1. 251.
    0
    Her yeni tanışma fırsatı her yeni yalanı denemek için bir fırsat çoğunuza göre. "Belki bu sefer" diyorsunuz, "bu sefer ekgiblerimi bu kişiye karşı hissettirmem". Ekgiblerimi düzeltmeye kasayım değil, onu zaten geç. "hissettirmeyeyim". Bir durum hakkında hamleleri düşünürken, herkesi kendiniz gibi görün, kendiniz gibi derken kendiniz gibi yavşak demiyorum, kendi zeka seviyenizde görün diyorum en kötü. Kendinizden aşağı gördüğünüzde her türlü kaybedersiniz. "Benim aklıma geldi ama onun kesin gelmemiştir" diyerek ilerde zütünüze dikilecek mum için dana gözü çizmiş olursunuz en fazla. Kendi seviyenizde gördükçe anlatmanız ve anlamanız kolaylaşır. Siz istemeseniz de belli bir saygı uyandırmış da olursunuz. Ve inanmazsınız ama, saygı görmeye başlarsınız. Sizden üstün birinden bile.
    ···
  2. 252.
    0
    Telefonuma kaydettiğim "Anne"sinin kaydını alıp her şeyi bıraktığım pozisyona milimetrik olarak geri sokarak, banyoya girip dönmüştüm yatağa. O uyurken her nefes alışında bir adım atarak. O hafif "ffşşt" sesini bile umursayarak. Sonra sokuldum geri yanına. Biraz mırıldanır gibi olurken geri daldık bir iki saatliğine daha uykuya. Gerisi de demin anlattığım... Sevişme falan. Tamam lan... Nasıl seviştiğimizi anlatıyorum...
    Penisimin üst kökünü doğru açıyla vajina girişine hafifçe bastırmam sayesinde git gelde çok hafif acıyan canımla sonsuza kadar boşalmamayı garantilemiş erekte halim bunun yanına o dairesel basınçla vajinal koridora bonus olarak uyarmaya devam ettiğim klitorisi... Dikkat kesildin mi lan? gibtirin olum. Hayatta anlatmam lan. Bunlar bana ait, benim anım, bana ait. Benim. Şu hikayeyle zaten anlattığım onca şeye sayın amk. Ama bunları anlatmam. Dedim ya, açın ferreciları okuyun. Toplanmayın beyler anlatmıyorum amk.
    ···
  3. 253.
    0
    Gülümseyerek bakıyorum ona. Aslında gerçekten gülümsüyorum. Çünkü bana gerçekten güzel birkaç gün yaşattı. Bu konuda ona hakkını vermeliyim. Benim yerimde bir başkası olsa çoktan dünyadan ayrılmış mars için mobilya beğenmeye başlamıştı. Ama ben Canis Majoris'i görmüş biriyim. Mars gibimde bile değil.

    Gülümsüyorum bittiğinde. Kelimelere gereksiz başlayan bu başarılı ahengi, gereksiz abartmadan, normal, sıradan, ama huzurlu bi şekilde devam ettirmemiz için.
    "Günaydın bebeğim"
    "Sana da günaydın bebek. Ben bu sabah senden alıcağımı aldım. istediğin zaman çık, ama sıvışmaya kalkma. ikinci kez ıska geçmem. Cephane mutfakta."
    "Hahaha tamam, merak etme... Pardösüm nerde?"
    "Hmm bilmem"
    "... "
    "Eheuehe ya sen gerçekten normal değilsin. Nasıl da çıplak kaldı ya. Üzerini on kat giydirsem, yine de çıplaksın şu an. Sigara versene, bi tane yakalım."
    "Pardösüm nerde? Kapının arkasına asmıştım?"
    "Bebeğim bak etrafa bilmiyorum, toplarken mi değiştirdim yerini acaba?" -Naptığını biliyorum. Güzel. Beni çaresizce dolanırken görmek istiyorsun. O "şebek"liğime tanık olurken sigarandan keyifle çekmek istiyorsun. Sende o öz cidden varmış. Şu an seni boğarken bi yandan elini sıkasım var.
    "Sevgilim olmayanım, şu paketi bi at ama ya hemen önünde."
    Paketi alıp içinden bi sigara zütürüyorum ağzıma. Yakıyorum. Bana zorla skor tutturacaksın dıbına koyduğum... Etrafı aramadan bulmalıyım pardösümün yerini. Onun akıl ettiğini onun bilip benim bilmediğim bir ortamda akıl etmeliyim. Bakalım.
    ···
  4. 254.
    0
    Seçenekleri basitçe önüme dökmeliyim:
    1-Fazla cüretkar bir hareket yapmış olabilir
    2-Sadece eğlenip bırakacak kadar önemsemiştir
    Cüretkar kısmını geçiyorum. Kırılgan tarafını tüm olanlardan sonra yine de açmaktan çekinmeyecek kadar cüretkar olabilen biri intikam alacaksa da bunu pardösümden çok daha işlevsel şeylerde yapar. Occam'ın usturasını seçicem önce. Benimle eğlenmek istiyor.
    1-Pardösü dolabında vb basit bi yerde.
    2-Pardösü saçma sapan sote bi yere gizli.
    Zekamı takdir ettiğini biliyorum. Yine de takıntımdan fazlasıyla haberdar. Burda soru biraz delice bakınıp sonra hemen bulmamı mı istedi yoksa bulamayıp delirmemi mi? Bunun için ek değişkenlere ihtiyacım var. Denklem spesifik değil.
    Benden sigara istedi. Yataktan kalkmayarak. Yani yattığı yerden doğrularak beni izleyebilir. Direk karşısında baktığı yer dolap. Bu kadar kolay yapmayacaktır. ilk bakılacak yere ilk bakmayacağımı biliyor. Bunu düşüneceğimi de. Gözlerimden ayırmadı gözlerini. Tiyo vermekten korkuyor. Ya da tiyo vermesin ki her yere bakıp bulamazken bolca eğlensin. Pardösü bu odada. Ama böyle düşüneceğimi tahmin ettiğinden eminim, beni bu odaya hapsetmek istemiş olabilir.
    "Bebeğim ver artık şu sigarayı lütfen ya ahaha cidden manyaksın sen."
    O eğer oyun oynuyorsa, oyunu yaratan birinin egosuna sahiptir. Egoist herkes gibi o da yakında işine yarayacak konularda bana laf arası ipuçları vermiş olmalı, yalnızca kendini tatmin etmek için, kulağımdan kaçacağını düşünerek. Zihninin içinde hevesle zıplayıp planına düşeceğim anı iple çekerken. Evet bu gerçekten keyiflidir.
    ···
  5. 255.
    0
    Dinlemeyen insana çareyi dinlemekte vermek. Bir ders. Bana söylediklerini hatırlıyorum. Pardösü, kaçış, sıvışma bu sefer, o günün sabahı, bardak fırlatma, kapının karşısı, mutfak, bardağı isabet ettirme. Cephane mutfak. Mutfak. Mutfakta. Paketin içinden bi sigara çıkartıp ona fırlatıyorum.
    "Nooldu fırladın?" ... -yüzümdeki parlamayı fark ettin mi?
    Mutfağa girdim, ayaklandı ve peşimden geliyor. Doğru yerdeyim. Mutfağa girdiğimde sandalyeye oturtulmuş bir büyükçe koltuk yastığına geçirilmiş pardösümle karşılaşıyorum. Göz göze gelir gibi oluyoruz. Hamle yapmaya karar verdiğim ilk hareketimde buldum. Ama mutlu olamıyorum. Ona döndüğümdeyse dudaklarını büzmüş, gözlerini kocaman açmış kalkık kaşlarıyla bana bakıyor, tam bir yaramaz çocuk edasıyla. Kızamıyorum.
    "Tamam... madem öyle, hadi kahvaltı yapalım." Bir bekaretimi daha almana izin veriyorum. Yeterince zekiceydi.
    "Hohooo işe yarayacağını düşünmemiştim. Ama direk anladın sen. Ama yine de gidiceksen git, gerçekten, öylesinde bi oyundu sadece. Bu sabah yeterince güzeldi bebeğim... gerçekten."
    "Sus sus ağlatacaksın şimdi. Et yok mu ya evde?"
    "Zuhaha 'et yok mu et' soruya bak... var var dolapta otur sen, ben hallederim, ayağıma dolanırsın yardımcı olma."
    Kahvaltı ettik. Güzeldi. Onunla vakit harcarken keyif alıyordum. Gerçekten onunla beraberken bundan sıkılmıyordum, bi an önce basıp gitme isteği gelmiyordu. Bu benim için, normal bir insanın "yanından ayrılasım hiç geliyo ya" demesiyle eşdeğerdi. Ağzıma peynir ve salamlı ekmek vermesine izin verdim.
    ···
  6. 256.
    0
    "Bak önceki doğduğun gündü bu da yemek yemeyi öğrendiğin gün olsun heheh"
    "ilk sözü 'Et yok mu?'ydu."
    "Hahahah destansı bir giriş. Göğsün ayı göğsü gibi kıllı değil ama, hatta kılsız"
    "Ağzından ayıklamayı mı tercih ederdin? O destan neydi gerisi unuttum ya... "
    "Gidiceksin şimdi dimi?"
    "Evet, fazlasını aldım diye diye kahvaltıya kadar oturttun. Artık gidiyorum, cidden."
    "Napıcaksın bugün? Planda ne var?"
    "Bulmam gereken biri var. Onu bulucam."
    "Ya... "
    "Söyle?"
    "O bulacağın kişi bi kız dimi? Ona da 'ders' vericeksin dimi?"
    "Merak etme. Tekrar gelirim. Görüşürüz bebeğim."
    "... görüşürüz." Usulca öpüyorum dudaklarından. Bu onu biraz rahatlatıyor. Geleceğim derken yalan söylemedim.

    Telefonumu çıkarıyorum, ama henüz "Anne"nin sırası değil, korkma.
    "Alo canım?"
    "Selam nasılsın ya?"
    "Ya iyiyim ben asıl senin sesini de çok iyi duydum canım benim, çok sevindim."
    "iyiyim tabi iyiyim ben de. Okulda mısın boş musun?"
    "Okuldayım ya uzun günlerden bugün."
    "O bahsettiğin hatun vardı ya, tanışmama yardım edicektin, o gün söylemiştin."
    "Sen hala orda mısın ben de diyorum toparlamış bu... boşver canım lütfen."
    "Geçiştirdin yani beni... "
    "Tamam okula gel. Okulda tanışırsınız. O da burda. Ne diyim sana ben yani."
    "Seni seviyorum."
    "A-... salak ya"
    "Geliyorum, ders durumuna göre haberleşiriz."
    ···
  7. 257.
    0
    Geliyorum. Geliyorum lan. Senin için değil onun için geliyorum. Yalnızca bir bacağını değil belden aşağını felç edicem kaltak karı. ilgi huursu bin. Senin gibiler için olan mayınların en büyüğüne basacaksın. Turuncu bana hep "ne fark eder ki" diye soruyor. Fark eder. Çok büyük fark eder. Edecek. Onun için fark edecek.

    "Geldim ben. Ziyaretçi kartım var lan çok şekilli, outsiders dı-dınnnn"
    "Hehehe off tamam ben de önceki arada onunla takıldım zaten ortam için."
    "Al beni."
    Bana ilk bakışı beklediğim gibi. Merakla karışık bir şaşkınlık. 'Hızlı toparlamış'
    "Sen içinde şeytanlar saklı bir meleksin."
    "Hehehe ya senin yüzünden. Ya ama tanışıp napıcaksın?"
    "Biraz muhabbet edicem, kısa sürede iyi biri olduğumu anlayacak, iyi arkadaş olacağız. ilerleyen zamanlarda kendini açacak bana, bikaç laf sokup basıp gidicem sonra. Bak bütün planımı açtım sana, bi sorun var mı bitanem?" -bitanem? Yüzüne iyice yaklaşarak soruyorum cümlemin bu kısmı geldiğinde. Bi sorun var mı, bitanemsin. Kalbin hızlı çarpıyor. Göz bebeklerin büyük.
    "Ee... yani ne biliyim çaktırma fazla da gitme üzerine ya."

    Beraber kantinimsi bir yere gidiyoruz. Özel okullar. Saçma sapan yerlere kurulup gecekondulara ya da eskiden efsanevi gibiş dönmüş otel bozmalarına kampüs demekten utanmıyor muallakler. Üstüne senelik servet istiyorlar. Çok da gibimde amk. Bana neyse...
    ···
  8. 258.
    0
    "Hah bak şurda oturuyoruz, şurdaki uzun siyah dalgalı saçlı o kız adı da... "
    Yolda görsem o anlattığının bu kız olduğunu fark ederdim. Üzerindeki her detay nasıl yavşak bir huur olduğunu gösteriyor. Olamadığı her kadının ceset parçaları birbirinden alakasız bir yerde üzerine asılmış. Kokuyorlar. iğrenç kokuyorlar. Ama o birden hareketleniyor. Aslında beni ilk defa gördüğünden emin olmasam beni görünce hemen hareketlendiğini söyleyebilirim. Göz göze geldik, ve çevresinde oturanlara bir şey demeden kalktı yerinden. Bizi bağlayabilecek tek bir köprü var. Tek bir köprü. Yanımdaki kızın konuştuğunu sanmıyorum bunu derken. Tek bir köprü var. Tek bir kişi. Ne demiş olabilir?

    "Eee gibtirip gitti bu."
    "Ya peşinden gitmeye kalkma sakın, benim için geldin unutma."
    "Zaten senin için geldim ya, gitmem merak etme."
    "Çocuklar bu arkadaşım... "
    "Selam... "

    Tekrar gibik sosyal bir ortamın içindeyim zoraki. Ekildim. Büyük bir şüpheyle ekildim. Gözlerime baktı, bildiği bir şey gördü ve sorgulamadan kalktı. Emin bir bilgiye sahip birinin yapacağı türden bir hareketti bu. Biri bir şeyler olduğunu biliyor.
    "Benim gitmem lazım."
    "Ya saçmalama peşinden gitme."
    "Ne sanacak ki? Neyden şüphelenebilir? Senin bişey söylediğini sanmıyorum?"
    "Saçmalama beee tabi ki ben bişey söylemedim. Bana ne ondan ölsün."
    "Ben gidiyorum, telefonda konuşuyor gibi yaparım merak etme, kimse sorgulamaz."
    "Off yaa ne taktın gerçekten ne taktın canım ya... alınıcam alınmıyorum bak... "
    "Yardımın için sağol bitanem, öptüm görüşürüz" -"bitanem" zuhauhah lan çok gerzek kelime amk.
    ···
  9. 259.
    0
    Ama uzaktan kestiğim kız taksisine atlıyor. "Hey taksi şu arabayı takip et" moduna girmeyeceğim. O kadar da değil amk. Dramatiğiz dediysek... Artık bu günlük de elimden kaçtığını kabullenmeliyim. içimde zaten engel olamadığım bir "onun yanında olma" hissiyatı var. Ama bu aşk değil. Hemen atlamayın amk. Keyif alıyorum sadece. Onun yanındayken muhabbet güzel. Yargılamayan, olgun, rahat, ve sadece dürüst. istediğim her şey bu. Lan? Aşk değil dıbına koyayım tekrar edip durmayın. giberler...
    ···
  10. 260.
    0
    "Alo?"
    "Selam... napıyosun?"
    "Senin tarafından telefondan aranmış olma hissiyatını yaşıyorum doyasıya şu an dur iki dakika lütfen tadını çıkartıyım."
    "Hahah... bak bişey dicem. Hazır hava güzel bugün nispeten. Karanlık değilken dışarda olmayı özledim."
    "Ee plan noldu?"
    "Şimdilik askıda"
    "Hmmfff... tamam nereye geleyim?"

    Yoldan yürüyorum. O da tam karşımdaki yolda beliriyor. Bilerek buraya çağırdım. Onun eviyle benim tam tersi yönden seçtiğim yol bunun içindi. Tüm yol karşıdan gelişini izleyebilirim. O da beni. En uzaktan bile kısık bir çizgi halindeki gözlerimi göremese de bilecek ona baktığımı hep. Tam ortadan yürüyorum, yol vermeyerek. Geçenler bana yol veriyorlar. Hiçbir yere bakmıyorum ondan başka. Dudaklarım bükük, kaşlarım çatık. Sadece ona bakıyorum. Sokağın en başından beri. Onun gelişini izliyorum. ilk defa "Buluşacağız". Bu benim tasarımlarımdan biri. Bunun keyfini bir filmde başkasının zihninden çıkan başkasının hikayesinde yaşayacağıma, bizzat kendi hayatımda görmek istiyorum. Yolun ucunda belirdiğinden beri bu sokaktaki en dikkat çekici şey o. Yürüyüşü farklı. Zarif vücudu farklı. Bakışları farklı. Bu yürüyüşü ona ben mi verdim acaba? Düşüncesi yeterince güzel. Onu izlemek hoşuma gidiyor. Yaklaşıyor.
    ···
  11. 261.
    0
    Kapıldığımı düşünüyorsunuz. Ama hazır tam zamanıyken şu "Anne" meselesini açıklığa kavuşturmalıyım. Hemen kötü düşünmeye gerek yok. Dürüst davranmıştır tabi. Bana anlattığı hikayesindeki yeni aranmış ölü anne bir zombi olarak kelepçelenmiş, tutulduğu bir evde yaşdıbına devam ediyor olabilir. Arada bir iki "öööö... eeeüüüüü"sünü duymak için ona telefon almış olabilirler. Her ne ise, o tam yanıma vardığında gerçeği öğrenmiş olacağım. "Anne"yi arayacağım. Bana hikayeler yazmaması gerektiğini öğrenecek. Kendime yolladığım numarayı arıyorum.
    ···
  12. 262.
    0
    "Alooo efendim canım?"
    "A-... a-... alo??"
    "Aaa oğlum hayırdır sen hiç aramazsın istanbul nasıl, bi şey yok dimi allah korusun?"
    "A-... anne???"
    "Efendim oğlum? iyi misin sen bişey mi oldu evladım, konuş oğlum kendinde misin konuş bakayım?"
    "Anne... iyiyim... "

    Sadece o, ben, ve telefondaki ses. Diğer her yer kararıyor. Uzayda gibiyim. Ground control, major tom'la iletişime geçmeyi denemeyi bırak direk füze yolluyor amk.

    Tam yanıma vardığında taklit ediyor karşısındaki manzarayı:
    "A- Anne? Hahahahahah... hahahahahahahahaha... hahahahahahahahhahehehehoehoh"

    "Oğlum neden tutuksun öyle anlamıyorum? Bak arayım mı amcanı gelsin alsın nerdeysen? ... of hay allahım... "

    "Hahahaha... hahahahahahahaha ayyy ayyyy ölücem valla ölücem oyyy tutmayın ölürüm hahahahadhkadhadhajhadhjahehehhehehıoh"

    Yolun ortasında çakılı kalmış pardösülü bir adam. Telefon kulağına yapışmış gibi. Kaskatı kesilmiş. Suratındaki ifade her neyse ben bilmiyorum. Bilmem mümkün değil. Karşısında yere diz çökmüş, yüzü gökyüzüne dönük, karnını tutup yerde yatıp yuvarlanmamak için kendini zor tutan, gülmekten birazdan kalp krizi geçirip ölse kimsenin şaşırmayacağı bir kadın tüm sokağın baktığı...
    ···
  13. 263.
    0
    "Bağrışma mı geliyo ordan noluyo nerde olduğunu söyle oğlum çabuk hay allahım ilaç falan mı aldın sen? Uyuşturucu mu aldın yoksa?"

    "Hahahaha yaaaa yaaani valla ne diyim sana halkdjahahahahaha ... hahahahahahahahahahah kurnaz mısın sen? Akıllı mısın sen bakim? Hanimiş de hanimiş? Ahahahahahahahahahaha... ayyyy dur dur sakinim sakinim... ayy tamam saki-... saki-.. sak-... saahahahahauhadhahduıahaudhahuha hahahahahahehheheheeguegehıhhh ııııhhhhh ıhhhhhh ayyyy ayyy ayyy ayyy ölücem nefes alamıyorum ohhhh... ohhhh.. ohhh offf... ahuahuahua"

    Hayatımda... daha büyük... bi yenilgi... almadım. Hayatımda daha fazla... ezilmedim...

    Numaraları ezberlemeyi öğrenmeliydim. Numaraları en azından umursamayı. Tiki bir sevgilim olsa şimdiye bunu çoktan yapmıştım. dıbını ırzını beynini gibtiğimin çocuğu... beynini gibeyim... Graham sayısı ilk olarak beni gibmişti bu anlattığım gün. Beynimi gibeyim. Fark edebilirdim, çok basitti... ve mükemmeldi...

    "Anne sorun yok sorun yok sesin gitti gelmiyo, anlamadım, kegib kegib. Kapadım ben ararım."
    "Anneesi sorun yok anneesiii beynini kaybetti sadece oğluşun... ahahahaha"

    "Ayyy hayatımdaki bütün gülmekten geberme kotamı kullandım ya şu an... Ya pardösü olayını küt diye bulunca dedim, biliyodur numarayı dedim... telefonla alakasız bi adam ama ona da bakmıştır dedim, aceleyle gönderse de bi bakar numaraya, aceleyle gönderip kapatsa da sonradan bi kartviziti açar falan bakarsa sıçabilirim dedim, o olmadı gün içinde annesi falan ararsa o numarayı sildim anlar başlamadan sıçarım dedim, gibicek belamı anlayınca dedim... ahahahah akıllım benim... deham benim... yirim seni ne güzel bakıyosun sen öyle. Nerdeymiş beyin? Nerdeymiş? Gitmiş mi beyin? Ay ay gitmiş galiba? Heuhehehehe... "
    ···
  14. 264.
    0
    Yanımdaki taş duvara yaslanıyorum. Bi sigara yakıyorum. Diyebileceğim hiçbir şey yok. Hepsinde haklı. Rehbere kaydettikten sonra numaranın bende işi bitiyor. Telefonum sadece aramak için var. Ezbere bildiğim iki numara var, biri babamın , hayatımda gördüğüm ilk "cep numarası" olduğu için, diğeri de benim. Senelerdir bu böyle. Kendi numaramı bile karıştırırdım aslında. Hayatında cep telefonuyla zaten işi olmayan annemin numarasını nerden bilecektim lan... Ama evet, konu "anne"yken, o konuyla ilgili bende olan faktörleri sağlama almalıydım. Artık bir önemi yok. Aldığım 'ders' dışında. Şimdi aldığım yenilginin tadını çıkarmalıyım. Aldığım efsanevi yenilgi.
    Düşüneceğini düşündüğümü önceden düşünmüştü. Pardösü olayıyla beni yalnızca ölçmüştü. Bu olayı fark etsem bile benden öndeydi. Ona hayran olmuştum. O mükemmel kadın... inanılmazdı. Kurban ben olsam bile, beni bile orgazm oldurmuştu. inanılmazdı. Canis Majoris, üzgünüm bebeğim. Ben gözlemlenemeyen evreni keşfettim... Gitmem lazım...

    "Hahah... oyy ... kendinden başkasına güvenmemek bazen böyle hissettirir bebeğim, sorun etme, ders almana bak sen... "
    ···
  15. 265.
    0
    spam bitti beyler bayanlar. bu gecelik. iyi geceler/günaydın.
    ···
  16. 266.
    0
    2 gecelik resmi tatil ilan ediyorum panpalar. pardösülü adamı da arada dışarı çıkartmam lazım. saygılar sevgiler...
    ···
  17. 267.
    0
    verdiğim ara bu gece de sürer panpalar. ortam karışık-kalabalık. yarın gece devam.

    edit: bölümleri girip up'larken dikkat çekmek istemiyorum, sallama vs yok. yarın gece saat 2 gibi devam.
    ···
  18. 268.
    0
    ayraç
    ···
  19. 269.
    0
    "Hahah... oyy ... kendinden başkasına güvenmemek bazen böyle hissettirir bebeğim, sorun etme, ders almana bak sen... "
    (... )
    ···
  20. 270.
    0
    (... )
    "Abi tabi kiiii... harika işler yaptılar ya."
    "Evet ben de çok seviyorum mütiş bi sound"
    "Evet ya... Baba muhabbete daldık biz bu arada sen sessizsin hiç konuşmadın ya sıktık mı seni dostum?"

    Sıktınız tabi ki mal herifler. Her üç ila beş yılda bir, bir tane alternatif gurup, bir tane alternatif yönetmen seçip suyunu çıkartana kadar onun hakkında konuşursunuz. Cümleler süreklidir, ve asla değişmez. Bir de sırf bi kenarda dursun diye bir şeyler yapıyor gibi gözükün de Berfinsu'ları kandırıp çatır çutur gibin diye uğraşıyor gibi yaptığınız "proje"ler...

    Nasıl yapıldığını size öğreteyim, ağzı oldukça yavşakça yayarak, sesi çatallayarak:
    "Abi bu projede cidden çok keyifli anlar yaşadık yani ve... ve öğğğnemli adımlar attıek. Ve gherçekten ben inanıyoruem kiiie, bu projede yeterince şansımız olsa gerçekten bi şşşşeyler yapabilirdik. Ama çokh kheyifli bir projeydi çok keyifli. Dostlarla... Diğ mi kızlar eğlenmedik mi ha?"
    ···