they call me alpha

Duygu, aklın törpülenmesi ve hastalıklar birbiriyle ilişkilidir. Nefsine hakim olmadıkça aklın törpülenir ve hastalıklar baş gösterir.Bu nedenle nefsine hakim olmak çok önemlidir. Mesela senin o gün 200 soru çözmen lazımsa oturup 200 soru çözülecek.Ya da at gibi bir kız yazıyor ama gerizekalı. Durmayı bileceksin. Duygular böyle itaate alınır.Sen onu kontrol etmezsen o seni kontrol eder. O seni kontrol ederse de sapar kalırsın.
Beta ittifakı normal gün içinde gördüğün ittifaklardır. Dün ezionun yazısı paylaşılmıştı oradaki ezio nun tabiriyle dinamikleri kırılgandır. Daima yıkılmaya ve açık vermeye meyillidir. Mesela erkek ortamında dönen muhabbeti bi bakarsın bi kızın ağzından dinliyorsun. Sorsan kimse anlatmamıştır.Ya da herhangi bir şirketin veya devletin özel belgeleri rahatlıkla ele geçirilir.Bu gibi şeyler beta ittifakı sebebiyle meydana gelir.Ve açık olarak görüyoruz ki eğer taşaklı bir ekip toplanacaksa sağlam bir amaç için; ortada beta ittifakı olmamalı.Çünkü puştun biri açık verecektir. Beta ittifakını betalar oluşturur.
Beta duygularının esiri olunmasıyla aklın düşünemeyecek konuma geldiği haldir-yani duygularına kaptırdıkça kendini betaya kayarsın-.Beta bulunduğu ruh halinden dolayı pişmanlık ve acı duyar, kendini değersiz hisseder. Fakat çabaladıkça daha da düşer.Çünkü o eşik çizgisini çoktan aşmıştır. Doğruyu bulmak için değil menfaatlerine yarayanı bulmak için çabalar durur-işte biz de menfaatlerimizden ve korkularımızdan sıyrılıp doğruya yönelebiliriz ancak-.Böyle elemanlar toplanıp biraraya gelirler ve saçma sapan bişey çıkar ortaya: beta ittifakı
Dedik ya beta acı duyuyor düşünememesinden ve sevilmemesinden dolayı.Bu acısını bastırmak için topluluk olmak istiyor işte. Yanına onla beraber birbirlerine yalakalık yapacakları adam arıyor-çünkü değersiz hissediyorlar.iki taraf da birbirini yalayacak ve değerli oldukları yalanını söyleyecek ki acılarını bastırabilsinler.-Ama hadi diyelim dedin ki lan sevgi istiyor yazıktır ve ittifak kurdun.Bi süre sonra bakarsın ki o acı çeken beta seni törpülemeye çalışıyor sinsi sinsi işler çeviriyor karı gibi. Yani sadece belli seviyelerde acımak lazım. Karakterleri çok net bozuk.Çünkü sevilmediler ve duygularına uydular. Duygularına uydukça hastalıklar boy gösterdi ve böylece dolaylı yoldan beyni 0 a vurdurdu. Artık düşünme fonksiyonları yok, sadece menfaatleri var.
ittifak içi muhabbete bakarsan milyon tane test döner.Bol bol birbirlerini de yalarlar. Fakat arkadan da konuşur iş çevirirler. ittifak içi sadece alabilecekleri çıkara bakıyorlar. Yani ben alayım alacağımı millet çok da gibime kafası. Birlik gibi görünebilirler, fakat ayrılar. Neden? Çünkü beyin fonksiyonları işlemiyor artık, ayırt edemiyorlar; sadece kendi menfaatleri bazlı yaklaşıyorlar. Ayrıca onur yok, sadakat yok ve bu kavramların onlarca bir önemi de yok. Onlarca yalakalık yapmak satmak ve dedikodu yapmak çok doğal. Yalnız kalamıyorlar, çünkü içleriyle iletişim kuramıyorlar. Kurarlarsa acı çekecekler. Duygunun liderliği ve hastalıklar yalnızca acı verir ve sürekli değişik şeylere takılırsın saçma sorular sorarsın kendine.-"değişime açık kevaşeler, değişime fazla açık olmayan alfa" sıçtım galiba beyler yanlış varsa düzeltin -
Herkese yalakalık yapılır, yaltaklanır bu bize değerini peşkeş çeker mi diye. Çünkü enerjinden faydalanmak ister. Kendi enerjisini sana aktaracak senden alacak ki seni de kendi yanına çeksin.Biz de doğal olarak bu pisliğe hayır diyoruz. Yani bir betaya değerini peşkeş çekersen-beta dişisi de olur erkeği de- kendini kirletirsin, enerji transferi yaparsın. Bunun için değerini peşkeş çekme.Ya bu yarak kafalı olmak da değil yüz verme demek. Zorunlu çevrede de takıl yani artık değerini peşkeş çekmeden. Fakat yalakalık yapanla bağ kurmak yok işte statüm yükselcek şu çocukla takılayım şu kızla çıkayım falan bizi bozar. Betalara karşı sınırlarını keskin çekmek lazım.
Beta ittifaklarında kardeşliği bulamayacaksın. Kardeşliği nerede arayacağını iyi biliyorsun. Sakat müttefikin olacağına müttefikin olmasın. Beyler buyrun ekgib yanlış varsa ekleyin veya düzeltin lütfen.

Yaptığım ifşanın akabinde aşağılık zütleğin sıktığı iftiraları görüyorsunuz değil mi? Ya o çaresizce züt serinletme çabalarını? Bu çabanın gitgide arttığını? tak çukurunun daha da derinlerine batarken attığı yardım çığlıklarını? Hele o hacının kendisi hakkında bildirdiği gerçekleri tersyüz edip bize isnat etmesi yok mu kahkaha attım dıbına koyıyım. Yüzleşemiyor ve kendi semptomlarını bize kakalamaya ıkınıyor işte aptal beta. Daha çok ıkınırsın kanki sen buralarda ol ki gözleyip ibret alalım asfjhagfasf.

"kitap meselesi, sadece güvenmem için!
birbirinize o ezik sınavı kazandırmanız, birbirinize güvenmeniz için!
o kitaplar ve trailer maiyetindeki öğretilerim, kendinize güvenmeniz için!"

Attığı tcma yazısından bir bölümü alıntıladım. Hacı bildirdi kitap işinin test mahiyetinde kullanıldığını fakat tekrar üstünden geçelim. Zaten şu okuduğunuz alıntıda da her şeyi özetlemiyor mu adam? Kitap konusunda görevler verip grubu bunun üzerinden test etti işte olay hiç bir zaman kitap yazıp köşeyi dönmek olmadı ki. Lan öyle bir amacı olsa bize yahut kancıktaki sırtlanlara ihtiyacı mı olur olm azıcık dürüst olun objektif bakmaya çalışın. Son satırda başlıktaki telkinsel altyazıya atıf var mesela. Acabası olana destek adına yüreklendirir başlık, değişebileceğini fakat bunun kendi çabanla doğrudan alakalı olduğunu vurgular bir çok yerde. Hacının son attığı yazıda buna dair detaylandırmalar var. Ha sen direk telkinsel altyazıdan aldığın gazla hayatında ıkınmaya çalışırsan sonuç tabi ki hüsran olur dıbına koduğum. Sonra gelir burda depresyondayım diye ağlarsın prim kasmak için. Başta ben de o gazla gitmiştim fakat anladım ki zütümden anlamışım asfjhgadjsfgkj. Her şeyin başladığı yere geri döndüm ve sorguladım. işte o "sıkı çalışma, okuma ve araştırma süreci" bu şekilde başladı bende.

En başta farkındalık gerekiyordu. Hani hacı dedi ya kokuya alışmıştınız hatta kokunun farkında bile değildiniz diye. Değişmen için önce değişimin gerekli olduğunu farketmen lazım. Hayatına şöyle bir bakıp kokuyu farketmen/hatırlaman lazım. Başlık zaten o farkındalığa ulaş diye hayatınla alakalı sorular sorar, hatta en başından itibaren yapar bunu 'blog hakkında' kısmına bi göz atın. Artık o farkındalıkla ya yüzleşir yükselme yolunda debelenmeye başlarsın ya da unutmaya ıkınır züt serinletmeye uğraşırsın. Senin bileceğin iş yani ben veya başka biri dayatamaz. Debelenenlerdensen eğer, sen de benim gibi şahsi mücadeleni veriyorsun demektir. züt serinleten taraf ise böyle ağzından sıçıyor işte. Bu aptalın gerçek olmasını istediği üzere tcma 'ananız sizi sevmiyor ki xd' mi dedi mümkün mü bu ya. Burda açıp o gibtiğimin hormonlarını araştırmanız gerekmiyor muydu? Anlatılmak istenen açıkça annenizin sizin kendinizi ya da dünyayı değerlendirmenizde bir kıstas olamayacağıydı çünkü sen nasıl davranırsan davran o kadın hormonlarının etkisiyle sana karşı hep önyargılı olacak. Senin gerçekte kim olduğunu da diğer dişilerin gerçek yüzünü de yansıtamayacak.

Herkes kendi kişisel mücadelesini vermekle yükümlüdür. O çorak araziyi verimli hale getirmemiz lazım ki ekilen tohumlar tutsun. Diğer türlü çorak araziye tohum ekmek faydasızdır çünkü tutmaz. Başlığın bu konuda verdiği akılsal altyazıyı hacı açıkladı a gösterip b'ye yönlendirmesi, çaktırmadan araştırmaya sevk ettirmesi, merak aşılaması falan. Böyle böyle o çorak araziyi ıslah edeceğiz. Tanrı emeğimizin karşılığını verecektir.

Gerçekten de tam teşekküllü bir eser. Ücretsiz bir eser. Hayata dair gerekli ne varsa işleyen bir eser. Üstüne bir de hacı her yönüyle açıklayıp detaylandırıyor. Bize düşen hakkıyla faydalanmak ve bu yola baş koymuş insanlar olarak birbirimize destek olmaktır diye düşünüyorum. Tanrı'nın barış ve esenliği üstünüze olsun.