toplanın piçler 7 yıllık aşk hikayemi

anlatıcam var mı lan hikaye dinlemek isteyen?

not: düzmece yoktur, başlık rağbet görürse en ince ayrıntısına kadar anlatıcam.

başlıyorum binler toplanın lan amk

toplanın amk 3 5 kişiye anlatıp harcayabilceğim bi hikaye değil bu amk

kime diyorum binler 7 yıllık aşk hikayemi anlatıcam yalan yok, düzmece yok amk toplanın anlatıcam

giberim lan dinlemeyen olursa gibimde değil dağlara taşlara anlatıcam artık anlatmam lazım içimde kalıcak amk

evet beyler başlıyorum. ilk başta dediğim gibi her şey gerçektir.

6 yıl önce liseliyken her sabah olduğu gibi çıktım evin önüne dolmuş otobüs bişeyler bekliyorum işte. bi yandan sigara içiyorum, kulakta kulaklık hayatı giblemez bi biçindeyim. bizim eve yakın oturan bi kız var, ama kızı sadece sabahları gördüğüm kadar biliyorum. ne muhabbetim var, ne de her sabah gördüğüm sokak dışında bi yerde görmüşlüğüm. kızı tarif edeyim biraz, azcık toplanın.

edit: başlar sıkıcı gelebilir.

kız 1.65 boylarında, esmer tenli renkli gözlü bi kız. kızı her gün görüyodum, okulda evde dershanede aklımdan çıkmıyodu amk. artık bi şekilde konuşmam lazım kızla ama nerden konu bulcağımı bilemiyordum amk. bi gün dayanamadım evden çıkarken kendi kendime dedim ulan bugün bi yolunu bulup konuşcam. çıktım evden, biraz daha temiz bi itibarım olsun maksadıyla sigara yakmadım. saate baktım. saat 7 buçuğu geçmişti. işte bu fırsat beklediğim andı. otobüs geçmişti ve bunu o an sorabilceğim tek insan oydu. tam kıza doğru yöneldim, otobüs geçti mi diye sorucam, kesin kararlıydım. tam kıza doğru yöneldim, kızın servisi geldi kız bindi gitti. cesaretim uçtu gitti o an amk.

@18 tamam panpa, sebepsizce verdim şukunu.

o günün çok gibik geçtiğini hatırlıyorum. sanki çıkıyoduk da kız beni terk etmiş amk. ne tak vardı da o kadar üzüldüysem.. neyse. ertesi gün oldu. giberim amk dedim bu sefer çıkıcam çıktığım gibi sorucam direk. neyse sallandım biraz evde, yine otobüs saatini geçirdim. çıktım, kıza doğru yöneldim yine. baktım servisi geliyor, gibimde değildi o an. gittim yanına servise binmeden yetiştim. pardon, otobüs geçti mi dedim. geçti malesef dedi. hadi ya neyse servisin geldi bekletme hadi dedim. gülümsedi bindi gitti. o an anladım binler. aşıktım o kıza. adını bile bilmiyordum ama aşık olmuştum amk. o ses, o gülümseme, o masumiyet...

ertesi gün otobüsü kaçırmıcağım saatte çıktım evden. kız karşıda bekliyodu. beni gördü, hafif yürümeye başladı bana doğru. ben farkettim ama kulağımda kulaklık varmış da hayatla ilişiğim kesilmiş gibi davranıyordum. sonuçta kendimizi ağırdan satmak lazım aşık olsak da amk. kız geldi, eliyle omzuma dokundu. o an bütün iç organlarımdaki hücreleri hissettim mutluluktan. çıkardım kulaklığı. günaydın dedi, sana da günaydın dedim. otobüsü kaçırmadın bugün daha geçmedi dedi, şanslıyım yani dedim. gülümsedi, dün gelen arabanın servisim olduğunu nerden bildin dedi. kıpkırmızı olduğumu hatırlıyorum o an. dünden önceki gün de soracaktım otobüs geçti mi diye tam geliyodum, servise bindin ordan tahmin ettim dedim.

tam o anda otobüs geldi, kız bi an bana baktı. göz göze geldik, neyse otobüsün geldi iyi dersler dedi. binmek istemiyordum ama daha 2. konuşmada bu fedakarlığı yaparsam kızı havalara sokabilirdim. kent kartımı bulamıyorum dedim, ee napıcaksın dedi. otobüs iyice yaklaşmıştı, bozuk param yok dolmuşu beklerim dedim. geç kalıcaksın dedi, sorun değil dedim. arkasından kızın servisi geldi zaten. neyse sana iyi dersler dedim, gülümsedi yine teşekkür etti. bindi servise, kalbim hala küt küt atıyodu. içimde inanılmaz bi mutluluk vardı. ben onun yanına gitmeden o benim yanıma gelmişti. bana karşı bişeyler hissettiğinin göstergesiydi bu da.

aradan 1,5 ay geçmişti artık birbirimizle olan muhabbetimiz iyice ilerlemişti. artık açılma vaktiydi. bi sabah yine çıktım evden. kız yoktu. bekledim, meraklanmaya başladım. servisi geldi, kornaya abandı. kız hala yok. ertesi gün, evden çıktım kız yine yok. kafayı yicektim amk. 2 gündür nerde bu kız, başına bişey mi geldi diye düşünmekten beyin amcıklaması yaşıyordum sabah akşam. sonraki gün çıktım evden, kız ordaydı. merabaaa diye geldi yanıma. hayırdır yoksun 2 gündür, muhabbet falan edemedik noldu dedim. dedem vefat etti, şehir dışına gitmek zorunda kalmıştık dedi. yüzündeki üzüntüyü görünce ne diceğimi bilemedim amk. sormaz olaydım kafama sıçayım dedim. üzülme ama, seni böyle görmeye alışık değilim ben dedim. yüzüme baktı gülümsedi. 2 gündür doğru düzgün muhabbet etceğim kimsem yoktu sen olmayınca, bunu farkettim biliyo musun dedim. gülümsedi yine. kızı biraz olsun güldürmüştüm, bişeyler hissedip hissetmemesi umrumda değildi o an. biraz olsun mutlu olmuştu, o yeterdi bana..

aradan biraz daha zaman geçsin, dedesinin acısını unutsun diye bekledim. aradan 2 hafta geçmişti, çıktım evden artık zamanıydı. yavaştan sinyalleri vermem lazımdı. kızın yanına ben gittim bu sefer. günaydın dedim, günaydın dedi. ya dün düşündüm de, 2 aydır sabahları hep senle konuşuyorum, gün içinde yakın arkadaşlarımla konuşurken bile bu kadar huzur bulmuyorum dedim, ağzı kulaklarına vardı. evet onu ben de farkettim dedi. ya dedim numaranı versene gün içinde konuşuruz, sabahı beklemek zorunda kalmam biraz olsun dedim. tamam dedi verdi numarasını, özür dilerim ama ismin neydi ya dedim. 2 aydır konuşuyoruz ama isimlerimizi bilmiyoruz ne garip bi durum yaa, bu arada esra ben dedi. evet haklısın ya, ben de mert dedim. artık daha çok muhabbet edecektik. sevinçten havalara uçuyodum...

aşık olduğumu farkedene kadar dersleri iyi olan bi liseliydim. en düşük notum 60lardaydı, kızın numarasını da alınca dersleri iyice boşladım. o zamanlar sms olayları yoktu şimdiki kadar. bi mesaj gelirdi, bi cevap atardık olay kapanırdı amk. artık yakın arkadaşlarım yerine sadece esradan gelen mesajları cevaplıyodum kontör fazla girmesin diye. biraz da zenginlik olunca pederden para aşırıp kontör alıp duruyodum amk. bi gün buluşma ayarlayıp güzel bi mekana zütürüp açılmam lazımdı artık kıza. sabahları yüz yüze söyleyemiyodum amk hafta sonu buluşalım diye. cuma günü okuldayken mesaj attım. yarın işin yoksa biraz gezelim mi diye. oluuuuur :-) diye bi cevap geldi, o an uçtum havalara amk. ertesi gün, sabah 10'da kalktım, hemen güzel bi kahvaltı yaptım. duşa girdim, hazırlanıp çıktım evden. sabahları konuştuğumuz yere gittim oturdum.

uyandıysan, ben sabahları servis beklediğin yerdeyim diye mesaj attım. yeni uyandım ya off neden erken haber vermedin diye bi cevap geldi. bu cevap beni inanılmaz derece mutlu etmişti binler, kızın beni giblediğini gösteriyordu bu. sorun değil, acele etme bekliyorum burda dedim. 15 dakika sonra kız çıktı geldi, ilk defa normal arkadaş gibi yanak yanağa selamlaşmıştık. kalbim yerinden fırlıcak gibi olmuştu o an. acele etme demiştim dedim, acele etmedim ki duşa girdim hazırlanıp geldim işte dedi. kahvaltı yapmadın mı dedim, hayır deyince hemen yemek yiceğin bi yere gidiyoruz o zaman dedim. kampüs tarafında güzel bi mekana oturduk. kahvaltı söyledim ben, laf lafı açtı. kız yemeğini yedi artık konuyu bize getirmem gerekiyodu. uygun zamanı iyi tespit edip bulmam lazımdı.

@37, 2004 yılı olarak düşün hacı tam günü dolmadığı için 6 yıllık yazdım oraya. ayrıca 2005 yılında da o kadar fazla yoktu mesajlaşma olayı. en azından ben o kadar fazla mesajlaşıldığını hatırlamıyorum.

bi an sessizlik oldu. ikimiz de sustuk. geçen gün numaranı alışım aklıma geldi de, gerçekten 2 aydır konuşuyoduk ama adımızı bilmiyoduk dedim. evet ya o an farkettim adımızı bilmediğimizi dedi. ben de bugün bişey farkettim dedim. ne fark ettin bakalım dedi. o an doğru zamandı binler. beklediğim an buydu. ben hiç bi kıza karşı sana duyduğum hisleri duymadım, her kızdan farklısın gözümde. 2 ay içinde, sana karşı olan hislerim her geçen gün yoğunlaştı dedim. biraz utandı gibi oldu, başını öne eğdi. lan dedim acaba yanlış bişeyler mi söyledim. sonra kafasını kaldırdı, ne demek istiyosun mert dedi. o cevabı aldığımda içimden sıçtım dedim kendime. seni seviyorum esra dedim. bi anda kıpkırmızı oldu. ben de kızardığımı hissettim o an. kalbim yerinden fırlıcak gibiydi. gözlerimin içine baktı uzun uzun. 1-2 dakika boyunca hiç konuşmadık..

ben de seni seviyorum mert dedi. o anki şapşallığım yüzümdeki gülümsemeye yansımıştır muhtemelen. dünyalar benim olmuştu bunu duyunca. bi anda her şey güzelleşmişti. hiç sevmediğim şeylere sempati duyuyorum gibi hissettim. kelimelerle tarifi mümkün olmayan bi mutluluk bu binler, yaşayanlar biliyordur. elini tuttum, şu an hayatımın en mutlu anı dedim. gözlerimin içine baktı, sanırım ben sevmiyorum da aşığım dedi. kelimeler boğazımda tıkanmıştı. dicek hiç bişey bulamamıştım. ben de aşığım sana dedim. klagib liseli cümleleri işte anlayın amk. neyse kalktık mekandan, evlerimiz aynı semtte olduğu için aynı otobüse bindik, el eleydik otobüste bile. inanılmaz bi mutluluktu. sonra indik otobüsten bizim evin o taraflarda. evine bırakıcam seni dedim. gören olur diye istemedi, sadece yanında yürürüm normal bi arkadaşın gibi dedim. ben seni yanımda arkadaşımmışsın gibi dolaştırmam bugünden sonra dedi. sen nasıl istersen aşkım dedim. ikimiz de çok mutluyduk amk. ne dedin sen dedi, ne dedim aşkım diyerek safa yattım. sonra uzandı, yanağımdan öptü. görüşürüz aşkım deyip gitti.

aradan 1-2 ay geçti. kavgasız gürültüsüz muhteşem bi ilişkiydi. cinellik içermeyen bi ilişki olmasına rağmen inanılmaz mutluydum. artık okulların kapanmasına yakın zamanlar gelmişti. yaz tatiline gelecekti ve daha sık görüşebilcektik. evlerimiz dip dibeydi. tatile giderse ben de giderdim aynı yere sorun olmazdı. bi akşam, mert diye bi mesaj geldi. efendim aşkım diye cevapladım. aşağı iner misin konuşalım dedi. çıktım dışarı, kız indi geldi. fazla vaktim yok bilmemkime defter vercem diye çıktım dedi. tamam hayatım noldu dedim. bi taklar vardı. garip davranıyordu amk. ayrılmak istiyorum dedi bi anda pat diye. o an züt gibi kalmanın ne demek olduğunu anladım binler. ne biri size laf sokunca öyle kalırsınız, ne de en utanç verici anınızda.. ne- neden? dedim. kekeliyordum amk, beynimden vurulmuşa döndüm. yapamıcam mert dedi. neden yapamıcaksın ni niye yani bi bi gerekçen olmalı dedim. yaz tatili geliyo mert, görüşemicez. sen ailenle tatile gidersin, ben ailemle tatile giderim bilmem ne. bi ton bahaneler üretti. neyse çıkmam lazım dedi. durumu toparlamama fırsat bile vermeden çıktı eve.

@42, olayın geçtiği zamanlar lise 1'den 2'ye geçiyodum panpa.

sokakta bin gibi kaldım amk, çöktüm kaldım olduğum yere. neyse, okullar kapandı karneler alındı. gibimsonik bi karne, ilk okuldan sonra ailem alışık olmadığı için yediğim bi ton laf. ve yaz tatili başladığı için esrayı göremicek olmamın verdiği mutsuzluktan kafayı tırlatmak üzereydim. neyse dedim kendime bu günler de geçecek nasıl olsa. babamdan arkadaşlarla didime yazlığa gitcez diye izin istedim. gönderdi sağolsun, yazlık da orda olduğu için sorun yoktu. arkadaşlar hemen karı kız ortdıbını kurdular, ben öğlen denize giriyorum, bütün gece içiyorum. tam gibik bi hayatım olmuştu amk. arkadaşlar dedi gel sana da bakalım bi kız, yok dedim falan filan ama ikna ettiler. bulduk bi tane güzel hatun. yazlıkta tek başımızayız, hepimizin cebinde parası var. kızlar bakıyodu o zamanlar amk.

neyse bu kızla da öyle gırgır şamatasına muhabbet ediyodum zaten amk. maksat günler geçsin kafam dağılsın yani. kız izmirliydi doğal olarak taş gibiydi amk, arkadaşlarla bulduğumuz hatunlar arasında çirkin diyebilceğimiz yoktu. neyse, kızlarla muhabbet iyice ilerledi. bizim yazlık keraneye döndü, kızı kapan gece bizim evde 3-4 e kadar sonra evli evine köylü köyüne. her odadan öpüşme sesleri çıkıyor, ben de çağırayım bari dedim. çağırdım kızı eve, o gece baya bi öpüştük ama ilk kez bize geldiği için gibmek istemedim. açık konuşayım biraz da zütüm yemedi amk. hem böylece kızla olan muhabbetin devamlılığı gelirdi.

kız nerdeyse her gece 2-3e kadar bizdeydi artık amk. her gece biraz daha ileri gidiyoduk. en son dayanamıcak seviyeye ulaştık ikimiz de. o gece ben kaydım bu kıza. ertesi gün kız bana daha da yakın davranıyodu. ben de kızdan kopmak istemiyodum, bulmuşum izmirli taş gibi hatunu. bi kere de gibmişim, devamı gelirdi elbet. denizde açığa gidip öpüşcek kadar rahattık artık ilişkiye girdikten sonra. geceleri bi içip bi sevişiyoduk derken evdekilerden bi telefon dön artık diye. tamam dedim itiraz etmeden, hevesimi almaktan daha fazlasını yapmıştım. hem tatil yapmıştım, hem ilk defa milli formayı giymiştim, hem de esrayı unutmaya başlamıştım artık. eskisi kadar gelmiyodu aklıma. arkadaşlarla konuştuk. ertesi gün geri döndük.