Başlamadan önce bu hikaye çok anlatıldı birden fazla kişiden işittiğim doğrudur ve en sonunda olayı bizzat yaşayıp şahit olan birinden kendi ağzından dinledim bu hikayeyi de sizlerle paylaşıcam.

Evet olay Ege bölgesinde geçiyor zamanında Selçuklu devleti zamanlardında izmirin Selçuk ilçesindeki kale kullanılır durumdayken bizim köydeki kale ile ateş yakarak (ışıkla) haberleşirlermiş...

Bu ateşleri yakmak için her kalede birer tane görevli bulunurmuş bizim köyde de varmış böyle bir adam zamanında.

Günler ilerlemiş bu günlere kadar gelmiş Selçuk ilçesindeki kale dışarıdan fena görünmüyor az çok sağlam fakat bizim köydeki dağın tepede ve tam bir harabe.

Bir rivayete göre son savaşta kaleler bozguna uğratılmış ve bizim kale yıkılmış, herkes öldürülmüş bizim ışıklı dede hariç...

--

saat 12 olmuş öğle yemeğine gideyim gelince devam edicem buralarda olun.

Işıklı dede savaş zamanında kalenin ateşini yakıp ortadan kaybolmuş ve savaş olduğu sırada da ortalıklarda görülmemiş ölüsü, mezarı falan da yok bulunamadı hala. Neyse hikaye böyle ve köyde anlatılan hikayelere göre 2 rivayet mevcut...

1. bu ışıklı dede senede bir kere elindeki odunu tutuşturup dağın bir ucundan tepedeki kaleye doğru yol alırmış kalenin oraya yaklaştığı vakit ortada ne bir ışık ne bir iz olurmuş yani bu adam her kimse ya öldü hayaleti falan dolaşıyo ya da köyden bir tane bin milleti korkutmak için gecenin bir vakti elinde yanan odunla dağda geziyo