Nomad; göçebe anlamından çok vahşi ve barbar sıfatıyla kullanılıyor.

Nomadlar ülkelerindeki şiddetli kuraklık zamanlarında, komşu yerleşik bölgelerdeki siyasi karışıklıklardan yararlanarak, yaptıkları akınlarla etrafı istila etmekten başka vasıf taşımamaktadırlar ve bütün geçmişleri budur. Yani nomad "tarihi olmayan" bir cemiyetin insanıdır. Devlet teşkilatı yoktur. Onların bir bölgeyi ele geçirmeleri fetih değil işgal ve kanunsuzluktur ve o bölgeye idare değil bekçilik ederler.

Halbuki, Türk Milleti "tarihsiz" değil, aksine parlak uzun mazisi ile tarihi zenginliği ortada olan bir cemiyettir ve "kanunsuz" değil, kültürün ayrılmaz bir parçası olan teşkilatçılığı sayesinde birçok devlet kurarak yürürlükte tuttuğu hukuki mevzuatla seçkinleşen bir millettir; buna göre de Türklerin tamamen zıt mana ve nitelikte "nomad cemiyet" sayılması mümkün değildir.

Oryantalist bakış açısından arınmak dileğiyle.

@3 Argüman sun oryantalist yavşak.

Batılı kısmın kültürünün temelinde "köylülük" (yerleşiklik) yatar ve bu onların gözünde medeniyet için gereken tek ölçüttür. Ve insanlık tarihindeki kültürel faaliyetleri bu perspektiften değerlendirme alışkanlığından kurtulamamışlardır.

Böyle bir medeniyet kademelendirmesi ne bilimsel bir gerçekliğe ne de ahlaksal bir temele dayanır.

Halbuki çokta zorlayıcı olmayan bir düşünce sürecinin ardından, hayat tarzının oluşmasında çevresel ve coğrafi faktörün büyük etkisini kavramak mümkündür. Bunu kavimsel bir seçim olarak görmek budalalıktır.

Her kültür kendi içerisinde tutarlı bir bütündür.