermemiş, ozamanlar çocukları kaçırıp dilenci yaparlardı ondan korkmuşlar. Dedem eve çıkarıp falakaya yatırdı. O zamana kadar anldıbını bilmediğim dayak yöntemini sadece filmlerde görürdüm. Çok acitiyor beyler, falaka değil. Babamdan başkasının dövmesi. O an annemi o kadar çok özlediğini farkettim ki. Açıdan değil de üzüntüden ağlıyordum. Ben 6. Sınıfı da bitirdim. 7. Sınıfa geçmeden önce babam evlendi. Kafam karışıktı, anneminde babaminda düğününe şahit olmuştum. Ne kadar koydu bana bilseniz.
    ···
  4. 4.
    0
    Kısa bir ara
    ···
  5. 5.
    +1
    gece gece devam ediyorum kaldığımız yerden.
    ---
    Babam beni yanına almak istiyordu, çünkü hep benimle kalmak istediğini ama hiç fırsat bulamadığını söylüyordu her fırsatında. Gel zaman git zaman 7. sınıfın ikinci döneminde babamlar yeni evli olmalarına rağmen beni yanlarına aldılar kayseriye. Yine yeni bir şehir, yeni insanlar, yeni okul, yeni arkadaşlar. Babamın benimle yaşamaya çalışması biraz zaman alacaktı. Benimle çok vakit geçiremediği gibi genelde beni küçükken aldığında hep internet cafelere ps cafelere zütürürdü. Yani anlayacağınız babam beni teknoloji bağımlısı olarak görüyordu ve o sıralar zaten başka zevkim yoktu. iyice asosyalleşmiştim nereye alışmaya başlasam şehir değiştiriyordum depresif olmuştum ve çok canım sıkılıyordu. Neyse okula başladım kayseri'de , değişik bir şehir gibi geldi bana. Babamın eşine abla diyordum. Annemden başkasına anne demeyi istemiyordum çünkü. Bu onun suçu değil onu suçlayamam ona hiç aksi davranmıyordum ama çocuk aklı işte anne diyemedim hiç. Okulda benim hakkımda " yeni çocuk" dendi 2 ay boyunca. Hoşuma gitmişti, sonradan alışıldı . Ama ben hiç çalışmadan ingilizceyi yaşıtlarımdan kat kat iyi konuşuyordum. Buna öğretmenlerim çok şaşırmıştı aslında bende şaşırmıştım 6. sınıfa kadar zayıf düşen dersimde gizemli bir şekilde "deha" haline gelmiş, okulun ingilizce hocalarının yanlışını düzeltir olmuştum. 7. sınıfta bir resim dalı olan grafitti ile tanıştım. Güzel, salaş ve ozaman gayet popülerdi. Yavaş yavaş öğrenmeye başladım, benim içimdeki boşluğu resimle doldurduğum ilk zamanlardı. Bu grafitti olayı bana biraz popülarite kazandırdı. Artık tanınıyor seviliyordum. Ama işler hep güzel gitmeyecekti ...
    ···
  6. 6.
    0
    dinleyen varmı?
    ···
  7. 7.
    +1
    Bizim sınıftaki 2 arkadaş bana bir kızın benden hoşlandıklarını söylediler. Bende iyi tanışalım falan dedi, kızla tanıştık. Kız hoştu güzeldi çıkmaya falan başladık. Sonra anlayamadığım bir şekilde kızın annesi gelip bize bağırdı(o arkadaşlara ve bana) çocuklar geçiştirdi"tamam teyze birdaha olmaz" diye. Bende bu binlerden öğrendim ki kızdan para almışlar. Yaklaşık 200 tl. Kızda babasından almış bu paraları cüzdanından çalmış. Bayağı olay çıktı laf ettiler hakkımda "para karşılığı kızlarla çıkıyor" diye. Bende kıza okulun ortasında efsane ayarı verdim ."para karşılığı seninle olduysam bu senin huurluğunur". Diyip bu olayı kapattım. Açıkçası bu lafların temizlenmesi 1 yılımı aldı. Hem sınav stresi hemde bu tuzu biberi oldu işin. Evde durumlar stabil gidiyordu hiç eğlenceli değildi. Sürekli annem ve anneannem ile irtibat halindeydim artık annemle bir bütün olmuştuk en yakınım annem ve anneannem olmuştu. Ha birde annem evlendikten 1 yıl sonra kızkardeşim doğmuştu ben 9 yaşımdayken . Kardeşim annem ile kalıyordu. Ben kayseri'deki hayatıma yavaş yavaş yön veriyordum, babam dershaneye yazdırdı gidip geliyordum. Dershanede de bir kızla tanıştım eda isimi . 3 ay kadar onunla çıktık. Ve babamın eşi hamile kaldı, çok mutluyduk. yaklaşık 1 ay sonra bebeğini düşük yaptı babamın hanımı. Evde hüzün hakimdi benimle tartışıyordu arada sırf benim düzenim tek yaşamaya alışkın diye çok çekişiyorduk. Araları bozulmasın, bir ayrılık daha yaşamasın diye babama da haber etmiyordum bu durumu. 8. sınıf geldi çattı. Yine sınıflar karmalandı tabi. Yeni sıfatlar yeni dedikodular vs. Babam artık beni sadece "aa bak çocuğu ne kadar başarılı" dedirtmek için çalıştırıyordu. Yeteneğim olan ingilizceye hiç sevk etmiyor sadece taktan gibtirik matematiğe yönlendiriyordu. Baskı, hakaretler ve cabasıyla dolu bir yıl geçti. Dershanemizin sınavdan önceki son 2 ayında kamplar vardı çalışma kampları. Onlarda çocuğun biriyle aile durumumla dalga geçtiği için kavga edip kamptan atıldım. Hırs yapıp depara kalktım ve güzel bir anadolu lisesine kapağımı attım. Yaz geldi saçma salak tatil mekanları vs. dolanıldı ben ise o yaz boyunca resim yaptım. Sürekli resim yaptım, kendimi bayağı geliştirdim. (aslında taktan bir manzara çizecek kadar) 9. sınıf başladığında okulun yüzme takımındaydım, herşey güzeldi eski tak sıkıntılarımdan eser kalmamıştı ama turnuvalardan önce ameliat oldum ayağımdan. Ve turnuvalardan geri çekilmek zorunda kaldım. Evde yattığım süre zarfı içerisinde kendimi resme verdim. Portre, eskiz vb. çalışmalar yaptım. Sürekli bir adım daha ilerisine gidebilmek için yaptığım çalışmaları( en güzellerini bile) yırtıp atıyordum. Sonra su çiçeği geçirdim 2 hafta oyüzden okula gidemedim, yine resim yaptım evde. Babamla sadece akşamları görüşüyorduk sabah benden erken çıkıyordu. 9. sınıf tam bir fiyaskoydu. o yazda aynı şekilde resim yaparak geçti benim için . 10. sınıf ( hayatımın en aksiyonlu senesi) ilk kez bir kıza aşık olduğum yıl. Candan çok yakın olduğum arkadaşım cem ile güzel bir yıl geçirmek için hevesleniyorduk .Ben portre çizimlerimi satmaya başlamıştım kendimi çok iyi hissediyordum. Bir kızla tanıştım, ismi : Elif ti. Çok güzeldi yeşil gözlü altın saçlı. Onunla aşk dolu bir 6 ayımız geçti(kızı ölümüne gibtim bu arada ilk deneyimimi böyle yaşadım iyi oldu aslında) . Sonra yakın olduğumu bir kız arkadaşım 1 hafta okula gelmedi. bayağı yakındık çok severdik birbirimizi. sonradan öğrendik ki ...
    Tümünü Göster
    ···
  8. 8.
    0
    Çalıntı saçma gibiş hikayelerinden bıkmışsınızdır. Bu güzel bir hayat hikayesi
    ···
  9. 9.
    0
    Beyler sabaha anlatırım devdıbını içim kötü oldu şimdilik az daha anlatayım sonra devam ederiz sabah
    ---
    Arkadaşım merve 7. kattan atlamış. 1 ay boyunca yoğun bakımda yattı, sonra vefat etti. Çok üzüldük çok ağladık ama giden geri gelmiyor işte. allah rahmet eylesin... 10. sınıf benim için çalkantılı bir dönem oldu hem sevindim hem üzüldüm hem aşık oldum hem ayrılığın takunu tattım( ha bu arada kızla ayrılmamız biraz değişik oldu. kız benden ayrıldı çok seviyordum beyler. onun için 2 gün yemeden içmeden kesildim. sonra kız geldi özür diledi. benimde binlik damarlarım kabardı tabi dururmuyum aynı hızla barışıp ondan ayrıldım). 10. sınıf yazında annem ile güzel bir tatile çıktık antalyada otele gittik annem ben kız kardeşim, kardeşim beni örnek alarak ders çalışıyormuş hep abimi geçmeliyim diyormuş anneme * annemde eşiyle sık kavga diyormuş bunu her duyduğumda sinirlerim zıplar. anneme sordum birgün
    " anne dedim, insanlar neden ayrılır ve çocuklarını böyle zor bir uçuruma itekler? " dedim. annem bana baktı, kocaman sarıldı içine çekerek. öptü beni alnımda.
    "oğlum", dedi. "biz seni böyle bir duruma sokmak istemedik, anlaşamadık boşandık" dedi.
    " önemli değil ama sadece birdaha böyle bir hatayı tekrarlama lütfen " dedim. oda zaten kardeşiminde benim gibi sıkıntılı büyümesini istemediği için sabrediyormuş. Beyler siz siz olun sakın çocuğunuz varsa boşanmayın bakın çok kötü bir duygu. Ben küçükken böyle hep fırlamaydım türlü puştluklar yapardım ilgi çekmek için. çok zor gerçekten. Konuya dönecek olursak, kardeşim ben ve annem güzel bir tatil geçirdik artık annemle aramda olan buz dağı kalkmıştı. ve 11. sınıf gelmişti. 11. sınıfta bunalım ve depresyonla türlü şizofrenik dürtülerde debelendim... ( devamı sabaha, toplaşın reserved alın)
    ···
  10. 10.
    0
    Evet beyler geldim.. Beklettiysem kusuruma bakmayın
    ---
    sonunda 11. sınıftaydım, okulun kendini yarı tanrı gören toplumuna ilk adımımı atmıştım. Çok eğleneceğimi sanıyordum ama hiçte öyle olmadı. Herşey biraz daha sıkıcı, boş gelmeye başlamıştı. Genelde güldüğümüz espriler artık saçma şeyler olarak geliyordu kulağıma. Zaten evde tak tak geziniyordum, babam her fırsatta enseme indirip " ne olacaksın ulan sen? bir yol belirle kendine artık" gibi tatavalarla kafamın etini gibiyordu. Kendi kendime çok fazla düşünmeye başlamıştım, kendime sorular sorup kendi cevaplarımı kendi hareketlerimde arayıp kendime yeni sorunlar üretiyordum. Ergenlik devam mı ediyordu? Hayır! ve ben bilmiyordum. sürekli gözümün önünden türlü ifadeler, film replikleri vs. geçip duruyordu kafayı yemek üzereydim. Babam her akşam geldiğinde " ne oldu oğlum" diye sorar olmuştu. Ben ise sadece" yok bişey, başım ağrıyor" diyip geçiştiriyordum. Oda buna pek inanmıyordu açıkçası. birgün insan beyninin doğasıyla ilgili bir makale okumuştum nette dolanırken. orda " insan beyni kendini olup olmadık şeylere hazırlar ve buna kendini adapte eder" yazıyordu. ilk başta inanmayıp geçmiştim. ama sonradan saçma dürtülerle uyanmaya ve kendi kendime konuşurken buldum kendimi. irkildim " ulan bana ne oluyor, gencim. kötü alışkanlığım yok allaha şükür ne oluyor bana ?" beyler çok ağladım gerçekten çok ağladım, çünkü yavaş yavaş deliriyordum sürekli anne babamı bu yaşta birlikte olmaları için dua ediyordum. ama nafileydi, çok karışıktı aklım. ne düşüneceğimi ne yapacağımı bilmez halde okula gidip geliyordum. Sonunda babam bunu farkedip beni pgiboloğa zütürdü. ( ben böyel ciksi gözlüklü bir kadın bekliyordum. ama karşıma resmen emekli albay tipli bişey geldi) herneyse bu benimle gib gib konuşuyor. " anlıyorum küçükken çok burulmuşsun "falan dedikçe ben ağlıyorum gözümden yaş iniyor. hergün ağlayarak uyuyorum, 2 kere intihara kalktıştım. hiç güzel bir hayatım olamayacakmı diye. aylarca depresif gezdim. sonra resme geri döndüm. ve... (mola)
    ···