🌸 💕🌺　　     🌺💕🌸
🌺　　   🌸  🌸　　   🌺
 🌸                                 🌸　
　​🌺   nerdesin gı   🌺
　　​💕　               💕
　　　  🌸　  🌸
　　　   　​ 💕

Selim Işık: Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. insan olmaktan korkuyoruz. insan yerine bir yığın kuklalar yaratıyoruz. insana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz. işin içine bir defa acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz. Sen de korkuyor musun Günseli? 

Günseli: Sadece senin için korkuyorum Selim. 

Selim Işık: Doğru değil. Ben bunu gerektirecek bir şey yapamadım sana. Bir sürü gevezelik ettim. Bitmesi gerekirdi bunların artık. Yeni sözler, yeni yaşantılar bulacağımı sanıyordum. Bu acılar, yüreğimi paslandırmış oysa. Sevmek zor geliyor. Alışmamışım: yoruluyorum. Her an sevdiğimi düşünemiyorum. Bazan atlıyorum. Boşluklar oluyor. Bunları boş sözlerle doldurmaya çalışıyorum. Oysa ben her an sana bakmak, bir sözünü kaçırmamak; bir kıpırdanışını, yüzünün her an değişen bütün dalgalarını izlemek, her an yeni sözler bulup söylemek istiyorum. Her mevsimde, her gittiğimiz yerde, insanlarla ve insanlarsız, aşkın değişen yansımalarını görmek istiyorum. Bütün bunlar beni yoruyor. Sen orada duruyor ve beni seyrediyorsun sadece. Senin için sevmek, su içmek gibi rahat bir eylem. Ben, her an uyanık kalmalıyım. 

Madem gideceksiniz, madem haber vermeden gideceksiniz neden gelip bu taktan ortamda yer ediniyorsunuz?, neden kendinizi sevdirip bir dostluk bağı kuruyorsunuz..?

Sana kırgınım lan. Bari son entryni http://www.giderlisozler.com dan yazsaydın da Gittiğin anlaşılabilseydi..

Biz burdayız, ya sen?

Bekliyorum.
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın.

Bütün canlılar için su çok önemlidir. Vücudumuzun % 65’i sudur. Suyu içmek için kullandığımız gibi başka bir çok alanda da sürekli kullanırız:Temizlikte, bahçe sulamada, fabrikalarda vb. Suyu çok yerde kullanırız. Fakat su miktarı, oldukça sınırlıdır. Bu yüzden suları doğru kullanmak ve kullandığımız suları da tekrar arıtarak temizlemek zorundayız. Üstelik Rabbimiz Yüce kitabında “Yiyiniz, içiniz , fakat israf etmeyiniz” diye uyarmaktadır. Kirli suları temizleyerek tekrar kullanırsak suyu israf etmemiş oluruz.

Dünyamızın %70 i sularla kaplı olduğu halde içilebilir su oranının % 1 olduğunu biliyor muydunuz? Bu deneyimizde kirli suları nasıl temizleyebileceğimizi öğreneceğiz.

Malzemelerimiz:
• 2 adet plastik şişe
(2 veya 3 litrelik)
• makas
• su
• toprak
• huni
• kavanoz
• pamuk
• küçük çakıl taşları
• ince kum
• kömür tozu
• talaş
• çamaşır suyu

Deney Başlıyor!

1. Plastik şişelerden birine huni kullanarak biraz toprak koyalım.Üzerini su ile dolduralım. Şişenin kapağını kapatıp çalkalayalım. Kirli suyumuz hazır. isterseniz içine başka kirleticiler de ekleyebilirsiniz. Kirli suyun görünüşüne ve kokusuna bakarak bunu bir kağıda not edelim.

2. Kirli suyu 20 dakika boyunca bazı büyük parçacıkların dibe çökmesi için bırakalım. Biz bu arada filtremizi hazırlayalım.

3. Diğer şişenin alt tabanını keselim ve atalım. Şişeyi ağız kısmı aşağı gelecek şekilde kavanozun içine yerleştirelim.

4. Şişenin ağız kısmını pamukla içeriden tıkayalım. Pamuğun üzerine sırasıyla çakıl taşlarını, kömür tozu, ince kumu, talaşı tabaka halinde yayalım.

5. Oluşturduğumuz bu filtreyi 1 litre kadar suyu yavaş yavaş koyarak temizleyelim. Daha sonra kavanozda biriken suyu dökelim.

6. Şimdi kirli suyu hazırladığımız bu filtreden geçirerek süzelim. Süzülen su, kavanoza damla damla akacağı için su burada dinlenecektir.

7. Kavanozda biriken temiz suya bir kaşık çamaşır suyu ilave edelim.

Şimdi suyumuzun görünüşü ve kokusu nasıl? Değişiklikleri not edelim.

Neredesin sen

Hemen her evde ve işyerinde olmazsa olmazların başında gelen televizyon, kimi evlerde birden fazla bulunmaktadır.

20. yüzyılın en önemli icatlarından biri olan televizyon, hayatımızın önemli bir bölümünü karşısında geçirdiğimiz bir tutku halini almıştır.

Peki, sürekli seyrettiğimiz televizyon nasıl çalışır merak ettiniz mi? işte cevabı;

Televizyonun temel çalışma prensibi, ışık enerjisinin elektrik enerjisine çevrilmesinden sonra yayınlanması, elde edilen elektromanyetik sinyallerin ise yeniden ışık enerjisine çevrilmesidir. Selenyum üzerine ışık düşürüldüğü zaman elektrik direncinin değiştiği keşfedildikten sonra, buna dayalı olarak da parlak ışık düştüğünde sinyalin kuvvetli olduğu, soluk ışık düştüğünde de sinyalin zayıf olduğu görülmüştür. Genliği değişen bu sinyal, radyo dalgaları şeklinde yayınlandığı zaman alıcıda ters işlem yapılarak ekranda görüntü oluşmaktadır.
Televizyon, belli bir noktadaki ışık şiddetini radyo dalgalarına dönüştürme, sonrasında da bu radyo dalgalarından eş şiddette ışıklı bir nokta oluşturulması prensibine dayanmaktadır. Aktarılan görüntü, binlerce kareye bölünmekte, her bir kare de homojen bir şekilde aydınlanmış noktalar gibi kabul edilmektedir. Aydınlatılmış bu noktalardaki ışığın şiddeti, televizyon verici sisteminde radyo dalgalarına, televizyon alıcılarında da tekrar ışığa dönüşür. Televizyon alıcı ekranında farklı aydınlıklarda karelerin oluşturduğu resimler gözlemlenir.

Renkli televizyonlar tüm ışıkları kırmızı, yeşil ve mavinin farklı ölçülerde karıştırılması sayesinde elde edilmesi prensibine dayanmaktadır. Aktarılacak olan görüntüler kırmızı, yeşil ve maviye hassas olan üç adet kamera vasıtasıyla aynı anda taranmaktadır. Ortaya çıkarılan üç ayrı elektromanyetik dalga, televizyon alıcı sisteminin ekranında bu üç renkten her biri üst üste düşürülmektedir. Tüm bu renklerin karışımından da doğal renklenmeler elde edilir.

Televizyon yayın sisteminin belli başlı unsurları da şöyledir; Görüntüleme kamerası, ışık sinyallerini dönüştüren transduser, bir transmitter, alıcı anten, amplifikatör ve ekrana görünür resmi aktaran bir tranduser’e gereksinim vardır.

Sevilesiya zütümü ye

Bana niye çuqu atıyonuz lan

Panpa ne için gittiysen bu kadar kafana takmana gerek yok gel yemin ediyom yaw özledik mq

Sana seni özlediğimi söylesem?

bence sözlüğü takip ediyor ama ya yazar değil ya da başka bir hesapta.

5 güne geleceğini düşünüyorum çünkü 21 kutsaldır .

Çugu almak için gelmedim. Cidden gittin mi be :/

Hangi hesaptasın lan üçkağıtçı :D

Karnabaharlar ağlıyor panpa nerdesin

edit: Bu adamın düşmanları mı var lan her yazan cuguleniyor giberim ha

edit2: Bu adam öldü mü nerde yav

Belki de aramızda şu an ama kimsenin haberi yok :(

Acaba o da merak ediyor mu bizi ?

Belki de unuttu gitti...

Neyse canı sağolsun.. ne diyeyim ki ? ):

Bundan sonra tavır değişikliğine gidiyorum herkese şuku :(((